Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Nafaka artrırım

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-11-2009, 09:13   #1
avkt

 
Varsayılan Nafaka artrırım

Taraflar evlilik birlği içinde iken kendi aralarında yaptıkları anlaşma ile ilerde boşanılırsa her yıl nafaka oranının %30 artacağına dair anlaşmaya varmışlar.Taraflar boşandı ve %30 luk nafaka artırımı isteniliyor ancak nafaka yükümlüsü taraf bu oranı öderse kesinlikle geçinemeyecek.Bunla ilgli yargıtay kararı arıyorum?
Old 26-11-2009, 11:00   #2
E.Polat

 
Varsayılan

Medeni Kanun m. 176/4 ''Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.''


HD 03 <> E: 2002/11749 <> K: 2002/12260 <> T: 21.10.2002

* YOKSUL SAYILMA
* YOKSULLUK NAFAKASI

Kişinin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayan, yoksul sayılır. Yoksulluk nafakası davacı kadının geçimi için gerekli ve davalının ödemelerde mali durumunu zorlamayacak miktarda olmalıdır.

(743 s. MK. m. 144, 145) (4721 s. MK. m. 175, 176)

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY KARARI

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı vekili 14.1.2000 tarihli dilekçesi ile; müvekkili kadının 1998 tarihinde davalıdan boşandığını, boşanma kararı ile birlikte aylık 60 milyon lira yoksulluk nafakasına karar verildiğini, ülkedeki ekonomik durumu ve aradan geçen zaman sürecinde yüksek enflasyon nedeni ile ihtiyaçlarını karşılayamadığını iddia ederek, nafakanın 500 milyon liraya yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile aylık nafakanın 90 milyon liraya çıkartılmasına karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine; Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 28.6.2001 gün ve 2001/8662-10126 sayılı ilamı ile "Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre takdir edilen nafaka azdır. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır gerekçesi ile" bozulmuştur.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; talebin tamamı kabul edilerek aylık nafaka miktarının 500 milyon liraya çıkartılmasına ve nafakanın yıllık %40 oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Medeni Kanunun 144. maddesi (TMK:175.mad.) uyarınca; boşanma yüzünden yoksulluğa düşen eş, boşanmaya yol açan olaylarda daha ziyade kusurlu olmamak koşuluyla geçimi için diğerinden mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Boşanma kararı ile yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş (MK.145/3-TMK 176/3) ve değişen durumlarda hakkaniyet gerektiriyorsa iradın artırılmasına da karar verilebilir. (MK.145/4-TMK 176/4)

Yoksulluğun hukuksal kavramı anılan maddelerde tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.

Yoksulluk olgusunun değerlendirilmesi ve nafakanın takdiri hakime aittir. Hakim artırılması gereken nafaka miktarını takdir ederken uyulmasına karar verilen bozma ilamında da açıklandığı gibi; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarını, nafakanın niteliğini ve günün ekonomik koşullarını (paranın satın alma gücündeki azalma ile insanca yaşama şartlarını, dolayısıyla yurt gerçeklerini) gözönünde tutacaktır. Toplanan delillere göre; davacı kadın için hükmedilen aylık 500.000.000 lira yoksulluk nafakası çok olup, Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine aykırı bulunmuştur.

Açıklanan nedenlerle; mahkemece, davacı kadının geçimi için gerekli, davalının ödemede mali durumunu zorlamayacak nitelikte daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, taktirde hataya düşülmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Ayrıca; istem olmadan hükmedilen nafakanın %40 oranında artırılmasına karar verilmesi de yasaya aykırıdır. (TMK.176/son)

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alman temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 21.10.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY KARARI

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davada, 15.000.000 lira olan yoksulluk nafakasının 100.000.000 liraya çıkartılması istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık nafakanın 70.000.000 liraya çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı, huzurevinde kalmakta ve bakım ücreti ödemektedir. Üniversitede okuyan kızının açtığı davada 50.000.000 lira yardım nafakasına hükmedilmiştir. Ekonomik durum araştırmasında davalının 322.200.000 lira emekli maaşı aldığı anlaşılmaktadır.

Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, özellikle davalının bakıma muhtaç durumda olup; huzur evi ücretini karşılamak zorunda bulunduğu gözetildiğinde; takdir edilen nafaka çoktur. Mahkemece, Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir.Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Önemli olan müvekkiliniz ve davacı yanın içinde bulunduğu ekonomik koşullar. Bu kararlar işinize yarrayacağını sanıyorum. İyi çalışmalar..
Old 26-11-2009, 11:08   #3
E.Polat

 
Varsayılan

Bu karar somut olay ile birebir örtüşüyor. İyi çalışmalar..

HD 03 <> E: 2003/14097 <> K: 2003/13985 <> T: 04.12.2003


* ANLAŞMALI OLARAK BOŞANMA
* YOKSULLUK NAFAKASI
* NAFAKANIN ARTTIRILMASI VEYA AZALTILMASI
* HAKKANİYET

Şartları varsa nafaka arttırılıp veya azaltılabilir. Tarafların ekonomik durumları irdelenmeli ve aralarında yaptıkları anlaşmaya duyulan güven hissi sarsılmadan hakkaniyete uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekir.

(743 s. MK. m. 134, 145) (4721 s. MK. m. 166, 176)

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY KARARI

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı dilekçesinde; davalı ile anlaşarak 31.5.2000 tarihinde boşandıklarını, protokol uyarınca boşanma kararı ile her yıl %35 artırılmak üzere aylık 400 Dolar yoksulluk nafakası ve müşterek çocuğun tüm şahsi masraflarının karşılanması ayrıca her yıl %50 artırılmak üzere yıllık 2.000.000.000 lira eğitim masrafı olarak verilmesine hükmedildiğini, ancak; ülkenin olumsuz koşullarına paralel olarak eski kazancın azalması, çocuğun özel okuldan Devlet okuluna geçmiş olması, Doların hızlı artışı, davalının ekonomik durumundaki iyileşme nedeniyle bu miktarı ödeyemeyecek duruma düştüğünü iddia ederek, yoksulluk ve iştirak nafakasının aylık 50.000.000 TL olarak takdir edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, haksız açılan davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, yoksulluk nafakasının aylık 150.000.000 liraya indirilmesine, çocuğun tüm masraflarının karşılanması ve her yıl %50 artırılmak üzere yıllık 2.000.000.000 lira eğitim masrafı ödenmesine dair hükmün kaldırılarak, aylık 150.000.000 lira iştirak nafakası tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar açılan boşanma davası sonucunda;743 sayılı MK.nun 134/3 maddesi gereğince anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Yaptıkları protokolle; eş için aylık 400 USD süresiz yoksulluk nafakası takdiri ile bu nafakanın her sene %35 oranında artırılması ve müşterek çocuk Gizem´in velayeti anneye verilmek suretiyle bütün şahsi masraflarının baba tarafından karşılanması, ayrıca eğitim masrafları olarak her yıl %50 oranında artırılmak şartıyla yıllık 2.000.000.000 lira ödenmesi kararlaştırılmış, mahkemece tasdik edilen bu protokol kesinleşmiştir. Kesinleşen hükümle Dolar üzerinden nafaka ödenmesi hususu BK.nun 83. maddesine uygun olup, yasaya aykırılık teşkil etmemektedir.

Tarafların sözleşme ile döviz üzerinden nafakanın ödenmesini kararlaştırmalarında amaç; ülkedeki ekonomik yapı gereği enflasyonun yüksek olması ve paranın satın alma gücünün azalması nedeni ile eş ve küçüğün ihtiyaçlarının yeni bir mahkeme kararına gerek duyulmadan karşılanmasına yöneliktir. Anlaşmayla döviz üzerinden nafaka ödenmesinin, Türk Lirasına çevrilmesi veya indirilmesi talebi; ancak, önemli ölçüde döviz kurunda meydana gelebilecek değişiklik nedeni ile, kararlaştırılan döviz miktarının ödenmesinde acze düşülmesi halinde mümkündür.

Somut olayda, davacı dövizdeki ani artış ve müzisyen olması nedeniyle kazanandaki azalma ve küçüğün özel okuldan Devlet okuluna geçişi nedenleriyle nafakanın indirilmesi ve Türk Lirasına çevrilmesini talep etmişse de, ülkemizdeki döviz kurundaki dalgalanma; yukarıda belirtilen önemli ölçüdeki değişiklik kapsamında değerlendirilmez. Zira, dövizde ilk etapta ani bir yükseliş olmuşsa da, zaman içerisinde bu yükseliş frenlenmiş, hatta belirgin bir durgunluk dönemi yaşanmıştır. Takip eden süreçte; Dolar kurundaki artış oranı, ülkemizde seyreden yüksek enflasyon oranını dahi karşılayamamıştır.

743 sayılı MK.Mad. 145 (7421 sayılı TMK. mad.176) hükmüne göre, nafaka iradı, tarafların mukavelesine veya davalının mahkemedeki kabulüne dayansa bile, şartları oluştuğu takdirde artırılabilir veya azaltılabilir. Ancak bu değişiklik yapılırken anlaşmanın taraflar nezdinde yaşattığı güven ve bu güvene dayalı olarak boşanmanın kabul edildiği hususu gözardı edilmemelidir.

O halde, mahkemece davalının SSK´dan 2202646738 dosya no´su ile aldığı maaş (nüfus müdürlüğü cevabından anlaşılmakla) ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile varsa pasaportları da incelenmek suretiyle kazanç ve giderleri kapsamlı bir şekilde araştırılarak, anlaşmaya duyulan güven ilkesi sarsılmadan TMK.nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyetle ve 30.10.2001 tarihli "İBRA" şartları da gözetilerek bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
boşanırken nafaka istememiştim şimdi ailesinden nafaka isteyebilir miyim Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 12-09-2009 19:19
nafaka nıhal Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 03-04-2008 14:46
Şimdiye kadar ödenmeyen nafaka için açılacak nafaka davası Hülya AKYILDIZ Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 28-01-2008 18:55
Nafaka Alırken İşe Girmek ve Bunu Bildirmemek Suc Mudur? Ödenen Nafaka Geri Alınır Mı Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 06-01-2008 19:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,15460801 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.