Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

resmi evrakta sahtekarlıkla ilgili yargıtay kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-10-2009, 11:17   #1
AVUKAT Z.D.

 
Varsayılan resmi evrakta sahtekarlıkla ilgili yargıtay kararı

merhabalar,
müvekkillim elektrik idaresinde çalışan işçi konumunda şeftir. hakkında öncelikle görevi kötüye kullanmadan dava açılıyor. asl. ceza mahkemesi görevsizlik kararı verip ağır ceza mahk. gönderiyor. resmi evrakta sahtekarlık suçundan davaya devam ediliyor. müvekkilim yapmadığı bir işle ilgili belge düzenlemiştir. ancak bu belge nedeniyle ne kamunun ne de başka bir kişinin herhangi bir zararı yoktur. sivil kişilerin bu suçu işlemeleri halinde eğer herhangi bir zarar doğmamışşa beraat kararını içeren yargıtay kararları vardır. kamu görevlisi hakkında böyle bir karar arıyorum. ama bulamadım.
ayrıca belgenin aldatma kabiliyeti konusunda, bazı yargıtay kararları denetim esnasında olayın gerçek olmadığı yani işlemin yapılmadığı çıplak gözle anlaşılıyorsa suç oluşmaz,dediğini kitaplardan araştırdım. ancak buna ilişkin yargıtay kararını bulamadım. bunlara ilişkin elinde yargıtay kararı olan arkadaşlar bunları paylaşırlarsa sevinirim.
şimdiden cevap veren herkese teşekkür ederim.
Old 22-10-2009, 12:12   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

CEZA GENEL KURULU

E. 2007/11-245

K. 2007/264

T. 4.12.2007

• RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK ( İdari Görevin Gerektirdiği Araştırma Yapılması Halinde Belgenin Sahteliği Anlaşılabilir İse Suçun Oluşmadığı )

• SUÇA KONU BELGENİN ALDATMA YETENEĞİNİN BULUNUP BULUNMADIĞI ( İdari Görevin Gerektirdiği Araştırma Yapılması Halinde Belgenin Sahteliği Anlaşılabilir İse Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Oluşmadığı )

• BELGENİN SAHTELİĞİ ( İdari Görevin Gerektirdiği Araştırma Yapılması Halinde Belgenin Sahteliği Anlaşılabilir İse Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Oluşmadığı )

• DENKLİK BELGESİ ( Söz Konusu Diplomanın Sahte Olduğunun Tespit Edildiği/Başvuru Tarihinde Yürürlükte Olan Bu Husustaki Yönetmeliğe Göre Belgelerin Orijinal Olup Olmadığının Araştırılması Zorunlu Olduğu - Resmi Belgede Sahtecilik )

5237/m. 204


ÖZET : Sanık, resmi belgede sahtecilik suçundan yargılanmıştır. Uyuşmazlık, suça konu belgenin aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamından, sanığın yurt dışındaki bir üniversiteden aldığı diploma için denklik işlemi yapılmasını talep ettiği ve neticede denklik belgesi verildiği, daha sonradan söz konusu diplomanın sahte olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Başvuru tarihinde yürürlükte olan bu husustaki yönetmeliğe göre, belgelerin orijinal olup olmadığının araştırılması zorunludur. Bu araştırma ise belgeyi veren kurum nezdinde yapılabilir. Somut olayda, bu hususta bir inceleme yapılmamıştır. İnceleme yapılmış olsaydı, suça konu diplomanın sahte olduğu kolaylıkla anlaşılacak, denklik belgesinin verilmesi de söz konusu olmayacaktı. İdari görevin gerektirdiği araştırma yapılması halinde belgenin sahteliği anlaşılabilecek ise bu durumda belgenin aldatıcılık niteliğine sahip olduğu kabul edilemez. Açıklanan nedenlerle resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı berat kararı verilmesi usul ve yasaya uygundur.
DAVA : Resmi evrakta sahtecilik suçundan sanığın beraatına, memura yalan beyanda bulunmak suçundan ise C.Savcılığı'na suç ihbarında bulunulmasına ilişkin Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 26.10.2004 gün ve 89-254 sayılı hüküm, katılan vekilinin temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nce 19.09.2007 gün ve 10143-5637 sayı ile;
"... Yurtdışı Yüksek Öğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği'nin 5. maddesinin ( a ) bendi içeriğine göre "denkliğinin sağlanması istenen diplomaların orijinal olup olmadığının araştırılacağı "nın belirtilmesi karşısında mahkemenin kararında bir isabetsizlik görülmemiştir..." gerekçesiyle onanmıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı'nca 01.11.2007 gün ve 24961 sayı ile;
"Sanığın, Rusya Federasyonu Dağıstan Devlet Pedagoji Üniversitesi Beden Eğitimi bölümünde eğitimini tamamlayarak diploma almadığı halde mezun olduğundan bahisle, Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği'nin 2. maddesinde belirtilen belgeleri sahte olarak düzenleyerek 02.08.2000 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na başvurduğu, 4. madde uyarınca oluşturulan komisyon tarafından 5. madde gereğince yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda Yükseköğretim Yürütme Kurulu'nun 03.10.2000 tarihli kararıyla eşdeğer eğitim gördüğüne ilişkin 11.10.2000 tarihli denklik belgesinin verildiği, 2002 yılında geriye dönük olarak Mili Eğitim Bakanlığı Eğitim Müşavirliği aracılığıyla yaptırılan ayrıntılı araştırma sonucunda sanığın adı geçen üniversiteyi bitirmediği, ibraz ettiği diplomanın sahte olduğu anlaşılmıştır.
Suça konu sahte diploma ve diğer belgeler, Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği'nin 5. maddesine göre, denklik birim yetkilisi ve komisyon tarafından incelenmiş ve sahte oldukları anlaşılamamıştır. Yönetmeliğin 5. maddesinin son fıkrasında ise ayrıntılı araştırmanın yapılacağı, Eğitim Müşavirlikleri ve Eğitim Ataşeliklerinden görüş istenebilecek durumlar belirtilmiştir. Yönetmelikte belgelerin "orijinal" olup olmadıklarının tespitinin nasıl yapılacağı konusunda bir açıklık bulunmamaktadır.
Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşması için o belgenin belirli kişileri aldatabilecek yetenekte olması ve bu hususun objektif olarak saptanması gerekir. Suça konu diplomanın, bu diplomalarda bulunması gereken bütün unsurları taşıdığı, benzer diplomaları birçok kez inceleyen görevlileri aldattığı ve bu hususun objektif olarak saptandığının kabulü ile sanığın, yüklenen sahtecilik suçundan cezalandırılması gerektiği," görüşleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin 19.09.2007 gün ve 10143-5637 sayılı "onama" kararının kaldırılarak, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 26.10.2004 gün ve 89-254 sayılı hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, suça konu belgenin aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca, esasa ilişkin inceleme yapılmadan önce, denklik belgesi ve bu belgeye esas diğer belgelerin aslına uygunluğu onaylanmayan fotokopi belgelerden ibaret olması nedeniyle, bu hususun bozma nedeni oluşturup oluşmayacağı 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 41 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak tartışılmış, ilke olarak sahtecilik suçlarına konu belgelerin asıl veya onaylı örneklerinin denetime olanak sağlayacak şekilde dosyaya ibraz edilerek gönderilmesi gerektiği, ancak somut olayda; 10.06.2004 tarihli oturumda, sanık müdafi tarafından diploma, denklik belgesi ve transkript belgesinin aslının mahkemesine ibraz edildiği, kasaya alınan bu belgelerin, 16.09.2004 tarihli oturumda mahkemece incelenerek, üzerinde tahrifat ve sahtecilik tespit edilemediğinin belirtilmesi karşısında, belge asılarının dosyada bulunmamasının bozma nedeni oluşturmayacağı ikinci müzakerede kararlaştırılarak, esas hakkında incelemeye geçilmiştir.
Kurul başkanı ve altı kurul üyesi; sahteciliğe konu belgelerin asıları veya onaylı örneklerinin denetime olanak verecek şekilde dosya içinde yer almamasının, sağlıklı bir incelemeye imkan vermeyeceği, bu ilkeden ayrılmayı gerektiren bir nedenin bulunmadığı gerekçesiyle, işin esasına girilmeden Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının bu değişik gerekçe ile kabulü yönünde oy kullanmışlardır.
Dosyanın incelenmesinde;
Sanık Orhan'ın, 02.08.2000 tarihinde Yüksek Öğretim Kuruluna başvurarak, Rusya Federasyonu Devlet Pedagoji Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünden aldığını iddia ettiği 10.07.2000 seri AVS , KAYIT NO: seri numaralı diplomanın denklik işleminin yapılması isteminde bulunduğu, istemine Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği'nin 3. maddesinde belirtilen belgeleri eklediği, anılan yönetmeliğin 4. maddesi uyarınca oluşturulan denklik komisyonunun, sunulan belgeler üzerinde yaptığı incelemeler sonunda düzenlediği denklik raporu ve ilgilinin hangi alan ve düzeyde eğitime eş değer eğitim gördüğüne ilişkin yapılan araştırmalar sonucunda,11.10.2000 gün ve 23145 sayılı denklik belgesinin verildiği, Mili Eğitim Bakanlığı'nca denklik belgesi alan 273 kişiye ait diploma ve transkript belgelerinin ilgili ülkelere gönderilerek, denklik işlemi yaptıran bu kişilerin öğrenim görüp görmediğinin ilgili ülkeler nezdinde araştırılması üzerine, Dağıstan Devlet Pedagoji Üniversitesi'nce sanık hakkındaki yazıya verilen 30.06.2003 gün ve 394 sayılı yanıta; ilgilinin 1997-2001 yıları arasında üniversite beden eğitimi fakültesinde okuduğu, akademik ( ders, sınav ) borcu nedeniyle 22 Mayıs 2001 tarih ve 89-C sayılı emirle kaydının silindiği, 10.07.2000 seri AVS , KAYIT NO: seri numaralı diplomanın taraflarından verilmediğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Kovuşturma aşamasında YÖK Başkanlığı'nca gönderilen 10.08.2004 tarihli yazıda;
Orhan'ın, Rusya Federasyonunda bulunan Dağıstan Devlet Pedagoji Üniversitesinden almış olduğunu iddia ettiği diplomayla, denklik işlemlerinin yapılması için 02.08.2000 tarihinde kurula başvurduğu, diploma denklik işlemleri için kurula yapılan başvuruların, Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği hükümleri uyarınca değerlendirildiği, diplomaların alındığı yükseköğretim kurumları veya ilgili ülke Türk Büyükelçiliği/Eğitim müşavirliği nezdinde sahih olup olmadıklarının 2002 yılına kadar mutaden araştırılmadığı, halen de her ülke için mutaden araştırma yapılmadığı, Rusya Federasyonundan alınan diplomaların sahte olup olmadığı hususunun 25.03.2002 tarihinden itibaren mutaden araştırıldığı,
Sanık Orhan'ın, 02.08.2000 tarihindeki başvurusu nedeniyle, mutaden araştırma yapılmadığı, denklik birimi yetkilisi ve ilgili komisyonca yapılan incelemede diplomanın sahte olduğu anlaşılamadığından, Yüksek Öğretim Yürütme Kurulu'nun 03.10.2000 tarihli kararı ile 23145 seri nolu diploma denklik belgesinin düzenlendiği, geriye dönük yapılan araştırmalar kapsamında Mili Eğitim Bakanlığı Eğitim Müşavirliği'nden bilgi istendiği, alınan cevabi yazıda ilgilinin anılan yükseköğretim kurumunda öğrenim görmediği ve ibraz ettiği diplomanın ilgili üniversitece düzenlenmediği bilgisinin verildiği, sanık adına mutaden araştırma yapılmaksızın denklik belgesinin düzenlendiği belirtilmiştir.
Başvuru tarihinde yürürlükte bulunup, 11.05.2007 gün ve 26519 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği'nin 11. maddesi ile yürürlükten kaldırılan, Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği'nin 5. maddesi uyarınca, diploma denklik komisyonunca, belgelerin orijinal olup olmadığının araştırılması zorunludur. Bu araştırma ise ancak belgeyi düzenleyen kurum nezdinde yapılabilir. Diploma denklik komisyonunca, Dağıstan Devlet Pedagoji Üniversitesi nezdinde herhangi bir araştırma yapılmaksızın, belge üzerinde kazıntı, silinti ve benzeri tahrifatın bulunup bulunmadığı, belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığı, alındığı eğitim programının Türkiye'deki üniversitelerde verilmekte olan hangi düzeydeki eğitim programları ile eş değer olduğu araştırılmakla yetinilmiştir. İlgili ülke nezdinde, yönetmeliğin 5. maddesine uygun bir araştırma yapılmış olsa idi, böyle bir diplomanın belirtilen üniversiteden verilmediği kolaylıkla anlaşılacak, diploma denklik belgesinin verilmesi de söz konusu olmayacaktı, idarenin yönetmelik hükümlerini farklı veya eksik uygulamasının sonuçları sanık aleyhine yorumlanamayacağı gibi, bu şekilde eksik inceleme sonucu verilen denklik belgesine de hukuki sonuç bağlanamaz. Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı'nın fili aldatmanın gerçekleştiğinden bahisle suçun sübuta erdiği yönündeki itirazı yerinde değildir.
Yerel mahkemece verilen berat kararı ve özel dairece bu hükmün onanmasında gösterilen gerekçe isabetli bulunduğundan, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul başkanı ve beş kurul üyesi;
"Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği'nin 5. maddesinde, diploma denklik komisyonunca, belgelerin orijinal olup olmadığı, üzerlerinde kazıntı, silinti ve benzeri tahrifatın bulunup bulunmadığı, belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığı, diplomayı veren üniversite veya yükseköğretim kurulunun ve eğitimin yapıldığı programın tanınmış ve itibarlı bir kurum ve program olup olmadığı, diplomanın alındığı eğitim programının Türkiye'deki üniversitelerde verilmekte olan hangi düzeydeki eğitim programları ile eş değer olduğunun araştırılacağı, ancak eğitim programının türü, niteliği, düzeyi konusunda tereddüde düşüldüğü durumlarda, kişiden üniversitelerin resmi kataloğu ve ek belgelerle birlikte eğitimin yapıldığı ülkede hangi tarihlerde bulunmuş olduğunun, pasaport veya diğer belgelerle kanıtlamasının isteneceği ve gerekirse o ülkedeki Türk Eğitim Müşavirliği'nin veya Eğitim Ataşeliğinin görüşlerine başvurulacağı hükmüne yer verilmiştir.
Yönetmelikte diplomayı veren eğitim kurumu nezdinde araştırma yapılmasını zorunlu kılan bir hüküm bulunmamaktadır. Diploma denklik komisyonunca, belgelerin orijinal olup olmadığı, belge üzerinde kazıntı, silinti ve benzeri tahrifatın bulunup bulunmadığı, belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığı, alındığı eğitim programının Türkiye'deki üniversitelerde verilmekte olan hangi düzeydeki eğitim programları ile eş değer olduğu araştırılarak düzenlenen denklik raporuna ve sunulan belgelere istinaden 11.10.2000 gün ve 23145 sayılı denklik belgesi verilmiş olup, denklik belgesinin alınmasına dayanak belgelerin sahte olması ve bu sahteliğin ilgililerce yöntemine uygun bir şekilde yapılan araştırmada saptanamaması karşısında aldatma yeteneğinin bulunduğu" gerekçeleriyle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı'na tevdiine, 04.12.2007 günü yapılan müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.

T.C.

YARGITAY

6. CEZA DAİRESİ

E. 2004/7416

K. 2006/2647

T. 20.3.2006

• SAHTECİLİK SUÇU ( Sahte Nüfus Cüzdanının Aldatıcılık Yeteneğinin Bulunup Bulunmadığının Hakim Tarafından Gözlemlenip Karar Yerinde Tartışılması Gereği - Polis Kriminal Laboratuvarı Raporunda Soğuk Mührün Fotoğraf Üzerinde Bulunmadığının Belirlenmiş Olması )

• ALDATICILIK YETENEĞİ BULUNUP BULUNMADIĞININ MAHKEME HAKİMİ TARAFINDAN GÖZLEMLENEREK KARAR YERİNDE TARTIŞILMASI ZORUNLULUĞU ( Resmi Belgede Sahtecilik Suçu )

• RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK SUÇU ( Sahte Nüfus Cüzdanının Kandırıcılık Vasfının Bulunup Bulunmadığının Hakim Tarafından Gözlemlenerek Karar Yerinde Tartışılması Gereği )

5237/m. 59, 204

647/m. 4, 5

765/m. 350


ÖZET : Davanın öncelikli ve asıl bilirkişisi mahkeme Hakimi olup suça konu nüfus cüzdanındaki sahteciliğin kandırıcılık yeteneği bulunup bulunmadığı gözlemlenip karar yerinde tartışılmadan; hükme dayanak yapılan Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuarı'nın 20.03.2002 tarih 191 sayılı raporunda, belge üzerinde basılı olan soğuk mühür izinin mevcut fotoğraf üzerinde bulunmadığının belirtildiği de gözetilmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
DAVA : Sahtecilik suçundan sanık M. ve M. haklarında yapılan duruşma sonunda; TCK.nun 350/1-3, 59/2, 647 sayılı Yasanın 4-5.maddeleri gereğince 2.180.700.000 TL. ağır para cezası ile ( ayrı ayrı )mahkumiyetlerine ilişkin ( Diyarbakır Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi )nden verilen 15.5.2003 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığından onama isteyen 10.5.2004 tarihli tebliğname ile 15.6.2004 tarihinde Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Davanın öncelikle ve asıl bilirkişisi mahkeme Hakimi olup suça konu nüfus cüzdanındaki sahteciliğin kandırıcılık yeteneği bulunup bulunmadığı gözlemlenip karar yerinde tartışılmadan; hükme dayanak yapılan Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuarı'nın 20.03.2002 tarih 191 sayılı raporunda, belge üzerinde basılı olan soğuk mühür izinin mevcut fotoğraf üzerinde bulunmadığının belirtildiği de gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Adli emanette kayıtlı suça konu belge aslının denetim olanağı sağlamak üzere dosya içerisinde bulundurulmaması,
3-Kabule göre de; 647 sayılı Yasanın 5.maddesine 15/01/2003 gün ve 24994 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4786 sayılı Kanun ile eklenen 5.fıkra hükmünün suç tarihinde yürürlükte bulunmaması nedeniyle sanıklar hakkında uygulanamayacağının düşünülmemesi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıklar M. ve M.'nın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak ( BOZULMASINA ), 20.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 22-10-2009, 19:10   #3
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Sayın Dülger,
Eklemiş olduğunuz yargıtay kararlarında sahte olarak düzenlenmiş belgenin "Aldatıcılık Unsuru" tartışılmıştır. Oysa Sayın AVUKAT Z.D. "zararın doğmaması" temelinde bir beraat kararına ihtiyacı var.
AVUKAT Z.D. 5237 sayılı kanunca 765 sayılı kanundan farklı olarak zararın doğup doğmaması, suçun vücut bulması açısından dikkate almamaktadır. Eski ve yeni metinler karşılaştırıldığında da eski kanunun ".. mazarrat tevellüt etmesi halinde.." şeklindeki ifadesinin 5237 sayılı kanunda yer almadığı görülmektedir. Bu nedenle bu şekilde bir Yargıtay kararına ulaşamayacağınızı düşünüyorum. Saygılar.
Old 22-10-2009, 21:06   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Avukat Z.D.,

Benim de katıldığım ve Ankara'da birçok hakimin uyguladığı 5237 S.K. un ilgili maddesi ile ilgili: "Gerek resmî belgede ve gerekse özel belgede sahtecilik suçunda 765 sayılı TCK’den farklı olarak zarar kavramına yer verilmemiştir. Ancak zarar doğurmayan veya en azından böyle bir tehlike yaratmayan sahteciliğin cezalandırılması anlamsızdır.Bu nedenle Yargıtay İçtihatları ile önceden olduğu gibi zarar veya zarar tehlikesini suçun oluşması için araması gerektiği düşüncesindeyiz (TEZCAN Durmuş/ ERDEM Mustafa Ruhan/ ÖNOK Murat ,Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku , Ankara 2006 )"
alıntısının bulunduğu;
Sayın Kemal Yıldırım ın http://www.turkhukuksitesi.com/makale_451.htm
adresindeki makalesinden faydalanabilirsiniz (diye düşünüyorum )

Saygılarımla...
Old 22-10-2009, 21:47   #5
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AVUKAT Z.D.
merhabalar,
müvekkillim elektrik idaresinde çalışan işçi konumunda şeftir. hakkında öncelikle görevi kötüye kullanmadan dava açılıyor. asl. ceza mahkemesi görevsizlik kararı verip ağır ceza mahk. gönderiyor. resmi evrakta sahtekarlık suçundan davaya devam ediliyor. müvekkilim yapmadığı bir işle ilgili belge düzenlemiştir. ancak bu belge nedeniyle ne kamunun ne de başka bir kişinin herhangi bir zararı yoktur. sivil kişilerin bu suçu işlemeleri halinde eğer herhangi bir zarar doğmamışşa beraat kararını içeren yargıtay kararları vardır. kamu görevlisi hakkında böyle bir karar arıyorum. ama bulamadım.
ayrıca belgenin aldatma kabiliyeti konusunda, bazı yargıtay kararları denetim esnasında olayın gerçek olmadığı yani işlemin yapılmadığı çıplak gözle anlaşılıyorsa suç oluşmaz,dediğini kitaplardan araştırdım. ancak buna ilişkin yargıtay kararını bulamadım. bunlara ilişkin elinde yargıtay kararı olan arkadaşlar bunları paylaşırlarsa sevinirim.
şimdiden cevap veren herkese teşekkür ederim.


Bence soruda açıklığa kavuşturulması gereken hususlar var:
- Sanığın düzenlediği belge nedir?
- Sanık bu tür belge düzenlemeye yetkili biri midir?
- Belge tamamen sahte midir, yoksa içerik itibariyle gerçeğe uygun olmayan bir belge midir?
- Belge kullanılsa, başkalarını aldatmaya uygun mudur?
- Belge kullanılmış mıdır?
Old 23-10-2009, 09:31   #6
AVUKAT Z.D.

 
Varsayılan

öncelikle cevap veren herkese teşekkür ederim.
sayın Cengiz Aladağ sorularınızı cevaplayayım:
-sanığın düzenlediği belge yaptıkları iş için düzenlenmesi gereken bir belgedir.
-sanık ekip şefi olduğu için bu belgeyi düzenlemeye yetkilidir.
-belge tamamen sahte değildir. içerik olarakgerçeğe uygun olmayan bir belgedir.
-belge kullanılmıştır. ve içeriği gerçek olmadığından başkalarını aldatmaya yeterlidir. çünkü yapılmayan bir arıza için düzenlenmiştir. ancak bir denetim yapıldığı zaman yani olay yerinde inceleme yapıldığında işlemin daha önceden yapıldığı anlaşılmaktadır.
-belge kullanılmıştır. aslında olay şu şekildedir: müvekkilim ve ekibi bir arıza olduğuna ilişkin bir haber alıyorlar. arızanın belirtildiği yere gittiklerinde böyle bir arızanın olmadığını ve daha önceden giderilmiş olduğunu görüyorlar. ancak belirtilen yer merkeze uzak olması nedeniyle ve birimlerine evrakların zamanında ulaşması için olay yerine gitmeden önce bu belgeyi düzenlenmiştir.uygulamaları da bu şekildedir. zaten arızanın giderildiği için değil, arıza mahaline gidildiği için ek yol ücreti alıyorlar. kaldi ki olay yerinde başka bir arızayı gördüklerinde tekrar gidip gelmemek için o arızayı gideriyorlar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
resmi evrakta sahtecilik KILIÇ&KILIÇ Meslektaşların Soruları 1 02-10-2009 09:47
resmi evrakta sahtecilik nyd Meslektaşların Soruları 1 07-10-2008 18:53
Resmi Evrakta Sahtecilik Av.Nuri YENİÇERİ Meslektaşların Soruları 6 11-08-2008 21:08
resmi evrakta sahtecilik Av.Aylin ARIKAN Meslektaşların Soruları 3 15-06-2007 08:59
Resmi evrakta sahtecilik taze mezun yalçın Meslektaşların Soruları 4 11-11-2006 15:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,15648603 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.