Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Hayata Kayıtsız Şartsız İnanmak

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-05-2004, 11:04   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Hayata kayıtsız Şartsız inanmak

"Anneliğin bir kadına kattığı en önemli şey hayata kayıtsız şartsız inanmak ve her türlü acıya,güçlüğe dayanabilmek güdüsü...
Ve hatta gücüdür"

Pınar Kür-Hürriyet 9 Mayıs 2004


Anneler günü kutlu olsun......
Old 09-05-2004, 16:39   #2
ragıp

 
Varsayılan

bir kadında en çok imrendiğim şey, annelik gücüdür sanıyorum. ben de çocuklarıma baktım, bazen doyurdum bazen altını değiştirdim. hatta gece uyandıklarında annesini değil beni ararlardı. ama annenin çocukları severken gözlerindeki ışımayı, hastalandıklarında kalbinin sıkışmasını, biz babaların aklına dahi gelmeyen en küçük ihtiyaçlarını hissetmesi, mesela yakasını düzeltmesi, ayakkabısını bağlaması vs. (tam hissedemediğim için duyguları dahi basmakalıp ifadelerle anlattığımı farketmişsinizdir) ne yazık ki bizlar bilemiyoruz. sanki 9 ay hayatını zindan eden o değilmi ve üstelik bir hayat verebilmek için çektiğisancılar başkası içinmiş gibi yavrusuna sevgiyle bağlanması bize yabancı olmasa da tadamayacağımız duygular.
bütün anneler sizleri çok seviyorum
Old 09-05-2004, 22:00   #3
Ayfer Gökçen

 
Varsayılan

ANNENİZE BÖYLE TEŞEKKÜR ETTİNİZ


1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı
Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür etiniz


2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti
Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz


3 yaşınızdayken size özenle yemekler hazırladı
Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz


4 yaşınızdayken elinize rengarenk kalemler tutuşturdu
Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz


5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi
Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz


6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü
Sokaklarda "GITMIYCEEEEEEEM"diye ağlayarak teşekkür ettiniz


7 yaşınızdayken size bir top hediye etti
Komşunun camini kırarak teşekkür ettiniz


9 yaşınızdayken size piyano öğretmeni buldu
Notaları bir gün bile çalışmayarak teşekkür ettiniz


10 yaşınızdayken doğum günü partilerinden dans derslerine kadar her yere sizi arabayla oturdu
Arabadan fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz


11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya oturdu
"Sen bizimle oturma" diyerek teşekkür ettiniz


12 yaşınızdayken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi
O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz


15 yaşınızdayken sizi yurtdışında yaz kampına gönderdi
Tek satir mektup yazmayarak teşekkür ettiniz


17 yaşınızdayken erkek arkadaşınızla partiye gitmenize izin verdi
Bir telefon bile etmeden sabaha karşı eve dönerek teşekkür ettiniz.


19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampusa oturdu ve eşyalarınızı taşıdı
Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz


21 yaşınızdayken iş hayati ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi
"Ben senin gibi olmiycam" diyerek teşekkür ettiniz


22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı
Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz


24 yaşınızdayken uzun suredir çıktığınız çocukla tanışmak istedi
"Zamanını ben bilirim" diye tersleyerek teşekkür ettiniz


25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için hem mutlu oldu hem çok duygulandı
Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz


30 yaşınızdayken bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi
"Artık bu ilkel yöntemleri bırak"diyerek teşekkür ettiniz


40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın dogumgununu hatırlattı
"Anne işim başımdan aşkın"diyerek teşekkür ettiniz


50 yaşınızdayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu
Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek ve ona huzur evi arayarak teşekkür ettiniz


Derken bir gün............ O ÖLDÜ


O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi düştü....


EĞER HALA SİZİNLEYSE, ŞİMDİ ONU HER ZAMANKİNDEN DAHA COK SEVİN .....


VE ONU HİÇ İNCİTMEYİN
Old 09-05-2004, 23:07   #4
ragıp

 
Varsayılan

7 yaşında:annem benim her şeyim
11 yaşında: annem bana çok şey öğretiyor
15 yaşında: annem çok şey biliyor
18 yaşında: annem bana çok karışıyor, tamam bazı şeyler biliyo ama
21 yaşında: annem artık bana karışmasa
25 yaşında: artık annemin bildikleri tarihe karıştı
35 yaşında: annemin de bir fikrini alsam
45 yaşında: anneme bir danışmalıyım
50 yaşında: keşke annem hayatta olsaydı
Old 10-05-2004, 21:05   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan En İyi Anne,Mutlu Annedir

En İyi Anne,Mutlu Annedir


Çocukların anneleri hakkındaki düşünceleri hayatla olan ilişkisine ve yaşa göre değişiklik gösteriyor.

Peki ya annelerin çocuklara ilişkin görüşleri,duyguları?

Onları işgal mı ediyoruz sevgimizle?

Saçımızı süpürge edip,sonra onlardan mecburi bir bağlılık ve hatta bağımlılık mı bekliyoruz?

Büyümelerine,bağımsız olmalarına izin veriyormuyuz?

Onların bir yaştan sonra terketmeleri gereken sevgilileri mi anneler?

Doğrusu bilmiyorum,oğlumu düşündüğümde akşam ona sarılıp bütün yorgunluğumun uçuvermesi düşü her gün küçük mavi bir bulut gibi peşimi bırakmıyor)

Annelik çok güzel bir duygu,ama annelik tarafımızın sağlıksız biçimde her hücremizi işgal etmesine izin vermeden ,kendimiz kalarak,ama daha derin yaşayarak ,çocukla birlikte büyüyerek yaşanması ise mükemmel bir sonuç..

En iyi anne,mutlu annedir )))
Old 11-05-2004, 13:15   #6
Gemici

 
Varsayılan Anneler Günü

Türkiyede ne zaman yayınlandı bilmiyorum. Hürriyetin bugünkü Avrupa baskısında Bekir Coşkun un “Ayak...” başlıklı bir yazısı var.

Bu yazıyı okuduktan sonra gözüm yandaki habere ilişti. Başlık şu: “kaçma... Esra kaçma...” Alttaki resimde, önde başı açık şekilde koşan genç bir kadın, arkasında aynı şekilde koşan başörtülü yaşlıca bir kadın. Resimaltı yazısı: TEYZESİ PEŞİNİ BIRAKMADI Teyze Hatice Kaçmaz ile Siyde Esra Durmuşcan ın kovalamacası adliye koridorlarında başlayıp caddeye kadar taştı. Haberde başka bir resim var. Yaşlı kadın genç kadını arkadan belinden kucaklamış bırakmıyor.

Kendi kendime çok sormuşumdur, gazete muhabirlerine ve fotoğrafçılarına haber olacak bir olayı kim haber verir, Allahtan içlerine bir ilhammı doğar diye.

Her neyse benim merakımı çeken başka bir konu. Kaçan ve kovalıyanın başları haberdeki resimde görünüyor. Görünmiyen Bekir Coşkun un “Bizim derdimiz türbanla değil. Ayakkabılarla” dediği ayakkabılar veya ayaklar. Önde sahibini özgürlüğe koşturan, arkada bu özgürlüğü boğmaya çalışan, geleneklerin ve göreneklerin hizmetindeki ayaklar. Bir de Resimlerde görünmüyen Anne var. Habere göre bu Anne ve kız kardeşi(Teyze), ailenin kendisini evlendirmek istediği yaşlı bir adamla evlenmek istemiyen ve bu yüzden evi terk eden Esrayı, şikayet için geldikleri adliyede görmüşler ve yakalayıp polise teslim etmişler. Polis te teslim aldığı 21 yaşındaki kızı(haberde yazılı değil) herhalde karakola götürüp bir hücreye kapattı. Kız sonradan, reşit olduğu gerekçesi ile, savcılık tarafından serbest bırakılmış.

Kafamı kurcalıyan ve cavap bulamadığım bir iki soruyu sizlerede aktarmak istiyorum:
● Polis reşit bir kimseyi hangi hukuki gerekçeye dayanarak alıkoyuyor?
● Aile hangi gerekçelere, hangi hislere ve hangi örf ve adete dayanarak evden ayrılan bir kızı yakalamak için sürek avı düzenliyor?
● Sürek avının hedefi olan genç kız da annesinin “anneler gününü” kutlasınmı, yahutta kutlamışmıdır, annesine teşekkür etmek içinden gelirmi?
● basının kişileri bu şekilde deşifre etmeleri doğrumudur?

Saygılarımla
Old 25-07-2004, 23:14   #7
ragıp

 
Varsayılan

Sayın Ayfer Gökçen kızım 18 yaşında ve yazdıklarınızın yaşına gelene kadar kısmının hepsini yaptı. Belki baba olduğum için kızımın doğru yapmış olabileceğini düşünüyorum. Eşim de öğretmen. biz mi yanlış düşünüyoruz acaba. ben dik cepli pantolon istediğimde, babam beni nerdeyse dövecekti. ispanyol paça pantolonları, babamızdn gizli giydik.
ama annemi yok mu o cennet varlığı, dünyanın en tatlı yaratıkları, herşeye bizler için katlanan muhteşem yaratıklar. kızmasına rağmen, baban görmesin diye tembihlerle bizlere özgürlüğü yaşattılar
Old 28-07-2004, 19:00   #8
Ayfer Gökçen

 
Mutsuz Zor zanaat

Sayın Ragıp Bey,

Çocuk yetiştirmenin ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunu hepimiz biliyoruz.Bende sizin gibi kendi yetiştirilme tarzımızı ve çocuklarımızın yetiştirilmesini sık sık kıyaslarım.Düşünüyorumda eğer bizi yetiştiren büyüklerimiz annelerimiz,babalarımız ve öğretmenlerimiz bizler üzerinde o kadar baskı ve otorite kurmasalardı belki bizlerde bugün bu kadar rahat,dejenere,bencil ve büyüklerini bile çok rahat kullanabilen önce ben diyen çocuklar yetiştirmezdik.Özellikle bizim nesil yani şu an 20-30 yaş arası çocukları olan aileler çok büyük hatalar yaptık gibi geliyor bana.Kendimizin yaşayamadığı ve yapamadığı herşeyi her ne pahasına olursa olsun onlara yaşatmak istedik.Çünkü çocukken bizlere uygulanan baskıyı onlara yaşatmak istemedik.Fakat büyüklerimiz nasıl ki baskı ve otorite konusunda biraz ölçüyü kaçırdılarsa bizlerde tam aksi yönde ölçüyü kaçırdık.Öyle kaçırdık ki artık önünü alamıyoruz.Çok aile çocuk erkil aile oldu artık.

Bütün bu düşüncelerimi kendi çocuklarımdan yola çıkarak yazmıyorum tabiki.Her zaman gurur duyduğum 22 ve 15 yaşlarında iki oğlum var.27 yıllık öğretmem olmam nedeniyle çok çeşitli aile ve öğrenci tanıyorum ve hepsi ayrı bir dünya.

Her zaman evimde ve sınıfımda demokrasiyi yaşatan bir anne ve öğretmen olarak çocukları ve gençleri çok seviyorum ve önemsiyorum.Onların çok iyi yetiştirilmesi gerektiğine inanıyorum.Aslında karşımızda çok zeki ve pırıl pırıl bir gençlik var.
Ama onları işlemek öncelikle anne babalara ve sonrada öğretmenlere düşmektedir.Bu konuda toplumuda soyutlamak mümkün değil tabiki.Toplum o kadar kötü örneklerle dolu ki...Etkilenmemeleri mümkün değil.Ama herşeye rağmen en büyük görev ailelerin bence."Çocuk Ailenin Aynasıdır."sözüne her zaman inanmışımdır.Tabiki çocuklarımızda bizler gibi hatalar yapacak.Her hatasından alacağı ders onu olgunlaştıracak.18 yaşımızda nasıl ki biz annemiz ve babamız gibi düşünemiyorsak onlarda şu an bizim gibi düşünemiyeceklerdir.Çocuklarımızla arkadaş olmaktan başka seçeneğimiz yok gibi geliyor bana.Hep demez miyiz şimdiki aklımızla genç olabilsek diye:-)) Ama olmuyor maalesef.Demek ki çocuklarımızın da herşeyi yaşayarak öğrenmeleri gerekiyor.

Çocuklarımız söz konusu olunca anlatacak, yazacak ne kadar çok şeyimiz oluyor.Öyle çok seviliyorlar ki onlara hiç kıyamıyoruz.Sanıyorum tüm problemde hep bu kıyamama duygusundan kaynaklanıyor.Onları hayata hazırlama açısından arasıra kıymak gerekiyor ama yapamıyoruz.

Kısacası Sayın Ragıp çocuk yetiştirmek zor zanaat:-))
Allah tüm anne babalara kolaylık versin.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kayıtsız Şartsız Ve Bedelsiz Hibe janisjoplin Miras Hukuku Çalışma Grubu 13 27-11-2013 01:14
Hayata yeniden gelseniz.. yağmurdamlası Site Lokali 122 12-12-2012 17:34
vergi hukuku özel hayata müdahale ederse?? MeLoDyY Hukuk Soruları Arşivi 1 29-03-2006 22:46
İnanmak İşten Değil!! Desarac Hukuk Sohbetleri 0 09-06-2004 10:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05101991 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.