Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yoksulluk Nafakası Talep Zamanı Sorunu !

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-05-2015, 12:45   #1
av.caner1903

 
Varsayılan Yoksulluk Nafakası Talep Zamanı Sorunu !

Sayın meslektaşlarım takip etmiş olduğumuz bir boşanma davasında boşanma davasından evvel başkaca bir vekil tarafından açılan tedbir nafakası dosyası bizim dosyamız ile birleşti.Boşanma davasını açarken nafaka davası mevcut olduğundan ayrıca tedbir ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmadık.Dosyaya esas hakkında beyanımızı yazılı olarak verdik ve yoksulluk nafakası talebinde bulunduk.Mahkeme boşanmaya karar verdi ve yoksulluk nafakası konusunda ön inceleme aşamasına kadar talepte bulunmadığımızdan yoksulluk nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurdu.

Biz bu hükmü yoksulluk nafakasının boşanma kararının kesinleşinceye kadar her aşamada yazılı ve sözlü talep edilebileceğinden bahisle Yargıtay içtihatlarını da ekleyerek temyiz ettik.

Boşanma davasında mahkeme iki tarafçada boşanma hükmü temyiz edilmediğinden dolayı boşanma hükmünü kesinleştirdi.Malumunuz üzere yoksulluk nafakasında boşanmadan itibaren 1 yıllık zamanaşımı mevcut.

Sorun ise şu ; yukarıda belirttiğim gibi yerel mahkemenin yoksulluk nafakasına ilişkin hükmünü temyiz ettik ancak bu arada boşanma hükmüde kesinleşti.Dosya Yargıtaydan gelene kadar eğer 1 yıl geçerse sıfırdan açacağım yoksulluk nafakası dosyası zamanaşımına uğrayacak büyük ihtimalle.Sizce dosya yargıtayda iken yoksulluk nafakası davasını bu aşamada açmalımıyım? Eğer açarsam derdest dava var itirazı ile karşılaşabilirmiyim?

Konu ile ilgili güncel Yargıtay kararlarını paylaşıyorum.Birinci karar aleyhime ikinci karar ise temyiz nedenlerimle birebir örtüşen bir karar.İklemde kaldım yardımcı olursanız sevinirim.İlginiz için teşekkürler.

T.C. YARGITAY

2.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/27205
Karar: 2013/12906
Karar Tarihi: 09.05.2013


Dava ve Karar: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; davanın tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Dava Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girdikten sonra 3.2.2012 tarihinde açılmış, davacı kadın dava dilekçesinde tazminat istememişken tahkikat aşamasında 26.9.2012 havale tarihli dilekçe ile maddi ve manevi tazminat (TMK. m. 174/1-2) talebinde bulunmuştur. Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 09.05.2013

KARŞI OY YAZISI

Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir (Anayasa m. 141/son). Dava Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra 3.2.2012 tarihinde açılmıştır. Davacı 26.9.2012 tarihli beyan dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat istemiş, 1.10.2012 tarihli oturumda dilekçe davalı asile tebliğ edilmiştir. Davacının bu istemi ıslah talebi niteliğindedir. Islahta karşı tarafın onayına bağlı değildir. Kaldı ki davalının bu konuda bir temyizi de bulunmamaktadır. Yasanın amacı yukarıda belirtildiği gibi en az giderle ve mümkün olan süratle davayı sonuçlandırmaya yöneliktir. Davacının talebi ıslah kabul edilerek hükmün tamamı yönünden onanmasına karar verilmesi gerekirken davacının talebi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141/1. maddesi gereğince iddianın genişletilmesi kabul edilip istemin reddine karar verilmesi yönünden çoğunluğun görüşüne muhalifiz.



T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2013/2-231
Karar: 2013/1370
Karar Tarihi: 18.09.2013

BOŞANMA DAVASI - TAZMİNAT VE NAFAKA İSTEMLERİ - DAVALININ OTURUMDA BOŞANMAK
İSTEDİĞİNİ VE NAFAKA TALEP ETTİĞİNİ BEYAN ETTİĞİ - DİLEKÇEDE TALEBİNİN YOKSULLUK
NAFAKASINA İLİŞKİN OLDUĞUNU BELİRTTİĞİ - DİRENME KARARININ BOZULMASI GEREĞİ

ÖZET: Dava, boşanma, tazminat ve nafaka istemlerine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta davalı kadın, ..
tarihli oturumda <...boşanmak istiyorum, ayrıca davacıdan aylık … TL nafaka talep ediyorum...>
şeklinde beyanda bulunmuş, … tarihli temyiz dilekçesinde bu talebinin yoksulluk nafakasına ilişkin
olduğunu belirtmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara,
bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davacı vekilinin … tarihli temyiz
dilekçesinde taleplerinin yoksulluk nafakasına ilişkin olduğunu belirtmiş olmasına göre, Hukuk Genel
Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda
direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

(4721 S. K. m. 175, 178) (YHGK. 09.04.2003 T. 2003/2-280 E. 2003/274 K.) (YHGK. 12.06.2013 T.
2012/3-1706 E. 2013/814 K.)

Dava: Taraflar arasındaki <boşanma, tazminat ve nafaka> davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; İzmir 12. Aile Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 18.11.2011 gün ve 2009/900 E.
2011/1050 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk
Dairesi'nin 17.09.2012 gün ve 2012/1781 E. 2012/21391 K. sayılı ilamı ile; <…1- Dosyadaki yazılara,
kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık
görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Davalı 10.02.2010 tarihli oturumda <boşanmak istediğini, ayrıca davacıdan aylık 250 TL nafaka
talep ettiğini> bildirmiştir. Bu beyan, talep edilen nafakaların tedbir nafakası olduğu açıkça
belirtilmedikçe boşanmadan sonraki yoksulluk nafakası isteğini de kapsamaktadır. Bu durum dikkate
alınarak davalının yoksulluk nafakası isteği hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi
gerekirken istek olmadığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır...>
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda,
mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

Karar: Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan
ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, boşanma, tazminat ve nafaka istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların evlenmelerinden sonra davalının aile dışındaki
konuşmalarda davacı kocasını küçük düşürücü ve onurunu kırıcı sözler sarfetmesi nedeniyle evlilik
birliğinin temelinden sarsıldığını, müşterek hayatın davalının kusurlu davranışları nedeniyle çekilmez
hale geldiğini beyanla, tarafların boşanmaları ile davalının onur kırıcı sözleri nedeniyle manevi
tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı asil duruşmadaki imzalı beyanında özetle, açılan boşanma davasını kabul ettiğini ancak dilekçe
içeriğini kabul etmediğini, davacının evine ve ailesine bakmaması nedeniyle geçimsizlik meydana
geldiğini, boşanmak istediğini ayrıca, aylık 250TL nafaka ile maddi ve manevi tazminat talep ettiğini
beyan etmiştir.

Yerel mahkemece, tarafların eşit kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliği temelinden
sarsıldığından tarafların boşanmalarına, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, talep
edilmediğinden yoksulluk nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar,
davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş,
mahkemece, yoksulluk nafakasının açıkça ve miktar belirtilmek suretiyle talep edilmesi gerektiği
belirtilerek önceki kararda direnilmiştir.

Direnme hükmü, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık,davalının usulüne uygun olarak
yoksulluk nafakası talebi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın yasal dayanağı
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun <Yoksulluk nafakası> başlıklı 175. maddesidir. Anılan madde
uyarınca, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi
için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Belirtilmelidir ki, yoksulluk
nafakası talebi ile dava açılması, mülga 743 sayılı Türk Kanuni Medenisi'nde bir süreye tabi
tutulmamış iken, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 178.
maddesinde ise, bir yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddeye göre, evliliğin boşanma ile sona
ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde
zamanaşımına uğrar. Buna göre, yoksulluk nafakası boşanma kararının kesinleşmesinden sonra
hüküm ifade eden, boşanmaya bağlı fer'i bir hak olduğundan ve 4721 sayılı TMK'nda boşanmadan
sonra talep edilemeyeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, boşanma davası içerisinde
istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra, boşanma hükmünün
kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde bağımsız bir dava ile de istenebilir. Bu bağlamda, yoksulluk
nafakası takdiri için önce, boşanmaya hükmedilmesi ve sonrasında diğer üç şartın gerçekleşmiş olup
olmadığı araştırılarak sonucuna göre kararıvermek gerekmektedir. Bu üç unsur ise şunlardır. a) Bu
konuda hüküm tesisi için öncelikle istek olması gerekmektedir. b) İstekte bulunanın, boşanmaya
sebep olan olaylarda diğer eşten daha ağır kusuru olmaması gerekmektedir. Başka bir anlatımla
nafaka isteyenin boşanmada kusursuz olması veya en azından kusurunun diğer eş ile eşit düzeyde
bulunması gerekmektedir. Şayet boşanma istek sahibinin tam yada baskın kusuru ile kesinleşmiş ise
kendisine yoksulluk nafakası takdiri mümkün değildir. c) Üçüncü koşul da nafaka isteyenin, boşanma
yüzünden yoksulluğa düşeceğinin kanıtlanmasıdır. Görüldüğü üzere, boşanma yüzünden yoksulluğa
düşecek olan eşin, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında
süresiz olarak yoksulluk nafakası isteyebilmesi için öncelikle bu konuda bir talebin bulunması gerekir.
Talep yazılı şekilde ve hatta sözlü olarak da yapılabilir. Ancak hukuki sonuç doğurabilmesi için sözlü
isteklerin mahkeme tutanağına geçirilmesi zorunludur. Hukuk Genel Kurulu’nun 22.02.1995 gün
1994/2-876 E. 1995/95 K.; 09.04.2003 gün 2003/2-280 E. 2003/274 K. ve 12.06.2013 gün 2012/3-
1706 E. 2013/814 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Somut uyuşmazlıkta davalı
kadın, 10.02.2010 tarihli oturumda <...boşanmak istiyorum, ayrıca davacıdan aylık 250 TL nafaka
talep ediyorum...> şeklinde beyanda bulunmuş, 03.01.2012 tarihli temyiz dilekçesinde de bu talebinin
yoksulluk nafakasına ilişkin olduğunu belirtmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan
gerektirici nedenlere ve özellikle davacı vekilinin 03.01.2012 tarihli temyiz dilekçesinde taleplerinin
yoksulluk nafakasına ilişkin olduğunu belirtmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da
benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve
yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında
gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’na eklenen <Geçici Madde 3> atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin
harcının yatırana geri verilmesine aynı Kanunun 440. maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren
onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.09.2013 gününde oybirliği ile karar
veRİLMİŞTİR.
Old 20-05-2015, 14:52   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Merhaba,

Takıldığınız noktada çok haklısınız.

Öncelikle, açtığınız boşanma davasında ön inceleme duruşmasına kadar yoksulluk nafakası talep etmediyseniz ve sonrasında ıslah ile talep sonucunuzu arttırmadıysanız; 6100 sayılı HMK. sonrasında açılmış davalarda Yargıtay aynen mahkemenin verdiği karar gibi davranmaktadır.

Yani HMK. sonrası eski içtihatlarından dönmüştür.

Bakınız: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=83787

Son dakika içtihat değişikliği olmazsa, temyizden bir sonuç alamayacaksınız.

Bu arada kesinleşen BOŞANMA hükmü var. Ve sizin, kesinleşmeden itibaren 1 yıl içinde mutlaka yoksulluk nafakası davası açmanız gerekmekte.

O halde, açacağınız yeni dava için, derdestlik itirazı geçerli olmayacaktır. Sadece yoksulluk nafakası mahkemesi, Yargıtay sonucunu "bekletici mesele" yapmalıdır.

Mahkeme aksi kanaatte olsa dahi bu kararı temyiz etmeniz bile size zaman kazandıracaktır. Boşanma dosyası, bozulursa sorun kalmayacak. Boşanma dosyasında karar onanırsa, sizin açtığınız dava görülmeye devam edecektir.

Farklı davranırsanız hak kaybına uğrayacağınızı düşünüyorum.

Örnek bir karar:
Alıntı:
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/6324
Karar: 2005/6688
Karar Tarihi: 20.06.2005
Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı, 15.10.2003 tarihli dilekçesi ile; boşanmakla yoksulluğa düştüğünü ileri sürerek aylık 200.000.000 lira yoksulluk nafakasının tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı, kesin hükmün varlığı, zamanaşımının dolduğu ve yoksulluk şartının gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık 125.000.000 lira yoksulluk nafakasının boşanma kararının kesinleştiği 27.3.2003 tarihinden itibaren birikmiş miktarı ile birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Somut olayda, davalının açtığı boşanma davasında davacı 10.000.000.000 lira manevi tazminat istemiş ise de yoksulluk nafakası talebinde bulunmamış, 13.12.2001 tarihli karar ile MK.134/son maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 1.000.000.000 lira manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, kararı davacı vekili manevi tazminat ve faiz yönünden 8.2.2002 tarihli dilekçe ile temyiz etmiş, boşanma yönünden temyiz edilmeyen hüküm bu tarih itibariyle temyiz süresinin dolması üzerine kesinleşmiş olmasına rağmen, mahkemece temyiz edildiği kabul edilerek 27.3.2003 tarihi itibariyle kesinleştirilmiş ise de bu tarih hatalı olmuştur. O nedenle gerçek kesinleşme tarihine göre 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu için davanın reddi gerekirken, bu yönden inceleme yapılmaması doğru görülmemiştir.

Ayrıca, 28.11.1956 gün ve 15 E.- 15 K. İBK. göre, nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tesbiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade edeceği gözetilmeden, dava tarihinden öncesi içinde nafaka tahsili doğru değildir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.06.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

**Yukarıda lehinize gibi gözüken HGK Kararı HMK öncesi dönemde açılmış bir davaya ilişkindir.
Alıntı:
Zaman bakımından uygulanma
MADDE 448- (1) Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.

HMK Tamamlanmamış işlere uygulanır.

Saygılarımla,
Old 22-05-2015, 09:05   #3
av.caner1903

 
Varsayılan

Üstadım ilginiz için çok teşekkür ederim.Davayı açtım bugün şans mı diyelim boşanma kararını veren mahkemeye tevzi olundu.Avantaj sağlayacağını düşünüyorum.Tekrardan yararlı bilgiler için çok teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası davası birlikte açılma... thanatos Meslektaşların Soruları 5 02-11-2017 10:59
boşanma davası açılmadan tedbir nafakası mı-yoksulluk nafakası????? sciceks Meslektaşların Soruları 1 05-04-2014 13:21
hem iştirak nafakası hem de yoksulluk nafakası ihlal dmehmetd Meslektaşların Soruları 0 13-01-2014 16:52
Anlaşmalı boşanma protokolünde feragat edilmediyse yoksulluk nafakası talep edilebilir mi? Konuk Özlem Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 16-04-2013 14:26
Tedbir Nafakası - Yoksulluk Nafakası justicewarior Meslektaşların Soruları 15 13-10-2011 15:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05682302 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.