12-09-2007, 16:59 | #1 |
|
Hukuk ve Türkçe İle İlgili Etkinlikler
114 üniversitenin desteğiyle Dil Derneği'nin düzenlediği 75. dil bayramı 26 ve 27 Eylül'de Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi'nin Farabi Salonu'nda kutlanacak.
Bayram Onur Akın'ın müzik dinletisi, Metin Uca'nın gösterisi ve Rüştü Asyalı ile Nedim Yıldız'ın şiir dinletileriyle bir şölen gibi kutlanıyor. İzlence: 75. DİL BAYRAMI ŞÖLENİ SES BAYRAĞIMIZI GENÇLİK TAŞIYOR! 26-27 Eylül 2007 26 Eylül Çarşamba 10.00 Anıtkabir’de Atatürk’e saygı sunumu * 11.00 75. DİL BAYRAMI Sunan: Aslı GÖKDEMİR * Saygı Duruşu Ulusal Marşımız Üniversite Marşı Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Orkestrası * Açış Konuşmaları Gençlik adına Halil İbrahim KEMANECİ Dil Derneği Başkanı Sevgi ÖZEL Karaelmas Üni. Rektörü Prof. Dr. Bektaş AÇIKGÖZ Gazi Üni. Rektörü Prof. Dr. Kadri YAMAÇ AÜ Rektörü Prof. Dr. Nusret ARAS * 75. YIL ONUR ÖDÜLLERİ ÖMER ASIM AKSOY ÖDÜLÜ KERİM AFŞAR ÖDÜLÜ * Dinleti Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Oda Müziği Üçlüsü Flüt: Aydın İLİK,Fagot: Erika FARKAS,Piyano: Robert FARKAS,Şan: Demet İLİK * 12.30 Ara * 13.30 Gösteri Bağımsızlık Savaşı Sunum: Polatlı TED KOLEJİ Öğrencileri * 14.00 Birinci Oturum Atatürk’ten Bu Yana Türk Devrimi Yöneten: Prof. Dr. Şerafettin TURAN Konuşmacılar: Turgut ÖZAKMAN, Emin ÖZDEMİR, Prof. Dr. Tahsin YÜCEL * 15.45 Ara * 16.00 İkinci Oturum Türk Diline Emek Verenler Yakup Kadri Karaosmanoğlu Sunan: Özge YÜCEL/Ank. Üni. * Eleştiri/ Yazınsal Dergiler Yöneten: Doğan HIZLAN Konuşmacılar: Turhan GÜNAY, Faruk ŞÜYÜN, Tuncer UÇAROL * 18.00 Dinleti Onur AKIN * 27 Eylül Perşembe 10.00 Üçüncü Oturum Türk Diline Emek Verenler Ruşen Eşref Ünaydın, Samih Rıfat, Celal Sahir Erozan Sunan: Dilber KAYA/ODTÜ * Basın ve Dil Yöneten: Oktay EKŞİ Konuşmacılar: Prof. Dr. Korkmaz ALEMDAR, Işık KANSU, Doç. Dr. Ferlal ÖRS * 12.00 Söyleşi 75 Yılda Türkçeye Emek Veren 75 Dilci Sunan: Mavisel YENER * 12.30 Ara * 13.30 Şiirler Türkçenin Müziğini Dinletenler Rüştü ASYALI- Nedim YILDIZ * 14.00 Dördüncü Oturum Türk Diline Emek Verenler Ölümünün 50. Yılında Nurullah Ataç Sunan: Gizem AYDIN/ ODTÜ * Yazın Dili, Çeviri Dili Yöneten: Adnan BİNYAZAR Konuşmacılar: Necdet ADABAĞ, Cengiz BEKTAŞ, FÜRUZAN * 16.00 Ara * 16. 15 Beşinci Oturum Türk Diline Emek Verenler Agop Dilâçar Sunan: Tuğba ASLAN/ ODTÜ * Gençlik ve Türkçe Yöneten: Prof. Dr. Bektaş AÇIKGÖZ Konuşmacılar: Başkent Üniversitesi Özlem İBİŞ, Ankara Üniversitesi Tuğba GÖRGÜNOĞLU, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Özgün BAŞTÜRK, Gazi Üniversitesi Esin Ece KARACAN * 18.00 Egenin Seslenişi Y. Bekir YURDAKUL * 18.30 Tek Kişilik Gösteri Metin UCA Yer: DİL VE TARİH COĞRAFYA FAKÜLTESİ FARABİ SALONU, Sıhhiye-Ankara |
16-09-2007, 11:01 | #2 |
|
Dikkatinizi çektiyse bayramda ben de varım Yakup Kadri ile ilgili görsel bir sunum yapacağım. Her yıl eğlenceli geçen bu şölene herkesi bekliyoruz.
|
30-09-2007, 17:25 | #3 |
|
75. DİL BAYRAMI ŞÖLENİ (26-27 Eylül 2007)
Ankara'daki etkinliğimiz, ilköğretim öğrencilerimizin ve yurdun dört köşesindeki cumhuriyet üniversitelerinden gelen gençlerimizin katılımıyla Anıtkabir'de Atatürk'e saygı sunumu ile başladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde gerçekleştirdiğimiz 75. Dil Bayramı Şöleni-Ses Bayrağımızı Gençlik Taşıyor başlıklı bayram törenimizi Ankara Üniversitesi öğrencisi Aslı Gökdemir sundu. Törenimiz, Laik Cumhuriyetimizin kurucusu, Türk Devriminin yapıcısı Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Türk Dil Kurumu'nun ilk yöneticileri Samih Rifat, Ruşen Eşref Ünaydın, Celal Sahir Erozan ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile 75 yıl boyunca Türkçenin bilim ve sanat dil olması için emek veren aydınlanmacıları andığımız saygı duruşu ile başladı; daha sonra Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Orkestrasının seslendirdiği Ulusal Marşımızı hep birlikte söyledik. Şölenimizin ilk açış konuşmasını, gençlik adına ODTÜ Türkçe Topluluğu Başkanı Halil İbrahim Kemaneci yaptı. Üniversite öğrencilerinin Türk Devrimine sahip çıkma ve sürdürme kararlılığını vurgulayan konuşmanın ardından dernek başkanımız Sevgi Özel konuklara seslendi. Özel, etkinliğe destek veren tüm üniversitelere, kişi ve kuruluşlara teşekkür ettiği konuşmasında, Dil Devriminin 75 yıldır sürdüğünü, Dil Derneği'nin Dil Devrimini yılmaz savunucusu ve sürdürücüsü olduğunu söyledi. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç ve Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras yaptıkları konuşmalarda Dil Devriminin bir düşünce devrimi olduğuna dikkat çekerek, Türk Devrimi kapsamındaki ve aydınlanmadaki önemini dile getirdiler. Açış konuşmalarının ardından ödül törenlerine geçildi. Her yıl Dil Bayramlarında sunduğumuz Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü 2007'de roman dalında düzenlendi; tiyatro yazarlarını özendirmeyi amaçlayan Dil Derneği Kerim Afşar Ödülü ise oyuna veriliyor. Bu yıl, her iki ödüle de değer yapıt bulunamadı; ancak biz ödül törenlerinde ustalarımızı saygıyla andık. Onur Ödülleri Dil Derneği Yönetim Kurulu, Dil Devriminin 75. yılında Dil Devrimini yılmadan sürdüren Türkçe emekçilerine teşekkür etmek üzere onur ödülü vermeyi kararlaştırdı. İlk ödüllerimizi, 12 Şubat 2007'de Dil Derneği Beşir Göğüş Ödül Töreninde sunmuştuk; Dil Bayramımızda da onur ödüllerimizi sunmayı sürdürdük. Duygulu anların yaşandığı Onur Ödülleri Töreni, "Ses Bayrağım Türkçem" diye seslenen büyük ozan Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya sunduğumuz ödülle başladı. Yaşamlarını Türkçeye adayan değerli yazarlarımız Emin Özdemir, Prof. Dr. Tahsin Yücel, Füruzan ve Oktay Akbal'a onur ödüllerimizle teşekkür ettik. Denemeleriyle, gazete yazılarıyla ışık tutan Doğan Hızlan; öz Türkçenin ustası, büyük dil işçisi Ali Püsküllüoğlu ve Türk Devrimine tiyatro oyunlarıyla, kitaplarıyla emek veren Turgut Özakman'a onur ödülü sunduk. Devrimin yılmaz savunucuları kurumlarımıza da onur ödülleri sunduk. Kurulduğu günden bugüne derneğimize desteğini esirgemeyen Çankaya Belediyesi'ne, Türkçenin bir bilim dili olduğunu kanıtlayan çalışmaları için Türkiye Bilimler Akademisi'ne (TÜBA'ya),cumhuriyetimizle yaşıt Cumhuriyet gazetesine,düzenlediği kitap fuarlarıyla bizleri kitaplarla buluşturan TÜYAP'a ödüllerimizle teşekkür ettik. Gazete yazılarıyla yurttaşlarımızı aydınlatan, basında Türkçenin yozlaştığı tartışılırken yazılarıyla genç gazetecilere yol gösterip örnek olan basın emekçilerimiz Milliyet gazetesi yazarı Melih Aşık'a, Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Bayer'e, adına ve mallarına el konulan Türk Dil Kurumu için üzülen herkesin dikkatini Dil Derneği'ne çeken Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sirmen'e ve tüm yurtseverler, dilseverler adına Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk'a onur ödüllerimizi sunduk. Son onur ödülümüzü, derneğimizin Onursal Başkanı Prof. Dr. Şerafettin Turan'a ses bayrağımızı taşıyan gençlerimiz sunarken törenin en coşkulu en duygusal anını yaşadık. Prof. Dr. Şerafettin Turan onur ödülünü gençlerin elinden aldı. Şölenimizin ilk bölümü Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Oda Müziği Üçlüsü'nün dinletisiyle son buldu. Bayram törenimizin ikinci bölümü, Polatlı TED Koleji öğrencilerinin öğretmenleri Sema Batırbek'in önderliğinde hazırladıkları, büyük alkış toplayan Bağımsızlık Savaşı adlı gösterisiyle başladı. Dil Bayramımız, üniversiteli gençlerin Türk Diline Emek Verenler bölümünde yaptıkları sunular, değerli katılımcıları ağırladığımız oturumlar ve Dil Derneği İzmir Temsilciliğinin seslenişiyle sürdü. Şölenimizin ilk günü Onur Akın'ın dinletisiyle bitti. İkinci gün, Rüştü Asyalı ve Nedim Yıldız Türkçenin Müziğini Dinletenler başlıklı sunularıyla şiirler seslendirdiler. Törenimiz, Metin Uca'nın tek kişilik gösterisiyle sona erdi. Türk Diline Emek Verenler Üniversite öğrencilerimizin çalışmalarıyla hazırlanan Türk Diline Emek Verenler bölümünde dil emekçilerinin yaşamöykülerini ve savaşımlarını gençlerimizin ağzından dinledik. Ankara Üniversitesi öğrencisi Özge Yücel, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nu; ODTÜ öğrencileri Gizem Aydın, ölümünün 50. yılında Nurullah Ataç'ı; Dilber Kaya, Türk Dil Kurumu'nun kurucuları Ruşen Eşref Ünaydın, Samih Rifat ve Celal Sahir Erozan'ı; Tuğba Aslan, Türk Dil Kurumu'na yıllarını veren Agop Dilaçar'ı anlattılar. Oturumlar Dil Devriminin 75. yılını kutladığımız törenimizin ilk oturumu, Prof. Dr. Şerafettin Turan'ın yönettiği Atatürk'ten Bu Yana Türk Devrimi başlığını taşıyordu. Oturum konuşmacıları Turgut Özakman, Emin Özdemir ve Prof. Dr. Tahsin Yücel, Türk Devriminin bir altyapı devrimi olduğunu, her şeyin altyapısı olan insanı yurttaş ve devletin sahibi kıldığını vurgulayarak, Dil Devriminin başarıya ulaştığını, Atatürk Devrimlerini budamaya çalışanların tarih ırmağını tersine akıtamayacaklarını, yalnızca kirletebileceklerini söylediler. İlk günün ikinci oturumu olan Eleştiri/Yazınsal Dergiler'i Doğan Hızlan yönetti. Turhan Günay ve Tuncer Uçarol'un söz aldığı oturumda yazınsal dergilerin ve kitap dergilerinin nitelikleri irdelenirken, sayısal değerler de verildi, Türk yazınında eleştirinin işlevine vurgu yapıldı. Oturumdaki diğer konuşmacı Faruk Şüyün ise son anda yaşadığı bir sorundan ötürü ne yazık ki törenimize katılamadı; bizlere selamlarını gönderdi. İkinci gün, Basın Konseyi Başkanı ve Hürriyet gazetesi başyazarı Oktay Ekşi'nin yönettiği Basın ve Dil adlı oturumla başladı. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, Cumhuriyet gazetesi yazarı Işık Kansu ve Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ferlal Örs'ün katıldığı oturumda kitle iletişim araçlarında ve özel olarak basında yaşanan dil kirliliğinin çözümüne yönelik öneriler tartışıldı. Yazın Dili, Çeviri Dili başlıklı oturumu Adnan Binyazar yönetti. Şair ve mimar Cengiz Bektaş, değerli yazar Füruzan ve DTCF'nin eski dekanı, yazın dünyasında İtalyancadan yaptığı çevirilerle tanınan Prof. Dr. Necdet Adabağ'ın katıldığı oturumda konuşmacılar, Türkçe çevirilerin yetkinliği, Türkçenin bir sanat ve yazın dili olarak üstünlüğünü dile getirirlerken, edebiyat fakültelerimizdeki eğitim dizgesini de eleştirdiler. Bayramımızın son oturumu Gençlik ve Türkçe'yi Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz yönetti. Gençlerin dil kullanımına ilişkin örneklerin verildiği ve çözümlerin yaşama geçirilmesinde yaşanan sıkıntıların ele alındığı oturumda Başkent Üniversitesi'ni Özlem İbiş, Ankara Üniversitesi'ni Tuğba Görgünoğlu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ni Özgün Baştürk, Gazi Üniversitesi'ni Esin Ece Karacan, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'ni Burcu Güngör temsil ettiler. İzmir'in Sesi ve Türkçenin Müziği Şölenimize derneğimizin İzmir'deki temsilcileri de sunularıyla renk kattılar. Mavisel Yener, 75 Yılda Türkçeye Emek Veren 75 Dilci adlı söyleşisiyle bizi Dil Devrimine emek veren saygın adlarla buluşturdu. Yunus Bekir Yurdakul Yunus Bekir Yurdakul ise Ege'nin Seslenişi başlıklı sunusunda, İzmir Konak Belediyesinin katkılarıyla İzmir, Aydın, Manisa, Nazilli, Kuşadası ve Söke'de gerçekleştirilen 6. İzmir Türkçe Günleri etkinliklerinden söz ederek, Ege'nin coşkusunu başkentimize taşıdı. Bayram şölenimizde, Rüştü Asyalı'nın, Nedim Yıldız'ın piyanosu eşliğinde seslendirdiği büyük ozanlarımızın şiirleriyle duygulandık. Nedim Yıldız'ın bestelediği Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın şiiri "Söyle Sevda İçinde Türkümüzü"nün "İnsan nasıl ölebilir/yaşamak bu kadar güzelken?" dizelerini hep birlikte seslendirdik. Onur Akın'ın dinletisinde türkülerimizi bir ağızdan söyledik. Metin Uca'nın akıl dolu tek kişilik gösterisinde güldük ağlanacak halimize... Resimlerle birlikte http://www.dildernegi.org.tr/TR/Belg...84C09A032B9893 |
30-09-2007, 17:36 | #4 | |||||||||||||||||||
|
Tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim. Saygılarımla |
26-09-2009, 11:32 | #5 |
|
DİL DEVRİMİNİN 77. YILDÖNÜMÜ
Dil Devriminin 77. yılına eriştik. 26 Eylüldeki Dil Bayramını, Ankara ve İzmir'deki törenlerimizle kutluyoruz. Ankara'daki törenimizi Çankaya Belediyesi, İzmir'deki 8. İzmir Türkçe Günleri etkinliklerimizi Konak Belediyesi ile birlikte gerçekleştiriyoruz. Ankara'daki Törenimiz Dil Derneği ile Çankaya Belediyesi el ele vererek 77. Dil Bayramına hazırlandılar. 77. Dil Bayramının anabaşlığı, yaklaşık bir yıl önce yitirdiğimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Dil yurttaşlığı/ Yurttaşlıktan büyüktür” dizeleriyle oluşturuldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün yurttaşlarının, inanç ve köken ayrılığına yaslanmadan; ülkemizde konuşulan bütün dillere saygıyı koruyarak eğitim, sağlık ve hukuk başta olmak üzere yaşamın tüm alanlarından özgürce yararlanması “dil yurttaşlığı” ile olanaklıdır. 77. Dil Bayramı töreni 26 Eylül 2009 Cumartesi günü, saat 11.00’de Anıtkabir’de Ulu Önder Mustafa Kemal’e saygı sunumu ile başlayıp, saat 17.00’de Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde sürüyor. Çağdaş Sanatlar Merkezindeki etkinliğimiz, Dil İm dergisi Genel Yayın Yönetmeni ODTÜ’lü genç Yasemin Külte’nin, Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel’in, Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’ın açış konuşmalarıyla başlıyor. Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü ve Dil Derneği Kerim Afşar Ödülü törenlerinin ardından İbrahim Dizman’ın hazırladığı “Devrimlerin Evi Çankaya” adlı belgeselle Dil Devriminin coşkusunu yaşıyoruz. 77. Dil Bayramında, Dil Derneği'nin onur ödülleri Kemal ANADOL, Rüştü ASYALI, Prof. Dr. Erdal ATABEK, Mustafa BALBAY, Fikret BİLA, Bekir COŞKUN, Tolga ÇANDAR, Sedat ERGİN, Konur ERTOP, Sabih KANADOĞLU, Yekta G. ÖZDEN, O. Nuri POYRAZOĞLU, Gülsen TUNCER, Mahir ÜNLÜ ve Orhan VELİDEDEOĞLU’na sunuluyor. 77. Dil Bayramının katılımcı kurumları, Cumhuriyet gazetesi ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesidir. Dil yurttaşlığı/ Yurttaşlıktan büyüktür/ Sürüp gider o/ Kişi öldükten sonra bile. Fazıl Hüsnü Dağlarca http://www.turkceninrenkleri.org.tr/TR/Genel/ResimGoster.aspx?BELGEANAH=1059&DIL=1&RESIMISIM=Di l77.JPG İzmir'deki Etkinliklerimiz Dil Derneği'nin İzmir Temsilciliği ile Konak Belediyesi'nin işbirliğiyle düzenlenen İzmir Türkçe Günleri, bu yıl sekiz yaşında. 26 Eylül 2009'da Dr. Selahattin Akçiçek-Eşrefpaşa Kültür Merkezindeki, Türkçeye Emek Ödüllerinin sunulacağı Dil Bayramı töreniyle başlayan 8.İzmir Türkçe Günleri, 14-15-16 Ekimde okullarda düzenlenecek etkinliklerle sürüyor. 8. İzmir Türkçe Günleri'nin ana izleği "Dil Bilinci", savsözü ise "Okudum Türkçe, Yaşadım Türkçe". Bu yılki Türkçeye Emek Ödülleri, aşağıdaki dallarda sunuluyor: Dil Dalı: Konur Ertop, Prof. Sedat Sever Konuşma Dalı: Işık Yenersu Yazın Dalı: Füruzan İzmir Özel: Cahit Atay Genç Emek Özel Ödülü: İzmir Atatürk Lisesi 8. İzmir Türkçe Günleri Etkinlik İzlencesi http://www.turkceninrenkleri.org.tr/TR/Genel/ResimGoster.aspx?BELGEANAH=1059&DIL=1&RESIMISIM=Tu rkce8_1.Yuz.JPG http://www.turkceninrenkleri.org.tr/TR/Genel/ResimGoster.aspx?BELGEANAH=1059&DIL=1&RESIMISIM=Tu rkce8_2.Yuz.JPG |
26-09-2009, 20:56 | #6 |
|
Devrimlerin evi Çankaya'da Çankaya Belediyesi'nin Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde 77. Dil Bayramımızı düşünceli ama umutluca kutladık. O kadar çok kişi gelmişti ki onlarca insan ayakta kutladı bayramı, oturmaya yer bulamadı salonda.
Açılış konuşmalarının ardından Ömer Asım Aksoy ödülü "Biz Evrenin Çocukları" adlı çevirisiyle Veysel Atayman'a verilirken Kerim Afşar ödülüne değer yapıt bulunamadığı belirtildi. Daha sonra İbrahim Dizman'ın hazırladığı "Devrimlerin Evi Çankaya" sunumunda devrimlerden bugüne Çankaya ve Ankara'nın üstlendiği işlevi gördük, duygulandık. Sonunda Dil Derneği Onur Ödüllerine sıra geldi. Kemal ANADOL, Rüştü ASYALI, Prof. Dr. Erdal ATABEK ödüllerini bizzat alırken Mustafa BALBAY'ın ödülü kızı Yağmur Balbay'a verildi. Mustafa Balbay'ın ödüle teşekkür mektubu bilgisayar ekranından yansıtıldı, Yağmur Balbay kısa, duygulu bir konuşma yaptı. Ayrıca Fikret BİLA, Bekir COŞKUN, Tolga ÇANDAR, Sedat ERGİN, Konur ERTOP, Sabih KANADOĞLU, Yekta G. ÖZDEN, O. Nuri POYRAZOĞLU, Gülsen TUNCER, Mahir ÜNLÜ ve Orhan VELİDEDEOĞLU da onur ödüllerini aldı. Her bir bilim insanı, sanatçı veya gazeteci için anlamlı, onurluydu bu ödülü almak. Bayramlaşmamız ağırlama ile son buldu. |
03-10-2009, 15:57 | #7 |
|
DİL DEVRİMİNİN 77. YILINI DİL BAYRAMIMIZLA KUTLADIK
Dil Devriminin 77. yıldönümünü ve Dil Bayramını, 26 Eylül 2009'da Ankara ve İzmir'deki törenlerimizle kutladık. Ankara'daki törenimizi Çankaya Belediyesi, İzmir'deki etkinliklerimizi Konak Belediyesi ile el ele vererek düzenledik. (İzmir'deki etkinliklerimizin ayrıntıları için tıklayınız.) ANKARA'DAKİ DİL BAYRAMIMIZ 77. Dil Bayramının anabaşlığı, yaklaşık bir yıl önce yitirdiğimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Dil yurttaşlığı/ Yurttaşlıktan büyüktür” dizeleriyle oluşturuldu. Bu bayramda bir kez daha vurguladık: Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün yurttaşlarının, inanç ve köken ayrılığına yaslanmadan; ülkemizde konuşulan bütün dillere saygıyı koruyarak eğitim, sağlık ve hukuk başta olmak üzere yaşamın tüm alanlarından özgürce yararlanması “dil yurttaşlığı” ile olanaklıdır. Bayramımız Anitkabir'de, Ulu Önderimiz Atatürk'e saygı sunumuyla başladı. Üyelerimizle, gençlerle, yurtseverlerle gittik Anıtkabir'e, bayram coşkumuzu Atamızla paylaştık. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezindeki törenimiz büyük ilgi gördü; salon dolunca çok sayıda dilsever töreni dışarıdan izlemek zorunda kaldı. Bayram törenimizi, ses bayrağımızı dalgalandıran gençlerimizden Aslı Gökdemir sundu. Ozanlarımızın diliyle seslendiğimiz bayramımızın ilk dizeleri, esin kaynağımız Dağlarca'nın Türk Dil Kurumu Koçaklaması'ndandı: Türk Dil Kurumunu kurarken/ Mustafa Kemal’in/ Tek mutsuzluğu vardı/ Türkçeyi sevdiğini/ Daha Türkçe söyleyememek/ Kimilerinin/ Şimdi/ Tek mutluluğu var/ Türkçeyi sevdiklerini/ Daha Osmanlıca söylemek. İstiklal derken/ Yok olur bağımsızlığımız bizim/ Yok olur/ Hürriyet derken özgürlüğümüz. Dilin gözü/ Uyanık değilse/ Uyanamaz/ Çağlarına okumuşlarımız, yazmışlarımız. Dil yurttaşlığı/ Yurttaşlıktan büyüktür/ Sürüp gider o/ Kişi öldükten sonra bile. Arı dil/ Anlama eşitliği demektir/ Yurttaşlık. İlk açış konuşmasını yapan ODTÜ Türkçe Topluluğunun Dil Derneği’nin katkılarıyla çıkardığı Dil İm Dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Yasemin Külte, gençlik adına seslenirken genç kuşakların Dil Devrimini sürdürmekteki kararlılığını vurguluyordu. Derneğimizin Başkanı Sevgi Özel, güncel gelişmelere değindiği ve derneğimizin görüşünü dillendirdiği 77. Dil Bayramı açış konuşmasında şöyle diyordu: "Son haftalarda yazı ve dile yönelik olan ve bilimsel dayanağı bulunmayan yanlış ve yanlı savların, durup dururken ortaya atılmadığını özellikle belirtmek istiyoruz. Bu kirli oyun, 12 Eylül hukuksuzluğunun Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’in vasiyetnamesini çiğnemeyi göze alarak Türk Dil Kurumu’nu kapatmasıyla başlamıştır." Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ise açış konuşmasında, Dil Derneği'nin ilk üyelerinden olmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyleyerek Çankaya Belediyesinin anadilimizi ve devrimleri korumak için savaşım vermeyi görev saydığını belirtti. DİL DERNEĞİ ÖDÜLLERİ Açış konuşmalarının ardından Türkçemizin ustalarını saygıyla andığımız ödül törenlerine geçildi. 30 Ekim 1993'te yitirdiğimiz, 95 yaşında aramızdan ayrıldığında arkasında Kurtuluş Savaşının Antep direnişinden, Türkçe için direnişe dek uzanan devrimci düşüncelerini bırakan Ömer Asım Aksoy'u, Aksoy Ailesi ile Dil Derneği'nin birlikte düzenlediği Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü töreninde saygıyla andık. 2009'da ödül çeviri dalında düzenlendi; bu yılki ödülümüze Hoimar Von Ditfurth'un yapıtını Biz Bu Evrenin Çocukları adıyla Almancadan çeviren Veysel Atayman değer görüldü. 26 Eylül 2003'te yitirdiğimiz, Türk tiyatrosunun ölümsüz oyuncusu, yönetmeni Kerim Afşar'ı ise belleklerimizden silinmeyen sesinden dinlediğimiz Atatürk'ün Söylev'i ve Gençliğe Sesleniş'iyle saygıyla andık. Afşar'ın eşi Leyla Afşar ile Dil Derneği, gücünü sanatın aydınlığından alan bir devrimciyi, onun güçlü sesini genç kuşaklara unutturmamak için Dil Derneği Kerim Afşar Ödülü'nü oluşturdu. Ne yazık ki bu yıl, seçici kurulumuz, tiyatro yazarlarını özendirmek için düzenlediğimiz ödüle değer yapıt bulamadı. DEVRİMLERİN EVİ ÇANKAYA Derneğimizin Yayın Kolu Başkanı İbrahim Dizman'ın hazırladığı Devrimlerin Evi Çankaya adlı belgesel, Kurtuluş Savaşı ve Türk Devriminde Ankara'nın ve Çankaya'nın ne denli önemli bir yeri olduğunu ortaya koyuyordu. Belgeselin sunumundan sonra Ali Yüce'nin 1994'te yazdığı Dil Savaşları adlı şiiri dinlerken, bu kez Dil Devrimini sürdürmenin ne büyük önem taşıdığını duyumsuyorduk. Dün gece sabaha karşı/ İngilizce sözcük taburları/ Ankara Atatürk Bulvarına/ Paraşütle atladılar./ Saldırdılar tabelalara/ Binlerce Türkçe sözcüğü/ İşgal altına aldılar! Bugün akşamüzeri/ Hava karardıktan sonra/ Atatürk ve laiklik karşıtı;/ Fesli sarıklı agelli/ Arapça Farsça sözcükler/ Nara ata ata yürüdüler!/ Binlerce Türkçe sözcüğü/ Sürdüler okul kitaplarından/ Yakarak öldürdüler! Karşıdevrim alanında/ Yarın bir tören düzenleyip/ Saldırgan sözcüklere/ Teşekkür edilecek;/ Madalya takılacak göğüslerine,/ Ödüller armağanlar/ Şükran plaketleri verilecek! Karşıdevrim sarayında/ Bir de şölen verilecek/ Ağırlanacak kirli sözcükler./ Bu gece sabahlara dek/ Safsata yenip içilecek./ Barış miyavlayacak kediler,/ Atlar demokrasi kişneyecek. GÖNÜL BORCUMUZ: ONUR ÖDÜLLERİMİZ Aydınlanma savaşımcıları ülkemize ve ortak dilimiz Türkçeye emek vermeyi sürdürüyorlar. Biz de ellerini tutarken, gözlerinin içine bakabilirken, seslerini sesimizle çoğaltırken onlara gönül borcumuzu sunmak istiyoruz. Törenimizin sonunda, onur ödüllerimizi bu duygularla sunduk düşün, bilim, sanat, eğitim, yazın alanında ter döken aydınlanmacılarımıza. Onur ödüllerimizi sunarken Türkçenin müziğini dünyaya dinleten Nâzım Hikmet'e kulak verdik: “Türkçe bir dönüm yerindedir. Er geç bu dönümü dönecektir. Dilimizin temizliğe, güneşli su gibi ışıklığa doğru akışının önüne geçilemez. Dönüm yerleri köpüklü olur, bulanık olur... Dönüm yerinde su dalgalıdır. Dilimiz de dönümünü dönerken köpüklenecek, bulanacak, dalgalanacak... Bu köpüklenmeden, bu bulanmadan tiksinenler, korkanlar olacaktır. Tiksinenleri böğürtüleriyle, korkanları korkularıyla baş başa bırakalım. Onlar ağır kokulu, durgun, ışıksız sularda yüzmeye alışmışlardır. Anadan doğma körlere gözlüğün yararı dokunmaz ki, takalım... Dilimizin, bugün içine girdiği dönüm yeri, konuşma diliyle yazı dilinin arasındaki derin ayrıklığı kaldıracak; yalnız ikisini de temizleyerek, ışıklandırarak bu işi yapacaktır... Ben kendi payıma, ne yeni sözlerden korkuyorum, ne de birçoklarını yadırgıyorum. Becerikli bir yapıcı, kurulan yeni yapıda, onların birçoğunu yadırgamadan kullanabilir. İş, becerikli olmakta... Dil yürüyor... Yürüyenin önünde durulmaz...” Kendileriyle çağdaş olmaktan onur duyduğumuz, birbirinden değerli konuklarımıza anmalıklarımızı, Dil Derneği'nin Onursal Başkanı Şerafettin Turan, Çankaya Belediyesi Başkanı Bülent Tanık ve Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel sundular; yurtseverler, dilseverler de yürek dolusu teşekkürlerini alkışlarıyla dillendirdi. Ankara Milletvekili, çok değerli yapıtların yazarı Kemal Anadol; Devlet Tiyatroları Başrejisörü, Oyuncu, Yönetmen Rüştü Asyalı; yazı ve yapıtlarıyla, bilimci kimliğiyle Prof. Dr. Erdal Atabek'e ödüllerimizi sunduktan ve konuşmalarını dinledikten sonra sıra Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi, Yazar Mustafa Balbay'ındı; ne yazık kendisi aramızda yoktu. Sevgi Özel, Mustafa Balbay'ın teşekkür mektubunu okudu. Balbay'ın eşi Gülşah Balbay ile kızı Yağmur Balbay geldiler anmalığımızı almaya; teşekkür konuşmalarında "gururumuz özlemimizden büyük" derlerken konuklarımız da duygusal anlar yaşıyordu. Gazete yazılarıyla gündemi oluşturan değerli köşeyazarlarımız Bekir Coşkun, Fikret Bila ve Sedat Ergin'e de onur ödüllerimizle teşekkür ettik. Sedat Ergin Ankara dışında olduğundan törenimize katılamadı; duygularını, gönderdiği mektupla aktardı bizlere. Derneğimizin her etkinliğinde yanımızda olan sanatçımız Tolga Çandar ne yazık bu kez bizimle olamadı; anmalığımızı eşi Gülşen Çandar'a sunduk. Türk Devriminin yılmaz savunucuları Yazın Tarihçisi Konur Ertop, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'e sonsuz teşekkürlerimizi onur ödüllerimizle sunduk; aynı yolda bir arada yürümenin güveni ve övüncüyle... Dil Devriminin ödünsüz savaşımcıları Dilci, Yazar Osman Nuri Poyrazoğlu; Oyuncu Gülsen Tuncer; Dilci, Yazar, Öğretmen Mahir Ünlü; Türkçe Sevdalısı Orhan Velidedeoğlu'na onur ödüllerimizle ilettik yürekten teşekkürlerimizi; her birinin konuşmasıyla bir kez daha sevdik Türkçemizi. Törenimizi, Oktay Rifat'ın Son Söz adlı şiiriyle sonlandırırken şöyle sesleniyorduk yurtseverlere: "Öfkemizi, savaşım gücümüzü dirence dönüştüreceğimiz, daha üretken olacağımız bir dönemde güneşin değerini bileceğiz. Daha söyleyecek çok sözümüz var. 78. Dil Bayramında buluşmak üzere hoşça kalın!" SON SÖZ Boğazından lıkır lıkır geçen/ Şu suyun kıymetini bil/ Nedir ki bu mavilik deme/ Pencerenden görebildiğin kadar/ Göğün kıymetini bil/ Kıymetini bil çiçek açmış bademlerin/ Güneşli odanın çamurlu sokağın/ Beyazın siyahın yeşilin/ Pembenin kıymetini bil/ Dirilik öyle bir şey yürekte/ Sevinçler çırpınır/ Kavak yelleri eser insanın başında/ İnsanoğlu kızar öfkelenir savaşır/ Halk için girişilen savaşta/ O korkulu sevincin/ Öfkenin kıymetini bil/ Bil ki bu/ Budur işte/ Güneş yalnız dirileri ısıtır/ Güneşin kıymetini bil * 76. Dil Bayramını birlikte düzenlediğimiz Çankaya Belediyesi'ne, törenimizin katılımcı kurumları Cumhuriyet gazetesi ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi'ne içtenlikle teşekkür ederiz. http://www.dildernegi.org.tr/TR/Belg...BB93F681A671E9 |
03-10-2009, 16:04 | #8 |
|
8. İzmir Türkçe Günleri (2009)
Dil Derneği İzmir Temsilciliği ile Konak Belediyesi'nin işbirliğiyle düzenlenen 8. İzmir Türkçe Günleri, 26 Eylül 2009'da gerçekleştirilen 77. Dil Bayramıyla başladı. 8. İzmir Türkçe Günleri'nin ana izleği "Dil Bilinci", savsözü ise "Okudum Türkçe, Yaşadım Türkçe". Bayramın ilk etkinliğinde Konak'taki Türkçe Taşı'nda Emek Ödülleri töreni yapıldı. Bu yılki ödüller, aşağıdaki dallarda sunuldu: Dil Dalı: Konur Ertop, Prof. Sedat Sever Konuşma Dalı: Işık Yenersu Yazın Dalı: Füruzan İzmir Özel: Cahit Atay Genç Emek Özel Ödülü: İzmir Atatürk Lisesi Gürsel Gezen’in sunduğu törene; Konak Belediye Başkan Vekili Necdet Durmuş, Berin Taşan, Prof. Dr. Özdemir Nutku, Hidayet Karakuş, Prof. Dr. Mehmet Yalçın, Muzaffer İzgü, İzmir Temsilciliği Yürütme Kurulumuz, üyelerimiz, dilseverler, öğrenciler katıldı. Konur Ertop ve Cahit Atay’a ödülleri 14 Ekimde Atatürk Lisesinde verilecek. Sağlık sorunları nedeniyle İzmir’e gelemeyen Işık Yenersu’nun ödülünü Olcay Poyraz aldı. Bu yıl okulların geç açılması nedeniyle iki bölümlü olarak tasarlanan 8. İzmir Türkçe Günlerinin ilk gün etkinlikleri, ödül töreninden sonra Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi’nde sürdü. Çizer Eray Özbek’in danışmanlığında hazırlanan “Dilim Dilim Dilim” karikatür sergisini Konak Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Yunak, Dil Derneği İzmir Temsilcisi Y. Bekir Yurdakul konuklarla birlikte açtılar. “Şarkının Türkçesi” adlı küçük dinletiden sonra açış seslenişi için kürsüye gelen Başkan Yardımcısı Mehmet Yunak, “Doğru ve etkili bir Türkçe için çalışmayı, Türkçe için çalışanlarla dayanışmayı sürdüreceğiz. Çocuklarımız bilinçli bir dil sevgisiyle dolu olarak yetişsin istiyoruz” derken Dil Bayramı etkinliklerinde görev üstlenen ve özveriyle çalışan herkese teşekkür etti. İzmir Temsilcimiz Y. Bekir Yurdakul açış konuşmasında “Mutluyuz, Dil Bayramımız 77. yılında… Üzgünüz, 12 Eylül darbesinin yarattığı hukuksuzluğun bir sonucu olarak kapatılan Türk Dil Kurumu’nu, aradan geçen 26 yıla karşın gerçek kimliğine kavuşturamadık” dedikten sonra sözlerini şöyle bitirdi: “Umutluyuz çünkü çocuklarımız var. Çünkü yazınımız var. Çünkü insanımız en çok barışı ve sevgiyi söylüyor güzel Türkçesiyle…” Erol Aksoy, Mehmet Yunak, Mavisel Yener İzmir Özel Çamlaraltı Lisesi öğrencileri Mavisel Yener’in yazdığı, Erol Aksoy ile Şengül Kıran’ın yönettiği “Telefon Kıllanma Kılavuzu” adlı kısa oyunu sahneledi. İzmir Özel Ege Lisesi Türkçe Bölümünün hazırladığı ve adları Türkçe olan işyerlerini konu edinen yansının ardından Gölge Gösteri Sanatları Karagöz ve Kukla Evi; dilimize özensiz tutumları konu edinen kısa bir oyunla etkinliğe renk kattı. Günün ilk oturumunda, 2001’de yazın dalında Türkçeye Emek Ödülünü verdiğimiz, geçen yıl aramızdan ayrılan Dağlarca konuşuldu. Oturumu Hidayet Karakuş yönetti. “Türkçem, benim ses bayrağım” diyen ozanı Eray Canberk ve Özgen Kılıçarslan anlattı. İffet Diler, Mavisel Yener ve liseli gençler Dağlarca’dan şiirler seslendirdiler. Üniversite öğrencisi Tuğçe Gül’ün Dağlarca ile söyleşisinden bir bölümün izlenmesiyle oturum tamamlandı. Soyer Kültür Sanat Fabrikası oyuncularının Gürol Tonbul yönetiminde oynadıkları kısa oyun “Dilim Dilim”in ardından yakın dönemde aramızdan ayrılan Demirtaş Ceyhun, Kemal Özer, Nezihe Araz ve Nezihe Meriç anıldı. “Anılarına Saygıyla” başlıklı bu bölümde Nalan Yılmaz, Özgün Ergen, Saime Bircan, Düriye Ayyıldız görev aldılar. Bu yılın ana izleği “Dil Bilinci”nin konu edildiği ikinci oturumu Prof. Dr. Özdemir Nutku yönetti. Yabancı dille eğitimin de tartışıldığı oturumda Füruzan, “Türkçede aradığım her şeyi buldum. Türkçe bana hep büyük ufuklar açtı. Yazarken, anlatırken sıkıntıya düştüğüm anlar değil bir salise bile yoktur” derken Prof. Dr. Sedat Sever, insanın sağlıklı biçimde ancak anadilinde düşünebildiğini, demokratik bir toplumun da anadili bilinciyle donanmış okuyan, düşünen, soran bireylerle kurulabileceğini vurguladı. Sonuç Bildirgesini Gürol Tonbul seslendirdi. 77. Dil Bayramı İzmir kutlamasının ilk gününde son olarak Konak Belediyesi Ege Çağdaş Oda Korosu, Ahmet Kenan Kahyaoğlu yönetiminde bir dinleti sundu. 8. İzmir Türkçe Günleri, 14 Ekimde Atatürk Lisesi’nde yapılacak “Dil İşliği” ve 14-16 Ekim günlerinde altı okulda düzenlenecek “Dil Bilinci” konulu yazar-öğrenci buluşmalarıyla sona erecek. Şiir-masal, öykü-deneme, karikatür ve konuşma dallarında düzenlenecek dil işliklerine katılacak öğrencilere Dil Derneği’nin Yazım Kılavuzu armağan edilecek. Okul etkinliklerinde de derneğimiz üyesi yazarlar, söyleşinin son bölümünde, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın armağanı olarak öğrencilere dağıtılacak olan kitaplarını imzalayacaklar. http://www.dildernegi.org.tr/TR/Belg...85946FF25011AA |
26-12-2009, 17:36 | #9 |
|
Dil Derneği'nden bir çığlık düşmüş posta kutuma.
Paylaşayım istedim. Duyarlılık için dernek yöneticilerini kutluyorum. Selam ve saygılarımla. . BURASI TÜRKİYE; “BOSPHORUS CITY, DREAM CİTY”LER NEREDE? YABANCI ADLANDIRMA ÇILGINLIĞI NE ZAMAN BİTECEK? Haftalardır gazetelerde üç tam sayfa çıkan duyurular görüyoruz. İlk sayfada “Para Katlama Sanatı” için “Sinpaş Projeleri” içinde “Sinpaş Central Life %146; Sinpaş Aqua City % 759; Sinpaş Aqua Manors % 220 kazandırdı” duyurusu yapılıyor. Bunun arkasından gelen sayfalardan ilkinde “Boğazda Para Katlama Sanatı” için “Bosphorus Cıty İstanbul”; öteki sayfada ise “Suyla Para Katlama Sanatı” için “Aqua City 2010 İstanbul” duyurusu bulunuyor. Yapıları, yapılaşmayı eleştirmek derneğimizi aşar. Kimi şirketlerin onca emekle ortaya çıkardıkları görkemli yapılara verdikleri yabancı adlara tepki göstermekse, Türkçeye özen ve saygı gösteren tüm kişi ve kurumlar gibi görevlerimizdir. Derneğimiz birçok kez işyerine, yapısına ve başka ürünlerine Türkçe ad bulamayan, Türkçeyi ya da başka bir dili bozarak ad veren kişi ve kurumları uyarmıştır. Uyarılarımız toplumun birçok kesiminde yankı bulmuş; ama ilgili kurumlar Türkçe adlandırma konusunda duyarlı olmamıştır. Ne yazık ki yabancı adlandırma hız kesmeden sürmektedir. Tepkimiz, “para katlama sanatına” ya da insanlara güzel, rahat, kolay yaşama olanakları sunulmasına değildir. Yapılarına, “Kemer Koru Evleri, Saklı Vadi Konutları, Sevinç Evleri, Ulukent Konakları, Tunçkent Konutları, Ayışığı Konutları, Ihlamur Evleri… “ gibi adlar veren kişi ve kurumları da görmekte, bundan sevinç duymaktayız. Ancak büyük kentlerimiz başta olmak üzere birçok yerde, onlarca yapının alnında, “Green Garden, Blox Haliç, Dream City, Digicom Starlife, Selenium City, Selenium Twins, Marenegro, Sealybria, Antrium Residence, Spradon Villaları, Sunrise Residence, Portville…” gibi, çoğuna dilimiz dönmeyen adlar yazmakta; kimilerinde de “Misstanbul Evleri, Ankamall, Park Ulusoy City, Canan Residence, Gürsu Konsept Evleri, Temelli Yenihisar Villakent…” gibi bozuk ya da karma adlar kullanılmaktadır. Böylesi adlandırmaları anlamakta zorlanıyor ve soruyoruz: Çağdaş, yaşanılır konutlar, işyerleri yapan şirketler, bunlara verdikleri emeğin arasına neden dil bilincini de katmazlar? Neden güzelim “Boğaziçi”ne yabancı ağzıyla “Bosphorus” derler? Neden “Aqua City, Dream City, Sealybria, Antrium Residence…” deme gereksinimi duyarlar? Neden bu yapıların Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına “yuva” olacağını düşünmezler? Örneğin “Sealybria” konutları yabancılar için midir? Türkiye’nin her köşesi, her yurttaş için “yuva” iken neden bu yuva “recidence”lar, “city”lerle kirletilir? Bu konutları edinenler, neden adlarına hiç tepki göstermezler? Neden ilgili devlet kurumları, yetkililer, cumhuriyet savcıları, dil bilincini zedeleyen, Harf Devrimini çiğneyen bu tür adlandırmaları görmezden gelirler? Kişi ve kurumların Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak dili Türkçeye saygısı bu kadar mı? Umutsuz ve karamsar değiliz! Görkemli yapılar diken kurumlardan birinin adlandırma konusunda duyarlı olacağına, gökyüzüne yükselen yapılarına Türkçe ad vererek örnek olacağına, Türkçeyi de yükselteceğine inanıyoruz! Dil Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sevgi Özel |
04-01-2010, 23:56 | #10 |
|
Yarın (5.1.2010) saat 20.00'de Radyo 1'de (TRT Ankara Radyosu) Ayça Kortan'ın hazırladığı "+13" adlı izlencede Dil Derneği üyesi olarak konuğum. İzlencenin konusu dilde yozlaşmadır. Bilginize sunarım.
|
12-01-2010, 22:15 | #11 |
|
17. ADALET VE DEMOKRASİ HAFTASINDA YAPILACAK ETKİNLİKLERDEN
Açıkoturum: HUKUK DİLİ DEĞİŞİYOR MU? Yöneten: Ülkü GÜNAY Konuşmacılar: Emine Ülker TARHAN, Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU, Şenal SARIHAN, Sevgi ÖZEL Düzenleyen: ÇYDD Ankara Şubesi, Dil Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği Tarih: 26 Ocak 2010 Salı Saat: 17.00 - 19.00 Yer: Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi http://www.dildernegi.org.tr/TR/Belg...2D5F4001E6D616 |
13-02-2010, 22:07 | #12 |
|
JÜLİDE GÜLİZAR'A SAYGI GECESİ
USTALARA SAYGI GECEMİZE BEKLİYORUZ! “Ustalara Saygı” etkinliklerimizde ikinci yıla girdik. Bu kez konuğumuz Ankara Radyosundan sesini bütün yurda duyuran, yüzünü görmeden sesiyle tanıdığımız; TRT olmadan önceki tek televizyonun “ilk spiker”lerinden, Türkçenin gülümseyen yüzü Jülide Gülizar… Radyo ve televizyonlarda yaptığı özgün izlencelerle, Cumhuriyet gazetesindeki yazılarıyla, yapıtlarıyla tanıyıp sevdiğimiz Jülide Gülizar… Dil Devrimine olan ödünsüz inancıyla Dil Derneği’nin kuruluş aşamasında ve sonrasında derneğimizden elini ve ilgisini hiç esirgemeyen Jülide Gülizar… O hep Türkçenin doğru kullanımı, doğru sesletimi için çaba gösterdi; örnek oldu; genç kuşakları özendirdi; pek çok genci doğru konuşması için yetiştirip radyo ve televizyonlara kazandırdı. Bu kez Türkçenin bu saygın ustasına saygılarımızı sunmak için bir araya geliyoruz. Senaryosunu İbrahim Dizman’ın yazdığı, Nermin Küçükceylan ve Merve Güneş’in sunacağı geceye; Yekta Güngör Özden, Emin Özdemir, Sevgi Özel konuşmacı olarak katılacak; opera sanatçımız Ali Yılmaz ve Tangut Eşber de müzikle katkıda bulunacaklar. Jülide Gülizar’a Saygı Gecesi, 16 Şubat Salı günü saat 18.00’de, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde yapılacak. Bütün dilseverleri bekliyoruz! Coşkumuzu, köklü dostlukları paylaşacağımız renkli bir gece daha yaşayacağız! Sevdiceğinizle, çocuğunuzla, torununuzla, arkadaşınızla, komşunuzla gelin; hepinizi bekliyoruz. |
21-02-2010, 15:10 | #13 |
|
http://www.dildernegi.org.tr/TR/resi...JG ulizar.JPG
16 Şubat 2010’da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde gerçekleştirdiğimiz "Türkçenin Ustalarına Saygı" gecelerimizin yedincisinde, Ankara Radyosundan sesini bütün yurda duyuran, yüzünü görmeden sesiyle tanıdığımız, sonraları televizyonda görüp evlerimize, odalarımıza konuk ettiğimiz “Türkçenin gülümseyen yüzü”, radyo ve televizyonun ilk "spiker"lerinden Jülide Gülizar’la buluştuk. Metni, Jülide Gülizar'ın yapıtlarından derlenerek İbrahim Dizman tarafından hazırlanan saygı gecesini Nermin Küçükceylan ile Merve Güneş sundular. Opera sanatçımız Ali Yılmaz ve Tangut Eşber de ezgiler, türküler armağan ettiler Gülizar'a. http://www.dildernegi.org.tr/TR/resi...G ulizar1.JPG "Bir Türk Kızı Okumak İstiyor!" Jülide Göksan adıyla Karkamış'ta (eski adıyla "Cerablus"ta) daha üç buçuk yaşındayken başladığı okul yılları, İslahiye, Tarsus ve Mersin'in ardından Ankara'da sürer. Bu yıllar boyunca annesiyle güçbirliği yapar, bir kızın lisede, üniversitede okuması için savaşım verir. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine başlayabilmek için çabalarken Ulaştırma Bakanının karşısında bulur kendini ve gözyaşları içinde haykırır: "Bir Türk kızı okumak istiyor. Okuyamayacak mı?" Bu tümceyle başlayan üniversite öğrenimi sırasında, ortaokuldan beri yazdığı şiirler, arkadaşlarıyla birlikte hazırladığı dergilerde gün yüzüne çıkmaya başlar. Şiirlerini kendi adıyla yayımlayamaz; arkadaşlarıyla düşünür taşınır "Gülizar" soyadını uygun bulurlar. Toplantıların Başkanı Jülide Gülizar Saygı gecemizin ilk konuğu Yekta Güngör Özden, Jülide Gülizar'la Hukuk Fakültesinde 1951'de tanıştıkları ilk günden bugüne candan dostluklarını sürdürdüklerini dile getirerek öğrencilik anılarından söz etti. Özden, o günleri şöyle anlattı: "Bahçe adlı şiir dergisine şiir seçmek için fakültenin kantininde toplanırdık. Coşkulu, hareketli toplantılarımızın başkanı hep Jülide olurdu. Onun anlayışlı, hoşgörülü tutumu aile ilişkilerimize de yansıdı. Beni en çok etkileyen anım ise Atatürk'ün tabutu Anıtkabir'e taşınırken Ankara Radyosunun yayınını Jülide'nin sesinden dinlemekti. O; sağlam, gösterişsiz bir Atatürkçüdür." Yekta Güngör Özden, kendi defterleri arasından bulduğu Jülide Gülizar şiirlerini okuyarak hem Gülizar'ı şaşırttı hem de dinleyicilere duygulu anlar yaşattı. Türkçenin Ses Mimarı "Belleğimin odalarını Türkçeyi sevenlere açarım" diye söze başlayan Emin Özdemir ise Jülide Gülizar'la radyo günlerinde başlayan arkadaşlıklarını anlattı. Özdemir "Türkçenin ses mimarı" diye seslendiği Jülide Gülizar için şöyle diyordu: "O, yaşamının hamurunu Türkçenin teknesinde kardı." Emin Özdemir, Gülizar'ın Türkçeyle özdeşleştiğini, sözcüklerin hakkını tam veren sesiyle iz bıraktığını söyleyerek onun dokunduğu her sözcüğü güzelleştirdiğini belirtti. Adnan Binyazar'ın Jülide Gülizar'a iletisini de konuklara aktaran Özdemir, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Gülizar, Türkçenin sesletimindeki güzellikleri yetişenlere öğretir. Sesletimin başöğretmenidir. Çevresini aydınlatan gerçek bir aydındır Jülide Gülizar!" Buruk Bir Dil Bayramı Dil Devrimine ödünsüz inancıyla Dil Derneği’nin kuruluş aşamasında ve sonrasında derneğimizden elini ve ilgisini hiç esirgemeyen Jülide Gülizar'la dostluklarından söz eden derneğimizin başkanı Sevgi Özel ise konuşmasını aşağıdaki sözcüklerle bitirdi: "Atatürk'ün TDK'si kapanmadan önceki son Dil Bayramını Buruk Bir Dil Bayramı başlığıyla gazetede yazmıştı Jülide Gülizar. Daha sonra TDK kapatılınca 1986'da yaptığımız ilk Dil Bayramının da sunuculuğu üstlenmişti. Bizi hiç yalnız bırakmadı, bizi hiç yoksun bırakmadı. O bize her zaman Türkçenin müziğini dinletti. Teşekkür ederiz Jülide Gülizar; sesine de yüreğine de teşekkür ederiz." Türkçe Benim Yaşamımın Tek Tutkusu Kitaplarında "Elimin altında hep sözcükler vardır" diye yazıyor Jülide Gülizar, "Üzüldüğüm, güldüğüm, sevindiğim, daraldığım zamanlarda sımsıkı tutunup direnmeye çalıştığım sözcükler. Sözcükler beni hiç terk etmedi, ben de onları. Türkçe benim yaşamımın tek tutkusu." Gülizar'ın dil tutkusuna, şimdilerde Başkent Televizyonunda Dil Yarası adlı izlenceyi birlikte hazırlayıp sundukları, gecemize mektubuyla katılan Murat Atak'ın tümceleriyle de tanık olduk. Saygı gecemiz, Jülide Gülizar'ın aşağıdaki konuşmasıyla son bulurken biz de kendisine tüm dilseverler adına bir anmalıkla teşekkürlerimizi sunduk. "Ben şanslı bir insanım. Bizim ülkede sevilmek, anılmak için ölmek gerekir. Ben bir insanın görmeyi, yaşamayı istediği her şeyi gördüm. Bu, mesleğimin getirdiği bir şans. Yaşadıklarım inanılır gibi değil. Öylesine içten seviliyorum ki kimi zaman yaşadıklarımla baştan aşağı duygu kesiliyorum. Neredeyse benden bir efsane yarattılar! Son bir söz söylemem gerekirse şöyle demeliyim: Ben annemin eseriyim!" |
19-03-2010, 17:30 | #14 |
|
Yine Dil Derneği'nden düşen bir çığlık.
YURTSEVERLERE VE BÜTÜN CUMHURİYET SAVCILARINA SESLENİYORUZ! HARF DEVRİMİ ÇİĞNENİYOR! Öncelikle şunu belirtmek isteriz. Yıllardır seslenmiyor; haykırıyoruz. Yabancı adlandırma sarhoşluğuna kapılan kurum ve kişiler de yetkililer de ilgisizliğini sürdürüyor. Bir ülkenin ortak (resmi) dili, o ülkenin bağımsızlığının, ulusal birliğinin simgesidir. Ekonomik ve siyasal gücü ne olursa olsun, hiç kimsenin ve hiçbir kurumun ortak ölçünlü dili ve yazım birliğini bozma yetkisi yoktur! Harf Devrimi açıkça çiğneniyor. Ürün ve işyeri adlarında, kitle iletişim araçlarında “x,w,q” harfleri savurganca kullanılıyor. Yasa tanımazlık sessiz harflerin okunuşundan başlıyor. 1 Kasım 1928’de kabul edilen yasada sessiz harflerin nasıl okunacağı belirtilmiştir. Bu devrim yasası, Anayasanın güvencesi altındadır. Bu nedenle ve bilinçsizce başka dillere özenerek; “ce”yi “si”; “fe”yi “ef”; “ge”yi “ji”; “he”yi “eyc; aş; haş”; “ke”yi “ka”; “le”yi “el”; “me”yi “em”; “ne”yi “en”; “se”yi “es”; “re”yi “ar”; “te”yi “ti”; “ve”yi “vi” biçiminde okumak yanlıştır! Türkçenin seslerini bozmak; Türkçeye saygısızlıktır! Yasa tanımazlıktır! Aynı yasa tanımazlık ürün ve işyeri adlarında da görülüyor. Bilgisunarda yapılacak kısa bir yolculuk, TV ad ve izlenceleri, gazete ve dergiler, yapılar, türlü yiyecek giyecek vb. adları Harf Devrimine vurulan darbeyi görmemizi sağlıyor. İşte kimi kurum, işyeri, ürün, izlence… adlarından birkaç örnek: “Worldcard; jigsaw (çocuk oyunu); Bebemax Bebek Emzirme Yastığı; Show TV, İbo Show; Fox TV; Ülker Browni; Eti Crax; Protex Sıvı Sabun; Flower Center & Peyzaj; Fox Brown (giysi); Wolf King (yarış atı); Wine House; Quick China; Çanka Restaurant - Banquet; Eresin Crown Hotel Mosaic Restaurant; Turquoise Cafe-Restaurant-Bar; Wonderland Eğlence Merkezi; Whispers Cafe ve Restorant; Neco New Line; Xcr Sportswear; Trexport Tekstil; Martex Kumaşçılık; Beytex İş Elbiseleri; Ela Quality Resort; Wish Otels & Resorts / Wish Grand Kemer Otel; Best Western Empire Palace İstanbul; Peramax…” Eleştirdiğimiz, adı geçen ve geçmeyen kurumların hiçbirine kişisel tepkimiz, düşmanlığımız yoktur; hiçbirini birebir tanımayız. Tersine yaratıcı aklın; çağdaş bilim, sanat ve uygulayımbilim olanaklarının yansıtıldığı her ürün ve işyeriyle övünürüz; ama Harf Devrimini çiğneyen, Türkçeyi yaralayan yabancı adlandırma savurganlığından utanç duyuyoruz. Bu dil özensizliği, Türkçeyi yeniden yabancı dillerin boyunduruğu altına itiyor; anamaldan güç alan yasa tanımazlık yaygınlaşıyor! Bu duyarsızlık niye? Yasa tanımazlık neden? Türkçe sözcüklerin de kullanıldığı adlandırmalar aynı zamanda gülünç değil mi? Bu gülünçlüğü ülkemize ve dilimize yakıştırmak niye? Bu nasıl bir “milliyetçilik”tir? Yerli üretimde “x,w,q” harflerini kullanmak yasa tanımazlıktır! Yabancı bir kuruluşun Türkiye’de yaptığı, sattığı, sergilediği her şeyin adı, dil bilinciyle Türk abecesine uygun yazılabilir. Başka ülkeler ülkemize “Turkey”, ürünlerimize “made in Turkey” demiyor mu? Başka ulusların diline, abecesine gösterdiği saygıyı biz neden kendi dilimize gösteremiyoruz? Türkiye Cumhuriyeti sömürge değildir; işgal altında da değildir! Bu yapılan ne küresel gelişmeye ayak uydurmaktır; ne AB’ye yaklaşmaktır! Hangi AB ülkesi dilinden ödün veriyor? Kişi ve kurumlar abecemize ve dilimize saygılı davranmıyorsa; bu duyarsızlığa son vermek için yurtseverler daha güçlü tepki vermeli; yasaları uygulama yetkisindeki kurumlar da bir an önce gereğini yapmalıdır! Dil Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sevgi Özel |
31-03-2010, 20:12 | #15 |
|
"DİL-EKİN SÖYLEŞİSİ"NDE EMİN ÖZDEMİR'LE
Derneğimizde, her ayın son perşembesinde yapacağımız söyleşilerimizden ilkini "Emin Özdemir'e Ne Soralım?" başlığıyla 25 Mart 2010’da gerçekleştirdik. Yeni yerimize taşındığımızda, burada dilseverlerle dil, bilim, sanat dünyasının ustalarını buluşturacak söyleşiler yapılması önerisi Sayın Emin Özdemir’den gelmişti. Genç üyemiz Özge Yücel’in deyişiyle Türkçenin müziğini kendisinden dinlediğimiz öğretmenimiz, dilimizin büyük ustası, önerdiği toplantılardan ilkinin de konuğu oldu. Emin Özdemir, dildaşlık duygusunun bizi birbirimize bağlayan önemli bir bağ olduğunu, ulusallığımızı dille kazandığımızı, dilin düşüncenin toprağı olduğunu, dilsiz düşünülemediğini, dilin yalnızca insana özgü olduğunu, bu nedenle uygarlığı da yalnızca insanın yaratabildiğini söyledi. İnsana düşünme, anlama, anlatma gücünü dilin kazandırdığını; düşünen, düşüncesini dille yayan, tartışan insanın kul olmadığını, dolayısıyla kulluktan yurttaşlığa da ancak dille geçilebileceğini vurgulayan Özdemir, “Yüreğine anadilinin ışığı yansımamış insan, insan değildir” dedikten sonra yıllar önce yurtdışında tanık olduğu bir olaydan söz etti. Nermi Uygur’un “Bir insan on beş, yirmi yıl kendi diliyle yetişse, sonra da yabancı ülkede yaşayıp başka diller öğrense ve hep onları kullansa, ölürken son sözü hangi dilde olur?” sorusuna kendisinin “Anadilinde” yanıtını verdiğini, İsveç’te de bu sözünü doğrulayan bir örnekle karşılaştığını aktardı. Yıllarca Türkiye dışında, değişik ülkelerde yaşamış bir adamın, ölümüne yakın anadilinde sayıklamaya başladığını, ölürken de anadilinin sözcüklerini yineleyerek öldüğünü kendisine söylediklerini, kendisinin de bu konuyu araştırıp doğru olduğunu öğrendiğini söyledi. Emin Özdemir, söyleşinin bundan sonraki bölümünde “Çocuğun dili yapağı gibidir; herhangi bir nedenle boyanırsa, ne kadar yıkansa da eski rengine dönemez” sözünden yola çıkarak yabancı dille eğitimin Türkçenin kullanımına olumsuz etkilerini örneklerle anlattı. Çocuğun kendi diliyle düşünmeyi öğrenmesinin önemini vurgulayan Özdemir, ‘soran, sorgulayan çocuk’ yetiştirmek gerektiğini, ‘seçeneklerle düşünen bölmeli kafaların’ kendilerine ve başkalarına yararı olamayacağını belirtti. Dilin olanakları kullanılarak gereksinimleri karşılayacak yeni sözcükler üretilmesini, doğru-yanlış değil, kullanılan ya da kullanılamayan sözcükler olduğunu, sözcüklerin de sınavdan geçerek dilin dolanımına girdiğini, “Çobanın gönlü olsa tekeden süt çıkarır” atasözünü örnek vererek de isteyen herkesin anadilini en iyi biçimde öğrenip kullanabileceğini, söz dağarcığını geliştirebileceğini vurguladı. Toplantının ikinci bölümünde söz alan katılımcılardan kimileri bu konulardaki kişisel görüşlerini aktarırken kimileri de yaşadıklarından örnekler vererek Emin Özdemir’in düşüncelerine katıldıklarını belirtti. Söyleşimiz, her ayın son perşembesinde yeni konuklarla buluşma, yeni konularda söyleşme dilekleriyle sona erdi. |
16-04-2010, 10:10 | #16 |
|
KURULUŞ YILDÖNÜMÜMÜZÜ KUTLUYORUZ
DİL DERNEĞİ 23 YAŞINDA 22 Nisan 2010, Dil Derneği’nin 23. kuruluş yıldönümü. 23 yıldır üyelerimizin, dilseverlerin gönülden katkılarıyla çalışıyor, Türkçeye yönelik saldırıları göğüslüyor, karşıdevrime direniyoruz; bağımsızlık savaşımını, Dil Devrimini sürdürüyoruz. Derneğimizin 23. yaşını, derneğimizde üyelerimizle, gençlerle, çocuklarla, dilseverlerle kutlayacağız. Değerli üyelerimiz Günay Güner ve Mehmet Ayhan’ın müziğin diliyle, ezgileriyle renk katacağı kutlamamızda bir arada, el ele, omuz omuza olmanın coşkusunu paylaşmayı, devrimci aklın sıcağını duyumsamayı diliyor, hepinizi 22 Nisanda derneğimizde buluşmaya çağırıyoruz. Saygılarımızla. Dil Derneği Yönetim Kurulu Gün: 22 Nisan 2010 Perşembe Saat: 17.00 - 20.00 Yer: Dil Derneği (Konur Sok. 34/4, Kızılay-Ankara) http://www.dildernegi.org.tr/TR/Belg...A8EB250F0C8474 |
24-04-2010, 18:35 | #17 |
|
23. KURULUŞ YILDÖNÜMÜMÜZÜ KUTLADIK
22 Nisan 2010, Dil Derneği’nin 23. kuruluş yıldönümü. 23 yıldır üyelerimizin, dilseverlerin gönülden katkılarıyla çalışıyor, Türkçeye yönelik saldırıları göğüslüyor, karşıdevrime direniyoruz; bağımsızlık savaşımını, Dil Devrimini sürdürüyoruz. Derneğimizin Ankara'daki kutlama etkinliğinde, 22 Nisanda üyelerimizle, gençlerle, dilseverlerle bir araya geldik. Çok sayıda üyemizin yanı sıra yayınevlerinin, kitle iletişim araçlarının, kitle örgütlerinin temsilcilerinin katıldığı kutlamada el ele, omuz omuza olmanın coşkusunu yaşadık; devrimci aklın sıcağını duyumsadık. Derneğimizi, türlü yıldırmalara göğüs gererek 22 Nisan 1987'de kuran değerli aydınlarımız, Kurucu Başkanımız Prof. Dr. Cevat Geray ve kurucu üyelerimizin oluşturduğu yönetim kurulundaki Astbaşkanımız Refet Erim, duygu dolu kutlamamızın onur konuklarıydılar. Konuklarımızı, üyemiz Mehmet Ayhan'ın dinletisiyle, ezgilerle karşıladık. Dil Derneği Genel Yazmanı Hülya Küçükaras derneğimizin yeni yaşını kutladığı; kurucularımıza, derneğimize emek veren tüm aydınlanmacılara, üyelerimize teşekkür ettiği açış konuşmasının ardından "23. Kuruluş Yıldönümümüzde Ulusa Sesleniş" başlıklı bildirimizi seslendirdi, üyelerimizden gelen kutlama iletilerini okudu. Dil Derneği'nin çalışkan, üretken, gözü pek genç üyeleri Özge Yücel ile Özlem İbiş gençler adına söz alarak Dil Derneği'ne ilişkin düşüncelerini dile getirdiler, yeni yaşımızı kutladılar. Hukukçu Özge Yücel'in dernekle tanışmasından ve Dil Derneği'nin yaşamındaki yerinden söz ettiği etkili konuşması, bütün katılımcıları duygulandırdı. (Özge Yücel'in Konuşması) Başkent Üniversitesi öğrencisi, genç edebiyatçımız Özlem İbiş, Dil Derneği'nin gençlere "siz bizim geleceğimizsiniz" diye özel bir sorumluluk yüklemediğini vurguladığı içtenlikli konuşmasında şöyle diyordu: "Dil Derneği'nin bütün etkinliklerinde düşüncelerimizle, yapıtlarımızla yer alıyoruz. Bu çatı altında gençler-diğerleri diye ayrılmıyoruz; özgün yaratıcılıklarımızla bir bütün olmanın sevincini, erincini yaşıyoruz. Dil Derneği bize sorumlu yurttaş olmanın üretmekten geçtiğini öğretiyor." Buluşmamız, üyemiz Günay Güner'in bağlaması eşleğinde hep bir ağızdan söylediğimiz şarkılarla, opera sanatçımız Ali Yılmaz'dan dinlediğimiz türkülerle şenlendi. Birlikte olmanın, dayanışmamızın ve direncimizin sevincini paylaştığımız konuklarımız, üyelerimiz, Dil Derneği'nin başarılı yürüyüşünün uzun yıllar sürmesi dilekleriyle yıldönümümüzü kutladılar. http://www.dildernegi.org.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF0 4A8EB250F0C8474 |
06-05-2010, 22:04 | #18 |
|
DİL DERNEĞİ 23 YAŞINDA
Özge Yücel Ankara’ya geldiğim ve Ankara Hukuk Fakültesi’ne girdiğim yıl olan 2003’te, Başkent İletişim’de doğru konuşma derslerine katılmak için bu kurumun bulunduğu Mithatpaşa Caddesi’ne gittiğimde gördüğüm Arkadaş Kitabevi’nde elime Çağdaş Türk Dili dergisini aldığım zaman yaşamıma girdi Dil Derneği. Ömer Asım Aksoy Ödülü'nün duyurusunu okudum o gün ve usumun bir yanında kaldı ortaokuldan bu yana tanıdığım ve önemsediğim adı gördüğüm dergi. Daha sonra fakültenin ikinci sınıf öğrencisi iken fakültemizin bulunduğu Cebeci Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen “Türkçem, Dilim Dilim…” başlıklı kurultaya katıldım. Bu kurultayın altında Dil Derneği’nin imzası vardı. Kurultayda sorduğum soru, bir konuşmacı tarafından yanlış anlaşıldıysa da derneğin çok değerli yöneticileri Afet Kutlu ve daha sonra yanında staj yaptığım ustam Avukat Salih Taştan, beni doğru anlamış ve oturumun ardından beni sevgiyle karşılayarak derneğe beklediklerini söylemişti. O yıl Gençliğin Türkçe Kurultayı ile kutlanan 73. Dil Bayramı'na izleyici olarak katıldım. O zamanlar Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi’nde yazarlık yaptığım için bu kurultayla ilgili haber yapmak isteği ile ve belki de derneğe gitmek için kendime bir bahane aradığımdan kendimi dernekte bulmuştum. Dernekte o gün gördüğüm ve ondan sonra her gittiğimde göreceğim çalışkan, özverili başkanımız Sevgi Özel ile bu konuyu konuştuğumda bana kurultayı önce derneğin haber yapacağını, daha sonra bizim de bunu yayımlayabileceğimizi söyledi. Bu sözlerinin ardından ben de kendisine Türkçeyi sevdiğimi, Türkçe için gönüllü olduğumu söyleyerek dernek için ne yapabileceğimi sordum. Sevgi Özel, daha sonra bunu andığında şaşkınlığa düştüğünü belirtse de o anda bunu belli etmeyerek üye olabileceğimi söyledi. Ben de hemen o gün bu sözlerin ardından üyelik başvurusunda bulundum. Aynı zamanda Çağdaş Türk Dili’ne sürdürümcü oldum. O günden bu güne neredeyse beş yıl geçti. Ben bugün daha yeni üye olmuş gibi heyecanımı koruyorum. Evet, heyecan… Ben, Atatürk’ün Türk Dil Kurumu’nun ardılı olan Dil Derneği’ne üye olmaktan dolayı hem heyecanlı, hem mutlu, hem de gururluydum ve bugün de öyleyim. Dil Derneği üyesi olmak, hem cesaret isteyen hem de özveri isteyen bir iştir bana göre. Ama öyle başvurup bir daha derneğe uğramamak, ödentisini istemeyerek ödemek ya da ödememek, Türkçenin ve Dil Devriminin sonuna dek ardında duramamak değildir. Dil Derneği, yerleşik yapısı içinde her üyenin sorumluluğunu o üyeye duyumsatır, arı gibi çalışır, ilkelerinden ödün vermez. Dil Derneği, herhangi bir Atatürkçü dernek değildir, bana göre en verimlisi, en çalışkanı, en genci, en sağlamı ve en dik duruşlu olanıdır. Dil Derneği’nin ayrı bir anlamı daha vardır benim için; Dil Derneği, yılmaz bir hukuk savaşımcısıdır. Atatürk’ün vasiyetinin çiğnenmesi yoluyla kapatılan Türk Dil Kurumu’nun eskisi gibi tüzelkişiliğine kavuşması, bağımsız bir demokratik örgüt olması için politikacılardan ve kimi hukukçulardan çok daha fazla emek vermiştir, vermektedir. Böylelikle Dil Derneği, bir hukuk dersi de verir duymak isteyen ya da istemeyen herkese, der ki dernek ile devlet kurumu aynı şey değildir, dernekler bağımsız tüzelkişilerdir, özerktir ve böyle olduğu için bilimsel çalışmalar, Atatürk’ün öngördüğü gibi derneklerde ve özerk üniversitelerde yapılabilir. Dedim ya Dil Derneği, arı gibi çalışır. Derneğin emekçilerinden söz etmeden olmaz. Öncelikle derneğimizin kurucu yönetim kurulu başkan ve üyelerine çok teşekkürler! Türkçe tutkunlarına önderlik eden, Türk Dil Kurumu’nun son başkanı, derneğimizin onursal başkanı Prof. Dr. Şerafettin Turan’a ne kadar teşekkür etsek azdır. Yapıtlarıyla, eylemleriyle yolumuza ışık tutmaya devam ediyor. Sevgisini bizden esirgemeyen Şerafettin Turan öğretmenimiz, inceliği, alçakgönüllülüğü ile de her zaman bize örnek oluyor. Dernek başkanımız Sevgi Özel, ilkeli ve mesafeli duruşunun ardında sevgisini yansıtan bir yazar, eylemci... Sevgi Özel’i anlatmak için savaşımcı, yazar, dilci, dernekçi demek yetmez. Onu tanıdıkça ne kadar yürekli olduğunu anlarsınız. Yazılarını okudukça tertemiz, duru ve engin bir okyanusta yüzer gibi Türkçenin denizinde nefes alırsınız. Derneğimizin iki kahraman ustası daha var: Hülya Küçükaras ve İbrahim Dizman. Hülya Küçükaras, bir yandan Türkiye’nin ilk bilgisayar mühendislerinden biri ve dahası en yetkinlerinden biri olma niteliğini taşırken diğer yandan dil, felsefe, tarih, mitoloji gibi insan bilimlerinde de yetkinliğini emeğiyle, eylemleriyle kanıtlayan, yeri geldiğinde sesi en çok çıkan yürekli bir kadın savaşımcı, yeri geldiğinde sessiz bir kahraman… İbrahim Dizman ise büyük bir sakinlikle ve ustalıkla yayın işlerini çekip çeviren kahramanımız… Pek çok yazarın yazısını yayımlatmayı istediği Çağdaş Türk Dili dergisinin yayın yönetmeni olduğu gibi çoğu etkinliğimizin ardındaki mimardır aynı zamanda. Her zaman dernek için var olacağından emin olabileceğimiz ustalarımızla kendimize güveniyoruz, güvenmekte haklıyız. Derneğimizin bir kahramanı daha var, derneğimizin yönetmeni Arzu Asil… O olmadan derneğimizin işleri böylesine titizlikle yapılamaz. Arzu Asil, yaptığı işi sadece bir iş olarak görmeyip derneğe gönül veren bir yurtsever, Türkçe tutkunu olduğu için gözümüz arkada kalmıyor diye düşünüyorum. Dil Derneği, 23. yaşında kendi yaşında ve daha genç üyeleriyle yoluna devam ediyor. Bu yol, Türk Devrimini ve bunun içinde Dil Devrimini sürdürme yolu, bağımsızlık yoludur. İyi ki doğdun Dil Derneği, ne mutlu bir aradayız, ne mutlu yolumuzu biliyoruz! http://www.dildernegi.org.tr/TR/dosy...OzgeYucel.html |
03-09-2010, 19:44 | #19 |
|
Derneğimizden Duyuru
KURULTAY VE 78. DİL BAYRAMI ÇAĞRISI Değerli Üyemiz, Değerli Dilseverler, Derneğimizin 12. Olağan Kurultayı, 78. Dil Bayramında, 26 Eylül 2010 Pazar günü, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde saat 11.00’de başlayacaktır. 12. Olağan Kurultayın kamuoyuna duyurulan gündemi aşağıda belirtilmiştir. Bundan önceki kurultaylara Ankara’da yaşayan üyelerimizin bile gereken ilgiyi göstermediğini görmekten üzüntü duyduk. Üyelerimizle görüş alışverişine, dayanışmaya çok gereksinim duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Bu nedenle kurultaya katılmanızı, öneri ve eleştirilerinizi dile getirmenizi dileriz. Derneğimizin Çankaya Belediyesi ile birlikte kutlayacağı 78. Dil Bayramı töreni de 27 Eylül 2010 Pazartesi günü, saat 14.00’te Anıtkabir’de Atamıza saygı sunumu ile başlayacak, saat 18.00’de Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde sürecektir. 12. Olağan Kurultayı ve 78. Dil Bayramını onurlandırmanızı diler, yönetim kurulumuz adına saygılar sunarım. Dil Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sevgi Özel 12. Olağan Kurultayın Gündemi 1. Açılış, 2. Başkanlık Kurulunun seçimi, 3. Başkanın konuşması, 4. Konukların konuşması, 5. Yönetim ve Denetim Kurulu yazanaklarının okunup görüşülmesi, 6. Yönetim Kurulunun aklanması, 7. Yeni dönem bütçe kestiriminin görüşülmesi, 8. Tüzük değişikliklerinin görüşülüp oylanması, 9. Seçimler, 10. Dilekler, kapanış. |
20-09-2010, 21:07 | #20 |
|
78. DİL BAYRAMINI KUTLUYORUZ!
DİL DERNEĞİ- ÇANKAYA BELEDİYESİ 78. DİL BAYRAMI 27 Eylül 2010 Pazartesi DEVRİMLER GÜCÜNÜ DİLDEN ALIR! Gücünüz varsa sizin Sözcüğü tutuklayın. Öğrenci, kitap, Türkçe En güzel kavramı dilimin Özgürlüğü tutuklayın. ŞÜKRAN KURDAKUL İZLENCE 14.00 Anıtkabir’de Atatürk’e Saygı Sunumu 18.00 Dil Bayramı Töreni Sunan: Hülya KÜÇÜKARAS ***** Sevgi ÖZEL - Dil Derneği Başkanı Bülent TANIK - Çankaya Belediye Başkanı ***** 78. Dil Bayramı İletisi: Murat ATAK ***** Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü Dil Derneği Kerim Afşar Ödülü ***** Onur Ödülleri: Ülkü GÜNAY, Turhan GÜNAY, Prof. Dr. Cahit KAVCAR, Işık KANSU, Hayrettin KARACA, Prof. Dr. Aydın KÖKSAL, Prof. Dr. Doğan KUBAN, Ahmet MİSKİOĞLU, Güray ÖZ, Prof. Dr. Süleyman Ç. ÖZOĞLU, Prof. Dr. Orhan ÖZTÜRK, Metin UCA, Dilek Göğüş ÜLGÜRAY, Şemsettin ÜNLÜ, M. Kemal YILMAZ. ***** Dinleti: Tolga ÇANDAR -------------------------------------------------------------------------------- Yer: ÇANKAYA BELEDİYESİ ÇAĞDAŞ SANATLAR MERKEZİ Kenedi Cad. No. 4 Kavaklıdere- Ankara -------------------------------------------------------------------------------- Katılımcı Kurumlar: CUMHURİYET gazetesi, ÇYDD Ankara Şubesi, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Türk Hukuk Kurumu |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Cumhuriyet Bayramı | ahmetsacit | Site Lokali | 57 | 29-10-2020 12:29 |
Gökyüzü Şöleni-Sizin yıldızınız hiç kaymasın... | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 0 | 09-08-2006 12:39 |
İzmir DESEM'de S.Beckett Şöleni | melahat_ | Sinema ve Televizyon | 0 | 25-03-2006 23:32 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |