Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İİK. 40. madde ve Taahhüdü İhlal Sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-11-2013, 16:33   #1
Av_Acar

 
Varsayılan İİK. 40. madde ve Taahhüdü İhlal Sorunu

Kısaca özetleyeyim:
Bir maddi-manevi tazminat davası neticesinde çıkan tazminat miktarları icraya konuluyor. Borçlunun oğlu icra dosyasına kefil olup taahhüt imzalıyor. Taahhütler düzenli ödenirken, dosya Yargıtayca bozuluyor, akabinde İcra Dairesi'nden 40. maddeye göre takibin borçlu ve kefil açısından durdurulması kararını aldık. ve devam eden taahhüt ödemeleri yapılmadı. Yargıtay dönüşünde dosya yeniden incelendi ve karar verildi ancak halen daha kesinleşmiş bir karar bulunmamakta.

Alacaklı vekili ise taahhüdü ihlalden dolayı icra kefili hakkında şikayette bulunmuş.

Yukarıda saydıklarım taahhüt ödemelerini de durdurur mu yani takip külliyen durur mu?. Bu durdurma kararını sunsak, icra ceza mahkemesinin kararı ne olur?

kısa dedim ama uzun oldu kusura bakmayın
Old 27-11-2013, 16:41   #2
üye7160

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/4914
K. 2002/6070
T. 25.3.2002
• MAAŞ VE ÜCRET HACZİ ( Hacze Esas İlamın Yargıtayca Bozulması Halinde Yapılacak İşlemler )
• HACZİN KALDIRILMAMASI - MAAŞTAN KESİNTİNİN DURDURULMASI ( Maaş ve Ücret Haczine Esas İlamın Yargıtayca Bozulması Halinde )
• ÜCRET VE MAAŞ KESİNTİSİNİN DURDURULMASI ( Maaş ve Ücret Haczine Esas İlamın Yargıtayca Bozulması )
2004/m.40, 83, 355
ÖZET : Haciz kararı verilmesi ve bunun icrası için kanuni muhatabına tebliği, ücretlerden kesinti yapılması, kesilen paranın icra veznesine alınması birbirine bağlı ve fakat ayrı nitelikli işlemlerdir. Maaştan kesinti yapılması bir icra işlemi olmaktan ziyade ( bir muhafaza işlemi ) olarak nitelendirilmelidir. İİK.nun 40. maddesi ( bir ilamın nakzı icra muamelesini olduğu yerde durdurur ) hükmünü taşıdığına göre, maaş ve ücret haczine sebep olan karar Yargıtayca bozulduğu takdirde haciz kaldırılmamalı ancak, bir muhafaza işlemi olan maaş ve ücret kesilmesi durdurulmalıdır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : Maaş ve ücretlerin haczi ve sonuçları İİK.nun 83, 355 ve sonraki maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelerin içeriğine göre bunlarla ilgili hacizler, niteliği ve infazındaki özellik yönünden genel haciz uygulamasına göre farklılık gösterir. Gerçekten genel haciz kararı tek işlemle infaz olunduğu halde, maaş ve ücret hacizleri belli süreler içinde tekrarlanır. İnfaz işlemi ise doğrudan doğruya icra memuru tarafından değil, Onun adına borçlunun çalıştığı yerde bulunan ve icra dairesinin bu yoldaki tebliğini alan kanunu muhatap tarafından yerine getirilir. Bu suretle maaş ve ücretten yasanın öngördüğü kurallara göre yapılan kesintiler doğrudan icra dairesine gönderilmekte ve Dairece icra veznesine alınmaktadır. Açıklandığı üzere, haciz kararı verilmesi ve bunun icrası için kanuni muhatabına tebliği, ücretlerden kesinti yapılması, kesilen paranın icra veznesine alınması birbirine bağlı ve fakat ayrı nitelikli işlemlerdir. Maaştan kesinti yapılması bir icra işlemi olmaktan ziyade ( bir muhafaza işlemi ) olarak nitelendirilmelidir. İİK.nun 40 maddesi ( bir ilamın nakzı icra muamelesinin olduğu yerde durdurur ) hükmünü taşıdığına göre, maaş ve ücret haczine sebep olan karar Yargıtayca bozulduğu takdirde haciz kaldırılmamalı ancak, bir muhafaza işlemi olan maaş ve ücret kesilmesi durdurulmalıdır. O halde, Mercice şikayetin bu bölümünün yukarıdaki ilkelere göre sonuçlandırılması gerekirken, kesintiye devam edilerek paranın veznede biriktirilmesine ve alacaklıya ödenmemesine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA )25.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
------------------

Karar tam örtüşmüyor ama taahhüt miktarlarının tahsiline devam olunabileceği ve alacaklıya ödenmeyeceği şeklinde bir yorum çıkabilir...
Old 27-11-2013, 16:45   #3
Av_Acar

 
Varsayılan

ben de aksine kararı taahhütlerin kesilmemesi/ödenmemesi olarak yorumladım
Old 27-11-2013, 16:52   #4
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi

Esas: 2013/5974
Karar: 2013/9986
Karar Tarihi: 25.06.2013

ŞİKAYET DAVASI - BİR İLAMIN NAKZININ İCRA MUAMELELERİNİ OLDUĞU YERDE DURDURACAĞI - BORÇLUNUN MAAŞINDAN HACİZ SEBEBİYLE KESİNTİLERE DEVAM EDİLMESİNİN TAKİBİN DEVAMI MAHİYETİNDE OLDUĞU - HACİZ BAKİ KALMAK KOŞULUYLA MAAŞ KESİNTİLERİNİN DURDURULMASI GEREĞİ

ÖZET: Borçlunun maaşından haciz sebebiyle kesintilere devam edilmesinin takibin devamı mahiyetinde olduğu, haciz baki kalmak koşuluyla maaş kesintilerinin de durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, İcra Müdürlüğü'nce 27.6.2012 ve 2.7.2012 tarihli kararlarla istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Mahkemece şikayetin kabulüne ve bahse konu Müdürlük kararlarının kaldırılarak, haciz baki kalmak koşuluyla borçlunun maaşından yapılan kesintilerin de durdurulması yönünde İcra Müdürlüğü'ne talimat vermek gerekir.


(2004 S. K. m. 40)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

Karar: Borçlu vekili, vekil edeni aleyhine ilama dayalı başlatılan icra takibinde, dayanak ilamın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nce bozulması üzerine İcra Müdürlüğü'nden takibin ve borçlunun maaşından yapılan kesintilerin durdurulmasını istediklerini, İcra Müdürlüğü'nün takibi durdurmasına karşılık haczin kaldırılmasının reddine karar verdiğini, haciz kaldırılması talepleri olmadığından, İcra Müdürlüğü'ne tekrar müracaatla duran takipte maaş kesintilerinin devam edemeyeceğini belirterek, maaş kesintilerinin de durdurulması talebinde bulunduklarını, bu taleplerinin de reddine karar verildiğini açıklayarak, Bodrum 1. İcra Müdürlüğü'nün 27.6.2012 ve 2.7.2012 tarihli Müdürlük kararlarının kaldırılarak, maaş kesintilerinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dayanak ilamın tümden bozulmadığı, alacaklının her durumda alacağının bulunduğu, takip durdurulduğundan dosyaya gelen para alacaklıya ödenmeyeceğinden borçlunun mağduriyetinin olmayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İ.İ.K.nun 40. maddesi gereğince bir ilamın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durdurur.

Somut olayda, dayanak ilamın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 6.2.2012 tarihli kararıyla bozulduğu, bozma kapsamına göre kesinleşen bir alacak kaleminin bulunmadığı. Mahkemece yeniden verilen ve kesinleşen bir kararın da olmadığı, bu durumda İ.İ.K.nun 40/1 fıkrası uyarınca takip duracağından, borçlunun maaşından haciz sebebiyle kesintilere devam edilmesinin takibin devamı mahiyetinde olduğu, haciz baki kalmak koşuluyla maaş kesintilerinin de durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, İcra Müdürlüğü'nce 27.6.2012 ve 2.7.2012 tarihli kararlarla istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Mahkemece açıklanan gerekçelerle şikayetin kabulüne ve bahse konu Müdürlük kararlarının (27.6.2012 tarihli kararda talebin reddine dair kısmın) kaldırılarak, haciz baki kalmak koşuluyla borçlunun maaşından yapılan kesintilerin de durdurulması yönünde İcra Müdürlüğü'ne talimat vermek gerekirken yazılı gerekçelerle şikayetin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle Mahkeme kararının yukarda açıklanan sebeple İ.İ.K.nun 366 ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, taraflarca H.U.M.K.nun 388/4. (H.M.K.m.297/ç) ve İ.İ.K.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 25.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 27-11-2013, 19:01   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av_Acar
Kısaca özetleyeyim:
Bir maddi-manevi tazminat davası neticesinde çıkan tazminat miktarları icraya konuluyor. Borçlunun oğlu icra dosyasına kefil olup taahhüt imzalıyor. Taahhütler düzenli ödenirken, dosya Yargıtayca bozuluyor, akabinde İcra Dairesi'nden 40. maddeye göre takibin borçlu ve kefil açısından durdurulması kararını aldık. ve devam eden taahhüt ödemeleri yapılmadı. Yargıtay dönüşünde dosya yeniden incelendi ve karar verildi ancak halen daha kesinleşmiş bir karar bulunmamakta.

Alacaklı vekili ise taahhüdü ihlalden dolayı icra kefili hakkında şikayette bulunmuş.

Yukarıda saydıklarım taahhüt ödemelerini de durdurur mu yani takip külliyen durur mu?. Bu durdurma kararını sunsak, icra ceza mahkemesinin kararı ne olur?

kısa dedim ama uzun oldu kusura bakmayın

Ben soruya başka açıdan yaklaşmak istiyorum. Anlaşıldığı kadarıyla icra kefiline "icra emri" gönderilmemiştir. Bu nedenle zaten kendisi hakkında bir yaptırım uygulanamaz.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=36218
Old 27-11-2013, 20:19   #6
Av_Acar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Ben soruya başka açıdan yaklaşmak istiyorum. Anlaşıldığı kadarıyla icra kefiline "icra emri" gönderilmemiştir. Bu nedenle zaten kendisi hakkında bir yaptırım uygulanamaz.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=36218

yazmayı atlamışım ancak icra kefili icra dairesinde taahhüt verirken, icra emrini elden tebliğ alıp sürelerden feragat etmiş.
Old 27-11-2013, 21:15   #7
dirilis

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av_Acar
Kısaca özetleyeyim:
Bir maddi-manevi tazminat davası neticesinde çıkan tazminat miktarları icraya konuluyor. Borçlunun oğlu icra dosyasına kefil olup taahhüt imzalıyor. Taahhütler düzenli ödenirken, dosya Yargıtayca bozuluyor, akabinde İcra Dairesi'nden 40. maddeye göre takibin borçlu ve kefil açısından durdurulması kararını aldık. ve devam eden taahhüt ödemeleri yapılmadı. Yargıtay dönüşünde dosya yeniden incelendi ve karar verildi ancak halen daha kesinleşmiş bir karar bulunmamakta.

Alacaklı vekili ise taahhüdü ihlalden dolayı icra kefili hakkında şikayette bulunmuş.

Yukarıda saydıklarım taahhüt ödemelerini de durdurur mu yani takip külliyen durur mu?. Bu durdurma kararını sunsak, icra ceza mahkemesinin kararı ne olur?

kısa dedim ama uzun oldu kusura bakmayın

Bana kalırsa, ya borçlu taahhüdüne sadık kalıp taksitlerini ödemeliydi (icra dairesi zaten parayı ödemeyecekti)

Yada yeni hüküm tesis edilip de icra emri tebliğ edildikten sonra İİK 340 maddesinin "....Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir" hükmü uyarınca ödemesi gereken miktarı yatırması lazım.

Aksi takdirde ceza alacağını düşünüyorum. Salt takibin durması cezayı ortadan kaldırıyor olsaydı İİK 111 maddesinin de bir anlamı olmazdı sanırım. Taahhüt zaten İİK 111 maddesi uyarınca verilir ve bu aşamada da takip durur..

Saygılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
TaahhÜdÜ İhlal gülerce Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 2 07-10-2013 08:59
TaahhÜdÜ İhlal researcher Meslektaşların Soruları 9 25-02-2012 00:02
Taahhüdü İhlal Av. Aysun GÖĞÜŞ Meslektaşların Soruları 18 05-08-2010 11:12
Taahhüdü İhlal- Ödeme Şartını İhlal eden Borçluya 3 Günlük Ceza Verilir mi? Av.Adem Süpçin Meslektaşların Soruları 12 15-12-2009 15:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05262995 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.