Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kusursuz sorumluluk kapsamında kalır mı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-04-2010, 22:07   #1
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan kusursuz sorumluluk kapsamında kalır mı?

Evli ve bir çocuk annesi ve ev hanımı olan 27 yaşındaki müvekkil; trenle yolculuk yaptığı sırada gece vakti, trenin bir köprüden geçtiği sırada, dışarıdan birinin (muhtemelen bir çocuğun) attığı taşın trenin camını kırıp gözüne gelmesiyle sol gözünü tamamen kaybediyor.
Söz konusu köprünün bulunduğu yerde, çocuklar sürekli olarak geçen trenlere taş atmaktadır. Bu konu defalarca TCDD yetkililerine bildirildiği halde bu yerde gerekli önlemler alınmamıştır. Buna ilişkin olaylar ve şikayetlere ilişkin delillerimiz de vardır.
Sorum şu: Burada TCDD'nin sorumluluğuna gidilebilir mi? Ya da kusursuz sorumluluğu var mıdır? Olay haksz fiil sayılır mı?
Varsa maddi ve manevi tazminat talepleri adli yargıda mı idari yargıda mı talep edilmelidir? Olay ceza hukuku açısından suç teşkil eder mi?
Vereceğiniz cevaplar için şimdiden teşekkürler.
Old 01-05-2010, 06:56   #2
anarkh

 
Varsayılan

somut olaydaki hukuki sorun, demiryolu yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Türk hukuku açısından söz konusu sözleşmeye ait kurallar, Rumeli Demiryolları İşletme Nizamnamesinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla somut olaydaki uyuşmazlık taşıma hukukuna ilgilendirmektedir ve idarenin sorumluluğu yoluna gidilemez. Ancak yolcu taşıma sözleşmesi açısından, taşıyıcının sorumluluğu yine kusursuz sorumluluk hali niteliğindedir.
Old 01-05-2010, 11:00   #3
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın avukat.derviş.yıldızoğlu;

THS Kütüphanesi'nde yayınlanan ve linki sunduğum "İdarenin Kusursuz Sorumluluğu" başlıklı makaleyi ve sunduğum kararları incelemenizi öneririm. http://www.turkhukuksitesi.com/makale_744.htm

Somut durumda TCDD bir devlet kuruluşu olması hasebiyle görevli yargı yeri idari yargıdır ve TCDD aleyhine "tam yargı davası" açılabilir. TCDD'nin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Ceza Hukuku bakımından değerlendirildiğinde TCK'nın "Görevi kötüye kullanma" başlığı altında düzenlenen 257. maddesine bakmak gerekir:
"(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır..."
Düzenlemeye göre, daha önce TCDD yetkililerinin defalarca uyarılması durumu somut kanıtlarlarla ispatlanabilirse, ihmali olan yetkililer aleyhinde suç duyurusunda bulunulabilir. Saygılarımla..

--------------------------------------------------------------------------

DANIŞTAY 10.DAİRE 22.04.1992 Tarih ve 1990/3968 E. 1997/1573 K.
  • İDARENİN TAZMİN SORUMLULUĞU ( Zararla İdarenin Eylemi Arasında Nedensellik Bağının Bulunması )
  • ZARARLA İDARENİN EYLEMİNİN ARASINDA NEDENSELLİK BAĞININ BULUNMASI ( İdarenin Tazmin Sorumluluğu )
  • NEDENSELLİK BAĞININ BULUNMASI ( Zararla İdarenin Eylemi Arasında )
  • MANEVİ TAZMİNAT ( İdarenin Eylemi Nedeniyle )
ÖZET :
İdarenin tazmin sorumluluğundan sözedebilmek için öncelikle zararla idarenin eylemi arasında nedensellik bağının bulunması gerekir.

İstemin Özeti:
18.12.1986 günü saat 20.20 de Konya`dan Afyon`a gitmekte olan yük treninin hemzemin geçitte kamyonla çarpışmasından meydana gelen kazasırasında, trende gardöfren olarak görevli bulunan murislerinin bulunduğu furgonun kapısına sıkışarak ölmesi yüzünden, davacıların uğradıkları maddi vemanevi zaratları toplamı 15.700.000 liranın yasal faiziyle birlikte tazminiistemiyle açtıkları dava sonunda; dosyada mevcut bilgi ve belgelerden kazanıntamamen kamyon şöforünün kusurlu hareketinden kaynıklandığının anlaşıldığı,öte yandan olayın meydana geldiği furgonun benzeri üzerinde yaptırılan keşifve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapordan, ani fren ve çarpmalarıntesiriyle kapının kendiliğinden açılıp kapanabileceğinin açıklandığı, bunagöre olayda davalı idareye yükletilebilecek hiçbir hizmet kusurubulunmadığı, idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için hizmet kusurununaçık olması veya olayın objektif SORUMLULUK esaslarına göre idarenin sorumlututulmasını gerektirir nitelikte olması gerektiği, dolayısıyla tazminat isteğinin hukuki dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolundaEskişehir İdare Mahkemesince verilen 4.4.1990 gün ve E: 1987/136,K: 1990/346 sayılı kararın, davacı tarafından yerinde olmadığı öne sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti:
Yerinde olmayan temyiz isteminin reddi gerektiğisavunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: H.B.
Danıştay Savcısı: M.İ.D`nin Düşüncesi: Davalı idarenin kusurlu eyleminedeniyle davacılar murisinin ölümü yüzünden uğranıldığı iddia olunan zararıntazmini istemiyle açılan davayı reddeden Eskişehir İdare Mahkemesi kararıtemyiz olunmakla dosya incelendi.
İdarenin tazmin sorumluluğundan sözedebilmek için öncelikle zararlaidarenin eylemi arasında nedensellik bağının bulunması gerekir.
Olayda, davacıların murisinin ölümüne yol açan neden; görevli bulunduğutrenin bir kamyonla çarpışması olup, bu çarpışma olayında idareye atfı kabilbir kusurun bulunmadığı, olaydaki kusurun tamamının kamyon şoförüne ait olduğudosyadaki belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktıdır. Durum böyle oluncazararla, eylem arasında nedensellik bağının bulunduğundansözedilemeyeceğinden, idarenin tazminle yükümlü tutulması mümkün değildir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararında, usul vemevzuata aykırı bir yön, tesbit edilemediğinden, temyiz isteminin reddi vehükmün onanması gerektiği düşünülmüştür.
Türk Milleti Adına Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince işin gereği düşünüldü: İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 3622 sayılı Kanun ile değişik 49.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Bozulması istenen karar, usul ve hukuka uygun olup dilekçede ileri sürülentemyiz sebepleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğindentemyiz isteminin reddi ile bozulması istenen kararın onanmasına 22.4.1992gününde oyçokluğuyla karar verildi.

AYRIŞIK OY

TCDD Genel Müdürlüğünde gardofren olarak görevli olan davacılar murisiKonya`dan Afyon istikametine gitmekte olan yük treninde görevli olduğu sırada,trenin hemzemin geçitte kamyonla çarpışması sonucu ölmüştür. Murislerinin maddi ve manevi desteğinden yoksun kalan davacıların, uğradıkları zararıntazmini istemiyle açtıkları dava, Eskişehir İdare Mahkemesince ölüm olayınaneden olan kazada, kamyonun ehliyetsiz sürücüsünün 8/8 kusurlu olduğu,ayrıca davacılar murisinin merak sevkiyle furgon kapısından uzanması üzerinedüşerek öldüğü, dolayısıyla olayda davacılar murisinin kusurlu hareket ettiği,idarenin hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Davacılar,anılan kararın temyizen incelenip bozulmasını istemektedirler.
Yürütülen kamu hizmetinin işleyişinden kaynaklanan bir olay sonucu kamugörevlisinin ölümü hizmet kusuru olmasa bile, KUSURSUZ SORUMLULUK ilkesinegöre hizmetin sahibi idarenin tazmin sorumluluğunu doğurur. Kamu görevlisininkişisel kusur sayılabilecek bir durum dışında, hizmet sırasında, hizmetinişleyişinden kaynaklanan bir olayda ölümü üzerine, ölenin desteğinden yoksunkalanların uğradıkları olağandışı zararın hizmetin sahibi idarece karşılanmaksuretiyle kamuya pay edilmesi, hakkaniyet ve nesafet ilkeleri gereğidir.
Üçüncü kişinin kusuru nedeniyle zararla yürütülen hizmet arasındanedensellik bağının kurulamadığı hallerde idarenin tazmin sorumluluğundan sözedilmez. Ancak üçüncü kişinin kusuru nedeniyle idarenin tazmin zorunluluğununbulunmaması zarara yol açan olayda yürütülen hizmet arasında herhangi birbağlılık olmaması, olayın hizmetin işleyeşinden kaynaklanmaması halindemümkündür. Hizmet sırasında, hizmet işleyişinden kaynaklanan olayda, üçüncükişinin kusuru, idarenin idare hukuku ilkelerine göre tazminle sorumlututulmasına engel oluşturmamaktadır.
Davacılar murisi, görevli olduğu yük treninde bir kamyonun ehliyetsizsürücüsünün kusuru sonucu meydana gelen kazada ölmüştür. Ancak ölüm olayının,görev sırasında, Demiryolu hizmetinin işleyişinden kaynaklanan bir kaza sonucumeydana gelmiş olması karşısında, kamyon sürücüsünün kazaya yol açan kusurludavranışı, idarenin idare hukuku ilkelerine göre tazmin sorumluluğunu ortadankaldırılmamaktadır. Kamyon sürücüsünün kusuru, sadece idareye idare hukukuilkelerine göre tazminat ödemesi halinde kusurlu kişiye rücu hakkı doğurur.
Öte yandan temyizen incelenen kararda belirtilenin aksine, ölüm olayındadavacılar murisinin kişisel kusuru da bulunmamaktadır. Davacılar murisininkazanın meydana gelişi sırasında, furgon kapısından dışarıya bakması görevigereği olup, söz konusu davranış, idarenin tazmin sorumluluğunu ortadankaldıran kişisel kusur olarak değerlendirilmesine olanak görülmemektedir.
Murisinin görevi sırasında meydana gelen kazada ölümü nedeniyle davacılarınuğradıkları maddi ve manevi zararların, KUSURSUZ SORUMLULUK ilkesine göreidarece tazmini gerekmektedir.
Açıklanan nedenlere davacıların temyiz isteminin kabulü, davanın reddineilişkin yerinde olmayan idare mahkemesi kararının bozulması gerektiğigörüşüyle aksi yoldaki karara katılmıyorum.

--------------------------------------------------------------------------

YARGITAY 4. HD. 01.07.1997 Tarih ve1997/2856 E. 1997/7335 K.
  • KUSURSUZ SORUMLULUK ( TCDD'nin İşlettiği Tren ve Tren Yolundan Sorumluluğu - Olayda Hukuka Aykırı Eylem ve İlliyet Bağının Bulunduğu Tartışmasız )
  • TREN VE TREN YOLUNDAN DOĞAN SORUMLULUK ( TCDD'nin Gerekli Tedbirleri Almadığı/ KUSURSUZ Sorumluluğunun Bulunduğu - Zarar Görenin Ağır Kusurunun İlliyet Bağını Kesmediği )
  • İLLİYET BAĞI ( TCDD'nin İşlettiği Tren ve Tren Yolundan Doğan KUSURSUZ Sorumluluğu - Zarar Görenin Ağır Kusurunun İlliyet Bağını Kesmediği/ TCDD'nin de Kusurlu Olduğu )
  • MÜŞTEREK KUSUR ( KUSURSUZ SORUMLULUK Halinde - Zarar Görenin Ağır Kusurunun İlliyet Bağını Kesmediği/ TCDD'nin de Kusurlu Olduğu )
ÖZET :
Davalı TCDD olarak gerek işlettiği tren ve gerekse tren yolu itibariyle Borçlar Kanununun 58. maddesi uyarınca, KUSURSUZ sorumludur. Somut olayda, davacıların desteği olan Nazmi hemzemingeçitten otosu ile geçerken trenin çarpması üzerine zarar verici eylem, meydana gelmiştir. Olayda hukuka aykırı eylemin ve illiyet bağının bulunduğu tartışmasızdır. Mahkemece yapılacak iş, olayın tüm özelliği gözönünde tutularak, hukuki bir tanım olan kusur ölçüsünün belirlenerek buna göre zarar kapsamının hesap ve takdiri gerekir.

DAVA :
Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan birleştirilen tazminat davaları üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanında reddine ilişkin hükmün davacılar avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı idare adına Avukat gelmiş diğer taraftan temyiz eden davacılar adına kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak temyizisteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan, hazır bulunanın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü:

KARAR :
Davacılar, davalı işletmenin hukuka aykırı eylemi sonucu uğranılan zararın ödetilmesini istemişlerdir. Mahkemece istem reddedilmiş karar davacılar tarafından temyizedilmiştir.
Mahkeme kararındaki gerekçe bilirkişiden alınan rapora dayanmakla birlikte, tren makinistinin kusurunun bulunmamasını esas aldığı gibi, olayda KUSURSUZ sorumluluğun söz konusu olmadığı, kusur yoksa SORUMLULUKta yoktur biçimindeki olgulara dayanmıştır. Mahkemenin açıklanan şu gerekçe itibariyle somut olayın hukuki nedenini saptayamadığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle, somut olayın hukuki nedeninin belirlenmesi gerekir. Davalı TCDD olarak gerek işlettiği tren ve gerekse tren yolu itibariyle Borçlar Kanununun 58. maddesi uyarınca,KUSURSUZ sorumludur. Bunun anlamı, o şeye malik olmasının sonucu olarak, tesisin fena yapılmasından veya kullanılmasından dolayı, üçüncü kişilerin uğradığı bir zarardan dolayı kusuru aranmaksızın sorumlu olmasıdır. Diğer bir anlatımla zarar gören, zararının ödetilmesi için, zarar verenin kusurunu kanıtlamakla yükümlü değildir. Tersine davalı, zarar ile zarar verici eylem arasında illiyet bağının bulunmadığını, bu bağlantının başka bir nedenle örneğin, mücbir bir sebeple veyaüçüncü kişinin veyahutta zarar görenin ağır kusuru ile kesildiğini kanıtlaması gerekmektedir.
Somut olayda, davacıların desteği olan Nazmi hemzemin geçitten otosu ile geçerken trenin çarpması üzerine zarar verici eylem meydana gelmiştir. Olayda hukuka aykırı eylemin ve illiyet bağının bulunduğu tartışmasızdır. Tartışmalı yön, KUSURSUZ sorumlu olan zarar verenin bu olayda sorumlu tutulup tutulmıyacağı yönündedir. Diğer bir anlatımla, zarar görenin ağır kusuru ile, illiyet bağının kesilip kesilmediği noktasında toplanmaktadır.
Bu yönün sağlıklı biçimde tesbit edilebilmesi için, olayın meydana geldiği noktanın ve oluş biçiminin tüm özellikleri ile birlikte değerlendirilmesi gerekir. Olay yeri meskun mahal olup, yakınında birde kahve bulunmaktadır. Yine tren yolundaki viraj nedeniyle, görüş mesafesi gerek hemzemin geçitten geçen ve gerekse makinist için sınırlı bulunmaktadır. Davalı idarenin yaptığı iş, niteliği itibariyle tehlikeli bir iştir. İşin yapılmasında gösterilecek en küçük bir ihmal ağır sonuçlar doğuracak düzeydedir. Bundan dolayıda bu konuda tüm olumsuz etkenlerin giderilmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla zarar verici eylemde davalı idarenin hiçbir özensizliği olmamalı, zararın tamamı başka bir nedenden kaynaklanmalıdır ki, SORUMLULUKtan kurtulabilsin.
Ne var ki olay yerinin yukarıya aktarılan özelliğine karşın, davalı idarenin geçiş noktasına bariyer yapması veya onun fonksiyonlarını öngören bir önlemi gerçekleştirmesi gerekirken, bunun yapılmamış olması, onun özensiz davrandığı sonucunu doğurur. İşte bundan dolayıda, yasa gereğince zaten KUSURSUZ sorumlu olan davalı, ilave kusuru nedeniyle sorumlu tutulmalıdır. Bu cümleden olarak, KUSURSUZ SORUMLULUK durumlarında, illiyetin kesilebilmesi için, zarar görenin ağır kusurlu olması yeterli olmayıp, KUSURSUZ sorumlunun ayrıca ek kusurunun da bulunmaması gerekmektedir.
Açıklanan şu somut olayın özelliğine, oluş biçimine, dosyadaki diğer olgulara göre, davalı idarenin sorumlu tutulamıyacağına ilişkin bilirkişi kurulundan alınan rapora itibar edilerek istemin tümden reddi yönünde hüküm kurulması doğru değildir.
O halde mahkemece yapılacak iş, olayın tüm özelliği gözönünde tutularak, hukuki bir tanım olan kusur ölçüsünün belirlenerek buna göre zarar kapsamının hesap ve takdiri gerekir. Bu yönün gözönünde tutulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 1.7.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 01-05-2010, 14:24   #4
üye33778

 
Varsayılan

Tcddnin kusursuz sorumlulugu olsa bile idarenin guveni saglama yukumuugu var olayda
Old 02-05-2010, 12:06   #5
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Merhaba.
Konunun Taşıma Hukuku Kapsamında ve Yargılamasının ( Yazdığım - Bedeni Zarar - Raporlardan ) Ticaret Mahkemeleri Olduğunu Düşünüyorum.
İyi Çalışmalar.
Old 02-05-2010, 14:03   #6
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Sayın Eskişehirli'nin görüşlerine aynen katılıyorum. Aşağıdaki Yargıtay kararı somut olayınıza az çok uymaktadır. Kusursuz sorumluluk söz konusu olup, TTK.'nun 806. maddesinde" Taşıyıcı, yolcuları gidecekleri yere sağ ve salim olarak ulaştırmakla mükelleftir.Yolcuların kazaya uğramaları halinde bundan doğacak zararları taşıyıcı tazmin eder" hükmü mevcut olup, taşıyıcı, kazanın kendisine veya yardımcılarına yükletilmesi mümkün olan bir kusurdan doğmadığını ispat ettiği takdirde tazminattan kurtulur.
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/418
Karar: 2007/3769
Karar Tarihi: 01.03.2007

ÖZET: Davacı dava dilekçesinde olay sırasında yaralanması nedeniyle yirmi gün süreyle iş ve gücünden uzak kaldığını ileri sürerek iş ve güç kaybı zararı karşılığı olarak maddi tazminat isteminde bulunmuştur. O halde mahkemece, yargılama sonunda ortaya çıkacak duruma göre azami tutar dikkate alınarak iş ve güçten kalma tazminatına karar verilmesi gerekirken davacının yirmi beş gün süreyle iş ve gücünden kaldığının kabulü ile HUMK.'nun 74. maddesine aykırı, olarak talep aşılmak suretiyle kazanç kaybına hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı T.C.D.D. yararına bozulması gerekmiştir.


(1086 S. K. m. 74, 177, 409, 432) (6762 S. K. m. 806)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 9. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 10.03.2005 tarih ve 2003/396-2005/80 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı, hareket halindeki banliyö treninde iken Kumkapı Tren İstasyonu'nda gaspa uğradığını, olay sırasında kafasına aldığı darbe nedeniyle yaralandığını, cep telefonunun çalınması ile yirmi gün iş ve gücünden kalması nedeniyle maddi, bu olay sonucu psikolojik durumunun bozulması nedeniyle de manevi zarara uğradığını, yeterli güvenlik önlemlerini almayan davalıların olaydan dolayı sorumlu olduklarını ileri sürerek telefon bedeli 333.000.000.- TL ile iş ve güç kaybı zararı 500.000.000.- TL olmak üzere maddi zararları karşılığı toplam 833.000.000.- TL ve manevi zararı karşılığı 10.000.000.000.- TL ile yargılama sırasında yapılan ıslah sonucu tedavi giderleri karşılığı 2.500.000.000.-TL'nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı TCDD vekili, olayda müvekkili kurum ve elemanlarının hiçbir kusur ve kabahatinin bulunmadığını, davacının zararı varsa bunu olaya sebebiyet veren şahıslardan ya da İçişleri Bakanlığı'ndan talep etmesi gerektiğini, istenen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı bakanlık vekili, idarenin yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olduğunu ve bu tür davaların idari yargıda görülebileceğini savunarak öncelikle dava dilekçesinin görev yönünden reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının uğradığı saldın sonucu cep telefonunun çalındığı ve yaralandığı, bu nedenle 625.000.000.-TL kazanç kaybı ve 305.000.000.-TL telefon bedeli olmak üzere 930.000.000.- TL maddi zararının gerçekleştiği, bu olay nedeni ile manevi olarak da zarara uğradığı gerekçesiyle davanın 930.- YTL maddi ve 4000.- YTL manevi olmak üzere toplam 4.930.- YTL üzerinden kabulü ile bu miktarın davalı TCDD'den tahsiline, diğer davalı İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan davanın takipsiz bırakılması nedeniyle HUMK'nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1- Davacı Ş.'ye mahkeme kararı 12.08.2005 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına göre on beş günlük yasal temyiz süresi adli tatil içinde sona erdiğinden HUMK.'nun 177. maddesi uyarınca temyiz süresi tatilin bitiminden itibaren yedi gün uzamaktadır. Bu durumda sürenin son günü 12.09.2005 Pazartesi olup, bu tarihe kadar temyiz isteminde bulunulması gerekirken davacı tarafından 16.09.2005 tarihinde hükmün temyiz edilmiş olmasına göre davacının süresinden sonra yaptığı temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Davalı İçişleri Bakanlığı vekilinin temyiz itirazına gelince; anılan davalı yönünden HUMK.'nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davayı vekil vasıtasıyla takip etmiş bulunan davalı bakanlık yararına vekalet ücreti tayin edilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı bakanlık yararına bozulması gerekmiştir.

3- Davalı T.C.D.D. vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile T.T.K.'nun 806. maddesi uyarınca taşıyıcının, yolcuları gidecekleri yere sağ ve salim olarak ulaştırmakla mükellef bulunmasına göre somut olayda, davacının trende maruz kaldığı gasp eylemi nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararından davalı taşıyıcının anılan maddede düzenlenen yasal yükümlülüğüne aykırı davranması ve üstlendiği toplu taşıma hizmetinin gereği olan tedbirleri almayarak güvenli bir yolculuk ortamı sağlayamaması nedenleriyle sorumlu olduğunun kabulü gerektiğinden anılan davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

4- Ancak, davacı dava dilekçesinde olay sırasında yaralanması nedeniyle yirmi gün süreyle iş ve gücünden uzak kaldığını ileri sürerek iş ve güç kaybı zararı karşılığı olarak 500.000.000.- TL maddi tazminat isteminde bulunmuştur. O halde mahkemece, yargılama sonunda ortaya çıkacak duruma göre azami bu tutar dikkate alınarak iş ve güçten kalma tazminatına karar verilmesi gerekirken davacının yirmi beş gün süreyle iş ve gücünden kaldığının kabulü ile HUMK.'nun 74. maddesine aykırı, olarak talep aşılmak suretiyle yazılı şekilde 625.000.000.- TL kazanç kaybına hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı T.C.D.D. yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin 432/4. maddesi uyarınca reddine; (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı T.C.D.D. vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; diğer bentlerde açıklanan nedenlerle bu davalı ile davalı İçişleri Bakanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı İçişleri Bakanlığı yararına, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ise kararın davalı T.C.D.D. yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,90.-YTL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden davalı TCDD.'na iadesine, 01.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları



T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/12594
Karar: 2006/8134
Karar Tarihi: 06.07.2006

TAZMİNAT DAVASI -DAVACININ DAVALININ İŞLETTİĞİ TRENDE YOLCU İKEN ÇIKAN KAVGA SONUCU KAPILARI AÇIK OLAN TRENDEN DÜŞEREK HER İKİ BACAĞINI KAYBETTİĞİ - DAVACIYA MANEVİ KAYIPLARI İÇİN DURUMU İLE ORANTILI HAKKANİYETE UYGUN MANEVİ TAZMİNAT HÜKMEDİLMEDİĞİ

ÖZET: Dava davacının trende yolcu iken çıkan kavga sonucu kapıları açık olan trenden düşerek her iki bacağını kaybettiğini bildirerek maddi ve manevi tazminat istemlidir. Davacıya manevi kayıpları için durumu ile orantılı hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken hükmedilmemesi isabetsizdir.



(818 S. K. m. 41) (506 S. K. m. 20)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 12.07.2005 tarih ve 2003/297-2005/600 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 04.07.2006 günde davacı avukatı İsmail Uyar gelip davalı avukatı tebligata rağmen duruşmaya gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalının işlettiği trende yolcu iken çıkan kavga sonucu kapıları açık olan trenden düşerek her iki bacağını kaybettiğini bildirerek (500) YTL maddi tazminatın, birleştirilen davada ise (82.626) YTL ek maddi ve (20.000) YTL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, iddia edilen kazaya ilişkin kayda rastlanamadığını, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, talebin fahiş olduğunu savunmuştur.

Mahkemece, tanık anlatımlarına, işgöremezlik oranı, kusur ve zarara ilişkin Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi raporlarına dayanılarak, taraflar arasında taşıma ilişkisinin kurulduğu, davacının %78 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği kazada davalı işletmenin %25 kusurlu olduğu gerekçesiyle, toplam (82.251,31) YTL maddi ve takdir edilen (3000) YTL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraflar vekillerinin aşağıdaki bentler dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- 01.02.2003 tarihinde meydana gelen tren kazasında her iki bacağını kaybederek meslekte kazanma gücünü %78 oranında yitiren ve kalan hayatı boyunca bakıma muhtaç hale gelerek elem ve acılara uğrayacağı kuşkusuz olan 1984 doğumlu davacıya manevi kayıpları için durumu ile orantılı hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken (3000) YTL manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamış, kararın bu yön bakımından davacı yararına bozulması gerekmiştir.

3- Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre, yardımcı kişi (bakım gideri) tazminatının hesabında, günün 1/3'üne karşılık gelen sürede bakım ihtiyacının karşılanabileceği gözetilerek, davacının sürekli işgöremezlik zararının hesaplanmasına esas alınan kazancının bu kadarlık süreye tekabül eden miktarı esas alınarak hesaplama yapılması, saptanacak bu kalem tazminat miktarının da işgöremezlik tazminat miktarının 506 sayılı SSK.nun 20/son maddesi hükmünce yarısını geçemeyeceği gereği gözden kaçırılarak sürekli işgöremezlik tazminatını aşan yardımcı kişi tazminatının hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın bu bakımdan davalı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentteki nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı, (3) nolu bentteki nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, takdir edilen 450.00 YTL. duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edenlere iadesine, 06.07.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 11-05-2010, 00:00   #7
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

Konu ile ilgili yeni bulduğum bir Yargıtay kararı da ben eklemek isterim.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/1327
K. 2004/10797
T. 4.11.2004
• TAZMİNAT DAVASI ( TCDD'ye Ait Trende Meydana Gelen Olayda Yaralanan Davacının Taşıma Sözleşmesinden Doğan Tazminat Alacağı Talebi )
• TCDD ALEYHİNE AÇILACAK TAZMİNAT DAVASI ( Bu Kurum Aleyhine Açılacak Olan Taşımadan Doğan Tazminat Davalarının Adli Yargı Yerinde Açılmasının Gerekmesi )
• TAŞIMA SÖZLEŞMESİ ( TCDD Aleyhine Açılacak Taşımadan Doğan Tazminat Davalarının Adli Yargı Yerinde Açılmasının Gerekmesi )
• GÖREV ( Taşıma Sözleşmesinin TTK'da Düzenlenmiş Olması ve TCDD'nin Ticari Bir İşletme Olması Nedeniyle Bu Kurum Aleyhine Açılacak Taşımadan Doğan Tazminat Davalarının Adli Yargı Yerinde Açılmasının Gerekmesi )
6762/m.806
ÖZET : TCDD Genel Müdürlüğü aleyhine açılan taşıma sözleşmesinden doğan tazminat davası adli yargı yerinde açılmalıdır.

DAVA VE KARAR : Davacı vekili, davalıların işleteni ve makinisti bulundukları trene yolcu olarak binmeye çalışan müvekkilinin velayeti altındaki K.T.'nin, trenin kapısının peron girişi sırasında henüz durmadan açılması sonucunda düşerek yaralandığını ileri sürerek, şimdilik 1.000.000.000 TL maddi, 6.000.000.000 TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılardan TCDD vekili, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı A.B., kusurunun bulunmadığını savunmuştur.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalılardan makinist A. B.'nin olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, mağdurun % 75 kusuru dışında kalan diğer davalının %25 kusurunun teknik ve işletme kusuru olduğu gerekçesiyle, davanın davalılardan A. B. yönünden reddine, diğer davalı yönünden ise davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkindir.

SONUÇ : Davacının, ticari bir işletme olan davalılardan TCDD Genel Müdürlüğü'nün işlettiği trende yolcu olarak bulunduğu sırada olayın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Taşıma sözleşmesinin TTK'da düzenlenmiş olması nedeniyle, bu işletme aleyhine açılan taşımadan doğan tazminat davalarının adli yargı yerinde açılmasının gerekmesine, makinist olan diğer davalının haksız fiil sorumluluğu bulunsa da olayın temel hukuki ilişki niteliğindeki taşıma sözleşmesine göre çözümlenmesinin zorunlu olmasına göre, mahkemece, yargılamaya devam edilerek uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Old 11-05-2010, 20:42   #8
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Merhaba.
İçtihatlardan da anlaşılacağı üzere; Yargılama sırasında Bilirkişi Raporunun da dışarıdan konuya hakim bir Bilirkişi tarafından tekrar hesaplanmasında yarar olabilecektir. Çünkü, hesaplamalarımız ( uzlaşma halinde özellikle sigorta şirketinin hesaplaları ile ) önemli tutarlarda farklı çıkabilmektedir. Ayrıca,Rapor'un İst.Tic. Mahk. vasıtası ile istenilmesi de düşünülmelidir.
İyi Çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında trafik kazası halinde sigortacının sorum Av. Elif Handan Meslektaşların Soruları 2 17-03-2009 22:38
Tazminat-kusursuz sorumluluk Burak Demirci Meslektaşların Soruları 5 01-12-2008 17:09
kusursuz sorumluluk isabedil Meslektaşların Soruları 6 29-05-2008 18:20
Kusursuz Sorumluluk Av.Zeynep Sevgi Meslektaşların Soruları 0 18-10-2004 10:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07240605 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.