Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Boşanma Davasında , Davalının Taleplerine Ilişkin

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-03-2008, 20:27   #1
FYLOZOF

 
Varsayılan Boşanma Davasında , Davalının Taleplerine Ilişkin

Sevgili arkadaşlar, müvekkile karşı açılmış bir boşanma davası var, daha ilk duruşması yapılmamış.
1- müvekkilim eşi tarafından açılmış bu boşanma davasında, maddi manevi tazminat , kendisine takılan takıları , evlilik süresi içinde edindikleri evin yarısnı isteyebilirmi? bunlar için harç yatırması gerekirmi? yoksa bu taleplerin karşılık dava olarakmı açılması lazım?
şimdiden tşk ler
Old 18-03-2008, 21:10   #2
recepbarlas

 
Varsayılan

Bunlar için karşılık dava açılmalı ama dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 10 gün içinde.Bu süreyi kaçırmamışsanız,siz de boşanma davası açmalısınız.Boşanma ve ferileri olan maddi ve manevi tazminatlar için başvuru harcı yeterli.Takılar için nispi harç yatırmalısınız. .Eğer 10 günü kaçırmışsanız ayrı bir dava açmalısınız.Bu davanız diğer davayla birleştirilir.Evin yarısının bedelini isteyebilirsiniz.Yarısının tapusunu değil.Bunu da ayrı dava ile açmalısınız.Aynı dava içinde açarsanız bu davanız tefrik edilir ve boşanma davasının kesinleşmesi beklenir.
Old 18-03-2008, 21:51   #3
masimo

 
Varsayılan

bence davanın her aşamasında maddi ve manevi tazminat taleplerinizi ileri sürebilirsiniz diye hatırlıyorum.( boşanma davlarında iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı söz konusu değil) dava içeriisnde maddi ve manevi tazminat için harca gerek yok fakat alacak hakkı olan takılar için nispi harç ödenmesi gerekiyor. mal paylaşımı ise bence hakim yargılama sonucunda boşanmaya karar verirse tefrik kararı vermesi gerekir.
Old 18-03-2008, 21:59   #4
FYLOZOF

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım, çok değerli görüşleriniz için çok çok teşekkür ediyorum.
Old 18-03-2008, 22:05   #5
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Davacının maddi tazminat talebi Medeni Kanunun 174/1 maddesine dayanmamaktaysa,boşanmanın feri niteliğinde değilse,nisbi harca tabidir.
Old 19-03-2008, 11:40   #6
recepbarlas

 
Varsayılan

Eğer karşı dava açmamışsanız maddi manevi tazminat talep edemezsiniz. Davanın her aşamasında maddi manevi tazminat isteyebilmek için önce usulüne göre açılmış bir dava olmalı.Davalı 10 günlük içinde karşı dava açmamışsa artı o dava içinde maddi manevi tazminat isteyemez.(Örneğin,boşanma davasında davalı taraf " boşanmayı kabul ediyorum ama tazminat istiyorum demesi geçerli bir savunma değildir.Bu savunmanın geçerli olabilmesi için karşı dava şeklinde olmalı.Aksi takdirde münkir sayılacaktır) Ayrı bir dava ile isteyebilir.
Old 19-03-2008, 11:47   #7
masimo

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
İkinci Hukuk Dairesi
E: 2004/3334
K: 2004/4527
T: 8.4.2004

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR :
A- Harcı, kaydı bulunmayan koca vekilinin temyiz dilekçesinin incelenmesine yer olmadığına;
B- Kadın vekilinin temyizine gelince;
1- Kocanın davası yönünden,
4722 sayılı kanunun 1.maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.
a-Boşanmaya yolaçan olaylarda eşini bakire çıkmamakla suçlayıp onu kovan koca tam kusurludur.
Bilindiği gibi genel boşanma nedeniyle ilgili Medeni Kanunun 134.maddesinin eski şeklinde ( ifadesinde ) şiddetli geçimsizliğe ilişkin boşanma davası, ilke ( unsur ) olarak doğrudan kusura dayanmıyor görünse de ikinci fıkrası ile dava hakkını kusuru olmayan yada, daha az olan tarafa tanımak suretiyle kusuru gizli bir unsur haline getirmiştir. Nitekim ilk bakışta dava hakkına yönelik görünse de, söz konusu 134.maddenin eski biçiminde, kusura ilişkin hükmün böylesine "katı bir tarzda uygulanması şikayetlerin odak noktasını teşkil etmişti" ( 3444 sayılı kanunun Hükümet tasarısı 4. madde gerekçesi ) İşte bu ve benzer düşüncelerle 3444 sayılı kanun, Medeni Kanunun 134.maddesini değiştirirken, kusur unsurunun boşanmada yarattığı güçlüğü önemli ölçüde hafifletmiş; kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz bir biçimde sarsılmasına önem vermiş,özetle kusurlu eşe de dava açma hakkı tanımıştır.
Ne varki, bu değişikliği tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemiyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
Öyle ise Medeni Kanunun 134.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşan maya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tesbiti dahi tek başına boşanma kararı verebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çoçuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır. ( M.K.134/2 )
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne varki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak kocanın davası yönünden karşı temyiz bulunmadığından bu konuda hataya işaret edilmekle yetinilmiştir.
2- Kadının kendi davası yönünden;
a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre sair temyiz itirazları yersizdir.
b- Boşanmaya neden olan olaylarda koca tam kusurlu, kadın kusursuzdur.
Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranlarında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi ( MK.Md,4 BK.Md.42 ve 44 ) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
c- Davalı-davacı kadın tarafından açılan ve birleştirilen dava kabul edildiğine göre kadının yaptığı masrafların tamamının davacı-davalı kocadan alınması gerekir. Bu yön dikkate alınmadan boşanmanın eki niteliğindeki taleplerin kısmen kabul edildiğinden bahisle yazılı şekilde ret ve kabule göre oranlama yapılarak hüküm kurulması doğru değildir.
d- Boşanma davası içinde vaki ve boşanmanın feri niteliğinde olan Türk Medeni Kanununun 175. maddesinde ifade edilen yoksulluk nafakası, aynı Kanunun 174. maddesinde yazılı maddi manevi tazminat istekleri harca tabii değildir. İsteğin karar verilinceye kadar davanın her safhasında yazılı veya sözlü olarak yapılması yeterlidir.
Yine bu taleplerin kabulü veya reddi halinde yararına hüküm verilen yada karşı taraf lehine vekalet ücretine de hükmedilemez.
Şu halde tazminat ve nafaka üzerinden nisbi harç alınması doğru olmadığı gibi, ret edilen maddi tazminat nedeniyle koca lehine vekalet ücreti takdiri de hatalıdır.
3- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 ) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici l. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.
SONUÇ : Koca vekilinin temyiz dilekçesinin A bendinde açıklandığı üzere incelenmesine yer olmadığına, hükmün B/2-b,c,d bentlerinde belirtilen nedenlerle kadın yararına BOZULMASINA, davalı-davacı kadının diğer temyiz itirazlarının ise B/2-a bendinde açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 08.04.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 19-03-2008, 20:59   #8
recepbarlas

 
Varsayılan

"Kadının kendi davası yönünden"
Burda açılmış bir davadan bahsediliyor zaten
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kazanılan Kamulaştırmasız el atma davasında fazlaya ilişkin haklar için dava açma sür Av.Pınar Ertunç Meslektaşların Soruları 5 04-09-2010 00:51
boşanma davasında davalının tebligata yarar adresinin olmaması güneşhukuk Meslektaşların Soruları 7 20-05-2009 19:38
davalının huzurunda yapılan delil tespitine ilişkin masrafın talebi avhilal Meslektaşların Soruları 2 14-01-2008 16:33
eşya davasında davalı olarak davalının anne ve babasının da gösterilmesi husumet itir miss_lawyer Meslektaşların Soruları 1 07-09-2007 12:52
Kamulaştırmasız el atmaya ilişkin Bedel davasında davalı taraf? Suç ve Ceza Meslektaşların Soruları 3 03-06-2007 23:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05486202 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.