Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

yoksulluk nafakası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-06-2008, 14:04   #1
avhilal

 
Varsayılan yoksulluk nafakası

Taraflar 2006 yılında boşanmış ve küçük çocuğun velayeti anneye bırakılmıştır.Boşanma ile müvekkil anne ve küçük çocuk için tedbir ve 125 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir.Bu karar 30.03.2007 tarihinde keşinleşmiştir.Annenin boşanmakla yoksulluğa düştüğü ve günün koşullarında iştirak nafakasının yetersiz kaldığından bahisle yoksulluk nafakası verilmesi ve iştirak nafakasının artırılması davası açarsam,yoksulluk nafakası talebime karşı Medeni Kanun'un 178.md sine göre zamanaşımı itirazı ile karşılaşır mıyım? teşekkürler.
Old 16-06-2008, 14:23   #2
nephilis

 
Varsayılan

Yoksulluk nafakası talebi boşanma ilamının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl sonra zamanaşımına uğrar.Dolayısıyla müvekkileniz açısından yoksulluk nafakası talebi 30.03.2008 tarihi itibariyle zamanaşımına uğramıştır.
İştirak nafakası ise küçük ergin oluncaya kadar talep edilebilir. Küçük ergin olduktan sonra şartları varsa yardım nafakası talep edebilir.
Bu durumda yapmanız gereken iştirak nafakasının arttırılması için dava açmanız.Fakat siz yinede yoksulluk nafakası da talep edin çünkü buradaki zamanaşımı hususu hakimce resen nazara alınmaz.Karşı tarafın zamanaşımı itirazıyla karşılaşırsanız en azından iştirak nafakasıyla ilgili talebiniz hükme bağlanır.

Kolay gelsin..
Old 16-06-2008, 19:33   #3
avfatih

 
Varsayılan

Sanırım bir hususu yanlış aktarıyorsunuz. Boşanma ile tedbir ve iştirak nafakasına demişsiniz. Eğer mahkeme kararla yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmetmişse şartların değiştiğinden bahisle nafakaların arttırımını talebinizde problem yoktur. Mahkeme ara karar ile tedbir nafakası ve iştirak nafakasına hükmetmiş, ancak kararda sadece iştirak nafakasına hükmetmişse de durumun değişmeyceği ve yine aynı davada hem iştirak nafakasının arttırılmasını hem de yoksulluk nafakası talep edebileceğinizi düşünüyorum. Zira mahkemece nafaka takdiri mevcut şartlara göre yapılmaktadır. Şartların değişmesi halinde kanaatimce nafakada arttırm, azalma ve yeniden takdir olabilir ve buırada zamaanaşımını söz konusu olmaz.
Old 17-06-2008, 12:17   #4
Avukat Semiha

 
Varsayılan

Merhaba avhilal
"Boşanma ile müvekkil anne ve küçük çocuk için tedbir ve 125 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir." şeklinde başlayan cümle ile tam ne demek istediğiniz açık değil. Bu konuda avfatih arkadaşımıza katılıyorum.

Boşanma kararını veren mahkeme iştirak nafakası bakımından adlandırmayı doğru yapmış, fakat kadına verilecek yoksulluk nafakası bakımından adlandırmayı acaba tedbir nafakası olarak sehven hatalı yazmış olabilirmi diye düşünüyorum. Hükmü veren mahkemeden HUMK 455. madde gereği "hükmün açıklanmasını" talep edebilirsiniz. Açık olmayan hüküm fıkrası bu şekilde sarih hale getirilebilir. Eğer adlandırma bu yolla düzeltilebilirse yoksulluk nafakası bakımından artık zamanaşımının geçmesi gibi bir durum oluşmaz, artırılması için doğrudan dava açarsınız.

Ama hükümde yoksulluk nafakası bakımından karar verilmemiş ise TMK 178. maddede belirtili zamanaşımı; açmayı düşündüğünüz nafaka davası bakımından gözönünde tutulacaktır. Ancak bu bir def'idir. Yani karşı tarafın esasa cevap müddeti(10 gün) içinde bunu yazılı olarak ileri sürmesi ile mahkeme inceler, re'sen incelemeye tabi tutulamaz.

Şu hususu da incelemenizi öneririm. Boşanma dosyası kapsamında "yoksulluk nafakası talebim yoktur" türünde bir beyan ayrıca açmayı düşündüğünüz nafaka davasını engeller. Bu konuda müvekkilinizin beyanları ile yetinmeyerek bizzat dosyayı incelemenizi öneriyorum.

Yoksulluk nafakası bakımından dava zamanaşımı geçmiş olsa bile yinede dava açmalısınız diye düşünüyorum. Belki nafaka talep ettiğiniz şahıs zamanaşımı bakımından savunma yapmaz veya cevap müddeti içerisinde yapmaz veya zamanaşımı gibi bir def'i hakkı olduğunu dahi bilmiyor olabilir. Denemeye değer diye düşünüyorum. Ancak açılacak dava bakımından tüm riskleri müvekkilinize açıklamalısınız, eski eşin zamanaşımını ileri sürmesi halinde davanın ilerleyemeyeceği, yargılama gideri ve avukatlık ücreti gibi ödeme yükümleri altına girebileceği hakkında iyice aydınlanmasını sağlayınız. Ama davayı kazanması halinde ileriye dönük maddi rahatlığa kavuşacağını da hatırlatarak davanın iyi yönleride hatırlatılabilir tabiki.
Sevgili meslektaşım, müvekkilinize dava ile ilgili yaptığınız risk değerlendirmesini yazılı görüşme tutanağı şeklinde hazırlayarak imzalatınız diyorum. Sizi sonradan sorumlu tutmasını, dava zamanaşımı konusunda onu aydınlatmadığınızı ihmalkar davrandığınızı iddia etmesini istemem. Yazılı beyanı üzerine dava açarsanız kendinizide korumuş olursunuz diye düşünüyorum.

Selamlar...
Old 17-06-2008, 14:41   #5
avfatih

 
Varsayılan

Dava dilekçenizde yoksulluk nafakası talebiniz olmasına rağmen, bu talebiniz reddedilmiş yada bu hususta hüküm kurulmamışsa kanaatimce zamanaşımı söz konusu olmaması gerek. Zira hakim mevcut durum itibariyle yoksulluk nafakasının şartlarının oluşmadığını öngörmüşdür. Ancak şartlar değiştiği takdirde kanaatimce talepte bulunabilmelisiniz ve ilgili zamanaşımı burada geçerli olmamalıdır. Ancak nafaka talebiniz hiç olmamışsa zamanaşımı söz konusu olacaktır.
Old 17-06-2008, 14:42   #6
avfatih

 
Varsayılan

T.C.YARGITAYHUKUK DAİRESİ 3
Esas No.2004/10451Karar No.2004/10197Tarihi30.09.2004
4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/175/178/182
NAFAKANIN ARTIRILMASI VEYA EKSİLTİLMESİNE İLİŞKİN TALEPLER BOŞANMADAN DOĞAN DAVALAR İÇİN ÖNGÖRÜLMÜŞ OLAN BİR YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİNE TABİ DEĞİLDİR
ÖZETDAVA, NAFAKANIN EKSİLTİLMESİ TALEBİNE İLİŞKİNDİR. 4721 SAYILI TMK'NUN 178. MADDESİNE GÖRE, EVLİLİĞİN BOŞANMA SEBEBİYLE SONA ERMESİNDEN DOĞAN DAVA HAKLARI, BOŞANMA HÜKMÜNÜN KESİNLEŞMESİNDEN İTİBAREN BİR YIL GEÇMEKLE ZAMANAŞIMINA UĞRAR. ANCAK NAFAKANIN ARTIRILMASI VEYA EKSİLTİLMESİNE İLİŞKİN DAVALAR, ANILAN MADDE KAPSAMINDA DEĞİLDİR. BUNA RAĞMEN ZAMANAŞIMI NEDENİYLE DAVANIN REDDİ USUL VE YASAYA AYKIRIDIR
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay Kararı
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin davalıdan anlaşmalı boşanma sonucunda boşandıklarını, boşanma davasına sunulan protokol gereğince davalı eş için 100.000.000.-TL yoksulluk nafakası" ile, müşterek çocuk için 100.000.000.-TL iştirak nafakası kararlaştırıldığını, gene aynı protokolün 3. maddesinde her yılın bir mayıs tarihinde bu nafakalara % 70 oranında zam yapılacağının öngörüldüğü, davalı tarafa bu artış şartı gereğince 1.125.000.000.-TL ödeme yaptıklarını, beyan ederek, sözleşmenin 3. maddesinin mutlak butlan ile batıl olduğunun tespiti ile, ödenen 1.125.000.000.-TL yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıldan fazla süre geçtiğinden, davanın zamanaşımı nedeni ile reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
TMK'nun 178. maddesinde, bir yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddeye göre, evliliğin boşanma sebebi ile sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Ancak dava konusu uyuşmazlık, önceki davada kabul edilen nafakanın eksiltilmesi talebine ilişkin olup, MK'nun 178. maddesinde ifadesini bulan boşanmadan doğan bir dava hakkı niteliğinde değildir. Nafakanın arttırılması ve eksiltilmesine ilişkin talepler ise, TMK'nun 4. maddesinde öngörülen "hakkaniyet" ölçüleri dahilinde incelenmelidir.
O halde mahkemece, işin esasına girilerek davaya bakılması gerekirken,.yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olması" doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yoksulluk Nafakası Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 44 23-10-2023 10:48
Anlaşmalı boşanma+yoksulluk nafakası hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 4 13-10-2009 13:42
Çalışan Kadına Yoksulluk Nafakası/Velayet Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 19-05-2008 14:46
Yoksulluk Nafakası A. B. KILIÇCAN Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 17:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03564596 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.