İzmir Barosundan Avukatlara Yeşil Pasaport Talebi

samimi düşüncelerinizden dolayı teşekkürlerimi sunarım. Tecrübe herşey demek olsaydı dedem en büyük hukukçulardan TÜRKİYE'DE..

akıl ya da gelişmişlik ile yaş arasında paralellik yok.55 yaşında doçent polinomlarla ilgili soruyu cevaplayamazken, sayısal öss öğrencisi takır takır takırdatıyor soruları.

akıl yaşta değil başta efendim.dağlar kadar fark kavramı, amiyane bir tabir bence..

Yeşil pasaportun bir esprisi yok, avukatların amacı yurt dışına kolay çıkmaksa, normal pasaportla da çıkabilirler.
Avrupa barolar birliğinden kimlik almanız yeterlidir. bu belge ile, normal pasaportunuza kolay vize alabilirsiniz.
şu anda bazi ülkeler yeşil pasaporta vize uyguluyor, bazı ülkelerde zamanında ilgisi olmayan kişilere bol kepçe dağıtılan yeşil pasaportlar yüzünden gümrüklerde hiç kolaylık göstermediği gibi iyi gözle de bakmıyorlar.
Önemli olan yeşil pasaport almak değil,

bence barolar birliği bu konuya çok önem vermeli...

Yeşil pasaport alabilecek kimselerden bir kesit
• Yeşil Pasaport alabilecek durumda bulunan kişilerin eşlerine,
• Yukarıda ki haklara sahip olan kişilerin 18 yaşından küçük erkek ve kız çocuklarına,
• 18 yaşından büyük, çalışmayan, evli olmayan ve hak sahibi ebeveyni ile birlikte ikamet eden (öğrencilik hariç) kız çocuklarına,
Şimdi düşünün 3. derece 1. kademeden emekli olmuş bir memurun evlenmemiş, Türkiye Cumhuriyetine zerre kadar katkısı (eğitim, vergi vs konularda) olmamış vasıfsız bir insanın alabileceği bir pasaportu, bu ülkenin hakikaten aydın insanları arasında olan avukatlara vermemek nasıl bir eşitlik anlayışıdır ben çözemedim. Aynı sınırdan geçmek için ben aylarca vizeyle uğraşacağım, belki alamayacağım, o ise sırf kanun kendine verdiği hak dolayısıyla uçaktan inerken buyrun deyip uzatacak pasaportu. Gerçi biz avukatlara elindeki hazır hakkı (aranamamaız) kullandırmamaya çalışıyor bu ülke değil yeni bir hak vermek. Akıl alır gibi değil. Kıskanıyorum yemin ederim.

bu konuda sanırım birçokları gibi bende aynı düşüncedeyim.. avukatlara yeşil pasaport verilmesi yerinde bir davranış olacaktır...

Yeşil pasaport sahibiyim, öncelikle sorun yeşil pasaport sahibi olup çıtanın diğer tarafına atlamakla ayrıcalığa kavuşmak istenmesi düşüncesi hoş bir durum olmaması gerektiğine inanıyorum.

Bu sorun gelişmişlik ve kültürel zenginliklerini kanıtlamış ülke sorunudur. Avrupa ülke vatandaşlarında yeşil pasaport diye bir ayrımcılık yoktur, nedense 3. dünya ülke insanları böyle istek ve ayrıcalıklar istemekte.

Viyanadan Türkiyeye dönüş için havaalanında gittiğimde bir telaş gördüm sivil memurlar ile polisler teyakkuz duruma geçtiler, sorduğumda THY larının geldiğini ve sıkı bir şekilde Türklerin kontrolden geçirileceğini söylemişlerdi.

Pasaportumuz lacivert olsun ama, diğer ülke giriş-çıkış kapılarında TÜRK ler geliyor denilerek İNSAN gibi karşılanalım.

Alıntı: Yeşil pasaport sahibiyim, öncelikle sorun yeşil pasaport sahibi olup çıtanın diğer tarafına atlamakla ayrıcalığa kavuşmak istenmesi düşüncesi hoş bir durum olmaması gerektiğine inanıyorum.

Bir avukat neden çıtadan atlamaya çalışsın ki?

Alıntı: Bu sorun gelişmişlik ve kültürel zenginliklerini kanıtlamış ülke sorunudur. Avrupa ülke vatandaşlarında yeşil pasaport diye bir ayrımcılık yoktur, nedense 3. dünya ülke insanları böyle istek ve ayrıcalıklar istemekte.

İki yorumunuz birbiriyle zıt değil mi?

Alıntı: Viyanadan Türkiyeye dönüş için havaalanında gittiğimde bir telaş gördüm sivil memurlar ile polisler teyakkuz duruma geçtiler, sorduğumda THY larının geldiğini ve sıkı bir şekilde Türklerin kontrolden geçirileceğini söylemişlerdi.

Çok ilginç Avrupa Ve Orta Asya ve Arap ülkelerine seyahatler yaptım ama hiç böyle bir durumla karşılaşmadım.

Alıntı: THY larının geldiğini

söyleyen aynı memurlar sanırım sizin yeşil pasaportunuz olması sebebiyle size bu açıklamayı yapma gereği duydular!


Sayın Citiak;

Avukatların çıtanın o tarafına bu tarafına atlama merakları yoktur.Ve bizlerde sizler gibi daha ileride olmak isteriz.

Alıntı: Avrupa ülke vatandaşlarında yeşil pasaport diye bir ayrımcılık yoktur, nedense 3. dünya ülke insanları böyle istek ve ayrıcalıklar istemekte.

Madem 3.dünya ülkesi olmak istemiyorsunuz pasaportunuzu iade edin olsun bitsin.Bir katkınız olsun!Zira kendi adıma ülkem için bu yakıştırmayı hiç hoş bulmadım.


Saygılarımla,

Ülkemize gelen avrupalı turistler normal vatandaş pasaportlarıyla ülkemize vizesiz giriş yapmakta ve hiç bir zorlukla karşılaşmamaktadırlar. Onların yeşil gözlü ve sarışın olmalarının hatırı değil, ekonomilerinin güçlü olmasından kaynaklanmaktadır.

Geçtiğimiz dönemde de Türkücü İbrahim Tatlıses yurtdışı konserlerine gelip gitmekten değil sınır kapılarında gördüğü muamele ve eziyetlerden şikayetçi olmuştu, ve sanatçılar adına yeşil pasaport isteyip ayrıcalıklı olmak istemişti.

Bizde çıta atlamayalım ama ekonomimizi yüksek atlatıp onların seviyesine getirebilirsek lacivert pasaportumuzla fevkalade vizesiz ve sınır kapılarında işkencesiz gidip gelebilelim.

Saygılarımla

Hımm. Anladığım biz boşu boşuna yeşil pasaport peşindeyiz. Yani boşverin diyorsunuz. Tamam o halde boşverelim. Hiç önemi yok. Siz bize layık görmedikten sonra, haddimiz dahi değil böyle bir talepte bulunmak. Ben resmi kurumlarda bana gösterilen saygının herhangibir vatandaşımıza gösterilmesini dilerken, benim vatandaşım bana yeşil pasaportu çok görüyor. Valla sorun ya bende ya vatandaşda.
Neyse ben yeşil pasaport sahibi olmayan bir avukatım ama istediğim zaman yurtdışına çıkabilirim. Ama istemiyorum. Ülkem cennet çünkü. Sorun yurt dışına çıkabilmek sorunu değil. Bu konudaki adaletsiz uygulama sorunu. Meseleye o yönüyle bakalım. Yoksa çoğu avukatın yurtdışına çıkma sorunu zaten yok.
Avrupalının yaptığına gelince adamların vize hususundaki hassasiyetinin hepsi politik; bize kendimizi değersiz hissettirmek için yapılan psikolojik bir oyun. Biz de bu oyunları oynamadığımız sürece bu uygulamalarla başedemeyiz. Yoksa Avrupanın bizden neresi ileri sorarım sizlere. Benim ülkem CENNET. Beni seven bana gelsin ben niye gideyim ayağına....

Avukat olmak ne kadar zorlaşırsa imtiyazlarımız o kadar artacaktır. Pacta Sund Servanda'nın anlamını bilmeden diploma alan ve hukuku icra memuru ile kalem katibinin talimatıyla uygulayan kendine güvensiz, hak etmeden bu sıfatı kazanmış, ezik ruhlu bir kitle kötü huylu tümör gibi gitgide büyümekte. Avukatın para kazanacağı alanlar teker teker başka mesleklerin veya toplulukların ellerine geçmekte. Diğer taraftan avukatlık yaparak ekmeğini kazanmayı çoktan unutmuş ve mesleği baroculuk olmuş bir mutlu azınlık hiçbir yetki kullanmamak üzere tüm yetkileri elinde tutmakta. Soğuk savaş kalıntısı ideolojik saplantılı küçük gurupların obsesif tutumları yüzünden yaşamayı ve çalışmayı imkansızlaştıran reklam ve rekabet yasakları ne niteliğinde olursa olsun sonuçta bir serbest meslek olan avukatlığı yapılamaz hale getirmekte. Avukat olmak da avukat kalmak da sınavlara tabi olmalı ve bu az sayıdaki
avukatta bir meslek şövenizmi olmalı. Abartılı değil, halimiz ortada.

Alıntı: Yazan mavikaranlık Avukat olmak ne kadar zorlaşırsa imtiyazlarımız o kadar artacaktır. Pacta Sund Servanda'nın anlamını bilmeden diploma alan ve hukuku icra memuru ile kalem katibinin talimatıyla uygulayan kendine güvensiz, hak etmeden bu sıfatı kazanmış, ezik ruhlu bir kitle kötü huylu tümör gibi gitgide büyümekte. Avukatın para kazanacağı alanlar teker teker başka mesleklerin veya toplulukların ellerine geçmekte. Diğer taraftan avukatlık yaparak ekmeğini kazanmayı çoktan unutmuş ve mesleği baroculuk olmuş bir mutlu azınlık hiçbir yetki kullanmamak üzere tüm yetkileri elinde tutmakta. Soğuk savaş kalıntısı ideolojik saplantılı küçük gurupların obsesif tutumları yüzünden yaşamayı ve çalışmayı imkansızlaştıran reklam ve rekabet yasakları ne niteliğinde olursa olsun sonuçta bir serbest meslek olan avukatlığı yapılamaz hale getirmekte. Avukat olmak da avukat kalmak da sınavlara tabi olmalı ve bu az sayıdaki avukatta bir meslek şövenizmi olmalı. Abartılı değil, halimiz ortada.

Yazdıklarınızın çoğuna katılıyorum. Ancak mesajınızda koyulaştırdığım tümcenize katılmıyorum. Reklam yasağının çalışmanızı nasıl engellediğini anlayabilmiş değilim. Tam tersine, reklam yasağı olmasa genç avukatların çoğunun serbest çalışması engellenecek. Bu konuda http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=15163 adresindeki tartışmayı, özellikle de sayın Armağan Konyalı ve Admin'in mesajlarını okumanızı dilerim. Yine "Soğuk savaş kalıntısı ideolojik saplantılı küçük gurupların obsesif tutumları" şeklindeki ifadeniz (yazım yanlışını görmezden gelsek bile) rahatsız edici. Ben reklam yasağını savunuyorum; ben de "soğuk savaş kalıntısı ideolojik saplantılı" biri miyim sizce?

Ağzınıza sağlık mavikaranlık.... Fakat söylediğiniz nitelikteki avukatların yetişmesi için önce ülkedeki mantalite ve eğitim sorunu çözülmeli... Adalet sistemi geliştirilmeli. şu geliştirilmeli bu geliştirilmeli. Çünkü 1789 yılında fransız ihtilalini yapan kişilerin eğitim ve mantelitelerine, 2008 olmuş daha ulaşabilmiş değiliz. Söyledikleriniz bir temenni dahi olsa, çok güzel...

Sn. Meslektaşlarım,

Yeşil pasaport konusunda yanlış bir algılama var. Sanki bu avukatlara sağlanan bir imtiyazmış gibi bir yanılgıya düşülüyor haliyle. Bu konudaki görüşlerimde en ufak bir değişiklik de yoktur.

http://www.turkhukuksitesi.com/showt...255#post178255

Bu noktada, yukarıdaki iki mesaja cevap vermeyi gerekli buluyorum.

Belirtmek isterim ki, Sn. mavikaranlık' ın mesajında bir avukatta bulunması gereken niteliklerden ziyade, rahatsız olunan kusurlar sayılmış. Mesleğin saygınlığının artırılması çabaları zaten devam etmekte. Kaldı ki, avukatlık mesleğinin itibarı, örgütsel çalışmalardan ziyade bireylerin çabalarına bağlı. Toplumdaki önyargının kolaylıkla aşılamayacağını da düşündüğümüzde, bunun uzun soluklu bir iş olduğu da aşikar. Henüz avukatlık mesleğinin iki asırlık bile geçmişi olmadığı ülkemizde bunlar için sabır gerekli diye düşünüyorum.

Sayın avayhan'ın yazdıklarına ise katılmıyorum. 1789 devrimini yapanların eğitim seviyesi ve fikirlerinin günümüz Türkiyesi ile kıyaslandığında çok da üstün olduğunu düşünmüyorum. Her ne kadar sorunların çözümü uzun zaman alsa da, çözümsüz görünen sorunlar da olsa, bu ülkenin insanlarının, "meydanlarda kafa uçurmak gibi bir hayallerinin olmadığını da düşünerek", 219 yıl önceki Fransızlarla kıyaslanmaması gerektiğini düşünüyorum.

Bir problemi çözmek için önce o problemi çözebileceğine inanmak gerekir. Yani özgüven, her işte esastır. Ben kendime de, meslektaşlarıma da, bu ülke insanına da güveniyorum.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA