Takası taahhüt eden sözleşme

Sayın meslektaşlarım;
müvekkilim ile bir emlakçı arasında yapılan sözleşmeye göre, taraflar gayrimenkullerini takas edeceklerini taahhüt etmişlerdir. Takasa konu gayrimenkullerin her ikisi de yazlıktır. Müvekkilim takasta anlaşılmıştır düşüncesiyle iyiniyetli olarak kendi gayrimenkulünü fiilen boşaltmasına rağmen, emlakçı kendi gayrimenkulünü boşaltmadığı gibi 11 ay sonra sözleşmeden caymış, takasını taahhüt ettiği evini satmış ve böylelikle müvekkilim ile yapmış olduğu sözleşmeden caymıştır. Fakat burada esas dikkat çekmek istediğim konu sözleşmede takasın yani resmi satışın ne zaman yapılacağı konusunda tarih belirtilmemiştir. Sadece şu ev ile şu ev karşılıklı olarak takas edilmiştir denilerek her iki tarafça da imza altına alınmıştır.
Sormak istediğim asıl mevzu,müvekkilim bu sözleşmeye dayanarak kiradan yoksun kaldığı tutarı, bu dönemde evde oluşan zararları ve elektirik, su vs. fatura giderleri gibi zararlarını karşı taraftan talep etme imkanına sahip midir? Yasal dayanağı nedir? Şimdiden teşekkür ederim.

Sözleşme noterden yapılmışsa ifa imkansızlığından doğan zararınızı isteyebilirsiniz.Öncelikle ihtar çekip temerrüde düşürün.Takası taahüt edilen dairenin rayiç değeri isteyebileceğiniz tazminat tutarıdır.
Sözleşme noterden yapılmamışsa geçersizdir,zararınızı isteyemezsiniz.

Taşınmazların devri resmi şekle tabi olduğu için sizin sözleşmeniz geçersizdir. Sayın Hasan Coşkun eğer sözleşme noter önünde yapılmışsa geçerlidir demiş ancak bu durum taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri için geçerlidir (Tapu Kanunu m. 26/6). Ancak sizin sözleşmeniz satış sözleşmesi olmadığı için bu hükmünde uygulanmayacağını düşünüyorum.

BK 232 ye göre satım hükümleri trampada da tatbik olunur.Her ne kadar Noterlik Kanunu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapma yetkisini noterlere vermişse de BK 232'nin burda da uygulanabileceğini düşünüyorum.

Öncelikle soruma cevap veren tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim. Sorun zaten söz konusu sözleşmenin gayrimenkul satış vaadi niteliği taşımaması ve noterde yapılmamasından kaynaklanıyor. Ben de diğer meslektaşım Hasan Bey gibi trampa hükümlerinin bu durumda uygulanabileceğini ve buna dayanarak zarar ziyan talebinde bulunulabileceğini düşünmüştüm ve bu amaçla bir ihtarname gönderdim zaten fakat yine de çok emin olmuş değildim. Çok teşekkür ederim.