En Son Okuduğunuz Kitap?

M.S.2150 (Thea Alexander) şiddetle önerildi. Okuyan var mı?

Alıntı: Yazan Av.Ateş Murathan Mungan'ın birkaç kitabının ismi birbirine o kadar benziyor ki bu kitabı okuyup okumadığımı hatırlayamıyorum.Sayın tuval2310 acaba içinde bir pastane öyküsünün de olduğu kitap mıydı bu?Öyküleri hatırlıyorum ama

yedi kapılı kırk oda en son kitabı..okumalısınız ben belki de taptığım için m.mungana yazdığı herşeyi okumaya şiddetle önem veriyorum

Alıntı: Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL Üç Aynalı Kırk Oda'dan önce, Cenk Hikayeleri'ni okumalıydınız derim. Hatta bana göre anılan kitabın ilk hikayesini (Şahmeran'ın Bacakları) okumanızı önerirdim, yalnız Mungan'ın değil, insanlık üzerine herkesçe yazılmış ve yine herkesçe yazılacak en güzel ve en öz hikayelerden biri.

Ben de bu ara hangi kitabı alsam diye düşünüyordum , teşekkür ederim önerinize uyup en yakın zamanda Cenk Hikayeleri'ni alacağım...

elif şafak'ın siyah süt'ünü okudum.enteresan bir eser.

Alıntı: M.S.2150 (Thea Alexander) şiddetle önerildi. Okuyan var mı?

aradan bir hafta geçmiş, Okumuşsanız, şiddetle öneriyor musunuz?

Adam Fawer'ın "Olasılıksız" adlı kitabını okudum. 500 sayfa 3 günde bitirdim. Çok sürükleyici kitap, bitmemesini dilediğim birkaç kitaptan biri.

Konusuna gelince; bir tür şizofreniden bahsediyor. Geleceği görme yeteneği üzerine bir kurgusu var.

Karakterler çok sağlam oluşturulmuş, karakterlerin birbirleriyle olan ilişkileri güzel oturtulmuş. Kitabın tek olumsuz tarafı, bana göre, kurgusunda bir takım zayıflıklar olması. Özellikle olay gelişim gösterirken.

Ama kesinlikle okunması gereken bir kitap. Sonu da güzel olmuş.

Baba ve Piç-Elif Şafak
Çok güzel bir kitap tavsiye ederim..

Adam Fawer - Olasılıksız. Bazı yerleri yok artık dedirtse de fena bir kitap değil.

Charles Dıckens

İki Şehrin Hikayesi.

Farnsız devrimi, hemen öncesi ve devrim sonrası bir yıla yakın kısım hikaye edilmiş. İnanılası güç döneme damgasını vuran en ses getiren: Farnsız devrimi hakında bir nebzede olsa bilgi verdiğini söyleyebilirim.

Sayın Sarı,
http://internettv.meb.gov.tr/dersler...&NO=910&KOD=29 belki eseri daha çok sevmenizi sağlar diye düşünüyorum. Saygılar

Bu sıralar Gonçarov'un ünlü yapıtı "Oblomov" işe gelip giderken otobüslerde bana arkadaşlık ediyor.

Konuyu merak edenler için http://www.felsefeekibi.com/forum/fo....asp?TID=35880 adresinden alıntı:

Bu kitapta önemli olan
Oblomov değil Oblomovluktur.
- Dobrolyubov-


Rus Edebiyatının hiçbir kahramanı, ne Raskolnikov, ne Mişkin, ne de prens Andrey, eski Rus insanını, hatta bütün Doğuluları Oblomov kadar açıklıkla, en özlü yanıyla temsil etmez. Doğu, belki de ilk defa olarak Gonçarov'un bu büyük eserinde kendi kendini tanımaya, Batı'dan farkını anlamaya başlamıştır.

Oblomov klasik kahramanlar gibi genel bir tip, Don Quichotte gibi,Tartuffe gibi insanlığın bir halini göstermekle birlikte, zamanına, çevresine sıkı sıkıya bağlı bir insandır.

Oblomov, yıkılmakta olan bir toplum düzeninin, Rus derebeyi sınıfının çocuğudur.Çiftliği vardır, köleleri vardır; ama kendisi bütün köklerinden kopmuş, derebeyleri gibi, onları bir kahyaya bırakıp büyük şehre, devlet kapısına sığınmıştır.

Oblomovka, yaşayışı, gelenekleri, inançları, aile kuruluşu, çalışma düzeniyle eski Rusya'dır.Oblomov'un rüyasında gördüğü bu çiftliği anlatırken, Gonçarov,eski Rusya'nın yeni bir görüşle, destanını yazmıştır.Ama 1850'de Oblomovka o kadar sönmüş, o kadar cılızlaşmıştır ki ,Oblomov bile orada barınamamış,Rus şehirlerinde yeni başlayan, fakat Onlomovka'da yetişen bir adamın kavrayamayacağı, benimseyemeyeceği bir hayata doğru sürüklenmiştir.İşte, bu iki dünya arasında açıkta kalan bir insan, Rusya'da o tarihte yaşayan sayısız insanların temsilcisidir.Oblomovka'da köylülerin hazırlayacağı ekmeği yemek için büyütülmüş Oblomov, ekmeğini kendi kazanan insanlar arasında ne yapacağını şaşırır;böyle bir hayat için ta küçükken hazırlanmamış olan iradesi yavaş yavaş söner, hayatla arası her gün biraz daha açılarak sonunda toplumdışı bir insan, kendini taşıyamayan bir yük olur.

En son Tess Gerritsen'ın Çırak isimli kitabını okudum, gerilim seviyorsanız çok güzel bi kitap bence ama seri halinde ondan önce cerrah diye bi kitabı var onu okuyun

Ne diyordu tolstoy ölü canlar adlı kitabında ''adaletin kılıcını elinde bulunduran kişi o gün nerede suç varsa kılıcını oraya indirir.muhteşem bir roman hararetle tavsiye ederim.

Yıllardır okunacaklar listemin en başında olan OĞUZ ATAY'ın TUTUNAMAYANLAR kitabını almayı, sebebini anlayamadığım bir şekilde erteledim hep..
Aslında kitapların doğru zamanda hayatımıza girmeyi bekledikleri gibi garip ama kendimce doğru bir inanışım var..Hep öyle oldu ne zaman neye ihtiyacım olsa bu ihtiyacı karşılayacak kitaplar çıktı karşıma tuhaf bir şekilde..Belki de bu yüzden erteledim ama bugün aldım ve çok mutluyum

SAyın Kanat,

Teşekkür ederim: okuma sıkıntılarının olduğu evrede dinlemek hakkaten çok iyi gelir(hatta iyi geliyor).

Politik bir çok olguyu,tozu alınmış gerçeklikler üzerinden yeniden anlamlandırmak için,"Şerif Mardin Okumalarını" öneriyorum.

Böyle buyurdu zerdüşt-Nietzsche...........Ağır bir kitap,aynı sayfayı iki kere okuduğum oluyor.

Tudors dizisininde etkisiyle olsa gerek "Boleyn kızı" ve devamı sayılan "Krailçenin Soytarısı"nı okudum....


http://www.murathanmungan.com/

Murathan Mungan'ın "mırıldandıklarım" ve "yaz geçer" adlı kitaplarını tavsiye ederim....

Alıntı: Yazan Av.S.B.Akyüz Tudors dizisininde etkisiyle olsa gerek "Boleyn kızı" ve devamı sayılan "Krailçenin Soytarısı"nı okudum.... .

Peki tavsiye edermisiniz?

Sayın Gülümse ;


Özellikle bu konuda yorum yapmadım çünkü bu tip kitaplar ilgi meselesidir....Anne Boleyn'i, İngilterenin nasıl anglikan kilisesine ayrıldığını,İspanyolların az daha nasıl dünyaya sahip olacağını,Avrupa siyaestini ve birAZ da entrika ve romantizm ilginizi çekiyorsa tavsiye ederim...
Kitabın rfahat okunması sıkmaması ve anlatımı benim ilgimi çekti açıkcası...


Umarım beğenirsiniz....


not:kitabın filmide çekildi ancak çok kötü bir uyarlama filmi izlediyseniz kitap kesinlikle daha güzel gelecektir....

Orhan Pamuğun son kitabını alıp okumaya başlayan var mı? diye sormaya korktuğumu itiraf etmeliyim... Biliyorsunuz Orhan Pamuk okuyanlar ve beğenenler son zamanlarda neredeyse vatan haini...

Kendi adıma merak ettiğim ve son zamanlada almayı düşündüğüm iki kitaptan biri... Okumadan önce okuyan dostlarımın fikirlerini öğrenmek isterim...

Alıntı: Yazan Av.S.B.Akyüz Sayın Gülümse ; Özellikle bu konuda yorum yapmadım çünkü bu tip kitaplar ilgi meselesidir....Anne Boleyn'i, İngilterenin nasıl anglikan kilisesine ayrıldığını,İspanyolların az daha nasıl dünyaya sahip olacağını,Avrupa siyaestini ve birAZ da entrika ve romantizm ilginizi çekiyorsa tavsiye ederim... Kitabın rfahat okunması sıkmaması ve anlatımı benim ilgimi çekti açıkcası... Umarım beğenirsiniz.... not:kitabın filmide çekildi ancak çok kötü bir uyarlama filmi izlediyseniz kitap kesinlikle daha güzel gelecektir....

Sayın Akyüz haklı. Örneğin, eşim bu kitapları kısa sürede okuyup beğenisini belirtti ama ben sevmedim, bitiremedim bile.

Alıntı: Yazan Gulumse Orhan Pamuğun son kitabını alıp okumaya başlayan var mı? diye sormaya korktuğumu itiraf etmeliyim... Biliyorsunuz Orhan Pamuk okuyanlar ve beğenenler son zamanlarda neredeyse vatan haini... Kendi adıma merak ettiğim ve son zamanlada almayı düşündüğüm iki kitaptan biri... Okumadan önce okuyan dostlarımın fikirlerini öğrenmek isterim...

Orhan Pamuk'un kitapları da, sevemediğim ve bitiremediklerim arasında. Artık okumayı denemekten de vazgeçtim.

Son okuduğum kitap; Vedat Türkali'nin "Kayıp Romanlar"ı.

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Son okuduğum kitap; Vedat Türkali'nin "Kayıp Romanlar"ı.

V.Türkali'nin kitapları bitmesine üzüldüğüm hikayeler anlatıyor bana. "Kayıp Romanları" da çok sevdim okurken, üzüldüm biterken...

Bugün de "Yeşilçam Dedikleri Türkiye" ye başladım...

Bir Gün Tek Başına adlı romanı gerçekten güzeldi.

Nedense Vedat Türkali uzun uzun yazmayı seviyor. Kayıp Romanlar'da, öncekilerden çok daha fazla hataya rastladım; uzun olunca düzeltmenler de sıkılıyor galiba.

Alıntı: Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL Bir Gün Tek Başına adlı romanı gerçekten güzeldi.

O benim büyülü kitabım... Hatta öyle ki iyiki o roman var, ne zaman istersem okurum dediğim kitaplardan birtanesi...

Yazarın Güven adlı kitabın hakkında ne düşündüğünüzü merak ettiğimi i.e D

Sonunda Masumiyet Müzesini alıp, okumaya başladım. Kendi kendime sorduğum tek soru şu; yazar neden bir kadının sevme yeteneğini ve şeklini erkek kahramanına vermiş?

Kimbilir cevap romanın devamındadır...