Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Notere ’hákim’ yetkisi

Yanıt
Konu Notu: 6 oy, 4,33 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-02-2007, 12:34   #1
Y£LİZ

 
Varsayılan Notere ’hákim’ yetkisi

Adliyenin iş yükünü azaltmak ve noterlere yeni iş alanları yaratmak için hazırlanan yasa teklifiyle mahkemelerin yaptığı bazı görevler, noterlere devrediliyor.

Buna göre noterler, delil tespiti yapabilecek, tanık dinleyebilecek ve keşifte bulunabilecek. Ayrıca bu işlemleri yaparken, imza yetkisi verilmiş hukuk fakültesi mezunu görevli istihdam edebilecek ve bu kişilerden yardım alabilecekler. AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin’in TBMM Başkanlığı’na verdiği yasa teklifi, önümüzdeki hafta adalet komisyonunda görüşülecek.

Martta yasallaşması planlanan ve tartışma yaratacak birçok düzenleme içeren teklifin gerekçesi, "Yargının iş yükünün azaltılması ve gerçekten yargısal bir faaliyet sayılmayan işlerin yargı organlarının görevleri dışına çıkartılması" olarak açıklandı. Teklif kabul edilirse terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi, vasiyeti yerine getirme bildirimi, miras reddi, ihtilaflı borç tevdii, satılacak eşyanın hasar tespiti gibi işlemler artık noter de yapılacak.

Noterler Birliği Başkanı Hasan Yeni, vatandaşın hem para, hem de zamandan tasarruf sağlayacağını savunarak "Hasarlı trafik kazalarında mahkemelerin yaptığı hasar tesbitini yanımızda bilirkişi ile biz yapacağız. Vatandaş saatlerce beklemek zorunda kalmayacak" dedi.


http://www.rsshaberler.com/haberdetay.php?link=http://www.hurriyet.com.tr/gundem/5967800.asp?m=1&typeeng=sondakika&titleeng=hurriye t&metatitle=Hürriyet Son Dakika&charset=utf-8
Old 17-02-2007, 14:42   #2
Av.G.K.

 
Varsayılan

Noterlerin hükümet nezdinde yaptıkları lobi faaliyetleri sonuç vermiş anlaşılan.
Bu haberi okuyunca bir an''....peki meslek ögütümüz olan Barolar Birliği neden hem avukatların yetkilerini artıracak hemde yargının iş yükünü azaltacak konularda hükümet,medya ve kamuoyu nezdinde lobi faliyetlerinde bulunmuyor''diye düşünme gafletinde bulundum ancak daha sonra birliğimizin son zamanlardaki tavrını hatırlayınca ''tövbe,tövbe''diye iç geçirdim.......
Old 17-02-2007, 15:01   #3
özgür

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Gökhan Karakaş
Barolar Birliği neden hem avukatların yetkilerini artıracak hemde yargının iş yükünü azaltacak konularda hükümet,medya ve kamuoyu nezdinde lobi faliyetlerinde bulunmuyor''diye düşünme gafletinde bulundum

Sayın Karakaş
Bir dönem istanbul Barosu Yargı Sorunları Komisyonunda çalıştım.33.000 kayıtlı yaklaşık 16.000 faal avukatı bulunan bir örgütün sorunlarını dile gitirip çözüm arayanaların sayısı 7-8 kişiyi geçmedi.
Saygılarımla
Old 17-02-2007, 16:01   #4
mutlakadalet

 
Varsayılan

Bu haberi okuyunca, Atalarımız'ın söylemiş olduğu bazı sözler aklıma geldi. Birkaç tanesini yazayım:

İki aslan bir posta sığmaz. Peki iki aslanı bir postun içine zorla sokarsak ne olur? Görünürde, iki aslan da posta sığmış gibi görünür; ancak işin aslına bakıldığında, postun sağının solunun yırtıldığını, aslanların; kollarının, bacaklarının dışarıda kaldığını görürsünüz.

İki karpuz bir koltuğa sığmaz. Peki iki karpuzu sıkıştıra, tıkıştıra bir koltuğa koymaya çalışırsak ne olur? Karpuzların ağırlığına göre olaylar gelişir. Eğer iki karpuz da inat eder de koltukta kalmaya çalışırsa, koltuğun kırılma ihtimali dahi doğabilir.

İki at bir kazığa bağlanmaz. Bağlarsak ne olur? Ortada ne atlar kalır ne de kazık.

Benim korkum odur ki; Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayalım.
Old 18-02-2007, 00:35   #5
Av.Lalezar Nergiz

 
Varsayılan

Dostlar sizle yanıtı Birlik başkanımız verebilir.Nasıl mı?Lütfen Aydın Barosundan 17.02.2007 tarihli toplantıda birlik başkanının da konuştuğu CD.nin kopyasını isteyin.İlginç
Old 19-02-2007, 10:47   #6
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Hepimizin tahmin edeceği üzere böyle bir yasal değişiklikle noterlerin işi katbekat artacaktır, bu da noterler için çok daha fazla kazanç demektir.Eğer böyle bir değişiklik yapılacaksa noter sayılarını da arttırmak daha adilane olacaktır,zira bildiğim kadarıyla noter olmak isteyen çok sayıda hukukçu bulunmaktadır.Noterliği birkaç kişinin tekelinden kurtarıp eşit ve adil gelir dağılımını sağlamak lazım.Mevcut noterlik kanunu bu alanı adeta hukukçulara yasaklar niteliktedir.Hasbelkader atanmış belli sayıdaki noterler yeni münhal veya muhdes noterliklere atanmada önceliğe sahip olduklarından ordan oraya en karlı yerleri tercih ederek yeni atamalara engel oluyorlar.Neredeyse elde bulundurulan noter yetki belgeleri sararıp okunmayacak hale gelenler de atanmayı beklemeye devam ediyorlar.Örneğin 2006 Aralık ayının münhal 22 tane 3. sınıf noterliklerden sadece 5 tanesi yetki belgesi ile atanmıştır geriye kalanı ise eski noterlerin yer değiştirmesi ile doldurulmuştur.Atanan bu 5 kişinin de belgesi 5 veya 6bin numaralıdır yani enaz 15 yıl önce alınan yetki belgeleridir.Dolayısıyla eğer iyiniyetli bir düzenleme yapılmak isteniyorsa zaten çok kazanan mevcut noterlerin kazançlarını katbekat artıracak adımlar yerine bununla beraber noter sayılarını artıracak yasal düzenlemenin birlikte yapılması gerekmektedir.Yoksa bu haliyle değişiklik çabaları bir arkadaşımızın dediği gibi noterler birliğinin lobi çalışması olarak telakki edilir.
Merak edenler www.TNB.org.tr den noter atanma hareketlerini izleyebilirler.
Old 20-02-2007, 16:40   #7
AV.SERTANn

 
Varsayılan

2000'li yıllarda "noterlik" imajı:Oğlum ,kızım büyüyünce ne olacaksınız? Noter olucaz anne,baba....Ben kızımı noter'den başkasına vermem.....kızımı ne noterler istedi de vermedim.....vs..!


2000'li yıllarda "avukatlık" imajı...?!
Old 22-02-2007, 10:50   #8
avenginakbaba

 
Varsayılan

biz, noterlik işlerinin bazılarını avukatların da yapabi,lmesine zemin hazırlayacak yasalar hazırlansın derken, aksi yönde noterlerin lehine yaslaar düzenlenmesi ilginç.
noter nedir?

bu sorunuın bile doğru dürüst cevabı yok.
Old 22-02-2007, 17:28   #9
NT.ŞÜKRAN

 
Varsayılan

Türkiye Barolar Birliği temsilcisi Av. Teoman ERGÜL’ün başkanı olduğu IX.Kalkınma Plânı (2007–2013) Adalet Hizmetleri Özel İhtisas Komisyonu Raporunun
yayınlandığı site adresini aktarıyorum.
http://66.102.9.104/search?q=cache:l...r&ct=clnk&cd=1
Burada yazılanları http://www.antalyabarosu.org.tr/haber.php?id=205 adresinde yazılı görüş ve H.M.U.Kanunu tasarısı ile birlikte değerlendirirsek düşünce boyutlarımızın genişleyeceğini sanıyorum.
Saygılarımla...
Old 22-02-2007, 23:42   #10
Zeki SERİNKAN

 
Varsayılan

NOTERLİK MESLEĞİ
Madde 1 - Noterlik bir kamu hizmetidir. Noterler, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri yaparlar(Noterlik Kan. md:1)

NOTERLİK MESLEĞİ

NOTERİN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Prof. Dr. ÖMER ULUKAPI'nın
"Noterlik Mesleği
Noterin Hak ve Yükümlülükleri"
Adlı Kitabından Alınmıştır
1.NOTER VE NOTERLİK MESLEĞİ KAVRAMLARI
A.NOTERİN TANIMI
Noter Latince işaretlemek, belirtmek, yazılı kayıt, yazılı belge demek olan “nota” kökünden gelmekte olan “Notarius” sıfatının isimleştirilmesidir ve kavram olarak, yazıcı anlamına gelmektedir.
Türk Hukukunda noter ve noterlik müessesesi 1512 sayılı Noterlik Kanunu tarafından düzenlenmiştir. Adı geçen Kanunun 1 inci maddesinde, kişi olarak noter ve müessese olarak da noterlik hakkında kısa bir açıklama yapılmış olmasına karşılık, bir tanımlamaya yer verilmiştir. Söz konusu madde şöyledir:”Noterlik bir kamu hizmetidir. Noterler, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri yaparlar.” Görüldüğü üzere bu maddenin ilk cümlesi, noterlik müessesesini değil noterlik hizmetini esas almaktadır. Aynı maddesin ikinci cümlesi ise noterlerin genel çerçevesini çizmektedir. Bununla birlikte; söz konusu maddenin, bir tanım yapmak konusunda bize ışık tutacağı açıktır. Buna göre noteri; “hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek amacıyla çeşitli belge ve işlemlere resmiyet kazandıran ve kanunların öngördüğü diğer görevleri yerine getiren, belli nitelikleri ve kendine özgü bir hukuki statüsü olan kamu görevlisi” şeklinde tanımlayabiliriz. Böylece tanımladığımız noter kendisintarafından, e verilen görevlerin bir kamu hizmeti olarak (NK.m1,c.1) yürütülmesini “noterlik müessesesi” olarak adlandırmak mümkündür.
B.NOTERLİĞİN TOPLUMSAL ÖNEMİ
Noterlik müessesesinin toplumsal önemi oldukça büyüktür. Zira, her ne kadar kişilerin hakları kanunlarla teminat altına alınmış ve bu hakların ihlalleri durumunda mahkemelerden korunma sağlanmış ise de, özellikle özel hukuktan doğan bir çok hakkın etkin olarak kullanılması ve kolayca ihlal edilememesi açısından noterlik müessesesi çok önemli bir işleve sahiptir.
Noterler, hukuki işlemlerin belgelendirilmesini ve bu belgelerin düzenli bir şekilde saklanmasını sağlamakla görevlendirilmişlerdir(NK.m.72). Bu yönüyle noterler, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önleme işlevini yerine getirmektedir. Bu bağlamda, noter tarafından yapılan işlemlere ait belgeler uyuşmazlıkların yargı organlarına intikal etmesini önlemekte, intikal eden uyuşmazlıkların daha çabuk sonuçlanmasını sağlamaktadırlar. Zira, noter tarafından düzenlenen hukuki işlemlere ait belgelerin kesin delil niteliği bulunmakta (HUMK.m.295/I; NK.M.82/I) ve bu belgeler sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli sayılmaktadır. Görüldüğü üzere noterler kişiler arasındaki uyuşmazlıkları genel olarak önleme, özel olarak da ortaya çıkan uyuşmazlığın çabuk sona e ermesinkatkıda bulunmak suretiyle adalete, mahkemelerin iş yükünü hafifletmek suretiyle de yargı sistemine yardımcı olma işlevini de yerine getirmektedirler. Noterlerin bu işlevleri, onları mahkemelerin işlevine benzer bir işlev yerine getirmekte olduğunu göstermektedir. Zira, mahkemelerin birinci işlevi meydana gelen uyuşmazlıkları gidermek, ikinci işlevi ise, birinci işlevin doğal sonucu olarak uyuşmazlıkları önlemektir. Noterlerin ise, birinci işlevi uyuşmazlıkların çıkmasını önlemek ikinci işlevi ise, ortaya çıkan uyuşmazlığın çözümlenmesini sağlamaktır. Gerçekleştirilen işlev açısından, mahkemelerin uyuşmazlığı sona erdirme bağlamında doğrudan müdahalesi dışında kayda değer bir fark bulunmamaktadır. Neticede mahkemelerin işlevinin düzeltici-koruyucu (tespit edici) noterlerin işlevinin ise tespit edici (koruyucu)-düzeltici işleve yardımcılık olduğunu belirtmek mümkündür.
Mahkemelerin görevi, hukuk düzenindeki konumları itibariyle uyuşmazlık çıktıktan sonra uyuşmazlığın kural olarak tarafın istemi üzerine karara bağlamaktır (çözümlemektir). Oysa noterlerin toplumsal görevi, toplum hekimliğiyle paralellik arz etmektedir. Nitekim, hekimlikte koruyucu hekimliğin tedavi edici hekimlikten ayrılan yönü, hastalık ortaya çıkmadan önce hastalığın önlenmesi, hastanın korunmasına yönelik tedbirleri içermesidir. Tedavi edici hekimlik ise, ortaya çıkan hastalığın tedavi edilmesi, iyileştirilmesidir. Bu benzerlikten hareketle, noterlerin asıl işlevinin hukuki işlemlerin düzenlenmesi yoluyla uyuşmazlıkların ortaya çıkmasını önlemek olduğu belirtilebilir. Bunun yanında, belli özellikleri haiz noter senetlerine mahkeme kararları gibi icra kabiliyeti verilmiş olması noterlerin işlevlerinin mahkeme işlevlerine paralel bir düzenlemeyi içerdiği söylenebilir. Aslında toplumsal barışın sağlanması açısından hukuk düzeninin mahkemeler ile noterlere tanıdığı yetkilerin, işlevsel açıdan birbirlerine tamamlayıcı bir yapı arz ettikleri söylenebilir. Aşağıda inceleyeceğimiz şekilde, özellikle çekişmesiz yargı alanındaki bazı işlerin noterlere bırakılmasıyla noterlerin toplumsal dolayısıyla hukuki barışa katılma işlevi daha da etkin hale gelebileceği gibi, adalet sistemimizde büyük bir rahatlama da sağlayacaktır.
Noterlerin bu yolla toplumsal barışa katkı sağlamaları söz konusu olduğu gibi, aynı zamanda noterlerin sosyal işlevinin bir yansıması olarak temel insan hak ve özgürlüklerinin korunmasında da etkili olduğu söylenebilir.
Bütün bu hususlar dikkate alındığında noterlerin bir toplumda barışa katkıda bulunma adına hukuk düzeninin sağladığı yetkiler çerçevesinde, bu konuda görevlendirilmiş organlar kadar bir önemi haiz olduğu tartışmasızdır. Bu nedenledir ki, noterlik müessesesi tarih içerisinde hemen her toplumda, değişik ad ve statülerde yerini koruya gelmiştir.
Old 23-02-2007, 02:15   #11
mutlakadalet

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Prof.Dr. Ömer Ulukapı
Aşağıda inceleyeceğimiz şekilde, özellikle çekişmesiz yargı alanındaki bazı işlerin noterlere bırakılmasıyla noterlerin toplumsal dolayısıyla hukuki barışa katılma işlevi daha da etkin hale gelebileceği gibi, adalet sistemimizde büyük bir rahatlama da sağlayacaktır

Sayın Hocamız'ın da belirttiği gibi çekişmesiz yargı alanındaki bazı işlerin noterlere bırakılması, mahkemelerin yükünü hafifletme konusunda olumlu bir etki sağlayacaktır. Nitekim bazı devletlerde de, noterlerin, bu tarzda yetkileri vardır. Bununla birlikte, tartışmakta olduğumuz yasa tasarısında noterlere verilen yetkilere baktığımızda:

Alıntı:

Buna göre noterler, delil tespiti yapabilecek, tanık dinleyebilecek ve keşifte bulunabilecek.

Henüz öğrenci olmam hasebiyle, uygulamaya ilişkin bilgilerim kısıtlı düzeyde; ancak var olan teorik bilgilerim çerçevesinde, söz konusu işlerin, çekişmesiz yargı alanına dahil olan işler olduğunu söyleyemeyeceğim.(En azından, yalnızca bu alana hasredilmiş işler değiller) Esas işlevi, uyuşmazlıkların çıkmasını önlemek için işlemlerin belgelendirilmesini sağlamak olan noterlere söz konusu işlerin de yükletilmesi; ilaç dağıtan bir eczacıyı ameliyat masasına çekmek gibi oluyor. Ameliyat edilmesi gereken bir hasta olduğu zaman, ameliyat masasında hem eczacı hem de operatör doktor olacaktır.
Yasada noterlere verilmesi düşünülen yetkileri neşter olarak addedelim. Şu halde, neşteri tutacak olan eczacı; ancak neşter ile darbeyi vuracak olan operatör doktordur. Elinde neşter olan eczacı darbeyi yapmaya yetkili değilken, darbeyi yapmaya yetkili olan operatör doktorun, darbeyi yapabilecek neşteri yoktur. Haa bu arada çabuk da olmanız gerekmektedir. Hasta, kan kaybından ölebilir.

Kanımca noterlere, söz konusu mahiyette işlerin verilmesi, zaten geç gerçekleşen ve de tam olarak gerçekleşemeyen adaletin, daha geç ve de daha çok ödün vererek gerçekleşmesine sebep olacaktır.
Old 23-02-2007, 09:26   #12
Av.EErdem

 
Varsayılan Yargı Yetkisinin Devri

Yasa teklifini üzülerek okudum. Üzüldüğüm nokta ; teklifi imzalayanların hukuk fakültesi mezunu milletvekilleri olmaları. Yasa teklifinde Adliyelerin iş yükünü azaltmak bahanesiyle sadece sayılan işleri noterlerin yapabileceği belirtilmiyor. Devamında; noterlerin bu işleri yaparken tanık dinleyebilecekleri, tarafların beyanlarını da alarak yargılama yapabilecekleri, kolluk gücünden yararlanacakları da var. Ayrıca noterlere verilen yetki çerçevesinde delil tespiti hariç olmak üzere yaptıkları işler hakkında Sulh Hukuk Mahkemesi'ne itiraz hakkı var. Yani işin özü; Noter Mahkemeleri kuruluyor. Bu teklifi hazırlayanlar; Anayasa'yı hiçe saydıklarının farkına varmalı , çünkü yasa teklifi bu haliyle Anayasa'nın 9. maddesindeki Yargı yetkisinin Bağımsız Mahkemelerce kullanılan devredilemez bir yetki olduğunu içeren hükmü açıkça ihlal ediyor. Böyle bir yasa değişikliğinin büyük sakıncalar doğuracağı düşüncesindeyim.
Saygılarımla...
Old 23-02-2007, 17:15   #13
NT.ŞÜKRAN

 
Varsayılan

Sevgili Mutlakadalet ,
Henüz öğrenci olmana rağmen yargı ve yargı yetkisi gibi gayet ciddi bir konu üzerinde kafa yorup fikir ortaya koyman bana çok olumlu geldi. Ülkemizde, Avrupa Birliği ve Kıta Avrupası Hukuku sisteminde belirlenmiş standart ölçütlere uyum sağlamış, sosyo-ekonomik bakımdan gelişmiş güvenlikli ülkelerdeki yargı kalitesine erişmiş Adalet hizmetlerine kavuşmak için sizin gibi etkin genç meslektaşlara ihtiyacımız var.
Örneğinizden haraketle ifade edeyim ki, olası yetki değişikliği ile noterler ameliyathaneye sokulmuş olmuyor. Eczacının eline neşter verilip haydi kes ve ortalığı kana bula denmiyor. Cerrahta eczacı da kendi asli işlerini yapmaya devam edecek. Burada göz ardı ettiğiniz bir husus var. Cerrahın asli işinin ne olduğunun bilincinde miyiz?
Konunun odağında yargı kavramı var. Değerli Hocam Baki Kuru’nun bu konudaki kitaplarını karıştırsan açıkça göreceksin, hakimlerin, hakim sıfatı ile yaptığı bütün tasarruflar yargı yetkisini kullanmalarının bir sonucudur.Hakimlerin idari nitelikte yaptığı bütün tasarruflar bu yetkiye dayanır.Ancak Anayasamızda ifadesini bulan, güvence altına alınan, yargıdan anlamamız gereken ne? Anayasa'nın 9. maddesindeki yargıdan Anayasa Mahkemesi ne anlıyor? Anayasa Mahkemesinin benimsediği, yargı, yargısal faaliyet için düşündüğü maddi anlamda yargıdır(çekişmeli yargı).Yine Anayasamıza göre vatandaşın dava hakkı anayasal güvence altındadır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun E.1990/2-560 K.1990/622 5.12.1990 tarihli emsal kararına göre nizasız kaza tam bir dava değildir, maddi hukuk bakımından kesin hüküm ifade etmez.
Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu tasarısı incelersek çeşitli kanunlarımızda dağınık şekilde yer almış çekişmesiz yargı işleri dokuzuncu kısımda toplanmış, ölçütleri ortaya konmuş, Mahkemeler dışındaki resmî makamlara bırakılacak çekişmesiz yargı işlerinde uygulanacak usuller tespit edilmiştir. Noterlere resmi sıfatları nedeni ile yeni görev ihdaslarının konusu bu tasarıda yazılı bazı çekişmesiz yargıya giren işlerdir.Yani N.K. da yapılması düşünülen değişiklik ile H.M.U.K tasarısı paralellik arz ediyor. Halihazırda da noterler bir olayda önce kendi özel kanunlarına,orada hüküm yoksa genel hükümlere bakar ve onları uygular.
Noterlik hizmeti de Medeni yargı alanında bir Adalet hizmetidir. Avukatlar, Savcılar gibi Noterler mahkemelere yardımcı organlardır ve daireleri resmi dairedir.
Kaldı ki 1512 sayılı Noterlik Kanununa göre tespit işleri, emanet işleri, Kanunlarda resmi olarak yapılması emredilen hukuki işlemleri yapma noterlerin görevleri arasındadır, zaten vardır.
Saygılarımla…
Noter Şükran Tüfekçioğlu
Old 24-02-2007, 00:15   #14
mutlakadalet

 
Varsayılan

Sayın Şükran Tüfekçioğlu, iltifatlarınız ve vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkür ederim. Yazınızdan hareketle noterlik kanununu incelemek istedim. Noterlerin görevleri kısmını sizlerle de paylaşıyorum.

Alıntı:
SEKİZİNCİ KISIM: NOTERLERİN GÖREVLERİ
BİRİNCİ BÖLÜM : GENEL OLARAK
NOTERLERİN GENEL OLARAK YAPACAKLARI İŞLER:
Madde 60 - Noterlerin görevleri:
1. Yapılması kanunla başka bir makam, merci veya şahsa verilmemiş olan her nevi hukuki işlemleri düzenlemek,
2. Kanunlarda resmi olarak yapılmaları emredilen ve mercileri belirtilmemiş olan bütün hukuki işlemleri bu kanun hükümlerine göre yapmak,
3. Gayrimenkul satış va'di sözleşmesi yapmak,
4. Bu kanuna uygun olarak dışarda yazılıp getirilen kağıtların üzerindeki imza, mühür veya herhangi bir işareti veya tarihi onaylamak,
5. Bu kanun hükümlerine göre yapılan işlemlerin dairede kalan asıl veya örneklerinden veya getirilen kağıtlardan örnek çıkarıp vermek,
6. Belgeleri bir dilden diğer dile veya bir yazıdan başka bir yazıya çevirmek,
7. Protesto, ihbarname ve ihtarname göndermek,
8. Kanunen tescili gereken işlemleri tescil etmek,
9. Bu ve diğer kanunlarla verilmiş sair işleri yapmak.
İKİNCİ BÖLÜM: ÖZEL OLARAK
TESPİT İŞLERİ:
Madde 61 - Noterler bir şeyin veya bir yerin hal ve şeklini, kıymetini, ilgili şahısların kimlik ve ifadelerini tespit ederler ve davet edildiklerinde piyango ve özel kuruluşların kur'a, seçim ve toplantılarında hazır bulunarak durumu belgelendirirler.
EMANET İŞLERİ:
Madde 62 - Noterler, saklanmak veya bir şahsa verilmek üzere getirilen emanetleri, aşağıdaki hükümlere göre muhafaza ederler.
...
DEFTER ONAYLAMAK:
Madde 68 - Noterler Türk Ticaret Kanunu ve diğer kanunlar hükümlerine göre tutulması gereken defterleri bu kanunlar uyarınca onaylarlar.

VASİYETNAME VE ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARLA İLGİLİ İŞLER:
Madde 69 - Noterler açık veya kapalı olarak verilen vasiyetnameleri saklarlar ve buna dair bir tutanak düzenlerler. Gerek bu suretle saklanan vasiyetnameleri, gerek noterler tarafından düzenlenen sair ölüme bağlı tasarrufları yapanların ölümü halinde bilgi verilmesi için, durumu bunların kayıtlı oldukları nüfus dairelerine yazı ile bildirirler.
TEBLİGAT İŞLERİ:
Madde 70 - Tebliği istenen her nevi kağıt, Tebligat Kanunu hükümlerine göre muhatabına tebliğ olunur. Tebliğ tutanağı dairedeki nüshaya bağlanır. Tebliğin yapıldığı veya yapılamadığı ilgilisine verilecek nüshasına yazılıp onaylanır.


Noterlik Kanununda noterlere verilen yetkileri inceledikten sonra, noterlerin mevcut yetkileri ile, forumda yer alan haberde de belirtildiği üzere, noterlere verilmesi düşünülen yetkileri kıyaslama yoluna gittiğimde, noterlerin sahip olduğu yetkilerin mahiyetinde değişme olduğunu gözlemliyorum.


Alıntı:
Örneğinizden haraketle ifade edeyim ki, olası yetki değişikliği ile noterler ameliyathaneye sokulmuş olmuyor. Eczacının eline neşter verilip haydi kes ve ortalığı kana bula denmiyor. Cerrahta eczacı da kendi asli işlerini yapmaya devam edecek.

Yukarıdaki yazımda da belirttiğim üzere, eczacıların eline yalnızca neşter veriliyor. Neşteri alan eczacılara ameliyatı yapma yetkisi verilmiyor. İşte sorun da bu noktadan doğuyor. Yani yargılama sürecinde ikiliğin çıkmasına neden olabilecek bir durum ile karşı karşıyayız.

İlgili yetkilerden hangilerinin çekişmeli, hangilerinin çekişmesiz yargı alanına girdiği konusunda net bilgilerim yok; ancak söz konusu yetkiler, çekişmeli yargı alanında da kullanılabilecek yetkiler. Diyelim ki; çekişmeli yargıya giren bir uyuşmazlık söz konusu. Bu uyuşmazlığı çözme görevi de benim üzerimde. İlgili uyuşmazlığa ilişkin olarak hem tanıkların dinlenmesi hem de keşif yapılması gerekiyor. Söz konusu uyuşmazlık ile ilgili olan duruşmanın olduğu sabah mahkemeye geliyorum. Bir de ne göreyim. Tanıklar dinlenmiş, keşif yapılmış. Önümde, tanık beyanları ile keşif tutanağı var. Eğer ki; yargılama süreci matematiksel kesinliğe sahip bir süreç olsa idi, tanık beyanlarını ve keşif tutanağını okuyup, karar verirdim; ancak yargılama süreci matematiksel kesinliğe sahip bir süreç olmadığından bu işlemleri kendim yapmadan sağlıklı bir karar veremezdim.

Sağlıklı bir karar veremezdim; çünkü ben, dağın tepesinden aşağı doğru sarkarken, aşağı sarktığım ipin sağlam olup olmadığını kendi gözlerimle inceleyemiyorum. İpin başındaki kişi, bana, ne kadar da: "bak bu ip çok sağlam, sıkı bir yere de bağlıyorum, hadi güvenle in artık" dese de, ben, kendi gözlerimle ipi incelemeliyim ki; gönül rahatlığı ile dağdan aşağı sarkayım.

Söz konusu yetkilerin noterlere verilmesini kabul etmemem, noterlerin, bu görevin altından kalakamayacakları korkum değildir. Aksine, noterlerin birçoğu alanında uzmanlaşmış kişilerden oluşmakta. Bu görevlerin altından da rahatlıkla kalkabilecek niteliğe sahipler. Bununla birlikte, benim karşı çıktığım nokta, bu yetkilerin verilmesi dolayısıyla yargılamada ikilik oluşturulmasıdır. Kaygılandığım husus budur. Bu hususu açık bir biçimde aydınlatabilirseniz, sizlere müteşekkir kalırım.

Saygılarımla



Old 24-02-2007, 20:16   #15
recepbarlas

 
Varsayılan

Barolar Birliği ile İstanbul Barosu yönetimi bu kadar pasif ve teslimiyetçi olursa avukatlık mesleği Türkiye'de üzerinde en çok oynanan meslek haline gelecek. Tek çare gerçek bir eylemlilik süreci başlatmak.O zaman en geç 1 hafta içinde CMK sorunu çözülür.

Ben de sürekli kimsenin avukatı olmadan adliyede talep dahi açmaması gerektiğini düşünüyordum.Aman anlaşılan avukatların adliyeye girmesi gereği bile ortadan kalkacak.

Tek çözüm gerçekçi ve samimi bir eylem süreci
Old 28-02-2007, 21:02   #16
NT.ŞÜKRAN

 
Varsayılan Noterlİk Kanunu DeĞİŞİklİĞİne KarŞi Ankara Barosunun Basin AÇiklamasi

Sayın Site Mensupları,
Ankara Barosunun Noterlik Kanununda yapılması düşünülen kanun teklifine karşı basın açıklamasını aşağıya aktarıyorum.
Bende Ankara Barosundan ruhsat alarak mesleğe başladım ve uzun yıllar farklı illerde avukatlık yaptım.Şu an noterim.Kurumsal yapımı tümden red eden bir anlayışın bu baro tarafından ortaya atılmasına çok üzüldüm.

Sayın Başkana şunu sormak isterim:Bu ülkede avukatlara ihtiyaç yok kurumsal yapılarını tartışalım desem ne hisseder di?

Ayrıca getirilmek istenen değişiklik ile Türk Noterlerine verilmek istenen Avrupa Birliği ülkelerindeki noterlerin yaptığı işlerdir.Türkiye Noterler Birliği, 1973 yılından beri dünya kuruluşu olan Latin Noterler Birliği üyesidir. Çeşitli komisyonlarına da üye gönderir.
Avrupa Birliği ve Kıta Avrupası Hukuk sisteminde noterlik müessesesi vardır.
Sayın Başkan ülke ismi vermemiş ama bildirisinde ifade ettiği Türk Hukukunda ve Avrupa Hukukundaki gibi noterlik ülkesi olmayan tek ülkenin Amerika Birleşik Devletleri olduğunu biliyorum.
Kuran-ı Kerimin Bakara suresinde bile benim kurumumun yeri vardır.
Saygılarımla...
Noter Şükran Tüfekçioğlu(Güneri)

BASIN AÇIKLAMASI
18 Ocak 1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, 818 sayılı Borçlar Kanunu ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifiyle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun &S216;164/2, 550/3, 598/1-2, 609/1-3-4,614/2, 615/619/2, 620/1-2-3, 621/1, 624/2, 626/2, 631/1 ve yine 818 sayılı Borçlar Kanunun 36/1, 91, 166/1, 199/2 maddeleriyle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 303/2, 1065. maddeleri hükümleriyle yargıçların/mahkemelerin görevleri arasında olan: 'Ortak konutu terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi', 'Mirasçılık belgesi verilmesi', 'Mirasın reddi beyanının tespiti ve tescili', 'Terekenin yazımı işleminin sona erdiğinin mirasçılara bildirilmesi', 'Mirasın reddinin, mirası reddeden kişiden sonra gelen mirasçılara bildirilmesi', 'Mirasın reddi süresinin uzatılması', 'Terekenin resmi defterinin tutulması', 'Yetkisi sona eren temsilcinin temsil belgesinin teslimi', 'Borçluya ifa veya teminat göstermesi için süre verilmesi', 'Borcun tevdii mahallinin belirlenmesi', 'Alacaklısı ihtilaflı olan borcun tevdii', 'Ayıplı hayvanın bilirkişi tarafından muayenesi', 'Eser sözleşmesinde eserin ayıplı olup olmadığının bilirkişiye tespit ettirilmesi', 'Satılmak için komisyoncuya gönderilen eşyanın hasarının tespiti', 'Kooperatiflerde ayni sermayeye değer biçilmesi için bilirkişi tayini', 'Navlun sözleşmesinde, boşaltma limanında malların hal ve vaziyetinin, ölçü, sayı ve tartısının ekspere tespit ettirilmesi', 'tanık dinlenilmesi', 'keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması' noterlere bırakılmaktadır.
Hemen işaret etmek gerekir ki, sözü edilen yasalarda değişiklik yapılmak suretiyle noterlerin yapacakları işler arasına dahil edilmek istenilen bütün bu işler, yargılama faaliyeti niteliğindedir ve o nedenle yargı organlarının görevi ve yetkisi kapsamında olmak zorundadır.
Gerek buna, gerekse Anayasamızın 9.maddesi hükmü gereğince, yargı yetkisinin Türk Ulusu adına bağımsız mahkemelerce kullanılmasının zorunlu olmasına göre, anılan yasalarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi Anayasamızın 9.maddesi hükmüne açıkça aykırıdır.
Diğer taraftan, noterler, gerçekte devletin yapması gereken resmi nitelikteki kimi iş ve işlemleri yapan kuruluşlardır. Bu nitelikte bir kuruluşa gereksinim olup olmadığı, olan ülkelerde tartışma konusu olduğu gibi, esasen dünyanın pek çok ülkesinde böyle bir kuruluş mevcut da değildir.
Bu husus göz önüne alınmak suretiyle, ülkemizde noterlik kurumuna gerçekten gereksinim olup olmadığının tartışılması ve devlete ait kimi asli görev ve yetkilerin özelleştirilmesi sonucu doğmuş olan bu kurumun varlık nedeninin sorgulanması gerekir iken, böyle yapılmayıp, anılan kurumun varlığı esasen tartışmalı olan görev ve yetkilerinin genişletilmesi yönüne gidilmesi, bu bağlamda yargının asli görevleri arasında olan kimi yargısal nitelikteki işlerin de bu kuruluşa verilmesi, yargının özelleştirilmesi anlamındadır ve o nedenle kabul edilmesi mümkün değildir.
Saygılarımızla.
Av.V.Ahsen Coşar
Ankara Barosu Başkanı
Old 01-03-2007, 14:25   #17
dilberk

 
Varsayılan Noterlik yasasında zaten bu düzenleme var

Noterlik yasasında tesbit işleri ile ilgili düzenleme mevcut olmakla beraber bu işleri daha çok mahkemeler yapmaktaydı. Ancak yeni düzenleme ile bu tür işlemler noter yardımcısı adı altında hukuk fakültesi mezunu kişiler tarafından yapılmak zorunda.Bu tasarı bir çok yeni mezun hukukçu açısından iş imkanı demektir.
Old 01-03-2007, 15:12   #18
Av.G.K.

 
Mesaj ÇHD den Yasa tasarısı ile ilgili açıklama

ÇHD den noterlik yasa tasarısı ile ilgili açıklama ve imza kampanyası....

''YARGI YETKİSİ VE AVUKATLARIN HAKLARI/İŞLERİ NOTERLERE DEVREDİLİYOR!..

5 Mart 2007 -9 Mart 2007 arasında Teklifi eleştiren metni imzanıza açıyoruz

“Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adı altında TBMM Adalet Komisyonuna 9 AKP milletvekilinin imzasıyla bir teklif sunuldu:

Teklif, 1512 sayılı Noterlik Yasasının 21. ve 61. maddelerine kısa bir ek yapıyor ve en önemli eklerini 71. maddede gösteriyor. Teklifin genel gerekçesine göre, değişiklik önerileri tamamen çekişmesiz yargı işlerini noterlere devretmeyi amaçlıyor.

Teklif esasen bir “yargı yetkisinin devredilmesi” ve “avukatların iş alanına müdahale”dir. Terk eden eşin konuta davet edilmesi, veraset ilamı verilmesi, borçlunun tevdii mahalli tayin ettirmesi gibi aslen avukatların hazırladığı tüm işlemlerde yetki noterlere devrediliyor.

Ek 71/B maddesinin 2. fıkrasına göre, “noterler işin özelliğine göre keşif ve bilirkişi incelemesi yapabilir, tanık dinleyebilir” hükmü getirilmektedir.

Teklifin 21/A maddesine göre, noterlerin yılda en az 30 saat eğitim alarak, yargı yetkisini de kullanmayı öğrenebilecekleri de öngörülmüştür.

Sözkonusu değişiklik teklifi açıkça avukatların iş alanına müdahale etmektedir. Terk eden eşe ihtarname düzenlenmesi, borçlu için tevdii mahalli tayini ya da veraset ilamı düzenlenmesi işlemleri zaten avukatlar tarafından düzenlenmekteyken, “yargının yükünü” gerekçe göstererek, işlemleri noterlere devretmenin yasal hiçbir gerekçesi bulunmamaktadır. Eğer bir devir sözkonusu olacaksa, avukatlara belli bazı belgeleri düzenleme yetkisi ve hakkı verilmelidir...

Metnin tamamı için tıklayınız http://www.cagdasavukatlar.gen.tr/''
Old 01-03-2007, 17:33   #19
NT.ŞÜKRAN

 
Varsayılan

Sayın Gökhan Karataş,
Yukarıdaki yazımda da ifade ettiğim gibi ben Ankara Barosunda stajımı tamamlayıp ruhsatımı aldım. Ülkemizin çeşitli Barolarında avukatlık yaptım. Baro Yönetim Kurullarında görev yaptım. Bu mesleği çok seviyordum ve keyifle de yaptım. Noterlik belgem olmasına rağmen noterliğe geçmeyi pasif meslek diye düşünmedim. Ancak hayat beni geçmişte bir anda özel nedenlerle tercihe zorladı ve noter oldum. Yani diyeceğim bende avukatlık yaptım, hayatın insanı hangi tercihe zorlayacağını şimdiden kimse bilemez.
ÇHD den noterlik yasa tasarısı ile ilgili açıklama ve imza kampanyasına da cevap vereceğim ancak, öncelikle, size de sorayım; Ben bana gelen ve işlem tanzimi isteyen vatandaşın işinin, ileride uyuşmazlığa konu olacağını gördüğüm zaman önce bir avukat arkadaşa git danış, burada ola ki aleyhine olacak bir şey dersen seni bağlar derim. Genellikle de aldığım cevap boş ver avukatı sen yaz, şimdi avukat çok para ister olur. Şimdi bu yaşananlardan hareketle ülkemizde vatandaş avukatlara ihtiyaç duymuyor öyleyse bunlara gerek yok kurumsal yapılarını tartışalım desem, dünyada ülkemi kalmadı bir ülkeyi de model göstersem, ne hisseder diniz? Niye avukatların hakim ve savcıların girdiği tuvalete, asansöre, otoparklara alınmadığından dolayı yakınıyor, tepki duyuyorsunuz?
Vatandaşlarımız basından kanun teklifini duymuş.Gelen tepkiler barolarımızın aksine çok olumlu…Tam Avrupa modeli diyenler çıkıyor.
Lütfen! Eleştirilerimiz, karşı duruşlarımız kabul edilebilir olsun ve bunları tüm bir mesleğin mensuplarını gücendirecek şekilde yapmayalım. Ben kendi adıma Baro bildirisini şık bulmadım.
Sayın meslektaşım adalet hizmetleri devasa bir bedendir. Ben mahkemelerimizi, hakimlerimizi bu bedenin beyni, savcıları, avukatları, noterleri de bu bedenin organları olarak tanımlarım. Yani başka bir deyişle adalet gemisinde aynı rotada hepimiz yol alıyoruz. Gemiden adam atmaya başlarsak açık denizde bekleyen korsan çok bir gün gelir o gemiden sizi de atıverirler.
Getirilmek istenen değişiklik ile Türk Noterlerine verilmek istenen Avrupa Birliği ülkelerindeki noterlerin yaptığı işlerdir. Avrupa Birliği ve Kıta Avrupası Hukuk sistemindeki noterlik müessesesini ülkemizde uygulamaktır. Ülkemizde adalet hizmetlerini süratli ve etkin bir şekilde yürütülebilmek, adliyelerdeki iş yükünün azaltmak, iş yoğunluğu nedeniyle zamanaşımına uğrayan davalara artık dur demek, özel görevli uzmanlık mahkemelerine ve (İstinaf) Bölge mahkemelerine hakim bulmak bugün kaçınılmaz gerçeğimizdir. Bunu ben söylemiyorum. Türkiye Barolar Birliği temsilcisi Av. Teoman Ergül başkanlığında kurulan, Ankara ve İstanbul Barosunun birer temsilci ile katıldığı IX. Kalkınma Plânı (2007–2013) Adalet Hizmetleri Özel İhtisas Komisyonunun raporunu okuyun lütfen. Ayrıca H.M.U.K. tasarısı üzerinde tüm meslek kuruluşları ortak çok toplantı yaptı ve tasarı bu geniş katılımla şekillendi.
Söz konusu değişiklik teklifi ile avukatların iş alanına müdahale edildiğini düşünmüyorum. Terk eden eşe ihtarname düzenlenmesi, borçlu için tevdii mahalli tayini ya da veraset ilamı düzenlenmesi gibi işlerde işlem tesisini avukat kimden istiyordu: mahkemeden. Yetki avukatlardan alınıp noterlere verilmiyor ki… Kanımca, mevcut durumda avukatlar dava vekaleti alıyor yapılması gereken ne ise yapıyordu. Değişiklikle vatandaş avukata vekalet getirmeden gidecek notere bizzat kendi yapacak dolayısı ile iş kaybı olacak diye düşünülüyor. Boşanma davası açmak isteyen, izale-i şuyuu davası açmak isteyen, ev sahibim kira bedelini almıyor ben ne yapayım diyen vatandaş yine avukatlara gidecektir. Bugün Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde uyuşmazlıklar had safhadır. Seçimlik hakların hangisinin kişiye uygun olduğunun tartışmasını bir noter olarak ben yapacak değilim. Hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları dışında hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde de sağlamak .avukatın görevi değil mi?(Av. Kan. Madde 2)
MADDE 34: Kanun işlerinde ve hukukî meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adlî işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.
Eğer bir devir söz konusu olacaksa, avukatlara belli bazı belgeleri düzenleme yetkisi ve hakkı verilmesi önünde tek engel resmi nitelikteki kimi iş ve işlemleri yapan kuruluş olan noterler. Resmi işe resmi memur … Ankara Barosunun Basın bildirisinde önerildiği gibi Amerika Birleşik Devletlerinde olduğu gibi resmi diye bir şey bırakmaz, noterleri gemiden atarsak önümüz açılır. Peki işlemde tarafsızlık nasıl sağlanacak? Toplumumuz o ülkenin insanlarının bilinç düzeyinde olsa biz bu tartışmaları yapıyor olurmuyduk?
Saygılarımla…
Old 01-03-2007, 17:35   #20
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Sözkonusu değişiklik teklifi açıkça avukatların iş alanına müdahale etmektedir. Terk eden eşe ihtarname düzenlenmesi, borçlu için tevdii mahalli tayini ya da veraset ilamı düzenlenmesi işlemleri zaten avukatlar tarafından düzenlenmekteyken, “yargının yükünü” gerekçe göstererek, işlemleri noterlere devretmenin yasal hiçbir gerekçesi bulunmamaktadır. Eğer bir devir sözkonusu olacaksa, avukatlara belli bazı belgeleri düzenleme yetkisi ve hakkı verilmelidir...

"Terk eden eşe ihtarname düzenleme, borçlu için tevdii mahalli tayini ve veraset ilamı düzenlenmesi..." işlemlerinin zaten avukatlar tarafından yapıldığı iddiasını pek anlayamadım.

Bu tür işlemleri talep etmek farklıdır, bu tür işlemleri bizzat yapmak farklıdır.

Olaya tersinden bakalım: Varsayalım ki bu yetkiler avukatların yapabileceği işler kapsamına alındı. Uygulamada nasıl olacaktır? Terk için ihtar çekmeyi anlayabiliriz. miras paylaşımı gibi mülkiyet hakkının el değiştirmesine neden olabilecek bir işlemin, kendisine başvuran "müvekkili" için avukatın yapması sizce doğru olur mu?

Noterler, işlemin tarafı ile hiç bir şekilde ilintili değildir. Oysa avukatlar bir şekilde "vekalet akdi" temelinde tarafın "vekilidir" Bu anlamda noterlere bu tür yetkilerin verilmesini normal karşılıyorum.

Belki şu denebilir: Vatandaş baroya başvurur. Baro her hangi bir avukatı bu iş için görevlendirebilir. Bu belki olabilir.

Sonuç olarak şunu belirtmek istiyorum: Kanunu eleştriebiliriz ki bu her hukukçunun hakkıdır. Ancak kanunun görev verdiği bir mesleği yahut meslek mensuplarını sırf o kanunun verdiği yetki nedeniyle hedef almamalıyız.

Saygılarımla.
Old 01-03-2007, 17:40   #21
dilberk

 
Varsayılan Noterlik yasasında zaten bu düzenleme var

Şimdiki tasarıda ise bu tür tesbitlerin noter yardımcısı adı altında hukuk fakültesi mezunları tarafından yapılacağı yazıyor .Bu durumda biz hukukçular için yeni iş alanlarının açılacağı çok açık bence.
Old 01-03-2007, 18:11   #22
Av.G.K.

 
Varsayılan Avukatlık mesleği saldırı altında...Bu yasa teklifi bu tür saldırların bir örneği

Alıntı:
Yazan Av. Mehmet Saim Dikici
"Terk eden eşe ihtarname düzenleme, borçlu için tevdii mahalli tayini ve veraset ilamı düzenlenmesi..." işlemlerinin zaten avukatlar tarafından yapıldığı iddiasını pek anlayamadım.

Sayın Dikici,
Terk eden eşe ihtarname düzenleme,borçlu için tevdii mahalli tayini ve veraset ilamı düzenleme işlemleri avukatların vekil sıfatı ile yürüttükleri işlemlerdir dolayısı ile bu tür işlemleri yapma yetkisinin noterlere verilmesi doğrudan doğruya avukatlardan yetkinin alınıp noterlere verilmesi sonucunu getirmektedir ki uygulamda özellikle büyükşehirlerde noterlerin yapılan işleri çoğu kez okumadan imzaladığı hatta bazen noterin ofiste bulunmadığı durumlarda yanında hukuk fakültesi okumamış olan bir çalışan onun yerine belgeyi onaylamaktadır.Hal böyle iken bu tür düzenlemenin getirilmeye çalışılmasındaki gerçek hükümetin barolarla karşı güttüğü nedeni anlaşılmaz bir intikam hissidir.Dokuz ayı aşkın bir süredir ödenmeyen cmk alacakları ve kısıtlanan zorunlu müdafiilik,avukatlara yönelik yapılan saldırıların artığı düşünüldüğünde söylemek istediğim daha net anlaşılabilecektir.

Mesleğine saygı duyan avukatlar olarak bizler avukatlığı arzuhalcilik boyutuna indirgemeye çalışan bu tür düzenlemelere izin vermeyeceğiz,avukatların elinden yetki alınması ile sonuçlanacak ve bu yetkileri noterlere verecek düzenlenemlere izin vermeyeceğiz.Noterlerlik mesleğinde bile kadrolaşmaya gittiğine yönelik duyumların geldiği bir ortamda hükümettin bu yönde noterlere ''hakim yetkisi''veren düzenlemelere karşı çıkmak her hukukçunun görevi diye düşünüyorum.

Saygılarımla.

Av.Gökhan Karakaş.
Old 01-03-2007, 18:26   #23
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Terk eden eşe ihtarname düzenleme,borçlu için tevdii mahalli tayini ve veraset ilamı düzenleme işlemleri avukatların vekil sıfatı ile yürüttükleri işlemlerdir

Hukuki sonuç doğuran hatta bazen hayati önemde sonuçlar doğurabilecek hukuki işlemleri yaparken, avukattan yararlanmayı düşünemeyecek kadar bilinçsiz bir müvekkile, avukatın ihtiyacının olmaması icap eder.

Yine bu işlemleri yaparken eğer avukata gerek duyulmayacak idi ise, şu anki mevcut düzenlemeye göre de avukata gerek olmaması gerekirdi!

Ben şu fikirdeyim: Bilinçli bir vatandaş bu tür işlemleri de avuaktı kanalıyla talep etmelidir. Karar veren mahkeme iken, varsın şimdi işlemi sonuçlandıran Noterlik olsun! Avukat bu işlemleri vekil sıfatıyla Mahkemeye yahut Notere taşıyamaz mı? Taşır.

Tartışma ister istemez, "Avukatların pastadan pay kaybetmeye tahammülleri yok" şeklinde anlaşılıyor ki bu üzücüdür.

İitrazın "Bu tür işlemlerin avukat marifetiyle yahut avukatların gözetiminde yapılması gerekir" noktasında açıklanması doğru olur düşüncesindeyim.

Farklı düşünüyoruz.Bu doğaldır.Size çabalarınızda başarılar dilerim.

Saygılarımla.
Old 01-03-2007, 19:51   #24
Av.G.K.

 
Varsayılan İzmir barosundan noterlere''hakim yetkisi''veren düzenlemeye tepki...

İzmir; 01.03.2007

BASIN VE KAMUOYUNA

1512 sayılı noterlik yasası,Türk medeni yasası ve Türk ticaret yasasında değişiklik yapılmasını öngören yasa önerisi ile bağımsız mahkemelerin ve yargıçların görev ve yetki alanına giren ortak konutu terk eden eşin ortak konuta çağrılması, mirasçılık belgesi verilmesi, mirasın reddi beyanının tespit ve tescili, mirasın reddi, reddin diğer mirasçılara bildirilmesi tanık dinlenmesi keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması ve benzeri pek çok yetkinin noterlere devri öngörülmektedir.

Siyasal iktidarın hazırlamış olduğu Noterlik yasası değişiklik tasarısı Anayasa’ya aykırıdır.Şöyle ki:

Anayasamıza göre Yargı yetkisi Türk ulusu adına bağımsız Mahkemelerce kullanılır. (Madde:9)

Yargıçlar, görevlerinde bağımsızdırlar; hukuka,yasaya ve vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler .

Anayasa göre hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.(Madde:6)

Yargı yetkisinin bir bölümünün Anayasanın hükümlerine rağmen Noterlere devredilmesi anayasanın temel kurallarına aykırıdır.

Yargı yetkisini kullanan Yargıç, Savcı ve bunlara bağlı personel sayısını arttırması gereken siyasal iktidar, tam aksine bir davranışla çözümü Yargı yetkisini Adalet Bakanlığı’na bağlı Noterlere devretme de bulmuştur.

Bu durum avukatların görev ve iş alanlarının daraltılması sonucunu da doğuracaktır.

Her yıl 7-8 bin hukuk mezununun avukat olarak çalışma hayatına atıldığı bu ortamda Avukatların görev ve yetkileri, iş alanları genişletileceğine daraltılmaya çalışılmakta bu şekilde mesleğimize de darbe indirilmiş olmaktadır.

Tüm kişi ve özellikle hukuk kurumlarını yargıyı tasfiye ye dönük bu girişime karşı tepki göstermeye siyasal iktidarı da hukuka aykırı bu tasarruftan vazgeçmeye çağırıyoruz.

Saygılarımla.

Avukat Nevzat ERDEMİR
İzmir Barosu Başkanı
Kaynak:http://www.izmirbarosu.org.tr/default.asp

Av.Gökhan Karakaş.
Old 01-03-2007, 19:52   #25
NT.ŞÜKRAN

 
Varsayılan

Batıl olan, yanlış olan şey emsal değildir, red edişin gerekçesi de asla olamaz.Ben bir noter olarak cmk alacaklarının zamanında ödenmesi gerektiğinin yanında ve zorunlu müdafilik haklarının kısıtlanmamasının ,avukatlara yönelik yapılan saldırıların karşısındayım. Bu sitede böyle olaylara karşı kınama yazılarını bizlerde gönderiyoruz, Özlenen adaletin, hukuk devleti olmanın salt bizlerle, benim mesleğimle olmayacağının bilincindeyiz.
Meri Hukuk düzenimize göre ben olayın hikayesini dinleyip bu hikayeye şu davayı aç ama önce şunu yapmalısın demem, diyemem.O avukat arkadaşlarımızın işidir. Taraflar arasındaki anlaşmalar noterlik dairesi dışında olur. Önce avukata gidin sonra bize gelin diyen biziz. Gidip sonra gelip avukata danıştım gerek yok kağıtlarımı geri ver diyen vatandaşlarımızda var.Ben bunu iş kaybı olarak görmüyorum. Çünkü bizler önce hukukçuyuz.

Sayın Dikici,

İnsanlar önceden bilinçli olmasa da haksızlıkla karşılaştığında, iş mahkemeye düştüğünde bilinçleniyor. Keşke bilinçli, bilinçsiz herkesin hukuk sigortası olsa…

Sayın Av.Gökhan Karakaş,
Sizin söylediğiniz ‘’gerçek hükümetin barolarla karşı güttüğü nedeni anlaşılmaz bir intikam hissidir’’ lafından hareketle bizlerinde anlamadığı budur:Baroların noterlere güttüğü nedeni anlaşılmaz bir intikam hissi... Eleştiriler rencide edici olunca buna yoruluyor. Dikkatinizi çekerim noterler ne siyasetçi ne de hükümette bakandır. Galiba yanlış hasma dava açıldı.

‘’uygulamada özellikle büyükşehirlerde noterlerin yapılan işleri çoğu kez okumadan imzaladığı hatta bazen noterin ofiste bulunmadığı durumlarda yanında hukuk fakültesi okumamış olan bir çalışan onun yerine belgeyi onaylamaktadır’’ sözünüze karşı teklifi yeniden okumanızı öneririm.İşi noterin ya kendisi yapacak veya yanında çalıştıracağı avukata yaptıracaktır.
Sayın Av.Gökhan Karakaş, kusura bakmayın yeni mezunların, yeni avukatların bu mesleğe öncelikli geçişi için çalışmalar yapıldığı, birliğimizce de desteklendiği duyumlarımız varda ama sizin duyumlarınızdan, ne duyduğunuzdan haberdar değilim.Net konuşursanız sevinirim.Sizin bilip bin küsür kişinin bilmediğimini öğrenmiş oluruz.Bu şekilde ithamlarınız haksız oluyor.
Ayrıca ‘’notere hakim yetkisi veren düzenlemelere karşı çıkmak her hukukçunun görevi diye düşünüyorum ‘’ sözünüzü tekrar düşünün tüm noterler de hukuk fakültesi mezunudur ve hukukçudur. Tekrar ediyorum gemiden adam atmaya başlarsak açık denizde bekleyen korsan çok bir gün gelir güvendiğiniz,komutası elinde sandığınız o gemiden sizi de atıverirler.

Vatandaşa işlem yaparken ilgililerle beraber gelen ve ayni dili (hukuk dilini) konuşan siz avukat arkadaşlarımızın olması bizim işimizi kolaylaştırıyor.

Farklı düşünebiliriz, doğaldır, haktır. Ancak eleştireceğim diye karşımızdakilerini rencide etmeyelim.

Herkese başarılar dilerim.

Saygılarımla…
Noter Şükran Tüfekçioğlu
Old 01-03-2007, 20:03   #26
Av.G.K.

 
Varsayılan

İzmir Barosu bu konu ile ilgili çok yerinde bir açıklama yapmış bulunmaktadır.Bu açıklamaya yazdığım bir önceki metinde yer verdim.Okumanızı özellikle rica ederim.
Sayın Şükran,
Alıntı:
Yazan NT.ŞÜKRAN
karşı teklifi yeniden okumanızı öneririm.İşi noterin ya kendisi yapacak veya yanında çalıştıracağı avukata yaptıracaktır.
yeni yasanın yürülüğe girmesi halinde yanınızda avukat çalışdırabileceğinizi düşünmeniz bile bu yasa tasarısının avukatların bağımsızlığını yok etmeye yönelik yapılan girşimlerden biri olduğunu ispat eder niteliktedir.
Avukatlar olarak noterlere karşı hiç bir şekilde bir intikam hissimiz olamaz.Bizler Kutsal avukatlık mesleğini arzuhalcilik boyutuna indirgemeye çalışan kişilere ve işlemlere karşıyız hissetiğimiz his de bu tür hukuksuzluklara karşı mücadele etme hissidir

Saygılarımla.

Av.Gökhan Karakaş
Old 02-03-2007, 14:39   #27
Zeki SERİNKAN

 
Varsayılan

Bu tasarı kanunlaşırsa;

yargısal faaliyet öncesi safhada olmak kaydıyla,

kanundan önce , örneğin bir veraset belgesi mahkemeden en çabuk haliyle yaklaşık bir haftada temin edilebilirken,
kanundan sonra, nüfus kayıtlarını toparlayıp bir notere başvurduktan sonra yaklaşık yarım saat içinde alınabilecektir.

Kanundan önce , örneğin cuma günü saat 17.00 de meydana gelmiş bir trafik kazasının hasar tesbiti , en erken pazartesi günü muhtemelen öğleden sonra yapılabilirken,
kanundan sonra, herhangi bir notere telefonla ulaştıktan sonra bir,iki saat içinde yapılabilecektir. (Bilirkişi temininde sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum.)

Kanundan önce , bir terk ihtarnamesinin postaya verilmesi bile üç,beş günü bulurken,
Kanundan sonra, aynı gün postaya verilebilecektir.

Tasarıda yargısal faaliyeti ilgilendirmeyen hasımsız işlemler sayılmıştır.Olay yerine bilirkişiyi götürüp ondan rapor temin etmenin veya nüfus kayıtları üzerinden veraset belgesi vermenin illa ki hakimden istenmesinin yargıya ne katkısı olabilir?

Sonuçta yapılan işin değerlendirilmesi yine herhangi bir davada mahkemelerin takdir alanında değil midir ?

Bu tasarıyla avukatların iş kaybı yaşayacağı düşüncesi zorlama hukuk yorumlarına neden oluyor.

Efendim, artık vatandaş ihtar yazdırmak için avukatlara uğramazmış. Delil tesbitini noterliklerde yaptırırmış.

Ne diyebilirim ki; istisnanın da istisnası bir durum.

Bu düşüncenin,avukatların noterlik dünyasını tanımamasından ileri geldiği düşünüyorum. Sayısı yirmibinleri geçen avukat arkadaşımız noterlik belgesi sahibidir. Kanun, bunların noterlik yapmaya ehil oldukları düşüncesiyle herhangi bir staj ya da eğitime gerek duymamıştır belge verirken. Kendim de avukatlıktan noterliğe geçtikten sonra yıllar içinde tanıdım bu dünyayı.

Öncelikle şunu tesbit etmek gerekir ki; bir avukatın işini noksan yapmasının sorumluluk alanında manevi sonuçları olabilir. Bu nedenle avukatın tazminat ödemeye mahkum edildiğine ben şimdiye kadar tanık olmadım. Noterin sorumluluğu ise manevi olmakla birlikte aynı zamanda maddidir. Noter , bütün bir meslek hayatı boyunca kazandığı malvarlığını tek bir işten dolayı her an kaybetme riskini ömür boyu sırtında taşıyan kişidir. Hatta bu sorumluluğu mirasçılarına da aktaran kişidir.

Konuya noter gözüyle bakacak olursanız;
Bir ihtar yada tesbit dilekçesi bir davanın hazırlığıdır. Ayrıntılı bir çalışmayı gerektirir. Eksik yazılmış bir ihtar dava kaybettirir. Bu çalışma bir avukat çalışması gerektirir. Noterlik dairelerinde yapılacak bir iş değildir bu. Bir davanın safahatını , ne şekilde gelişme göstereceğini ele alıp yarım saat , bir saat gibi bir zaman zarfında takdir edebilmek mümkün değildir. Bu yüzden, daireme gelerek bir konuda ihtar yazdırmak isteyen vatandaşı ,eğer çok bilinen ,matbu bir evrak değilse , avukatlara yönlendirmişimdir hep. Her iki mesleğin çalışma alanları birbirinden farklı olduğu halde avukat arkadaşların "iş kaybedeceğiz" kaygısı son derece beyhudedir.

Avukat çalıştırma konusuna gelince; sanırım yanlış anlaşılan bir şey var. Kanun tasarısı ,hukuk fakültesi mezunu çalıştırmaktan bahsediyor, avukat çalıştırmaktan değil. Hukuk fakültesini bitiren herkes avukatlık yapmak zorunda değil. Noter yardımcılığını da bir seçenek olarak görecek hukukçularımız olabilir. Böyle değerlendirmek lazım. Bir hukukçu noter dairesinde çalışamaz diye kural mı var. Noterlik arzuhalcilik midirki noter yardımcısı arzuhalci olacak?

Kanunlarla kendisine verilen görevleri yerine getiren bir hukuksal faaliyetin icrasının ne olup ne olmadığı konusunda baro başkanlarımıza kadar varan bir donanım eksikliği sözkonusudur.
Old 02-03-2007, 17:16   #28
Y£LİZ

 
Varsayılan Noterlere hakim yetkisi verilmesine karşıyız.(Ankara Barosu)

Ankara Barosu, noterlere hakim yetkisi verilmesini öngören kanun tasarısına karşı basın açıklaması yaptı. Açıklamada, düzenlemenin yargının özelleştirilmesi anlamına geldiği vurgulandı.

Basın açıklamasının tam metni:

BASIN AÇIKLAMASI

18 Ocak 1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, 818 sayılı Borçlar Kanunu ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifiyle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun &S216;164/2, 550/3, 598/1-2, 609/1-3-4,614/2, 615/619/2, 620/1-2-3, 621/1, 624/2, 626/2, 631/1 ve yine 818 sayılı Borçlar Kanunun 36/1, 91, 166/1, 199/2 maddeleriyle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 303/2, 1065. maddeleri hükümleriyle yargıçların/mahkemelerin görevleri arasında olan: 'Ortak konutu terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi', 'Mirasçılık belgesi verilmesi', 'Mirasın reddi beyanının tespiti ve tescili', 'Terekenin yazımı işleminin sona erdiğinin mirasçılara bildirilmesi', 'Mirasın reddinin, mirası reddeden kişiden sonra gelen mirasçılara bildirilmesi', 'Mirasın reddi süresinin uzatılması', 'Terekenin resmi defterinin tutulması', 'Yetkisi sona eren temsilcinin temsil belgesinin teslimi', 'Borçluya ifa veya teminat göstermesi için süre verilmesi', 'Borcun tevdii mahallinin belirlenmesi', 'Alacaklısı ihtilaflı olan borcun tevdii', 'Ayıplı hayvanın bilirkişi tarafından muayenesi', 'Eser sözleşmesinde eserin ayıplı olup olmadığının bilirkişiye tespit ettirilmesi', 'Satılmak için komisyoncuya gönderilen eşyanın hasarının tespiti', 'Kooperatiflerde ayni sermayeye değer biçilmesi için bilirkişi tayini', 'Navlun sözleşmesinde, boşaltma limanında malların hal ve vaziyetinin, ölçü, sayı ve tartısının ekspere tespit ettirilmesi', 'tanık dinlenilmesi', 'keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması' noterlere bırakılmaktadır.

Hemen işaret etmek gerekir ki, sözü edilen yasalarda değişiklik yapılmak suretiyle noterlerin yapacakları işler arasına dahil edilmek istenilen bütün bu işler, yargılama faaliyeti niteliğindedir ve o nedenle yargı organlarının görevi ve yetkisi kapsamında olmak zorundadır.

Gerek buna, gerekse Anayasamızın 9.maddesi hükmü gereğince, yargı yetkisinin Türk Ulusu adına bağımsız mahkemelerce kullanılmasının zorunlu olmasına göre, anılan yasalarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi Anayasamızın 9.maddesi hükmüne açıkça aykırıdır.

Diğer taraftan, noterler, gerçekte devletin yapması gereken resmi nitelikteki kimi iş ve işlemleri yapan kuruluşlardır. Bu nitelikte bir kuruluşa gereksinim olup olmadığı, olan ülkelerde tartışma konusu olduğu gibi, esasen dünyanın pek çok ülkesinde böyle bir kuruluş mevcut da değildir.

Bu husus göz önüne alınmak suretiyle, ülkemizde noterlik kurumuna gerçekten gereksinim olup olmadığının tartışılması ve devlete ait kimi asli görev ve yetkilerin özelleştirilmesi sonucu doğmuş olan bu kurumun varlık nedeninin sorgulanması gerekir iken, böyle yapılmayıp, anılan kurumun varlığı esasen tartışmalı olan görev ve yetkilerinin genişletilmesi yönüne gidilmesi, bu bağlamda yargının asli görevleri arasında olan kimi yargısal nitelikteki işlerin de bu kuruluşa verilmesi, yargının özelleştirilmesi anlamındadır ve o nedenle kabul edilmesi mümkün değildir.

Saygılarımızla.



Av.V.Ahsen Coşar

Ankara Barosu Başkanı

http://www.hukukcu.com/modules/news/...hp?storyid=362
Old 10-03-2007, 12:21   #29
Y£LİZ

 
Varsayılan Noterlere yetki devrine daraltma

TBMM Adalet Alt Komisyonu, mahkemelerin görev alanına giren ancak yargısal nitelik taşımadığı için noterlere devredilecek bazı iş ve işlemlerin sayısını azalttı. Buna göre, "Terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi, nüfus kayıtları esas alınarak mirasçılık belgesi verilmesi, yetkisi sona eren temsilcinin temsil belgesinin teslimi, borçluya ifa veya teminat göstermesi için süre verilmesi, borcun tevdii mahallinin belirlenmesi, alacaklısı ihtilaflı olan borcun tevdii" işlemleri, kanun teklifinde noterlerin yapabilecekleri diğer işlemler olarak kaldı.


http://www.rsshaberler.com/haberdetay.php?link=http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/6096941.asp?m=1&typeeng=sondakika&titleeng=hurriye t&metatitle=Hürriyet Son Dakika&charset=utf-8
Old 13-03-2007, 14:16   #30
noter3

 
Varsayılan

Yargının ağır iş yükü bir gerçektir. Yargıda Reform hayatın dayattığı bir zorunluluktur. Buna karşı çıkmak hayatın akışına karşı kürek çekmektir, nereye kadar kollar bitkin düşünceye kadar, sonra sizde akıntıya kapılır gidersiniz. Henüz güç varken gücü doğru yönde kullanmaya çalışmak gerekir.
Avukatlık mesleği gereğinde kamunun gücünü karşısına alarak görev yapan kutsal bir meslektir. Onu zayıflatmak doğru değildir, avukatlık mesleğinin zayıflaması bizzat hukuk devletinin zayıflamasıdır.
Avukat müvekkilinin tarafıdır, Avukata tarafsızlık gerektiren işler yüklemek bu mesleği yıpratır, zayıflatır.
Arabuluculuk ,belge düzenleme gibi işler tarafsızlık gerektirir. Bu işleri avukatların düzenlemesi avukatları şaibe altına sokar ve avukatlık mesleğine ve dolayısıyla hukuk devletine zarar verir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
çocukla şahsi münasebet - hakim takdir yetkisi ayanlar07 Hukuk Sohbetleri 4 28-06-2008 23:04
Silah Kullanma yetkisi ozgurco Meslektaşların Soruları 5 17-11-2007 13:07
Silah Kullanma Yetkisi Derebey06 Hukuk Soruları Arşivi 0 26-01-2007 23:51
Vekaletnamede Serbest Satış Yetkisi Nur Hukuk Soruları Arşivi 5 12-04-2003 10:05
Aktas'in Yetkisi Varmı? mahmut Hukuk Soruları Arşivi 4 17-02-2002 11:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10379195 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.