Yeşil Karttaki fotoğrafın değiştirilmesi suretiyle evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçu oluşur mu

merhabalar,
müvekkil, eniştesine ait yeşil kartın üzerindeki fotoğrafı sökerek üzerine kendi fotoğrafını yapıştırmış ve bu yeşil kart ile devlet hastanesinde ameliyat olmuştur. bu husus ortaya çıkınca da müvekkil hakkında dava açıldı. mahkemece evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kuruldu.
sormak istediğim husus şu;
1-fotoğrafın değiştirilmesi belgeyi aldatıcı kılarmı kriminal rapor aldatıcıdır diyor. bana çok doğru gelmedi.
2-müvekkilimin maddi durumu iyi olmadığı için bu yola başvurmuş, daha önce de yeşil kart başvurusu yapmış, ancak farklı nedenlerle hak ettiği halde kendisine yeşil kart verilmemiştir. yargılama safhasında müvekkilin yeşil kartı hak ettiği halde kendisine verilmediği ortaya çıkmış, bu durumda dolandırıcılık suçu oluşur mu, hak ettiği bir hizmetten faydalanmak için yaptığı bi fiil suç olur mu
elinde bu hususta yargıtay kararı olanlardan ricam acilen paylaşmaları
saygılarımla

Değerli meslektaşım,

1- Kişinin kendisine ait olmayan ve resmi makamlarca verilmiş belgeye fotoğrafını yapıştırması belgeyi aldatıcı kılmakta ve TCK m. 204 kapsamında suçun oluşması için yeterli sayılmaktadır.

2- Suçun hangi şartlarda işlenildiği farklı bir değerlendirme konusu olmakla birlikte, genel olarak fotoğrafı değiştirilmiş yeşil kart ile sağlık hizmeti alınması TCK. m. 158/1e de belirtilen tanıma uyduğu kanaatindeyim.

Benzer Yargıtay içtihatları için THS şerhine bakabilirsiniz.

http://www.turkhukuksitesi.com/mevzu...=5106#serh8629

Ayrıca TCK m.168'i incelemenizi tavsiye ederim.

İyi çalışmalar.

Yeşil kart üzerindeki fotoğrafta soğuk damga var idiyse,bu fotoğrafın yerine yapıştırılan fotoğraf üzerinde de soğuk damga izinin bulunup bulunmamasına göre iğfal kabiliyeti tartışılabilir. Soğuk damga izinin olmaması iğfal kabiliyetinin de bulunmaması anlamına gelecektir.Eğer soğuk damga izi kaybolduğu halde bu durum görevlilerin dikkatsizliği sonucu gözden kaçıp ameliyat buna rağmen yapılmışsa sahtecilik suçu oluşmayacaktır. Soğuk damga izi olmadığının hastane görevlilerince farkedilmesi gerekirdi. Bilirkişi raporunda iğfal kabiliyetinin bulunduğu yolundaki tesbit mahkemeyi bağlayıcı değildir. Aslında iğfal kabilietine ilişkin değerlendirme ve gözleme yetkisi esas olarak mahkemeye ait bir yetkidir. Mahkemece soğuk damga izinin gözlenerek iğfal kabiliyetinin(aldatıcılık yeteneğinin) belirlenmesi gereklidir. Şayet orijinal fotoğraf çıkarıldıktan sonra yapıştırılan ikinci fotoğraf üzerinde soğuk damga izi yok ise aldatıcılık yeteneğinden sözedilemeyecektir.Bu durumda yalnızca dolandırıcılık suçu oluşur.

6. Ceza Dairesinin 5.3.1991 tarih ve 91/01803 nolu kararında; “suça konu belgede yapılan tahrifatın iğfal kabiliyetini haiz olup olmadığı araştırılıp tartışılmadan hukuki durumun tayini yasaya aykırıdır”;

6. Ceza Dairesinin 11.10.1984 tarih ve 94/9217 nolu kararındaki “suça konu nüfus cüzdanındaki soğuk damga izinin yalnızca fotoğraf üzerinde bulunup, fotoğrafın yapıştırıldığı sayfaya taşmadığının müşahede edilmesi karşısında, iğfal kabiliyetinden söz edilemeyeceğinden mahkumiyet kararı verilmez. suça konu sahte nüfus cüzdanın delil olarak dosyada saklanması yerine zoralımına karar verilmesi doğru değildir” ifadeleri iğfal kabiliyeti ile ilgili konuya ilişkin emsal teşkil etmektedir.