|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
25-11-2011, 18:50 | #1 |
|
Anlaşmalı Boşanma-Eşlerin Birlikte Başvurması
Değerli Meslektaşlarım;
Bir konuda görüşlerinize ihtiyacım var. Eşler 5 yıldır evlidirler. Boşanma kararı veriyorlar. Anlaşma protokolü düzenleniyor. Her iki taraf ta boşanmak istiyor. İki tarafta avukatlarına vekalet veriyor. Ancak iki tarafta davayı kendisi açmak istemiyor-karşı tarafın açmasını istiyor. Bu durumda iki avukat, TMK 166/3. Maddedeki " eşlerin birlikte başvurması halinde" cümlesinden hareketle beraber dava dilekçesi hazırlıyor. Dilekçede iki tarafta davacı gösteriliyor. Davalı yok. İki taraf vekili de davacı vekili olarak imza atıyor. Dava açılıyor. duruşma günü gelmeden erken tarihe gün almak için yapılan başvuru sırasında, "böyle dava açılamayacağı" uyarısıyla karşılaşıyoruz... Bu şekilde dava açmakta sakınca var mıdır? Eşlerin birlikte başvurmasına kanun açıkça izin vermiş.. Boşanma davaları ancak diğer eşe karşı açılabileceğine göre, diğer eş kendiliğinden davalı sıfatını da almaz mı? Bu sorunu aşmamız için nasıl bir yol izlemeliyiz? Değerli tecrübe ve fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.. iyi çalışmalar... |
25-11-2011, 19:35 | #2 |
|
verilen cevap doğrudur böyle bir dava açılamaz. çünkü yalnız davacının olduğu davalar çekişmesiz yargı davalarıdır. boşanma davası da çekişmesiz yargı olmadığına göre böyle bir dava açılması mümkün değildir. çok boşanma ve anlaşmalı boşanma davası açtım ancak böyle bir örneğiyle karşılaşmadım. hakimin vereceği karara göre hareket edin derim. davanın açılmamış sayılmasına karar verirse yeniden taraflardan birinin başvurusuyla dava açın ya da kabul ederse ıslah ederek taraf değişikliğine gidilebilir. normal dava gibi açılmışken vereceğiniz protokolle anlaşmalı boşanma şeklinde karara bağlanır
|
25-11-2011, 19:54 | #3 |
|
Sayın Meslektaşım, katkınız için teşekkür ederim. Bu durumda, TMK 166/3. maddede yazılı olan "eşlerin birlikte başvurması durumu" nasıl gerçekleşecek? Kanun koyucu bu tip bir davada genel usul kurallarından ayrılmış olmuyor mu? Eşlerin birlikte başvurması halinin kabulüyle, kendine özgü bir dava modeli yaratılmıyor mu? Yargıtay kararlarında birebir örneğe rastlamadım ancak, her iki tarafında birlikte başvurması halinde tarafların hem davacı hem davalı olacağı gibi bir düşünce var. Mesele, dilekçede davalı olarak yazılmayan eşlerin mahkeme tarafından kendiliğinden davalı olarak da sayılıp sayılmayacağı... Yada ek bir dilekçe vererek tarafların hem davacı hem de davalı olarak değerlendirilmesi istenebilir mi? saygılar, iyi çalışmalar...
|
25-11-2011, 23:23 | #4 |
|
öncelikle dilekçeniz teknik anlamda kabul edilmemiş olsa gerek zira esasına bakıldığında ornekse izale-i şuyu davasında da davalı ve davacı sıfatı birleşmekte ancak yine de dilekçeler de davacı ve davalı olarak taraflar gösterilir.ikinci bir husus anlaşmalı bir boşanmadan söz etmişsiniz.anlaşmalı boşanma prosedüründe tarafların olması gerekir.vekillerin bulunması yeterli değildir.sorunuzdan tam anlayamadım ama asiller de duruşmada mıydı? hakim yeni yasa kapsamında 119 maddeyi incelemenizi öneririm.... (2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır...
|
25-11-2011, 23:32 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşım, Klasik anlamda "dava" sayılmayan çekişmesiz yargı işleri dışında medeni usul hukukumuzda "iki taraflılık" ilkesi caridir. Buna göre, her davada bir davacı ve davalı olmak üzere yargılama yapılması zorunludur. Hasmı, yani davalısı olmayan dava olmaz. Anlaşmalı boşanma davaları da bu kuraldan muaf değildir. Yasada geçen birlikte başvuruyu dava açılmasına ilişkin değil davanın esasına ilişkin bir kabul olgusu olarak yorumlamak daha doğru olur. Bu husus aşılamayacak ölçekte değildir. Basit bir sorundur. Mahkemeye yeni ve düzeltilmiş bir dava dilekçesi veriniz; mahkeme ara kararına bağlarsa HMK.m.119 uyarınca size dava dilekçesindeki bu eksikliği (119/1-b) gidermek üzere bir haftalık kesin süre verecektir; o zaman giderirsiniz. Saygılarımla. |
25-11-2011, 23:39 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
|
26-11-2011, 12:29 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşım, öncelikle teşekkür ederim... Henüz duruşmaya çıkılmadı. Duruşmaya asillerde çıkacak. Sadece duruşmada bir aksilik olmaması için şimdiden yapabileceklerimiz konusunda fikir edinmek istemiştim. 166/3. maddede tarafların birlikte başvurusu kabul edilmiş. Birlikte başvuran, birlikte boşanma talep eden kişiler, bu anlamda davacı değiller mi? Kanun burada özel bir düzenleme getirmiş diye düşünüyorum. Kanunun bu açık hükmü karşısında, Mahkemenin şekle bu kadar takılmaması gerektiğini düşünüyorum. Kanun, eşlerin birlikte başvurması halinde... dediğine göre, birlikte başvuranların birini davacı birisini davalı göstermek zorunlu olmasa gerek- diye düşünüyorum... İyi çalışmalar.. |
26-11-2011, 12:41 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Birlikte başvurabilirler veya birinin başvurusunu diğer eş duruşmada dahi gelip kabul imza edebilir. Ancak ikisi de davacı olamaz. Anlaşma hasıl olmaz da boşanma çekişmeli hale gelirse nolacak? Bu ihtimal çok görülür boşanma davalarında üstelik. Ben eşlerden ikisinin de davacı olarak başvurması konusunda ısrarkar olunmasının maslahata uygun olmadığını ve kesinlikle kabul edilmeyeceğini düşünüyorum. Saygılar. |
26-11-2011, 12:42 | #9 |
|
önceden belirtiğim gibi teknik anlamda bu tür bir dava dilekçesinin kabulü mümkün olmayacaktır.şöyle yapılabilir.dosya da muhtemelen tebligt gönderilmemiştir.dosya içerisindeki evrakları hakimle görüşerek 119 kapsamında düzeltebilirsiniz.ancak iki tarafın davacı olması mümkün değil.dediğiniz gibi her iki tarafta davacı ise karşı muhattap kim olacaktır sorusu gündeme geliyor . 166/3 eşlerin birlikte başvurması boşanma davasının öncesinde tarafların anlaşması ile boşanmaya karar vermesi ile ilgidir.esasa ilişkin bir durumdur. ben bu şekilde yorumladım
|
26-11-2011, 12:42 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Mustafa İNAN ve Sayın Ömer GÜNTAY'ın da ittifakla belirttiği gibi mevzuu, boşanma davalarının mahiyeti gereği "çekişmeli" yargı işlerinden sayılması nedeniyle taraflar her konuda anlaşmışlar ve uyum içerisinde gerçekleşen iradelerini yansıtmışlar da olsa anlaşmalı boşanma davası hasımlı olarak açılması gereken bir davadır. Dolayısıyla mahkeme, kanunun kendisine yüklediği zorunluluk dahilinde bu yönde bir karar vererek isabetli davranmış, şekle takılmamıştır. Ben de açıkçası, tarafların dava açmayı tercih etmeme yönündeki iradelerini anlayabilmiş değilim. Bu doğrultuda her iki taraf vekilinin de gerekli araştırmayı yapmaksızın davacı sıfatıyla dava açmış olmaları şeklinde izlenen hatalı yol, meslektaşlarımın da değindiği gibi rahatlıkla aşılabilir. Saygılarımla.. |
26-11-2011, 12:42 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Duruşma günü belli olmuş,duruşmaya asiller de çıkacağına ve hâkimin de onları bizzat dinleyeceğine göre, sorun kalmamış demektir.Sayın mahkeme hâkimi gereğine göre tutanağı düzenler. Kolay gelsin... |
26-11-2011, 12:46 | #12 |
|
duruşma günü belli olsa da asiller dinlense de dava dilekçesi kabul edimeyecektir.duruşma öncesinde düzeltilmesi gerektiği kanatindeyim.aksi halde gerekçeli karar da nasıl bir yol izlenecektir? her iki taraf davacı olamayacağına göre ..ancak duruşma da belki beyan alınabilir ama öncesinde düzeltilmesi bana göre daha sağlıklı bir yol olacaktır
|
26-11-2011, 12:51 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Saygılarımla.. |
26-11-2011, 12:52 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Dava dediğim gibi açılmazsa tabii ki böyle olacaktır. Eşler biri davacı diğeri davalı olmak üzere birlikte başvurabilir. Dava hatalı açılırsa önceki mesajımda değindiğim gibi hakim bir hafta süre verecektir. Eşlerin protokol hakkında irade ve beyanlarını almaz bile... |
26-11-2011, 12:54 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Bal gibi de olur. Eşlerin boşanmak için birikte başvurabileceğini yasa düzenlemiş. Oysa "böyle dava olmaz" diyenin hukuki bir dayanağı yok. Şurada da benzer görüşü savunmuştum: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=22983 |
26-11-2011, 13:04 | #16 |
|
Şartları gerçekleşmiş ve tarafların talebinin bulunduğu böyle bir başvuruda, mahkeme red kararı veremez. Hâl böyle olunca, mahkemece verilecek hükmün niteliği nedir ACABA?
Tesbit mi, makable şâmil inşai bir hüküm mü veya başka mı? |
26-11-2011, 13:08 | #17 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Mahkemenin vereceği karar bence malum:
Buna göre bir hafta süre verir, dilekçeyi iki taraf esasına göre düzenlerseniz ne ala. Süresinde düzeltmezseniz davanın açılmamış sayılmasına karar verir. Yeni bir dava açılmalıdır artık. Saygılar. |
26-11-2011, 13:08 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
|
26-11-2011, 13:09 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu anlamda, anlaşmalı boşanma davasının özü itibariyle çekişmesiz yargı işleminden farksız olduğu için açıkça çekişmeli iştir diyemeyeceğimiz anlamına gelen görüşlere de, yine aynı gerekçelerle katılmıyorum. Kanunda birlikte başvuru denmiş ancak tarafların birlikte başvurması, aynı vekil ile ya da davada iki ayrı vekilin de davacı vekili sıfatıyla yer alabileceği anlamına gelmemelidir. Saygılarımla.. |
26-11-2011, 13:18 | #20 |
|
Değerli Meslektaşlarım, katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim. TMK 166/3. maddede "eşlerin birlikte başvurması ...halinde" deniliyor. "Eşlerden birisi davacı diğeri davalı olarak başvurursa" denilmiyor.. İki eşin başvurusuna ilişkin dilekçe nasıl olacak? UYAP sistemi, bu davayı bile bir kişiyi davacı bir kişiyi davalı olarak kaydetmiş... Oysa kanun hükmü açık: "Eşlerin birlikte başvurması... halinde..." deniliyor. Yargıtay 2. HD 14.01.1991 T, 11529/14059 sayılı kararında, "bu tip davalarda bir bakıma iki davacı ve iki davalı vardır..." denilmekte. Buradan hareketle, her iki eş hem davacı ve hem de davalı olmayacak mı?
|
26-11-2011, 13:20 | #21 |
|
Kanun koyucu, anlaşmalı boşanmada, " ben seni boşadım (davacı), yok sen değil de ben seni boşadım( davacı) diye kavga etmeyin diye, en iyisi "ikiniz de birlikte başvurun" demiş.Her hâlde. NE HOŞ...
|
26-11-2011, 13:21 | #22 |
|
Yol Gösterecek Karar
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2002/4194 K. 2002/4994 T. 9.4.2002 • ANLAŞMALI BOŞANMA ( Şekil ve Şartları - Eşlerin Tek Dilekçeyle Dava Açabilmesi - Eşler Arasındaki Protokole Aykırı Velayet Düzenlemesi Yapılamayacağı ) • BOŞANMA DAVASI ( Anlaşmalı Boşanmanın Şartları - Eşlerin Tek Dilekçeyle Dava Açması - Eşler Arasındaki Protokole Aykırı Velayet Düzenlemesi Yapılamayacağı ) • VELAYET DURUMUNUN DÜZENLENMESİ ( Anlaşmalı Boşanmada Eşler Arasındaki Protokole Aykırı Karar Verilemeyeceği ) • ÇOCUKLARIN VELAYET DURUMUNUN DÜZENLENMESİ ( Anlaşmalı Boşanmada Eşler Arasındaki Protokole Aykırı Karar Verilemeyeceği ) • FERAGAT ( Karşı Tarafın Kabulüne Bağlı Olmaması ve Davanın Reddine Karar Verilmesi Gereği ) • DAVADAN FERAGAT ( Karşı Tarafın Kabulüne Bağlı Olmaması ve Davanın Reddine Karar Verilmesi Gereği ) 743/m.134/3 1086/m.91,95,388 ÖZET : 1- Karı-koca boşanmaya ilişkin dilekçelerini birlikte kaleme almışlardır. Harçlar Yasasının bir sayılı tarifesi uyarınca da tek bir başvurma harcı yatırılmıştır. Koca tarafından ikinci bir başvurma harcının yatırılmamış olması onun davasının bulunmadığı anlamını taşımaz. Dava kadının ve kocanın boşanma isteklerini içermektedir. Koca hüküm kesinleşmeden 12.3.2002 tarihli dilekçesi ile kendi davasından feragat etmiştir. Feragat tek yanlı bir hukuki işlem olup, karşı tarafın kabulüne bağlı bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kocanın kendi davasının feragat sebebiyle reddine karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. 2- Taraflar düzenledikleri protokolde müşterek çocuk Ezgi'nin velayetinin babaya bırakılacağını kabul etmişlerdir. Yargılama sırasında başka bir beyanları da olmamıştır. Mahkemece; protokole aykırı velayet düzenlemesi yerinde görülmediği gibi 13. parseldeki 9 numaralı bağımsız bölümün tapusunu iptali ile davalı adına tesciline, aracın mülkiyetinin de kadına ait olacağının tesbitine karar verilerek yerde protokole atıf yapılması da isabetsizdir. Gerçekleşen bu durum karşısında anlaşmalı boşanmanın şartları oluşmamıştır. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 4722 sayılı kanunun 1.maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir. 1-743 sayılı Medeni Kanunun 134/3. maddesi; evlilik en az bir yıl sürmüşse eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağını, bu halde boşanma kararı verilebilmesi için hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi halinde boşanmaya karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. Sözü edilen madde genel usul kurallarından ayrılmış, eşlerin birlikte kaleme alacakları dilekçe ile de boşanma davası açabileceklerini kabul etmiştir. Karı-koca boşanmaya ilişkin dilekçelerini birlikte kaleme almışlardır. Harçlar Yasasının bir sayılı tarifesi uyarınca da tek bir başvurma harcı yatırılmıştır. Koca tarafından ikinci bir başvurma harcının yatırılmamış olması onun davasının bulunmadığı anlamını taşımaz. Dava kadının ve kocanın boşanma isteklerini içermektedir. Koca hüküm kesinleşmeden 12.3.2002 tarihli dilekçesi ile kendi davasından feragat etmiştir. Feragat tek yanlı bir hukuki işlem olup, karşı tarafın kabulüne bağlı bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kocanın kendi davasının feragat sebebiyle reddine karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. ( HUMK.md.91-95 ) 2-Kadının davasına yönelik temyizine gelince; 743 sayılı Medeni Kanunun 134/3. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için hakimin bizzat tarafları dinlemesi, boşanma, boşanmanın mali sonuçları çocukların durumu ve diğer ferileri hakkında tarafların anlaşmaları, bu anlaşmanın da hakim tarafından kabul edilmesi gerekir. Taraflar tek bir konuda bile anlaşamazlarsa boşanmaya karar verilemez. Verilecek boşanma kararı da infazda karışıklık yaratmayacak açıklıkta olmalıdır. ( HUMK.m.388/son ) Taraflar düzenledikleri protokolde müşterek çocuk Ezgi'nin velayetinin babaya bırakılacağını kabul etmişlerdir. Yargılama sırasında başka bir beyanları da olmamıştır. Mahkemece; protokole aykırı velayet düzenlemesi yerinde görülmediği gibi 13. parseldeki 9 numaralı bağımsız bölümün tapusunu iptali ile davalı adına tesciline, aracın mülkiyetinin de kadına ait olacağının tesbitine karar verilerek yerde protokole atıf yapılması da isabetsizdir. Gerçekleşen bu durum karşısında anlaşmalı boşanmanın şartları oluşmamıştır. ( MK.m.134/3 )Mahkemece 743 sayılı Medeni Kanunun 134/1-2. maddeleri çerçevesinde araştırma yapılıp sonucu uyarınca karar verilmelidir. Açıklanan husus üzerinde durulmaması da usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oyçokluğuyla karar verildi. MUHALEFET ŞERHİ: Tarafların davacı ve davalı sıfatlarıyla tek bir dilekçe ile Türk Kanunu Medenisinin 134/3. maddesi uyarınca mahkemeye başvurmuş olması Türk Hukuk Usulü sistemi içinde her davanın en az bir davacısı ve bir davalısı olmak ve her dava için harç ödemek zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Böyle olunca bu başvuruda iki ayrı dava vardır. Ancak kocanın davası yönünden harç alınmamıştır. Usulen açılmış bir davası bulunmadığına göre, feragatı sebebiyle onun davasının reddi gerektiği yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Kocanın davası yönünden kesin hüküm yaratacak ret kararı oluşturulamaz. |
26-11-2011, 13:23 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
|
26-11-2011, 13:26 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Başvuru usulünün tüm detaylarını TMK.da aramayınız. Maddi hukuk yasasında usule ilişkin ayrıntılı bir düzenleme olmaz. O maddede eşlerden biri davacı diğeri davalı olarak başvurur, dava birlikte açılır, ayrı açılır vs. bir düzenleme olabilir mi? Bu husus usule ilişkindir ve usul hükümlerine göre çözülür. Son olarak şunu söyleyim: anlaşmalı boşanma ya da boşanmak hususunda anlaşma, çekişmesiz boşanma demek değildir; işi çekişmesiz yargı işi haline getirmez; bilakis burada da iki taraf vardır, dava hasımlı davadır ve fakat tarafların iradeleri maddi hukukun aradığı anlamda (TMK.m.166/3) örtüşmektedir. Hakim ise bunu esasa ilişkin hüküm zımnında gözetir. Davanın usulüne ilişkin burada tartıştığımız hatalı dava açılmasının ise TMK.m.166/3 ile direkt ilgisi yoktur. Saygılar. |
26-11-2011, 13:34 | #25 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Denizizm'e katılıyorum. Verdiğiniz linkte biz, tek avukatla bu davanın açılıp açılmayacağını tartıştık. Yukarıda eklediğim kararı ilgili linke de ekledim. Ayrıca cevap da ekledim. |
26-11-2011, 13:42 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
O konudaki 19. mesajı okursanız, her iki tarafın da davacı olacağı görüşünü ileri sürdüğümü görebilirsiniz. |
26-11-2011, 13:46 | #27 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Suat Ergin'in eklemiş olduğu Yargıtay kararında "Sözü edilen madde genel usul kurallarından ayrılmış, eşlerin birlikte kaleme alacakları dilekçe ile de boşanma davası açabileceklerini kabul etmiştir." denilmektedir. Bu tip davalarda genel usul kurallarından farklı bir yol izlanabileceğini bizzat Yargıtay kabul etmiş olmuyor mu? Dava dilekçesinin ne şekilde düzeltilebileceğini, Mahkemenin dediğinin doğru kabul edilmesi halinde sorunun nasıl aşılabileceğini, yaygın uygulamanın bir eşin davayı açıp diğerinin duruşmada kabul etmesi olduğunu...vs elbette biliyoruz. Sadece 166/3 hükmünden hareketle beraber dava açıldı. ( usule ilişkin endişeleri taşıyarak) Endişemizde maalesef haklı çıktık. Oysa bizzat Yargıtay yukarıdaki kararında bu şekilde dava açılabileceğini açıkça belirtmiş ve iki eşinde davacı olabileceğini kabul etmiş... Ne yazık ki, konu anlaşmalı boşanma olduğu için Yargıtaya giden çok fazla dosya yok ve yeterli içtihat yok.. Ben, davanın yanlış açıldığını düşünmüyorum... |
26-11-2011, 13:47 | #28 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Yasa da, Sayın Ergin'in eklediği içtihatta da eşlerin birlikte tek dilekçe ile başvurabileceği belirtildiğine göre, bu görüşü çürütecek yasal dayanak bulmalısınız.
Evet aynen öyle; her ikisi de başvurabildiğine göre ikisi de davacıdır. MK, boşanma davalarında özel usul kurallarını düzenlemiştir. Yemin teklif yasağı, ikrarın hakimi bağlamaması gibi. Eşlerin birlikte başvurabilmeleri de böyle özel bir düzenlemedir. |
26-11-2011, 13:55 | #29 |
|
KARAR
Davacılar: 1- (A), Vekili;-------- 2- (B) Vekili,--------- Davalı: Birlikte başvuru nedeniyle yoktur. |
26-11-2011, 13:57 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Suat ERGİN'in paylaştığı 2002 tarihli kararda mülga 743 sayılı Medeni Kanun'un 134/3 düzenlemesine atıfta bulunulmuş. 4721 sayılı Medeni Kanun'un 166/3 düzenlemesine atıfta bulunarak açıkça ve tereddüde yer bırakmayacak bir karar bulamadığımız sürece bu görüşü çürütecek bir yasal dayanağa da ihtiyaç yok diye düşünüyorum. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
boşanma sonrasında eşlerin fiilen birlikte yaşaması | lawyersoylu | Meslektaşların Soruları | 12 | 18-05-2017 15:09 |
boşanma halinde eşlerin ortak banka hesabının durumu? | Av. Nevin | Meslektaşların Soruları | 12 | 24-08-2014 17:23 |
Boşanma davası reddedilen fakat ayrı yaşayan eşlerin kişisel eşyaları | seesaw | Meslektaşların Soruları | 9 | 21-03-2011 15:27 |
bir araya gelmeyen eşlerin boşanma durumu | avsafran | Meslektaşların Soruları | 8 | 11-11-2008 13:40 |
şiddetli geçimsizlik nedeni ile açılan boşanma davasının anlaşmalı boşanma olması? | caner87 | Meslektaşların Soruları | 9 | 23-03-2008 23:01 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |