|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
18-04-2013, 09:21 | #1 |
|
Fazlaya Ilişkin Hakkin Açiklamalar Kisminda Sakli Tutulmasi
Herkese kolay gelsin arkadaşlar.. Pilot olarak açılan bir iş davası dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkın açıklamalar kısmında açıkça saklı tutulmuş olması ancak netice-i talep kısmında fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmaması durumunda ne yapılabilir. Dava dilekçesi bir bütün olarak algılanarak fazlaya ilişkin hakkımın saklı tutulduğu mu farzedilir yoksa sadece netice-i talep kısmına mı bakılır.Daha önce böyle bir durumla karşılaşan arkadaşlar var mı.İyi çalışmalar..
|
18-04-2013, 09:33 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Dilekçenin herhangi bir yerinde bunun yazılmış olması yeterlidir. |
18-04-2013, 09:42 | #3 |
|
Verdiğiniz cevap için çok teşekkür ederim. Bu konuya ilişkin elinizde Yargıtay kararı mevcut mudur. Bu hususa açıklama getirmek amacıyla ek bir dilekçe vermem gerekir mi?
|
18-04-2013, 09:55 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Herşey için içtihat aramayınız. Dava dilekçesinin içeriği başlıklı HMK 109'da dilekçede hangi hususun nereye yazılması gerektiği düzenlenmemiştir. Bu husus da dilekçenin herhangi bir yerine yazılabilir. Ayrıca (Anımsatma için Av.Engin Ekici'ye teşekkür ederim.) dava HMK 107'ye uygun biçimde açıldıysa; fazlaya dair haklar saklı tutulmamış olsa bile, ikinci fıkraya göre "Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir." |
18-04-2013, 12:33 | #5 |
|
HMK 109/3
Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez. |
18-04-2013, 12:58 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Öncelikle teşekkür ediyorum.Benim sormak istediğim açmış olduğum davada sadece netice-i talep kısmına bakılarak fazlaya ilişkin hakkımı saklı tutmadığım gerekçesiyle ileride ıslah talebim reddolunur mu? Yoksa bu hususun açıklamalar kısmında geçmiş olması yeterli midir? Sehven bu hususu netice-i talebe yazmadığımı açıklayıcı bir dilekçe vermem gerekir mi? |
18-04-2013, 13:01 | #7 |
|
Islah yargılamanın her aşamasında yapılabilir, Yargıtay bozması sonrası dahil.
Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması Humk dönemince Yargıtay tarafından bakiye miktardan feragat olarak değerlendirilmekteydi. HMK'nın 109/3. maddesi gereğince bakiye kısımdan fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmasada feragat anlamına gelmediğinden ıslahta hiçbir sakınca yoktur. |
18-04-2013, 13:09 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
HUMK uygulaması ile kıyasladığımızda bu sonuç mantıklı. Çok teşekkürler iyi çalışmalar |
18-04-2013, 14:18 | #9 |
|
Bozmadan sonra ıslah HMK döneminde de olmuyor galiba? HMK 177-184
|
18-04-2013, 14:24 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E: 2011/33835 K: 2011/42324 T: 01.11.2011 * 6100 SAYILI HMK'DA BOZMA KARARINDAN SONRA ISLAH YAPILMASI ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği - Bozmadan Sonra Islah Yapılabileceği/Tazminat Davası ) * BOZMA KARARINDAN SONRA ISLAH YAPILMASI ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği - Tek Bir Dava İle Halledilebilecek Bir Uyuşmazlığın Bir Başka Dava Konusu Olmasının Usul Ekonomisine Aykırı Olduğu/Bozmaya Uyma Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Gözetileceği ) * USUL EKONOMİSİ ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği/Bozma Kararından Sonra Yapılan Islah - Bozmaya Karşı Uyma Kararı Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Dikkate Alınacağı ) * ISLAHIN TAHKİKAT SONUNA KADAR YAPILABİLMESİ ( Bozmadan Sonra Yapılan Islah - Tek Bir Dava İle Halledilebilecek Bir Uyuşmazlığın Bir Başka Dava Konusu Olmasının Usul Ekonomisine Aykırı Olduğu/Bozmaya Karşı Uyma Kararı Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Gözetileceği ) * TAZMİNAT DAVASI ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği/Bozma Kararından Sonra Yapılan Islah - Bozmaya Karşı Uyma Kararı Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Dikkate Alınacağı ) 6100/m.30, 177 ÖZET: Uyuşmazlık, bozma kararından sonra ıslah yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı bozma ilamı sonrasında ıslah harcını yatırmak sureti ile davasını ıslah etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu göre, ıslah tahkikatın sonuna kadar yapılabilecektir. Yargıtay kararına uyularak yapılan yargılamada tahkikatın devam etmesi karşında, ıslah yasaya aykırı görülmemiştir. Tek bir dava ile halledilebilecek bir uyuşmazlığın bir başka dava konusu olması da usul ekonomisine uymamaktadır. DAVA: Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ö.F. Tüfek tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bozma kararından sonra ıslah yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır. 04.02.1948 tarih ve 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “ ... Dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve diğer hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve mahkeme kararına lüzum olmadan tarafların sözlü ve yazılı beyanlarıyla yapılabilen ıslahın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının seksendördüncü maddesinin açık hükümü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabilip Yargıtay'ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamıyacağına ...” denmek sureti ile Yargıtay bozma kararlarından sonra ıslah yapılamayacağına karar verilmiştir. Buna karşın 04.02.1959 tarih ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ise “ ...Bir mahkeme kararının her ne nedenle olursa olsun temyizce bozulması sonunda mahkemenin bozma kararına uymasıyla dava yeniden duruşma (muhakeme) safhasına girmiş olacağı cihetle duruşma henüz bitmemiş demektir...” açıklaması bulunmaktadır. Somut olayda, dairemizin 27.10.2009 gün ve 2008/11352 E, 2009/29488 K sayılı ilamı ile, “…dosya içerisinde bulunan 17.05.2004 tarihli …. , 24.11.2003 tarihli ... belgeler altındaki imzalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile diğer deliler ile birlikte değerlendirilerek karar verilmesi ...” yönünden hükmün esasına ilişkin bozma yapılmıştır. Davacı 07.01.2011 tarihinde bozma ilamı sonrasında ıslah harcını yatırmak sureti ile davasını ıslah etmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ıslahın zamanı ve şekli başlıklı 177. maddesinde ;“ (1) Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.” ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Tahkikatın sona ermesi başlıklı 184. Maddesinde “ (1) Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. (2) Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” hükümleri yer almaktadır. O halde Hukuk Muhakemeleri Kanunu göre, ıslah tahkikatın sonuna kadar yapılabilecektir (m. 177). 27.10.2009 gün ve 2008/11352E, 2009/29488 K sayılı dairemiz bozma ilamı hükmün esasına ilişkin olması ve Yargıtay kararına uyularak yapılan yargılamada tahkikatın devam etmesi karşında, 07.01.2011 tarihinde yapılan ıslah yasaya aykırı görülmemiştir Kaldı ki tek bir dava ile halledilebilecek bir uyuşmazlığın bir başka dava konusu olması da usul ekonomisine uymamaktadır. Bu düşünce Hukuk Muhakemeleri Kanunu Usul ekonomisi ilkesi başlıklı 30. maddesinde ki “ (1) Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” düzenlemesi ile de örtüşmektedir. SONUÇ: Sonucu itibari ile doğru olan kararın bu gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 01.11.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY : Yerel Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 27.11.2009 gün ve 239-804 sayılı karar, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 27.10.2009 gün ve 2008/11352-2009/29488 sayılı ilamı ile hizmet süresinin araştırılması yönünden eksik inceleme yapıldığı gerekçesi ile bozulmuş, yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sırasında davacı tarafından verilen 07.01.2011 harç tarihli ıslah dilekçesi ile arttırılan talepler hüküm altına alınmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 4.2.1948 tarih ve 1944/10 E, 1948/ 3 K. sayılı kararı uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Dairemizin yerleşmiş görüşleri aynı yöndedir, (24.05.2011 gün ve 2011/24139-2011/15099, 02.06.2011 gün ve 2011/23201-2011/16475, 06.10.2011 gün ve 2011/41264-2011/35574, 27.10.2011 gün ve 2011/44131-2011/41314 sayılı kararlar). Davacı taraf bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında ıslah dilekçesi vererek taleplerini arttırmış ve mahkemece arttırılan miktarlar üzerinden hüküm tesis edilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun kararına aykırı şekilde ıslahın kabulü hatalı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onanması yönünde oluşan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. |
18-04-2013, 14:25 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu kararı az önce ben başka bir konuya eklemiştim. Başlığa da "Bir adet tartışmalı karar var" demiştim. Sizce bu karar yerinde midir? |
18-04-2013, 14:41 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Usul ekonomisi açısından bakarsak, pilot dava açarsınız dava reddedilir temyiz edersiniz yargıtay alacak vardır der bozar bk incelemesi ile de ıslah yaparsanız ek davaya gerek kalmaz. Aynı konu hakkında 2. Hatta 3 yargılama yapılmaz. |
18-04-2013, 15:06 | #13 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Karar bence yerindedir. Şöyle ki;
Bozma ilamından sonra yeni bir tahkikat başlamıştır.
Bozma ilamından sonra yeni bir tahkikat başladığı için, alıntıladığım kanun maddesine göre de ıslah yapılmasında sakınca yoktur. |
18-04-2013, 15:11 | #14 |
|
Sakınca gerekçesi ile konuya bakarsak, HUMK döneminde ne sakınca vardı ki?
|
18-04-2013, 15:47 | #15 |
|
Sayın Karaca, eski HUMK zamanında da madde 84 'e göre yargılama bitinceye kadar ıslah yapılabiliyordu. Bu konuda o zaman da bence ıslah bozmadan sonra da mümkündür.
Ancak ilgili yargıtay kararı üzerine görüş bildirdiğim için HMK ilgili maddeye göre demiştim. Yukarıda da belirttiğim gibi eski kanun zamanında da sakıncası yoktur bence. |
18-04-2013, 15:56 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
Islahla ilgili kanun maddeleri HUMK yürürlükteyken de, HMK yürürlüğe girdikten sonra da hemen hemen aynıdır. O halde koskoca İBK kararına rağmen, Dairenin aldığı bu karar hiç de hukuki değildir. Üstelik, Yargıtay'n başka konuda yüzlerce kararına aykırı davranılmış olmaktadır. Bir mahkeme bozma kararına uyarsa, sadece ve sadece bozma kararında işaret edilen şekilde davranmak zorundadır. Yani yeni bir hüküm veremez. Bu konuda yüzlerce Yargıtay kararı bulunmaktadır. Islahla davanın müddeabihi artırılırsa bu artık yeni bir karardır. Bu anlamda da sözkonusu karar yerleşik Yargıtay kararlarına aykırıdır. |
18-04-2013, 15:56 | #17 | |||||||||||||||||||
|
HUMK döneminde bozmadan sonra ıslah yapılmayacağına ilişkin kararı da ekliyorum. Bazı hakimler hala aynı yoldalarki duruşmada bozmadan sonra ıslah talebinde bulunan davacı vekilini "bozmadan sonra ıslah mı olur" diye sert çıkış yapabiliyorlar.
|
18-04-2013, 15:57 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
Usul hocaların görüşü bozmadan sonra tahkikat tekrar başlar ve yasa maddesi gereği ıslah tahkikatın her aşamasında yapılabilir bu sebepten bozmadan sonrada ıslah mümkündür. |
18-04-2013, 16:01 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Verdiğiniz örnekte, bir alacak davası yerel mahkemece red edilir de, Yargıtay tarafından bozulursa, bozma kararında "davanın kabulü yerine red edilmiş olması bozma nedenidir" meailinde bir bozma kararı verecektir. Yerel mahkeme bu karara uyarsa, sadece "davanın kabulüne"karar verecektir. |
18-04-2013, 16:02 | #20 |
|
Hakkın özü sabitse miktarda yapılan ıslah bence de mümkündür.
Tek çekince "kazanılmış hak" kavramıdır. Dayanılan olaylar değişmediği, hukuki sebepler aynı kaldığı sürece sadece miktar üzerinde yapılan arttırma kabul edilebilir diye düşünüyorum. Bu da somut duruma göre değerlendirilebilir vs.. İşçi lehine yorum da işin içine katılınca sakınca yoktur diyorum. )) |
18-04-2013, 16:03 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
İş davası olarak düşünelim. (karar 9. daireye ait olduğundan) Yerel Mahkeme fazla çalışma yok dedi Bk incelemesi yaptırmadan, Yargıtay fazla çalışma vardır dedi. pilot dava üzerinden hemen karar mı vermeli yoksa Bk tarafından hesap mı yapılmalı? |
18-04-2013, 16:08 | #22 |
|
Sayın Ergin,
Ben zaten bozmadan sonra ıslah yapılamaz kararını o zamanda yanlış bir uygulama olarak değerlendirmiştim. O nedenle şuan da verilen yargıtay kararı benim görüşümü desterler nitelikte. O yüzden ben bozmadan sonra ıslah yapılabileceği kısmına katılıyorum. Ancak dediğiniz gibi de verilen kararlar birleştirme kararına aykırı olamaz ancak olmuş işte. Bir de şöyle bir soru sormak istiyorum; Diyelim ki 10.000TLlik bir alacak için dava açtınız. Bilirkişi raporunda eksik inceleme ile 5.000TLlik alacak olduğu bildirildi. İtiraz vs. ettiniz dikkate alınmadı, bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildi. Temyiz incelemesinde de itiraz doğrultusunda eksik inceleme ile yeniden bilirkişiden görüş alınmak suretiyle karar bozuldu. Bilirkişi yeniden inceleme yaptı ve 10.000TLlik alacak olduğunu bildirdi ve mahkeme de 10.000TLlik alacağa yönelik bir karar tesis etti. Bu karar yeni bir karar olmuyor mu söylediğinize göre??? |
18-04-2013, 16:24 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Hiç ıslah edilmese idi Yargıtay nasıl karar verecekse, öyle karar vermelidir. Usul ekonomisi açısından o halde Yargıtay şöyle karar versin diyenler de olabilir mi? "Davacı işçinin 172 saat fazla çalıştığı ve bunun karşılığının da-dosya kapsamına göre-11.000 TL olduğu anlaşılmakla; 11.500 TL fazla mesai alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde kararın düzeltilerek onanmasına, yok yok en iyisi bu şekilde bozulmasına". |
18-04-2013, 16:28 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Bir davamızda, davacı ayıplı mal sebebiyle hem araç bedelinin ödenmesini istemiş hemde araç ticari olup, çalışmadığı zamanki kâr kaybını. Yerel mahkeme kâr kaybı talebini reddetti, Yargıtay Kâr kaybı konusunda BK tarafından inceleme yapılması gerekir diye bozdu. Bu tür davalar pilot olarak açılıyor bozman hemen sonra kar kaybı var 50 TL talep edildi onada 50 TL demedi Bk ya gönderdi dosyayı ve akabinde ıslah geldi. |
18-04-2013, 16:32 | #25 | |||||||||||||||||||||||
|
Lütfen teker teker gelin. Yeni bir karar olmuyor tabii ki. Yerel mahkeme bozma kararında gösterilen şekilde hareket ediyor. |
18-04-2013, 16:35 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
O davada Yargıtay'ın verdiği karar doğru. Sonra ne oldu? Islah talebi mahkemece kabul edildi mi? Yargıtay incelemesinden geçti mi? |
18-04-2013, 16:39 | #27 | |||||||||||||||||||||||
|
Yerel mahkeme bozmaya uygun şeklide bir karar verdiğinde eski karar hükmünü yitirip yeni bir karar ortaya çıkmış olmuyor mu ? |
18-04-2013, 16:47 | #28 | |||||||||||||||||||||||
|
Tabii ki öyledir. Ama bozma kararına uyulmuşsa ve bozma kararında gösterilen şeyler yapılmışsa sorun yok. Yargıtay'ın denetlediği bir karardan söz ediyorum. Buna uyuyorsanız, sorun yok. Ama hem bozma kararına uyup, hem de ıslahla başka bir karar veriyorsanız, Yargıtay'ın denetlediği ilk karara ne oldu? Çünkü Yargıtay yüzlerce kararında "hem bozmaya uyup, hem de karara yeni şeyler ekleyerek yeni karar veremezsin" diyor. Bu kararlar ne olacak? |
18-04-2013, 16:53 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
Bilirkişi Kâr kaybına ilişkin rapor sununca davacı ıslah etti ancak henüz karar duruşması yapılmadı. |
14-12-2013, 12:03 | #30 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bozma kararından sonra ıslahın kabul edilmemesi sebebi Yargıtay İBGK'nun E: 1944/10, K: 1948/3 sayılı kararıdır.
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15216 İBGK, kararında, bozmadan sonra ıslahın yapılamayacağı kabulüne (temel olarak) 3 gerekçe bildirmiştir: 1. gerekçe (Madde düzenlemesi açıktır): HUMK m.84'ün açık hükmüne göre ıslah, tahkikat bitinceye ve hüküm verilinceye kadar mümkündür ve temyiz faslında da bozmadan sonra ıslah yapılabileceğine dair herhangi bir istisnai düzenleme yoktur, Bu kabulün aksi savunması:
Kararda Sayın olgu'nun belirttiği şekilde görüş bildirimi de var olmakla; 2. gerekçe: Bozmadan sonraki ıslah, bozma kararıyla kazanılan hakları ihlal edebilecektir,
3. gerekçe - Islah düzenlemesinden beklenilen gayeye ve çabukluk esaslarına aykırı düşer. Yani İBGK
P.S 1: HMK sonrası İBGK kararının uygulandığı 7 HD kararı için: http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15217 P.S 2: Msj, konunun "neden"i bilinirse tartışmanın hukukiliği sağlanabilir ve bildirilen alakasız gerekçeler de tartışmadan çıkarılır saikiyle eklenmiştir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Fazlaya İlişkin Hakkin Sakli Tutulmasi,karar Düzeltme ,parasal Sınır | av.ebru | Meslektaşların Soruları | 1 | 16-01-2013 13:50 |
Kat KarŞiliĞi İnŞaat SÖzleŞmesİ Ve Fazlaya İlİŞkİn Haklarin Sakli Tutulmasi | avukat1980 | Meslektaşların Soruları | 2 | 29-02-2012 23:44 |
DİlekÇe İÇerİnde Belİrtİlen Ancak Talep BÖlÜmÜnde Belİrtİlmeyen Fazlaya İlİŞkİn Haklarin Sakli Tutulmasi | Av.Özlem AKALIN | Meslektaşların Soruları | 13 | 13-05-2011 22:44 |
Takİp Talebİnde Fazlaya İlİŞkİn Haklarin Sakli Tutulmasi | ATARAS | Meslektaşların Soruları | 1 | 31-08-2010 14:59 |
Islah Yolu İle Fazlaya İlİŞkİn Haklarin Sakli Tutulmasi İlerİ SÜrÜlebİlİr Mİ? | Hoca | Meslektaşların Soruları | 8 | 23-02-2007 19:53 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |