|
Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin] |
28-12-2006, 09:36 | #1 |
|
Genç Hakimin Gurur İntiharı
Üç kitabı, çeşitli dergilerde yayınlanmış makaleleri bulunan ve istinaf mahkemelerine geçiş süreciyle ilgili meslektaşlarına eğitmenlik yapan 35 yaşındaki Yargıtay Tetkik Hákimi İnci Biçkin, dün sabah Eryaman’daki evinde tabancayla vurulmuş olarak bulundu.
Bir süredir eşinden ayrı yaşadığı öğrenilen Biçkin’in, ailevi sorunlar yüzünden yaşadığı bunalım sonucu intihar ettiği öne sürüldü. İNCİ Biçkin, dün sabah 07.00’de Aksaray’da avukatlık yapan eşi Murat Biçkin’le telefonla görüştü. Telefonda yaşanan tartışma üzerine Murat Biçkin, Ankara’ya gelmek üzere yola çıktı. Yoldan eşini arayan Murat Biçkin, yanıt alamayınca baldızını aradı. Murat Biçkin, "İnci’nin telefonları yanıt vermiyor. Bir eve gidip bakar mısın" dedi.Bunun üzerine eve giden ve kapıyı anahtarıyla açan kız kardeşi, İnci Biçkin’in kanlar içindeki cesediyle karşılaştı. Büyük bir şok yaşayan kız kardeş, hemen polisi aradı. İnci Biçkin’in eşiyle tartıştıktan sonra TED Koleji’nde okuyan oğlunu okula gönderdiği ve ardından da intihar ettiği sanılıyor. AİLEVİ SORUNLAR Komşuları ve Yargıtay çevrelerine göre Biçkin’in eşi Murat Biçkin, Aksaray’da avukatlık yapıyordu. Bu nedenle bir süredir ayrı yaşayan çiftin arasında ailevi sorunlar bulunuyordu. Bu sorunlar yüzünden İnci Biçkin’in psikolojisi de bir süredir bozulmuştu. YARGITAY’DA TÖREN Yargıtay Birinci Başkanlık Tasnif Kurulu Başkanlığı’nda görevli olan İnci Biçkin, çevresinde, "Çok sevilen, mazbut, ağırbaşlı ve başarılı bir isim" olarak tanınıyor. Çok iyi bir hukukçu olan İnci Biçkin’in ölümü, Yargıtay’da büyük bir şok ve üzüntü yarattı. Biçkin için bugün Yargıtay’da tören yapılacağı ve doğum yeri olan Aksaray’da toprağa verileceği bildirildi. DOKTORA YAPIYORDU İngilizce ve Almanca bilen İnci Biçkin, istinaf mahkemelerine geçiş süreciyle ilgili seminerlerde hákim ve savcılara eğitmenlik görevini yapmıştı. Biçkin’in aile hukuku, icra iflas ve banka kartları ile ilgili ortak yayınlanmış 3 kitabı vardı. Biçkin’in, elektronik imza kanununun getirdiği düzenlemeler, hukukçu eğitimi hukuk fakülteleri, noterlik ve teknoloji gibi konularda makaleleri de bulunuyor. SAVCILIK SORUŞTURMAAÇTI Yargıtay Basın Bürosu’ndan dün yapılan açıklamada, "Acımız büyüktür" denildi. Biçkin’in "tabanca ateşiyle ölmüş olarak" evinde bulunduğu ve ölüm olayının adli soruşturmasının Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütüldüğü belirtildi. Açıklamada, "Büyük meslek donanımına sahip arkadaşımızın kaybı sebebiyle bütün sevenlerine başsağlığı diliyoruz" denildi. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/56...rid=3430&oid=5 |
28-12-2006, 13:51 | #2 |
|
Ölüm... insan ile birlikte anıldığında nasılda çirkin durur bu kelime... yazık.. çok yazık...
|
28-12-2006, 14:30 | #3 |
|
Allah Rahmet Eylesİn ,hepİmİzİn BaŞi SaĞolsun.allah Yakinlarina Sair Versİn
|
28-12-2006, 14:38 | #4 |
|
Allah taksiratını affetsin. Yakınlarının başı sağolsun. Allah kimseyi intihar noktasına getirmesin.
Bu haberin başlığı çok garip. Gurur intiharı diyor. Gurur intiharı da ne demek? Sonra nerden biliyorlarmış? Not mu bırakmış? Basının yakıştırmasına şaşmamak elde değil. |
28-12-2006, 14:54 | #5 |
|
böylesine iyi yetişmiş bir hukukçunun yaşamına son vermesi gerçekten çok üzücü Allah taksiratını affetsin yakınlarının başı sağolsun
|
28-12-2006, 20:49 | #6 |
|
haberı bugun gazetede bende okudum ve meslegı ıcın ıntıhar ettı sandım ılk once fakat ıcerıgını okuyunca herseyın ıtıbar para olmadıgını ve esas onemlı olanın aıle huzuru oldugunu anladım.gorunus oalarak esı avukat kendısı hakım fakat bellıkı herkesten sakladıgı bır aılevı sorunu var.demekkı bu ıntıhar olayı kulture bakmıyor.psıkolojınızın duzgunlugu ısınızıde mutlaka kı etkıleyecektır.fakat bunu yapmasa daha ıyı olacaktı.esının yaptıgı savunmada enterasan.ben bunun ıntıhar oldugunu dusunuyorum dıyor.fakat haberın basında esıyle telefonda konustuktan sonra kız kardesını aradı dıyor.bellıkı esıyle son yaptıgı bır tartısma onu bu denlı cıleden cıkartmıs.tek suclu kendısı olmamalı hakımın.
|
28-12-2006, 21:05 | #7 |
|
Aşk öldürüyor!
HASAN GÜNEŞ -ANF AMSTERDAM (23.12.2006)- İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre aşk acısının yarattığı gerilimin insanı öldürebileceğini ortaya koydu. İki bin kişinin farklı duygusal koşullar altında incelendiği araştırmaya göre, yolunda gitmeyen ilişkilerin hasta ediyor. Yürek acısının yarattığı sızı insanları öldürüyor. Kırık bir yürek, gerçekten de insanı öldürebilir mi? Dünya üzerindeki tüm kalp uzmanları, ölümcül olabilen kalp hastalığının bildiğimiz -yağlı yemek, sigara vs- nedenlerinin dışındaki bir noktaya dikkat çekiyorlar. AŞKTA HÜSRAN ÖLÜME KADAR GİDİYOR İngiltere'de bilimadamlarının yaptığı araştırmaya göre özellikle aşkta hüsranın ve yürek acısının yarattığı duygusal çöküş, kalp hastalıkları ve kimi başka rahatsızlıkları körükleyebiliyor. Uzmanlar yürek acısının kimi zaman ölüme bile neden olabildiğini söylüyorlar. Merkezi Londra'da bulunan Ulusal Kalp ve Akciğer Enstitüsü araştırmasında, "Kırık bir yürek ölüme neden olabilir mi sorusuna basit bir yanıt vermek gerekiyorsa, bunun yanıtı görünüşe bakılırsa evet olacaktır" diyor. Enstitü, bu yanıtın sonuçlarını iki bin kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya dayandırdığına dikkat çekiyor. İki bin kişinin farklı duygusal koşullar altında incelendiği araştırmaya göre yürek acısı çekenler yalnızca kalple ilgili sorunlar yaşamakla da kalmayıp, mide ve bağırsak rahatsızlıklarından kas sorunlarına uzanan çeşitli bozukluklara da yakalanıyorlar. BUNALIMA GİRİYOR, KENDİNİ İÇKİYE VERİYOR Enstitü'nün incelemeye aldığı kişilerin özellikle, kişi sevip bel bağladığı birini yitirdiğinde yaşamının altüst olduğu ve birçok sıkıntıyla karşılaştığına dikkat çekiyor. Araştırmada özellikle sevdiğinin desteğinden yoksun kalan kişi bunalıma girdiği, kendini içkiye verdiğine dikkat çekiliyor. Şimdiye kadar yapılan tüm araştırmalar kalpleri kırılan insanlarda ölüm riskinin çok daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu araştırmalardan ilki 1969 yılında "British Medical Journal" adlı dergide yayımlanan, yaşları 55 ya da üzerinde olan 4500 dul kadının dokuz yıl boyunca izlendikleri bir araştırmaydı. İLK ALTI AY İÇİNDE ÖLÜM RİSKİ YÜKSEK Sözkonusu araştırmanın sonucunda sevdiklerinden ayrı kalan deneklerin ilk altı ay içindeki ölüm riskinin beklendiğinden yüzde 40 daha yüksek olduğu ve zamanla giderek azaldığına tanık olunmaktaydı. Bu kişilerde en yaygın görülen ölüm nedeninin kalp krizi olması, ölüme yol açan şeyin gerçekten de yürekle ilintili bir sorundan kaynaklandığını gözler önüne seriyordu. Bulgular kırık kalp öyküsüne destek veriyordu. 1996 yılında yayımlanan daha geniş kapsamlı bir araştırma da bir önceki sonuçları doğruladı. Yaşları 35 ile 84 arasında değişen bir buçuk milyon denek üzerinde yapılan bu araştırmada ise eşlerini yitiren kişilerin ölüm riskinin ilk altı ay içinde yüzde 20 ile 35 oranında yükseldiği görüldü. Ayrıca bu kişilerin kaza, şiddet ya da alkole bağlı nedenlerle yaşamlarını yitirme olasılığının da yaklaşık yüzde 100 oranında bir artış gösterdiğine ve bu gibi durumlarda ölenlerin çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu görüldü. YOLUNDA GİDEN İLİŞKİLER KALP ÜZERİNDE POZİTİF ETKİ YAPIYOR Yine İsveçli uzmanlar tarafından yapılan bir araştırmada da, aşk ve yolunda giden sosyal ilişkilerin kalp üzerinde pozitif bir etki yaptığı kanıtlandı. İlişkilerin, çiftlerdeki kalp hastalığı üzerindeki etkisini araştıran İsviçreli tıp uzmanları, aşkın ve karşılıklı desteğin hastalığın seyri üzerinde de olumlu bir etki yaptığına dikkat çektiler. Bu bulguyu destekleyen Danimarkalı bilim adamları ise bekârlardaki ani kalp hastalıklarına bağlı ölüm riskinin dört misli fazla olduğunu açıkladılar. Danimarkalı tıp uzmanı Kirsten Melgaard Nielsen'e göreyse çocuksuz evde yaşayanlar da risk altında. Sonuç, Aarhus kentinde yaşayan ve ilk belirtilerin çıkmasından 24 saat sonra kalpten ölen 30-60 yaş arası kişilerin yaşam biçimlerinin incelenmesine dayanan araştırmayla elde edildi. Bu gruptaki insanların yüzde 14,9'unda kalp hastalığına bağlı ani ölüm teşhis edilmişti. Araştırmacılar ayrıca yalnız yaşayanların sigara ve alkol kullanmaya ve şişmanlamaya daha meyilli olduklarını, bekarların doktora daha ender göründüklerini ve acil durumlarda da yardım isteyecek durumda olmadıklarını söylüyorlar. KARŞILIKLI SEVGİ VE DAYANIŞMA Kalp hastalığı ve memnun edici sosyal ilişkiler arasındaki bağlantıyı araştıran İsviçreli araştırmacılar, çiftlerden birinin kalp hastası olduğu ikili ilişkileri inceleyerek şu sonuca vardılar: Bir ilişkinin iyi işlemesi ve sosyal bağlar kalp hastası kişiyi hissettiren önemli faktörler. Ve bir noktada tüm çiftler aynı. Bir ilişkide karşılıklı sevgi ve dayanışma varsa, hastalıkla başa çıkmak kolaylaşıyor hatta hastalığın seyri bile yavaşlamakta. |
28-12-2006, 21:13 | #8 |
|
Hukuk camiasının yetişmiş bir neferini kaybetmesi bizlerde derin bir üzüntü yaratmıştır.Allah taksiratını affetsin... Kalanlara sabir versin...
|
28-12-2006, 21:56 | #9 |
|
amın dıyorum ve lutfen iş basarısını kaldıramayacak bu agırlıın altından kalkamayacak meslektaslar olmayalım kı benım sahso fıkrım esının bu yonde bır altında ezıldıgı konu oldugunu dusunuyorum.bu belkı bırazda erkeklerın kadınların onlardan guclu olmasına tahammul edemedıgı gercegını bırkez daha gosterıyor.belkıde sorunları cok daha farklıydı bılemıyorum ama bu benım tahmınım
|
28-12-2006, 23:10 | #10 |
|
Hiç bir şey bilmiyoruz, yorum yapmasak!?
Üzüldüm. Ayrıca haber başlığı konusunda, Sayın Turan'a katılıyorum. |
28-12-2006, 23:43 | #11 |
|
Gerçekten intihar ise geride kalan çocuğunu hiçmi düşünmedi hiç kimse bir annenin çocuğuyla ilgilendiği gibi ilgilenemez ben çocuğa daha çok üzüldüm belki beni yanlış anlayabilirsiniz ama ben geride kalan çocuğun annesinden mahrum kalmasına çok üzüldüm
|
29-12-2006, 00:34 | #12 |
|
Vurulmuş olarak bulundu
İntihar ettiği öne sürüldü İntihar ettiği sanılıyor Ve nihayet "gurur intiharı" şeklinde bir başlık. Basın böylelikle ya ne yazdığını bilmediğini ortaya koyuyor, ya da benzeşmeyen tüm cümleleri kurmakla, yansız bir haber verdiğini düşünüyor. * Olayın ne olduğunu, neden olduğunu bilemeyiz. Ama 35 yaşında, yaşam özeti dikkate alındığında başarılı bir hukukçunun, anne olduğu da dikkate alındığında, artık ölen için olmasa da, haber, geride bıraktıkları için son derece üzücü. Ardı ardına benzer haberler okuyoruz. Sayın Turan sitede bu konuda bir de forum açmış. Bu konuda yapılabilecek çok fazla bir yorum olduğunu sanmıyorum, ya da yapılsa da çok da anlamlı, yararlı olmayacağını. Ama artık şunu hatırlamalıyız diyorum. "Diğerinden" sorumluyuz. İnsan olduğumuz için, yaşamımızdan da öte, kendi dışımızdaki yaşamlardan sorumluyuz. Sokağa çıktığımızda karşılaştığımız belediye çalışanından, selam verdiğimiz simitçiye, merhaba dediğimiz meslektaşımızdan, iyi geceler dediğimiz küçüğümüze, sorumluyuz. Bu hatırlanarak yaşansa, birinin elinin diğerinin omzunda olduğunu bilse insan, düşürmek için değil, düşmemesi için uzansa nazarlar birbirine, bu kadar haber okumazdık basında her halde. Saygılarımla... |
29-12-2006, 12:33 | #13 |
|
Ölüm... ötelerden gelen bir letafet ölüm
Ölüm... asude sonsuzluğa bir davet ölüm Sürüklenen takatin içindeki cevheri Beyhude hayatın hayata açılan yeri... Her ölüm, ölenle birlikte gaibin kapılarını aralar bize.O yüzden ölüm güzeldir ve hayatın tek gerçeğidir.Hesabı kolay olur inşallah.Allah taksiratını affetsin. |
29-12-2006, 15:48 | #14 |
|
intihar..
İnsan hangi duyguyla intihar eder ya.Eminimki dünyada günlük onlarcası oluyodur.Ama bu Türkiye'de ve de rahmetli gibi bir hukukçu olunca gerçekten canım sıkılıyo.ALLAH kalanlarına sabır versin.
|
30-12-2006, 13:21 | #15 |
|
Önceki gün beylik tabancasıyla yaşamına son veren 8 yaşında erkek çocuk annesi başarılı hakimin, kocası Murat B.’nin 2004 yılında “Küçük yaştaki kız çocuğunu alıkoymak ve tecavüz” suçundan yargılanması ve ceza almasından utandığı için hayatına nokta koyduğu iddia edildi. Avukat Murat B.’nin bu davada hapis cezasına çarptırıldığı ancak daha sonra bunun bin 980 YTL para cezasına çevrildiği ve dosyasının da önceki ay Yargıtay’a temyize gönderildiği ortaya çıkarken, iş çevresinde “çalışkan ve özverili” olarak tanınan kadın hakimin, kocasının suçlandığı dosyanın görev yaptığı Yargıtay’a gönderilmesinden sonra büyük utanç yaşadığı ve bu nedenle de yaşamına son verdiği ileri sürüldü.
Hakim Biçkin kendisinden ayrı olarak Aksaray’da yaşayan eşi Murat B. tarafından aldatıldığı yönünde şüpheler yaşarken, Murat B., 2004 yılının temmuz ayında Fatma K. isimli kıza tecavüz iddiasıyla, O.G., O.O., İ.A., M.A., E.B., F.K., E.G., G.A., R.Y., H.U. ve O.B.D. ile birlikte gözaltına alındı. 104. MADDE SÜRPRİZİ Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaklaşık 1.5 yıl süren davada Avukat Murat B. önce hapis cezasına çarptırıldı. Dava temyiz için Yargıtay’da beklerken ve bu arada çiftin ilişkileri artık kopma noktasına gelmişken Anayasa Mahkemesi yeni TCK’nın 104. maddesine ilişkin sürpriz bir karar alarak davanın tamamen düşmesine giden yolu açtı. Kocayı kurtaran karar MURAT B. davasının düşmesini sağlayan süreç şöyle işledi: Yeni TCK’nin 104’üncü maddesinde yer alan ve 15 yaşından büyük çocukla cinsel ilişkiyi suç sayan düzenlemeyi inceleyen Anayasa Mahkemesi, maddenin ikinci fıkrasını “eşitlik” ilkesine aykırı bularak iptal etti. İptal edilen madde, mağdur ile sanık arasında beş yaştan fazla yaş farkı varsa, şikayet şartı aranmaksızın sanığa ceza verilmesini öngörüyordu. Davayı inceleyen Yargıtay, 15 yaşından büyük çocukla cinsel ilişki kurulmasını şikayet şartı olmasa dahi suç sayan düzenlemenin, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasını ve mağdurun şikayette bulunmamasını dikkate alarak, mahkumiyet kararını bozdu. Davanın, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ve yeni TCK yönü ile yeniden değerlendirilmesini isteyen Yargıtay, dosyayı yerel mahkemesine gönderdi. www.akşam.com.tr |
30-12-2006, 14:32 | #16 |
|
intiharın beşiğinde
1- günlerden pazartesi ertesi. adına salı diyorlar. akşamüstü. pis bir yağmur var. bütün kirlilikleri bünyesine toplamış sonra da sanki sadece benim üzerime yağıyor. neonların yüz kızartıcı şımarıklığına alışamadım bir türlü. denizin getirip getirip beynimde patlattığı dalgaların aya sırnaşması, bir travestinin kabaran yalnızlığı ile yankılanan kart sesini anımsatıyor. dilimde kar tadı var. bütün güdülerim eşgüdüm halinde güdülüyor. bir sürüde çoban ya da koyun olmam gerektiğini fısıldayan tarih kitaplarının tozlu nefesleri tıkıyor kulaklarımı. bütün kemirgenlerin tıkırdayarak geçtikleri şu gök, üstüme devrilecek birazdan. birazdan kabaran dalgaların şehvetine uyup çırılçıplak bırakacağım kendimi denizin kollarına. dünyanın bütün meridyen ve paralellerini ellerimle çizmiş kadar yorgun hissediyorum kendimi. ve çizdiğim yapay çizgiler üzerinde insanlar bir birinin kanını yalıyor iştahla. ırzına geçiliyor gecelerin. yasa koyucular yasal uykularında mutlu düşler görme umudundalar. oysa hepsi kendi kabuslarına uyanıyorlar uyumakla birlikte. pis bir yağmur var. ürkek çobanları ve koyunları ıslatma uğraşında. beceriksiz bir yağmur. kurduğum cümlelerin kudurganlıklarını seviyorum ve hepsini küçük harfle beziyorum. sona ve başa gelmişlere belki böyle eşit davranabilirim birazcık da olsa... oysa ne fark eder ki hangi harfin kaçıncı sıraya yerleştiği, sadece kurulmak için kurulmuş gereksiz bir cümlede. yüklemini ortaya getirip devirdiğim cümlelerin çığlıkları ilişiyor hayatımın kamburluğuna. ve her akşam yorgun dolmuşlarla taşınıyorum evime. her salı biraz daha katran kokuyor üstüm başım... (bin bir delinin birinin günlüğü'nden) e. a |
11-07-2007, 15:08 | #17 |
|
Bu habere yorum eklediğimde ölen kişinin İnci Biçkin adında bir hakim olduğunu sanıyordum, dün Ayvalık'a gelen bir fakülte arkadaşımdan ölenin sınıf arkadaşım İnci olduğunu öğrendim. Nedense tanıdığınız , yakınınız biri olduğunda, infial duygunuz da artıyor.
Fakülte sıralarının, en çalışkan ve en azimli öğrencilerinden biriydi. Yaşam özeti de bunu doğruluyor. Yıllar sonra alacağımız haber ve ismiyle yeniden karşılaşmak, keşke böyle olmasaydı ... Çocuklarının ve ailesinin, başı sağolsun. |
11-07-2007, 17:05 | #18 |
|
Gerçekten Allah gani gani rahmet eylesin.Televizyon da duyunca ,seyredince böyle yetenekli; azimli ,çalışkan bir insanın aramızdan ayrılması beni derinden yaraladı.
İnsan olarak tanımıyorum.Tanımam da gerekmez.Genç yaşında belli aşamalardan geçerek yargıtay tetkik hakimliği gibi bir zor görevi ifa etmekte olan; kitaplar yazmış böyle değerli ,ve katkısının da sürekli artarak devam edeceği açık olan ,hizmet aşkıyla dolu bir memleket evladının ,bu üretici değerin kaybı , milletimiz için büyük kayıp olmuştur. Allah sevdiği kullarını önce alırmış diyelim. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Genç Avukatlarla Gizli Konuşmalar | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hukuk Sohbetleri | 32 | 21-08-2015 16:37 |
Genç Hukuk Projesi | ras0ir | Hukuk Lisans Eğitimi | 13 | 21-06-2010 21:12 |
genç arkadaşlara tavsiyeler | av. aslı uçaravcı | Hukuk Sohbetleri | 0 | 30-11-2006 22:43 |
Hakimin İntiharı | Av.Fahri ALİMOĞLU | Konumuz : Hukukçular | 7 | 02-07-2006 22:27 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |