|
Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz. |
14-12-2008, 14:06 | #1 |
|
özel usulsüzlük cezasının iptali
346 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile “Elektronik ortamda gönderilme zorunluluğu getirilen beyannamelerin, elden veya posta ile gönderilmeleri durumunda, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355’nci maddesinde mükellefin durumuna uyan özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır.” düzenlemesi yapılmış, tebliğdeki bu hüküm uyarınca elektronik sistem, VUK’nun mükerrer 257’nci maddesine dayanarak, vergi beyannameleri zamanında elektronik ortamda verilmediği gerekçesiyle ceza kesilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunun ”Bilgi Vermekten Çekinenler ile 256–257 ve mükerrer 257.madde Hükmüne Uymayanlar İçin Ceza” başlıklı mükerrer 355/1 maddesinde; Bu Kanunun 86, 148, 149, 150, 256, 257 maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257.madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiş olup, aynı maddenin takip eden fıkrasında; bu hükmün uygulanması için bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde, bilginin verilmemesi veya defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında kanuni ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazı ile bildirilmesi şarttır, hükmü yer almıştır. İdarenin, Mükerrer 355/1.madde gereği olarak herhangi bir şekilde bilgi istemeyip, yükümlülüğü yerine getirme için ilgili maddede belirtilen süreleri de vermediği gözetilecek olduğunda, açılacak bir davada olumlu sonuç alma ihtimali sizce nedir? Emsal karar olup, olmadığını bilemiyorum. Kendi araştırmalarımda bulamadım. Saygılarımla... |
15-12-2008, 21:19 | #2 |
|
Sayın Kaptan,
Hangi döneme ait, hangi konumda (kurum, şahıs vb.) hangi tür vergi beyannamesi için kesilen öuc nı değerlendireceğimizi bilmemiz gerekiyor. Ayrıca, beyanname kanuni süresinden sonra verilmiş mi? Verilmiş ise, elden mi verilmiş, elektronik ortakda mı verilmiş? Yine verilen beyanname hangi kanunun hangi maddesi uyarınca (örneğin VUK 371. maddesi vb. söz konusu mu?) verilmiş? Somut olayı biraz daha açarsanız daha fazla yardımcı olabiliriz. Çünkü, konu hakkında farklı yargı kararları var. |
15-12-2008, 21:33 | #3 |
|
12/2007-01/2008–02/2008 dönemine ait bir beyanname. vergi mükellefi okul kantini işletmekte olan özel bir şahıs. son dönemde çıkan bir kanunla beyannamenin elektronik ortamda verilmesi ön görülmüştür ancak bu durumdan haberdar olmayan mükellef beyannameyi ne kanuni süresinden önce ne de sonrasında vermemiştir.
|
15-12-2008, 21:40 | #4 |
|
Bu konu hakkında daha sonra bir karar bulabildim. karar metni şu şekildedir :
T.C. ZONGULDAK VERGİ MAHKEMESİ ESAS NO:2008\496 KARAR NO:2008\894 DAVACI : DAVALI : BARTIN VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜGÜ Bartın DAVANIN ÖZETİ : 2007 yılı gelir vergisi 2007/12 dönemi muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri 2008/1-2-3 dönem katma değer vergisi beyannameleri ile 2008/1. dönem geçici vergi beyannamesini yasal süresinden sonra elektronik ortamda e-beyanname olarak vermesi nedeniyle davacı adına 213 sayılı V.U.K`nun mükerrer 355 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarına karsı açılan davada 213 sayılı V.U.K`nun mükerrer 355.maddesi gereğince özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için ortada verilmeyen yada eksik veya yanıltıcı verilen bilgi olması ve adına ceza kesileceğine ilişkin ilgiliye yazılı bildirimde bulunulması gerektiği belirterek kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması talep edilmektedir. SAVUNMANIN ÖZETİ : Yapılan yasal düzenleme nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirmeyen mükelleflere ayrıca yazı tebliğ edilmesine gerek olmadığı yayınlanan tebliğlerde bildirimin verilme zamanının açıklaması ve bilgi verme zorunluluğuna uymayanlara verilecek cezaların açıkça belirtilmiş olması karşısında yasal süresi içinde elektronik ortamda verilmeyen 2007 yılı gelir vergisi 2007/12 dönemi muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri 2008/1-2-3 dönem katma değer vergisi beyannameleri ile 2008/1. dönem geçici vergi beyannamesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezalarının yerinde olduğu belirtilerek davanın reddi savunulmaktadır. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Zonguldak Vergi Mahkemesi Hakimliği’nce dava dosyası incelenerek işin gereği düşünüldü. Uyuşmazlık davacının 2007 yılı gelir vergisi 2007/12 dönemi muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri 2008/1-2-3.dönem katma değer vergisi beyannameleri ile 2008/1. dönem geçici vergi beyannamesini elektronik ortamda vermediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu`nun mükerrer 355.maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarına ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu`nun mükerrer 257/4 maddesinde Vergi beyannameleri ile bu kanunun 149.maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan, istenilen bilgilerin yazı yerine mikro fiş mikro film manyetik kayıt ortam ve araçların ve benzeri vasıtalarla verilmesine izin vermeye veya zorunluluk getirmeye maliye bakanlığı`nın yetkili olduğu bu yetkiye istinaden çıkarılan 351 seri no`lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği`nde beyannamelerini elektronik ortamda verme zorunluluğu getirilen mükelleflerin elektronik ortamda vermek zorunda oldukları beyannamelerini kanuni süresi içerisinde vermemekle beraber kanuni süresinin sonundan başlayarak birinci ve ikinci 15 günlük sürelerin her ikisinde ve elektronik ortamda vermemeleri veya birinci ve ikinci 15 günlük sürelerin dolmasından sonra elektronik ortamda göndermeleri durumunda ise vergi Usul Kanununun mükerrer 355. maddesinin 1,2 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı olan ve mükelleflerin durumuna uyan özel usulsüzlük cezası uygulanmak suretiyle işlem yapılacağı kuralına yer verilmiştir. Ceza kesilmesi ile ilgili 213 sayılı Vergi Usul Kanunu`nun mükerrer 355.maddesinde ceza kesilmesini erekli kılan haller sayıldıktan sonra “bu hükmün uygulanması için bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesi ile ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğu” hükme bağlanmıştır. Uyuşmazlıkta, beyannamesini elektronik ortamda vermediğinden özel usulsüzlük cezası ile cezalandıran yükümlüye, beyannamesini elektronik ortamda vermesi için yapılmış bir tebligat bulunmamaktadır. Bu durumda; yukarıda yazılı yasal düzenlemeye göre mükellefler hakkında bilgi vermeme fiilinden dolayı özel usulsüzlük cezası uygulanabilmesi için öncelikle bu bilginin yetkili makamlarca yazılı olarak istenilmesi, buna ilişkin yazıda münasip bir süre tayin edilmesi, süresince cevap verilmediği veya eksik veya yanıltıcı mahiyette bilgi verildiği takdirde haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanacağı hususunun yazılı olarak tebliği gerekli olduğu halde, idarece bu gereğe uyulmadığı ve Kanunda belirtilen ve ceza kesmeyi gerekli kılan unsurlar mevcut olmadan, söz konusu bildirimin süresinde verilmediği gerekçesiyle davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezalarında yasal isabet görülmemiştir. Kaldı ki, elektronik ortamda beyanname verilmesi yükümlüler ve idare açısından bir kolaylık olup, beyannamesini elektronik ortam yerine elden veya posta kanalı ile süresi içerisinde bağlı olduğu vergi dairesine vermekle vergi ödevini yerine getiren yükümlüye şekli bir noksanlıktan dolayı ve ayrıca Kanun hükmüne aykırı olarak ceza kesilmesini gerekli kılan fiilin tüm unsurları oluşmadan ceza kesilemez. Açıklanan nedenlerle, DAVANIN KABULÜNE, dava konusu özel usulsüzlük cezalarının TERKİNİNE, aşağıda dökümü yapılan 33,00-YTL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, dava açılırken peşin yatırılan 14,00-YTL karar harcının davalı idarece davacıya ödenmesine, artan posta avansının istemi halinde Mahkememizce davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere, 23/09/2008 tarihinde karar verildi. |
16-12-2008, 16:19 | #5 |
|
Sayın Kaptan,
Yukarıdaki Bartın kararının öncesini ve sonrasını ve de kararı nerden bulduğunuzu da biliyorum, kesinleşmemiştir. Vergi Mahkemesi kararıdır ve idare de karara itiraz etmiştir. İtiraza cevap verildi ama henüz sonuçlanmadı. Bir tek kesinleşmemiş kararı esas alırsanız hata yapabilirsiniz. Fakat Bölge İdare Mahkemesince kesinleşen farklı kararlar var. İzmir Bölge İdarenin ise davanın reddi yolunda kararları var. Dikkat ederseniz, karardaki olay, "vergi beyannamesini yasal süresinden sonra elektronik ortamda e-beyanname olarak vermesi nedeniyle" sizin olayınızda ise beyanname hiç verilmemiştir. Ceza ihbarnamesi gelince verilmiş midir? Sanırım olay KDV Beyannamesi ile ilgili? Beyannamede ödenecek KDV çıkıyor muydu? Yoksa devreden KDV mi çıkıyor muş? Çok farklı ve hiç de küçümsenmeyecek, aceleye gelmeyecek, vergi mahkemelerinde deneyimimiz yok ise, çok zor bir davadır, kaybedebilirsiniz. |
16-12-2008, 18:18 | #6 |
|
Sayın YALÇIN ÖNDER,
Açıkca söylemek gerekirse hukuk fakültesi ikinci sınıf öğrencisi olarak vergi mahkemesi deneyimi bir yana dursun vergi hukuku dahi görmedim. sadece kanunu okudum ve araştırma yaptım. Kendi açımdan da deneyim olabilir diye de böyle bir dava açıldı sonuç ne olur tabiki bilemiyorum sormuş olduğunuz soruları da vergi hukuku görmemiş olduğum için cevaplayabilmem çok mümkün görünmüyor. Sanırım bu konuda daha çok araştırma yapmam gerekiyor. İlginiz ve ayırdığız vakit için çok teşekkür ederim. Saygılarımla... |
17-12-2008, 18:23 | #7 |
|
Sayın Kaptan,
Sorduklarımın cevaplarını hazırladıktan sonra, davalı idarenin savunması geldiğinde haber verirseniz yardımcı olmaya çalışalım. |
25-04-2009, 10:48 | #8 |
|
iyi Günler. Benim de açmış olduğum özel usulsüzlük cezasının iptali davasını mahkeme reddetti. Çok iyi hazırlanmış ve bir sürü yerel mehkeme kararı koymuş hatta bölge idare mahkemesi kararı koymuş olamama rağmen reddetti.Gerekçesi de 5398 sayılı kanunun 23. maddesi eklenen mük. 257. maddenin verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan maliye bakanlığınca yayınlanan tebliğ...
|
27-04-2009, 20:10 | #9 |
|
Sayın Kartav,
Geçmiş olsun. Dava konusu VUK Mük. 257'in hangi fıkrasıdır, hangi tebliğe dayanmışlar yazmamışsınız? Kararı tam olarak görmeden itirazın nedenleri üzerine yazabilmek doğru olmaz sanırım. Ancak,24.04.2009 tarihinde Başbakanlıkça TBMM'ne sevk edilen değişiklik tasarısında, idare şimdiye kadar kaybettiği VUK mük. 355'e göre kestiği özel usulsüzlük cezalarına karşı açılan davalardaki kanuni açıklarını kapatmaya çalışmaktadır. Özellikle Tasarının 6/b ile eklenmesi öngörülen fıkralar tam olarak; "Ancak, bu ödevlerin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca yapılan düzenleyici idari işlemlerle duyurulması halinde, ilgililere ayrıca yazılı olarak bildirilme şartı aranmaz.” “Elektronik ortamda verilme zorunluluğu getirilen bildirim veya formlara ilişkin olarak süresinden sonra düzeltme amacıyla verilen bildirim ve formların, belirlenen sürelerin sonundan itibaren 15 gün içinde verilmesi halinde kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası 1/4 oranında, takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise 1/2 oranında uygulanır.” “Elektronik ortamda beyanname ile bildirim ve form verme mecburiyetine uymayanlara bu maddeye göre ceza kesilmesi halinde, 352 nci maddenin birinci derece usulsüzlüklerle ilgili (1) numaralı bendi ile ikinci derece usulsüzlüklerle ilgili (7) numaralı bendi uyarınca ayrıca ceza kesilmez.” Sayın Kartav, Yukarıdaki fıkralarla ilgili görüşlerinizi bekliyorum ? |
28-04-2009, 01:23 | #10 |
|
Bu konuya ilişkin tarafımca da açılmış 8 adet dava var. Sonuçlanmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Ayrıca bu konuyla ilgili olarak Ankara 1. Vergi Mahkemesinin 2008/1071 E.,2008/1769 K. Sayılı kararında “….. katma değer vergisi beyannamesini elektronik ortamda süresinden sonra veren davacı adına özel usulsüzlük cezası kesilmiş ise de, beyannamesini geç verdiği için ceza kesileceğine ilişkin yapılmış bir tebligat bulunmamaktadır. Bu durumda failin cezalandırılması ve hakkında ceza kesilmesi için gerekli olan şartların olayda gerçekleştiğinin kabulü mümkün olmadığından, kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.” Şeklinde bir sonuca ulaşılmıştır.
Saygılar. |
28-04-2009, 13:32 | #11 |
|
Öncelikle Vergi mahkemesinin kararını kısaca özetleyeyim,
"Sürekli bilgi verme zorunluluğu ile bilgi ve belgelerin ibraz edilmemesi durumunda özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için, öncelikle ilgiliden yazılı olarak bilgi verme ve ibraz ödevinin yerine getirilmesinin istenilmesi ve verilen sürede cevap verilememesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya ibraz yükümlülüğünün yerine getirilmemesi durumunda cezaya muhatap olacaklarının bildirilmesi zorunlu olmakla birlikte, 5398 sayılı kanunun 23. maddesiyle eklenen son fıkrada, mük. 257. maddenin verdiği yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığı'nca çıkarılan tebliğ ile zorunlu kılınan beyannamelerin elektronik ortamda verilmesine ilişkin yükümlülük, sürekli bilgi verme ve bilgi ve belgelerin ibrazına ilişkin düzenlemeden ayrı tutulmuş olup, beyannamenin kanuni süresinin sonundan başlayarak belirtilen süreler içinde verilkmemesi durumunda kesilecek cezanın oranı da açık olarak belirtilmek suretiyle idare tarafından bu hususta yazılı bildirimde bulunulmasına ve yeniden süre verilmesine gerek bırakılmamamıştır. 213 sayılı Kanun'un mük. 257. maddesinde elektronik ortamda beyannamesini süresinden sonra kendiliğinden verenlere ceza ihbarnamesinin elektronik ortamda düzenlenerek tebliğ edileceği hususu düzenlenmiş olup davacı tarafından ilgili dönem beyannamesini elektronik ortamda süresinden sonra verildiği hususunda da bir itilaf yoktur. Bu durumda yukarıda anılan düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden dönem beyannamesi elektronik ortamda süresinden sonra veren mükelleflere vergi dairesi müdürlüğünce ayrıca bir bildirim yapılması gerek olmadığı açık olup, 213 sayılı kanunun mük. 257. maddesine istinaden mük. 355. maddesi hükmü uyarınca davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın REDDİNE,.........." Bu nedenle davamızı reddetti itiraz ettik ancak olumlu bir sonuç alabileceğimizi sanmıyorum. Elektronik ortamda bu şekilde bildirimde bulunmamanın cezası bu kadar ağır olmamalı bence. Zaten esnaf olarak ayakta durmakta zorlanan ve ağır vergi yükleri altında ezilen müvekkilimiz bir de hiç haberi olmadan ve muhasebecisinin kusur yüzünden bu şekilde cezalandırılmasında hukuka uygunluk bulamıyorum. Söz konusu tebliğde ve tasarıda belirtilen hususlarda yazılı bildirimde bulunmaya gerek bırakmayacak şekilde devletin vatandaşlar üzerinde vergi yüklerini arttırması eşitlik ilkesine de aykırı bence. |
28-04-2009, 15:00 | #12 |
|
Sayın Av. Nilay PARLAR,
İzmir ve İstanbul'daki davalardan ne yazık ki olumlu haberler çıkmıyor. "Genel Tebliğ ile duyurulduğundan ayrı ayrı duyurulmasına gerek yoktur, davanın reddine..." Eskiden olumlu çıkanları bile Bölge İdare bozarak davanın reddine karar veriyor. Dilerim sizinkiler olumlu çıkar ve burada paylaşabilirseniz seviniriz. |
28-04-2009, 15:04 | #13 |
|
:(
Sayın meslektaşım,
Verdiğiniz bu bilgi üzerine üzüldüm açıkçası. Bir an önce sonuçlanmasını bekliyorum. Hemen sonucu burada da sizlere bildiririm. İyi çalışmalar. |
01-05-2009, 18:52 | #14 |
|
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...ighlight=vergi
VUK'nun mük. 355. maddesi nihayet Anayasa Mahkemesinde ! |
08-12-2009, 13:36 | #15 |
|
Merhaba arkadaşlar, daha önce mahkeme sonucunu bildireceğimi belirtmiştim. Mahkeme sonuçlandı. Gerçi istenilen bir karar çıkmadı. Şimdi ilgili mahkeme kararı ile, başka bir mahkeme karar örneğini buraya ekliyorum.
T.C. İZMİR 2. VERGI MAHKEMESI ESAS NO : 2009/653 KARAR NO : 2009/1328 DAVANIN ÖZETİ : Davacı Şirket tarafından, 2008/Eylül dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesinin elektronik ortamda süresinde verilmemesi nedeniyle adlarına kesilen özel usulsüzlük ve usulsüzlük cezalarının; 07.09.2007 tarihinde Şirket eski ortaklarından ....nın şirketin tasfiyesi için dava açması üzerine .....sayılı dosyada 31.10.2007 tarihinde kayyum atandığı, tarafların sulh olmaları ile 24.07.2008 tarihinde kayyumluk sona erdiği ve buna ilişkin kararın 15.09.2008 tarihinde kesinleştiği, kayyum atanması nedeniyle şirket yetkililerince işlem yapmanın mümkün olmadığı, kayyumluğun sona ermesi üzerine beyanname verilmesiyle davaya konu cezaların düzenlendiği, ceza kesilebilmesi için yazılı tebligat yapılmasına karşın eksik ve yanıltıcı bilgi verilmesi veya hiç bilgi verilmemesinin gerektiği ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir. TÜRK MILLETI ADINA Karar veren İzmir 2. Vergi Mahkemesi Hakimliğience gereği düşünüldü: Dava; davacının 2008/Eylül dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesini elektronik ortamda kanuni süresinde vermediği vermediği gerekçesine dayanılarak 213 Sayılı Yasanın mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355.maddesinde:"Bu Kanunun 86, 136148, :484, 149 , 150, 256 ve 257 nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan ( Kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dahil) ; Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında (5904 S.K. ile değişik rakam;Yürürlük: 01.08.2009) 1.000 Türk Lirası , Ikinci sınıf tüccarlar , defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında (5904 S.K. ile değişik rakam; Yürürlük: 01.08.2009) 500 Türk Lirası, Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında (5904 S.K. ile değişik rakam; Yürürlük: 01.08.2009) 250 Türk Lirası özel usulsüzlük cezası kesileceği, Bu hükmün uygulanması için, bilgi ve ibraz ödevnin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesi şart olduğu, (16.06.2009-5904/22 Sayılı kanun ile eklenen fıkra; Yürürlük 01.08.2009) Ancak, bu ödevlerin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca yapılan düzenleyici idari işlemlerle duyurulması halinde, ilgililere ayrıca yazılı olarak bildirilme şartı aranmayacağı, (16.06.2009-5904/22 Sayılı kanun ile eklenen fıkra; Yürürlük 01.08.2009) Elektronik ortamda verilme zorunluluğu getirilen bildirim veya formlara ilişkin olarak süresinden sonra düzeltme amacıyla verilen bildirim ve formların, belirlenen sürelerin sonundan itibaren 10 gün içinde verilmesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilmeyeceği, takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezaşmın 1/2 oranında uygulanacağı, Elektronik ortamda beyanname ile bildirim ve form -verme mecburiyetine uymayanlara bu maddeye göre ceza kesilmesi halinde, 352 nci maddeninbirinci derece usulsüzlüklerle ilgili (1) numaralı bendi ile ikinci derece usulsüzlüklerle (7) numaralı bendi uyarınca ayrıca ceza kesilmeyeceği, (5398 sayılı Kanunun 23/b. maddesiyle eklenen fikra. Yür:21.07.2005) Elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usülsüzlük cezası, beyannamenin kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 15 gün içinde verilmesi halinde 1/4 oramnda, bu sürenin dolmasmı takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise 1/2 oranında uygulanır. " hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun mükerrer 257.maddesinin 4. bendinde ise; Maliye Bakanlığının aynı Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi velınek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getiımeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktanmında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbamameleri mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye ve buna ilişkin usül ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. Yukarıya alınan Yasa hükmüne dayanılarak Maliye Bakanlığı'na verilen yetkiye istinaden vergi beyannamelerinin elektronik ortamda gönderilmesi mecburiyeti getirilmiş ve bu mecburiyete ilişkin usul ve esaslar 340 ve 376 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde açıklanmıştır. 376 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile; Ticari, zirai mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükelleflerine hiç bir hadle sınırlı olmaksızın geçici vergi, muhtasar ve katma değer vergisi beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinden', davacının 2008/Eylül dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesini belirlenen sürede elektronik ortamda vermemesi nedeniyle davaya konu özel usulsüzlük cezasının kesildiği ve bu cezanın kaldırılması istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda ayrıntısı ile belirtilen Kanun ve genel tebliğ hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, Maliye Bakanlığının beyannamelerin elektronik ortamda verilme zorunluluğu getirmek yetkisi olduğu ve bu zorunluluğa kayy, um atanmış olsa dahi Kanunda belirlenen sürelerde uyulmaması halinde özel usulsüzlük cezası kesileceği açıktır. Davada, davacının elektronik ortamda beyanname vermesi gereken mükellefler içinde yer aldığı buna karşın beyannamesini elektronik ortamda Kanunda belirtilen sürede vermediği görüldüğünden kesilen özel usulsüzlük cezasında bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan ; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesinin (2) numaralı bendinde, "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan Kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." denilmekte olup sözü edilen bu genel ceza hukuku ilkesinin, idari para cezaları yönünden de uygulanması gerektiği kuşkusuzdur. Bu durumda, davacının anılan beyannamesini elektronik ortamda vermediği açık olmakla beraber 5904 sayılı Kanunun 22.maddesiyle ( 01.08.2009 tarihinden itibaren yürürlüğe girerek geçerli hale gelen ) ceza miktarı 1.000,00 TL olarak belirlendiğinden ve ceza hukukunun genel ilkesi konumundaki lehe olan kanun hükmünün geçmişe yürümesi ilkesinin idari para cezaları için de uygulanması gerekliği karşısında kesilen özel usulsüzlük cezasının 1.000,00 TL'sını aşan kısmının Yasa gereği kaldırılması gerektiği açıktır. Bu durumda, dava konusu özel usulsüzlük cezasının her bir döneme ilişkin olarak 1.000,00 TL'lık kısmınında hukuka aykırılık görülmemiştir. Her ne kadar 213 sayılı Yasanın mükerrer 355'inci maddesi esas alınarak ceza kesilebilmesi için öncelikle yazılı uyarıda bulunulması gerektiği iddia edilmiş ise de, beyannamelerin elektronik ortamda verilmesi ile ilgili düzenlemenin kanunun verdiği yetkiye dayalı olarak Maliye Bakanlığınca belirlendiği ve bunun gereğinin yerine getirilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası kesileceği hususu genel düzenleyici işlemlerle açıklığa kavuşturulduğu hususu dikkate alındığında bu hususta ayrıca bir yazılı tebligata gerek bulunmamadığı gibi 213 sayılı Yasanın 355.maddesine eklenen (16.06.2009-5904/22 Sayılı kanun ile eklenen fıkra; Yürürlük 01.08..2009) fıkra ile bu durumlarda ilgililere ayrıca yazılı olarak bildirilme şartı aranmayacağı açık Yasa hükmüne bağlanmış bulunmaktadır. Öte yandan, beyannamenin süresinde verilmemesi Vergi Usul Kanunun 352 maddesinde usulsüzlükler arasında sayılmakta iken daha sonra mükerrer 355 madde ile elektronik ortamda beyannamelerin süresinde verilmemesi özel bir düzenleme konusu yapılarak özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmüş olup, davacı hakkında daha özel hükümler taşıyan mükerrer 355 madde uygulanarak yalnızca özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekirken bu cezanın yanısıra usulsüzlük cezası da kesilmesinde yasaya uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle DAVANIN KISMEN REDDINE, KISMEN KABULUNE, KISMEN KARAR VERILMESINE YER OLAMADIGINA; davaya konu özel usulsüzlük cezasının 1.000,00 TL'lık kısmının onanmasına, fazlaya ilişkin kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, usulsüzlük cezasının kaldırılmasına, aşağıda dökümü yapılan 55,30 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren 45,30 TL'sının davacı üzerinde bırakılmasına, 10,00 TL'sı ile 400.00.-TL vekalet ücretinin davalı idarece davacıya ödenmesine, 15,60 TL karar harcının davalı idarece davacıdan tahsiline, artan posta ücretinin isteği halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içerisinde Izmir Bölge Idare Mahkemesinde itiraz yolu açık olmak üzere, 02/10/2009 tarihinde karar verildi. |
08-12-2009, 13:39 | #16 |
|
T.C.
ANKARA BÖLGE IDARE MAHKEMESI ESAS NO: 2007/2246 KARAR NO: 2007/2889 KARARIN DüZELTILMESINJ ISTEYEN (Davalı) : Cumhuriyet Vergi Dairesi Müdürlüğü - ANKARA KARŞI TARAF (Davacı) : Ş ,M. Yapı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Kaza Sokak No: 159/2 G.O.P./ANKARA ISTEMIN ÖZET' 05/07-09 dönemine alt geçici gelir vergisi beyannarnesinin eie-ktronik 'Ortamda Veriirnediğinden bahiste sayılı Vergi Usul. Kanunu'nun Mükerrer 355/1, maddesi uyarınca' kesilen özel usulsüzlük: cezasınin iptali istemiyle açılan davayı, anılan cezanın kesilebilmesi için mükellefe,, ilgili beyannarneyi vermesi için belirli bir sürenin verilmesi, bu sürede beyannamenin verilmemesi, yanıltıcı veya eksik verilmesi durumunda hakkında Kanunun ceza bükümlerfilln uygulanacağr hususıannl içeren yazılı bildirim yapılması koşulu getirilmiş 'olup, davacı şirkete bildirim yapilmaksızın, beyannamenin elektronik ortamda verilmediğinden bahiste kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile davayı kabul eden Ankara 1. Vergi Mahkemesinin tek hakimie verdiği 12,05.2006 tarih ve 'E:2006/1, K:2006/797 sayılı kararının onanmasına ilişkin Ankara Belge Idare Mahkemesinin 16.11,2006 tarih ve E:2006/6335, K:2006/7001 sayılı kararına karşı davalı idarece kararın 2577 sayılı Yasanın 54.maddesi hükmüne göre düzeltilmesi istenitmektedir, TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Ankara Bölge idare Mahkemesi'nce işin gereği sürdü: Bölge Idare Mahkemelerinin itiraz üzerine verdikten kararların düzeltme yolu ile yeniden ıncelenebilmeleri, 2577 sayılı Idari Yargılama Usulü Kanununun değişik 64. maddesinde yazılı nedenlerden birinin bulunmasaile mümkün olup, ileri sürülen nedenlerin, bunlardan hiçbirine uymaması karşısında yerinde olmayan istemin REDDINE, 19.04.2007 gününde oyçokluğuyia karar verildi. BAŞKAN V. Mehmet GORENEK 26612 (X) ÜYE ÜYE Ihsan KAVCAR Mustafa AKSOY 26723 27379 AYRIŞIK OY : Hadisecie teklif dönemine ait beyannamesinin elektronik ortamda e-beyanname aracılıyla verilmernesinden dolayı kesilen özel usulsüzlük cezasının uyuarrıazlık konusu olduğu anlaşılmaktadır. 213 Sayılı V.U.K `nun mükerrer 257. Maddesi 4.bendlyle: Maliye bakanlığı; Vergi beyannameleri ile bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgilerin internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname ve bilgilerin aktarimında uyutacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, (Ek ibare: 3/7/2005-5398 S.K./23,mad) Kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepii olarak verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri mükellefe, vergi sorumiusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye ve buna ilişkin usül ve esasları belinerneye,Yetkill kılınmıştır. Maliye bakanliğınca ; Yukarıda belirilen yasa htıkmayle verilen yetkiye dayarularak 340,346,350,351 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile konu ile îİgili düzenlemeler yapılarak ilan edilmiştir, Bu düzenlemeler ile; a) Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi, ü) Kurumlar Vergisi Beyannamesi, c) Geçici Vergi Beyannamesi, d) özel Tüketim Vergisi Beyannamesi (2/a beyannamesi hariç), e) özel iletişim Vergisi Beyannamesi, f) Şans Oyunları Vergisi Beyannamesi. Elektronik Ortamda Gönderilmesi Zorunlu Beyannameler olarak belirlenmişş , öte yandan Beyannameleri Elektronik Ortamda Göndermek zorunda olanlar ile mecburiyetin başlama tarihleri açıklanmış bulunmaktadır. Olayda Ticari işletmenin aktif toplamı ve hesap dönemine ait Cirosu itibariyle zorunlu olduğu haide,beyannamesini yasal süresinde ve Elektronik Ortamda vermediği anlaşılan davacıya 213 Sayılı V.U.K `rain mükerrer 355, maddesine istinaden özel usulsüzlük cezası kesildiği görülmektedir. V.U.K 'nurı mükerrer 355_meddesinde; Bu Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257 nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 nci madde uyarınca getirilen zeıruniutuklara uymayan (Kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dahil); 1. Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 100.000.000 lira,(1.1.2005 tarihinden itibaren 1,180 YTL, 354 Sıra No.11 V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2006dan itibaren 1.290, - YTL) 2. 2. ikinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usuiele tespit edilenler hakkında 50_000.000 lira, (1.1.2005 tarihinden itibaren 550 YTL, 3,54 Sıra No.lı V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2006'dan itibaren 600, - YTL) 3. 3. Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 25.000.000 lira, (1.1.2005 tarihinden itibaren va YTL, 354 Sıra Nail V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2006'dan itibaren 290, - YTL) Özel usulsüzlük cezası kesileceği hükme bağlanmıştır. - Madde Hükmüne göre; Bu hükmün uygulanması için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmeslyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine giditeceğinin ilgililere yazılı olarak biklirilmesinin şart olduğu. özel usulsüzlük cezası kesilmesine rağmen mecburlyetleri yerine getirrneyentere yeniden süre verilerek bu rnecburiyetleri yerine getirmeleri tebliğ (*ineceği. Verilen sürede bu mecburiyetlerin yerine getirilmemesi halinde yukarıda yazılı özel usulsüzlük cezaları bir kat artırılarak uygulanacaği. Kurala bağlanmiştır. Öte yandan;17.2005 gün ve 5398 sayılı Kanunun 23'üncü maddesiy1e, maddeye eklenen son fıkrada ise: Elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usülsüzlük cezası, beyannarrıenin kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 15 gün içinde verilmesi halinde 1/4 oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise 1/2 oranında uygulanacağı Hüküm altına alınmıştır. Madde hükrnüyle özel usulsüzlük cezası kesilmesinde bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğler bakımından bir ön şart olarak ;idarece, ilgililere yazılı olarak bildirim yapılması kurala bağlanrruştır. Ilgililerin bilgi ve ibraz ödevleri ise ;maddenin başında zikri geçen, 213 sayılı Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257 nci maddelerinde yer alan zorunluluklar olup, bunlarda Komisyorılann Yetkileri (Mad:86) ,Bilgi Verme(mad:148),Devamlı Bilgi Verme(Mad149), ölüm Vakalarını Ve lntikalleri 1311dirme(Mad:150) Defter Ve Belgelerle Diğer Kayıtların ibraz mecburiyeti(Mad:256) Diğer ()devler (Mad:257) Bastıkları ile yasal düzenlemeleri yapılan,lciarelerin: mükellef olsun veya olmasın kişi veya kuruluşlardan . vergilendirmede kullanabileceği bilgiye ulaşabilmek amaçlı faaliyetlere ilişkin aüzenlemedir. Beyanname ise Gelir vergisi kanununun;91,92,98,101 ve V.U.K.nun 28.macidesi ve diğer ilgili vergi yasaları gereğince mükelleflerin daha önceden bir uyarı yapılmaksızın kanunla belli edilen sürelerde vergiye tabi matrahlannın Bildirilmesi ödevi olup, süresinde verilmemesi halinde resen matrah takdiri ve buna bağlı olarak cezai' tarhiyati gerektiren bir zorunluluktur. maddede zikredildiği anlamda bilgi verme ve ibraz ödevi mahiyetinde değildir. Diğer taraftan mükerret 257.maddesi uyarınca getirilen Elektronik ortamda beyanname verilmesi rnecburlyetine uyulmaması halinde; mükelleflere ayrıca bildirim yapılarak beyana davet edilmesi gereği hakkında, gerek maddede gerekse başkaca yasal bir düzenleme mevcut değildir. Bu bakımdan yasal süresi içinde,gene yasa ile belirlenen usul ve şekilde elektronik ortamda beyanname verilmemesi halinde;yazılt bir bildirime gerek olmaksızın, maddede yazılı kurala uygun olarak özel usulsüzlük cezası uygulanması gerekir . Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı idarece kesilen özel usulsüzlük oezasında yasaya aykırılık olmadığından aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum. |
08-12-2009, 17:25 | #17 |
|
Hangİ Karar?
Sayın PARLAR,
Eklediğiniz kararlardan hangisi sizinki ve/veya sizin kararınız ile birebir örtüşüyor, anlayamadım? Sizin davanız hangi ilde idi? |
08-12-2009, 18:04 | #18 |
|
Sayın Yalçın Önder,
İlk eklediğim İzmir 2. Vergi Mahkemesi kararı benim davam. İstanbul'dan bir meslektaşımın ricası üzerine de diğer kararı ekledim. Ben Ankara Bölge İdare Mahkemesi kararını İzmir 2. Vergi Mahkemesinde emsal olarak eklemiştim. |
08-12-2009, 18:36 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Parlar, 01. Son gelen kararlar benzer yönde oluşmaya başladı. Lehe kanun uygulaması tamam ama, bu yaklaşım ile yargı yürütmenin yerine geçerek idari işlemi değiştirmiş olmuyor mu? Hatalı miktara göre kesilmiş cezanın tamamını iptal etmesi gerekmiyor mu? Bu nedenden dolayı idare şimdi sizin gibi karara itiraz - benim yerime geçemezsin iddiasıyla- edecektir. 02. 5904/22. ile yapılan değişiklik ile yazılı bildirim şartı 01.08.2009 tarihinden sonra kaldırıldığından yasa koyucu yaptığı değişiklik ile aslında, bu tarihten önce yazılı bildirim şartının aranması gerektiğini teyid etmiş sayılamaz mı? 03. Daha da önemlisi mevcut düzenlemede " (Ek fıkra: 3/7/2005 – 5398/23 md.) Elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usûlsüzlük cezası, beyannamenin kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 15 gün içinde verilmesi halinde 1/4 oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise 1/2 oranında uygulanır." şeklindeki düzenlemeyi kıyas yoluyla, kanuni süresinin 30. gününden sonrası için uygulanacak ceza tam açık ve net olarak düzenlenmediğinden, sizce hukuka aykırı değil midir? 04. Yasal bir zorunluluğu olmasa bile Anayasanın ve hukukun üstünlüğü ilkesine uygun olarak davanın, Anayasa Mahkemesinin kararının sonuçlanmasına kadar bekletici sorun olarak değerlendirmesini, dosyaya eklenmesi talep edilecek İstanbul 2. Vergi Mahkemesi’nin Anayasaya aykırılık iddialarının 213 sayılı VUK'nun mük. 257/4 fıkrasındaki yetkilerin idarece sınırsız mış gibi uygulamasının, usul ve "esasları" belirleme yetkisindeki söz konusu esasların aslında ayrı ayrı kanunda açık ve net olarak düzenlenmesi ve yetkinin sadece usul ile sınırlandırılması, açısından da değerlendirilmesi gerekmez mi? vb. pek çok yönden hukuka ayrılık olduğunu düşündüğüm bir karar .......... İzmir Bölge İdare Mahkemesi kararınızı da bekleyeceğiz. |
09-12-2009, 09:04 | #20 |
|
Merhabalar, dün acele ile çıkmak zorunda kaldığım için yazamadım. Yalçın Bey belirttiğiniz tüm hususlarda çok doğru şeylere değinmişsiniz. Ancak, idare itiraz yoluna hala başvurmadı. Hatta bana telefon açıp vekalet ücretlerimi almamı istediler. Mahkeme kararını aynen uygulayacaklar.
Benim müvekkilim de iflas eşiğinde, itiraz masraflarını verecek durumda değil maalesef. Yani üzülerek de olsa belirtmek isterim ki, İzmir 2. Vergi Mahkemesi kararları artık kesinleşti bizim açımızdan. Aynı konu farklı dönemlere ilişkin olarak İzmir 2. Vergi Mahkemesinde 9 davamız var, hepsi doğal olarak aynı sonuca ulaştı. Benim isteğim, başkaca meslektaşlarımızın bu karar çeşitliliğinden faydalanarak, eksik hususları inceleyerek yeni mücadeleler yapabilmesidir. Saygılarımla. |
09-12-2009, 21:22 | #21 |
|
DaniŞtay Kararlarini Ariyorum ?
Daha önceden de yazdığım "E@beyannamelere özel usulsüzlük” cezalarına ilişkin olarak;
D.4.D., 22.09.2005, E.:2004/257, K.: 2005/1583 ve D.4.D., …… 2007, E.:2006/3693, K.: 2007/3409" kararların dışında ve daha önemli ve de çok acil olarak, Duyduğum ama ulaşamadığım Danıştay 3 ve 4. dairelerinin müşterek heyet kararını arıyorum. Karar, "elektronik ortamda verilmeyen beyannameler için idarenin yazılı uyarısı olmadan özel usulsüzlük cezası kesilemeyeceği hakkında, yürütmesinin durdurulmasına ilişkin" dir. Tam olarak doğruluğunu teyit ettiremedi isem de; karar sayısı : 2009/211 karar tarihi : 09/06/2009 Danıştay 3 ve 4. dairelerinin müşterek heyet kararının Esas Dosya sayısını henüz öğrenemedim. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7725&highlight=Dan%FD%FEtay |
10-12-2009, 09:10 | #22 |
|
Merhaba,
Bu arada daha önce belirtmediğim bir husus aklıma geldi. Benim İzmir Vergi Mahkemesinde davam sonuçlanır sonuçlanmaz, idare, yeni ceza ihbarnamelerini düzenleyip şirket vekili sıfatıyla adresime gönderdi. Yani davadan sonra bir nevi yazılı bildirim usulünü de yerine getiriyorlar. |
10-12-2009, 15:32 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Davayı kazanan idare yargı kararlarının hiç bekletmeden uygulanması konusunda çok hassastır. Dün Bursa'dan güzel bir haber geldi. Henüz kararı göremedim. Bursa Bölge İdare Mahkemesi, elektronik ortamda kesilen ihbarnamelerin, elektronik ortamda değil, elden tebliğ edilmesi gerektiğinden cezanın iptaline karar vermiş. |
10-12-2009, 16:09 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Ne kadar güzel. Aslına bakarsanız, İzmir 2. Vergi Mahkemesi her ne kadar istediğim gibi bir karar vermediyse de, idare benim dediğimi anlayıp, bir nevi Mahkemenin vermesi gerekli olan karara uygun olarak yazılı bildirim yaptı. Mahkeme de idare yerine geçen bir karar vermişti. İdare ve yargı birbirlerini tamamlıyor anlaşılan. |
30-12-2010, 11:15 | #25 | |||||||||||||||||||
|
|
21-12-2014, 21:08 | #26 |
|
T.C.
DANIŞTAY 4. DAİRE E. 2012/6286 K. 2013/462 T. 7.2.2013 • GEÇMİŞ DÖNEMLERİ KAPSAYACAK ŞEKİLDE MÜKELLEFİYET TESİSİ ( İşe Başlama Tarihi İle Mükellefiyetin Tesis Edildiği Tarih Arasındaki Dönemlerde Elektronik Ortamda Beyanname Verilmesi Mümkün Olmadığı - Ceza Kesilemeyeceği ) • ELEKTRONİK ORTAMDA BEYANNAME VERME YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN İHLALİ ( Geçmiş Dönemleri Kapsayacak Şekilde Mükellefiyet Tesisi Halinde Tesis Edildiği Tarihe Kadar Dönemler İçin Beyanname Vermesi Hukuken ve Fiilen Mümkün Olmadığı ) • ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI ( İşe Başlama Tarihi İle Mükellefiyetin Tesis Edildiği Tarih Arasındaki Dönemlerde Elektronik Ortamda Beyanname Verilmesi Mümkün Olmadığı - Ceza Kesilemeyeceği ) 213/m.Mük.257 ÖZET : Mükellefin işe başladığı tespit edilen tarih esas alınarak, geçmiş dönemleri de kapsayacak şekilde mükellefiyet tesis edilmesi halinde, işe başlama tarihi ile mükellefiyetin tesis edildiği tarih arasındaki dönemlerde elektronik ortamda beyanname verilmesi hukuken ve fiilen mümkün olmadığından dava konusu özel usulsüzlük cezalarını kaldıran Mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir. İstemin Özeti : Davacı adına elektronik ortamda beyanname verme yükümlülüğünün ihlali nedeniyle 2007/12 ve 2008 yılının muhtelif dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Ankara 6. Vergi Mahkemesinin 29.03.2012 günlü ve E:2011/1919, K:2012/352 sayılı kararıyla; söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde ceza kesileceği hususu davacıya yazılı olarak bildirilmeden kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu cezaların kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı İdare, kesilen cezanın hukuka uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. Tetkik Hakimi M. Volkan Uluçay'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü: KARAR : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3'üncü maddesinde, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliklerine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun "Yetki" başlıklı mükerrer 257'nci maddesinin 4'üncü fıkrasında," ... vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları kullanmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya Maliye Bakanlığı'nın yetkili olduğu" hükmüne yer verilmiş, mükerrer 355'inci maddesinde ise, bu Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257'nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257'nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlar hakkında özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, gayrimenkullerle ilgili olarak tapu sicil müdürlüklerince doldurulan bilgi formlarından ve elektronik ortamda yapılan sorgulama sonuçlarından hareketle, davacının 10.05.2005 ila 19.12.2008 tarihleri arasında yapmış olduğu taşınmaz satışları nedeniyle bu döneme ilişkin ticari kazanç mükellefiyetinin açılış ve kapanışının yapılması gerektiği yolundaki 25.10.2010 tarihli yazıya istinaden davacı adına mükellefiyet tesis edilerek ilgili dönem beyannamelerini vermemesi nedeniyle dava konusu özel usulsüzlük cezalarının kesildiği anlaşılmıştır. Mükellefin işe başladığı tespit edilen tarih esas alınarak, geçmiş dönemleri de kapsayacak şekilde mükellefiyet tesis edilmesi halinde, işe başlama tarihi ile mükellefiyetin tesis edildiği tarih arasındaki dönemlerde elektronik ortamda beyanname verilmesi hukuken ve fiilen mümkün olmadığından dava konusu özel usulsüzlük cezalarını kaldıran Mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine ve kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, 07.02.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY : Davacının gayrimenkul alım satımı faaliyetinde bulunduğu halde ilgili dönem beyannamelerini elektronik ortamda vermemesi üzerine kesilen özel usulsüzlük cezalarını, yazılı bildirim olmadığı gerekçesiyle kaldıran mahkeme kararı davalı İdare tarafından temyiz edilmiştir. İdari düzenlemeler uyarınca kapsama alınan mükellefler açısından fiziki ortamda beyanname kabulüne son verildiği ve beyanname verme yükümlülüğünün niteliği itibarıyla mükerrer 355'inci maddenin birinci fıkrasında yer alan yasal düzenlemelerde olduğu gibi bilginin ibrazı ödevi niteliğinde olmadığı dikkate alındığında, elektronik ortamda beyanname verme yükümlülüğü için yazılı bildirim şartının aranmayacağı sonucuna ulaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinden, davacının 2004, 2005, 2006 ve 2008 yıllarında aldığı gayrimenkulleri 2005, 2007 ve 2008 yıllarında sattığı, dolayısıyla belirli bir ticari organizasyon dahilinde sürekli olarak ve kar amacı güderek yürüttüğü bu faaliyetin ticari faaliyet niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, kayıt dışı olarak ticari faaliyette bulunduğu tespit edilen davacı adına geçmiş dönemlere ilişkin olarak elektronik ortamda beyanname verme yükümlülüğünün ihlali nedeniyle özel usulsüzlük cezası kesilmesine yasaya aykırılık bulunmadığından cezayı kaldıran Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyım. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Tasarrufun iptali davası ve özel şartı... | av.knel | Meslektaşların Soruları | 4 | 09-03-2012 14:42 |
vergi mahkemesi kararının infazı-özel usulsüzlük cezası | putto | Meslektaşların Soruları | 3 | 01-12-2009 17:34 |
hiç beyanname verilmemesi nedeniyle ortaya çıkan vergi cezasının iptali | üye18087 | Meslektaşların Soruları | 17 | 04-06-2009 22:34 |
trafik cezasının iptali | atak | Meslektaşların Soruları | 6 | 10-02-2008 07:58 |
Özel evrakta sahtecilik - Hapis cezasının para cezasına çevrilmesi | lawyer_denizsari | Meslektaşların Soruları | 2 | 09-12-2006 15:00 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |