Yargıtay, Evlendirme Akdine Dayanmadan Birleşen Çifti Evli Saymadı!

Yargıtay, evlendirme akdine dayanmadan birleşen çifti evli saymadı
Yargıtay, evlenmenin şekle bağlı bir akit olduğu, tarafların evlendirme memuru ve tanıklar önünde karşılıklı olarak bu konudaki iradelerini açıkça bildirmeleri gerektiği gerekçesiyle, evlendirme akdine dayanmadan birleşen çifti evli saymadı.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin konuya ilişkin kararı Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi, bir kadının, vefat eden bir adamla daha önce gayri resmi olarak evlendiklerini belirterek evliliğin tespiti ve tescili için açtığı davada, istemi kabul etti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanlığının yazısı üzerine temyiz edilmediği için kesinleşen kararın kanun yararına bozulması için başvurdu.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, başvuruyu yerinde bularak, kararı oybirliğiyle bozdu.
Gerekçede, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun "evlenme töreni, evlendirme dairesinde evlendirme memurunun ve ayırt etme gücüne sahip ergin iki tanığın önünde açık olarak yapılır" şeklindeki 141. maddesi anımsatıldı.
Gerekçede, aynı Kanunun 142. maddesinde de "Evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar.
Evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşur. Memur, evlenmenin tarafların karşılıklı rızası ile kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu açıklar" hükmüne yer verildiği kaydedildi.
Gerekçede, "Anılan hükümlere göre evlenme şekle bağlı akitlerdendir. İki tarafın evlendirme memuru ve tanıklar önünde karşılıklı olarak bu konudaki iradelerini açıkça bildirmeleri şarttır" denildi.
Gerekçede, bir evlendirme akdine dayanmadan birleşen çift arasında geçerli bir nikah akdi meydana gelmediği vurgulandı.
Karar, görülen davanın sonucunu değiştirmeyecek, ancak örnek teşkil etmesi bakımından önem taşıyor.


http://www.milliyet.com.tr/2006/12/29/son/sontur12.asp

Genel olarak hukukumuzda hukuki işlemler belirli bir sekle bağlı olmasa da bunun aile hukukundaki evlenme gibi katı şekil şartına bağlandıklarını da görmekteyiz.Kanunkoyucunun evlenmeyi şekil şartına bağlaması toplumsal ilişkilerdeki düzeni korumak istemesi ve evlenmeyi gerçekten de önemli bir hukuki bir müessese olarak görmesidir.ancak birara yürürlükte olan uzun süre aralarında evlenme akdi olmaksızın aynen evliymiş gibi yaşayan bireyleri idari işlemlerle basvuru sonucu evli sayan uygulamanın da kimi zamanlar işe yarayabileceğini düsünüyorum.Tabiki burada karar verebilmek için olayın özüne bakmak,hakkın kötüye kullanımını engellemek ve kanunun asıl hedeflediği amaca ulaşmak gerekir.