Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Menfi Tespit - Kefalet Sözleşmesinin Geçersizliği

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-11-2015, 16:46   #1
fbozan50

 
Varsayılan Menfi Tespit - Kefalet Sözleşmesinin Geçersizliği

Merhaba herkese kolay gelsin.Bir müvekkil 2013 tarihinde bir tarımsal kredi sözleşmesinin son sayfasını kefil sıfatıyla imzalamıştır.Sözleşmede Kefilin adı soyadı,imzası, T.C. Numarası müteselsil ifadesi ve adresi bulunuyor.Kefilin el yazısıyla yazdığı başka bir ifade yok.Kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihi müvekkilin el yazısıyla yazılmamış.O kısımlar boş bırakılmış.Dosyada hacizler yapılmış,bankalara yazılmış hatta kamulaştırma bedeline el konulmuştur.Ayrıca kefilin eşinin imzası da yer almıyor sözleşmede.

Benim görüşüm;

MADDE 583- Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.

Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.

Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.




Maddesine göre sözleşmenin geçersizliğini ve borcun olmadığının tespitini ''Menfi Tespit'' davası kapsamında genel mahkemelerden istemektir.

Eş durumunu incelersek;

III. Eşin rızası
Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.

Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.

Ek fıkra : 28.3.2013-6455 S.K. / m.77) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.


denilmektedir.Kredinin ne için kullanıldığının, bankanın Kamu bankası olmasından dolayı faiz destekli bir kredi olup olmadığının tespiti gerekiyor eşin rızasının olmadığını ileri sürmek için.Yoksa kanuna sonradan eklenen istisnai durumlardan biriyle karşılaşabilirim..Bu nedenle bankaya iadeli taahhütlü posta yoluyla müvekkilin imzaladığı sözleşmenin onaylı suretini istedim.Dava açmadan önce bankadan gelecek evrakların önemli olacağını düşündüm.Gerçi gelecek evraklardan kredinin faiz destekli olup olmadığını anlayacağımı zannetmiyorum çünkü genel kredi sözleşmesi imzalanmış.

Şimdi sayın meslektaşlar sizce, eşin rızasını hiç söz konusu yapmadan müvekkilin el yazısıyla azami kefalet miktarının ve tarihinin yazılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davası açmalı mıyım?
Old 20-01-2016, 22:48   #2
sirya

 
Varsayılan

Sorunuzu yeni gördüm, bence de kefilin el yazısıyla kefalet limitinin ve tarihinin yazılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davası açılmalı, birkaç karar ekliyorum, umarım işinize yarar.

T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2015/6237

K. 2015/9823

T. 12.11.2015

• İTİRAZIN KALDIRILMASI VE TAHLİYE İSTEMİ ( Mahkemece Başlatılan Takibin Kesinleştiği Davanın Süresinde Açıldığı Davalı Tarafın itiraz Etmeyerek Takibe Konu Sözleşmeyi Kabul Etmiş Olduğu Ve Verilen Süre içerisinde Kira Borcunun Tamamının Da Ödenmemiş Olduğu Gerekçesine Dayanılarak Davanın Kabulüne Karar Verildiği - Dava İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye İstemine İlişkin Olup Uyuşmazlığın Bu Çerçevede Değerlendirilip Buna Göre Gerekçe Oluşturmak Suretiyle Karar Verilmesi Gerektiği )

• İFLAS ERTELEME TEDBİRİNDEN SONRA İCRA TAKİBİ BAŞLATILMASI ( Tedbir Kararından Sonra Başlatılan Takip Sebebiyle İflas Erteleme Tedbirinin Değerlendirilmesi Gerektiği )

• KEFALET SÖZLEŞMESİNDE ŞEKİL ŞARTI ( TAkibe Konu Kira Sözleşmesinde 6098 S.K. 583.M. Belirtilen Şekil Şartına Uyulmadığından Kefalet Sözleşmesi Geçersiz Olacağı/Mahkemece Kefalet Sözleşmesinin Geçersiz Olduğunun Değerlendirilmesi Gerekeceği )

2004/m.179/b,269

6098/m.583

ÖZET : Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. 1- )Yapılan yargılama sonucunda mahkemece; başlatılan takibin kesinleştiği, davanın süresinde açıldığı, davalı tarafın itiraz etmeyerek takibe konu sözleşmeyi kabul etmiş olduğu ve verilen süre içerisinde kira borcunun tamamının da ödenmemiş olduğu gerekçesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.Uyuşmazlığın konusu çerçevesinde değerlendirilip buna göre gerekçe oluşturmak suretiyle karar vermek gerekir. 2- )Davalı şirketin iflasın ertelenmesi isteminde bulunduğu, ilgili mahkemece tedbir karar verildiği halde, bu karardan sonra başlatılan takip sebebiyle iflasın ertelenmesi kararının değerlendirilmemiş olması doğru değildir. 3- )Davalı sözleşmeyi, müteselsil kefil sıfatıyla TBK.nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra imzalamıştır. Takibe konu kira sözleşmesinde TBK.nun 583.maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir. Bu durumda mahkemece kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu da değerlendirilmeksizin karar verilmesi doğru değildir.

DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

01.09.2012 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesini davalı A... L... S... Ü... İnş. Taş. Tur. Oto. Tic. Petrol Ürünleri Paz. Dağ. Ve Tic. Ltd. Şti kiracı sıfatıyla, diğer davalı B. B. ise müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Davacı alacaklı 25.09.2014 tarihinde başlattığı icra takibinde 2.383,33-TL Eylül/2013 bakiye kirası ile 31.460-TL Eylül/2014 kirası faiziyle birlikte toplam 34.249,77-TL kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. Ödeme emrinin borçlulara tebliği üzerine borçlular yasal süresinde borca itiraz etmişlerdir. Yapılan yargılama sonucunda ise mahkemece; başlatılan takibin kesinleştiği, davanın süresinde açıldığı, davalı tarafın itiraz etmeyerek takibe konu sözleşmeyi kabul etmiş olduğu ve verilen süre içerisinde kira borcunun tamamının da ödenmemiş olduğu gerekçesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dava itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkin olup uyuşmazlığın bu çerçevede değerlendirilip buna göre gerekçe oluşturmak suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Kabule göre de; davalı şirketin Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesin de iflasın ertelenmesi isteminde bulunduğu, ilgili mahkemece 09.07.2014 tarihli ara karar ile ‘'Amme alacakları da dahil olmak üzere ihtiyati hacizler ile bütün icra-iflas takiplerinin durdurulmasına ve şirket aleyhine herhangi bir icra takibi yapılmamasına'' tedbiren karar verildiği halde, bu karardan sonra başlatılan takip sebebiyle iflasın ertelenmesi kararının değerlendirilmemiş olması doğru değildir.

Öte yandan; davalı B. B. sözleşmeyi, müteselsil kefil sıfatıyla TBK.nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra 01.09.2012 tarihinde imzalamıştır. TBK.nın kefalet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583.maddesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Takibe konu kira sözleşmesinde TBK.nun 583.maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir. Bu durumda mahkemece kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu da değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2015/1218

K. 2015/2052

T. 2.3.2015

• İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Takibe Konu Kira Sözleşmesinde 6098 S. TBK'nun 583. Md. Hükmünde Belirtilen Şekil Şartına Uyulmadığından Kefalet Sözleşmesinin Geçersiz Olduğu - Mahkemece Davalı Kefil Hakkındaki Davanın Reddine Karar Verilmesi Gerektiği )

• KİRA SÖZLEŞMESİ ( Vaki İtirazın Kaldırılması İstenen Takibe Konu Kira Sözleşmesinde 6098 S. TBK'nun 583. Md. Hükmünde Belirtilen Şekil Şartına Uyulmadığından Kefalet Sözleşmesinin Geçersiz Olduğunun Gözetilmesi Gerektiği )

• ŞEKİL ŞARTI ( İtirazın Kaldırılması/Kefalet Sözleşmesinin Yazılı Şekilde Yapılmadıkça ve Kefilin Sorumlu Olacağı Azami Miktar İle Kefalet Tarihi Belirtilmedikçe Geçerli Olmayacağı - Takibe Konu Kira Sözleşmesinde Belirtilen Şekil Şartına Uyulmadığından Kefalet Sözleşmesinin Geçersiz Olduğu )

• KEFALET SÖZLEŞMESİ ( Yazılı Şekilde Yapılmadıkça ve Kefilin Sorumlu Olacağı Azami Miktar İle Kefalet Tarihi Belirtilmedikçe Geçerli Olmayacağı/Takibe Konu Kira Sözleşmesinde 6098 S. TBK'nun 583. Md. Hükmünde Belirtilen Şekil Şartına Uyulmadığından Kefalet Sözleşmesinin Geçersiz Olduğu - İtirazın Kaldırılması )

6098/m.583

ÖZET : Dava, itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. TBK 583. maddesinde "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." hükmü bulunmaktadır. Takibe konu kira sözleşmesinde TBK'nun 583. maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir. Bu durumda mahkemece davalı kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı karar, davalılardan H. K. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı alacaklının, borçlu davalılar hakkında, kira alacağı sebebiyle tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibine, davalı borçluların itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davalıların itirazlarının kaldırılmasına, tahliyeye ve tazminata karar verilmesi üzerine karar davalı kefil vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- ) Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere, kiracının S... Limited Şirketi olduğunun anlaşılmasına göre tahliyeye yönelik temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun tahliye kararının onanmasına,

2- ) Davalı kefilin itirazın kaldırılmasına yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Davada dayanılan ve karara esas alınan 1.3.2013 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu kira sözleşmesini davalı H. K. müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. TBK 583. maddesinde "... Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." hükmü bulunmaktadır. Takibe konu kira sözleşmesinde TBK'nun 583. maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir. Bu durumda mahkemece davalı kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Karar bu sebeplerle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle tahliyeye yönelik temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın tahliyeye yönelik kısmının ONANMASINA, yukarda ( 2 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı kefilin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 Sayılı HMK'ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK'nın 428 ve İİK'nın 366. maddesi uyarınca kararın alacağa dair kısmının davalı kefil yönünden BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına, 02.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/13368

K. 2015/201

T. 14.1.2015

• İTİRAZIN KALDIRILMASI VE KİRALANANIN TAHLİYESİ DAVASI ( Borçlunun Kira Bedellerinin Ödendiği İddiasına Dayanak Olarak Sunulan Ödeme Belgesindeki İmzanın Davacıya Ait Olup Olmadığının Sorulması Gerektiği - İmzanın Davacı Tarafından İnkar Edilmesi Halinde Bilirkişi İncelemesi Yaptırılarak Karar Verileceği )

• ÖDEME BELGESİNDEKİ İMZANIN İNCELENMESİ ( İtirazın Kaldırılması ve Kiralananın Tahliyesi Davası - Borçlunun Kira Bedellerinin Ödendiği İddiasına Dayanak Olarak Sunulan Ödeme Belgesindeki İmzanın Davacıya Ait Olup Olmadığının Sorulması Gerektiği/İmzanın Davacı Tarafından İnkar Edilmesi Halinde Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması Gerektiği )

• KEFALET SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİK ŞARTLARI ( Kefalet Sözleşmesinin Yazılı Şekilde Yapılması ve Kefilin Sorumlu Olacağı Azami Miktar İle Kefalet Tarihinin Belirtilmesi Gerektiği - Müteselsil Kefil Olması Durumunda Bu Sıfatla veya Bu Anlama Gelen Herhangi Bir İfadeyle Yükümlülük Altına Girdiğini Kefalet Sözleşmesinde Kendi El Yazısıyla Belirtmesinin Şart Olduğu )

6098/m. 583

2004/m. 68, 269

ÖZET : Dava itirazın kaldırılması, kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

Davalı borçlu davaya konu kira bedellerinin ödendiğini savunarak yargılama sırasında ödeme belgesi ibraz etmiştir. "Sözleşmedir" başlıklı tarafların imzasının bulunduğu belge ile borcun ödendiği görülmekte olup imzanın davacıya ait olup olmadığı sorulmamıştır. Söz konusu belgedeki imzanın davacı asile ait olup olmadığının sorulması, belge altındaki imza davacı asil tarafından inkar edilmesi halinde ödeme belgesindeki imzanın davacı alacaklıya ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekir.

İcra takibinde ve davada dayanılan kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Takibe konu kira sözleşmesinde yasada belirtilen şekil şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir. İtirazın kaldırılması isteminin davalı kefil yönünden reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlular aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istekli icra takibine davalı borçluların itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine karar davalı borçlular tarafından temyiz edilmiştir.

1- ) Davalı kiracı T... Tekstil Konf. San. Tic. Ltd. Şti.'nin temyiz itirazlarına gelince; davacı alacaklı, taraflar arasında düzenlenen 1.1.2013 başlangıç tarihli 1 yıl süreli ve aylık 3.750,00 TL bedelli kira sözleşmesine dayanarak Bakırköy 16. icra Müdürlüğü'nün 2014/9085 Sayılı dosyasında, 27.6.2014 tarihinde başlattığı icra takibi ile Eylül 2013 ayı bakiye kirası ve aylık 3.750,00 TL'den Ekim 2013-Haziran 2014 arası aylar kirasının tahsilini istemiştir. Takibe yasal süresinde itiraz eden davalı borçlu T... Tekstil Konf. San. Tic. Ltd. Şti. itirazında ve duruşmadaki beyanlarında davaya konu kira bedellerinin ödendiğini savunarak yargılama sırasında ödeme belgesi ibraz etmiştir. "Sözleşmedir" başlıklı tarafların imzasının bulunduğu belge ile toplam 135.000,00 TL ödendiği görülmekte olup davalı vekili tarafından belge altındaki imzanın müvekkilinin imzasına benzemediği belirtilmiş ise de imzanın davacıya ait olup olmadığı sorulmamıştır. Bu durumda mahkemece öncelikle söz konusu belgedeki imzanın davacı asile ait olup olmadığının sorulması, belge altındaki imza davacı asil tarafından inkar edilmesi halinde İcra iflas Kanunu'nun 269c/ll maddesi hükmü gereği icra İflas Kanunu'nun 68. maddesine göre ödeme belgesindeki imzanın davacı alacaklıya ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile davalı kiracı şirket yönünden istemin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

2- ) Davalı kefil C.A.'ın temyiz itirazlarına gelince;

İcra takibinde ve davada dayanılan ve hükme esas alınan 1.1.2013 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı C.A. sözleşmeyi müteselsil kefil olarak TBK'nın yürürlüğe girdiği 1.7.2012 tarihinden sonra 1.1.2013 tarihinde imzalamıştır. TBK'nın kefalet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583. maddesi "... Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." hükmünü içermektedir. Takibe konu kira sözleşmesinde TBK'nın 583. maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir. Bu durumda mahkemece itirazın kaldırılması isteminin davalı kefil C.A. yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) ve ( 2 ) numaralı bentlerde açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 Sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istenmesi halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersizliği ve ödenen meblağın iadesi Av. Mehmet Toka Meslektaşların Soruları 2 28-08-2015 09:50
kefalet sözleşmesinin geçersizliği av. hamza nuh özer Meslektaşların Soruları 22 20-06-2014 19:07
Elektronik Ortamda Yapılan Tahkim Sözleşmesinin Geçersizliği av.yasemin e Meslektaşların Soruları 6 29-05-2012 10:15
evlilik sözleşmesinin geçersizliği/ yargıtay kararı av.ankarahukuk Meslektaşların Soruları 8 22-12-2010 11:10
noter sözleşmesinin geçersizliği erk42 Meslektaşların Soruları 1 21-06-2006 00:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04552507 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.