27-01-2013, 11:59 | #1 |
|
Değerlendirme 14- SENET
SENET
------ Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılımetin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibiveriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcılarıbu Kanuna göre belgedir. (HMK.m.199) Belge bir “bilgi taşıyıcısı”dır. Ancak, her bilgi taşıyıcısıdeğil, uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli olanlar, yargılama hukukuanlamında belge sayılmıştır. Tanımda belge sayılacak bilgi taşıyıcılarının birkısmı örnek olarak sayılmış olmakla beraber, tüm belgeler bu sayılanlardanibaret değildir. Ancak, sayılan bilgi taşıyıcıları farklı niteliklere sahipolanlardan en tipikleridir. Örneğin, sadece yazılı ve basılı metinler değil,çizim, kroki gibi yazı dışındaki resim, plân vesaire belge olarak sayılmış,görüntüyü anlık ya da hareketli taşıma niteliğine sahip fotoğraf veya film deayrıca belirtilmiştir. Görüntü ya da ses kayıtları bilgi taşımaya elverişliolduğu gibi, elektronik ortamdaki veriler de bilgi taşıyabilmektedir Pekcanıtez, Hukuk Muhakemesi Kanunu ile getirilen en büyükyeniliğin hmk. 199 ifade edilen “belge”kavramı olduğunu söyler (HMKdeğerlendirilmesi-sh. 139. HUKAPyayınları) Abdurahim Karslı’ya göre de her türlü belge delil başlangıcı sayılabilecek ve HMK. 202 kullanılarakher türlü delille ispatın yolu açılacaktır. (KARSLI- Medeni Muhakeme HukukuDers Kitabı- Sh. 508. 2. BASKI) ------ Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi,yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin,yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiğitakdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veyadeğeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz TürkLirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu düzenlemelerhatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.(HMK.m.200) ------ Kirasözleşmesi, hizmet sözleşmesi gibi devri edimlerin ispat sınırı nasılbelirlenir? Örneğin kira sözleşmesinde ispat sınırı, bir yıllık kira tutarına görebelirlenmelidir. (1. HD, 19.09.2005, 9103/9802) Aynı şekilde hizmet sözleşmesi değeri yıllık ücret tutarına görebelirlenmelidir.(Murat Yavaş- Senetle İspat ve Senede Karşı İspat ile bukuralın istisnaları- Sh. 107) ------- İhtiyari dava arkadaşlığında ispat sınırınasıl belirlenir? İhtiyari dava arkadaşlığında, herdava arkadaşlığına ilişkin dava diğerinden bağımsız olduğundan senetle ispatzorunluluğunun sınırı, her dava arkadaşı için ayrı ayrı belirlenir. (3. HD,28.9.1976, 4577/6019) ------- Bir alacak ayrı ayrı zamanlarda ceste cesteverilmiş olması halinde, ispat sınırında alacağın tamamına mı bakılır yoksaödendiği iddia edilen kısma mı bakılır? Alacağın tamamı ispat sınırındanfazla ise, ispat sınırından az miktarlar ceste ceste verildiği de senetleispatlanmak zorundadır. ----- İhtar ve ihbarın, senetle ispat zorunluluğuvar mı? Hukuki ilişkide değişiklikyaratan temerrüd, fesih, rücu ihtarları da senetle ispat kapsamındadır. (19.HD, 17.05. 1994, 4214/5084) Yargıtay 15. Hukuk dairesine göreise, ayıp ihbarı tanıkla ispat edilebilir. (KURU- Hukuk Muhakemeleri Usulü- Cilt 2 Sh. 2238) Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas : 2002/4675 Karar : 2003/1009 Tarih : 3/3/2003 1-Dosyadaki yazılara, kararındayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerintakdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendinkapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddigerekmiştir. 2-Davacı yüklenici 2890 adethırka fason örgü işçiliğinden üç adet faturaya dayalı bakiye alacağı için icratakibine girişmiş, davalı takip konusu borcun 250.272.852 TL.lık kısmınıkabulle kalanına itiraz etmiş, mahkemece fason işçilik bedelinden davacı bakiyealacağı 1.934.227.148 TL. kabul edilmek ve davalı kabulünde olan miktar mahsupedilmek suretiyle takibin 1.683.954.296 TL. üzerinden devamına, % 40 icra inkartazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar davalı iş sahibitarafından temyiz edilmiştir. İş sahibine teslim olunan eserinBK.nun 359.maddesi uyarınca iş sahibi tarafından işlerin mutad cereyanına göreimkanını bulur bulmaz muayene edilmesi ve kusurları varsa yükleniciyebildirilmesi gerekir. Zamanında muayene ve ihbar yapılmazsa BK.nun 362.maddesiuyarınca yüklenici her türlü mesuliyetten kurtulur.Somut olayda davalı işsahibi 1.6.1999 tarihli reklamasyon faturası düzenlemiş ve bu faturayı 7.7.1999tarihli ihtarname ekinde davacıya göndermiş, mahkemece açık ayıbın varlığıkabul edilmekle birlikte ayıbın süresinde yapılmadığı kabul edilerek sonucagidilmiştir. Davalı süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunu ileri sürerek bukonuda tanık dinletmek istemiş ise de mahkemece 20.2.2001 tarihli celsededavalının bu isteği reddedilmiştir. Oysa ayıp ihtarı yapılması herhangi birşekle tabi olmayıp, sözlü ayıp ihbarı da geçerlidir. Ayıp ihbarında bulunulduğunun tanık beyanıyla ispatı mümkün olupDairemizin yerleşmiş görüşü de bu doğrultudadırO halde davalının ayıpihbarı ile ilgili olarak dinletmek istediği tanıklar dinlenmeli, ayıbın varlığıkanıtlandığında iş bedelinden mahsubu gereken miktar saptanarak sonucuna görehükme varılmalı, davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutuluptutulamayacağı da buna göre değerlendirilmelidir. Tüm bu yönler nazaraalınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulmasıgerekmiştir. ------ Satılanın teslim edildiğitanıkla ispat edilebilir mi? Satılanın teslimi hukuki işlemolduğundan tanıkla ispat edilemez. (HGK 6.11.2002, 13-875/885) ------ Vekalet- adi şirket ve hizmetsözleşmelerinin kesin delillerle ispatı zorunludur. .(Murat Yavaş- Senetleİspat ve Senede Karşı İspat ile bu kuralın istisnaları- Sh. 201) ------- * İspat sınırından fazla bir satışın veresiyeolduğunun senetle ispat edilmesi zorunludur. (13. HD, 14.2.1985, 7680/939) ------- Satış sözleşmesinde satış bedeli tanıklaispat edilebilir mi? Kuru’ya göre tanıkla ispatedilemez. Ancak Aksi yönde Yargıtay kararlarına rastlanmaktadır. ---- Kira sözleşmesini yıllık kira bedelinin ispatı, ispat miktarının üzerinde ise kesin delillerle ispatlanmalıdır. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Esas : 2012/1995 Karar : 2012/5452 Tarih : 05.04.2012 Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve 3.000.TL kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, 2.691,78 TL kira alacağına ve tahliyeye karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, davalının mesken nitelikli kiralananda 2002 yılından beri kiracı olduğunu, 25.4.2007 keşide ve 30.4.2007 tebliğ tarihli temerrüt ihtarının davalıya tebliğ edilmesine rağmen, 2006 Haziran-2007 Haziran dönemi için 1 yıllık kira bedeli 3.000 TL'nin yasal 30 günlük sürede ödenmediğinden, davalının temerrüde düştüğünü ileri sürerek, kiralanandan tahliyesini ve kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı akdi ilişkiyi kabul etmesine karşın kira miktarına karşı koyarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dairemizin 25.5.2010 tarih ve 2010/1332-6099 sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, yıllık kira bedelinin 3.000,00 TL olduğu davacı tarafından yasal delillerle kanıtlanamadığından, keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde, bilirkişilerce belirlenen yıllık kira bedeli üzerinden, alacağın tahsiline ve tahliyeye karar verilmiştir. Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Davalı akdi ilişkiyi kabul etmiş ancak kira miktarına karşı koymuştur. Bu durumda, davacının 15.6.2006 tarihinden itibaren yıllık kira bedelinin 3.000.00 TL olduğunu 1086 sayılı HUMK.nun 288. maddesine göre, (6100 sayılı HMK.nun 200. maddesi) senetle kanıtlaması gerekir. Davacı bu yoldaki iddiasını yazılı belgeyle kanıtlayamadığı gibi, bozmasına uyulan Yargıtay ilamı gereği davacının davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılması üzerine, davacı vekili 13.10.2011 tarihli oturumda davalıya yemin teklif etmediklerini beyan etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki sözlü kira sözleşmesi esas alınarak, davalı kiracıdan kira bedeliyle ilgili beyanları sorulması ve kabul ettiği bedel üzerinden kira alacağının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Öte yandan temerrüt ihtarının tebliğ tarihi araştırılarak, sonucuna göre tahliye talebinin değerlendirilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan tahliyeye karar verilmiş olması da doğru olmamıştır. ------- Tapusuz taşınmaz satışı tanıkla ispat edilebilir mi? Yargıtay tanıkla ispatedilebileceği görüşündedir. (17. HD, 5.3.1996,1059/115) ------ * Müvekkilinin vekiline talimat verdiğini yazılı delille ispat etmesizorunludur. ------ Hukuki fiiler her türlüdelille ispatlanabilir. Zilyetlik yalnız başına hukuki fiildir ve bu nedenletanıkla ispat edilebilir. . (KURU- HukukMuhakemeleri Usulü- Cilt 2 Sh. 2324)- (8. HD, 12.5.1997, 3350/2951) ------ Senede bağlı her çeşit iddiaya karşıileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacaknitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktaraait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. (HMK.m.201) Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Esas : 2012/2676 Karar : 2012/6598 Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece çeyiz eşyalarına yönelik istemin kabulüne fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili ziynet eşyalarına yönelik olarak temyiz etmiştir. Davacı vekili; tarafların 1993 yılında evlendiklerini ve açılan boşanma davası sonucu 26.02.2009 tarihinde boşandıklarını, müvekkilinin evlenirken baba evinden çeyiz eşyası getirdiğini, buna ilişkin olarak 21.08.1993 tarihli çeyiz senedinin davalı tarafından imzalandığını belirterek çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise, davacının babası ve eniştesi ile birlikte evdeki özel eşyalarını bavullara koyarak evden ayrıldığını buna rağmen davacının ziynet eşyalarını alamadığını iddia etmesinin anlamsız olduğunu, çeyiz senedinin 13.sırasındaki altın bilezik yazısından sonraki 300gr ibaresinin senede sonradan ilave edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece çeyiz senedinde belirtilen eşyalara yönelik istemin kabulüne ziynetlere yönelik istemin ise kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı HUMK'nun 290'ıncı ve bunun karşılığı olarak düzenlenen 6100 sayılı HMK.'nun 201. maddesi hükmüne göre senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin tanıkla ispatı mümkün olmayıp ancak aynı kuvvette bir belge ile kanıtlanması gerekir. Olayımızda davacı, 21.08.1993 tarihli çeyiz senedine dayanmış olup, davalı bu belgeyi teslim alan sıfatıyla imzalamıştır. Davalının, kısmi tahrifat dışında senede karşı bir itirazı bulunmamaktadır. Bu durumda senette belirtilen çeyiz ve ziynet eşyalarının davacıya geri verildiği davalı tarafından aynı kuvvette bir delille kanıtlanmak durumundadır. Davalı bu hususu yöntemine uygun delillerle kanıtlayamadığından mahkemece davalının tahrifat iddiası üzerinde durularak yukarıdaki açıklamalar da göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. ------ Senetlerin yırtıldığı tanıkla ispatedilebilir mi? 02. 04 .2003 tarih ve 19-261/266sayılı Hukuk Genel Kurulu kararına göre, senetlerin yırtıldığına ilişkin davacıiddiası tanıkla ispat edilebilebilir -----* bononun kumar borcu içinverildiği hususu da yazılı delille ispatlanmalıdır. (.(Murat Yavaş- Senetleİspat ve Senede Karşı İspat ile bu kuralın istisnaları- Sh. 366 – 19. HD,27.03.2006, 2005/7532E 2006/3094) -------- Bononun karşılıksız olduğu tanıkla ispatedilemez. ------ Bonodaki malen alındı kaydının aksi tanıklaispat edilemez. ------- Senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğutanıkla ispat edilemez. (15. HD, 24.5.2002, 744/2784) ------- Çekle yapılan ödemenin ödünç olduğu tanıklaispat edilemez. (KURU- Hukuk Muhakemeleri Usulü- Cilt 2 Sh. 2341) ------- Muvazaa iddiası tanıklaispat edilemez. ------- Yazılı bir sözleşmede yapıldığı önesürülen değişikliklerin senetle ispat edilmesi gerekir. Murat Yavaş- Senetleİspat ve Senede Karşı İspat ile bu kuralın istisnaları- Sh. 367) ----- Senetle ispat zorunluluğu bulunanhâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.Delil başlangıcı, iddiakonusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusuhukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veyatemsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. (HMK.m.202) Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Esas : 2011/9801 Karar : 2011/14549 Tarih : 29.11.2011 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.02.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 03.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 29.11.2011 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı Mehmet Kahvecioğlu vekili Av. Halil Uğursevenler ile karşı taraftan davalı Ali orhan Kahvecioğlu ve vekili Av. Süleyman Öztürk geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: - KARAR - Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de "inanılan" denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise "inanç konusu şey" olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır. İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir. İnanç sözleşmesi, 5.2.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK'nun 202. maddeleri uyarınca inanç sözleşmesi "tanık" dahil her türlü delille ispat edilebilir. Burada özellikle yazılı delil başlangıcının hukuki niteliği hakkında bir açıklama yapılması gerekmektedir. Uygulamada, iddianın senetle ispat edilmesi gereken hallerde senet bulunmamakta ise bu iddiaya komşu olan vakaları somutlaştırılan belgelere yazılı delil başlangıcı denilmektedir ve bu belgeler de hiç kuşkusuz delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla, senet iddia edilen hukuki işlemin doğrudan doğruya delilini teşkil ettiği halde, yazılı delil başlangıcı ihtilaflı hukuki işlemin tam ve doğrudan doğruya delilini teşkil etmez. Bu haliyle yazılı delil başlangıcı işlemin varlığını ihtimal dahilinde gösteren bir belgedir. Fakat, bir hususun yazılı delil başlangıcı kabul edilebilmesi için onun karşı taraftan sadır (karşı taraf elinden çıkmış) bir belge olması ve bu belgenin muhtevası iddianın tamamen ispatına yetmemekle beraber bu iddianın vukuunu ihtimal dahilinde göstermesi gerekir. Örnek olmak üzere hasım tarafın kaleme aldığı fakat imzalamadığı bir belge senet sayılmasa da o belge yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilebilir. Bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince; davacının delil olarak bildirdiği fax iletileri uyuşmazlığın çözümünde yararlanılacak yazılı delil başlangıcı niteliğindeki delillerden değildir. Ancak; Davacı, dava dilekçesinde "her türlü yasal delil", sonradan verdiği "kanıt listesinde de ikamesi mümkün olan tüm deliller" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış sayılır. Bu nedenle davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılmalı, istem bunun sonucuna göre bir hükme bağlanmalıdır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır. -------- 6100 sayılı HMK, HUMK’dan farklı olarak, “yazılı” kelimesi kullanmayarakyazılı olmayan ve fakat belge biteliğindeki araçların da delil başlangıcıolabileceğini kabul etmiştir. Ve böyle delil başlangıcının uygulama alanıgenişlemiştir. (YILMAZ- Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi- Sh. 1053) ------ Belgenin delil başlangıcı olabilmesi içinaleyhine ibraz edilecek olan tarafından (ya da temsilcisi) verilmiş olması gerekir. * Mirasbırakan tarafından verilen belge, mirasçılar aleyhine de delilbaşlangıcı olabilir. ------- Borçlu tarafından el ileyazılmış ancak imzasız mektup delil başlangıcı sayılır. . (KURU- Hukuk Muhakemeleri Usulü- Cilt 2 Sh.2291) ------- çek (veya bono) başka bir hukuki işlemiçin delil başlangıcı teşkil eder. (13.HD, 16.2.1988, 6808/802) ------- Tapu dışındaki satış geçersiz olmaklabirlikte ödenen satış bedelinin iadesi davasında satış bedelinin alındığınadair belge delil başlangıcı niteliğindedir. (YILMAZ- Hukuk Muhakemeleri KanunuŞerhi- Sh. 1054) ------- Kartvizitin arkasına yazılan yazı, yazı yazanın aleyhinedelil başlangıcıdır. (3. HD, 20.04.2004, 3586/3927) ------- Vergi beyannameleri, delil başlangıcıdır. ------ Makine ile yazılmış ve hatta imzasız olan bir mektupda borçlununel yazısı yaptığı çıkıntılar bulunması belgenin delil başlangıcı sayılması içinyeterlidir. ( Haluk KONURALP- Yazılı Delil Başlangıcı. Sh. 51) ----- Fotokobinin delilbaşlangıcı sayılabilmesi için imzanın açık seçik görülebilmesi gerekir. ( HalukKONURALP- Yazılı Delil Başlangıcı. Sh. 56) ----- İsticvap sırasında ikrarı içermeyen ancakhakim huzurunda gerçekleşen taraf açıklamaları delil başlangıcı sayılmalıdır. (Haluk KONURALP- Yazılı Delil Başlangıcı. Sh. 106) ------- Senetle ispatzorunluluğunun istisnaları: a) Altsoy ve üstsoy,kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler. b) İşin niteliğine ve tarafların durumlarına göre, senede bağlanmaması teamülolarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler. c) Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkânsızlık veyaolağanüstü güçlük bulunan hâllerde yapılan işlemler. ç) Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları. d) Hukuki işlemlere ve senetlere karşı üçüncü kişilerin muvazaa iddiaları. e) Bir senedin sahibi elinde beklenmeyen bir olay veya zorlayıcı bir nedenleyahut usulüne göre teslim edilen bir memur elinde veya noterlikte herhangi birşekilde kaybolduğu kanısını kuvvetlendirecek delil veya emarelerin bulunmasıhâli ------- Eşler arasında boşanma davası varsa, yine deHMK..m.203 1 a uygulanır mı? “davacının kızına boşanma davasıaçmış olması, anılan yasa maddesini uygulanmamasını gerektirmez.” (13. HD,15.03.2005, 17299/4052) ------ Yakınarkadaşlar arasında hukuki ilişkiler bakımından HMK.m.203/1 b hükmüuygulanabilir mi? Yakın arkadaşlar arasında hukukiilişkiler bakımından, bu hüküm uygulanamaz. (YILMAZ- Hukuk Muhakemeleri KanunuŞerhi- Sh. 1066) ------- Mahkeme öününe gelen uyuşmazlıkta (203 1/bkapsamında) geleneğin var olup olmadığı araştırmalı ve ilgili yerlerden sormalıve gerekirse bilirkişiye başvurmalıdır. (YILMAZ- Hukuk Muhakemeleri KanunuŞerhi- Sh. 1067) ------- İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliğiispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar.İlgililerin beyanına dayanılaraknoterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleriiçinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadarkesin delil sayılırlar. (HMK.m.204) ------- Resmi senetlerdekisahtelik iddiası b bağımsız bir sahtelik davası ileri sürülmesi zorunludur.Dava içinde ön sorun şeklinde incelenip karara bağlanamaz. ( Pekcanıtez-Atalay- Özekes. Medeni Usul Hukuku- sh. 620. 13. Bası) ------- Mahkeme huzurunda ikrar olunan veya mahkemece inkâr edendensadır olduğu kabul edilen adi senetler, aksi ispat edilmedikçe kesin delilsayılırlar. Usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler,senet hükmündedir. Hâkim, mahkemeye delil olarak sunulan elektronik imzalıbelgenin, güvenli elektronik imza ile oluşturulmuş olup olmadığını reseninceler. (HMK.m.205) ------ İmza atamayanların mühür veya bir alet ya da parmak izikullanmak suretiyle yapacakları hukuki işlemleri içeren belgelerin senetniteliğini taşıyabilmesi, noterler tarafından düzenleme biçiminde oluşturulmasınabağlıdır.İmza atamayan kimselerin, cüzdanla iş yapmayı usul edinmişkuruluşlarla olan işlemlerde kullanacakları mühür, kazınmış imza, işaret veyaparmak izinin, işlemin başlangıcında hesap defterine veya cüzdanına basılmışolması veya önceden noterde bir örneği saklanmak üzere onanmış bulunmasıyeterli olup, her işlemde ayrıca onamaya bağlı değildir. (HMK.m.206) 6100 sayılı HMK 1086 sayılı HUMK’tan farklı olarak imaz atamayanların veyazı bilmeyenlerin ihtiyar heyeti ve mahallinde tanınan iki kişitarafından tasdik edilmesi şartıylaişaret veya mühür kullanıma izin veren hükmü benimsememiş ve v belgelerinnoterde düzenleme biçiminde oluşturulması hükmü getirmiştir. ------- Senetteki çıkıntı, kazıntı veyasilinti ayrıca onanmamışsa, inkâr hâlinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı,kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacaknitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir.(HMK.m.207) ------- Taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilenbir belgedeki yazı veya imzayı inkâr etmek isterse, sahtelik iddiasındabulunmalıdır; aksi hâlde belge, aleyhine delil olarak kullanılır. Bir belgenin sahteliği iddia edildiğinde,belgenin mahkemeye verildiği tarih yazılıp mühürlenerek, saklanması içinmahkemece gerekli tedbirler alınır.Bir belgenin sahteliğini iddia eden kimse,bunu aynı mahkemede ön sorun şeklinde ileri sürebileceği gibi, bu konuda ayrıbir dava da açabilir. Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafınbu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererekaçacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hâkim,gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için ikihaftalık kesin bir süre verir. Adi bir senetteki yazı veya imza inkâredildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işlemeesas alınamaz. Resmî senetlerdeki yazıveya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancakmahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz.Senededayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelikiddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması içinyeni tedbirler talep edebilir (HMK.m.209) HMK.m.209 daki düzenleme,HUMK.m.317 deki düzenlemenin yerini almış işlemlerin durmasını sahtelik incelemesinde bilirkişiye müracaat veyatanık dinlenmesi kararına bağlamak yerine iddiada bulunulması veya dava açılmasına bağlamıştır. ( Pekcanıtez-Atalay- Özekes. Medeni Usul Hukuku- sh. 624. 13. Bası) ------ Sahteliği iddia olunan senede dayanılarak başlatılmış olan icra takibi var ise, bu takip de sahtelik davasının açıldığına ya da sahtecilik iddiasındabulunulduğuna ilişkin belgenin icradosyasına ibraz edilmesiyle birlikte olduğu yerde durur ve yeni bir takip işlemi yapılmaz. Burada icra takibinin durması, ihtiyatitedbir kararıyla olmaz, davanın açıldığına dair belgenin icra dairesini sunulduğunda icra müdürü başlatılmış olan takibidurdurması gerekir. ( Pekcanıtez- Atalay- Özekes. Medeni Usul Hukuku- sh. 625.13. Bası) Borçlu icra mahkemesine bu başvurusu dışında İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/592 esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açmış olup, ayrıca takip dayanağı bono hakkında dava dışı lehtar ile alacaklı hakkında İzmir 7.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/162 sayılı dosyasında sahtecilik suçu kapsamında kamu davası bulunduğu da görülmektedir. Bu durumda 6100 Sayılı HMK 209/1 maddesi uyarınca, anılan konuda bir karar verilinceye kadar, senet herhangi bir işleme esas alınamaz. İcra takibinin yukarıda yer verilen madde doğrultusunda durdurulması gerekirken, istemin imza itirazı olarak vasıflandırılıp, imza incelemesi yapılarak İİK.nun 170/3. maddesi gereğince sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta takibin durdurulması kararı verildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir 12. HUKUK DAİRESİ E. 2011/16983 K. 2012/8706 T. 20.3.2012 ------- Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu husustakarşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile incelemeyapılarak öncelikle karar verilir: a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaatedinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle eldeettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başkabir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkçabelirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap içinmahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde,inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu hususkendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir. b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusundakesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişiincelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmayaelverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı veimzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar.Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazıyazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir. (HMK.M.211) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas : 2011/12167 Karar : 2012/2492 Tarih : 20.02.2012 YARGITAY İLAMI Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Karar: Davacı vekili, davalı tarafça müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, ancak icra takibine konu çek altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek, takibe konu çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı vekiline, müvekkilinin imza örneklerinin alınmak üzere hazır edilmesinin ihtar edilmesine rağmen davacı asilin 03.05.2011 tarihli oturuma katılmadığı, davacı vekilinin müvekkilini hazır edemediğinin anlaşıldığı, davacının davasını ispat edemediği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, imza inkarına dayalı menfi tespit davasıdır. Bu durumda hakim yazı ve imzayı inkar eden tarafı isticvap ettikten sonra huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle istiktap eder. (HMK'nun 211/1-g) Vekilin imzayı inkar eden müvekkilini hazır bulundurma zorunluluğu yoktur. Bu nedenle mahkemenin gerekçesi isabetli değildir. Ayrıca mahkemece davacının tatbika medar imzalarının bulunduğu bir takım belgeler ilgili mercilerden getirtilerek dosya içerisine alınmış olduğuna göre gerektiğinde davacı vekilinin sözünü ettiği dava dosyalarındaki imzalar da incelemeye esas olarak getirilip imza incelemesi yaptırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir ------- Sahtelik iddiası sonunda haksız çıkan taraf kötüniyetli ise busebeple ertelenen her bir duruşma için celse harcına ve talep hâlinde busebeple diğer tarafın uğradığı zararları tazmin etmeye mahkûm edilir. Resmîsenetteki imza veya yazı inkâr edildiğinde, yukarıdaki harç miktarı iki katıolarak uygulanır.Bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesinden önce,tarafların sahteliğe ilişkin iddialarından vazgeçmeleri hâlinde, hâkim,tazminattan indirim yapabileceği gibi tazminata hükmetmeyebilir. Belgenin sahteolmadığına dair hukuk mahkemesince verilen karar kesinleştikten sonra, sözkonusu belge hakkında ceza mahkemesinde de sahtelik iddiası dinlenmez.Cezamahkemesince belgeyi düzenleyen hakkında ceza verilmesine yer olmadığı ya daberaat kararı verilmiş olması, hukuk mahkemesinin belgenin sahteliğiniincelemesini engellemez.(HMK.m.214) -------- Bir kimsenin aleyhine delil olarakkullanılabilecek belgeler, o kimsenin halefleri aleyhine de delil teşkil eder. 1086 sayılı Kanunda sadece özel belgelerin halefler aleyhinekullanılması düzenlenmişti. Hüküm sadece özel belgelerin halefleri bağlamasışeklinde değil, tüm belgeleri kapsayacak şekilde genelleştirilmiştir. Senetlerin üçüncü kişlere etkisi düzenlenmemiştir. Kanaatimce bir boşluk doğmuştur. AncakPekcanıtez, bu konunun düzenlenmesine gerek yoktur gibi hukuki gerekçebildirmeden bir açıklama yapıyor. (HMKDeğerlendirmesi- SH.158. HUKAP yayınları) -------- Belgenin sadece örneğinin mahkemeye verildiği durumlarda,mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine belgenin aslınınverilmesini de isteyebilir. Belgenin aslını elinde bulunduran taraf, üçüncükişi veya resmî makamlar, istenmesi hâlinde bunu mahkemeye vermek zorundadır.Mahkeme,belge aslının verilmesi durumunda, belgenin saklanması için gerekli tedbirlerialır veya istendiğinde tekrar verilmek üzere belgeyi ibraz edene geri verebilir.Taraflardanbiri elindeki belgenin aslını mahkemeye verirse, bu belgenin geri verilmesinitalep edebilir. Bu takdirde hâkim, belgenin aslının verilip verilmeyeceğinekarar verir. Geri verilmesine karar verildiğinde, aslına uygun olduğu mahkememührü ve yazı işleri müdürünün imzasıyla onanmış örneği dosyaya konur. Bir kişi veya kurumun elinde bulunupmahkemeye teslim edilmesi gereken belgenin aslı istendiğinde, kişi veya kurumunbulunduğu ya da belgenin teslim edileceği yerdeki asliye mahkemesi tarafındanörneği onaylanarak aslı mahkemeye gönderilir yahut teslim edilir. Mahkemeceonaylanmış belge örneği, aslı gibi hüküm ifade ederMahkemeye getirilmesi zor veyasakıncalı olan belgeler, hâkim veya görevlendireceği bilirkişi tarafındanyerinde incelenir ya da bu belgelerin mahkemeye sunulmuş örnekleri asıllarıylakarşılaştırılır. İnceleme sonunda bir tutanak düzenlenir ve gerekli görülürseuygun teknik araçlarla belgenin aslı kaydedilir. Mahkemenin bu yöndeki emrininyerine getirilmesine haklı bir sebep olmaksızın engel olunması hâlinde hâkimtarafından, engel olan kişi hakkında sebep olduğu giderlere ve beşyüz TürkLirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına hükmolunur.Gerektiğinde zor kullanılmasına da karar verilebilir ------- Taraflar, kendilerinin veya karşıtarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeyeibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak vetalep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerekmahkemeye ibraz edilir. İbrazıistenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğinkanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bubelgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükutettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka birbelgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süreverir.Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa,böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına venerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibrazetmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez veaynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir birmazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilenyemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusundadiğer tarafın beyanını kabul edebilir. --------- Mahkeme, ticari davalarda taraflarınticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebiüzerine karar verebilir Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabuledilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş,açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirinidoğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olaraktutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarakkabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuşticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili husustahiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğerkesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulandefterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirinidoğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. Taraflardanbiri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindekikayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdankaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Değerlendirme- 6- Davaya Vekalet ve Teminat | halit pamuk | Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu | 1 | 02-02-2013 10:48 |
Mal Rejiminin Tasfiyesi Değerlendirme Tarihi | Kemosabe | Meslektaşların Soruları | 2 | 16-03-2012 23:13 |
Kamulaştırma Davalarında Değerlendirme Tarihi | Kemosabe | Meslektaşların Soruları | 1 | 17-06-2010 21:38 |
Mevcut senet varken başka senet verilmesi,önceki senedin iade edilmemesi ve protokol | umutt | Meslektaşların Soruları | 8 | 14-12-2008 21:53 |
sıra senet - vadesi gelmemiş senet | av.naim | Meslektaşların Soruları | 1 | 22-11-2007 18:21 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |