Yurtdışında Olan ve Veraset İlamında Görünmeyen Torunun Miras ve Ecrimisil Talebi

Müvekkillerimin babası 1992 yılında vefat etmiş ve akabinde veraset ilamı çıkarılmıştır. Bu veraset ilamına dayanılarak gayrimenkuller mirasçılar adına tescil edilmiştir.

Hal böyle iken aleyhimize bir dava açılmıştır. Bu davayı, murisin yurtdışında bulunan torunu açmıştır. İddia şudur:
Muris Türkiye'ye serbest göçmen olarak gelmiş ve Türk vatandaşı olmuştur. Ancak davayı açan torunun babası Türkiye'ye gelmemiş yurtdışında kalmıştır. Bu nedenle veraset ilamında bu şahsa ait herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Davacı torunun babası da 2008 yılında vefat etmiştir. Şimdi bu torun dedesinin mirasçısı olduğunun tespiti, yapılan tapu tescillerinin iptalini ve gayrimenkullerin veraset ilamındaki mirasçılar tarafından kullanılması nedeniyle de ecrimisil talep etmektedir.

Böyle bir durumda savunmamızı yaparken dikkat etmemiz gereken hususlar nelerdir? Nasıl bir savunma yapmamızı önerirsiniz?

Teşekkür ederim.

Torunun muvazaa iddiası var mı?

Ecrimisil talebi hakkında savunmanız da iyiniyetli olduğunuz, haksız işgalin söz konusu olmadığı, torunun zarara uğramadığı gibi yönlerden beyanlarda bulunabilirsiniz...( mütakabiliyet gereği belkide hiç hakkı yok)

Anladığım kadarıyla torunun babası hiç bir zaman Türk vatandaşı olmamıştır. Eğer torunun babası Türk vatandaşı olsaydı torun Türk vatandaşı olmasa bile( sonradan çıkmış bile olsa ) cevap değişecektir.

Türk vatandaşı olmamak miras almaya engel değildir. ( Mütakabiliyetle uyumlu olarak)

Taşınmazın köyde mi, askeri bölgede mi, turizm bölgesinde mi olduğuna dair ayrıntılar varsa savunmanız da kullanabilirsiniz.


Yabancılık unsuru taşıyan bir hukuksal ihtilaf söz konusu olduğunda olaya hangi hukukun uygulanacağı önem arzetmektedir.

2675 sayı ve 20/5/1982 tarihli Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun Miras kenar başlıklı 22. maddesinde “Miras ölenin milli hukukuna tabidir. Türkiye'de bulunan taşınmaz mallar hakkında Türk hukuku uygulanır.

Yine 4721 sayılı ve 22.11.2001 tarihli Türk Medenî Kanunu Açılma ve değerlendirme anı kenar başlıklı 575. maddesinde “Miras, miras bırakanın ölümüyle açılır” hükmüne havidir. 599. maddede “Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar” hükmünü içermektedir.

Buna göre Türk Vatandaşı ölümü ile birlikte mirasa ilişkin Türk Kanunları uygulanacaktır. Tereke mirasçılara ölüm ile birlikte geçeceği için, ölüm anındaki mirasçıların vatandaşlığı esas alınacaktır.

Yabancı ülke vatandaşı mirasçılar için Tapu Kanunu 35. maddedeki sınırlamalar dahilinde mütekabiliyet şartı gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılacaktır. Bu durumda eğer kanuni ve fiili mütekabiliyet varsa gayrimenkulün konumu gereği, Köy Kanunu ve Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunundaki ve diğer yasalardaki sınırlamalar dışında kalıyorsa yabancı ülke vatandaşı mirasçıya gayrimenkulün intikali gerçekleşecek, aksi taktirde gayrimenkul tasfiye edilecektir (14).
Yargıtay içtihatlarında mirasçının, miras bırakanın tarih itibari ile Türk vatandaşı değilse ve sonradan Türk Vatandaşlığına geçse bile mirasın açıldığı tarih itibari ile yabancı durumunda olacağından; tabiiyetinde olduğu ülke ile Türkiye arasında Tapu Kanunu 35. maddesine göre karşılıklılık (mütekabiliyet) koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerektiğine karar vermiştir. (YGK 16.04.1997 tarih 1997/2-129 E. Ve 1997/360 K sayılı kararı Yasa Hukuk Dergisi Cilt 16, Sayı 186 sayfa 740) (13).
Yargıtay bir diğer içtihadında Türk Yabancılar Hukukunun kuralları ırk esasına göre değil vatandaşlık esasına göre düzenlenmiş bulunduğu ve buna göre mirasçı Türk soylu olsa da aynı esas uygulanacağına karar vermiştir. (www.yargitay.gov.tr ) (12).

Sayın zeytin cevabınız için ço teşekkür ederim.

Sorduğunuz sorulara cevap vereyim.

Torunun muvazaa iddiası yoktur. Sadece nüfus kaydında görünmüyorum ancak ben de asıl miras bırakan dedenin torunuyum ve mirasta hakkım var iddiasında.

Evet torunun babası da kendisi de hiçbir zaman Türk vatandaşı olmamış.

Mütekabiliyet durumunu araştıracağım. Torun Bosna vatandaşı.

Yeni edindiğim bir bilgiye göre gayrimekul bir arsa ve asıl muris dede öldükten sonra Türkiye'deki Türk vatandaşı çocukları olan mirasçılar kat karşılığı inşaat yaptırmışlar. İnşaat yapılmadan önce yurtdışındaki torunun o zaman sağ olan babasına yani yutdışındaki kardeşlerine durum bildirilmiş ve benim o gayrimekulle ilgili bir talebim olmaz yerim yurdum ayrı nasıl istiyorsanız öyle yapın cevabı alınmış. Ancak bu konuda herhangi bir yazılı belge yok sadece şifahi olarak görüşülmüş. Bu cevabı veren babanın oğlu yani torun şimdi o kat karşılığı yapılmış olan gayrimekullerde hak iddia ediyor. Tapuların iptalini kendisinin mirasçı olarak tespitini ve ecrimisil talep ediyor.

Bir de böyle bir durumda sürelerle ilgili dikkat edilmesi gereken bir husus varmıdır? Zamanaşımı nedeniyle davayı reddetrirmek gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Muris dede 1999'da, davacı torunun babası ise 2008'de vefat etmiş.

Alıntı: İnşaat yapılmadan önce yurtdışındaki torunun o zaman sağ olan babasına yani yutdışındaki kardeşlerine durum bildirilmiş ve benim o gayrimekulle ilgili bir talebim olmaz yerim yurdum ayrı nasıl istiyorsanız öyle yapın cevabı alınmış. Ancak bu konuda herhangi bir yazılı belge yok sadece şifahi olarak görüşülmüş

Yani mirastan feragat düşünülebir mi? Sanmıyorum zira kesinlikle yazılı ve şekle tabi olması gerek diye biliyorum feragatin geçerli olabilmesi için.

Bir an için feragatın geçerli oldunu düşünsek bile ivazsız bir feragat olduğu için babasının feragatı oğluna etki etmez.

Ancak söz konusu durum ecri misil talebine karşı yapacağınız savunmalar açısndan önemli olabilir, kötü niyet olmadığı babında... Tanık var mı mirasçılardan başka bu şifai feragate?

Dediğim gibi, Köy Kanunu ve Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunundaki ve diğer yasalardaki sınırlamalar dışında kalıyorsa, Turizm bölgesinde değilse, mutakabiliyet kuralları da uygunsa tapu iptali ve tescil talebi kabul olunabilir diye düşünüyorum.

Zamanaşımı? Mirasçılar arasında zamanşımı işlemez diye bir kural olduğunu biliyorum. Ama bu kuralın istisnaları olduğunu da biliyorum ve istisnaya girerse 10 yıl olduğunu da biliyorum ama işte bunun istisnaya girip girmediğini bilmiyorum

Tanık olarak sadece mirasçılar var bunların dışında tanık yok. Bu bilgiyi ben de ecrimisildeki iyiniyeti kanıtlamak açısından kullanmayı düşünüyorum. Zira elde başka kanıt yok. Anlaşıldığı kadarı ile durumu mütekabiliyet anlaşmasının olup olmadığı bilgisi çözecek.

Böyle bir anlaşmanın varlığı en iyi konsolosluklardan öğrenilebilir.

Eğer davaları almışsanız hala devam ediyordur diye tahmin ediyorum, değil mi? Gidişatı merak ettim...??