|
Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin] |
17-03-2007, 14:56 | #1 |
|
Yargıtay: Hukuka aykırı elde edilen delil dikkate alınamaz!
Yargıtay: Hukuka aykırı elde edilen delil dikkate alınamaz.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, pozitif hukuk normları ve yargısal kararlar karşısında hukuka aykırı biçimde elde edilen delillerin, Türk Ceza Yargılaması Hukuk sisteminde dikkate alınamayacağını vurguladı. Genel Kurul, ancak özgür iradeye dayalı "ikrarın" diğer tüm deliller gibi yargıç tarafından serbestçe takdir edilip değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bu kararına dayanak teşkil eden dava, Genel Kurul’a, izinsiz hintkeneviri ekmek suçundan yargılanan ve para cezasına mahkum olan bir kişi hakkında verilen kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından bozulması üzerine geldi. Daire, sanığın suça konu hintkenevirinin hakim kararı olmadan evinde yapılan aramada elde edildiğini belirterek, hukuka aykırı şekilde elde edildiği ve başkaca delille de desteklenmediği için yerel mahkemenin mahkumiyet kararını bozdu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu karara itiraz ederek, yasak sorgu yöntemleriyle toplanan kanıtlara dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağına, ancak somut olayda sanığın hakim önünde tüm aşamalarda ikrarı bulunduğuna işaret etti. Sanığın suçunun subuta erdiğini, dosyadaki mevcut delillerin mahkumiyet için yeterli olduğunu vurgulayan Başsavcılık, ikrarın başkasının suçunu üstlenmeye yönelik olduğunun ileri sürülmemesi karşısında delil niteliği taşıdığını, bu nedenlerle daire kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının bozulmasını istedi. Başsavcılık ayrıca, yeni TCK’ya göre değerlendirme yapılmasını da itirazına gerekçe yaptı. GENEL KURUL’UN KARARI AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, itirazı karara bağlayan Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararının gerekçesi tamamlandı. Genel Kurul’un kararında, somut olayda zanlının, evinin damında hintkeneviri yetiştirdiği yolunda duyum alınması üzerine, eşinin rızasıyla hakim kararı olmaksızın arama yapıldığı hatırlatıldı. Somut olayda aramanın hukuka aykırılığını saptayan Genel Kurul, hukuka aykırı biçimde elde edilen delilin, ceza yargılamasında kullanılıp kullanılamayacağını irdeledi. Bu konudaki Anayasa Mahkemesi kararlarına atıfta bulunulan ve ilgili yasa hükümleri hatırlatılan kararda, şu tespitler yapıldı: "Açıklanan pozitif hukuk normları ve uygulamayı yansıtan yargısal kararlar karşısında belirtmek gerekir ki, hukuka aykırı biçimde elde edilen deliller, Türk ceza yargılaması hukuku sisteminde dikkate alınamaz. Bu itibarla, sanığın konutunda hukuka aykırı gerçekleştirilen arama işleminde elde edilen maddi delil ile buna ilişkin düzenlenen eskpertiz raporlarının yerel mahkemece hükme esas alınmasında isabet bulunmamaktadır. Esasen somut olayda aramanın hukuka aykırı olduğu ve sonucunda elde edilen delilin hükme esas alınmayacağı konusunda Yargıtay 7. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında bir görüş farklılığı söz konusu değildir. Çözümü gereken uyuşmazlık hukuka aykırı aramada elde edilen maddi delil dışındaki diğer delilerin bu bağlamda hakkındaki ihbar ile sanığın mevcut ikrarının somut olayda mahkumiyet için yeterli olup olmadığı hususunda toplanmaktadır." İKRAR DELİL OLUR MU? Ceza Genel Kurul kararında, sanığın ikrarının ceza yargılamasında delil olarak kabul edilip edilemeyeceği de tartışıldı. Yürürlükten kaldırılan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (CMUK) ve yeni Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK), hakim önündeki ikrarın delil niteliği bulunduğunu kabul ettiği belirtilen kararda, "Vicdani delil sisteminin geçerli bulunduğu ceza yargılaması hukukumuzda, özgür iradeye dayalı olan ikrarın da dosyada varlığını koruyan tüm deliller gibi yargıç tarafından serbestçe takdir edilip değerlendirilmesi gerekecektir" denildi. Bir kimsenin suçlu olmadığı halde kendisini suçlu sayması veya bir başkasının suçunu kabullenmesinin mümkün olmadığı belirtilen kararda, "İkrarın hangi aşamada gerçekleştiği, özgür iradeye dayalı olup olmadığı, ikrarda bulunanın beyanının ciddiyeti, bundan doğacak sonuçları bilip bilmediği ve ikrarın başkaca deliller veya emarelerle desteklenip desteklenmediği konularının" da önemli olduğu vurgulandı. "İSTİKRARLI BİÇİMDE İKRARI VAR" Somut olayda sanığın, gerek sulh ceza hakimince, gerekse mahkemece tüm yasal hakları hatırlatıldıktan sonra sorgulandığı belirtilen kararda, "sanığın 25 yıldır uyuşturucu kullandığını, esrar elde etmek için evinin damında hintkeneviri yetiştirdiğini ikrar ettiği kaydedildi. Kararda, sanığın temyiz dilekçesine dahi hintkeneviri bitkisi yetiştirdiğini, ancak bunların cüzi miktarda olduğunu belirttiği" anlatıldı. Sanığın bu anlatımlarının adli sicil kaydıyla da doğrulandığı, başkası adına suç üstlendiği iddia edilmediği, böyle davranmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığı ifade edilen kararda, sanığın başlangıçtaki ikrarını tüm aşamalarda istikrarlı biçimde sürdürdüğü kaydedildi. Genel Kurul, sanığın durumunun tüm bu nedenler ve yeni TCK’ya göre değerlendirilmesini isteyerek, 7. Ceza Dairesi’nin bozma kararını kaldırdı ve yerel mahkemenin kararını bu gerekçelerle bozdu. "ZEHİRLİ AĞACIN MEYVESİ DE ZEHİRLİDİR" Karara katılmayan 2 üye, karşı oy yazılarında "hukuka aykırı şekilde elde edilen delil dolayısıyla ulaşılan delillerin, ister hukuka aykırı, isterse uygun yolla elde edilsin, hukuka aykırı deliller olacağını" savundular. Öğretideki baskın görüşün de bu yönde olduğunu belirten 2 üye, "Bu duruma ’hukuka aykırı delillerin dolaylı etkisi, uzak etkisi’ ya da ’zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir’ denilmektedir" tespitinde bulundular. Bu üyeler, aramanın rızayla bile olsa yine de hukuka aykırı olduğunu savundular. Sanığın ikrarının geçerli olmadığını ifade eden iki üye, sanığın ifade, sorgu ve savunmasının alındığını, her üç aşamada da hukuk kurallarına uyulmadan yapılan arama sonucu hintkenevirlerinin bulunduğuna dair arama zabıtlarının önüne konulduğunu ve "köşeye sıkıştırıldığını hisseden sanığın bu baskı altında itirafta bulunmak zorunda kaldığını" ileri sürdüler. http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/mev...ykiridelil.htm [/size][/b] |
18-03-2007, 00:10 | #2 |
|
Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir... Yakalanan hint kenevirinin hukuka aykırı şekilde elde edildiği gerek 7.ceza dairesi ve gerekse Genel Kurulca kabul edilmiş olduğuna göre, hukuka aykırı kısmı yok farzedip, hint kenevirinin yakalanmadığını kabul ettiğimizde, yeniden sanığın sorgusu yapıldığında, sanık suçu tekrar ikrar edecekmiydi? muhtemelen hayır... Kanaatimce 7.Ceza Dairesinin kararı yerinde idi...
|
18-03-2007, 02:13 | #3 |
|
Pekii. Bir şahıs hakkında usulüne uygun arama kararı var. Arama yapılırken aynı evde yaşayan başka bir şahsa ait başka bir suç oluşturan bir suç delili elde ediliyor. Şimdi burada bu şahıs için de ''hukuka aykırı elde edilmiş delil'' savunması yapılabilinirmi?
|
18-03-2007, 02:19 | #4 |
|
Kanımca bir arama kararı ile başka bir suça ait deliller elde edilmişse, bu delillerin hukuka aykırı olmaması gerekir. Kolluk güçleri nasıl ki özel durumlarda karara bağlı olmaksızın re'sen olaya müdahale edebiliyorlarsa, burada da yeni bir karara gerek olmaksızın delillere el konulması ve bu delillerin hukuka aykırı kabul edilmemesi gerekir. CMK bilgim olmadığı için sadece kendi düşüncemi yazdım. İlgili madde varsa aktarılması güzel olur.
Saygılar... |
18-03-2007, 02:55 | #5 |
|
Bir arama kararıyla başka bir suçla ilgili delil elde edilmişse bu durumda delil hukuka aykırı olarak elde edilmiş kabul edilmelidir,aksi halde söz konusu CMK maddesine ters düşer.Tabi bu benim kanaatim.
Sevgiyle kalın... |
18-03-2007, 11:32 | #6 |
|
Polis yolda delil bulursa, hemen eğilip almayacak mıdır? Gidip hakim kararı getirip, sonra mı delil toplayacaktır?
İnsan hakları adına adaleti yerde bırakmamak lazım kanımca. Saygılarımla |
18-03-2007, 14:04 | #7 |
|
Sayın Konyalı'ya cevaben;
Polislerin de en çok şikayet ettiği husus bu: "Delil olay mahalinde, alamıyoruz. Başına memur dikip, gidip el koyma kararı almak da hem fiili imkan ve şartlara uygun ve mantıklı değil ve hem de meşakkatli." diye serzenişte bulunuyorlar. Bu durum da bir dönem sonra gidişhat, ya kitabına uydurma şekline dönüşecek ya artık delile delil gözüyle bakmamaya başlayacaklardır. Ayrıca belirtmek gerekir ki; güzel, aydınlatıcı bir karardı. Sayın Kemal Yıldırım'a teşekkür ederim. Saygılarımla. |
18-03-2007, 17:24 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Saynı Kemal Yıldırım bahsettiğiniz konuyla ilgili CMK 'nda bir düzenleme var.. TESADÜFEN ELDE EDİLEN DELİLLER Madde 138 - (1) Arama veya elkoyma koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak, diğer bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir. (2) Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 inci Maddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir Yani bir arama kararında tesadüfen başka bir delil elde ediliyorsa o delil bizzatihi delil olarak kullanılamaz yasak delil olur.Ancak bulunan delil savcılığa bildirilir ve savcılık bunu bir ihbar olarak kabul eder..Saygılar... |
18-03-2007, 17:29 | #9 | |||||||||||||||||||
|
|
18-03-2007, 17:35 | #10 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Konyalı;maalesef arama kararı delil elde edilmesini biraz zorlaştırmaktadır.Ancak polis yolda delil bulmuşsa bunun içinde el koyma kararı alması gerekmez..Bu olayı biraz abartmak olur kanımca..Her ne kadar arama kararı olayı aydınlatırken işimize taş koysada arama kararı almak değil almamak insan haklarına aykırılık olur bence..Yani bahsettiğiniz durum insan hakları adına adaletin yerde bırakılması olmaz..İnsanların özel hayatın gizliliği denilen bir hakları var,ayrıca aile mahremiyeti de buna dahil.Bu saydığım haklar birer insan hakkı olduğuna göre arama kararı almak değil almamak insan haklarına aykırılık teşkil eder..İşimizi biraz zorlaştırsa da olması gereken bu bana göre..Saygılar... |
18-03-2007, 23:36 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Saygılarımla |
19-03-2007, 00:05 | #12 |
|
Sizinde dediğiniz gibi bir uyuşturucu için bir arama kararı alınıyor.Yani yapılan işlem hukuka uygun hale getiriliyor.Dolayısıyla insan hakkı ihlal edilmemiş oluyor.Özel hayatın gizliliği izin olmadan kişinin evi arandığında ihlal ediliyor.İzin alınarak aranaması hukuki açıdan gerekli olduğu için bir ihlal olarak nitelendirilemez..Bu hakkı düzenleyen maddelerde de bu böyle açıklanmıştır.Saygılar...
|
19-03-2007, 00:51 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Pınar Hanım, tesadüfen elde edilen delil, sizin alıntıladığınız maddeden de anlaşıldığı gibi yasak delil olmaz. Cumhuriyet Savcılığına bildirilir diyorsunuz, şayet yasak delil olsa, Cumhuriyet Savcısı ne yapacak bu durumda? Kanaatimce tesadüfen elde edilmiş, ya da yukarıda belirtildiği şekilde yolda bulunan delil, yasak delil olmaz. Zabıtanın bunu zaptetmesi için C.Savcısı veya mahkeme kararı almasına da gerek yok.. |
19-03-2007, 00:55 | #14 |
|
Demek istediğim yanlış anlaşılmış sanırım.Tesadüfen elde edilen delil bizzatihi delil olarak kullanılırsa yasak delil olur.Bu delil savcılığa bildirilir ve bu bir ihbar kabul edilir aksi halde yasak delil olur dedim.Savcılığa ihbar için verilirse yasak delil olmaz.SAygılar..
|
19-03-2007, 01:23 | #15 |
|
Delili hukuka aykırı kılan da elde ediliş şekli değil midir? Eğer elde ediliş şekli hukuka aykırı ise delil de hukuka aykırı sayılır. Maddeden de anlaşılacağı üzere tesadüfen bulunan deliller hukuka aykırı sayılmamalıdır. Yargıtay'ın meşhur günlük kararını hatırlatmak isterim. Karara konu olayda kadın kocasını aldatmakta ve bunu günlüğüne yazmaktadır. Günlüğün okunması özel hayatın gizliliğini ihlal olarak kabul edilse de günlüğün kolayca bulunup okunabilecek yerde olması bu hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaktadır. Yargıtay da yerinde olarak yatağın altında bulunan ve tesadüfen kocanın eline geçen günlüğün okunmasını ve delil olarak kullanılmasını hukuka aykırı saymamıştır.
Saygılar... |
19-03-2007, 10:41 | #16 |
|
Merhabalar! diyelim ki şahsın bahçesinde hint keneviri yetiştirdiğinden bahsile ususlüne uygun olarak arama kararı alınıyor ve fakat arama esnasında gubar halde esrar maddesi de bulunuyor gubar esrara ilişkin alınmış bir aramaemri olmadığı halde bu bulunan gubardan dolayı ceza verilebilir mi?
|
19-03-2007, 11:38 | #17 |
|
Durumdan C.Savcısı haberdar edilerek talimatı doğrultusunda esrar maddesi usulune uygun olarak zaptedilip, süresinde hakim onayı alınmak şartıyla, esrardan da ceza verilebilir.
|
20-03-2007, 00:41 | #18 |
|
Sayın Kemal Yıldırım' ın paylaşmış olduğu karar Prof.Dr.Feridun Yenisey' in kitabında, konferanslarında sıkça paylaştığı bir karardır. Kendisi hukuka aykırı delillerin kullanılmasını istisna olarak görmekle birlikte sonuç adil yargılanma ilkesinin ihlaline yol açmıyorsa bu delili kullanmak mümkündür demişti. Ben de bu görüşe katılıyorum. Tabi ki çok da sulandırılmaması kaydıyla...
Hukuka aykırı delillerle ilgili özellikle kolluk kuvvetlerinin abartılı yakınmalarına katılmadığımı iletmek isterim. Kamu görevlileri sürekli birşeylerden yakınırlar. Gittiğim icra dairesinde, kalemde, vergi dairesinde, emniyette... Sayın meslektaşlarım burada çok ciddi bir sorun varsa o da bence bir çok konuda yeterli gördüğüm yeni ceza yasalarımızın uygulanmaması sorunudur. Bakın mesela aşağıda bağlantısını verdiğim meslektaş sorusunda bir savcının yetkisini kullanmaması veya açıp kanuna bakıp yetkisini öğrenmemesi sorunu vardır. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=13238 Kanunlarımız kanaatime göre bir çok anlamda, muhakkak ki yetersizlikleri de vardır, günün koşullarını karşılar niteliktedir. Önemli olan uygulamadır. Saygılarımla |
20-03-2007, 05:24 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Yeni sistemde suç şüphesini öğrenen kolluk ;derhal savcıya bildirecek,savcıdan emir almadan her araştırma işlemi kanuna aykırı işlemdir. Savcının , kolluğun yapacağı işlemler için tek tek emir vermesi gerekiyor.Mesela ; kolluk kendiliğinden ifade alamaz,arama yapamaz,göz altına alamaz Tabii bunun uygulamada sorun yarattığı açıktır iş yükü hesaba katılınca.. Saygılarımla... |
14-04-2008, 20:03 | #20 | |||||||||||||||||||
|
Konunun açılmasından yaklaşık bir yıl sonra ve konuyu çalışmış olarak karşınızdayım CMK m. 138/1 gereği açıklanan şekilde tesadüfen elde edilen deliller "hukuka aykırı delil" değildir. Çünkü başka bir suça ilişkin olsa da hukuka uygun olarak verilmiş bir arama ya da elkoyma tedbiri söz konusudur. Her ne kadar insan hakları ihlallerinin engellenmesi amacıyla tedbire karar verilmesi ya da delilin hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesi sıkı koşullara bağlanmış olsa da CMK' nın amacı olan "maddi gerçeğin ortaya çıkarılması" nın bir gereği olarak 138. madde konulmuştur. Bunun yanı sıra maddede geçen "muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir" ibaresi delillerin hukuka aykırılığını göstermez. Bu cümlenin konuluş amacı da kolluğun keyfi davranışlarının dolayısıyla da insan hakları ihlallerinin engelenmesidir. Kolluk savcının emir ve talimatları doğrultusunda hareket edecektir. Bu nedenle de tesadüfen elde edilen deliller muhafaza altına alınarak derhal Cumhuriyet savcılığa bildirilecektir. Ayrıca iletişimin denetlenmesi tedbirinin uygulanması sırasında tesadüfen elde edilen delillerle ilgili 138. maddenin 2. fıkrasındaki sınırlamanın getirilmiş olamsı da, diğer koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında elde edilen ve başka suç şüphesi uyandıracak delillerin hukuka aykırı olmadığını göstermektedir. Bir mesajda bu şekilde elde edilen delillerin ihbar niteliğinde olduğu belirtilmiş. Bir suça ilişkin soruşturma kapsamında arama ya da el koyma tedbirine karar verilmiş, tedbirin yerine getirilmesi sırasında soruşturması devam etmekte, ancak hiçbir tedbir kararı verilmemiş olan başka bir suça ilişkin bir delil elde edilmişse, bu delil hukuka uygun bir delil olarak kabul edilip, o soruşturmada kullanılamayacak mıdır? Açıklamalar doğrultusunda cevabım: "Bu şekilde elde edilmiş delil hukuka uygundur ve kullanılabilir." Saygılarımla.. |
29-05-2008, 12:44 | #21 |
|
Bu bizim anaysa sorumuzdu hukuka aykırı deliller kabul edilir mi diye.Bende tarafların kabul etmesi dolayısıyla kabul olur diye düşündüm hatta anaysadan baktım yanlış mı anladım acaba ? Hatta sınav 27.05.2008 tarihinde oldu
|
09-07-2009, 17:39 | #22 |
|
anayasa md.38 uyarınca kanuna aykırı deliller kabul edilemez sanırsam bu sorudan puan alamadınız
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukuka Aykırı Olarak Elde Edilen Deliller | poyraz | Meslektaşların Soruları | 34 | 01-11-2015 22:52 |
Hukuka Aykırı Delil | glossator | Hukuk Sohbetleri | 31 | 12-06-2015 12:17 |
Ceza Yargılamasında Hukuka Aykırı Olarak Elde Edilen Delillerin Kullanılması | sword_can | Ceza Hukuku Çalışma Grubu | 19 | 09-07-2010 15:14 |
Hile İle Elde Edilen Delil... | Av.Mehmet Saim Dikici | Hukuk Sohbetleri | 43 | 03-03-2007 15:38 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |