|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
14-08-2023, 16:05 | #1 |
|
Enflasyon karşısında eriyen alacak
Merhaba,
Bir konuda meslektaşlarımın görüşlerine ihtiyacım var. Dolarla alınan telefonun kargo firması tarafından kaybedilmesi ile ilgili bir davamızda yabancı para alacağımızın TL cinsinden ödenmesi yönünde seçimlik hakkımızı kullandık ve bu seçimlik hakkımızı bir kez kullandığımız için dönemedik. Mahkeme gönderi tarihindeki dolar kuru üzerinden davayı kabul etti ve yasal faize hükmetti. İlamlı icra dosyası geçen hafta ödemeyle kapandı. Sorum enflasyon karşısında eriyen alacak kapsamında munzam zarar davası açıp açamayacağımıza ilişkin. Şimdiden teşekkürler |
15-08-2023, 12:37 | #2 |
|
Dava sonunda davacının anapara ve faizini almasına rağmen aynı telefonu alması mümkün değilse aradaki fark munzam zararı oluşturur. Munzam zarar 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde ek dava ile talep edilebileceği gibi asıl alacakla beraber aynı dava ile de talep edilebilir.Yargıtayın HMK 187/2maddesi ile Medeni Kanun’un 7. maddesi gereğince alacaklının temerrüt faizi dışında kalan zararlarının delillerle ispatı gerekmeksizin karşılanması gerektiği yönünde kararları var.Yargıtay ispat bile gerekmez demiş.
|
15-08-2023, 13:02 | #3 |
|
Teşekkürler meslektaşım
|
15-08-2023, 13:29 | #4 |
|
Açılan davada ,alacaklının TBK.m.99/3'e göre, alacağın döviz olarak aynen veya vade yada fiili ödeme günündeki TL. olarak rayiç değer üzerinden ödenmesini seçimlik hak olarak talep etme hakkı olduğu halde, bu hakkını gönderi (vade) tarihindeki rayiç değeri üzerinden TL olarak ödenmesi şeklinde kullanmış ve bu mahkemece de bu yolda karar verilerek hüküm kesinleşmiştir.
Alacaklının evvelce kullandığı tercih hakkını sonradan değiştirme imkanı olmadığı gibi, mahkemece verilen karar borçlu lehine "kazanılmış hak" teşkil edeceğinden kur farkına dayalı aşkın(munzam) zarar isteyemeyeceğini,ancak ortada aynen ödeme istenmiş olsaydı dahi, kur farkınıda aşan oranda bir enflasyon ile telefon fiyatlarının arttığının ispatı halinde aşkın zarar talep edilebileceğini düşünüyorum. T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Hukuk Dairesi Esas No.: 2003/11079 Karar No.: 2004/7033 Karar tarihi: 26.06.2004 YARGITAY KARARI Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesi’nce verilen bozmaya uyularak 15.05.2003 tarih ve 1999/619 - 2003/244 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı ve davalı F1 Uluslararası Tic. ve Nak. Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 22.06.2004 günde davacı avukatı K2 gelip, davalılar avukatları tebliğe rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi K1 tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili tarafından İrlanda’dan Türkiye’ye getirtilen makine emtiasının hava yolu ile taşınmasının davalılar tarafından gerçekleştirildiğini, taşınan malın geç teslim edilmesi nedeniyle müvekkilinin sözleşme yaptığı fuara katılamadığını, ardiye ücreti, kira parası ve emtianın fuarda teşhir edilememesinden dolayı kÄr yoksunluğu zararları olduğunu ileri sürerek, şimdilik 2.000.000.000 TL maddi ve 100.000.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, bozmadan sonra birleştirilen dava dilekçesinde, asıl davada müvekkili zararının USD olarak gerçekleştiğini, olay tarihi ile tahsil tarihi arasında geçen sürede USD alış kur’unda meydana gelen artış farkının ve böylece ortaya çıkan munzam zararı talep hakları doğduğunu ileri sürerek, şimdilik, fazlaya ilişkin tuttukları 3.700.000.000 TL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı F1...Ltd.Şti. vekili, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunmadığını, davacının bir zararı bulunmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, benimsenen 29.12.2002 tarihli bilirkişi raporuna göre, taşımanın davalı F1 Ltd.Şti. tarafından üstlenildiği, davaya konu emtianın taşınacağının belirtildiği kargo uçağının 01.04.1996 tarihinde Esenboğa Havalimanı’na iniş yaptığının tesbit edildiği, ancak taşıma konusu emtianın büyük bir kısmının uçaktan çıkmadığı, geri kalan kısmın 09.04.1996 tarihinde teslim edildiği ve teslim tarihinin 01.04.1996 tarihi olduğu sabit olduğuna göre, bundan sonraki teslimin geç teslim sayılacağı, uyuşmazlığa uygulanacak olan Varşova Konvansiyonu’nun 13/3 ve 19 ncu maddeleri uyarınca taşıyıcının yolcuların, bagajın veya eşyanın taşınmasında gecikmesinden dolayı doğan zarardan sorumlu olduğu, gecikmeden dolayı sorumluluğun kilogram başına 17 ÖÇH olup, hava yük senedinde yer alan 1.366 kg olduğu buna göre davalının sorumlu bulunduğu miktarın 37.001.247.847 TL olarak belirlendiği, bunun yanında davalının ardiye ücreti 4.263.000 TL, fuar stand ücretinin geç teslim edilen kısmına tekabül eden kısım 63.250.000 TL’den sorumlu olduğu, ancak bozulan mahkeme kararında davacının gecikme nedeniyle isteyebileceği tazminatın 1.392.322.250. TL olarak belirlendiği ve miktara davacı tarafın bir itirazı bulunmadığından miktar yönünden davalı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu,Varşova Konvansiyonu’nun değişik 24 ncü maddesi uyarınca sorumluluk sınırlamalarına göre dava açılabileceği ve bu sorumluluk azami sınırı oluşturduğundan davacının manevi tazminat ve kar mahrumiyeti isteyemeyeceği, munzam zarar istenebilmesi için davacının faizle karşılanamayan zararının bulunması, davalının kusurlu olup, temerrüde düşmesi gerektiği, olayda davalının kusurlu olduğu kanıtlanamadığı gibi, henüz temerrüde düşürülmediği, davacının yabancı para alacağını Türk parasına çevirerek istemde bulunduğu, dava kısmen kabul edilip, kısmen reddedildiğine göre kur artışından doğan munzam zararı isteyemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, toplam 1.459.835.250 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı F1...Ltd.Şti.den tahsiline, fazla istemlerle,birleştirilen davanın reddine, diğer davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davacı ile davalı F1....Ltd.Şti.vekilleri temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacı vekilinin ilk kararı miktar yönünden temyiz etmemekle davalı yararına müktesep hak oluştuğu, ek dava yönünden ise davacı vekili, müvekkilinin zararının USD cinsinden gerçekleştiğini iddia ederek zarar tarihindeki kur karşılığını Türk Lirası olarak talep ettiği, daha sonra olay tarihi ile tahsil tarihi arasında geçen sürede oluşan kur farkını munzam zarar olarak istemiş ise de, BK’nun değişik 83 ncü maddesi uyarınca ilk dava tarihine göre, davacı tarafın alacağını ya alacağın muaccel olduğu tarihteki ya da fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden isteme seçeneği bulunduğu halde, davacı vekilinin seçme hakkını alacağın muaccel olduğu tarihteki kur üzerinden Türk Lirası olarak yaptığından artık kur farkı istemesinin olanaklı bulunmamasına ve Varşova Konvansiyonu’nun 4 sayılı Montreal Protokolü ile değiştirilen 24 ncü maddesine göre, Konvansiyonda öngörülen şartlara ve sorumluluk sınırlamalarına bağlı olarak dava açılabileceğinden ve bu sorumluluk sınırlamaları azami sınırı oluşturduğundan manevi tazminat istenmesinin mümkün olmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle,davacı ve mümeyyiz davalı vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, takdir edilen 375.000.000.-TL duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.400.000 lira temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, temyiz harcı peşin alındığından davalı F1 Uluslararası Tic. ve Nak. Ltd. Şti.’den başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26.06.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
15-08-2023, 14:04 | #5 |
|
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2020/967 E. 2021/859 K.
“Dairemizce uzun yıllar munzam zararın varlığını davacı alacaklının somut delillerle kanıtlamak zorunda olduğu kabul edilip uygulanmış olmakla birlikte, Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru sonucunda vermiş olduğu, 21.12.2017 gün ve 2014/2267 sayılı başvuru nolu kararına konu uyuşmazlıkta, başvurucunun mülkiyet hakkı kapsamındaki alacağının enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği anlaşıldığından başvurucuya şahsi ve olağan dışı bir külfet yüklendiği, bu tesbite rağmen derece mahkemelerinin başvurucunun zarara uğradığını ayrıca ispatlaması gerektiği yönündeki katı yorumu nedeniyle somut olay bakımından kamu yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine değerlendirilip mülkiyet hakkının ihlâl edildiğine ve yeniden yargılama yapılmasına karar verilmiş olması karşısında, hak ihlâline neden olmamak düşüncesiyle munzam zararın somut delillerle kanıtlanması gerektiği uygulamasından vazgeçilmiş, gelişen ekonomik koşullar, mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasındaki adil dengenin korunması Anayasa Mahkemesinin ihlâl kararlarının bağlayıcılığı gözönünde tutularak enflasyon ve buna bağlı olarak döviz kurları, mevduat faizleri, devlet tahvilleri ve diğer yatırım araçlarının faiz oranları ile birlikte getirilerinin temerrüt faizden fazla olması halinde munzam zararın varlığının karine olarak kabul edilmesi gerektiği benimsenmiştir.” |
15-08-2023, 14:53 | #6 |
|
Eski 15 şimdiki adı ile 6.HD. si eser sözlesinden doğan davalarda görevlidir. Oysa soru konusu olay Taşıma Hukukununu ilgilendirmektedir. Eşya taşımasından doğan davalara 11. HD. si baktığından ,bu konuda 11. HD.sinin kararlarından yararlanılması daha uygun olur. Diye düşünüyorum.
|
21-08-2023, 12:52 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
11. Daire Anayasa Mahkemesi kararına rağmen munzam zararın somut şekilde ispatlanması gerektiği görüşünde. Hatta kararları oy çokluğuyla veriyor, karşı oy gerekçesinde de AYM kararı anılıyor. |
11-01-2025, 14:54 | #8 |
|
Sayın Kocabaş ; Sunduğunuz 11.Hukuk Dairesi karındaki olayda :alacak dövizden TL ye çevrilerek tercih hakkının kullandığı bu sebeple kur farkı alacağının talep edilemeyecegi belirtilmiş.
Pekala : VUK geregi yasal zorunluluk uyarınca TL olarak kesilmiş bir ( ihraç kayıtlı)faturanın ( aslında alacak USD) cari hesap ve fatura zorunlu TL olması durumu için,zorunlu olarak ( fatura ve cari TL olduğu için)TL olarak icra takibine konu edilmesi halinde de tercih hakkı kararda belirtildiği gibi kullanılmış olur mu? Kur farkı sonradan talep edilebilir mi? davacı tarafın alacağını ya alacağın muaccel olduğu tarihteki ya da fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden isteme seçeneği bulunduğu halde, davacı vekilinin seçme hakkını alacağın muaccel olduğu tarihteki kur üzerinden Türk Lirası olarak yaptığından artık kur farkı istemesinin olanaklı bulunmamasına Kararda kritik nokta burası; zorunlu olarak TL kesilmiş bir faturanın TL olarak icra takbine konu edilmesi halinde tercih hakkı TL olarak kullanılmış,kur farkı alacağından vazgeçilmiş olur mu? |
13-01-2025, 12:37 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Sorunun cevabının, genel kuralların yanısıra , "ihraç kayıtlı fatura" özellikleri ,3065 sayılı KDVK.hükümleri, VUK. ile Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 ve 85 sayılı Cumhur başkanlığı Kararına İlişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Tebliğlerdeki hükümler incelenerek verilmesin uygun olacağını düşünüyorum. Benim şahsen bu ayrıntılı konularda fazla bir uğraşımım bulunmadığından soruyu genel kanun hükümlerine göre ele aldığımızda, sorunun cevabına yaklaşım gösteren aşağıda yazılı Yargıtay kararını emsal olarak gösterebilirim. YARGITAY 19.HD.10.12.2015 T. 2015/413 E.2015/16682 K.) "...Yabancı para üzerinden yapılan alım satımlarda Vergi Usul Kanunu hükümleri gereğince faturaların Türk Lirası üzerinden düzenlenme zorunluluğu bulunduğundan faturalarda belirtilen yabancı paranın Türk Lirası karşılığı kur gözetilerek fatura tarihlerinde ödeme yapılmayıp daha sonra Türk Lirası ile ödeme yapılması durumunda kur farkı istenebilir. Bunun için taraflar arasında bir teamül oluşmasına da gerek bulunmamaktadır. Kambiyo senedi düzenlenmesi tek başına borcun tecdidi (yenilenmesi) sonucunu doğurmaz. Borcun tecdidi (yenilenmesi)nin sözleşmeden açıkça anlaşılması gerekir. Taraflar arasında borcun yenilenmesine ilişkin bir sözleşme bulunduğu savunulmadığına göre davacının temel ilişki nedeniyle düzenlediği faturalar ve koşullarının oluştuğunun saptanması durumunda kur farkı talep edebileceğinin kabulü gerekir." |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Dava Konusu Alacağin Enflasyon Nedeniyle Değerinin Düşmesi | pirensesavukat | Meslektaşların Soruları | 3 | 20-02-2022 23:56 |
Enflasyon Oranında Artan Nafakanın Arttırılması Ve Tarafların Mali Durumları | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 13-04-2010 21:24 |
Yargıtay' ın geleneksel enflasyon (TEFE) uygulaması | Gici | Meslektaşların Soruları | 3 | 03-08-2008 11:39 |
Kiracıya 2008 müjdesi: Enflasyon kadar artış!!! | av.sally | Hukuk Haberleri | 5 | 23-01-2008 00:52 |
Enflasyon davalık oldu | Av.Yüksel Eren | Hukuk Haberleri | 0 | 20-04-2007 14:29 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |