Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

cevap dilekçesinin tarafımıza tebliğ edilmemesi?

Yanıt
Old 18-10-2012, 21:21   #1
AV Sezin

 
Varsayılan cevap dilekçesinin tarafımıza tebliğ edilmemesi?

Açmış olduğumuz iş davasında karşı taraf süresinde cevap vermiş, ancak bu cevap tarafımıza tebliğ edilmemiştir.

Bu durum bize cevap dilekçesine itiraz etme,dolayısıyla tanık vs delilleri ve ilk itirazları kabul etmeme gibi haklar verir mi?

Yardımcı olabilecek meslektaşlarıma şimdiden sonsuz teşekkürler..

(Konu daha önce forumda tartışılmış olmala birlikte net bir cevap göremediğim için tekrar açma gereği duymuş bulunmaktayım)
Old 18-10-2012, 22:45   #2
seçil öğün

 
Varsayılan

Davalı taraf yasal cevap süresi içinde cevap dilekçesini vermiş ve size tebliğ edilmemiş ise; cevap dilekçesini ilk celsede tebellug etmis olursunuz, zira cevabin tarafiniza ulasmamis olmasi sizin kusurunuzdan kaynaklanmamaktadir. Bu durumun duruşma zapıtına gecirilmesi, ileride yaşanabilecek olumsuzluklarda lehinize olacaktır. Ilk celsede tebellüg ettiğiniz cevap dilekçesine karsi cevaplarınizi ve itirazlarinizi da o tarihten itibaren yasal cevap süresinde ibraz edebilirsiniz.
Old 19-10-2012, 07:46   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

Basit Yargılama usulünün uygulandığı davalarda, taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi veremezler. (HMK.m.317) Ancak "beyan dilekçesi" kapsamında her zaman mahkemeye dilekçe verilebileceği kanaatindeyim.

Ayrıca,(iş mahkemesinde nasıl bir ilk itiraz var bilmiyorum ama) ilk itirazlar ön sorunlar gibi halledilmeli, bu kapsamda ele alınan karar taraflara tebliğ edilmeden ve itiraza karşı beyanları dikkate almadan karar verilemez.

" Kesin yetki kuralının söz konusu olmadığı hallerde mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar, ilk itirazlardan olup (6100 s. HMK. m. 116/1-a) bu husus, mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır. (6100 s. HMK. m. 117/3) Hakim, ön sorun hakkındaki kararını taraflara tefhim veya tebliğ eder. (6100 s. HMK. m. 164/3) Görüldüğü gibi yetki itirazı hakkında verilen ara kararının ilgilisine tebliğinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Belirtilen yasal kurala uyulmadan davalının yokluğunda hüküm kurulması savunmayı ve davanın sonucunu etkileyen önemli bir usul hatası olup bozmayı gerektirmiştir. (6100 s. HMK. m.371/l-ç)" (YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2011/3993 K. 2012/1578 T. 30.1.2012)
Old 19-10-2012, 10:32   #4
Pandekt

 
Varsayılan

Evet iş mahkemelerinde cevap dilekçesi yasa gereği tebliğ edilmiyor cevaba cevap dilekçesi de verilemiyor. Peki bu savunma hakkına aykırılık teşkil etmiyor mu? Ben dava dilekçesini davalının cevap olarak yazabileceği her türlü bilgiyi düşünüp ona göre mi yazacağım? Davalının belki de iddia etmediği hususları bu şekilde ben başlangıçta ortaya koymuş olacağım. Çoğu zaman davalının cevabına göre dosyaya celbi gereken belge veya bizim sunabileceğimiz belgeler olabiliyor bunlar nasıl çözülecek? ve neden iş yargılaması basit usulde?
ayıca bazı iş mahkemeleri hala cevap dilekçesini davacıya tebliğ edip cevaba cevap için 2 haftalık kesin süre ihtarını da yapıyor. Uygulama nasıl bu hale gelmiş olabilir ki?
Old 19-10-2012, 13:12   #5
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Pandekt
Evet iş mahkemelerinde cevap dilekçesi yasa gereği tebliğ edilmiyor cevaba cevap dilekçesi de verilemiyor. Peki bu savunma hakkına aykırılık teşkil etmiyor mu? Ben dava dilekçesini davalının cevap olarak yazabileceği her türlü bilgiyi düşünüp ona göre mi yazacağım? Davalının belki de iddia etmediği hususları bu şekilde ben başlangıçta ortaya koymuş olacağım. Çoğu zaman davalının cevabına göre dosyaya celbi gereken belge veya bizim sunabileceğimiz belgeler olabiliyor bunlar nasıl çözülecek? ve neden iş yargılaması basit usulde?
ayıca bazı iş mahkemeleri hala cevap dilekçesini davacıya tebliğ edip cevaba cevap için 2 haftalık kesin süre ihtarını da yapıyor. Uygulama nasıl bu hale gelmiş olabilir ki?

Basit Yargılama Usulü'ne ilişkin bu kural, sizin ileride vereceğiniz beyan dilekçelerine engel teşkil etmiyor. Dolayısıyla dava dilekçenize karşı verilen cevap sonrasında, yeni bir dilekçe vermeye de engel yok, siz yine cevaba karşı beyanlarınızı sunabilirsiniz. Davalı yan savunmalarında dava konusu ile ilişkili olmak üzere bambaşka hususlardan bahsediyorsa buna ilişkin yeni delil de sunabileceğinizi düşünüyorum. Ancak bu şekilde sunulacak bir delil, sizin baştan sunmanız gereken ve sunmadığınız bir delil ise orada sorun doğabilir.

Çünkü artık HMK uyarınca, davanıza ilişkin delillerinizin hepsini baştan beyan ve ibraz etmek zorundasınız. Dolayısıyla dava ile ilgili sonradan bir delil ortaya çıkmadıkça siz bunu başta elinizde olduğu halde ortaya koymamış iseniz o zaman sizin eksikliğiniz söz konusu olur. Ayrıca İş Mahkemelerinde bazı davalar yönünden re'sen araştırma kuralı da işlediğinden hakim kendisi dahi sonradan bir delilin celbini isteyebilir. (örneğin hizmet tespiti davalarında talep olmasa dahi konunun, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile komşu işyeri kayıtlarına göre tanık dinlenebilmesi gibi...)

Ek olarak, bir dilekçe size tebliğ edilmemiş ise zaten bu dilekçeden sizin kendiliğinizden haberdar olmanız beklenemez. En azından dilekçelerin kalemden takibi gibi bir yasal zorunluluk yok.(her gün gidip her dosyamızda dilekçe girmiş mi diye kontrol yapacak durumumuz yok) Dolayısıyla bu tip durumlarda da her zaman tebliğ/tebellüğ tarihi önemlidir.
Old 19-10-2012, 13:18   #6
Pandekt

 
Varsayılan

Bütün bu yazdıklarınıza katılıyorum. Başıma şöyle bir olay geldi, şehir dışında açtığımız bir iş davasında bana sadece duruşma günü tebliğ edildi, tensip zaptı dahi gelmedi. Şehir dışı dosyası olduğu için cevap dilekçesini gidip kendim de alamadım. İlk celse hakim tahkikata geçip tanıkları dinledi ve ilk celse dosyayı bilirkişiye gönderdi. Bana cevap dilekçesini duruşmada da tebliğ etmedi, basit usul olduk zaten cevaba cevap dilekçesi veremeyeceksiniz 3 celsede bitirmemiz gerekiyor dedi, duruşmayı bitirdi.
Duruşmadan sonra ben cevabı kalemden aldım ve kalem müdürüne dosyayı hemen göndermeyin bir beyan vereceğim dedim, biz hemen gönderiyoruz dedi üstelik bilirkişi de bir başka şehirde, hemen sunarım dedim o zaman kargo ile gönderin bekleyemem dedi.
ve gerçekten davalı tarafın cevap dilekçesinde cevap vermemiz gereken hususlar olduğu gördüm, hakim bunları kendisi bilemezdi, ayrıca tanıklarından birisi davalı şirket ortağı idi benim bunu duruşma sırasında bilmem mümkün değildi hakim de bilemezdi.
İş yargılaması neden basit usul ben anlamış değilim.
Old 19-10-2012, 13:25   #7
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Pandekt
basit usul olduk zaten cevaba cevap dilekçesi veremeyeceksiniz 3 celsede bitirmemiz gerekiyor dedi, duruşmayı bitirdi.

Ben bu bakış açısını anlayamadım! Önemli olan adaleti sadece hızlı dağıtmak değil; hak ve hukuka uygun şekilde ve tabii ki makul sürede dağıtmaktır. HMK yı bazı hakimlerimiz maalesef çok yanlış yorumlayarak işi sadece "hız"a sabitledi!

Siz yine de cevaba karşı ve tanık beyanlarına karşı yazılı beyanlarınızı sunun. Dosya kapsamına girdikten sonra sorun yok. Bilirkişi incelemesi neticesinde rapor geldiğinde, beyanlarınızın değerlendirilmemiş olması incelemede eksiklik teşkil ediyor ise, itirazlarınız kapsamında ek rapor yahut yeni rapor alınmasını talep edersiniz.
Old 19-10-2012, 13:27   #8
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV Sezin
Açmış olduğumuz iş davasında karşı taraf süresinde cevap vermiş, ancak bu cevap tarafımıza tebliğ edilmemiştir.

Bu durum bize cevap dilekçesine itiraz etme,dolayısıyla tanık vs delilleri ve ilk itirazları kabul etmeme gibi haklar verir mi?

Yardımcı olabilecek meslektaşlarıma şimdiden sonsuz teşekkürler..

(Konu daha önce forumda tartışılmış olmala birlikte net bir cevap göremediğim için tekrar açma gereği duymuş bulunmaktayım)

Basit yargılama usulüne göre yürütülen davalarda tarafların ikinci bir dilekçe (cevap-ikinci cevap) verebileceklerinin düzenlenmemiş olması, davalının cevabının davacıya tebliğine gerek olmadığı şeklinde yorumlanamaz. Davalının cevabının, davacıya tebliği zorunludur.

Bir davaya davalı cevap verecek ve fakat cevap verilen taraf bunu bilemeyecek.. Bu hukuken bir tarafa mantıken de reddedilecek bir uygulama olur. Sulhe hazırlık/teşvik olsun, tanıklık sıfatına itiraz olsun birçok noktadan kabul edilemez. Hakim tahkikatla birlikte her iki tarafın iddia ve savunmalarına göre taraflara soru sormak ve aydınlanmak istediğinde, davacının bu konuda beyanda bulunması için önce cevabın ve kanıtların/belgelerin ona tıpkı kendisininkilerin davalıya gönderildiği gibi, bir yargılama nezaketi olarak gönderilmesi gerekir...

Mahkemece bunun yerine, nasıl olsa cevap verme hakkınız yok göndermiyoruz denilirse bence bunun adı, yargısal ölçüsüzlüktür.*

Celse arasında dahi olsa dosyadan alınız; şayet duruşmada bu durumla karşılaştıysanız, savunmalar bize tebliğ edilmemiştir. Bu celse tebliğ aldık demek suretiyle "beyan dilekçesi" ile karşı çıkışlarınızı yapınız; buna bir mani yoktur...

*Ölçülülük ilkesi bir kamu hukuku kavramı olup, hemen hemen bütün işlemlerin temelinde aranır...
Old 19-10-2012, 13:29   #9
Pandekt

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Mahkemece bunun yerine, nasıl olsa cevap verme hakkınız yok göndermiyoruz denilirse bence bunun adı, yargısal ölçüsüzlüktür.

Evet bunu yapan hakimlerimiz var, ne yazık ki.
Old 19-10-2012, 13:38   #10
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Ayrıca, dikkat çeken bir durum olarak, 317. maddenin ikinci fıkrasında cevap verme süresinin uzatılmasına dair kararın "taraflara" derhal bildirileceği düzenlenmiş...

Yani, davalının cevabının ve eki kanıtların iddia sahibine; davacıya bildirilmesine gerek yoktur diye uygulama yapılırsa ortaya çıkan durum şu:

Daha az önemsiz olan şeyi davacıya bildiriyorsunuz ama asıl bekleneni (cevabı) bildirmiyorsunuz. Zarfı gönderip, mektubu göndermemek gibi birşey bu ya..

Bunun açıklanamaz olduğunu düşünüyorum...
Old 19-10-2012, 13:39   #11
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Bazı Yargıçlarımızda maalesef şu var;

Örneğin dosyaya bilirkişi raporu geliyor, siz raporu o celse tebliğ alıyorsunuz. Süre talep ediyorsunuz. Bunun üzerine verilen cevap "şimdi göz gezdirip hemen iki cümle söyleyiverin." oluyor.

Hiçbir dava , meblağı ya da konusu ne olursa olsun "iki cümle söyleyiverin" denecek kadar önemsiz değildir. Bir gün böyle bir şey başıma geldi. Hakim hemen duruşma esnasında rapora ilişkin sözlü beyanda bulunmak üzere beni zorlamaya çalıştı. Ben de bunun üzerine "alelacele söyleyivermek istemiyorum; yasa gereği hakkım olan süreyi talep ediyorum." dedim.

Bu şekilde tutum sergileyen Yargıçlara, yaptığımız işin ciddiyetini ve önemini hatırlatmakla yükümlüyüz. "İki cümle söyleyiverin" şeklindeki anlayış başlı başına yaptığımız işin önemsenmediğinin işaretidir. (Tabii ki işini özenle ve titizlikle icra eden değerli Yargıçlarımızı bu yazdıklarımdan ayrık tutuyorum, saygım sonsuz.)

Maalesef "zaten cevaba cevap dilekçesi veremeyeceksiniz" de bu şekilde bir yaklaşımın sonucu... Esasen yargılamayı uzatan hakimin bu tavrı olacak. Çünkü rapor geldikten sonra eksiklik tespit edildiğinde, dosyanın yeniden incelemeye gönderilmesi zorunluluğunun doğması halinde; size beyanda bulunmak üzere verilecek sürenin en az 3 katı uzunluğunda bir süre kaybı doğacak ...
Old 19-10-2012, 13:40   #12
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Pandekt
Evet bunu yapan hakimlerimiz var, ne yazık ki.

Bürokratikleşmiş yargıç örneğinin tezahürleri bunlar; hukuksal saiklerle yapılan uygulamalar olduğuna inanmıyorum...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
cevap dilekçesi dava dilekçesinin eklerinin tebliğ edilmemesi limpid Meslektaşların Soruları 2 24-06-2016 08:20
cevap dilekçesinin tebliği Av. Mehmet Salih Kara Meslektaşların Soruları 1 12-05-2011 10:11
Cevap dilekçesinin tebliğ olmaması ve ilk itiraz Av.Eren Şener Meslektaşların Soruları 2 04-12-2008 09:58
Dava Dilekçesinin Usulsüz Tebliğ Edilmesi/ Cevap Hakkı, Usuli İşlemlere İtiraz Hakkı Defi-Def Meslektaşların Soruları 4 06-06-2007 12:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06109595 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.