Avukatın keşfe gitmemesi ve buna ilişkin sorumluluğu

DEğerli arkadaşlar bir sorun ile karşıkarşıyayım. sabıka kaydında bir çok hırsızlıktan suç kaydı bulunan eski bir müvekkilimin davasına girdim bu arada anlaştığımız parayıda vermedi bir türlü bana bende haklı olarak çekildim dosyasından. bir kaç celse sonra 16 yıl hapis yedi şimdi ise beni yargılama sırasında yapılan keşfe tkatılmadığım için suçlamakta ve baroya şikeyet etmiş durumda. hiç para alamadığım gibi şimdide mesleki soruşturma ile karkış karşıyayım ama haklı olduğuma inanıyorum çünkü keşif mahaline bile gitmek için bir masraf gerekiyor esasen bundaki gayesi benden para koparmak tabi kabul etmedim. Bu hususta benzer bir olay yaşayan ve varsa elinde konuya ilişkin karar bulunan arkadaşyarın yorumve katkılarını bekliyorum.

Sizin davadan çekilmenizden sonra mı keşif yapıldı?

yo çekilmeden önceki aşamalarda yapılmıştı keşifte olmasamda yapılan keyfe kayrı diyeceklerimizi keşiften sonraki duruşmada beyan ettik. Gerçi yapılan keşifte tamamen usulü olup aslında benimkisi düytüğüm bir tuzak yani hem paranı alama, hemde risk altına gir böyle bir mantık yok valla...

1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 41. maddesinde, vekillikten çekilen avukatların vekillik görevlerinin bu hususun vekil edene tebliğinden itibaren 15 gün süre ile devam edeceği öngörülmüştür. Sizin sanığın vekilliğinden çekildiğinize ilişkin olarak mahkemeye sunduğunuz dilekçe ya da çekilme beyanınızdan sanık haberdar edilmemiş ise halen vekillik göreviniz devam etmektedir. Böyle bir durumda siz de yargılamaya katılmamış olmakla, sanığın yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulmak sureti ile savunma hakkının kısıtlanması hali söz konusu olacaktır. Bu husus bozma nedeni olduğu gibi, sizin açınızdan da mesleki sıkıntı oluşturacaktır. Çekilme hususu sanıga tebliğ edilmiş ve üzerinden 15 gün geçtikten sonra keşif yapılmış ise sorumluluğunuz yoktur kanısındayım. KOLAY GELSİN

T.C. YARGITAY
4.Ceza Dairesi

Esas: 2008/2254
Karar: 2008/15675
Karar Tarihi: 07.07.2008

ÖZET: Sanığın davayı takip etmeyeceğini müvekkili katılana bildirmesi gerekir. Bu durumda sanığın davayı takipsiz bırakarak katılanın mağduriyetine neden olması biçimindeki eyleminin görevi savsama suçunu oluşturduğu göze*tilmelidir.

(5237 S. K. m. 257) (1136 S. K. m. 34, 41)

Dava: Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Karar: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde gö*rülmemiştir.

Ancak; bir hukuki uyuşmazlık nedeniyle başkasını temsil etme görevini kabul ederek vekalet ilişkisi kurulmasını sağlayan avukat, müvekkilinin men*faatine ve iradesine uygun bir sonuca yönelen bir iş görmeyi, zaman kaydına tabi olmaksızın ve nispeten bağımsız olarak yapma borcunu, amacın elde edilememesinden doğacak sonuç ona ait olmamak üzere yürütür. Duruşmalara katılmayan avukatın o işe ait vekalet görevini 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 41. maddesine göre durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile sürdürmesi ve aynı Yasa'nın 34. maddesi uyarınca bu sürede görevini <özen, doğruluk ve onur> içerisinde yerine getirmesinin zorunlu bulunduğu gözetildiğinde, avukat olan sanığın, katılanla hakkında açılan tenkis davasını, adına takip etme hususunda anlaşıp vekalet almasından sonra, katılanın masraflarını vermemesi nedeniyle duruşmalara katılamaması kar*şısında anılan Yasa'nın 41. maddesi uyarınca davayı takip etmeyeceğini müvekkili katılana bildirmesi gerektiği gözetilmeden, davayı takipsiz bırakarak katılanın mağduriyetine neden olması biçimindeki eyleminin 5237 sayılı TCY'nin 257/2. maddesine uyan görevi savsama suçunu oluşturduğu göze*tilmeden yasal temelden yoksun gerekçelerle beraat kararı verilmesi,

Sonuç: Yasaya aykırı ve katılan Esra'nın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesinden başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07.07.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Sizi üzeceğini bilmek adına bu kararı gönderdiğim için beni bağışlayın. "Elinde karar olan varsa" dediğiniz için aktardım sayın meslektaşım.

Her şeyin avukatın üstüne yıkılmasına karşıyım,düzenlemeler örnekteki gibi bir sürü kötüniyetli insana kapı aralıyor,masrafların ve vekalet ücretinin kendisine ödenmediğini ispatlayan avukat sorumluluktan kurtulabilmeli ama maalesef düzenleme bu şekilde değil.Keşiften önce davadan çekilme beyanınızın o şikayetçi müvekkilinize bildirilmiş olması gerekmekteydi.Vicdanımız rahat olsa bile yine de yargılanıyoruz tazminat ödüyoruz v.s v.s.Baroya şikayetten daha vahim durumlarda doğabilir tabi.Geçmiş olsun.Saygılar.