şirketin müşterek temsili - sadece bir temsilcinin senede paraf atması tahrifat sayılır mı?

muhterem meslektaşlar,

bir bonoya istinaden müvekkile borçlu bulunan şirketin iki yetkili müdürü vardır. ticaret siciline göre şirket, bu iki müdür tarafından müştereken temsil edilmektedir ve bu bağlamda şirket adına keşide edilen bir senette iki müdürün de imzası yoksa senet şirketi bağlamaz.

eldeki bononun borçlu hanesinde borçlu şirketin kaşesi üstünde iki müdürün de imzası bulunmaktadır. ayrıca bu şahıslar kefil hanesine isimlerini tek tek yazarak imza da atmışlardır. ancak ocak ayına vadeli olarak keşide edilmişse de ocak ibaresinin üstü çizilerek şubat yazılmış, bu değişikliği belirtmesi için müdürlerden biri de vade bölümüne paraf atmıştır.

borcun ödenmemesi üzerine müvekkil tarafından takip başlatılmış, borçlu şirket de senette tahrifat olduğunu zira vade hanesindeki değişikliğin geçerli olabilmesi için müdürlerin ikisinin de imzalarının bulunması gerektiğini ileri sürerek itiraz etmiştir.

buna göre;

1- müdürlerden sadece birinin paraf atmış olması senette tahrifat anlamına gelir mi? bu senet şirketi bağlamaz mı? konuyla ilgili yargıtay kararı var mıdır?

2- kefil hanesine isimlerini yazıp imza atan müdürler, imzaların istiklali prensibi mucibince ferden de senetten sorumlu değiller midir?

3- 1 ve 2. soruların cevapları olumsuzsa yalnızca hem keşideci, hem kefil, hem de paraf sahibi olarak senede imza atan müdürün sorumluluğuna gidilemez mi?

Senet üzerinde iki şirket müdürünün de imzasının olması doğal olarak şirketi borçtan sorumlu kılar. Aynı sorumluluğun değişen senet vadesinde sebebiyle yapılan paraflar için de geçerli olduğu kuşkusuzdur. Ancak değişiklik üzerindeki sadece müdürlerden bir tanesinin parafının olması durumunda bu değişikliğin şirketi bağlamayacağını düşünüyorum. Eğer "Ocak" olan vade tarihinin "Şubat" olarak düzeltilmesi eylemi senede bakıldığında anlaşılıyorsa, yani bu husus okunabiliyorsa bunun senedin geçerliliğine bir halel getirmemekle beraber sadece senedin vadesinin "Ocak" olarak algılanması ve buna göre borçlu şirketin sorumluluğun olması gerekir. Ayrıca senet üzerindeki kefil imzaları sebebiyle imza sahibi müdürlerin şahsen de kefil sıfatıyla sorumluluğundan bahsedebiliriz.

Bonoda vade esaslı bir şekil şartı değildir. Hatta vade hiç yazılmasa bile bu görüldüğünde ödenecek bir bonodur. Bu anlamda vade üzerinde değişiklik yapmak senedin geçersiz olmasını gerektirmemekle birlikte üzerindeki vade değiştirikten sonra bonoyu alan alacaklı açısından yeni vadeni kabul edildiği sonucu doğar mı acaba?

Alıntı: Yazan svejk muhterem meslektaşlar, bir bonoya istinaden müvekkile borçlu bulunan şirketin iki yetkili müdürü vardır. ticaret siciline göre şirket, bu iki müdür tarafından müştereken temsil edilmektedir ve bu bağlamda şirket adına keşide edilen bir senette iki müdürün de imzası yoksa senet şirketi bağlamaz. eldeki bononun borçlu hanesinde borçlu şirketin kaşesi üstünde iki müdürün de imzası bulunmaktadır. ayrıca bu şahıslar kefil hanesine isimlerini tek tek yazarak imza da atmışlardır. ancak ocak ayına vadeli olarak keşide edilmişse de ocak ibaresinin üstü çizilerek şubat yazılmış, bu değişikliği belirtmesi için müdürlerden biri de vade bölümüne paraf atmıştır. borcun ödenmemesi üzerine müvekkil tarafından takip başlatılmış, borçlu şirket de senette tahrifat olduğunu zira vade hanesindeki değişikliğin geçerli olabilmesi için müdürlerin ikisinin de imzalarının bulunması gerektiğini ileri sürerek itiraz etmiştir. buna göre; 1- müdürlerden sadece birinin paraf atmış olması senette tahrifat anlamına gelir mi? bu senet şirketi bağlamaz mı? konuyla ilgili yargıtay kararı var mıdır? 2- kefil hanesine isimlerini yazıp imza atan müdürler, imzaların istiklali prensibi mucibince ferden de senetten sorumlu değiller midir? 3- 1 ve 2. soruların cevapları olumsuzsa yalnızca hem keşideci, hem kefil, hem de paraf sahibi olarak senede imza atan müdürün sorumluluğuna gidilemez mi?

Sayın svejk,
1- Bu senet şirketi bağlamaya devam eder. Ne var ki, söz konusu değişiklik ilgilisince onanmadıkça inkar halinde geçerli olmaz. Yani bu durumda senet vadesinin Şubat değil Ocak olduğu kabul edilir.
2-Kefiller şahsen de söz konusu senetten sorumludurlar. Ortada senedin hükümsüzlüğünü gerektiren bir tahrifat söz konusu değildir.