|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
14-07-2010, 21:14 | #1 |
|
Kesinleşen İcra takibi-hasımda hata
A şahsı, İl sağlık Müdürlüğünden olan alacağının tahsili için icra takibi başlatıyor. Ancak ödeme emrinde X devlet Hastanesi hasım olarak gösteriliyor. Takibe herhangi bir itiraz olmamakla birlikte takip kesinleşiyor. Bu aşamada alacağın bu haliyle tahsili mümkün müdür? Doğru hasma yeni bir takip mi başlatılmalıdır?
|
14-07-2010, 22:51 | #2 |
|
alacağın tahsili elbette mümkündür.çünkü icra takibinde önemli olan belge değil itiraz edip etmemesidir ki bu durumda bir çok kişiye icra takibi yapılabilir ve borçlu gösterilebilir.daha sonra aleyhinize menfi tespit veya istirdat davası açılması ihtimaline binaen bence ya takippten feragat edip yeni bir takip yapın veyahut icra müdürlüğü kabul eder ise bir tavzii talebi açın ve ödeme emriile takip talebinin borçlu kısmını değiştirilmesini sağlayıp yeniden ödeme emri gönderin.
|
15-07-2010, 08:28 | #3 |
|
A şahsı adına yapacağınız takibi X hastanesine yaptıysanız, Aşahsına karşı takip yapmamışsınızdır. Bu nedenle X hastanesinin takip kesinleşse dahi açaçağı menfi tespit davası ile takibi durdurup, kötü niyet tazminatı alma hakkı doymuştur.
|
15-07-2010, 09:40 | #4 |
|
|
15-07-2010, 15:33 | #5 |
|
İcra ve iflas kanununda açıklık bulunmayan durumlarda medeni usul hükümleri uygulanır. Buna göre, bizim hukukumuzda ıslah ile taraf değişikliği mümkün değildir.. Bu yüzden kesinleşen takiple tarafı değiştirmeniz mümkün değildir. Kendisine karşı Takip kesinleşen borçlunun, sırf takibe itiraz etmedi diye gerçekte borçlu olmadığını bile bile borçlu olmayan borçluya takibi devam ettirmek meslek etiğine ve iyiniyet kurallarına aykırıdır. Bu nedenle asıl borçluya karşı yeniden bir takip başlatmak en doğrudur diye düşünüyorum.
Saygılarımla... |
15-07-2010, 16:50 | #6 |
|
T.C.
YARGITAY 13. Hukuk Dairesi E:2005/13002 K:2005/18564 T:14.12.2005 1086 s. Yasa m. 38,39 Taraflar arasındaki borçlu olmadığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı, davalı ile imzaladıkları 31.12.2002 tarihli sözleşme gereğince, davalı hastanenin 2003 yılı genel temizlik işini üstlendiğini, ancak sözleşme ve şartname hükümlerine göre Hazine tarafından karşılanması hüküm altına alınan SSK işveren katkı payı tutarının, resen istihkaklarından haksız olarak kesildiğini bildirerek borçlu olmadıklarının tespiti ile resen kesilen 10.323.857.95.-TL'sının faizi ile istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aralarındaki sözleşmeye dayanarak davalı Sağlık Müdürlüğü Doğumevi Hastanesi Başhekimliği Donersermaye Saymanlığı aleyhine alacak davası acmıştır. Bakanlıklara bağlı ve ayrı tuzel kişiligi bulunmayan kurulusların taraf ehliyetı yoktur. Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı teşkilatı idare kademelerinden biri olup, tüzel kişiliği ve müdürün bakanı temsil yetkisi yoktur. Bu nedenle husumetin tüzel kişiliği haiz bakanlığa tevcih edilmesi lazımdır. Nitekim, davacının amacı Devleti dava etmek ve ondan hak istemektir. Böyle olunca, davacının davanın bakanlığı mı, yoksa müdürlüğünü mü ilgilendirdiği yolundaki yanılması; daha acık bir ifade ile olayın niteliği yonünden bu davada Devleti hangi tuzel kisinin temsil edeceği konusundaki yanılgısı, tarafta değil, temsilcide yanılma niteligindedır. O halde, bu durumda mahkemece yapılacak iş; dava dilekçesi ve duruşma gününün gerçek hasım olan Sağlık Bakanlığı'na tebliğ ettirilip onun temsilcisinin huzuru ile davaya devam etmek ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalı Sağlık Müdürlüğü aleyhine açılmış bulunan davanın yürütülerek esastan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ : Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenden dolayı davalı lehine BOZULMASINA, 14.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İcra Takibi - Yetkili İcra Dairesi- Menfi Tespit ve İstirdat Davası | av.sinem | Meslektaşların Soruları | 5 | 21-11-2012 15:48 |
İcra takibinde hata | kapgan | Meslektaşların Soruları | 11 | 31-03-2009 13:55 |
İcra Takibinde Maddi Hata | ekinheval | Meslektaşların Soruları | 3 | 11-02-2009 23:08 |
Kesinleşen karardaki maddi hata | Pınar | Meslektaşların Soruları | 3 | 14-08-2007 11:30 |
Kesinleşen İcra Takibinde Kooperatifin Haczedilecek Malını bulmak | Av. Aylin Kaya | Meslektaşların Soruları | 23 | 23-05-2007 10:16 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |