28-06-2006, 22:09 | #1 |
|
Ayı Gibi Yaşamak İsteyen Bir Ayı’nın Sonu
Ayı Türkçede kaba, vurup kıran, dağıtan bir hayvan olarak tanınır. Birisini ayı diye nitelendirdiğimizde onun belirttiğim özelliklere sahip olduğunu ve görgüsüzlüğünü vurgularız.
Almanlar ayıya daha pozitif bir özellik yakıştırır. Bär (Ayı) genelde kuvvet sembölü olarak bilinir. Bu yüzden de kadınlar güçlü kuvvetli erkeklerini mein Bär(Benim Ayı’m) diye çağırırlar. Alman kamuoyunu son zamanlarda meşgul eden en önemli konu Ayı değil futbol tabiiki. Ayı diğer tüm konuları ekarte ederek ikinci sırayı almış durumda. Söz konusu ayı’nın en büyük özelliği Bavyerayı 170 sene sonra Bavyerayı ziyaret eden ilk ayı oluşu. Bundan 170 sene önce Bavyera’da yaşamış ayı’nın doldurulmuş postu’nu müzede görmek mümkün. Bundan bir gün önce öldürülen ve BRUNO diye adlandırılan bu ikinci ayının postunun hangi müzeye konulacağı tartışma konusu daha. Ayı konusunda yazılanlar ve söylenenler ve Dünya Futbol Şampiyonası’nın Almanyada yapılışı bana eski Roma’daki Gladyatörleri ve yarışmaların yapıldığı Arena’ları hatırlattı nedense. Şimdiki futbol sahaları’da arena diye adlandırılıyor. Sevdikleri gladyatöre tezahürat yapan kimselerin davranışları ile sevdikleri futbol takımını destekleyen futbolseverlerin davranışları arasında büyük bir fark olmasa gerek. Aradaki tek fark eski kahramanlar yarışı kazanınca hayatlarını veriyordu, şimdiki kahramanların milyonları uçup elden gidiyor. Ayı Bruno konusunda’da kamuoyu arenadaki seyircileri anımsatan bir davranış ortaya koydu. Bazıları baş parmaklarını havaya kaldırırken, diğerleri yere doğru çevirdi. Sonunda baş parmaklarını yere doğru çevirenlerin isteği yönünde ayı öldürüldü. Yanlış bir zamanda ve yanlış bir yerde ayı gibi yaşamak isteyen bir ayının hazin sonu. İnsanoğlu hayvanat bahçelerine veya belirli bölgelere sokup kontrol altına alamadığı tabiatı yok ediyor. Ayı Bruno’nun Hikayesi: Basında çıkan haberlere göre bundan kısa bir süre önce Avusturyadan Bavyeraya geçmiş Ayı Bruno. AB’deki serbest dolaşım hakkından faydalanmak için olsa gerek. Her neyse ister dağdan bayırdan isterse normal otobandan girsin, girebilir vize almak mecburiytetinde değil nasıl olsa. Geldi gelmesine’de misafirliğini bilip ayılık yapmasa olmaz mı sanki. Ayı bu ya misafirlikten ne anlar, gelir gelmez birkaç koyunu boğazlamış ve balların en iyisini yemiş. Yapılan bu ayılıkları duyan Bavyera Çevre Bakanı bu ayı iyi bir ayı değil, misafirlikten felan anlamıyor diye ilk ölüm fetvasını vermiş. Kayıtlara göre ilk yurdu İtalya olan ve resmi dilde JJ1 olarak adlandırılan ayı son iki haftasını bir Avusturyada bir Bayverada geçirmiş basında çıkan haberlere göre. Hem Avusturya makamları hemde Bavyera makamları bir ölüm fetvası vermişler, bir verdikleri fetvayı geri alıp bağışlamışlar, arkasından dönüp ilk söylediklerine geri dönmüşler. Bayıltıp yakalamak için Finlandiyadan özel olarak getirtilen avcılar ve köpekleri ayıyı tam yakalıyacakken ayı yine ülke değiştirip ellerinden kurtulmuş ve avcılar paralarını alıp ülkelerine geri dönmüşler. Ayı Bruno Pazartesi günü Bavyera avcıları tarafından 150 metre uzaklıktan atılan iki kurşunla öldürülmiş. Asıl olaylar Bruno’nun öldürülmesinden sonra başlıyor. Ayıyı öldüren avcılar(özel korunma altına alınmışlar, kimlikleri bildirilmiyor) ve Bavyera Çevre bakanına ölüm tehditleri yağıyor. Bavyera çevre Bakanı ve ayıyı öldüren avcılar hakkında sayısız suç duyurusunda bulunulmuş. Ayıyı öldürme kararı alan Bavyera Çevre bakanı ayı için 'Bu normal bir ayı değil PROBLEM BİR AYI' demişti. Basın şimdilerde bu tanımlamaya dayanarak PROBLEM BAKAN'dan söz ediyor. Çoğu kimse bakanın istifasını istiyor. İnternette Bruno’lu tişörtler iyi para getiriyor. İtalya AB. Komisyunu nezdinde olayı protesto etmiş ve soyu tükenen hayvanların öldürülmesininin AB tarafından bir çözüme bağlanmasını istiyor. Ayıların tabiatta serbest olarak yaşadıkları ülkelerin vatandaşlarından Almanyaya protesto mail’leri gönderiliyor. İnsanoğlu bir taraftan kendisinin rahatını bozacağına inandığı tabiatı bana zarar veriyor gerekçesi ile ortadan kaldırırken, diğer taraftan kendisi kendi neslini ve tabıatı ortadan kaldırabilecek kitlesel imha silahları üretiyor. Trafığe kurban giden yüzlerce ölüyü, aç gözlü kimselerin ürettikleri sağlığa zararlı maddeleri, çevre kirliliğini vs. saymaya gerek bile yor. Saygılarımla |
03-07-2006, 23:08 | #2 |
|
İtalya Bavyerada Öldürülen Bruno Adlı Ayının Kadavrasını İstiyor
Geçen Pazartesi günü Bavyerada öldürülen ayı, İtalyanın AB işbirliği ile ayıların neslini korumak amacıyla 90 lı yıllarda hayata geçirdği Lief Ursus adlı bir proje çerçevesinde yetiştirilen ayılardan bir tanesi. Projenin amacı Alplerde nesli tükenen ayıların bu bölgeye yeniden yerleşmelerini sağlamak. Ayılar 90 lı yıllarda Slovenyadan getirilimiş. Tahminlere göre şu an bölgede 20 ile 25 arasında ayı yaşıyor.
Bruno'nun öldürülmesi İtalya, Avustruya ve Almanyada büyük bir yankıya yol açtı. Bruno adlı oyuncak ayılar şimdilerde 30 Eurodan satılıyor. Berlinde 100 kadar gösterici geçtiğimiz cumartesi günü ‘Hepimiz Bruno’yuz sloganı ile bir yürüyüş düzenledi. İtalya Çevre Bakanı, postu doldurulup turist atraksiyonu olarak müzeye konulmasın diye, ayının kadavrasını istiyecekmiş. İtalya Çevre Baknınının öne sürdüğü ikinci gerekçe İtalyanın Brunonun yurdu olması. Bu yurt gerekçesinin kadavranın geri verilmesinde ne ölçüde tutarlı olduğunu merak ettim. Birisi açıklarsa memnun olurum. Ayımızı geri verin yurdunda gömeceğiz deseler mesele yok, ama İtalyanların ayıyı götürüp Alplerde gömeceğinden şüphem var açıkçası. Ayının kadavrasının hangi ülkeye götürüleceğinde yurt meselesi bir rol oynıyacaksa, Slovenyanın'da bir hak iddiasında bulunması beklenebilir bence, öyle ya ayının asıl memleketi Slovenya. İşin şakası bir yana, bir AB ülkesinde ayıların nesillerinin büyük masraflarla kurtarılmya çalışılması, diğer bir AB Ülkesinde aynı ayıların öldürülmesi büyük bir çelişki. Ama çağımız zaten bir çelişkiler çağı gibime geliyor. Bu çelişkilerin en büyüğüde insan oğlunun tabiatı kendisine uydurmaya ve tabiatı köleleştirmeye çalışmasında ifadesini buluyor. Bir tarafta köleleştirilen tabiat diğer tarafta intikam tokmağını vuruyor insanların tepesine; Bazen iklim değişikliği ile, bazende tabii düşmanları olan tavukların öldürülmesiyle meydanı boş bulup üreyen sinsi keneler yoluyla. Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Staja Başlamak İsteyen Yeni Mezunlar | Av.Engin Özoğul | Adliye Duvarı | 13 | 03-04-2007 22:08 |
2006 yılı yaz saati sonu 29 ekim'de | Armağan Konyalı | Site Lokali | 11 | 16-03-2007 19:07 |
Birlikte Yaşamak ? | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 17 | 28-10-2006 19:54 |
Yaşamak Sanattır | Ayfer Gökçen | Site Lokali | 23 | 03-10-2006 17:07 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |