Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

Doğanın Bir Dili Var

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-10-2009, 21:26   #1
güler ataş

 
Varsayılan Doğanın Bir Dili Var

Bir köşesi kıvrılmış kağıt, bir ucu yanık mektup, bir köşesi kırık pencereyim. Yok bu böyle olmayacak diye yola çıktığım kaç dönüş mesafesi kadarım kendime.
Bir bulutun altında düşen su damlası, hayat ıslanmasın diye bütün bulutların altında şemsiyeyim bundan böyle.

Dedi ki eski bir tevatür; gittikçe geldiğin yer bil ki senin değildir. Gitmeden kalmak lazım olduğun yerde.
Yaşlı bir bilge üstelik gözümün içine bakarak dedi ki; bu yaşı yağmur altında ıslatmadım. Bu yaşı öyle seyri sefa içinde yaşlandırmadım. Bir köpek gibi sevmekti belki suçum.


Çocuk eğdi başını; yolun başı dediğiniz yer neresi? Benim yaşım sizin yolunuzun kaçıncı yarısı diye sordu bilge dedesi edasıyla. O çocuk; çocuk kaldığı sürece hep suçsuz kalacaktı.


Adam yeryüzünü kana buladı, oysa bir anlık öfke ve iktidar kavgasıydı kararan aklının içindeki. Ve farkında değildi yeryüzünü eski bir tarihte önce ataları kirletmeye başlamıştı. Adam sadece devamcısı olmakla değil susmakla da suçluydu.


Kadın kaldırdı başını, gökyüzü bir anda küçüldü küçüldü, kadının gözlerinin içine aktı.
Dedi gökyüzü; senin kadar renkli senin kadar vakur senin kadar ulaşılmazım bundan böyle.
Suçluydu kadın elindeki ayna yere düştüğünde anladı ne kadar kötü bir çarkın dişlisi olduğunu. Oysa doğurandı anne olan ve büyüyebilen bütün canlıları en kolay o anlamalıydı.


Çöpçü kar ve kışı çok sevdi. Zordu soğukta dolaşmak ama kar altında ne bir ot çürür ne bir çöp kokardı. İnsan gelir basar beyazı kirletirdi geldiği yerin iziyle. İzniniz olursa dedi çöpçü; bundan böyle ben batırayım siz temizleyin bütün çöplükleri. Çöpçüde suçluydu her çöpe iş diye bakardı çünkü.


Hırsız her şeyi çalmayı meslek etmişti kendine. Çaldıkça cebi şişti, cebi şiştikçe kalbi küçüldü. Bir gün anladı ki çoğalan şeyler içinde küçülen sadece kendisiydi.
Hırsız dedi; malını çaldıklarım neyse de onurunu çaldıklarım affetsin beni.


Eline kalem aldı yazar, yazamadığı her şeye anlam bulmak için; düşündü, dinledi, sustu. Dönüp baktı geriye ondan önce o kadar tarif eden vardı ki hayatı yazara yazacak hiçbir teori kalmamıştı. Neyi yazsın ki soykırımları da yazan vardı, doğa suçlarını da.
Suçluydu yazar; aydın demişti kendine dünyanın bir bir bütün ışıklarını söndürdüğünü görmemişti. Halbuki kalemi bir ağaçtan ilhamı doğadandı.


Hayvan gitti sararmış bir ağacın altında ölmek istedi. Çok sevdiği öptüğü bir elden yemişti son yemeğini. Çok şükür bu günde doydum dediği anda boğazında bir yırtılma, bütün iç organlarında parçalanma acısı yaşamaya başladı. Artık vücudunu kontrol edemiyor her yeri titriyordu. Ama ona son yemeğini verene daha teşekkür bile edemediğini düşündü. Sürünerek gölgeden çıktı son bir güçle o eli öpmek istedi. Duyduğu sesin ne dediğini anlamıyordu artık.
Gördünüz mü hala saldırmaya çalışıyor diye bağırıyordu ona son yemeğini verenin sesi.
Ben seni seviyorum demek istedi hayvan. Acı çekiyorum yardım et der gibi son gücünü başını kaldırmaya harcadı. Bana yardım et dedi gözleriyle.
Ölümün ne olduğunu bilmiyor ama vücudunda yaşamaktan daha kötü bir şeylerin olduğunu hissediyordu. Bir gün yanında bir insanın öldürülüşüne şahit olmuştu. Hatırladı ki o da aynı şekilde titremişti. Ben o insanı gidip öpmüştüm diye düşündü, şimdi niye bu kadar çok sevdiklerim uzak bana. Öldüğünde bütün canlılar gibi öldüğünün farkında değildi hayvanda, bir farkla; o hiçbir canlıyı öldürme planı yapamazdı.
Hayvan suçsuzdu; hayvan olarak doğduğunu bilmiyordu çünkü. Yeşil suçsuzdu bir canı olduğunu kimseye anlatamıyordu çünkü.

Önce kendimi affetmeliyim diye başladı söze Tanrı; size akıl ve o aklı kullanma yetisi verdiğim için. Aklınızla geliştirdiğiz her şey, hem benim hem size ev diye hediye ettiğim dünyanın sonu olacak. Yaptığınız her kötüde bana sığınmanızdan bıktım. Affedici organ değilim ki ben. Size vicdan verdim, önce kendinizden af dileyin. Verdiğim dünya evi yetmedi size, altına yeni çatılar kurmak için bir sürü yeşili yaktınız kestiniz, sınır biçmek ve o sınırınızı genişletmek için savaşlar çıkardınız. Size çocuk yapma yetisi verdim. Başlattığınız savaşlarda çocuklarınızı katlettiniz. Size sevgi vermiştim kendinizin dışında şeyleri de sevme yetisi verdim. İşinize yaramadığında her şeyi çok vicdansızca yok ettiniz. Kendinizle hesaplaşmadan başkalarından hesap sordunuz. Ben size küçük emanetler de vermiştim. Siz hayvan dediniz adına ben size insan dememiştim ki, kendi adınızı bile kendiniz koydunuz. Eviniz olan dünyayı yaratırken bütün can verdiklerime ortak bir hediyem olsun demiştim. Sonra bana isimler taktınız Tanrı dediniz, toprak ana dediniz, doğa dediniz yaşadığınız olay ve coğrafyalara göre benim adıma yalanlar söylediniz. Oysa sizin hırslı gücünüze bakarken öyle korkmuştum ki suskun kalıp seyrettim. Şimdi hızlı bir şekilde bütün emanetlerimle birlikte size hiç öğretmediğim bir yöntemli intihar tasarısı içindeyim. Görüyorum ki artık kontrolsüz bir güç içindesiniz. Giderken yer kabuğunu gök kubbeyi götürmeyeceğim elbette ama size armağan ettiğim her şeyi alıp heybeme öyle gideceğim. Bir ağacı sulamadığız için, bir çiçeği büyütmediğiniz için, bir kuşu uçurmadığınız için, bir kediyi köpeği diğer insan dediğiniz canilerden koruyamadığınız için, sizden başka canlıları yeryüzünden silme çabanız için, egemenlik hırslarınızı bu kadar beslediğiniz için sizi terk edeceğim.
Şimdi benim de Tanrımdan bir dileğim var; ey Tanrım insanlık denilen şu canlıya benzer şeyleri yarattığım için affet beni. Belki sen affedersen beni bende affederim kendimi.


İnsan bir gün tek başına kaldı, yeryüzü çöl ve sıcaktı. Bir ağaç aradı başına gölge olsun diye. Bir damla su aradı damarları kurumasın diye. Bir kedi aradı ayağına sürtünüp sevgi hissetsin diye. Karşısında bir köpek düşündü yalnızlık korkusunda gözyaşını üpsün diye. Bir yılan görse razıydı insan, dünyada yaşam belirtisi kalmış olsun diye. Ve insan o haliyle bile çok akıllıydı.
Düşündü; karnı çok açtı ama yemekten önce yaşamak için diğer canlılara ihtiyacı olduğunu anlamak için ne yazık ki çok geç kalmıştı.
Dedi kendi kendine; ben ne yaptım Tanrım? Sen beni affetsen ben kendimi affetmeyeceğim.
Şimdi seni mi kandırıyorum kendimi mi bilmiyorum. Onu yeni bir dünya kurduğunda test edeceğim.
Belki bir köpek gibi doğup bunu da bilmeyeceğim. Ama o gün bana yine dil ve akıl ver. Belki bir hayvan gibi doğarsam anlarım ancak şimdi katlettiklerimin benden ne beklediğini.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ayakların Dili Olsa Av. Adil Giray ÇELİK Hukuk Sohbetleri 1 23-05-2013 14:31
Hukukçunun Dili Av.Suat Ergin Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 107 23-05-2013 14:06
Hukuk Dili Kurulu Gemici Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 2 11-08-2009 23:55
dilekçe dili sevgi ay Meslektaşların Soruları 3 23-07-2009 16:01
Konuşma Dili-Yazı Dili Ayrımı mutlakadalet Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 22 12-08-2007 19:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05570197 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.