Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kamulaştırma Kanun'daki uzlaşma yöntemi nasıldır?

Yanıt
Old 24-03-2012, 12:13   #31
denizizm

 
Varsayılan

yanıtınız için teşekkürler . kanunda İdare ve malik arasında uzlaşma sağlanamadığı takdirde, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği veya ikinci fıkradaki sürenin uzlaşmaya davet olmaksızın sona erdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde malik tarafından sadece tazminat davası açılabilir. der buradaki UZLAŞMAZLIK TUTANAĞI ibaresinden idarenin olumlu olmayan cevaplarını da içerdiği anlamını çıkarabilir miyiz.Benim madde metninden anladığım malik ile idare arasında bir araya gelerek karşılıklı imzalanan bir tutanak olması gerektiği diğer meslektaşlarımız bu konuda görüşlerini almak isterim.
Old 04-04-2012, 14:11   #32
ozlm

 
Varsayılan

benim sorunum biraz farklı. fiilen el atma yok ama imar planında yol olduğu için müvekkil faydalanamıyor.YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu Esas: 2010/5-662
Karar: 2010/551 sayılı kararına dayanarak dava açacağım. yine de uzlaşma için başvurum gerekli midir?
Old 04-04-2012, 14:24   #33
denizizm

 
Varsayılan

uzlaşmaya ilişkin yargıtay uzlaşmaya başvurmak esas değildir şeklinde içtihat oluşturmaya başladığına göre sizin sorunuz için de uzlaşmanın öncelikli olmaması gerekir.tabi uzlaşmaya ilişkin yargıtay içtihatlarını bir yana koyarsak özü itibariyle her ne kadar kamulaştırmasız el atmaya ilişkin fiili bir el atma olmasa da içtihat (Hukuk Genel Kurulu Esas: 2010/5-662
Karar: 2010/551) gereği hukuki olarak kısıtlama da aynı usule tabi olacağından uzlaşmaya gidilmesi gerekir herhalde
Old 04-04-2012, 19:36   #34
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan denizizm
buradaki UZLAŞMAZLIK TUTANAĞI ibaresinden idarenin olumlu olmayan cevaplarını da içerdiği anlamını çıkarabilir miyiz?
İdare uzlaşma için gereken işlemleri yapmayacağını beyan etmişse artık uzlaşma olmayacak demektir. Uzlaşma olmazsa Uzlaşmazlık Tutanağı da olmayacaktır. Olmayacak şeyi beklemek de olmaz.

Hukuk Godot'yu beklemez.

Saygılarımla
Old 04-04-2012, 19:41   #35
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ozlm
benim sorunum biraz farklı. fiilen el atma yok ama imar planında yol olduğu için müvekkil faydalanamıyor.YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu Esas: 2010/5-662
Karar: 2010/551 sayılı kararına dayanarak dava açacağım. yine de uzlaşma için başvurum gerekli midir?
Sayın ozlm

Benden önce yanıtlayan Sayın denizizm'in yanıtına katılıyorum. Ama Yargıtay katılmıyor.

Kanun'da ''uzlaşma esastır'' ifadesi bulunduğu ve uzlaşma ile ilgili ufuksuz uzun sürelerle düzenlemeler yapıldığı halde Yargıtay uzlaşma yoluna gidilmesini zorunlu görmemekte.

Şimdi yanıtlanacak soru şudur:
Mahkemeler Kanun'u mu uygular? Yoksa Yargıtay kararlarını mı?

Saygılarımla
Old 05-04-2012, 09:20   #36
denizizm

 
Varsayılan

Sayın Armağan Konyalı yanıtınız için teşekkürler geçici 6.maddenin 6 fıkrasındaki 3 aylık sürenin hak düşürücü süre olup olmadığı ve bu sürenin başlangıç tarihi konusunda yorum yapmaya çalışıyoruz ama işin içinden çıkamadık.çünkü öz itibariyle kanun bir yandan k.sız el atma davalarında zamanaşımını kaldırmaya çalışırken diğer yandan zaman ile ilgili kısıtlamalar getiriyor.şu halde sizin yanıtınıza göre idarenin olumlu olmayan yanıtından sonra 3 ay içinde dava açılmaz ise bir daha dava açma hakkı kullanılmayacak mı?
Old 05-04-2012, 10:23   #37
ozlm

 
Varsayılan

Sayın Konyalı öncelikle teşekkür ederim. sorunumu tam anlatamadım.Kanun metninde "Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır" diyor. Bizim dosyamızda fiili el atma yok. idare büyük ihtimalle burada el atma yok diye cevap verecek. Yine de başvuruda bulunmalı mıyım????
Old 05-04-2012, 12:58   #38
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ozlm
Bizim dosyamızda fiili el atma yok. İdare büyük ihtimalle burada el atma yok diye cevap verecek. Yine de başvuruda bulunmalı mıyım????
Kanun'a göre: Uzlaşma başvurusunda bulunmalısınız.

Bakınız: Kamulaştırma Kanunu GEÇİCİ MADDE 2- (6111 - 13.2.2011) (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş yıl süreyle geçerli olmak üzere; 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6 ncı maddesi hükmü, 4/11/1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanır.

İdare fiilen el atmadığını iddia eder ve uzlaşma işlemini başlatmazsa sizin için daha iyi. Uzlaşma süreleri beklemeden davanızı açarsınız.

Saygılarımla
Old 05-04-2012, 13:03   #39
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan denizizm
Sayın Armağan Konyalı yanıtınız için teşekkürler geçici 6.maddenin 6 fıkrasındaki 3 aylık sürenin hak düşürücü süre olup olmadığı ve bu sürenin başlangıç tarihi konusunda yorum yapmaya çalışıyoruz ama işin içinden çıkamadık.
Kişisel düşünceme göre 3 aylık tazminat davası açma süresi hak düşürücü süre olarak kabul edilemez. Peki ne olarak kabul edilir? Ben de bilmiyorum.

Hiç bir tazminat hakkı üç ay gibi kısa bir süreyle kısıtlanmamıştır. Bu konuda da böyle bir kısıtlama hakkaniyete aykırı düşer.

Siz öğrenince lütfen bize de anlatın.

Saygılarımla
Old 05-04-2012, 13:21   #40
ozlm

 
Varsayılan

sayın Konyalı gerçekten rahatsızlık verdim )"Tazminat müracaatı üzerine, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının malikin müracaat ettiği tarihteki tahmini değeri; bu Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre teşkil edilen kıymet takdir komisyonu marifetiyle, taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 nci maddelerine göre hesaplanmak suretiyle tespit edilir. Tespitten sonra, bu Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre teşkil olunan uzlaşma komisyonunca, müracaat tarihinden itibaren en geç altı ay içerisinde 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ edilen bir yazı ile, tahmini değer bildirilmeksizin, talep sahibi uzlaşma görüşmelerine davet edilir"deniyor.Kamulaştırma kararı ve fiilen el konulan bir taşınmaz yok ki. Ve de taşınmazın el koyma tarihi deniyor el koyma yok ben mi çok dar yorumluyorum
Old 05-04-2012, 13:57   #41
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ozlm
Kamulaştırma kararı ve fiilen el konulan bir taşınmaz yok ki. Ve de taşınmazın el koyma tarihi deniyor el koyma yok ben mi çok dar yorumluyorum
32 nolu mesajınızda sözünü ettiğiniz Yargıtay Kararı fiili el atma aramıyor; imar planından kaynaklanan mülkiyet hakkı sınırlamalarını da kamulaştırmasız el atma olarak nitelendiriyor.

Siz bu Yargıtay kararına dayanarak kamulaştırmasız el atma çerçevesinde hak arayacaksınız. Bu yolun kuralları Kamulaştırma Kanunu'nda ve diğer ilgili Yargıtay kararlarında.

Ayrıca, Yargıtay'ın uzlaşma yoluna başvurmanın dava koşulu olmadığına ilişkin kararlarını sitemizde bulabilirsiniz.
Old 05-04-2012, 16:27   #42
Av. Tevrat DURAN

 
Varsayılan

Yargıtay 5 HD Başkanı Bekir Yıldırım'ın Kamulaştırma ve Kamulaştırmasız El Atma Davaları Yetkin Yayınları Ankara 2012 basımı kitabının 736 vd.- 835 vd. maddelerinde 5999 ve 6111 sayılı yasalarla getirilen özellikle "uzlaşma" konusundaki Yargıtay yaklaşımlarının ne olduğu yönünde tereddütleri giderici yazılarını meslektaşlarıma okumalarını tavsiye ediyorum.
Old 05-04-2012, 19:23   #43
denizizm

 
Varsayılan

Sayın Armağan Konyalı biz de sizin gibi sınırlayıcı bir süre olmadığını düşünüyoruz. bu konu ile ilgili sayın canbazoğlu nun tavsiye ettiği yayında bilgi var mı acaba henüz yayını edinmedik
Old 06-04-2012, 09:08   #44
orhan6591

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan aso19
Değerli meslektaşım. Burada kamulaştırma değil kamulaştırmasız el atma söz konusu. MÜvekkillerinizin uzlaşmaya çağrılması zaten söz konusu olmayacaktır. Yapmanız gereken iş bence uzlaşma için uğraşmak değil kamulaştırmasız el atma davası açmaktır. KAmulaştırmasız el atma davalarında taşınmazın değeri el atma tarine göre değil dava tarihine göre belirlenir ve dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilir.

Taşınmazın bedelinin değerinin el atma tarihine göre değil; dava tarihine göre belirlenmesini nereden buldunuz acaba, iyi çalışamalar.
Old 07-04-2012, 11:02   #45
Av. Tevrat DURAN

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarıma iyi günler diler, sorumu arzetmek isterim. Taşınmaz 1989 da kamulaştırılmış, 17. maddeye göre dava açılıp 1998'de hazine adına tesciline karar verilmiş; tapuya tescil yapılmıştır. Fakat kamulaştırmaya dair noter tebliğatı vekil edene usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiştir. Vekil eden kamulaştırma bedelini almadığı gibi tapuda ferağ da vermemiştir. Taşınmaz o günden bu yana askeri alan olarak kullanılmaktadır.
Bu durumda açılacak dava

1-Kamulaştırmazı el atma davası mı ?
2-Bedel artırım davası mı?

sorunun cevabı davamız için hayati önem taşıyor çünkü cevap 1 ise kısmi dava açılıp , rapora göre ıslah ile kalan kısım talep edilebilecektir.
Cevap 2 ise beyan ettiğimiz gün tebliğat tarihi sayılıp 30 gün içinde taşınmazın tamamının bedelini, harcını ödeyip talep etmemiz gerekir aksi halde ıslah ile talep artırılamaz. Yargıtay 5.HD kararlarını okuduğumda birbirine aykırı çelişkili kararlar okumaktayım. Her iki dava türünün açılabileceğine dair farklı kararlar okudum. Deneyimi fazla siz değerli meslektaşlarımın cevapları için şimdiden teşekkür ederim.
Old 07-04-2012, 11:03   #46
Av. Tevrat DURAN

 
Dikkat Kamulaştırmasız el atma mı , bedel artırım davası mı ?

Değerli meslektaşlarıma iyi günler diler, sorumu arzetmek isterim. Taşınmaz 1989 da kamulaştırılmış, 17. maddeye göre dava açılıp 1998'de hazine adına tesciline karar verilmiş; tapuya tescil yapılmıştır. Fakat kamulaştırmaya dair noter tebliğatı vekil edene usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiştir. Vekil eden kamulaştırma bedelini almadığı gibi tapuda ferağ da vermemiştir. Taşınmaz o günden bu yana askeri alan olarak kullanılmaktadır.
Bu durumda açılacak dava

1-Kamulaştırmazı el atma davası mı ?
2-Bedel artırım davası mı?

sorunun cevabı davamız için hayati önem taşıyor çünkü cevap 1 ise kısmi dava açılıp , rapora göre ıslah ile kalan kısım talep edilebilecektir.
Cevap 2 ise beyan ettiğimiz gün tebliğat tarihi sayılıp 30 gün içinde taşınmazın tamamının bedelini, harcını ödeyip talep etmemiz gerekir aksi halde ıslah ile talep artırılamaz. Yargıtay 5.HD kararlarını okuduğumda birbirine aykırı çelişkili kararlar okumaktayım. Her iki dava türünün açılabileceğine dair farklı kararlar okudum. Deneyimi fazla siz değerli meslektaşlarımın cevapları için şimdiden teşekkür ederim.
Old 06-06-2013, 12:17   #47
iklim

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım yaptığım araştırmalara göre bu konuda son olarak, Yargıtay 18.HD. 2013/2176 E.,2013/5886 K.,09.04.2013 tarihli kararında Anayasa mahkemesinin 2010/83-2012/169 sayılı kararını da dikkate alarak; "...yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafça; 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanuna eklenen geçici 6.maddede öngörülen uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 155/2.maddesinin 1.cümlesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken.." şeklinde karar vermiştir.
Yargıtayın son kararına göre uzlaşma yoluna gitmemiz dava şartı. Ancak benim sormak istediğim ecrimisil talebimizi de tazminat ile birlikte uzlaşma yolu ile isteyebilir miyiz?
Old 08-06-2013, 15:09   #48
av.özkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan iklim
Sayın meslektaşlarım yaptığım araştırmalara göre bu konuda son olarak, Yargıtay 18.HD. 2013/2176 E.,2013/5886 K.,09.04.2013 tarihli kararında Anayasa mahkemesinin 2010/83-2012/169 sayılı kararını da dikkate alarak; "...yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafça; 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanuna eklenen geçici 6.maddede öngörülen uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 155/2.maddesinin 1.cümlesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken.." şeklinde karar vermiştir.
Yargıtayın son kararına göre uzlaşma yoluna gitmemiz dava şartı. Ancak benim sormak istediğim ecrimisil talebimizi de tazminat ile birlikte uzlaşma yolu ile isteyebilir miyiz?
Ben bu sayfanın başındaki görüşlerimin hala doğru olduğunu düşünüyorum,eksikliği giderilebilir bir dava şartıdır bu;HMK 115/2 ye göre kesin süre vermeli ve neticesini beklemelidir ki taraflardan birinin uzlaşmaya gitmek istememesi kadar doğal bir hal varken onu uzlaşmaya zorlamak ne kadar hukuka uygun o da ayrı bir tartışma konusu ,Ecrimisil konusunda da ise ben uzlaşmaya tabi olduğunu düşünmüyorum.Yasada en azından bahsedilmediği içim.
Old 20-01-2014, 14:17   #49
mirooğlu hukuk

 
Varsayılan 1983 ten önceki kamulaştırmalar için mi yoksa bütün kamulaştırmalar için mi

bende olaya şu yönde bir bakalım diyorum. bu geçci 6.madde 1983ten önceki kamulaştırmasız el atmalar için mi uzlaşmayı zorunlu kılıyor yoksa bütün idare tarafından yapılmış kamulaştırmasız al atmalar için mi uzlaşma esastır. cevaplarınız için şimdiden teşekkütrler..
Old 31-01-2014, 09:44   #50
mirooğlu hukuk

 
Varsayılan uzlaşmak istememek

sayın meslektaşlarım
idareye uzlaşma başvuru dilekçesinde uzlaşmak istemediğimizi beyan edersek geçici 6. madde yerine getirilmiş olurmu. yani verdiğimiz dilekçenin havaleli örneğini alarak uzlaşmak istemediğimizi idareye sunmuş olduğumuzu dava şartını yerine getirdiğimizi ve bundan dolayı da dava açmada hakkımız olduğunu belirterek dava açabilir miyiz. şimdiden teşekürler
Old 20-10-2014, 13:17   #51
Av. Özgün

 
Varsayılan

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=22829
Verdiğim linkte bu konu ayrıntılı tartışılmıştır. Sonuç olarak belirtmem gerekir ki, uzlaşma halihazır yasal düzenlemelere göre dava şartıdır.
Old 15-12-2016, 11:30   #52
av.ebru

 
Varsayılan

Geçici maddenin uygulama süresi 15 yıl olarak algıladım, bu durumda süre zaten doldu değil mi?
Old 15-12-2016, 12:52   #53
antipersonel

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/26400
K. 2013/4119
T. 11.3.2013

• KAMULAŞTIRMASIZ ELATMA ( Taşınmaz Bedelinin Tahsili - 5999 S. Kanunla Getirilen Geçici 6. Md.nin 1. Fıkrasındaki Uzlaşma İçin İdareye Başvurma Dava Şartı Olmadığı Gibi Taşınmaz Maliki Dava Açmakla Uzlaşmak İstemediği Yönündeki İradesini Ortaya Koyduğu/Esasa Girileceği )
• UZLAŞMA ( İdareye Başvurma Dava Şartı Olmadığı Gibi Taşınmaz Maliki Dava Açmakla Uzlaşmak İstemediği Yönündeki İradesini Ortaya Koyduğundan İşin Esasına Girileceği - Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili İstemi )
• İDAREYE BAŞVURU HAKKI ( Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili İstemi - Kanunda Uzlaşmanın Önerilmesinin Amacı Kişinin Mahkemeye Müracaat Hakkını Ortadan Kaldırmak Değil Malikin İdareye Başvurması Halinde Uzlaşma Yolunun Denenmesi Olduğu/Dava Şartı Olmadığı )
2942/m.Geç.6
ÖZET : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kanunda, uzlaşmanın önerilmesinin amacı kişinin mahkemeye müracaat hakkını ortadan kaldırmak değil, malikin idareye başvurması halinde, uzlaşma yolunun denenmesidir. idare uzlaşma talebinde bulunan malik ile uzlaşma görüşmelerine başlamakla yükümlüdür. Malikin idareye başvurmadan doğrudan doğruya dava açması, hukukun temel prensiplerinden biri olan hak arama özgürlüğüne ilişkindir. Diğer bir deyişle 5999 Sayılı Kanunla getirilen Geçici 6. maddenin 1. fıkrasındaki uzlaşma için idareye başvurma; dava şartı olmadığı gibi, taşınmaz maliki dava açmakla uzlaşmak istemediği yönündeki iradesini ortaya koymuştur. Bu itibarla usul ekonomisi de göz önünde tutulduğunda, işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekili yönünden verilen dilekçeyle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
5999 Sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” hükmü getirilmiştir.
Ancak;
Yargıtay içtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.5.1956 gün ve 1956/1-6 Sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik, müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde, el konulan yerin bedelini talep edebilir.
Bu hüküm uyarınca taşınmazına el konulan malik, her zaman mahkemeye müracaat ederek tazminat davası açabilir. 5999 Sayılı Kanunla getirilen uzlaşmaya gidilmesi hali, kişinin dava açma hakkını ortadan kaldırmaz.
Kanunda, uzlaşmanın önerilmesinin amacı kişinin mahkemeye müracaat hakkını ortadan kaldırmak değil, malikin idareye başvurması halinde, uzlaşma yolunun denenmesidir. idare uzlaşma talebinde bulunan malik ile uzlaşma görüşmelerine başlamakla yükümlüdür. Malikin idareye başvurmadan doğrudan doğruya dava açması, hukukun temel prensiplerinden biri olan hak arama özgürlüğüne ilişkindir.
Diğer bir deyişle 5999 Sayılı Kanunla getirilen Geçici 6. maddenin 1. fıkrasındaki uzlaşma için idareye başvurma; dava şartı olmadığı gibi, taşınmaz maliki dava açmakla uzlaşmak istemediği yönündeki iradesini ortaya koymuştur.
Bu itibarla usul ekonomisi de göz önünde tutulduğunda, işin esasına girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle red-kararı verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan sebeplerle H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/17065
K. 2012/4278
T. 8.3.2012

• KAMULAŞTIRMASIZ ELATMA ( Eklenen Geç. 6. Md. ile Yapılan Yasal Düzenleme Karşısında 38. Md. deki 20 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Uygulanma Olanağının Kalmadığı -Sorumlu İdare Belirlenip Davaya Dahil Edildikten Sonra İşin Esasına Girileceği )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Kamulaştırmasız Elatma Bedelinin Tahsili - Eklenen Geç. 6. Md. ile Yapılan Yasal Düzenleme Karşısında 38. Md. deki 20 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Uygulanma Olanağının Kalmadığı )
• UZLAŞMA ( Taraflar Arasında Uzlaşma Olamayacağı Anlaşıldığından Dava Konusu Taşınmaz İmar Planı İçine Alınıp Kanal Üzerinden de Yol Geçirilmek Suretiyle El Atıldığı - Sorumlu İdare Belirlenip Davaya Dahil Edildikten Sonra İşin Esasına Girileceği )
• YASAL DEĞİŞİKLİK ( Kamulaştırmasız Elatma Bedelinin Tahsili - Eklenen Geç. 6. Md. ile Yapılan Yasal Düzenleme Karşısında 38. Md. deki 20 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Uygulanma Olanağının Kalmadığı )
2942/m.38,Geç.6
ÖZET : Dava, kamulaştırmasız elatma bedelinin tahsili istemidir. 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddeyle yapılan yasal düzenleme karşısında Kamulaştırma Kanununun 38. maddesindeki 20 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı kalmamıştır. 5999 sayılı Yasa uyarınca uzlaşma esas ise de; taraflar arasında uzlaşma olamayacağı anlaşıldığından, dava konusu taşınmaz imar planı içine alınıp, kanal üzerinden de yol geçirilmek suretiyle el atıldığı anlaşıldığından, mahkemece sorumlu idare belirlendikten ve davaya dahil edildikten sonra işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak karar verilmiş ise de; bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddeyle yapılan yasal düzenleme karşısında Kamulaştırma Kanununun 38. maddesindeki 20 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı kalmamıştır.
Açıklanan nedenle; 5999 sayılı Yasa uyarınca uzlaşma esas ise de; taraflar arasında uzlaşma olamayacağı anlaşıldığından, dava konusu taşınmaz imar planı içine alınıp, kanal üzerinden de yol geçirilmek suretiyle el atıldığı anlaşıldığından, mahkemece sorumlu idare belirlendikten ve davaya dahil edildikten sonra işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine, temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.





T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/14430
K. 2011/21163
T. 14.12.2011

• KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZ BEDELİ ( İdare İle Uzlaşma Olanağı Olsa da Bu Uzlaşma İmkanının Dava Şartı Olmadığı )
• UZLAŞMA ( Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedeli - Uzlaşma Yolu Tercih Edilmeden Dava Açılabileceği )
• HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ ( Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedeli - Uzlaşma Yolunun Dava Şartı Olmadığı )
2942/m.Geç.6
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 16.05.1956 Gün ve 1956/1-6 Sayılı Kararı
ÖZET : Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilinde kanunda uzlaşma olanağı getirilmesi kişinin mahkemeye başvurma hakkını ortadan kaldırmaz.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda; Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı anlaşılmıştır. 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'na 5999 Sayılı Kanun'la eklenen Geçici 6. Maddedeki hükümlerin 6111 Sayılı Kanun'un Geçici 2. Maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir.
5999 Sayılı Kanun'la eklenen Geçici 6. Maddesi'nin 1. Fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” Hükmü getirilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde el konulan yerin bedelini talep edebilir.
Bu hüküm uyarınca taşınmazına el konulan malik her zaman mahkemeye müracaat ederek tazminat davacı açabilir. 5999 Sayılı Kanun'la getirilen uzlaşmaya gidilmesi hali kişinin dava açma hakkını ortadan kaldırmaz.
Kanunda, uzlaşmanın önerilmesinin amacı kişinin mahkemeye müracaat hakkını ortadan kaldırmak değil, malikin idareye başvurması halinde uzlaşma yolunun denenmesidir. İdare uzlaşma talebinde bulunan malik ile uzlaşma görüşmelerine başlamakla yükümlüdür. Malikin idareye başvurmadan doğrudan doğruya dava açması hukukun temel prensiplerinden biri olan hak arama özgürlüğüne ilişkindir.
Diğer bir deyişle 5999 Sayılı Kanun'la getirilen Geçici 6. Madde'nin 1. Fıkrasındaki uzlaşma için idareye başvurma, dava şartı olmadığı gibi , taşınmaz maliki dava açmakla uzlaşmak istemediği yönündeki iradesini ortaya koymuştur.
Bu itibarla usul ekonomisi de göz önünde tutulduğundan işin esasına girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle red kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK`un 428. Maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 15-12-2016, 13:22   #54
antipersonel

 
Varsayılan

Ayrıca yakın zamanda kamulaştırmasız el atmadan ötürü görülen bir davada davacı vekili uzlaşma yoluna başvurmadan açtığı davada Asliye Hukuk Mahkemesi tazminata hükmedip, Yargıtay'a itiraz üzerine giden dosyada uzlaşma hükümleri yönünde bir iade gelmedi. Uzlaşma hernekadar dava şartı desede bu davanın usul veya esastan reddini gerektirecek bir husus olmadığı kanaatindeyim. Davacı zaten davasını açmakla uzlaşmayacağını noktasındaki iradesini ortaya koyuyor. Burdaki uzlaşmanın önerilmesinin amacı kişinin mahkemeye müracaat hakkını ortadan kaldırmak değil, malikin idareye başvurması halinde uzlaşma yolunun denenmesidir. İdare uzlaşma talebinde bulunan malik ile uzlaşma görüşmelerine başlamakla yükümlüdür. Malikin idareye başvurmadan doğrudan doğruya dava açması hukukun temel prensiplerinden biri olan hak arama özgürlüğüne ilişkindir.

Uzlaşma dava şartı olmamalıdır kanaatindeyim.
Old 16-12-2016, 13:54   #55
av__emrah

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan antipersonel
Ayrıca yakın zamanda kamulaştırmasız el atmadan ötürü görülen bir davada davacı vekili uzlaşma yoluna başvurmadan açtığı davada Asliye Hukuk Mahkemesi tazminata hükmedip, Yargıtay'a itiraz üzerine giden dosyada uzlaşma hükümleri yönünde bir iade gelmedi. Uzlaşma hernekadar dava şartı desede bu davanın usul veya esastan reddini gerektirecek bir husus olmadığı kanaatindeyim. Davacı zaten davasını açmakla uzlaşmayacağını noktasındaki iradesini ortaya koyuyor. Burdaki uzlaşmanın önerilmesinin amacı kişinin mahkemeye müracaat hakkını ortadan kaldırmak değil, malikin idareye başvurması halinde uzlaşma yolunun denenmesidir. İdare uzlaşma talebinde bulunan malik ile uzlaşma görüşmelerine başlamakla yükümlüdür. Malikin idareye başvurmadan doğrudan doğruya dava açması hukukun temel prensiplerinden biri olan hak arama özgürlüğüne ilişkindir.

Uzlaşma dava şartı olmamalıdır kanaatindeyim.

Sayın Meslektaşım; öncelikle paylaştığınız kararların tamamı eski kararlardır. Kamulaştırmasız el atma konusu ile ilgili olarak yapılan yasal değişiklikler göz önüne alındığında eski içtihatların bir çoğu önemini yitirmiş veya uygulanamaz hale gelmiştir. Dolayısıyla bu konu ile ilgili daha güncel kararlara ihtiyaç vardır. Özellikle de yanlış yönlendirme olmaması için dikkat edilmesi gerekir diye düşünüyorum. Şu anki yasal mevzuat göz önüne alındığında 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında el koyulan taşınmazlar için kuruma uzlaşma başvurusu yapmak yasal zorunluluktur. aşağıda paylaştığım 26.09.2016 tarihli karar da bu yöndedir. İyi Çalışmalar.





T.C YARGITAY
18.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 12988
Karar: 2016 / 10691
Karar Tarihi: 26.09.2016


ÖZET: Mahkemece, dava konusu taşınmazın değeri ve eski hale getirme bedelinin açıklanan esaslar dairesinde yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda alınacak bilirkişi raporu ile belirlenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulü doğru görülmemiştir.(2942 S. K. Geç. m. 6) (ANY. MAH. 01.11.2012 T. 2010/83 E. 2012/169 K.)

Dava ve Karar: Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak Manisa İli Sarıgöl İlçesi Burgaz Köyü 987 parsel sayılı taşınmaza müdahalenin men'i, kâl ve 1000 TL ecrimisil istenilmiştir. Mahkemece davanın müdahalenin men'i yönünden kabulüne, ecrimisil yönünden feragat nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davalılardan DSİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü:

Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu karar vermeye yeterli değildir.

Dava dilekçesinde, dava konusu taşınmaza davalı DSİ tarafından kanalet, davalılar komşu parsel malikleri tarafından ise 1000 m² lik alana haksız olarak kullandıklarını belirterek müdahalenin önlenmesi ile kâl'e ve 5 yıl boyunca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 1000 TL ecrimisil taleplerinin kabulüne karar verilmesi istenilmiş; mahkemece ecrimisil yönünden talebinin feragat nedeni ile reddine, el koyma talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;

1-Kamulaştırma Kanununa 5999 sayılı Kanunla eklenen ve 30.06.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Geçici 6. maddesinde Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır” hükmü getirilmiş, 25.02.2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesiyle de Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş yıl süreyle geçerli olmak üzere; 04/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6 ncı maddesi hükmü, 04/11/1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanır” denilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 22.02.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 01.11.2012 tarih ve 2010/83 Esas-2012/169 Karar sayılı kararı ile uzlaşma dava şartı sayılmış, 6111 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi ise iptal edilmiş, ancak iptal hükmünün kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra kanunlaşan ve 11.06.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun Geçici 6.maddesi değiştirilmiştir. Değiştirilen Geçici 6.maddenin 1. fıkrasında Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09/10/1956 tarihi ile 04/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır.” denilmiş, 10 fıkrasında ise Vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir; uzlaşılamaması hâlinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir” hükmü getirilmiştir.

Yukarıda açıklanan bu düzenlemeler karşısında 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında el koyulan taşınmazlar için 6487 sayılı Yasanın yayımlanmasından sonra açılan davalarda uzlaşma dava şartı olarak kabul edilmekte, öncesinde açılan davalar için ise uzlaşma yoluna başvurulması için üç aylık süre öngörülmekle birlikte uzlaşmaya başvurulması zorunluluk haline getirilmemekte, 04.11.1983 tarihinden sonra el koyulan taşınmazların ise bu madde kapsamında bulunmadıkları da anlaşılmaktadır.

Dava konusu somut olay incelendiğinde, davalı idare tarafından verilen cevap dilekçesinde dava konusu taşınmaza 1980'li yıllarda el koyulduğu belirtilmiş olup, mahkemece el koyma tarihi tespit edilerek 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında el koyulan taşınmazlar için 6487 sayılı Yasanın yayımlanmasından sonra açılan davalarda uzlaşma dava şartı olarak kabul edildiğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeksizin gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiş olması,

2-Kamulaştırmasız el koyma davalarında; el koymanın önlenmesi talebi yanında eski hale iade veya kâl istemi bulunması durumunda, el koyulan taşınmazların niteliği belirlenerek zemin değeri hesaplandıktan sonra bu değer eski hale getirme bedelinden veya kâl istenmesi halinde oluşacak zarardan az ise zemin bedelinin davacıya ödenmesine ve el koyulan bölümün tapusunun iptali ile niteliğine göre idare adına tescil veya terkinine karar verilmesi, zemin değerinin fazla çıkması halinde ise davalı idarenin taşınmaza el koymasının önlenmesine ve hesaplanan eski hale getirme bedelinin de davalı idareden tahsiline veya taşınmaz üzerindeki tesislerin kâl’ine karar verilmesi gerekir.

Dosyadaki bilirkişi raporuna göre, taşınmazın zemin ve eski hale getirme bedelinin belirlenmemiş olduğu görülmektedir. Öncelikle, taşınmazın arsa ya da tarla niteliğinde olup olmadığı tespit edilerek, tarla olduğunun anlaşılması halinde gelir metodu esas alınarak, arsa olduğunun belirlenmesi halinde ise dava tarihinden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle bedelinin hesaplanması gerekir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın değeri ve eski hale getirme bedelinin yukarıda açıklanan esaslar dairesinde yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda alınacak bilirkişi raporu ile belirlenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulü,

Doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.09.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 16-12-2016, 13:56   #56
av__emrah

 
Varsayılan

Fakat 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalarda ise uzlaşmaya başvurmaya gerek yoktur. Doğrudan dava açılabilir.





T.C YARGITAY
5.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 22673
Karar: 2016 / 11589
Karar Tarihi: 09.06.2016


ÖZET: Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazlara .............. tarihinden sonra fiilen elatmış olması nedeniyle uzlaşma prosödürünün işletilmesi dava şartı niteliğinde bulunmadığından, davalı idarece tespit tescil davası açılmış ise işbu dava yönünden tespit tescil davasının bekletici mesele yapılıp sonucuna göre, davalı idarece tespit tescil davası açılmamış ise dava konusu taşınmazlara kamulaştırmasız olarak fiilen elatılmış olduğundan, taşınmazların yenileme çalışmaları sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilip, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.(2942 S. K. m. 25)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki kamulaştırılan taşınmaz bedelinin arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, kamulaştırılan taşınmaz bedelinin arttırılması istemine ilişkindir.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25. maddesinde "Hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi için 10. madde uyarınca yapılan tebligatla başlar." hükmü yer almaktadır.

Davacı tarafa kamulaştırma işlemleri tebliğ edilmediği gibi dava konusu taşınmaza da pilon inşaa etmek ve enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle el atılmıştır. Bu durumda davanın kamulaştırmasız el atılarak üzerine pilon dikilip enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tahsili davası olarak nitelendirilmesi gerekir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile getirilen "Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır." şeklinde düzenlemeye göre yürürlük tarihi olan 11.06.2013 tarihinden sonra açılan davalarda; 09.10.1956-04.11.1983 tarihleri arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazlarla ilgili olarak açılacak davalarda uzlaşma dava şartıdır.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazlara 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen elatmış olması nedeniyle uzlaşma prosödürünün işletilmesi dava şartı niteliğinde bulunmadığından, davalı idarece tespit tescil davası açılmış ise işbu dava yönünden tespit tescil davasının bekletici mesele yapılıp sonucuna göre, davalı idarece tespit tescil davası açılmamış ise dava konusu taşınmazlara kamulaştırmasız olarak fiilen elatılmış olduğundan, taşınmazların yenileme çalışmaları sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilip, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Davacının temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 16-12-2016, 14:13   #57
av__emrah

 
Varsayılan

Bu hususla ilgili olarak dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da harçlar ve vekalet ücretidir. 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalarda nispi vekalet ücreti ve harca karar verilecektir.

Fakat 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasındaki el atmalarda ise maktu olacaktır. Örneğin; 56-83 arası el atmalarda davayı ıslah ederken ıslah harcı yatırılmasına gerek yoktur.




T.C YARGITAY
5.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 16550
Karar: 2016 / 13153
Karar Tarihi: 22.09.2016


ÖZET: Davacılar vekili davayı fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak …TL olarak açtığı ve davayı ıslah etmediği halde mahkemenin talebi aşarak …TL' ye karar vermesi, … tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harca hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.(2942 S. K. Geç. m. 6)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Harcı yatırılmayan ve temyiz defterine kaydı yapılmayan ve süresinde olmayan davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davalı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede;

Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazların dava tarihindeki değerinin biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

1- Davacılar vekili davayı fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 1.000,00-TL olarak açtığı ve davayı ıslah etmediği halde mahkemenin talebi aşarak 17.482,47-TL' ye karar vermesi,

2- 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile; 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harca hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Doğru görülmemiştir.

Sonuç: Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22.09.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 17-12-2016, 13:28   #58
av__emrah

 
Varsayılan

Vekalet ücreti yönünden yeni tarihli bir karar;



T.C YARGITAY
5.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 24737
Karar: 2016 / 13152
Karar Tarihi: 22.09.2016


ÖZET: Dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.(2942 S. K. Geç. m. 6) (ANY. MAH. 13.11.2014 T. 2013/95 E. 2014/176 K.)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazların bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazların bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1-Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.

Saray ilçesinde tapu müdürlüğünce bildirilen emsaller ayrı ayrı tartışılmadan ilçede incelenebilecek emsal bulunup bulunmadığı yeterli şekilde araştırılmadan Saray/merkez mahallesinde bulunan dava konusu taşınmaz için, Özalp/Kargalı mahallesindeki taşınmazın satışı emsal olarak incelenmek suretiyle taşınmaza değer biçildiğinden alınan rapor inandırıcı olmayıp hükme esas alınacak nitelikte değildir.

Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve tapu müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen rayiç vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

2- Davalı idare harçtan muaf olduğu halde yargılama giderleri arasında idareye harç yüklenmesi,

3- Davacı Y., Y., M. K.'nın ad ve soyadının karar başlığında gösterilmemesi,

4- 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile; 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Doğru görülmemiştir.

Sonuç: Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22.09.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 17-12-2016, 13:35   #59
av__emrah

 
Varsayılan

Maktu harç ve vekalet ücreti ile ilgili karar;


T.C YARGITAY
5.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 22320
Karar: 2016 / 11162
Karar Tarihi: 02.06.2016

ÖZET: Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir. 04.11.1983 tarihinden önceki döneme ilişkin el atmalarda maktu harca ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.(2942 S. K. Geç. m. 6) (ANY. MAH. 13.11.2014 T. 2013/95 E. 2014/176 K.)


Dava: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan rapor uyarınca taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

1-13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile;

6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası ''09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği'' gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

Bu durumda 04.11.1983 tarihinden önceki döneme ilişkin el atmalarda maktu harca ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yeralan takyidatın hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;

A)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının harca ilişkin 5.paragrafının çıkartılmasına, yerine (Alınması gereken 27,70 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2,50 TL harcın davalı idareden alınarak hazineye irat kaydına) cümlesinin yazılmasına,

B)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin 7. paragrafının çıkartılmasına, yerine (Karar tarihinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlenen 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine) cümlesinin yazılmasına,

C)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yeralan takyidatın hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine,

Sonuç: Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 02.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 18-12-2016, 10:12   #60
antipersonel

 
Varsayılan

Sayın av__emrah,


Kamulastirmasiz Hukuki el atmalarda da durum ayni şekilde mi işliyor ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
imar planına itiraz etme usulü nasıldır a.lawyer Meslektaşların Soruları 7 10-08-2010 20:54
Kamulaştırma-Uzlaşma Daveti avfatih Meslektaşların Soruları 0 26-04-2010 08:27
İYUK 13 gereği ön dilekçenin tebliği usulü nasıldır?? av.murat kalkan Meslektaşların Soruları 2 24-10-2007 20:49
İdari Para Cezalarına İtirazda Son Durum Nasıldır? Milano Meslektaşların Soruları 19 31-08-2007 13:13
Soruşturma evresinde uzlaşma mağdur tarafından kabul edilip uzlaşma tamamlanmadan bub İNCİ Meslektaşların Soruları 2 29-11-2006 17:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09265995 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.