|
Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için. |
Anket Sonucu: Vekil Olsaydınız Nasıl Davranırdınız? | |||
Davayı Müracaata Bırakırdım | 25 | 60,98% | |
Davaya Devam Ederdim | 16 | 39,02% | |
Oy Verenler: 41. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 155) | |||
|
22-03-2007, 18:50 | #1 |
|
Vekil Olsaydınız Nasıl Davranırdınız?
Sayın Katılımcılar,
Müvekkil aleyhine 36.000 YTL lik alacak davası açılmıştır. Dosyada bilirkişi raporu alınmış; 5.000 YTL civarında alacağın olduğu rapor edilmiştir. Ancak biz bu rakama da itiraz edip, hiç borcumuzun olmadığını; dosyanın Borçlar Hukuku Kürsüsü'nden oluşturulacak heyete tevdiini talep ettik. Talebimiz kabul edildi. Bu aşamaya gelinceye kadar dava bir defa müracaata kaldı. Son gün yenilendi. Bilirkişi ücreti yatırdıktan sonraki duruşma tekrar müracaata kaldı...Bir defa daha müracaata kalması durumunda dava açılmamış sayılacak. Zamanaşımına uğrayacağı için, bir daha talep edemeyecekler. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde malum olduğu üzere maktu vekalet ücretine(450 YTL)hükmolunulacaktı. Oysa dava bu haliyle bitse dahi, 31.000 YTL lik kısım red olacak ve tarafıma(müvekkil adına)yaklaşık 3.500 YTL vekalet ücretine karar verilecektir. Kısacası davaya devam edersem, karşı vekalet ücreti olarak 3.500 YTL; devam etmeyip 3 üncü defa müracaata bırakırsam 450 YTL maktu vekalet ücreti hak edeceğim. Bir tarafta benim olacak 3.500 YTL; diğer tarafta müvekkilin ödemek zorunda kalacağı 5.000 YTL ve fer'iler... Siz vekil olsaydınız nasıl davranırdınız? Anket açtım; çünkü konuya mesaj yazmak istemeyip oyuyla fikrini belirtmek isteyen olur diye düşündüm. Saygılarımla |
22-03-2007, 19:05 | #2 |
|
Uslanmayacağım ama evet kesin olarak müvekkilin hukukunu esas alırdım.
Davayı müracaata bırakma hususunda müvekkilden yazılı talimat almak gerekir. Sizin kendisini düşünmenize rağmen yarın öbür gün en alakasız bir noktadan gelip "dosyamı müracaata bırakmışsınız" diye şikayet etmesin de sizi. Talimat alıyorken durumu anlatıp; müracaata bırakma karşılığında vekil/müvekkil kazanç/kayıp durumlarınızı aktarıp; size 3.000-YTL'yi ödemesinin şık olacağı da aklına getirilebilir tabii. Israrla aklına getirmiyor mu devam edin davaya... ) Cevabım ve naçizane tavsiyem çelişkili durdu ama keşke ikincisini yapabilseydim zaten! ) Saygılarımla. |
22-03-2007, 20:48 | #3 |
|
Müvekkile durumu anlatıp,görüşme tutanağı düzenleyerek, onun isteği gibi davranırsanız disiplin ve tazminat sorumluluğundan kurtulursunuz.Sevgiyle.
|
22-03-2007, 20:58 | #4 |
|
Sayın Av.Suat Ergin
Vekilin seçme şansı yok: Dava değerlendirilirken avukatın çıkarlarına değil, müvekkilin çıkarlarına bakılır. Aksi halde müvekkilin uğradığı zarardan avukat sorumlu olur. Bu sorumluluk nedeniyle, karşı tarafın takip etmediği davanın avukat tarafından da takip edilmemesi hem müvekkilin, hem de avukatın çıkarınadır. Saygılarımla |
22-03-2007, 20:58 | #5 |
|
davaya devam eder ikinci yada duruma gore ucuncu bılırkisı raporundan sonra karar verırdım...ıyı calısmalar...((top yuvarlaktır misali son dakıka dahada lehınıze durum degısebılır kürsüden gelecek cevaba gore)) gelısmelere gore karsı tarafta davayı takıp etmeyecektır zaten bır hak kaybı olmaz zannımca... |
22-03-2007, 21:29 | #6 |
|
Konuyu ben mi yanlış anladım?
Hikayedeki kahramanımız davalı vekilidir. Davayı müracaata bırakacak olan davacı karşı taraftır. Davacı karşı taraf duruşmaya gelmediğinde, hakim davalı vekiline davayı takip edip etmeyeceğini sorar. Davalı vekilinin davayı takip etmeyeceğini beyan etmesi için müvekkilinden yazılı talimat almasına zaman, mekan ve gerek bulunmamaktadır. Böyle bir durumda bence, davayı takip etmemek için değil; davanın takibi için müvekkilden yazılı talimat almak gerekir. Saygılarımla |
22-03-2007, 21:39 | #7 |
|
Müvekkil gelip "Ben her şeye rağmen mahkemenin karar vermesini istiyordum, davanın takip edilmesi şu, şu, şu nedenlerle, aleyhime karar verilme riski olsa dahi benim için önemliydi, hem aleyhime olacağı ne malum, ben haklıydım, inanıyorum, bilirkişi heyeti lehime karar verecekti, siz kendi kararınızla davayı nasıl takipsiz bırakırsınız" sorusuna muhatap olduğunuzda cevabınız ne olurdu?
Tabi ki duruşma öncesi ani gelişen bir durumda, müvekkilden en azından yazılı talimat alınamaz ancak bu durum iki kez tekerrür etmiş ve 3. olasılık için fikrimiz sorulmaktadır şeklinde düşünmüştüm ben. Saygılarımla. |
22-03-2007, 21:45 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Sizin sorunuzu yanıtlamak müvekkilin sorusunu yanıtlamaktan çok daha zor. Saygılarımla |
22-03-2007, 21:46 | #9 |
|
Bence de her şeyden önce bir vekil olarak müvekkilin çıkarlarını düşünmek gerekir, öbür yanda bir de hesap vereceğimiz bir baro bulunuyor çünkü. Ama davayı devam ettirip gelişmeleri görmekte güzel bir risk..
Sayın meslektaşım yargıda kesin bir sonucu tahmin etmek çoğu zaman mümkün değildir... Aklınıza ve mesleki etiğinize iyi kulak verin derim. Saygılarımla... |
22-03-2007, 22:06 | #10 |
|
Vekil Olsaydınız Nasıl Davranırdınız?
Meslek kuralları gereği (özellikle başka yerden gelirse) davayı takip ettiğinizi belirtip meslektaşınıza bilgi vermek zorunda olduğunuzu düşünürdüm.
Bilgi vermek zorunluk olamayabilir ama başvuruya bırakmamak bence zorunluktur. Saygılarımla |
22-03-2007, 23:30 | #11 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Aşağıdaki Meslek Kuralları nedeniyle yukarıdaki görüşünüze katılmıyorum. Saygılarımla
|
22-03-2007, 23:51 | #12 |
|
Vekalet aktinin asıl amacı ve koruduğu menfaat vekalet verenin çıkarlarını gözetmektir. Dava, davalı tarafından takip edilmediği taktirde açılmamış sayılacak ve dolayısı ile vekalet veren için hiçbir zarar doğmayacaktır. Dava, takip edildiğinde vekalet veren için ödence doğması anlaşıldığından hiç tartışılmaksızın müvekkil lehine davranılmalı ve dava takip edilmemelidir.
|
23-03-2007, 10:35 | #13 |
|
Bu durumda aslolan davanın müraacata bırakılmasıdır.Eğer davaya devam edilmek isteniyorsa bu durum müvekkile sonuçları ile anlatılıp devam yönünde yazılı beyanının alınması yerinde olur kanaatindeyim.Vekil,müvekkilinin menfaatlerine uygun davranmakla yükümlüdür.Usule ilişkin bir nedenle lehe sonuç çıkma ihtimali var ise öncelikle bu yola gidilmeli aksi halde esasa devam etmek isteyen müvekkil bu konuda beyanda bulunmalıdır diye düşünüyorum.Saygılar...
|
23-03-2007, 13:31 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın muzaffererdoğan, Maalesef İstanbul'da durum farklıdır. İzmir'de avukatlık yaparken, biz asla bir meslektaşımız duruşmayı kaçırdığında, davayı müracaata bırakmazdık. Mazeretli sayılmasını talep ederdik; mahkemede her defasında mazeretli sayardı. Sanırım Ankara'da da böyle ki; siz yazılı kural olmamasına rağmen, davaya devam edilmesinin 'zorunluk' olduğunu yazmışsınız. İzmir'de zorunluluk idi; çünkü meslektaşlar birbirinin kuyusunu kazmıyordu. Gerçek anlamda bir meslektaş dayanışması yaşanmaktaydı. Bir-iki istisna hariç tüm avukat arkadaşlarımız, davayı müracaata bırakmıyordu. İstanbul'a geldikten sonra; İzmir'deki alışkanlıkla davaya gelmeyen/yetişemeyen olursa; burada da mazeretli sayılmasını talep ediyordum. Ancak mahkemeler mazeret dilekçesi olmadığını söylüyorlardı. Takdire bırakıyordum; dava müracaata bırakılıyordu. Forum konusu olayın başka bir özelliği de mevcut...Bir başka davada aynı vekil arkadaşımızla, tarafları da aynı olan karşılıklı davamız vardı...İtirazın kaldırılması ve tahliye davası idi...İlk duruşmaya yine yetişemedi; ancak sekreteri ile haber göndermiş...Tam 45 dakika bekledim. Duruşmaya başlandı...Ben bir talepte bulundum. Verdiği cevap neydi biliyor musunuz: "Davayı uzatmaya yönelik kabul etmiyorum.". Ben 45 dakika beklediğim için teşekkür beklerken(Üstelik müvekkil de yanımdaydı) o bana davayı uzatmaya yönelik talepte bulunduğumu söylüyordu. Oysa davayı uzatmak için, müracaata bırakmaktan daha pratik ve yasal bir yol olabilir miydi? Saygılarımla |
23-03-2007, 14:54 | #15 |
|
Vekil Olsaydınız Nasıl Davranırdınız?
Sayın Konyalı
Benim ifademde meslek kuralına aykırılık ne hatta meslek kuralında belirtilenden bir adım ileride Kural gıyabı kaldırmak zorunluğundan söz ederken ben gıyap kararı aldırmamak gerektiğini savunuyorum. saygılar |
23-03-2007, 20:37 | #16 |
|
ben olsaydım müvekkilimin menfaatini düşünürdüm. saygılarımla.
|
23-03-2007, 21:15 | #17 |
|
Suat bey ben de aynen sizin gibi davranırdım.Saygılarımla.
|
23-03-2007, 22:08 | #18 |
|
Forumda OkumadiĞim Farkli Bİr Cevap Verİyorum.
Vekalet Ücretİ Sİze DeĞİl Davaliya Yanİ MÜvekkİlİnİze Verİlİr Ve MÜvekkİlİnİz 5.000,00 Ytl Borcundan 3.500,00 Ytl Vekalet Ücretİnİ Mahsup Edİp 1.500,00 Ytl Ödeyebİlİr. Bu Arada Davayi MÜracaata Birakma Hususunda Kesİnlİkle MÜvekkİlden Yazili Beyani Alinmali Yoksa Daha Sonra İstenmeyen SonuÇlar Ortaya Çikabİlİr. Saygilarimla.. |
26-03-2007, 10:49 | #19 |
|
Meslek etiği nedir?Nezaket nedir?Gecikeceğinizi veya celseye katılmayacağınızı karşı taraf vekiline bildirmek mi yoksa size bu konuda hiç bir şekilde haber vermemiş olan davacı vekilinin dosyasını müracaata bırakmamak mı?
Ben müracaata bırakıyor muyum?Cevap hayır ama artık karşı taraf vekilinin cep telefonunu barodan sorarak,ulaşmaya çalışarak zaman harcamaktan ve "duruşmaya gelecek misiniz?" diye sormaktan da çok sıkıldım.Böyle bir durumda nezaketsizlik müracaata bırakanın yaptığı değil gelmeyeceğini veya gecikeceğini haber vermeyenin yaptığı davranıştır diye düşünüyorum. Saygılar... |
26-03-2007, 12:38 | #20 |
|
Ceza mahkemesinde karara çıkması kuvvetle muhtemel bir dosyamın duruşması vardı. Diğer sanık müdafii meslaktaşımın aynı anda ağır cezada duruşması varmış, mübaşire dosyanın bekletilmesini söylemiş. Duruşma 10.40'da bekliyorum, arada yardımcısı da geliyor, dosya alınırsa belki de azar yeme durumu var, çok tedirgin. "Merak etmeyin bekliyorum" dedim. Bekle bekle, saat 12.00 oldu. Hakim duruşmaları bitirdi, en son iş olarak dosyayı alıyor, mecburen girdim. "Meslektaşımın mazereti varmış, şifahen ifade etti, zapta geçirilmesini talep ediyorum" dedim. Hakim kıymetli bir hakim, kabul etti, zapta geçti ama bu gerekçeyi o kadar abartılı zapta geçti ki anladım karar artık başka bahara. "Meslektaşımız zaten esas hakkındaki savunmasını yapmıştı, dava uyarlama davasıdır, karar verilsin" dedim. Cevap "Avukat hanım artık karar yazdıracak halde değilim, sonraya bırakalım, rahat rahat yazarız, kararı" ve 7. aya gün verdi. O kadar beklemesem, saatinde alınsa hakimin konsantrasyonu bozulmamış olacak kararı verecekti veya mazereti belirtmesem dosya karara çıkacaktı. Kendime az biraz kızarak ama olması gerekenin bu olduğuna tam kanaatle baro odasına yollandım. Meslektaşımız baro odasında. "Avukat hanım, sizi çok bekledik, hakim abondone oldu ve karar da vermedi" deyince, meslektaşımız "Ayy şekerim sorma, ... ağır ceza bir duruşma yapıyor, uykum geldi valla." İçimden "RİCA EDERİM, TEMMUZDA GÖRÜŞÜRÜZ!" ve artık kesin kanaat: "İyilik yap denize at!"
Ayrıca o gün temyiz dilekçesi vermem gerekiyordu, her an dosya alınabilir diye duruşma salonundan ayrılamadığımdan; mecburen 1.30'u bekledim. 1 şekerim=3,5 saat ve tüm güne yayılan siniri de bonus! Buyrun mesleki nezaket ve etiğe! Saygılarımla. |
03-04-2007, 13:50 | #21 |
|
Sayın meslekdaşım
Meslek kuralları gereği öncelikle (duruşma saatinde hazır olmayan karşı tarafın vekili varsa) onun duruşmaya katılmasına olanak sağlamak için duruşmanın bir saat gibi bir süre sonra alınması için yargıçtan talepte bulunmalı ve talep kabul edildiği takdirde karşı tarafın vekiline telefonla ulaşarak duruşmaya katılması için çaba harcanmalıdır. Ancak daha önceki duruşmalarda karşı taraf meslek kurallarına aykırı davranmış ise sizin de beklemenize gerek kalmamış demektir. O takdirde davayı müracaata bırakmak gerekmektedir. Duruşma sırasında müvekkiliniz ile görüşme imkânı olmadığı takdirde (müvekkiliniz yanınızda değil ise) onun yararına olan müracaata bırakmak olduğuna göre o şekilde davranmak gerekir.Çünkü avukat olarak davada öncelikle müvekkilimizin hak ve hukukunu korumakla yükümlüyüz. Davanın lehe sonuçlanması halinde alacağımız vekâlet ücreti davanın sonucudur. Öncelikli hedef müvekkilimizin lehine davayı sonuçlandırmaktır, kendi lehimize tutum takınmak değildir. Bu nedenle davayı müracaata bırakmak müvekkil için en yararlı yoldur ve bu aynı zamanda vekile güvenerek vekâletname vermiş olan müvekkile karşı sorumluluğumuz gereğidir. Saygı ve sevgilerimle. Av.Selçuk Öner |
03-04-2007, 17:51 | #22 |
|
Bu forumu görmemişim Hayretle okudum. Burada yazan arkadaşlar, böyle düşünüyorsa yandık. Burası bir paylaşım platformu. Yani Paylaşmayı ve yardımlaşmayı ilke edinen arkadaşlar burada.
Müvekiller geçicidir. Avukat arkadaşlarımızla hayat boyu karşı karşıya geleceğiz. Başkalarının ne yaptığı beni ilgilendirmiyor. Benim daha geçen hafta Kadıköy adliyesinde saat 9.30 duruşmam 9.32 de müracaata kaldı. Ama ben hala hiç bir meslektaşımın davasını müracaata bırakmama konusundaki görüşümü yitirmedim. Hele ki, hiç bir kuvvet davanın açılmamış sayılmasına karar verdiremez. |
05-04-2007, 13:24 | #23 |
|
Sayin Av.suat Ergİn
BİR VEKİL OLARAK BEN DAVAYA DEVAM EDERDİM..ÇÜNKÜ KENDİMDEN ÇOK MÜVEKKİLİMİ DÜŞÜNÜRÜM,HUKUKİ SONUÇ NE OLURSA OLSUN KENDİ MENFAATİMDEN ÇOK MÜVEKKİLİM ÖNEMLİDİR...SAYGILARIMLA
|
09-04-2007, 16:00 | #24 |
|
Sayın Suat Ergin;
Gerçekten zor bir durum sizinki.Ancak duruşma gününden önce müvekkilinizle görüşüp davaya girildiği takdirde elde edeceği menfaati ve yahut girilmediği takdirde elde edeceği menfaati konuşup,öncelikle sizin ne şekilde davranmanızı isterse o hususta bir ibraname alıp tercih yapmayı müvekkile bırakmak en doğrusudur.Avukat kanunun izin verdiği ölçüde öncelikle müvekkilin çıkarlarına uygun davranmalıdır. |
06-08-2008, 11:14 | #25 |
|
Sonucu bildireyim dedim.
Son duruşmaya gitmedim. Davacı vekili de gitmemiş. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş. |
13-08-2008, 09:30 | #26 | |||||||||||||||||||
|
Sn.Ergin, Zamanaşımına uğramış bir borç tekrar talep edilebilir. Zamanaşımı hususu da süresinde ileri sürülmezse dava görülür ve bir sonuca bağlanabilir. ( Her meslektaşımız yeteri kadar dikkat sergileyemeyebilir ) Bu durumda, müvekkile, diğer konularla birlikte, anlatılması gereken şey belki de budur. Davanın kesin hükme bağlanması müvekkilin çıkarına en uygun düşen durum olabilir. Saygılar. |
29-08-2008, 23:14 | #27 |
|
Takip edilmese ve açılmamış sayılmasına karar verilse dahi bu davanın yeniden açılması mümkün olduğuna göre, reddedilme ihtimaline binaen girerdim. Unutmayı avukat müvekkili adına hukuki fikrini beyan eder.
|
29-08-2008, 23:31 | #28 |
|
Vekil Olsaydınız Nasıl Davranırdınız?
Ben burada Suat beyin davanın kazanılması, müvekkiline karşı sorumluluğu dışında meslektaşına karşı sorumluluğunu ön plana çıkararak tartışma açtığını düşünüyorum.
Diğerleri bazen çok yakın ilişkili olas da farklı sorunlar. Saygılar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hakim Olsaydınız Nasıl Karar Verirdiniz? | Av.Suat Ergin | Hukuk Sohbetleri | 86 | 16-01-2008 15:46 |
Siz Olsaydınız Nasıl Karar Verirdiniz? | Gemici | Hukuk Sohbetleri | 11 | 29-09-2007 23:55 |
ipotek, vekil ile temsil | Av.mdogan | Meslektaşların Soruları | 2 | 16-03-2007 16:48 |
kardeşlerin vekil yetkilerini aşmaları | putto | Meslektaşların Soruları | 2 | 09-02-2007 12:44 |
Vekil beyanıyla boşanma olmaz. | Emrah Güler | Hukuk Haberleri | 0 | 08-01-2007 14:16 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |