Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

M.k.tartışmaları Eşlerin Meslek Ve İşi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-06-2003, 22:02   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Soru M.k.tartışmaları Eşlerin Meslek Ve İşi

Yeni Medeni Kanun Madde 192 de Eşlerin meslek ve işi başlığı ile söyle düzenlenmiştir.

Eşlerden her biri,meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir.Ancak meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin HUZUR ve YARARI gözönünde tutulur.

Sorular?
1-Maddenin bu düzenlemesinin koruduğu hukuki yarar nedir?
2-Kadının çalışmak için eşinin iznini gerekli kılan eski yasa maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edilmişti..İptal kararı ile bu madde çelişiyor mu?
3-Huzur ve yararın ölçütü nedir? Bunu kim takdir edecek?Karşılaşılacak olası sorunlar nelerdir?
4-Bu madde açıkça belirtilmese de kadının aleyhinde uygulamaya yolaçar mı?

Saygılar
Old 11-06-2003, 11:47   #2
Sibel

 
Varsayılan

Sayın Hykayar,
Yeni Medeni Kanunu kendi çapımda, kendi sınırlı bilgilerimle incelemiştim.. Şunu farkettim, kadının yararına denilse de, ince ince düşünüldüğünde bir çok maddenin aslında eski medeni kanundan daha acımasız olduğunu gördüm...
İyiniyetle ama aceleyle hazırlanmış bir kanun.. Ehil ve emin ellerde umarım kadınların aleyhine kullanılmaktan bir nebze olsun kurtulur.....
Saygılarımla......
Old 11-06-2003, 18:29   #3
Nedime Uğraş

 
Varsayılan

Sn: hykayar;

Yeni M.K. 192 deki "Evlilik Birliğinin Huzur ve Yararı" kavramından ilk akla gelen, eşlerden birinin yaptığı işin ve mesleğin, toplumun genel kabulü ve ahlak kurallarına göre, evlilik birliğinin taraflarını ve özellikle çocukları incitici ve onların toplum içindeki yerini küçültücü bir konuda olmamasıdır. Bu durumda, yasadaki düzenlemede gözetilen hukukî yarar çok gerekli görülüyor. Fakat bana göre de, bu hukukî yarar kavramının kadının aleyhine yorumlanması mümkündür. Örneğin; Bankada veya özel bir şirketde çalışan bir kadın bir çok kere gece evine 22.00 de gelmek zorunda kalıyor veya bazı iş toplantılarına da katılması gerekiyorsa, bu durum evlilik birliğinin huzur ve yararını bozar mı? Tabii bu hükmün yorumu hakimin görüşüne kalıyor.

Ben de bu maddeyi kadın açısından tehlikeli ve sakıncalı buluyorum. Zaman içinde hakimlerin nasıl yorum yapacağını bilemiyorum ve bu konuda da ciddi endişeler taşıyorum.

Evli bir kadının barda konsomatris olması, kumarhanede kuripiyelik yapması, daha ekstrem bir örnekle genelevde çalışması örf ve adete ve toplumun genel ahlak kurallarına ters düşebilir. Fakat bu kadın bir gece kulubünde kaliteli bir müzik yapıyorsa durum nasıl değerlendirilecektir? Bu gün müzik eğitimi Üniversitede yapılıyor. Bu mesleği seçen kişilerin çoğunun da çalışma alanları ve saatleri bilinen bir gerçek. Erkek için normal sayılan bir iş, kadın ve özellikle bir anne için evlilik birliğinin huzur ve yararını bozacak niteliktedir şeklinde bir yoruma da açıktır.

Bir de bu hükmün uygulanması nasıl olacak sorusu akla gelebilir. Eşler meslek ve iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda olmadığına göre, tarafların iş ve meslek yaşamı devam ederken bu hükme göre mahkemeye başvurulursa, hakim taraflardan birini bu mesleği yapmaktan men mi edecek? Bu konuda yasada açıklık yok. Acaba hakim sadece yapılan iş ve mesleğin evlilik birliğinin huzur ve yararı yönünden sakıncalı olduğu yolunda bir tesbit mahiyetinde karar alacak da, taraflar bu karara uyup uymamakta serbest mi olacaklardır? Uymazlarsa diğer taraf için durum ne olacaktır? Herhalde sadece bir boşanma nedeni olabilir diye düşünüyorum.

Bir de erkek açısından olaya bakmak gerekir. Örneğin kumarhane veya genelev işleten kocasını, kadın bu işi yapmaktan men edebilir mi? Edemezse ve boşanmak da istemiyorsa ne yapacaktır?

Galiba Sayın Sibel'in belirttiği gibi eski M.K. hükümleri bu yönden dahi iyi idi gibime geliyor.

Sizin gibi ben de M.K. 192 deki bu ikinci cümlenin ileride özellikle kadın açısından hem kendi mesleği hem de kocasının mesleği yönünden sorun yaratacağını düşünüyorum. Zira halen "Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin" söylemini (ki ben buna atasözü demek istemiyorum) kararına dayanak yapacak kafa yapısında hukukçular bulunan ülkemizde yine bu hükmü de acaba kadın aleyhine yorumlarlar mı diye endişelenmemek mümkün değil.

Saygılar...
Old 23-06-2003, 01:48   #4
A.Turan

 
Varsayılan

Sn hykayar,
Anılan madde hem Anayasa Mahkemesinin eski MK nunda iptal edilen hüküm sonrası oluşan boşluğu gidermek hemde yeni bir düzenleyici hüküm getirmek amacıyla kaleme alınmıştır. Madde metni yeterince açık ve çok iyi düzenlenmiştir. Evlilik kurumu eşleri ilgilendirdiği kadar toplumu da ilgilendirir. Aile, toplumun en küçük ve en önemli birimidir. Bu bakımdan sosyal yarar ile kişisel yarar dengede tutularak düzenleme gereği vardır. Bu bakımdan korunan hukuki yarar gerek ailenin birlik ve dirliği gerekse toplumun huzurudur. İptal kararı ile bu maddenin çakışması söz konusu değildir. Zira maddenin ilk cümlesi eşlerden birinin çalışmasını diğerinin rızasına muhtaç kılmamakta bilakis izin zorunluluğunun olmadığını açıkça vurgulamaktadır. Huzur ve yararın sınırlı sayılı kriterleri yasaya konulamaz. MK kazuistik sistemi benimsememiştir. Hakim eşlerin durumu, toplumun değer yargıları, çağdaş ve demokratik anlayışın gereği ifadesini Anayasanın 2. maddesinde bulan Cumhuriyetin temel nitelikleri, örf adet ve gelenekler ile bilimsel görüş ve emsal hukuka uygun yargı kararları ve vicdani kanaatiyle durumu takdir ve tayin edecektir. Bu maddenin kadının aleyhine uygulamaya yol açması endişesi yersizdir. Zira MK zorunlu olarak yapılan tanımlar haricinde kadın ve erkek kavramının kullanmamıştır. MK nun ruhu ve temeli EŞ kavramına dayanmaktadır. Eş derken bu erkekte olabilir kadında. sadece kadın yönünden iş seçimini değerlendirmek yanlıştır. Erkekte uygunsuz bir işte çalışmak isteyebilir ve kadın buna hakimden müdahale isteyebilir. Bazı meslektaşlarımızın Hakimler hakkındaki soyut ve sofistik yaklaşımına hayret ettim. Bir sapkın hakimin oda kanıtlanmamış gerekçesini emsal göstermek istisnayı kural yapmaktır. kaldı ki bizim sistemimiz sadece esas mahkemesinden ibaret değildir. Yüksek yargıtay"ı gözardı etmek son derece yanlış yollara götürür. Yargıtay bu güne kadarki uygulamalarıyla rüştünü ispat etmiş gerçekten müthiş ağır yüküne rağmen yasaların en iyi biçimde uygulanmasını temin etmiştir. Bu maddenin uygulanmasında en küçük sorun çıkacağırı yargı açısından tahmin etmiyorum. Ancak bir eleştirimi yazmak isterim. Bir evlilik birliğinde eşlerden birinin eş seçimini mahkeme önüne taşıdığını bir an hayal ediniz. Sonuçta da en mükemmel kararın verildiğini düşününüz. Eşlerden birinin diğer eşe rağmen istediği işte çalışması mahkeme kararıyla gerçekleşince o evlilik birliği temelinden sarsılmasa bile şiddetli bir sarsıntı geçirmiş olmayacak mı? Kaldı ki MK nun sadece bu maddesi ile değil gene velayetin birlikte kullanılacağını düzenlerken eşlerin anlaşamaması durumunda gene hakimin müdahalesini öngörmüştür. Örneğin, müşterek çocuğun ismini birlikte belirleyecekler. Diyelimki kadın kendi babasının ismini koymak istiyor koca da olmaz benim babamın ismi olacak diye diretiyor, geldiler huzura hakim çözssün diye Ne karar verecek hakim.?? Senin baban ne onun babası benim babamın adını verdim gitti mi diyecek? Her mesele yargı önüne taşınırsa bunun sonu nereye varır? MK nun ideal bir toplum hayal ediyerek hazırlanmış olup bu günün yaşayan toplumu göz ardı edilmiştir diye de eleştirilebilir.
Değerli nedime Uğraş, tarafların iş ve meslek yaşamı devam ederken bu hükme göre mahkemeye başvurulursa, hakim taraflardan birini bu mesleği yapmaktan men mi edecek? Bu konuda yasada açıklık yok. Acaba hakim sadece yapılan iş ve mesleğin evlilik birliğinin huzur ve yararı yönünden sakıncalı olduğu yolunda bir tesbit mahiyetinde karar alacak da, taraflar bu karara uyup uymamakta serbest mi olacaklardır? Uymazlarsa diğer taraf için durum ne olacaktır? dedikten sonra Herhalde sadece bir boşanma nedeni olabilir diye düşünüyorum. demiştir. Hakimin kararı tespit mahiyetinde olmayacaktır. Yerine getirilmesi gerekli bir karar olacaktır. Bilindiği gibi eda davası açmak mümkünken tespit davası dinlenemez. Bu davada hakim yasaklayıcı mahiyette hüküm kuracatır. Sonuç ne olura gelince, zaten bu davayı açmakla boşanma davasının bir ön davası açılmış gibi geliyor bana da. Velevki, eşler son derece de hukuka saygılı, modern çağcıl düşünüyor olmasın:-)) var mıdır acaba??
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Eşlerin Aile Konutu Üzerindeki Hakları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 27 29-01-2018 16:48
Meslek Kuralları Emin GÜNEŞ Meslektaşların Soruları 4 20-03-2006 21:15
M.K.Tartışmaları-Eşcinsellerin Evliliğine Engel Var Mıdır? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 7 14-06-2003 12:49
Aynı Bankada Çalışan Eşlerin İşten Çıkarılmaları yaren Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 21:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05489111 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.