Üniversite konukevi çalışanlarının işe iade davası

Üniversitemiz bünyesinde bulunan konukevi çalışanları mesai saatlerine riayetsizlik nedeni ile konukevi yönetimince noter kanalı ile işten çıkartılmış. Bu nedenle üniversitemiz ve konukevi aleyhine işe iade davası açılmıştır.
Söz konusu konukevi kendi yönetimi ve bütçesi olan bir kuruluştur. Ayrıca kararlarını da kendisi almakta, işe alım-çıkış işlemlerini kendisi yapmakta, işçilerin maaşlarını kendisi ödemektedir. Ancak konukevinin üniversiteye bağlı olduğu da ortadadır. Davalının husumetini hem konukevi yönetimine hem de üniversitemize yöneltmesi doğru mudur? Ayrıca bu davada işçi sayısının belirlenmesinde üniversite bünyesinde çalışan bütün işçiler hesaba dahil edilecek midir yoksa sadece konukevinde çalışan işçiler mi hesaplanacaktır?
Konu ile ilgili sorularım şimdilik bunlar, yardımcı olursanız sevinirim. Herkese iyi günler.

Hem konukevine hem de üniversiteye karşı davanın açılmasının doğru olduğunu, hatta her ikisine de açmanın zorunlu olduğunu düşünüyorum.

Değerli meslektaşım cevabınız için teşekkür ediyorum. Bu konuda yasal bir dayanak varsa bilgi verirseniz sevinirim. İşçi sayısının belirlenmesi konusunda bilginiz var mı acaba?

alt işveren ilişkisi ?

Alıntı: Yazan Tuna84 Değerli meslektaşım cevabınız için teşekkür ediyorum. Bu konuda yasal bir dayanak varsa bilgi verirseniz sevinirim. İşçi sayısının belirlenmesi konusunda bilginiz var mı acaba?

Yargıtay 22. HD.2011/4205 E.,2011/7310 K. kararı var.
Özet
"İşe iade davalarına özgü olarak, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin söz konusu olduğu davalarda, davalı taraf yönünden bir çeşit şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığı vardır. İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, mahkemece dava hemen reddedilmemeli, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmeli, aksi halde dava sıfat yokluğundan reddedilmelidir."

30 işçi kriterinde hangisinin dikkate alınması gerektiği konusunda açıkçası bir fikrim yok ancak asıl işveren de davalı sıfatına sahip olacağı için sanki asıl işverenin çalışan sayısı da dikkate alınabilir gibi geliyor bana.

4857 sayılı İş K. m. 18 uyarınca, bir işverenin aynı işkolunda birden fazla işyeri varsa, işyerinde çalışan işçi sayısının tespitinde bu yerlerdeki toplam işçi sayısı dikkate alınacaktır.



Otuz işçi sayısının belirlenmesinde işverene iş sözleşmesi ile bağlı olan işçilerin tamamının dikkate alınması gerekir. Hatta, çalışan işçilerin belirli süreli ya da belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışması ya da tam süreli, kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışması önemli değildir. İşçi sayısının hesaplanmasında, tamamı dikkate alınmalıdır. Ayrıca mevsimlik işlerde çalışan işçiler ve çağrı üzerine çalışanlar da 30 işçi sayının hesaplanmasında dikkate alınmalıdır.
Ayrıca;
Dava konusu olayda;
ORGANİK BAĞ : Organik bağ basit bir ifade ile şahıs veya tüzel kişiliğe haiz kurum ve işletmelerde şirket ortağı, şirket bağı bulunan şahısların diğer teşkilat veya tüzel kişiliklerle aralarında bulunan hukuki ve fiili ilişki türüdür. T.C Yargıtay 16. Hukuk dairesi 2007/226-06.02.2007 tarihli bir kararında "sanıkların yetkilisi bulunduğu şirket ile adı geçen şirketler arasında hukuki veya fiili bağ bulunup bulunmadığının tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün istem gibi BOZULMASINA" diyerek karar verdiği görülmektedir.
Huzurdaki davamızda şirketler arası bir organik bağdan söz edebilmek için genel olarak;
• Şirket ortakları bulunan şahısların diğer şirketler ile bir ortaklığının bulunup bulunmadığı
• Şirketler arası bir devrin(işyeri devri, ortaklık devri, hizmet akdi devri) bulunup bulunmadığı,
• Şirketler arası hukuki bir sözleşme ile hizmet ilişkisi(taşeronluk-alt işveren) bulunup bulunmadığı,
• Şirketler arası toplu iştirake katılımı bulunup bulunmadığı,
gibi sorulara cevap bulmak gerekmektedir.
var ise her iki tarafa da dava açılması doğrudur. kanaatindeyim.

Ayrıca 4857 S.K. 18-19-20-21 Maddeleri İŞE İADE davasına bakar, bir işçinin savunması alınmadan işçinin iş akdi feshedilemez. İşveren feshin sebebini ispatlamak zorundadır. Yargıtay hukuk daireleri ve içtihatlar eşliğinde, işe iade davasında temel ölçüt "FESHİN SON ÇARE OLUP OLMADIĞI " hususudur.

Henüz konukevinden bilgi ve belge gelmediği için kesin bilgilere sahip değilim fakat alt-üst işveren ilişkisinden ziyade direk üniversiteye bağlı bir kurum olduğunu düşünüyorum. Yeni aldığım bilgiye göre müdürü de rektörlük tarafından akademik personel içerisinden atanıyormuş.
Husumetin rektörlüğe yöneltilmesinde sıkıntı yok fakat konukevi müdürlüğünün de davalı olarak gösterilmiş olması kafamı kurcalıyor.
İşçi sayısı açısından da itiraz edebileceğim bir durum yok anladığım kadarıyla.

"Üniversitemiz bünyesinde bulunan konukevi çalışanları mesai saatlerine riayetsizlik nedeni ile konukevi yönetimince noter kanalı ile işten çıkartılmış."

anladığım kadarıyla davacı işçi konukevinde sigortalı!!

Benim de dava dilekçesinden başka bir bilgim yok, söylediğim gibi konukevi belgeleri henüz göndermedi. Ancak öğrenebildiğim kadarıyla üniversiteye bağlı bir kuruluş ama mesela kendi bütçesi var üniversitenin ödeneğinden yararlanamıyor. Ayrıca kararlarını kendisi alıyor.
Konukevlerinin statüsü ile ilgili olarak birisi öğretmenevleri gibi düşünülebileceğini söyledi. Kafam karıştı benim de açıkçası.
Dosyada iki ayrı cevap dilekçesi yazmam gerekecek ve nasıl bir yol izlemem gerekiyor hala karar veremedim.

Alıntı: Yazan Tuna84 Benim de dava dilekçesinden başka bir bilgim yok, söylediğim gibi konukevi belgeleri henüz göndermedi. Ancak öğrenebildiğim kadarıyla üniversiteye bağlı bir kuruluş ama mesela kendi bütçesi var üniversitenin ödeneğinden yararlanamıyor. Ayrıca kararlarını kendisi alıyor. Konukevlerinin statüsü ile ilgili olarak birisi öğretmenevleri gibi düşünülebileceğini söyledi. Kafam karıştı benim de açıkçası. Dosyada iki ayrı cevap dilekçesi yazmam gerekecek ve nasıl bir yol izlemem gerekiyor hala karar veremedim.

Konukevinin ayrı bir tüzelkişiliği var mı ona bakın bence

"Üniversitemiz bünyesinde bulunan konukevi çalışanları mesai saatlerine riayetsizlik nedeni ile konukevi yönetimince noter kanalı ile işten çıkartılmış."

Bu ibareden anladığım, konukevi tüzel kişilik ve işveren olarak SGK kurumunda tescilli...

Evraklar elime ulaşınca kafama takılan bir yer olursa tekrar bilginize başvururum sayın meslektaşlarım. İlginize teşekkürler.