Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

vekaletin kötüye kullanılması-ipotek

Yanıt
Old 11-09-2007, 23:13   #1
Nuriye Değer

 
Varsayılan vekaletin kötüye kullanılması-ipotek

Vekil ile gm sahibi arasında yapılan vekalet sözleşmesinde ,"TC hudutları dahilindeki tüm taşınmazları dilediği bedel ve şartlarda satabilir..şeklinde vekalet verilmiştir.
Satış tapuda yapılmış. Vekil ile satın alan arkadaş olduğundan bedeli peşin alınmamış .Satın alan bankadan kredi çekerken ipotek vermek için satın almış .Bedeli ipotek aldığım paradan öderim demiş ödememiş. Vekil gm sahibine bedeli ödeyememektedir. Gm sahibi tapu iptal mi, tazminat mı açmalıdır? Tapu iptal davası açsa bu durumda banka lehine verilen ipotek ne olacak. İpotek alacaklısı taraf olmalımıdır?
Benzer forumları okudum ama ipotek konusunda soru bulamadım.
Bilgilerini paylaşanlara teşekkür ederim.
Old 12-09-2007, 01:36   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/12952
Karar: 2004/1156
Karar Tarihi: 17.02.2004
ÖZET: Malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Ayrıca vekil ile sözleşme yapan kişi iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar.
( 818 S. K. m. 390) (4721 S. K. m. 2, 3)
Dava: Taraflar arasında görülen davada; Davacılar,4, 5, 29, 75 ve 430 parsellerdeki paylarının kardeşleri olan davalılar Ahmet ve Mehmet tarafından vekaleten davalı amcaları Veysel' e bedelsiz devredildiğini, miras işleri için verilen vekaletin vekiller tarafından kötüye kullanıldığını, bu nedenle payları oranında tapuların iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, iddianın yersiz olduğunu, satışın gerçek bulunduğunu, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını, bedel ödenerek davacıların talimatı ile satışın yapıldığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, satışın vekaleten yapıldığı, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle, duruşma günü olarak saptanan 17.2.2004 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat N.T. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler ve vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi Hüseyin Çelik tarafından düzenlenen rapor okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. Borçlar Kanunu'nda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 390/2 maddesinde" vekil, müvekkiline karşı vekaleti hüsnüniyetle ifa ile mükelleftir." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını verilmez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin birinci fıkrası uyarınca sorumlu olur.
Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanun'un 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanun'un 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (re' sen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
Somut olaya gelince; davacılar davaya konu ettikleri 4, 5, 29, 75 ve 430 parsellerdeki paylarının miras bırakanlarından geldiğini, davalılardan kardeşleri Ahmet ve Mehmet' e verdikleri vekaletlerin intikal işlevinin sağlanması için düzenlendiğini, ne var ki vekillerin temsil yetkileri dışına çıktıklarını ileri sürmüşlerdir.
Böyle bir iddianın yukarıda açıklandığı biçimde açıklığa kavuşturulabilmesi için satışa esas teşkil eden vekaletlerin dava konusu taşınmazların intikal öncesi tapu kayıtlarının getirtilip incelenmesi ve ayrıca taşınmazlarda anılan ilkeler gözetilerek keşfen inceleme yapılmasına bağlıdır.
Oysa, mahkemece değinilen kayıtlar getirtilmediği gibi yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verildiği anlaşılmaktadır. Eksik soruşturmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
Sonuç: Hal böyle olunca, akitte kullanılan ve eksikliği dile getirilen belgenin merciinden getirtilmesi, yerinde yeniden keşif yapılarak iddia çerçevesinde araştırma yapılması, ondan sonra karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile kararın yukarda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 4.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 375.000.000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 17.2.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Lehine ipotek tesis edilen 3. şahıs iyi niyetli durumunda görünüyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Taşınmaz Satımı Konusunda Vekaletin Kötüye Kullanılması ve Zamanaşımı Ersin KUŞ Meslektaşların Soruları 8 12-12-2018 16:47
vekaletin kötüye kullanılması Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 3 01-12-2006 13:38
vekaletin amacı dışında kullanılması Av. Fatih ERDİM Hukuk Soruları Arşivi 1 24-06-2006 15:26
Ücretsiz İznin Kötüye Kullanılması Adem Hukuk Soruları Arşivi 2 17-05-2002 02:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04179907 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.