Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

idare mahkemesi+parasal sorun

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-04-2007, 11:20   #1
avhalit

 
Varsayılan idare mahkemesi+parasal sorun

merhabalar, benim merak ettiğim bir husus var siz değerli katılımcılarla paylaşmak istiyorum. belediyede çalışan memurun yeri değiştiriliyor. daha sonra memur dava açınca yürütmenin durdurulması kararı ile tekrar aynı yerine döndü.İdare Mahkemesi kararında "davacının alması gereken ve ödenmeyen ek ücretlerinin de kendisine ödenmesine" karar verniş. merak ettiğim:
1- Memur karar kesinleşmeden alacağın ödenmesini isteyebilir mi, idarenin ödeme zorunluluğu var mı?
2- Mahkeme kararında miktar açıkça belirtilmemiş olduğundan memur ilamlı bir icra takibi mi yapmalıdır yoksa alacak davası mı açmalıdır?
3- İlamlı icra takibi yapmışsa bunu durdurup iptal ettirebilmek mümkün müdür?
Old 03-04-2007, 12:53   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

2577/
Madde 28 - 1. (Değişik: 4001 - 10.6.1994) Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.

2. (Değişik: 4001 - 10.6.1994) Tam yargı davaları hakkındaki kararlardan belli bir miktarı içerenler genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.
3. Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.

4. Mahkeme kararlarının otuz gün (*) içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir.


1*Memur kesinleşmeyi beklemeden alacağını isteyebilir. İdarenin işlem tesis mecburiyeti, aksi takdirde tazminat sorumluluğu var.
2*Kararda muayyen bir meblağ belirtilmediğinden (tam yargı davası olsa da) icra takibi yapılamaz.
3*İlamlı icraya konu olamayacağından, takip iptal ettirilebilir düşüncesindeyim. Madde hükmü açık:
Alıntı:
Tam yargı davaları hakkındaki kararlardan belli bir miktarı içerenler

Zannımca dava sadece iptal talepli.. Tam yargı değil. Bu durumda zaten iptal kararına uygun işlem tesisi istenecek, gerçekleşmezse tam yargı davası açılacak zannediyorum.
Saygılarımla...
Old 03-04-2007, 13:04   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

Merhaba

1.İYUK.m.28 'de
"Kararların sonuçları:
Madde 28 – 1.(Değişik:10/6/1994-4001/13 md.) Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare,gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.Ancak,haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında,bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.
2. (Değişik:10/6/1994-4001/13 md.) Tam yargı davaları hakkındaki kararlardan belli bir miktarı içerenler genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur. "

Demektedir. Yani idare mahkemesinin hem iptal hem de tam yargı davalarının kesinleşmesine gere yok.Hatta iptale ilişkin kararların 30 gün içinde yerine getirilmesi gerekir.


2. İlamlı icra yoluna gidilebilir mi?

Bilindiği üzere ancak tam yargı davaların yerine getrilmesinde ilamlı icra yoluna gidilmesi gerekiyor. Ancak anladığım kadarıyla sadece iptal davası açılmış. Tam yargı davası açılmamış.

İşte bu durumda davacı, meydana gelen zararı hesaplayıp, idareye başvuracak.İdare eğer bu talebi reddederse, tam yargı davası yoluyla idare mahkemesine dava açaçak.

Eğer açılan ilk dava aynı zamanda tam yargı davası ise o zaman ilamlı icra yoluna gidilebilirdi.


Saygılarımla
Old 03-04-2007, 13:06   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Bu arada Sayın Demiroğlu aynı cevabı vermişiz, sizin cevabınızı farketmedim.
Old 03-04-2007, 13:46   #5
ad-hoc

 
Varsayılan

Bir yön verebilir....
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/3388
K. 2005/6629
T. 29.3.2005
• TAM YARGI DAVASI ( İdari Yargının Edayı İçeren İlamları İle İcra Dairelerinde İlamlı Takip Yapılabileceği )
• İLAMLI TAKİP ( İdari Yargının Edayı İçeren İlamları İle İcra Dairelerinde Yapılabileceği )
• BORCA İTİRAZ ( Takip Dayanağı İlam Kesinleşmeden İcraya Konamayacak İlamlardan Olmadığına Ve Yürütmenin Doldurulmasına İlişkin Bir Karar Da Bulunmadığına Göre Borçlunun İtirazları İncelenip Sonuca Göre Karar Verilmesi Gereği )
• EDAYI İÇEREN İDARİ YARGI KARARI ( İcra Dairelerinde İlamlı Takip Yapılabileceği )
2577/m.2, 28
2004/m.38
ÖZET : Tam yargı davalarında verilen kararların belli miktarı içeren kısımları genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur. Başka bir anlatımla, idari yargının edayı içeren ilamları icra dairelerinde ilamlı takibe konu edilebilir. Takip dayanağı ilam kesinleşmeden icraya konamayacak ilamlardan olmadığına ve yürütmenin doldurulmasına ilişkin bir karar da bulunmadığına göre borçlunun itirazları incelenip sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- Borçlu İçişleri Bakanlığı'na izafeten İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Takip dayanağı ilamda, borçlu İçişleri Bakanlığı'nın vekili yazılı değildir. Bu nedenle takipte tebligatın doğrudan bakanlığa gönderilmesi gerekir. Adli tebligatın muhatabı kamu idaresini temsil eden kişiler veya muhakemat müdürü, Hazine avukatı gibi yetkililerdir. Somut olayda, ilamda vekil belli olmadığı gibi henüz Hazine avukatı işe el koymadığına göre tebligatın doğrudan İçişleri Bakanlığı'na gönderilmesinde yasaya aykırı bir cihet yoktur.

Bu durumda, kendisine İcra emri tebliğ edilen evrak memurun Bakanlık Teşkilat Kanunu'na göre böyle bir tebliği kabule yetkili olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süreden reddi doğru olmadığı gibi bu borçlunun işlemiş faize itirazı ilama aykırılığa yönelik bulunduğundan süresiz şikayete tabi bu başvurunun incelenmeden ve süresinde olmadığından bahisle reddi de isabetsizdir.

2- Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

2577 Sayılı Yasanın 28/2. maddesinde tam yargı davaları hakkındaki kararlardan belli bir miktarı içerenlerin genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunacağı yazılıdır. Bir başka değişle, idari yargının edayı içeren ilamları İcra dairesinde ilamlı takibe konu edilebilir. Kesinleşmeden takibe konulamayacaklar aynı kanunun 28/1. maddesine göre, idare aleyhine açılan ve haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar olup, somut olaya uygulama olanağı yoktur.

Ayrıca, dayanak ilamla ilgili yürütmenin durdurulması yönünde bir karar da sunulmadığı için borçlu Adalet Bakanlığı yönünden esasla ilgili itiraz nedenleri incelenip sonuçlandırılması yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu İçişleri Bakanlığı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda ( 1 ) no'lu bentte, alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının ise ( 2 ) no'lu bentte yazılı nedenlerle kabulü ile mahkeme kararının İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 29.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 03-04-2007, 16:11   #6
avhalit

 
Varsayılan

Tüm katılımcılara katkıları nedeni ile teşekkür ederim. Açılan dava iptal davası idi ve miktar tespiti dahi olmadan neye göre hesaplandığı belli olmayan bir şekilde ilamlı icra takibi yapılmıştır. İtrazı ne şekilde yapıp icra takibini iptal ettirebilirim katkı gösterirseniz memnun olurum teşekkür ederim.
Old 03-04-2007, 16:41   #7
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan idare mahkemesi+parasal sorun

İyi de aktardığınız hüküm "ödenmesine" bir eda hükmü

Buna dayanılarak takip yapılabilir düşüncesindeyim.

İlama aykırılık varsa icra emrinin iptali yoluna gidilebilir.

Saygılar.
Old 03-04-2007, 16:46   #8
avhalit

 
Varsayılan

hükümde sadece davacının uğramış olduğu zarar ziyanın tazminine karar verilmiş ancak miktar belirtilmemiştir.
Old 03-04-2007, 16:55   #9
halit pamuk

 
Varsayılan

Merhaba,

Eğer dava dilekçesinde belli bir miktarın da ödenmesi talep edilmemişse; mutlaka İTM 'de şikayet yoluna gidin!
Old 03-04-2007, 21:07   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
İdare Mahkemesi kararında "davacının alması gereken ve ödenmeyen ek ücretlerinin de kendisine ödenmesine" karar vermiş.
Davacının alması gereken ek ücret ve miktarı bellidir. İdarenin bu ücreti en geç kararın tebliğinden itibaren 30gün içinde ödemesi gerekir.

Bu 30 günlük süre geçmeden açılan icra takibi haksız ve yersizdir kanısındayım.

Saygılarımla
Old 03-04-2007, 21:50   #11
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Armağan Konyalı,

1.
Alıntı:
Davacının alması gereken ek ücret ve miktarı bellidir. İdarenin bu ücreti en geç kararın tebliğinden itibaren 30gün içinde ödemesi gerekir.

Öncelikle Ek ücret miktarları belli bile olsa, buna "belli miktarı içeren mahkeme kararı" diyebilmemiz için mahkemenin açıkça bu miktarı hüküm altına alması gerekir, kanaatimce. Ancak şuna katılıyorum: idare bunu 30 gün içinde ödemek zorunda.İşte bu çok önemli.

Peki ödemezse ne olur? İşte dananın kuyruğu burada kopuyor.
İptal davalasından sonra açılacak tam yargı davalarında 60 günlük bir süre söz konusu.Eğer idare, 30 gün içinde bu parayı ödemezse, davacı bu 60 günlük süreye takılmadan 10 yıllık genel zamanaşımı süresinde idare mahkemesinde kararlarının yerine getirimemesinden doğan sorumluluk şeklinde idare mahkemesine başvurabilir.Ancak bu ilamın icra yoluyla takibi mümkün değil.





2.
Alıntı:
Bu 30 günlük süre geçmeden açılan icra takibi haksız ve yersizdir kanısındayım.


Eğer bu bir tam yargı davası şeklinde yorumlayıp ilamlı icra yolunun mümkün olduğunu iddia ediyorsanız;
Bu düşüncenize katılmak mümkün değil.Çünkü, İYUK.m.28 de " Tam yargı davaları hakkındaki kararlardan belli bir miktarı içerenler genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur. "

Yani, kanun koyucu 30 günlük süreyi iptal davaları için öngörmüş,tam yargı davaları için böyle bir süre söz konusu değil.Davacı hemen de icraya koyabileceği gibi, bekleyip istediği zamanda icraya koyabilir.

Örnek bir karar:

BEŞİNCİ DAİRE
1984
4541
1980
5822
19/12/1984

KARAR METNİ
TAZMİNATA İLİŞKİN İLAMIN GEÇ UYGULANMASI NEDENİYLE YENİ BİR TAZMİNAT
DAVASI AÇILMASINA İMKAN TANIYAN BİR HÜKMÜN MEVZUATTA YER ALMADIĞI
HK. <
Davacı, Danıştay'da açmış olduğu tazminat davası sonunda 24.885 lira-
nın idareden tahsiline karar verilmesine rağmen, Karar düzeltme yoluna
başvurulduğundan bahisle hükmün uygulanmadığını, ilamın kesinleşmesin-
den sonra 4 yıl gecikme ile paranın ödenmesi nedeniyle zarara uğradığı
nı ileri sürerek tazminata ilişkin kararın verdiği 24.9.1974 tarihin-
den, paranın ödendiği 16.5.1979 tarihine kadar geçen süre için 24.885
liranın % 5 gecikme faizi tutarı 6300.85 liranın tarafına ödenmesini
istemektedir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 521 Sayılı Danıştay Kanununun 95.mad
desinin 3.fıkrasında "Tam yargı davaları hakkında Danıştaydan çıkan i-
lamlar genel hükümler dairesinde infaz icra olunur. "Hükmü yer almış-
tır. Buna göre, tazminat kararını alan ilgililer genel hükümler uyarın
ca icra dairelerine başvurup kararın yerine getirilmesini isteyebile-
ceklerdir. Nitekim Borçlar Kanununun 101.maddesinin 1.fıkrası "Muaccel
bir borcun borçlusu, alacaklının ihbarı ile mütemerrit olur. "Hükmünü
taşımaktadır. Dava konusu olayda ise, davacının 2.4.1979 tarihine ka-
dar idareye başvurusunun olmadığı anlaşıldığı gibi, Danıştayda açıla-
cak tazminat (Tam Yargı) davaları Danıştay Kanununun 30/B maddesinde
tanımlanmış olup; tazminata ilişkin ilamın geç uygulanması nedeniyle
yeni bir tazminat davası açılmasına imkan tanıyan bir hüküm mevzuatta
yer almamıştır.
Açıklanan nedenlerle kanuni dayanaktan yoksun davanın reddine karar ve
rildi.







Saygılarımla



Old 03-04-2007, 22:06   #12
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın korayad

Önceki mesajlarda Sayın Üyelerin ve ayrıca sizin de belirttiğiniz gibi ilamlı takip açılamaz.

Alıntı yaptığınız mesajımda 30 günlük süre içinde açılmasının da ayrı bir haksızlık ve yersizlik olacağını eklemek istemiştim. Yazdığım cümlenin tersinden okunmasıyla sanki 30 gün sonra icra takibi açılabileceği anlamı çıkartılmamalıdır.

Bu konuda yanlış anlamaların önüne geçecek yanıtınız için teşekkür ederim.

Saygılarımla
Old 04-04-2007, 07:30   #13
avhalit

 
Varsayılan

tüm fikir belirten meslektaşlarıma teşekkür ederim. idare mahkemesi kararında geçen işlem nedeniyle davacının oluşan parasal kayıplarının yasal faizi ile ödenmesine il ilişkin hüküm de 30 gün içinde yerine getirilmeli midir yoksa davacı tam yargı davası ile ilam elde etmek durumunda mıdır.zira ne kadar ödeneceği belirsizdir. ayrıca parasal zararın ne olduğu da açık değildir. davacının takipte talep ettiği ücret eski görevimde kalsaydım yapacağım fazla mesai ücretim olan aylık ücretin tarafıma ödenmesi şeklindedir. bunun karşısında da iç işleri bakanlığı genelgesi var onda da fiili çalışma olmassa fazla mesai ücreti de olmaz denilmektedir. Bu nednele de idare bunun oluşmuş zarar olmadığını düşünmekte yani zararın ne olduğu ve ne kadar olduğu belirsiz. bu beyanım ışığında yeni yorumlarınız olursa bekliyorum. saygılarımla
Old 04-04-2007, 08:28   #14
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avhalit
zararın ne olduğu ve ne kadar olduğu belirsiz
*Tipik bir tam yargı davası sebebi...
*Karışıklık, iptal ile birlikte tam yargı davası açılmamasından kaynaklanıyor.
*İdare kendince haklı bulduğu miktarı ödemek durumunda; bakiyesi yargılama sonucu ortaya çıkacaktır.
*İptal kararlarının ilamlı icra takibine konu olamadığı düşünüldüğünde, tam yargı davası ile sonuca gidilmesi kaçınılmaz görünüyor.
Saygılarımla...
Old 04-04-2007, 08:32   #15
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

İTM'ye süresiz şikayetle sonuç alınabilir ve takip iptal ettirilebilir. Ortada icra edilebilir bir ilam bulunmamakta.
Old 04-04-2007, 12:55   #16
avhalit

 
Varsayılan

ilama dayanarak ilamsız takip yapılması mümkün müdür acaba buna ilişkni açıklayıcı kesin bir bilgi bulamadım. yukarıdaki tüm açıklamalar için de teşekkürlerimi arz ediyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ticaret Mahkemesi Tüketici Mahkemesi Görev Ayrımı Moonlight Meslektaşların Soruları 2 16-04-2012 07:48
2007 Yılı Yargı İşleri İçin Parasal Sınır Açıklandı PINAR YILMAZ Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 1 24-02-2009 01:14
Idare Mahkemesi Ara Kararı - Davalıyı Husumetten Çıkarma Hammerfall Meslektaşların Soruları 1 08-01-2007 16:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08031893 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.