Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ihale ile alınan işlerde işçilerin durumu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-04-2009, 14:24   #1
ISTANAZ

 
Varsayılan ihale ile alınan işlerde işçilerin durumu

İşveren hizmet alım ihalesi ile idareden iş almıştır. Aynı nitelikte Türkiye'nin farklı yerlerinde aldığı işler vardır.( Her şehir/bölge için ayrı ihale yapılarak) A şehrinde özelleştirme nedeni ile kurum ve işveren karşılıklı olarak sözleşmeyi feshetmiştir. Bu aşamada işverenin A şehrinde artık bu işi yapması sözkonusu değildir. Ancak başka şehirlerde aynı nitelikte devam eden işleri vardır. İşçilerin sözleşmelerinde işyeri değişikliğine ilişkin hüküm bulunmaktadır. Yani işverene bu yetki tanınmıştır.( İş sözleşmeleri 4857 sayılı yasa döneminde yapılmış)
Ancak işveren ihale konusu iş sona erdiği için işçileri başka yere nakletmeden,A şehrinde, ihale konusu işte çalışan işçiler,henüz işveren hiç bir işlem yapmamışken ve iş sözleşmeleri devam ederken, özelleştirmeyle işi alan yeni şirkette işe girmişler ve çalışmaktadırlar.

1- İşçilerin bu davranışı ilk işverenle yaptıkları iş akdini feshetme anlamına gelir mi?
2- İŞveren ne yapmalıdır? İdare ile arasındaki sözleşme feshedildiği ve A şehrinde işçilerin artık çalışması mümkün olmadığından başka şehre tayin ettiğini bildirip, buna uymayan işçileri iş görme edimini yerine getirmedikleri için haklı sebeple işten mi çıkarmalı? Ya da yapılacak şey nedir?
Old 08-04-2009, 16:07   #2
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın Istanaz

Benim görüşüme göre işçilerin bu davranışı iş sözleşmesinin eylemli feshi olup iş sözleşmeleri belirsiz süreli ise işveren ihbar tazminatı dahi talep edebilir.

Yargıtay kimi kararlarında bu tarz durumları işyerinin devri; kimi kararlarında ise iş sözleşmesinin devri olarak nitelemektedir. Bu iki ihtimalde de iş sözleşmeleri feshedilmiş sayılmamaktadır.

Ben olsam şöyle yapardım:

İşçilere bir ihbarname göndererek farklı şehirlerde projelerin devam ettiğini ancak işçilerin işe devam etmediklerini, devamsızlıkla ilgili haklı bir mazeretleri yoksa iş sözleşmelerinin feshedildiğini bildirirdim. Bildirim yapmaları için üç günlük süre tanır, herhangi bir cevap gelmezse işten çıkış bildirgelerini verirdim.

Saygılar
Old 09-04-2009, 15:00   #3
Av. Nuran Paylaşan

 
Varsayılan

Sayın İstanaz,

İhalle ile alınan işlerde işçilerin yeni ihaleyi alan şirkette çalışmaları iş aktinin feshi sonucunu doğurmaz. Bu sebeple iş akdi kesintisiz olarak devam etmektedir. Ancak işçilerin hangi işi yaptıklarıda önemli. Yani ihale makamı ile şirketiniz arasında işçiler açısında alt-üst işverenlik durumunun olup olmadığı da önem taşıyor. Alt-üst işverenlik sözkonusu ise ki (yardımcı işlerde sözkonusu olabilmekte ) ,iş ilişkisi üst işverenle de devam ettiğinden işçilerin yeni şirketle çalışmalarında iş akdinin feshi sözkonusu değildir. İşçiler ilerde iş akitlerinin feshi halinde son işveren ve ihale makamına dava açarak kıdem ve diğer haklarını talep edebilirler.
Kaldı ki işçiler ihaleyi alan şirkette işe başlamış olduklarından başka bir ilde iş verilmesi durumunun iyiniyetli olarak değerlendirilmeyeceğini düşünüyorum.
Saygılar.
Old 09-04-2009, 15:04   #4
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Nuran Paylaşan
Sayın İstanaz,

İhalle ile alınan işlerde işçilerin yeni ihaleyi alan şirkette çalışmaları iş aktinin feshi sonucunu doğurmaz. Bu sebeple iş akdi kesintisiz olarak devam etmektedir. Ancak işçilerin hangi işi yaptıklarıda önemli. Yani ihale makamı ile şirketiniz arasında işçiler açısında alt-üst işverenlik durumunun olup olmadığı da önem taşıyor. Alt-üst işverenlik sözkonusu ise ki (yardımcı işlerde sözkonusu olabilmekte ) ,iş ilişkisi üst işverenle de devam ettiğinden işçilerin yeni şirketle çalışmalarında iş akdinin feshi sözkonusu değildir. İşçiler ilerde iş akitlerinin feshi halinde son işveren ve ihale makamına dava açarak kıdem ve diğer haklarını talep edebilirler.
Kaldı ki işçiler ihaleyi alan şirkette işe başlamış olduklarından başka bir ilde iş verilmesi durumunun iyiniyetli olarak değerlendirilmeyeceğini düşünüyorum.
Saygılar.

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/6408
K. 2004/22998
T. 12.10.2004
DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı davalı şirketin dava dışı SSK.ya ait Bozyaka Hastanesi temizlik işlerini ihale ile alan işyerinde çalışmaya başladığını alt işveren olan davalının asıl işverenle yaptığı taşeronluk sözleşmesinin sona ermesi üzerine hizmet akdinin sona erdiğini iddia ederek ihbar, kıdem tazminatı ve işin ücreti talebinde bulunmuştur. Davalı ise, davacının ihaleyi alan dava dışı O. Ltd. Şti.yanında çalışmasını sürdürdüğünü, hizmet akdinin sona ermediğini bu sebeple davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece işyeri devrinin sözkonusu olduğunu, davacının çalışmasını sürdürdüğünü kabul ederek isteklerin reddine karar vermiştir.

Davacının çalıştığı Bozyaka Hastanesinin asıl işvereni Sosyal Sigortalar Kurumudur. Davacıyı çalıştıran davalı şirket asıl işverenden ihaleyle temizlik işlerini alan alt işveren konumundadır. Davalı alt işveren ihale süresi sonunda yeniden ihaleye alamamış ye asıl işverenin işyerini terk etmiştir. İhaleyle işi dava dışı O. Ltd. Şti. almıştır. İki taşeron arasında işyeri devri yapıldığı hususunda bir delil mevcut değildir. Hizmet akdinin devri hususunda da bir iddia bulunmamaktadır. Davalı işveren davacıyı başka işyerlerinde işe davet ettiği ve iş verdiği konusunda da iddiada bulunmamıştır. Bu durumda ihale sözleşmesinin bittiği tarihte hizmet akdinin davalı tarafından sona erdirildiğinin ve davacının ihbar, kıdem tazminatı ile izin ücreti talep etmekte haklı bulunduğunun kabulü gerekir. Davacının ihaleyi yeni alan dava dışı alt işverenin yanında bilahare işe başlaması yeni bir hizmet akdi niteliğinde olup sonuca etkili görülmemiştir.

Mahkemece bilirkişi hesap raporu bir değerlendirmeye tabi tutularak ihbar, kıdem tazminatı ve izin ücreti alacağı istekleri hüküm altına alınmalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 09-04-2009, 15:06   #5
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Bu karardan tamamen farklı, Sayın Av. Nuran Paylaşan'ın bahsettiği şekilde kararlar da var. Kısacası 9. HD bu konuda ne düşüneceğini, verdiği kararın nerelere gidebileceğini kestiremiyor. Tuhaf bir kavram kargaşası yaşıyor.
Old 10-04-2009, 11:43   #6
Av. Nuran Paylaşan

 
Varsayılan

Önceki yasa döneminde her ne kadar kararlar arasında çelişkiler olduğu doğru ise de 4857 sayılı kanunla bu konu açıkca düzenlenmiştir. Bu sebeple alt-üst iverenlik çelişkisi yasal düzenleme ile giderilmiştir diye düşünüyorum. Saygılarımla.
4857 sayılı İş kanunu 2. maddesi;
“bir işverenden işyerinde yürüttüğü mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde …iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.Bu ilişkide asıl işveren,alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan ,iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.”

Yine maddenin gerekçesinde ;

“yapılan düzenleme ile ,doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan yükleme,boşaltma ,temizlik….gibi işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde ,asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulabileceği hüküm altına alınmıştır.”

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/9610

K. 2007/19487

T. 18.6.2007

• ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ ( Asıl İşveren Alt İşverenin İşçilerine Karşı O İşyeri İle İlgili Olarak Kanundan İş Sözleşmesinden veya Alt İşverenin Taraf Olduğu Toplu İş Sözleşmesinden Doğan Yükümlülüklerinden Alt İşverenle Birlikte Sorumlu Olduğu )

• İŞE İADENİN PARASAL SONUÇLARINDAN SORUMLULUK ( Asıl İşveren Alt İşverenin İşçilerine Karşı O İşyeri İle İlgili Olarak Kanundan İş Sözleşmesinden veya Alt İşverenin Taraf Olduğu Toplu İş Sözleşmesinden Doğan Yükümlülüklerinden Alt İşverenle Birlikte Sorumlu Olduğu )

• TOPLU SÖZLEŞMEDEN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERDEN SORUMLULUK ( Asıl İşveren Alt İşverenin İşçilerine Karşı O İşyeri İle İlgili Olarak Sorumlu Olduğu - İşe İade Talebi )

• İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI ( Davacının Davalı İşverenler Aleyhine İşçilik Alacakların Davası Açtığı İçin İş Sözleşmesinin Feshedildiği Kabul Edilmesine Rağmen Bu Fesih Nedenine Göre Alt Sınırdan Belirlenmesinin Doğru Olmadığı )

4857/m.2, 18, 21

ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Alt asıl işveren ilişkisinde, asıl işveren alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte sorumludur. Bu hüküm gereği davalı asıl işveren, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücret alacağından davalı alt işverenle birlikte sorumludur.
Ayrıca davacının davalı işverenler aleyhine işçilik alacakların davası açtığı için iş sözleşmesinin feshedildiği kabul edilmesine rağmen, işe başlatmama tazminatının bu fesih nedenine göre alt sınırdan belirlenmesi doğru değildir.
DAVA : Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı P. Şirketi avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davalı asıl işveren E.T. P. Y. A.Ş ait A iş merkezinde diğer davalı alt işveren işçisi olarak ve güvenlik görevlisi olarak çalışan davacı, iş sözleşmesinin davalı işveren aleyhine fazla mesai ücret alacaklarının ödenmesi üzerine sözlü olarak feshedildiğini, feshin geçerli nedene dayanmadığını belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı E.T. P. Y. A.Ş şirket vekili, davacının diğer davalı şirket işçisi olduğunu davalıya husumet yöneltilmeyeceğim, şirketin M. Türk adına vekaleten işyerinde bu hizmeti yürüttüğünü, işe iade de muhatap olmadığını, diğer davalının işe başlatabileceğini başlatmama halinde ve gerekli ödemeleri yapmaması halinde işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağını ödemek zorunda kalabileceklerini, davacının sadakat borcun aykırı davrandığını, iş şartlarında esaslı değişiklik yapılmadan görev yerinin değiştirildiğini ancak davacının kabul etmeyerek işyerini terk ettiğini, güven ilişkisini zedelemesi il değiştirilmesinin istendiğini, davacının diğer davalı ile imzaladığı sözleşmede görev yer değişikliği yetkisinin işverene verildiğini, dava tarihinde bir fesih olmadığını savunurken diğer P. şirket vekili de, güvenlik elemanı olan davacının açmış olduğu alacak davası ile işveren aleyhine baskı oluşturduğunu, hakkını kötüye kullandığını, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar içine girdiğini, asıl işveren diğer davalının değiştirilmesini talep etmesi üzerine ihtiyaç olan yerde görevlendirildiğini, ancak davacının bu görev yerine gitmeyerek devamsızlık yaptığını ve dava açtığını, işveren tarafından bir fesih işlemi yapılmadığını davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davalılar arasında asıl alt işveren ilişkisi olduğu kabul edilmekle birlikte, davalı asıl işveren ET. P. Y. AŞ. Şirketine husumet yöneltilemeyeceği, feshin haksız olduğu gerekçesi ile, Davalı E.T. P. Y. A şirketi hakkındaki davanın husumetten reddine diğer davalı alt işveren hakkındaki davanın kabulü ile, feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESINE, işe başlatılmaması halinde 4 aylık ücret tutarında tazminatın belirlenmesine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından, asıl işveren olan davalı ET. P. Y. AŞ hakkında husumetten red kararı verilmesi ile 6 yıldır aynı işyerinde çalışan ve dava açtığı için iş sözleşmesi feshedilen davacının işe başlatmama tazminatının alt sınırdan belirlenmiş olması nedeni ile, davalı alt işveren tarafından ise cevap nedenleri ile temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davacının güvenlik görevlisi olarak davalı E.T. P.Y. AŞ.Şirketine ait A iş merkezinde diğer davalı alt işveren işçisi olarak çalıştığı, güvenlik hizmetinin yardımcı iş niteliğinde olduğu ve davalılar arasında 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6 maddesi uyarınca asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının davalılar aleyhine fazla mesai ücret alacağının tahsili için dava açması üzerine iş sözleşmesinin 14.07.2006 tarihinde yazılı bildirim yapılmadan feshedildiği, feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece feshin geçersizliğine ve davalı alt işveren işyerine davacının işe iadesine karar verilmesi doysa içeriğine uygun olduğundan davalı alt işverenin temyiz nedeni yerinde değildir.
Yukarda belirtilen madde uyarınca, alt asıl işveren ilişkisinde, asıl işveren alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte sorumludur. Bu hüküm gereği davalı asıl işveren, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücret alacağından davalı alt işverenle birlikte sorumludur. Bu nedenle asıl işveren olan davalı E. T. P. Y. A Ş hakkında husumetten red kararı verilmesi hatalıdır.
Ayrıca davacının davalı işverenler aleyhine işçilik alacakların davası açtığı için iş sözleşmesinin feshedildiği kabul edilmesine rağmen, işe başlatmama tazminatının bu fesih nedenine göre alt sınırdan belirlenmesi doğru değildir. Zira Dairemiz uygulaması gereği, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinde belirtilen işe başlatmama tazminatının işçinin kıdemi ve fesih nedeni gibi olgular dikkate alınarak 4 ila 8 aylık yasal sınırlar içinde takdir edilmesi gerekir. Fesih sebebine göre bu tazminatın 6 ay belirlenmesi yerinde olacaktır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının P. KORUMA GÜVENLİK Hiz. A.ş. işyerindeki İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalıların müştereken ve müteselsilin sorumlu olmak kaydı ile ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 6 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer. haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilin tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yapmış olduğu 64.20 YTL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 450-YTL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, kesin olarak, 18.06.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/17081
K. 2008/12162
T. 12.5.2008
• ASIL ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ ( Dava Dışı Şirket Davalılara Artış Yerinde Yardımcı İş Mahiyetindeki Temizlik ve Yemekhane Hizmetlerini Üstlendiğinden Davalılar İle Dava Dışı Şirket Arasında Olduğu )
• İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ( Dava Dışı Şirket Davalılara Artış Yerinde Yardımcı İş Mahiyetindeki Temizlik ve Yemekhane Hizmetlerini Üstlendiğinden Davalılar İle Dava Dışı Şirket Arasında Asıl-Alt İşveren İlişkisi Olduğu )
• KIDEM TAZMİNATI ( Dava Dışı Şirket Davalılara Artış Yerinde Yardımcı İş Mahiyetindeki Temizlik ve Yemekhane Hizmetlerini Üstlendiğinden Davalılar İle Dava Dışı Şirket Arasında Asıl-Alt İşveren İlişkisi Olduğu )
• BİRLİKTE SORUMLULUK ( Asıl İşveren İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat ve Alacaklardan Alt İşveren İle Birlikte Sorumlu Olduğu )
1475/m.14
4857/m.2
ÖZET : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Dava dışı ... şirketi davalılara artış yerinde yardımcı iş mahiyetindeki temizlik ve yemekhane hizmetlerini üstlendiğinden, davalılar ile dava dışı şirket arasında asıl-alt işveren ilişkisi vardır.
Asıl işveren iş sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve alacaklardan 1475/ I-son ve 4857/2. Maddesi uyarınca alt işveren ile birlikte sorumludur.
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK'un 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacının İstanbul İş Mahkemesinde tazminat ve işçilik alacaklarına ilişkin olarak dava açtığı, Davalı olarak T. Güvenlik Sistemleri Temizlik ve İnsan Kaynakları Ltd. Şti, dahili davalı olarak ise U. Makina Takım San. AŞ. ve U. Park Danışmanlık ve Tic. AŞ'yi gösterdiği, yargılama sonunda davalılar U. Makine AŞ ve U. Park AŞ yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verildiği, diğer davalı yönünden davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyizi üzerine Dairece "dahili davalı olarak gösterilen davalılar ( U. Makine Takım San. AŞ ve U. Park Danışmanlık ve Tic. AŞ ) yönünden husumetten ret kararının hatalı olduğu usulen açılmış bir davanın bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği" belirtilmiştir. Anılan bozma kararında da belirtildiği gibi davalılar U. Makine Takım San. AŞ ve U. Park Danışmanlık ve Tic. AŞ hakkında usule uygun şekilde açılmış bir dava yoktur.
Diğer yandan dava dışı T. Güvenlik Sistemleri Temizlik ve İnsan Kaynakları Ltd. Şti davalılara ait işyerinde yardımcı iş mahiyetindeki temizlik ve yemekhane hizmetlerini üstlendiğinden davalılar ile dava dışı şirket arasında asıl-alt işveren ilişkisi vardır.
Asıl işveren iş sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve alacaklardan 1475 Sayılı Yasanın I/son ve 4857 Sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca alt işveren ile birlikte sorumludur.
Bu nedenlerle davanın esası hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMAASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Old 10-04-2009, 12:03   #7
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın Av. Nuran Paylaşan,

Keşke 9. HD kararları söylediğiniz gibi çelişkisiz olsaydı...

Yukarıdaki mesajlardan yola çıkarak on tane kavramsal yanlışlık bulunabilir. Geniş bir vakit de belki ele alınabilir.
Old 10-04-2009, 12:12   #8
Av. Nuran Paylaşan

 
Varsayılan

Sayın Engin bey,
Benim anlatmak istediğim kararlar arasında çelişki olmaması değil. Sadece eski yasa döneminde açık bir düzenleme olmaması sebebiyle çelişkili kararların daha çok olmasıydı. Oysa 4857 sayılı yasa da bu konuda ayrıntılı olarak düzenleme yapılmıştır. Saygılarımla.
Old 10-04-2009, 12:30   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ISTANAZ
İşveren hizmet alım ihalesi ile idareden iş almıştır. Aynı nitelikte Türkiye'nin farklı yerlerinde aldığı işler vardır.( Her şehir/bölge için ayrı ihale yapılarak) A şehrinde özelleştirme nedeni ile kurum ve işveren karşılıklı olarak sözleşmeyi feshetmiştir. Bu aşamada işverenin A şehrinde artık bu işi yapması sözkonusu değildir. Ancak başka şehirlerde aynı nitelikte devam eden işleri vardır. İşçilerin sözleşmelerinde işyeri değişikliğine ilişkin hüküm bulunmaktadır. Yani işverene bu yetki tanınmıştır.( İş sözleşmeleri 4857 sayılı yasa döneminde yapılmış)
Ancak işveren ihale konusu iş sona erdiği için işçileri başka yere nakletmeden,A şehrinde, ihale konusu işte çalışan işçiler,henüz işveren hiç bir işlem yapmamışken ve iş sözleşmeleri devam ederken, özelleştirmeyle işi alan yeni şirkette işe girmişler ve çalışmaktadırlar.

1- İşçilerin bu davranışı ilk işverenle yaptıkları iş akdini feshetme anlamına gelir mi?
2- İŞveren ne yapmalıdır? İdare ile arasındaki sözleşme feshedildiği ve A şehrinde işçilerin artık çalışması mümkün olmadığından başka şehre tayin ettiğini bildirip, buna uymayan işçileri iş görme edimini yerine getirmedikleri için haklı sebeple işten mi çıkarmalı? Ya da yapılacak şey nedir?

Burada ihaleyi veren idare ile ihaleyi alan şirket arasında alt işveren-üst işveren ilişkisi olduğunu sanmıyorum. Aşağıdaki yargıtay kararında da vurgulandığı gibi ihale makamının üst işveren sıfatı yoktur. İşi bütünüyle bir firmaya vermiş olmakla, ihaleyi alan firma bağımsız işveren sıfatı taşımaktadır. Bu itibarla kanaatime göre, ihale ile iş alan firmanın çalışanları, yeni ihale alan firmaya geçmekle üst işverenin işyerinde kesintisiz olarak işe devam etmiş sayılamazlar. Fiilen sözleşmeyi ihlal etmiş oldukları düşünülebilir.

Alıntı:
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 1995/2660
K. 1995/3844
T. 4.7.1995

Oysa, dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalılar arasındaki hukuksal ilişkinin işveren-aracı veya üst-alt işveren biçiminde yorumlamak mümkün bulunmamaktadır. Gerek 1475 sayılı İş Kanununun 1/son, gerekse 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 87/2. maddelerinde; aracının hukuksal açıdan tarifi yapılmış kimlerin aracı veya halk arasındaki deyimi ile "Taşoron" sayılacağı belirlenmiştir. Buna göre; aracıdan bahsedilebilmek için; öncelikle üst işveren ve bunun tarafından ortaya konulan bir iş olmalı ve görülmekte olan bu işin bölüm ve eklentilerinden bir iş alt işverene devredilmelidir. Çoğu kez bina inşaat işlerinde görüldüğü gibi, ana binayı veya asıl işi bitirmekle yükümlü bir işveren,bu işin doğrama, döşeme,su tesisatı gibi bölümlerini aracılara devretmektedir. Bu gibi durumlarda üst-alt işveren ilişkisinden sözedilebilir. Buna karşı, bir işin bütünüyle bir işverene devri durumunda, veya anahtar teslimi denilen biçimde işin verilmesi durumunda,artık üst-alt işveren ilişkisi ortada bulunmamaktadır. Arsanın veya binanın salt maliki olmak ve ihale makamı olarak işi bütünüyle devretme durumlarında,ortada aracı denilen kurumdan söz edilemez. Çünkü burada iş tamamiyle ve bütün olarak bağımsız bir işverene devredilmektedir. Dava konusu olayda da , davalılardan ...... Türk A.Ş. fabrika çatı tamir ve onarım işini, ihale suretiyle ve bütün olarak dosyada aksi kanıtlanamayan belgelerle davalı Kadir'e devrettiğine göre davalı Kadir aracı, kendisi de üst işveren olarak nitelendirilemez. Davalı şirket sadece, bunun malikidir. Gördüğü asıl iş ise, otomobil veya buna benzer araçlar üretmektedir. Çatı tamir işvereni ise gördüğü iş niteliği ile bağımsız ve ayrı bir işverendir. Binanın maliki karşısında aracı değil, işi bütünüyle gören iş verendir. Bunun sonucu, davalı Kadir'in çalıştırdığı işçiler nedeniyle ..... Türk A.Şirketi'nin hukuksal sorumluluğu sözkonusu olamaz. Mahkemenin belirtilen bu maddi ve hukuksal olguları gözetmeksizin davalı A.Ş. hakkındaki davayı kabul etmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Old 10-04-2009, 12:50   #10
Av. Nuran Paylaşan

 
Varsayılan

İşin bir bölümünün devri ile tamamının devri arasında alt-üst işverenlik açısından farklı içtihatlar vardır. İşin tamamının devri ve anahtar tesliminde alt-üst işverenlik sözkonusu değilken, işin belli bir bölümünün devrinde alt-üst işverenlik sözkonusudur. Örneğin bakanlık temizlik işlerini ihale ile vermişse ihale makamı üst işveren,ihale alan ise alt işverendir. İşçi çalışmasını kesintisiz sürdürmüşse tüm haklarını üst işverenden talep edebilir.Yeni kanun ile yardımcı işler olarak belirlenen işler, işin bir kısmının ihale edildiği işlerdir. Aynı konu ile sonuçlandırdığım ve tahsil ettiğim birden çok işçi alacağı davasında belirttiğim yönde karar verilmiş ve onanmıştır.İyi çalışmalar dilerim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Şartnameye aykırı yapılan bir ihalenin feshinde 3. ihale dışındaki kişinin durumu edaaltinel Meslektaşların Soruları 4 15-08-2012 11:51
düğünden sonra alınan ziynet eşyalarının durumu AV.AYŞE GÜL Meslektaşların Soruları 9 06-04-2009 16:25
2001 yılından sonra banka kredisi ile alınan evin anlaşmalı boşanmada hukuki durumu ? Ayshek83 Meslektaşların Soruları 0 21-02-2009 19:29
Temlik alınan icra dosyasında kefilin durumu... Av.Nuri Keserci Meslektaşların Soruları 0 08-10-2008 11:49
ihale ile satın alınan taşınmazın tahliyesi m.a.günay Hukuk Soruları 0 28-04-2007 19:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06945992 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.