Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hizmet tespiti davasında zamanaşımı sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-04-2013, 13:48   #1
ayse1728

 
Varsayılan hizmet tespiti davasında zamanaşımı sorunu

müvekkilim 1994-2006 yılları arasında sigortasız olarak a ltd şti de çalışmış. 2006 da bu şirket tasfiye edilerek aynı yerde aynı işi yaparak adi ortaklık şeklinde faaliyet gösteren işyerinde (patronlarda aynı) çalışmaya devam etmiş. 2006-2007 arası bu ortaklık üzerinden eksik de olsa sigortası yatmış. sonra müvekkilin nedensiz yere işten çıkışı verilmiş.(2007) müvekkil de yaklaşık 9 ay başka bir işyerinde sigortalı olarak çalışmış. sonra 2008 yılında tekrar bu işyerinde çalışmaya başlamış. 3 ay sigortası ödenmiş sonra fiilen çalışması devam etmesine rağmen çıkışı verilmiş. 2011 yılında tekrar sigortaya girişi bildirilmiş. 2012 yılının eylül ayında ise çıkışı verilerek işten atılmıştır.

1994-2012 yılları arasındaki hizmetin (9 aylık süre hariç)tespiti istemi ile dava açtık.

zamanaşımı ilk çıkışın verildiği tarih olan 2007 den itibaren mi başlar yoksa çalışmanın devamlılığı düşünülerek 2012 den mi?
Old 02-04-2013, 14:00   #2
gujankaracay

 
Varsayılan

Olay bakımından kesintili çalışmalar için zamanaşımı ayrı ayrı değerlendirilmeli kanısındayım. ilk çalışmaya ilişkin zamanaşımı sigortasız hizmetin sona erdiği yılı takip eden yılbaşından başlar. Yani 2008 yılı başından. 2006 yılında işyerinin kapanması bence durumu değiştirmez. bunu ünvan değişikliği işyeri devri hizmet devri gibi olgularla açıklayabilirsiniz. Çalışma devam ettiği sürece zamanaşımı da işlemez. bu durumda ilk dönem için eğer 2013 1 Ocak'a kadar dava açtıysanız zamanaşımını geçirmiş olmazsınız. ikinci dönem ise çok yeni olduğundan zaten süre sıkıntınız olmayacaktır.
Old 02-04-2013, 14:47   #3
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Sayın ayşe1728, öncelikle hizmet tespit davasında zamanaşımı değil hakdüşürücü süreden söz etmek gerekir. Bunun sonucu olarak tarafların ileri sürmesine bağlı olmaksızın yargılmanın her aşamasında resen dikkate alınır.
Sorunuzun cevabına gelince müvekkilinizin 9 ay başka işyerinde sigortalı çalışması ile o çalışmanın başladığı yılsonunda hakdüşürücü süre başlamıştır. Farklı işyerinde çalışmanın başladığı yılın sonundan itibaren 5 yıl geçmeden davayı açmış iseniz, sorun yok. Aksi takdirde hakdüşürücü süreden davayı kaybedersiniz.
Aynı işyerinde kesintili çalışmada her bir çalışma dönemi için hakdüşürücü süre ayrı ayrı hesap edilir. Bu çalışmalarda işe giriş bildirgelerindeki imzalar da önemlidir.


HG 00, E: 2003/21-43, K: 2003/97, Tarih: 26.02.2003

Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenilen hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde açılması gerekir. Yerleşik Yargıtay görüşlerine göre, Sigortalının aynı işyerinden verilmiş birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı halinde hak düşürücü süre, her kesim çalışma için ayrı ayrı hesap edilmelidir. Çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışması hak düşürücü sürenin işlemesine engel olamaz. Öte yandan; kural olarak işe giriş bildirgeleri sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, bildirgeyi hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin aksinin ancak eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez.(506 s. SSK. m. 79/10)
Old 02-04-2013, 14:56   #4
ayse1728

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Sayın ayşe1728, öncelikle hizmet tespit davasında zamanaşımı değil hakdüşürücü süreden söz etmek gerekir. Bunun sonucu olarak tarafların ileri sürmesine bağlı olmaksızın yargılmanın her aşamasında resen dikkate alınır.
Sorunuzun cevabına gelince müvekkilinizin 9 ay başka işyerinde sigortalı çalışması ile o çalışmanın başladığı yılsonunda hakdüşürücü süre başlamıştır. Farklı işyerinde çalışmanın başladığı yılın sonundan itibaren 5 yıl geçmeden davayı açmış iseniz, sorun yok. Aksi takdirde hakdüşürücü süreden davayı kaybedersiniz.
Aynı işyerinde kesintili çalışmada her bir çalışma dönemi için hakdüşürücü süre ayrı ayrı hesap edilir. Bu çalışmalarda işe giriş bildirgelerindeki imzalar da önemlidir.


HG 00, E: 2003/21-43, K: 2003/97, Tarih: 26.02.2003

Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenilen hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde açılması gerekir. Yerleşik Yargıtay görüşlerine göre, Sigortalının aynı işyerinden verilmiş birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı halinde hak düşürücü süre, her kesim çalışma için ayrı ayrı hesap edilmelidir. Çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışması hak düşürücü sürenin işlemesine engel olamaz. Öte yandan; kural olarak işe giriş bildirgeleri sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, bildirgeyi hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin aksinin ancak eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez.(506 s. SSK. m. 79/10)


müvekkilimin 15.10.2007 de işyerinden çıkışı verilmiş ve 26.12.2007 de başka bir işyerinde çalışmaya başlamış. ben davayı 07.11.2012 de açmışım. 5 yıllık sürenin hesabı 2008 başından mı hesaplanacak yoksa işten çıkıştan itibaren mi? şayet 2008 ise sıkıntı yok o halde değil mi?
Old 02-04-2013, 21:32   #5
selin aksoy

 
Varsayılan

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86. maddesine göre hizmet tespit davaları 5 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. “Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır”
Hak düşürücü süre ne zaman işlemeye başlar? 15.10.2007 tarihinden itibaren mi 26.12.2007 de başka bir işyerinde çalışmaya başladığından itibaren mi?

“Mahkemece 02.11.1989 tarihinden önceki çalışmanın hak düşürücü süre nazara alınarak reddine karar verilmiş ise de, davacının devam eden çalışması nedeniyle 506 Sayılı Kanunun 79. maddesinin 10. fıkrasında öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmemiştir. Yani mahkemece kabul edilmeyen kısım hak düşürücü süreye uğramamaktadır.
Bu maddi ve hukuki olgular karşısında 2.11.1989 tarihinden önceki sürenin hak düşürücü sürenin dolmasından dolayı reddi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi E. 2002/1889 K. 2002/2474 T. 21.3.2002)

Ancak bu karar istisna. Genel olarak Yargıtay’ın eğilimi tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurulmazsa hak düşürücü süre sözkonusu olacağına ilişkin;
“Somut olayda, davalı işverene ait işyerinden davacı adına 01.12.1996 tarihli işe ilk giriş bildirgesinin kuruma verildiği, daha önceki çalışmalara ilişkin hiçbir resmi belge bulunmadığı ve mahkemeye de 24.04.2002 tarihinde başvurulduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Kural olarak işe giriş bildirgeleri sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, bildirgeyi hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını söylememiş ise, işe giriş bildirgesinin verildiği tarihten önceki çalışmalar, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurulmazsa hak düşürücü süreye uğrar. Ayrıca, davacının aynı işyerinde bu tarihten sonra çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.2003 gün ve E:2003/21-43, K:2003/97 Sayılı Kararı da aynı doğrultudadır.Ancak, işe ilk giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olmadığının saptanması halinde diğer deliller hep birlikte değerlendirilerek çalışmanın tespitine karar verilebilir.” (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi E. 2004/6010 K. 2004/9621 T. 09.11.2004)

Sonuç olarak somut olayda işten çıkarıldığı 15.10.2007 yılının sonundan itibaren süre başlayacağını ve hak düşürücü süre söz konusu olmayacağı kanaatindeyim.
Old 03-04-2013, 07:01   #6
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Başlangıç, ister yıl sonu olsun, ister yeni işe giriş tarihi olsun sizin davanız hak düşürücü süreden kurtulmuş görünüyor.
Old 12-09-2014, 15:26   #7
ayse1728

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Başlangıç, ister yıl sonu olsun, ister yeni işe giriş tarihi olsun sizin davanız hak düşürücü süreden kurtulmuş görünüyor.

Sayın meslektaşım,
bilirkişi dosyaya raporunu sundu ancak 14.08.2006 tarihinde ilk sigortanın bildirildiği davanın 07.11.2012 tarihinde açıldığı bu nedenle hak düşürücü sürenin dolduğu hesaplama yapılamayacağı şeklinde.

14.08.2006 tarihli ilk giriş bile hesap edilse süre 2007 yılı başında başlayıp 2012 yılı sonunda bitmeyecek mi?
Old 12-09-2014, 21:02   #8
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ayse1728
Sayın meslektaşım,
bilirkişi dosyaya raporunu sundu ancak 14.08.2006 tarihinde ilk sigortanın bildirildiği davanın 07.11.2012 tarihinde açıldığı bu nedenle hak düşürücü sürenin dolduğu hesaplama yapılamayacağı şeklinde.

14.08.2006 tarihli ilk giriş bile hesap edilse süre 2007 yılı başında başlayıp 2012 yılı sonunda bitmeyecek mi?

Dosyanın içeriğini tam olarak bilmediğimizden net yorum yapmak biraz güç.

Davada öne sürdüğünüz delilleriniz nelerdi? Bordro tanıklarınız var mıydı? Beyanları ne yöndeydi? Müvekkilinizin primi ödenmeyen dönemlere ilişkin yazılı delili var mıydı? gibi soruların cevapları olumlu ise (Özellikle bordro tanığı ve yazılı belge) Bilirkişi raporunda hataya düşmüştür diyebiliriz.

Aşağıda ki karar işinize yarayacaktır. Ayrıca site içerisinde bu konu birçok kere tartışılmıştır. Arama yapabilirsiniz. (örn: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=29775)

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/1889

K. 2002/2474

T. 21.3.2002

• HİZMET TESPİTİ DAVASI ( Davacının Devam Eden Çalışması Nedeniyle Beş Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Gerçekleşmemesi )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Davacının Devam Eden Çalışması Nedeniyle Beş Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Gerçekleşmemesi )

• ÇALIŞMA ( Davacının Devam Eden Çalışması Nedeniyle Beş Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Gerçekleşmemesi )506/m.79

ÖZET: Davacının devam eden çalışması nedeniyle 5 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmemiştir.
DAVA: Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.4.1981 tarihinden beri çalıştığının tespiti ile bu çalışmalarının 506 Sayılı Yasa kapsamı içine alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Osman Bülbül tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR: Davacı davalı işverene ait işyerinde 1.4.1981 tarihinden beri çalıştığının tespitini istemiştir.
Mahkemece 02.11.1989 tarihinden önceki çalışmanın hak düşürücü süre nazara alınarak reddine karar verilmiş ise de, davacının devam eden çalışması nedeniyle 506 Sayılı Kanunun 79. maddesinin 10. fıkrasında öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmemiştir. Yani mahkemece kabul edilmeyen kısım hak düşürücü süreye uğramamaktadır.
Bu maddi ve hukuki olgular karşısında 2.11.1989 tarihinden önceki sürenin hak düşürücü sürenin dolmasından dolayı reddi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-09-2014, 16:32   #9
ayse1728

 
Soru

Alıntı:
Yazan Av.Bülent AKÇADAĞ
Dosyanın içeriğini tam olarak bilmediğimizden net yorum yapmak biraz güç.

Davada öne sürdüğünüz delilleriniz nelerdi? Bordro tanıklarınız var mıydı? Beyanları ne yöndeydi? Müvekkilinizin primi ödenmeyen dönemlere ilişkin yazılı delili var mıydı? gibi soruların cevapları olumlu ise (Özellikle bordro tanığı ve yazılı belge) Bilirkişi raporunda hataya düşmüştür diyebiliriz.

Aşağıda ki karar işinize yarayacaktır. Ayrıca site içerisinde bu konu birçok kere tartışılmıştır. Arama yapabilirsiniz. (örn: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=29775)

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/1889

K. 2002/2474

T. 21.3.2002

• HİZMET TESPİTİ DAVASI ( Davacının Devam Eden Çalışması Nedeniyle Beş Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Gerçekleşmemesi )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Davacının Devam Eden Çalışması Nedeniyle Beş Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Gerçekleşmemesi )

• ÇALIŞMA ( Davacının Devam Eden Çalışması Nedeniyle Beş Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Gerçekleşmemesi )506/m.79

ÖZET: Davacının devam eden çalışması nedeniyle 5 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmemiştir.
DAVA: Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.4.1981 tarihinden beri çalıştığının tespiti ile bu çalışmalarının 506 Sayılı Yasa kapsamı içine alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Osman Bülbül tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR: Davacı davalı işverene ait işyerinde 1.4.1981 tarihinden beri çalıştığının tespitini istemiştir.
Mahkemece 02.11.1989 tarihinden önceki çalışmanın hak düşürücü süre nazara alınarak reddine karar verilmiş ise de, davacının devam eden çalışması nedeniyle 506 Sayılı Kanunun 79. maddesinin 10. fıkrasında öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmemiştir. Yani mahkemece kabul edilmeyen kısım hak düşürücü süreye uğramamaktadır.
Bu maddi ve hukuki olgular karşısında 2.11.1989 tarihinden önceki sürenin hak düşürücü sürenin dolmasından dolayı reddi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın meslektaşım,
2006 oncesı çalıştığına dair davalı işverenin kısmi ikrarı var yanımızda calıştığını iddia ettiği dönemde askere gıttı cezaevine gırdı dedi tanıklar da askerden geldikten sonra calıştığımızı söyledi tabi aksini söyleyenler de var ama davalı tanıklarından sanayide sigorta 2005 den sonra basladı diyen de oldu askerlik 1995 yılında cezaevi ise 2004 yılında yani şayet 2006 da işe başlamış olsak işveren önceki bilgilere sahip olmaz
Benim sıkıntım tarih olarak 5 yıllık sürecin başlangıcı
14.08.2006 işe giriş bildirgesinin verildiği tarih öncesi sigortasız calışma dava 2o12 Kasım yazılı belgemiz yok onceye ilişkin
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Soybağı Tespiti Zamanaşımı Sorunu aytacyavuz Meslektaşların Soruları 4 29-06-2021 19:31
hizmet tespiti zamanaşımı av.yağmur deniz Meslektaşların Soruları 5 11-03-2013 15:39
hizmet tespiti davasında husumet zeliha ert Meslektaşların Soruları 2 24-02-2009 11:59
hizmet tespiti davasında zamanaşımı -betül- Meslektaşların Soruları 3 24-12-2008 00:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,14552212 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.