23-03-2006, 23:38 | #1 |
|
Atatürk ile ilgili bir anı...........
Gazi Çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rasladık.
Atatürk attan inerek bu ihiyar kadının yanına sokuldu. - Merhaba nine Kadın Ata'nın yüzüne bakarak hafif bir sesle; - Merhaba dedi. - Nereden gelip nereye gidiyorsun? Kadın şöyle bir duraklayıp, - Neden sordun ki, dedi. Buraların sabısı mısın? Yoksa bekçisi mi? Paşa gülümsedi. - Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin malıdır. Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin? Kadın başını salladı. - Tabii söyleyeceğim, ben Sincan'ın köylerindenim bey, otun güç bittiği, atın geç yetişdiği kavruk köylerinden birindeyim. Bizim mıhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum Angara'ya geldim. - Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni? - Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım da.... Benim iki oğlum gavur harbinde şehit düştü. Memleketi gavurdan kurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa. Bende gün demeyip mıhtara anlatınca, o da bana bilet alıverip saldı. Angaraya, giceleyin geldimdi. Yolu neyi de bilemediğimden işte ağşamdan belli böyle kendimi ordan oraya vurup duruyom bey. - Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin var mı? Kadını birden yüzü sertleşti. - Tövbe de bey, tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki... O bizim vatanımızı gurtardı. Bizi düşmanın elinden kurtardı. Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isteyebilirim ondan? Onun sayesinde şimdi istediğimiz gibi yaşıyoruz. Şunun bunun gavur dölünün köpeği olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona sağol paşam! Demek için düştüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşayı bulacağım yeri deyiver. Atatürk'ün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı her halinden belliydi. Bana dönerek, - Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanımızdır... Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu. Attan indim. Yaşlı kadının elini tuttum anacığım dedim, sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi Paşa yani Atatürk işte karşında duruyor. Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp, Atatürk'ün ellerine sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu. İkiside ağlıyordu. İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan, ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı. Yaşlı kadın belki on defa öptü atanın ellerini. Ata da onun ellerini öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Atatürk'euzattı; - Tek ineğimim sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm. Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini söyledi. Sonra birlikte köşke kadar gittik. Oradakilere şu emri verdi; "Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin. Sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine benim bütcemden üç inek verin armağanım olsun." |
24-03-2006, 17:56 | #2 |
|
Gerçekten çok güzel çok anlamlı.Paylaştığınız için sağolun Sayın Güher.
|
24-03-2006, 22:30 | #3 |
|
teşekkür ederim
elimden geldiğince sizlerle bu tür güzel şeyleri paylaşmaya devam edeceğim... |
25-03-2006, 01:10 | #4 |
|
Buna benzer hikayeleri okurum,araştırırım.Bu hikayeyi daha önce okumuş olmama rağmen yine gözlerim doldu.Bu tip hikayelerin aslında her ortamda anlatılması ve dile getirilmesini destekleyenlerdenim.Teşekkürler.
|
06-01-2010, 15:29 | #5 |
|
Ellerinize sağlık..Kurtuluşu maneviyat yönüyle destekleyen harika bir yaşanmış olay..
|
10-05-2011, 21:35 | #6 |
|
"Rahmetli Ahmet Rasim'in hikâyesi bu... Yeşilay Derneği'nin bir toplantısında konferansçı sorar.
Sevgili dinleyicilerim, bir eşeğin önüne bir kova su, bir kova rakı koysanız hangisini içer? Hemen biri cevap verir; _Tabiî suyu... _Neden? Bir keyif ehli de orada imiş. İkinci cevabı o verir: -Eşekliğinden! Atatürk hikâyeye bayıldı idi. Sık sık tekrar ederdi. Bir akşam çiftlikte eski küçük köşkün önünde oturuyorduk. Uzakça duran bir işçi çocuğu bizi seyrediyordu. Atatürk: -Gel çocuğum buraya …dedi. Çocuk sofraya yanaştı. Atatürk sordu: -Bir eşeğin önüne bir kova su, bir kova da rakı koysalar hangisini içer? Çocuk önümüzdeki kadehlere bakarak; -Rakıyı efendim, demesin mi? Atatürk gülerek; -“Aman, neden olduğunu sormayalım” demişti. (Çankaya, ATAY, Falih Rıfkı. Pozi-tif yayınları s.596) Bir not: 96 yıl önce bugün Atatürk’ün Arıburnu Kuvvetleri Komutanı olarak muharebeleri idare ettiği tepeye 3. Kolordu Komutanlığı’nın günlük emriyle “Kemalyeri” adı verildi. Ben en çok Atatürk’ü sevdim. |
10-08-2011, 14:04 | #7 |
|
On dakikada silerler!
Bütün Dünya Dergisi, Ocak 2011'den alıntıdır. Ayrıca Sayın Raşit Tavus'a http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=39413 adresinde açtığı başlık için teşekkürler. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Atatürk' Ün Vasiyeti Ve Bir Soru | Av.Mehmet Saim Dikici | Meslektaşların Soruları | 12 | 30-10-2007 18:59 |
Mustafa Kemal ATATÜRK hakkinda bilinmesi gereken 30 ozel $ey | obaykan | Site Lokali | 0 | 09-07-2006 15:41 |
ATATÜRK VE GENÇLiK | Av.Elvan Akkaya | Site Lokali | 1 | 19-05-2006 17:49 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |