Aile Konutunun Tespiti - Husumet kime yöneltilir ?

İçinden çıkamadığım bir hususta değerli görüşünüzü almak istedim. Müvekkilin eşi, sözleşmede sadece onun kiracı göründüğü ve aile konutu olan bir ev için kiraya verene tahliye taahhüdü vermiş. Kiraya veren de o eşe karşı 14 örnek tahliye taahhüdüne dayalı takip yapmış. Ben de takibi iptal ettirebilmek için müvekkil adına (sözleşmede ve taahhütte imzası olmayan eş adına), taahhüdü veren eşe karşı “kiralanan yerin aile konutu olduğunun tespiti” davası açtım. Karşı yan eş de davayı kabul etti. Lakin bugün ilk celsede hakim, taşınmaz malikini de davaya dahil etmem için süre verdi. Oysa ben tapuya şerh istemedim. Sadece tespit istedim. Malikin hakkını etkileyecek bir talepte bulunmadım. Kiraya vereni davaya dahil et, desa ya da ihbar e dese bir nebze anlarım belki ama maliki dahil etmemi istemesi mantığıma yatmadı. Kendisine açıklamak istedim ama ters bir şekilde Yargıtay kararı var araştır öğrenirsin, deyince susmak zorunda kaldım. Ofise gelince saatlerce araştırdıysam da buna dair bir Yargıtay ya da BAM kararı bulamadım. Maliki davaya dahil edeyim desem, taşınmaz malikinin kim olduğunu bilemem, elimde ada parsel bilgisi de yok. Kimi dahil edeceğimi bile bilmiyorum. İşin içinden çıkamadım. Gerçekten de hakimin dediği gibi bir içtihat mı var acaba ? Ve varsa da mantığı nedir ? Yorumunuz çok değerli olacak.

Meslektaşım merhaba,

Benzer bir sorun ile karşı karşıyayım. Araştırmalarınız neticesinde herhangi bir içtihada ulaşabildiniz mi?

Teşekkürler.

Mahkeme; kötüniyetli olarak karı kocanın birlikte hareket etmesi ve kiralayan malik aleyhine icra takibini durdurabilmek için tespit davası açması ihtimalini düşünerek mi böyle bir ara karar kurdu acaba? Ben de araştırıyorum karar bulabilirsem yazacağım size.

Sayın Pallanco, sitede okuduğum bir BAM kararında
"Davalı vekili her ne kadar; takibe konu tahliye taahhüdünü müvekkilinin eşinin bilgisi ve rızası dışında imzaladığını ve aile konutu olduğuna dair açtıkları davanın bekletici mesele yapılmadığını ileri sürmüş ise de, dava dışı eşin Aile Mahkemesine aile konutu şerhi verilmesi için başvurusunun icra takip tarihinden sonra olduğu anlaşılmaktadır. T.M.K.nın 194. maddesinde, konutun eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmış ise sözleşmenin tarafı olmayan eşin, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline geleceği düzenlenmiştir. Bu durumda dava konusu kiralananın aile konutu olması halinde dahi dava dışı eş takip tarihine kadar kiralayana bir bildirimde bulunmadığından (dava dışı eşin bildirimi takip tarihinden sonra) kira sözleşmesinin tarafı haline gelmez. İcra takibinde haklılık durumunun takip tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerektiğinden mahkemece açılan davanın bekletici mesele yapılmaması da yerindedir..
( Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 02/05/2018 tarih 2017/4794 esas 2018/11923 karar)" şeklinde. Davanızda nasıl bir aşama kaydettiniz?Takibe veya takibe itiraz ettiyseniz iptali için açılan davaya nasıl bir etkisi oldu?Bekletici mesele yapıldı mı ?Teşekkürler

Merhaba meslektaşlarım, ben de Sayın Pallanco ile aynı durumdayım. Lehe kararlar olduğu gibi aleyhe kararlar da var. Güncel durum nedir bekletici mesele yapılıyor mu?
Bir de davalı olarak diğer eşi göstermemiz uygun mu?
Teşekkürler

Benim gördüğüm Antalya BAM kararı da, bu kararda referans gösterilen Yargıtay 8. H.D. kararı da, dar yetkili İcra Mahkemesinde görülmekte olan "İtirazın Kaldırılması" talepli davalarda verilen kararlara karşı, istinaf/ temyiz başvurusu üzerine verilmiş olan kararlardır.

TMK , diğer eşin, kira sözleşmesinin tarafı haline gelmesi hususunda kiralayana yapabileceği bildirim için, herhangi bir süre sınırlaması ( takipten önce/ sonra ) belirtmemiştir. Zaten bu şekilde bir sınırlama, diğer eşi korumayı amaçlayan kanunun amacına da açıkça aykırı olur.
Kaldı ki diğer eş, kira sözleşmesini sınırlayıcı ( tahliye taahhüdü gibi) işlemden her zaman haberdar olmayabilir. Öğle ki, tahliye talepli takipten sonra da haberdar olmuş olması son derece olağandır.
Dolayısıyla, Sulh Hukuk Mahkemelerinin, "Kiralanan taşınmazın Aile Konutu olduğunun Tespiti" talepli davalarda, tahliye taahhüdü gibi kira sözleşmesini sınırlandırıcı bir işlemi, tahliye talepli icra takibinden sonra öğrenmiş olabileceğini de göz önüne alarak "bekletici mesele" yapması gerektiği düşüncesindeyim.

Merhaba, biz de kira sözleşmesi ile kiralanan konutun aile konutu olduğunun tespiti için dava açtık. Davalı olarak kira sözleşmesinde kiraya veren olarak görünen maliki gösterdik. Hatta dilekçemizde davalı olarak değil karşı taraf olarak gösterdik. Ancak mahkeme davalı olarak diğer eşi göstermemiz gerektiğinden bahisle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verdi. İstinaf edeceğim ancak Yargıtayın son dönemde yerel mahkeme kararını destekler nitelikte kararları olduğunu gördüm.
Bu kararda bir tuhaflık yok mu? Bu şekilde eşler birbirine karşı dava açıp ilk celsede kabul ederek istedikleri kararı alıp kullanabilirler. Hukuk mantığı açısından sorunlu değild mi?