Boşanma davasında düğün kamera kayıtlarının celbi

Herkese iyi çalışmalar.
Boşanma davasında müvekkilimiz davacıdır. Delil listemiz ile düğün kamera kayıtlarının davalı tarafta olduğunu ve bunların celbini talep etmiştik. Müvekkilde sadece birkaç adet fotoğraf bulunmaktaydı, bunlar da eş dostla düğünde çekilen fotoğraflar ve müvekkil kapalı olduğundan kolundaki bilezikler de haliyle gözükmemekte ama yine de bunları dosyaya sunmuştuk. Ziynet eşyaları ile ilgili bilirkişi raporu düğün kamera kayıtları karşı tarafça sunulmadığı için bizim sunduğumuz fotoğraflar esas alınarak düzenlenmiş ve 2 adet bilezik hesabı yapılmış çünkü fotoğrafın birinde 2 bileziği gözüküyor müvekkilin. İki tarafın tanıklarının beyanlarında bileziklerinin ikiden fazla olduğu sabit. Şu aşamada bilirkişi raporuna itiraz ederek karşı taraftaki düğün kamera kayıtlarının celbi ile yeniden rapor alınmasını talep etmeyi düşünüyorum. Fakat muhtemelen karşı taraf bir bahane ile bunları dosyaya sunmayacak. Bu durumda nasıl bir yol izleyebilirim?

Herkese şimdiden teşekkürler.

Düğün; Düğün salonunda yapılmış yada kamera çekimi için bir firma ile anlaşılmışsa onlardan müzekkere ile talep edebilirsiniz meslektaşım.

Deliller toplanmadan bilirkişi raporu alınması usul ekonomosine aykırıdır. İtirazınız kabul edilmeli.

Sayın TAÇYILDIZ'ın belirttiği üçüncü kişideki delille ilgili olarak HMK:

Alıntı: MADDE 195- (1) Tarafların ellerinde bulunmayan ve incelenmesine karar verilen delillerin getirtilmesi için, mahkemece ilgili resmî makam ve mercilerle üçüncü kişilere bu husus bildirilir. MADDE 221- (1) Mahkeme, üçüncü kişi veya kurumun elinde bulunan bir belgenin taraflarca ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu olduğuna karar verirse, bu belgenin ibrazını emreder.

Karşı yanda bulunan delil için HMK:

Alıntı: MADDE 219- (1) Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. MADDE 220- (1) İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (2) Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. (3) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.[/b].