Tapu İptal-tescİl Mİ , Tasarrufun İptalİ Mİ ?

Tüm Meslektaşlara selamlar;
Borçlu adına kayıtlı taşınmazları kardeşine temlik etmiş,temlik sonrası Bankadan çekilen kredi kefiller tarafından ödenmiş ve ödeme yapıldıktan sonra temlik alana karşı TAPU İPTALİ VE TESCİL davası açılmıştır. Ben, temlik alan vekili olarak bu davanın TASARRUFU İPTAL davası olacağını savundum. Ancak mahkeme,ara kararında "tasarrufu iptal davasını alacaklılar açabilir,kefillerin kredi borçlusuna karşı alacaklı sıfatı olmadığından davanın tasarrufu iptal davası olmadığına, ortada kefalet sözleşmesi olduğundan muvaaza nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olarak devamına" karar verdi.
1) Kefiller,muvaaza nedeniyle Tapu İptali ve Tescil davası açabilirmi, açarsa tapu kaydı kim adına tescil edilecektir?
2) Taşınmaz ile doğrudan bağı olmayan kefillerin 3.kişi muvaazasında taraf olarak kabul etmek mümkünmüdür? LÜTFEN TASARRUFU İPTAL DAVASI OLARAK DEĞİLDE MUVAAZA NEDENİYLE TAPU İPTALİ DAVASI UNSURLARINA GÖRE YANITLANMASI VE MÜMKÜNSE İÇTİHAT EKLENMESİNİ SAYGI İLE TALEP EDER,SAYGILAR SUNARIM.

Alıntı: Yazan MUSTAFA TUNCER Tüm Meslektaşlara selamlar; Borçlu adına kayıtlı taşınmazları kardeşine temlik etmiş,temlik sonrası Bankadan çekilen kredi kefiller tarafından ödenmiş ve ödeme yapıldıktan sonra temlik alana karşı TAPU İPTALİ VE TESCİL davası açılmıştır. Ben, temlik alan vekili olarak bu davanın TASARRUFU İPTAL davası olacağını savundum. Ancak mahkeme,ara kararında "tasarrufu iptal davasını alacaklılar açabilir,kefillerin kredi borçlusuna karşı alacaklı sıfatı olmadığından davanın tasarrufu iptal davası olmadığına, ortada kefalet sözleşmesi olduğundan muvaaza nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olarak devamına" karar verdi. 1) Kefiller,muvaaza nedeniyle Tapu İptali ve Tescil davası açabilirmi, açarsa tapu kaydı kim adına tescil edilecektir? 2) Taşınmaz ile doğrudan bağı olmayan kefillerin 3.kişi muvaazasında taraf olarak kabul etmek mümkünmüdür? LÜTFEN TASARRUFU İPTAL DAVASI OLARAK DEĞİLDE MUVAAZA NEDENİYLE TAPU İPTALİ DAVASI UNSURLARINA GÖRE YANITLANMASI VE MÜMKÜNSE İÇTİHAT EKLENMESİNİ SAYGI İLE TALEP EDER,SAYGILAR SUNARIM.

Ben başka bir soru sorayım yönlendirme bakımından:

Borcu ödeyen kefil alacaklının halefi olarak onun yerine geçmez mi, yani alacaklı olmaz mı? Bu durumda alacaklı olmadığından bahisle tasarrufun iptali davasını açamayacağı şeklinde hüküm hukuka aykırı değil midir?

Kolaylıklar

sayın Meslektaşım bende sizinle aynı görüşteyim ancak hakimimiz bu şekilde ara kararı kurdu. Ara kararından geri dönülmesi için içtihada ihtiyacım var. saygılar

Alıntı: Yazan MUSTAFA TUNCER sayın Meslektaşım bende sizinle aynı görüşteyim ancak hakimimiz bu şekilde ara kararı kurdu. Ara kararından geri dönülmesi için içtihada ihtiyacım var. saygılar

İçtihada ne gerek var, kanun maddesi yeterince açık:

6098 Sayılı TBK:

b. Kefilin rücu hakkı

MADDE 596 - Kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olur. Kefil, bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabilir.

Kefil, aksi kararlaştırılmamışsa, rehin hakları ile aynı alacak için sağlanmış diğer güvencelerden sadece kefalet anında var olan veya bizzat asıl borçlu tarafından, sonradan özellikle bu alacak için verilmiş bulunanlara halef olur. Alacaklıya kısmen ifada bulunan kefil, rehin hakkının sadece bunu karşılayan kısmına halef olur. Alacaklının rehin konusu üzerinde geriye kalan alacak hakkı, kefilin rehin hakkından ön sırada gelir.

Kefil ile asıl borçlu arasındaki hukuki ilişkiden doğan istem ve def’iler saklıdır.

Bir alacağın güvencesini oluşturan rehin paraya çevrildiği veya borç rehin veren malik tarafından ödendiği takdirde malik, kefile karşı rücu hakkını, ancak kefil ile kendisi arasında böyle bir anlaşma varsa ya da rehin sonradan bir üçüncü kişi tarafından verilmişse kullanabilir.

Kefilin rücu hakkına ilişkin zamanaşımı, kefilin alacaklıya ifada bulunduğu anda işlemeye başlar.

Kefil, dava hakkı vermeyen veya yanılma ya da ehliyetsizlik sebebiyle asıl borçluyu bağlamayan bir borç için ödemede bulunduğu takdirde, asıl borçluya karşı rücu hakkına sahip değildir. Ancak, kefil zamanaşımına uğramış bir asıl borçtan sorumlu olmayı borçlunun vekili sıfatıyla üstlenmişse asıl borçlu, ona karşı vekalet sözleşmesi hükümleri uyarınca sorumlu olur.