|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
24-04-2013, 17:07 | #1 |
|
HAGB Kararına İtiraz
Merhabalar Değerli Meslektaşlarım ;
CMK dosyasında Ağır Ceza Mahkemesinde Görülen Davada Müdafisi olduğu SSÇ hakkında Verilen HAGB Kararına İtiraz etmelimiyim ? Eğer karara karşı itiraz etmem gerekiyorsa '' SSÇ hakkında verilen HAGB kararının kaldırılarak yerine BERAAT kararı verilmedir '' diye mi itiraz etmem gerekiyor ? Teşekkürler... |
24-04-2013, 21:41 | #2 |
|
Sayın meslektaşım,
CMK dosyasında verilen HAGB kararlarına itiraz edilmez. Bildiğiniz gibi HAGB temyize tabi bir karar değildir. Ve müvekkilinizin lehine bir durumdur. Ayrıca mahkemeye "lehe olan hususlar uygulansın" demişseniz ve bir üst mahkemeye, HAGB uygulanmasın diyerek itiraz ederseniz, müvekkiliniz hakkında ki ceza açıklanır. Ancak duruşmada size veya müvekkilinize "HAGB uygulanmasını ister misiniz?" diye bir soru sorulmamış ve sizde, sanık lehine talepte bulunmadıysanız bu durum bir bozma nedeni olacağından temyize tabidir!.. Hülasa, Bu karar CMK dosyasında müvekkilinize karşı verilmişse eğer, dosyada yapacağınız herhangi bir avukatlık işlemi kalmamış olup, ağır ceza dosyasını tatlı bir şekilde kapatmış olursunuz. İyi çalışmalar dilerim... |
24-04-2013, 23:19 | #3 |
|
Öncelikle Merhaba,
Ben yukarıdaki meslektaşımın "HAGB kararlarına itiraz edilmez" görüşüne katılmıyorum. Tüm yasal hakları sonuna kadar kullanmaktan yanayım. CMK müdafiiliği yaptığım sürece, sanıktan, "HAGB kararına itiraz etmek istemiyorum" şeklinde yazılı beyan aldım. Bu beyan doğrultusunda itiraz etmedim. Olur da müdafiisi olduğunuz sanık, itiraz hakkı olduğunu ve sizin bu yola başvurmadığınızı öğrenirse, bir de üstüne bu konuda şikayette bulunursa, boş yere görevi ihmalden yargılanmaya gerek yok HAGB kararlarına itiraz zaten şekli bir itirazdır. İtirazınız CMK 231 deki şartların oluşup oluşmadığına dairdir. Yoksa hakim esasa girerek karar vermez. |
25-04-2013, 00:12 | #4 |
|
Hagb karararını yerel mahkeme sanığa sormadan verebilir mi? Şayet yerel mahkeme sanığa sormadan hagb kararı verirse, itiraz sonucunda bir üst mahkeme sanığa yerel mahkeme tarafından hagb uygulAnıp uygulanmaması sorılmadığından kararı bozar mı?
|
25-04-2013, 07:44 | #5 |
|
CMK 231. Madde içeriğinde, sanığın kabul etmemesi halinde HAGB'na karar verilmez denmektedir. Bu durumda HAGB kararının uygulanması için öncelikle sanığa sorulması gerekir.
HAGB kararı bir mahkumiyet hükmü değildir. Sanık hakkında herhangi bir hüküm doğurmaz. Açıklanmayan mahkumiyet hükmü içeriğindeki hukuka aykırılıklar itiraz yolu ile denetlenemez. İtiraz, sadece CMK 231 deki şartalara ilişkin olup, esas hakkinda inceleme yapılmaz. Ancak bu gibi aykırılıklar, düşme, hükmün açıklanması ve yeni bir hüküm kurulması halinde temyize tabi olacaktır. Hükmün açıklanması ise sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlmesi halinde mümkün olacaktır. Sanık, denetim süresi içinde yeni bir suç işlerse mahkeme önceden vermiş olduğu hükmü açıklayacak ve böylece karar temyize tabi olacaktır. |
25-04-2013, 09:25 | #6 |
|
Peki çocuğu yanıma çağırsam çocuktan nasıl bir muvafakatname almam lazım itiraz etmemek için karara...Aynı zamanda şunuda belirtmek istiyorum...Çocuk Suçun işlendiği tarihte 18 yaşından küçüktü, şu anda 18 yaşından büyük ...sanık suçun işlendiği tarihte 18 yaşından küçük şu anda 18 yaşından büyük olduğu için sanığın ailesininde muvafakatnamesini almak gerekir mi ?
|
25-04-2013, 14:09 | #7 |
|
1-hagb kararı sorulmadan yani rıza gösterilmeden uygulanamaz,eğer uygulanırsa üst derece mahkemesi karara itirazı kabul edecekir.
2-cmk görevleri itiraz ve temyiz görevlerini de kapsar.Fakat hagb kararının müvekkil lehine olduğu kanattinde iseniz karara itiraz etme zorunlulugu yoktur. 3-üst derece mahkemesine itiraz ederken BERAATine karar verilmesi demenize gerek yoktur;keza itirazı inceleyen mahkeme sadece HAGBnin şartlarının oluşup oluşmadığı ile ilgilenecektir.Davanın esasına giremez. |
26-04-2013, 09:39 | #8 |
|
bende doğrudan ilgili olmasa da HAGB ile ilgili birşey paylaşmak isterim.
daha önce çokça HAGB kararına itirazımız reddedildi ancak ilk kez böyle bir gerekçe ile karşılaştım .. itiraza karşı verilen karar da kesin olduğundan malumunuz başka bir yol kalmadı .. Saadete gelelim itirazımıza ret gerekçesi olarak mahkeme dedi ki; Ben itirazı inceleme mercii olarak somut olay değerlendirmesi yapmam sadece CMK 231'in uygulanabilirliğini denetlerim. Bu karar da usul ve yasaya uygun olduğundan itirazın reddine dedi ... fikirlerini paylaşanlara teşekkür ederim... |
26-04-2013, 10:13 | #9 |
|
Mahkemece verilen kararda bir aykırılık yoktur.
Yukarıda da HAGB kararlarına itiraz halinde, itiraz merciinin temyiz mahkemesi gibi esasa girip karar veremeyeceğini sadece CMK 231 deki şartların yerinde olup olmadığını inceleyeceğini hep belirttik. |
26-04-2013, 10:58 | #10 |
|
Merhabalar
ilk CMK Müdafiliği görevim kısa sürede sonuçlandı, HAGB kararı verildi, duruşmada hem bana hem sanığa HAGB kabul edip etmediğimiz soruldu, olabilecek en iyi karar olması nedeniyle kabul ettik, çünkü suç sabit, kamera kayıtları var, çalınan eşya iade edildi vs. karara itiraz etmek anlamsız fakat soruşturmanın başından beri sanığın "atipik psikoz" taşhisli ilaç raporuna dayanarak emniyet tedbiri uygulanması talebinde bulunduk, madde bağımlılığı da var, konuşma ve davranışları da dengesiz, bir kez salıverildi, devlet hastanesinden rapor aldırıldı, dr sağlamdır dedi, tekrar tutuklandı, sonuçta yukarıda bahsettiğimiz karar verildi fakat her aşamada bu talebimizi tekrarlamışken şimdi sanığın lehine olması hasebiyle HAGB kararına itiraz etmemek doğru olacak mı, tecrübeli meslektaşlarım görüşlerini paylaşırsa memnun olurum |
26-04-2013, 15:17 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
|
26-04-2013, 15:39 | #12 |
|
İtiraz ve Yargıtay?
|
27-04-2013, 02:35 | #13 |
|
%99 itiraz reddedilecektir. Yalnız, CMK kapsamında görevlendirilen veya daha sonra başının ağırabileceğini düşünen meslektaşların itiraz etmesinde bir sakınca yoktur.
|
27-04-2013, 19:40 | #14 |
|
Ssç suç tarihinde 18 yaşından küçük karar verildiği tarihte 18 yaşından büyüktür. Bu durumda Ssç tan hagb kararına itiraz edilmesin diye alınan muvafakatname geçerli olur mu ?
|
20-06-2013, 12:25 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Esas No : 2013/7150 Karar No : 2013/11495 Kasten yaralama suçundan sanık ... , 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2. maddesi uyarınca 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/6. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulmasına dair, ...5. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/06/2012 tarihli ve 2011/422 esas, 2012/247 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ...2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/09/2012 tarihli ve 2012/529 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 10.12.2012 tarih ve 2012/17949-69990 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.12.2012 tarih ve 2012/312290 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre; 1- ...5. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/06/2012 tarihli ve 2011/422 Esas, 2012/247 sayılı kararına yönelik yapılan incelemede; A) Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş bulunulması karşısında, kurulan hükmün henüz hukukî bir sonuç doğurmadığı, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi hâlinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/11. maddesi uyarınca mahkemece geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verileceği ve söz konusu hükmün açıklanmasından sonra kanun yollarına tâbi olduğu kabul edilmekte ise de, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun düzenlenen " Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her kişi, mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir." şeklindeki düzenlemeye aykırı olacağı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90. maddesi uyarınca "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarda kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde AIHS iç hukukumuzun uyulması zorunlu bir parçası olduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kanun yararına bozma konusu olacağı anlaşılmakla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun, "Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz" şeklindeki 73/4. maddesi karşısında, adı geçen sanığın üzerine atılı kovuşturması şikâyete bağlı olan basit yaralama suçu ile ilgili müşteki ... ın 17/10/2012 havale tarihli dilekçesi ile şikâyetinden vazgeçmiş olduğunun anlaşılması karşısında sanığın müştekiye karşı gerçekleştirdiği, eylem bakımından kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi yerine mahkûmiyetine karar verilmesinde, 2) ...2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/09/2012 tarihli ve 2012/529 değişik iş sayılı karanna yönelik yapılan incelemede,22/07/2010 tarihli ve 6008 sayılı Terörle Mücadele ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair Kanun 'un 7. maddesi ile değişik, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun, "Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" şeklindeki 231/6-c maddesinin son cümlesindeki hüküm karşısında, bu konuda beyanı alınmayan sanık ile ilgili hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği, başdenetçi ve denetçilerin niteliklerini düzenleyen 10. maddesinin [IMG]file:///C:/Documents%20and%20Settings/ab54010/Application%20Data/Haberci/Emoticons/msn_messenger/rose.gif[/IMG](f) bendinde 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına ya da affa uğramış olsa veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olsa bile Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının birinci kısmının bir ve ikinci bölümündeki suçlar, Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, millî savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlan ile yabancı devletlerle olan ilişkilere karşı suçlardan veya zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak." şeklindeki düzenleme ile son zamanlarda yapılan kanun değişiklikleri ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına hukukî sonuç bağlandığı gibi, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilerek 5 yıl boyunca denetim süresine tabi tutularak özgürlüğünün kısıtlanması, yaptırımlara tabi tutulması da İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetlerini Koruma Sözleşmesi'nin (AİHS) ö. maddesinde adil yargılanma hakkı başlığında düzenlenen, "1. Her şahıs gerek medeni hak ve vecibeleriyle ilgili nizalar gerek cezai sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan, kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından dâvasının mâkul bir süre içinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkını haizdir. Hüküm aleni olarak verilir, şu kadar ki demokratik bir toplulukta âmme intizamının veya millî güvenliğin veya ahlâkın yararına veya küçüğün menfaati veya dâvaya taraf olanların korunması veya adaletin selâmetine zarar verebileceği bazı hususi hallerde, mahkemece zararı görülecek ölçüde, aleniyet dâvanın devamınca tamamen veya kısmen Basın mensupları ve halk hakkında tahdid edilebilir. 2. Bir suç ile itham edilen her şahıs suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar masum sayılır. 3. Her sanık ezcümle: a) Şahsına tevcih edilen isnadın mahiyet ve sebebinden en kısa bir zamanda, anladığı bir dille ve etraflı surette haberdar edilmek, b)Müdafaasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara malik olmak, c) Kendi kendini müdafaa etmek veya kendi seçeceği bir müdafii veya eğer bir müdafi tâyin için mali imkânlardan mahram bulunuyor ve adaletin selâmeti gerektiriyorsa, mahkeme tarafından tayin edilecek bir avukatın meccani yardımından istifade etmek, d) İddia şahitlerini sorguya çekmek, veya çektirmek, müdafaa şahitlerinin de iddia şahitleriyle aynı şartlar altında davet edilmesini ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek, e) Duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından meccanen faydalanmak," şeklindeki düzenlemeye aykırı olduğu, B) Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz üzerine merci tarafından 5271 sayılı Kanun'un 231/5-14. fıkralarındaki koşullar kapsamında denetlenerek, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığı, ceza miktarı, daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet, zararın giderilip giderilmediği, suçun inkılap yasasında belirtilen suçlardan bulunup bulunmadığı ve denetim süresinin doğru tayin edilip edilmediği gibi hususlara ilişkin hukuka aykırılıklar nedeniyle denetim yapılabilmesinin, açıklanması geri bırakılan hükmün içeriğine ilişkin olan hukuka aykırılıkların denetlenememesinin anılan sözleşmeye ek 7 numaralı protokol'ün 2. maddesinde "Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı" başlığı altında gözetilmeksizin itirazın kabulü yerine yazı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünceler yerinde görüldüğünden ...5. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.06.2012 gün ve 2011/422 Esas, 2012/247 sayılı kararı ile Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.09.2012 gün ve 2012/529 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesinin [IMG]file:///C:/Documents%20and%20Settings/ab54010/Application%20Data/Haberci/Emoticons/msn_messenger/angel_smile.gif[/IMG](a) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
14-04-2014, 11:26 | #16 |
|
T.C.
YARGITAY 5. Ceza Dairesi TÜRK MİLLETİ ADINA Y A R G I T A Y İ L A M I Esas No : 2014/1878 Karar No : 2014/2141 Tebliğname No : KYB - 2014/23068 Karar Tarihi : 27/02/2014 Tefecilik suçundan sanık , 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 241/1, 62/1, 52 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Alanya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2013 tarihli ve sayılı Kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/07/2013 tarihli ve 2013/652 Değişik İş sayılı kararının; Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş bulunulması karşısında, kurulan hükmün henüz hukuki bir sonuç doğurmadığı, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi hâlinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi uyarınca mahkemece geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verileceği ve söz konusu hükmün açıklanmasından sonra kanun yollarına tabî olduğu kabul edilmekte ise de, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun başdenetçi ve denetçilerin niteliklerini düzenleyen 10. maddesinin (f) bendinde “26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına ya da affa uğramış olsa veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olsa bile Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının birinci kısmının bir ve ikinci bölümündeki suçlar, Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, millî savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile yabancı devletlerle olan ilişkilere karşı suçlardan veya zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.” şeklindeki düzenleme ile son zamanlarda yapılan kanun değişiklikleri ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına hukukî sonuç bağlandığı gibi, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilerek 5 yıl boyunca denetim süresine tabi tutularak özgürlüğünün kısıtlanması, yaptırımlara tabi tutulması da insan Haklarını ve Ana Hürriyetlerini Koruma Sözleşmesinin (AİHS) 6. maddesinde adil yargılanma hakkı başlığında düzenlenen; 1. Her şahıs gerek medeni hak ve vecibeleriyle ilgili nizalar gerek cezai sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan, kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından dâvasının mâkul bir süre içinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkını haizdir. Hüküm aleni olarak verilir, şu kadar ki demokratik bir toplulukta âmme intizamının veya millî güvenliğin veya ahlâkın yararına veya küçüğün menfaati veya dâvaya taraf olanların korunması veya adaletin selâmetine zarar verebileceği bazı hususi hallerde, mahkemece zaruri görülecek ölçüde, aleniyet dâvanın devamınca tamamen veya kısmen basın mensupları ve halk hakkında tahdid edilebilir. 2. Bir suç ile itham edilen her şahıs suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar masum sayılır. 3. Her sanık ezcümle: a) Şahsına tevcih edilen isnadın mahiyet ve sebebinden en kısa bir zamanda, anladığı bir dille ve etraflı surette haberdar edilmek, b) Müdafaasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara malik olmak, c) Kendi kendini müdafaa etmek veya kendi seçeceği bir müdafii veya eğer bir müdafi tâyin için mali imkânlardan mahrum bulunuyor ve adaletin selâmeti gerektiriyorsa, mahkeme tarafından tayin edilecek bir avukatın meccani yardımından istifade etmek, d) İddia şahitlerini sorguya çekmek, veya çektirmek, müdafaa şahitlerinin de iddia şahitleriyle aynı şartlar altında davet edilmesini ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek, e) Duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından meccanen faydalanmak,” şeklindeki düzenlemeye aykırı olduğu, Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz üzerine merci tarafından 5271 sayılı Kanunun 231/5-14. fıkralarındaki koşullar kapsamında denetlenerek, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığı, ceza miktarı, daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet, zararın giderilip giderilmediği, suçun inkılap yasasında belirtilen suçlardan bulunup bulunmadığı ve denetim süresinin doğru tayin edilip edilmediği gibi hususlara ilişkin hukuka aykırılıklar nedeniyle denetim yapılabilmesinin, açıklanması geri bırakılan hükmün içeriğine ilişkin olan hukuka aykırılıkların denetlenememesinin anılan sözleşmeye ek 7 numaralı protokol'ün 2. maddesinde “Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı” başlığı altında düzenlenen “Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her kişi, mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olacağı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90. maddesi uyarınca “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarda kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde AİHS iç hukukumuzun uyulması zorunlu bir parçası olduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının esas bakımından incelenmesi gerekeceği, aynı zamanda Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarih ve 2013/15 sayılı kararının da itiraz merciinin hem maddi olay hem de hukuki yönden inceleme yapabileceğine değinmesi karşısında merciince esastan inceleme yaparak itiraz konusunda karar vermesi gerekirken yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 13/01/2014 gün ve 94660652-105-07-10132-2013/1116/3015 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü: Kanun yararına bozma mündeceratında atıfta bulunulan YCGK'nın 22/01/2013 gün ve 2013/15 sayılı kararında itiraz mercii inceleme sırasında sadece CMK'nın 231. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususuyla sınırlı bir inceleme yapmayarak, incelenen kararın hem maddi, hem de hukuki yönünü ele alarak hukuka uygunluğunu denetleyeceğinin belirtildiği, bunun suçun sübutu, vasıf değişikliği gibi konuları da içerdiği, bu açıklamalara göre; somut olayda tefecilik suçundan açılan kamu davasında sanığın 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi uyarınca hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen karara sanık müdafii tarafından suça konu çekin sanığa ciro yoluyla intikal ettiği, çek lehtarının beraet edip sanığın mahkumiyetine karar verilmesinin doğru olmadığı, savunmanın dikkate alınmadığı belirtilerek itiraz edildiği nazara alınıp iddia ve savunma değerlendirilerek gerekçeleriyle itiraz konusunda denetime elverişli bir karara varılması gerekirken maddi olay ve hukuki yönden irdelemeye yer vermeyen yetersiz gerekçe ile itirazın reddine karar verilmesi isabetsiz, bu itibarla kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/07/2013 gün ve 2013/652 Değişik İş sayılı Kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın müteakip işlemlerin yapılması için anılan mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 27/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hagb Kararına İtirazın Kabulü Üzerine Yeniden Yargılama | av.yağmur deniz | Meslektaşların Soruları | 3 | 12-10-2012 08:46 |
HAGB kararına itirazın reddi | Av. A. Hakan TOKSÖZ | Meslektaşların Soruları | 16 | 27-02-2012 11:08 |
Yabancı hakkında HAGB kararına rağmen idari kararla ülkeye giriş yasağı | andrius | Meslektaşların Soruları | 3 | 17-08-2011 08:45 |
Hagb kararına karşı adli para cezası. | Av.A.Prc | Meslektaşların Soruları | 7 | 13-02-2010 17:22 |
Mahkeme Kararına İtiraz | hasan | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 27-02-2002 15:49 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |