|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
13-09-2006, 12:44 | #1 |
|
Hırsızlık olayında şikayetten vazgeçme
Merhaba arkadaşlar;
Almanya'da yaşayan bir vatandaşımız ailesi ile birlikte yaz tatili için Balıkesir'in bir ilçesindeki akrabalarının evine gidiyor.Bir gece hırsızlar tarafından ev soyuluyor ve yüklü miktarda para ve ziynet eşyaları çalınıyor.Jandarmaya haber veriliyor gerekli ifadeler alınıyor.Vatandaşımızın Türkiye'deki ikametgahı İstanbul'da olduğu için adres olarak İstanbul adresini veriyor.Parmak izlerinden hırsızlar tespit ediliyor. Bana getirdiği mahkeme belgesinde ( talimat dosyası ) kendisinin İstanbul'daki asliye ceza mahkemesinden çağrıldığı ve uyarı kısmında da duruşmaya gelmediği taktirde zorla getirileceği ve bu nedenle sebep olduğu masrafların kendisinden alınacağı belirtimiş ( CMUK.43,44 md.). İlgili işlerinin yoğunluğu sebebiyle mahkeme günü İstanbul'da olamayacak.Şikayetinden vazgeçmek istiyor. Şikayetinden vazgeçmesine rağmen kamu davasının devam edeceği kesin.İlgili şikayetinden vazgeçmesine rağmen yine de mahkemenin bu çağrısına uymak zorunda mı yani ille de şahsen gidip mahkemeye beyanda bulunmak zorunda mı? Şikayetinde vazgeçtiğine dair dilekçesinde maddi manevi tazminat hakkını saklı tutabilir mi? Yardımcı olursanız sevinirim,emeğiniz için teşekkürler. |
13-09-2006, 14:58 | #2 |
|
şikayet hakkınızı kullanmışsınız, şikayet hakkı kullandıktan sonra dava açılmışsa vazgeçme değil şikayetinizi geri alabilirsiniz... BU husus taibi şikayete bağlı suçlarda olmaktadır...
sizin olayınızda şikayetten vazgeçme veya gerialma değilde katılandan vazgeçme hükümleri uygulanacaktır. Suçun mağduru dilerse katılan olarak davaya devam edebilir ve katılanın CMK'daki haklarından faydalanabilir... Ceza davası açıldıktan sonra suçun mağduru ile şikayet eden kişi aynı sıfatı taşımaktadır, bu noktada duruşmaya suçun mağduru tanık gibi çağrılır ancak gelmezse kendisine bir daha tebligat gönderilmez... BU husus gelmesi zorunlu sebeplerin dışındadır yani hakim gelmesini zorunlu bir sebep olarak görmüşse duruşmaya gelmeyen tanığın müeyyidelerinden karşılaşabilir. Katılan olma hakkından vazgeçen mağdurun maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalması gerektiği düşüncesindeyim ama emin değilim, ancak katılan olmaktan vazgeçme, tazminat yolundan vazgeçme anlamında değerlendirilmemeli, katılan olmaktan vazgeçme muhakemede ki usul haklarından vazgeçme haklarından vazgeçme anlamında olmalıdır. (umarım kafanız karışmamıştır) |
14-09-2006, 11:07 | #3 |
|
teşekkür
Saygıdeğer meslektaşım yardımınız için çok teşekkür ediyorum.İyi çalışmalar diliyorum.
|
14-09-2006, 13:55 | #4 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Avukat Kamer Akgül, 1- Şikayetten vazgeçme dilekçesinde maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı saklı tutulabilir ve hatta tutulmalıdır. 2- Vazgeçmeye rağmen şikayetçi gelen davete uymaya mecbur mudur? Hakimin takdirine göre cevap değişecektir. Önce CMK' nun ilgili maddelerini aktarayım:
Müvekkilinize gelen davet kağıdında yer alan CMK'nun 43 ve 44 üncü maddeleri tanıkların çağrılması ve gelmeyen tanıklara uygulanacak işlemleri hüküm altına almıştır. 235 inci maddenin son fıkrasında "beyanının alınması zorunlu görüldüğü hallerde" diyerek hakime takdir yetkisi tanınmıştır. Bu maddenin gerekçesinde de "Ancak bu kişilerin mutlaka dinlenmesi gerekiyorsa, ceza yargılamasında maddi gerçek araştırıldığı, şekli gerçekle yetinilmediği için, mağdur bir şekilde aranıp bulunacaktır." denilmektedir. Müvekkilinizin İstanbul'daki evi soyulmuşsa(Yani evde kendileri yok iken), vazgeçme dilekçesi de verip Almanya'da yaşadığı da belirtilirse mahkeme dinlemekte ısrar etmez sanırım. Ancak Balıkesir'de evdeyken hırsızlık olayı vaki olmuşsa, (Görgü tanığı vs.nedenlerle) mahkeme dinlemek isteyebilir. Saygılarımla |
15-09-2006, 00:10 | #5 |
|
Hırsızlık konularında; eğer suçu işleyen 18 yaşından küçükse, büyük olsa bile bu hırsızlık kullanma hırsızlığıysa yani çalan kişi geri vermişse bunlar şikayete bağlı, şikaeytte vazgeçince kişi beraat eder. Mahkemeye dava açıldığında zaten ilk yapılan şey "zarar görme ihtimaline binaen, katılan olarak dosyada devam edilmesine" yazar, kişi katılan olur.
Ancak mahkeme tebligat göndermişse, boş yere gönderecek hali yok. Dinlenmesi gerekiyordur... Tebligata riayet etmeyen kişiler -burada tanık gibi değerlendirilirse" CMK 44 maddesine göre hakkında zorla getirme emri çıkartılır... Polis zoruyla duruşmada hazır edilir. Eğer kişi verdiği adreste bulunamayacaksa, bu durumu tebligatı gönderen postacıya evdekiler söyler ve kaldığı adresi verir, o da mahkemeye iletilir, bulunacağı adresine tekrar tebligat çıkmaz, CMK 44 maddeye göre yeni adresi de yazılarak zorla getirme emri gönderiliri, sonuçta şikayetçiyi polis kelepçeleyip getirmiyor, kendisine duruşmaya gitmesini söylüyor (en azından burada böyle) daha sonra da kişi duruşmaya katılıyor. Bütün bunlarla uğraşmak yerine madem kişi şikayetçi oldu dosyasını takip etmeli, 1 kere de olsa duruşmaya katılmalı, enazından şikayetinden vazgeçtiğini söylemek için gitmeli bence, zaten 1 kere dinlendikten sonra olağanüstü bir durum olmadıkça ikinci kez çağrılmıyor. Yani sonuç olarak şikayetinden vazgeçmiş bile olsa çağrıya uymak zorundadır. Örneğin bir tanığa çağrı gönderildiğinde dikkate almayarak kendi kendine "ben tanıklık yapmam" deyip adliyeye gelmemezlik yapamaz, gelip "ben tanıklık yapmak istemiyorum" der... |
15-09-2006, 15:33 | #6 |
|
Teşekkür
tüm dostlara kıymetli emeklerinden dolayı tekrar sonsuz teşekkürler.
|
15-09-2006, 20:41 | #7 |
|
Sayın Akgül'ün sorduğu değil, sormadığı konu, daha doğrusu iki konu beni ilgilendiriyor.
1. Şikayetçi kimse yurt dışında oturuyor, ikametgahı yurtdışında; şikayette bulunurken İstanbul'daki adresini vermiş ama İstanbul'daki bu adreste ikamet söz konusu değil. İstanbul'da geçirdiği süre senede en fazla bir ay belki. Soru şu: İstanbul'daki adrese yapılan tebligat gerçek bir tebligatın koşullarını yerine getirir mi? Tanık olarak dinlenecek kimse, tebligat yapıldığında İstanbulda değil, çünkü o adreste kayıtlı olsa bile orada oturmuyor. Tebligat aynı adreste oturan aile fertlerinden birisine yapılmış olsa gerek. Aile fertleri vasıtasıyla yapılacak tebligatta tebligat yapılması gereken kimsenin o adreste oturuyor olması gerekir. Orada oturmuyorsa yapılan tebligatta geçersizdir bence. Alman Hukuk'unda örneğin bir senedir kayıtlı olduğu yerde oturmayanın, oturduğu yerdeki aile fertlerine tebligat yapılmamaz. Tanık olarak davet edilen kimse bana tebligat yapılmadı, tebligatın konsolosluk vasıtasıyla yapılması gerekir itirazında bulursa ne olur? 2. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanun'unun 64. Maddesine göre Hakim veya Cumhuriyet Savcılığı tarafından davet olunan her şahit, tarifeye göre kaybettiği vakit ile mütenasip bir tazminat alır. Devlet Hazinesinden ödenmesi gereken bu tazminata ek olarak, şahit hazır olmak için seyahat etmeğe mecbur kalmışsa yol masrafları ve şahitlik için geldiği yerdeki ikamet masrafları ödenir. Almanya bu gibi durumlarda tanığın Çalışmadığı her saat için 17.-Euroya kadar tazminat ödüyor. Günlük ödeme en fazla on saat. Kesin birşey söylemek istemiyorum, ama benim düşünceme göre, belirttiğim bu iki nokta kendisine bildirilen mahkemenin şikayetçiyi tanık olarak dinlemekten vazgeçmesi gerekir bence. Saygılarımla |
15-09-2006, 21:57 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Sn. Gemici yukarıda Sn. Ergin'in sunduğu CMK 235. maddesine bakarsanız kişinin adresini doğru olarak bildirmesi gerektiği sonucu çıkıyor. Mahkeme ancak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından gerekli görür ise kişinin adresini araştırmak durumunda.. Sair hallerde kişi hakikate aykırı beyanla adres bildirmenin sonuçlarına katlanmak durumundadır. Öte yandan CMK'da da tanıkların masraflarına ilişkin;
Hükmü bulunmaktadır. |
15-09-2006, 22:30 | #9 |
|
Sayın Doğanel,
yurtdışında çalışan herkesin, Türkiye'de kayıtlı olduğu, orada oturmasa bile oturuyor göründüğü bir adresi vardır. Bu adres sadece kağıt üzerindedir; Kişi gerçekte orada oturmaz. Bürokrasimizin çarpık yanlarından birisi olsa gerek; Yurtdışında herhangi bir işlemini yaptırmak için konsolosluklara giden herkesten yurtiçi adreslerini bildirmeleri istenir. Vatandaş çoğunlukla bundan yirmi otuz sene önce otruduğu bir adresi bildirir. Adres bildirilmese herhangi bir işlem yapılmaz. Benim'de böyle bir adresim var, konsolosluğa her gittiğimde 'Türkiye'deki adresin' dediklerinde veririm. O adrese yirmi senedir uğramadım bile. Bildiğim kadarı ile durum Türkiye'deki resmi makamlar için de söz konusu; herhangi resmi bir makama gidenden Türkiyedeki adresi istenir; Kişinin Türkiye'de oturmadığı bilinse bile. Saygılarımla |
16-09-2006, 00:07 | #10 |
|
Yaz tatili, Balıkesir'in bir ilçesi, Jandarma...Aklıma bir ilçe geliyor ama?
İlgili İstanbul Talimat Mahkemesinden gönderilen davetiyeye cevaben, anılan talimat dosyasına bir dilekçe sunsun. Dilekçesinde , her ne kadar hazırlık kovuşturması aşamasında İstanbul adresini bildirmiş olsa da, anılan adreste geçici ikamet ettiğini, daimi ikametgahının Almanya'da falanca adres olduğunu, davetiyedeki tarihte zorunluluk nedeniyle (gerekçelerini sunarak ve mümkünse belgelendirerek-uçak bileti, iş programı detayı vb..ikna edici ve gerçek bir gerekçe-, yapılacak yazışmaların ve gerektiğinde alınacak ifadelerin Almanya ile yazışma yapılarak temin edilmesinin mümkün olacağını bildirsin. Saygılarımla... |
16-09-2006, 22:51 | #11 | |||||||||||||||||||
|
CMK'da böyle bir düzenleme getirildi fakat uygulanmıyor, ugulanamaz da... Sadece kanun metnine yazıldı, parayı kim verecek, nerden karşılanacak, nasıl verilecek, kaç para verilecek belli değil. Daha önceleri, tanık ifadelerine bu şekilde ödeme yapılacağını yazıyorduk ancak artık çıkardık o metni, çünkü bir sistemi yok... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Ceza Davası Devam Ederken Küçükler adına Şikayetten Vazgeçme | avegunduz | Meslektaşların Soruları | 1 | 19-11-2006 20:08 |
Şikayetten Vazgeçmenin Ceza Yargılamasında Ki Yeri. | Av.Fahri ALİMOĞLU | Hukuk Sohbetleri | 2 | 10-08-2006 23:44 |
Bu Bir Vazgeçme Midir? | nfb | Hukuk Sohbetleri | 5 | 19-01-2006 13:32 |
Uzanlar Olayında İşçilik Alacakları | Yazgan | Meslektaşların Soruları | 6 | 10-08-2004 13:24 |
Özelleştirme Olayında Emeklilik | o.balci | Meslektaşların Soruları | 2 | 04-09-2003 12:37 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |