|
Hasta Hakları Hukuki Destek Merkezi (HASDEM) Hasta Hakları Hukuki Destek Merkezi (HASDEM), THS Hasta Hakları Çalışma Grubu projesidir. Bu foruma siteye üye olmadan soru gönderilebilir ancak forum sadece hasta haklarına ilişkin konulara açık olup, diğer hukuki soru ve sorunlar alanda yayınlanmaz. [HASDEM Portalı] |
13-01-2011, 03:10 | #1 |
|
Anomalili doğan bebek için tazminat
Merhaba,
Şu anda 5 yaşında olan doğuştan 10 un üzerinde sakatlığa sahip bir oğlum var. Sizlere danışmak istediğim konuyu anlatmadan önce durumumu biraz özetlemek istiyorum. 2005 şubat ayında eşimin hamile olduğunu öğrenir öğrenmez bir kadın doğum uzmanından özel muayenehanesine randevu alarak gittik. Eşimle aramızda kan uyuşmazlığı olduğu ve sakat bir çocuk sahibi olmaktan endişemiz olduğunu belirttik. 9 ay süren rutin muayenelerde ve hastanede yaptırılan kontrolde her şey gayet iyi sağlıklı bir çocuğunuz olacak diye bizi uğurladılar. Sonunda eşim doğum yaptı ve bizim sıkıntılarımız başladı. Çocuğumda bulunan sakatlıklar : Yüksek tip anal atrezi (Kapalı makat), Rektovezikal fistül (makat olmadığı için kalın bağırsağı mesanesi ile birleşik), Veziko üretral reflü 3°(idrarın böbreğe geri kaçması), sağ el 6 parmak, sol kol Radius yokluğu(Dirsek ile bileği arasındaki ön kol kemiği yok), sol 4 parmak başparmağı yok, sol kulak anomalisi Helix, Omurgasında eğiklik (skolyoz), omurgada çoklu kemik anomalisi boyundan kuyruk sokumuna kadar yapışık ve bozuk şekillerde omurlar, hipospadias, v.s bir kaç ufak anomali daha. Çocuğum doğumdan 12 saat sonra ameliyat edilerek bağırsağı kolostomi yapılarak dışarı açıldı ve bir sene kadar büyük abdestini burdan yaptı. 1 yaşında makat açılıp kolostomisi kapatıldı. Reflüsü onarılıp böbrekleri zarar vermesi engellendi. Sol elinde işaret parmağı alınarak başparmak yapıldı. Sol kolu biraz uzatıldı.Sol eli 180 drece ters duruyordu ameliyatla biraz düzeltildi. defalarca üre ve idrar yolu enf tedavisi gördü. Ayrıca beyinde septum pellisidum yokluğu ve birkaçtane daha yapısal anomali var fakat zeka gerliği yok. Bütün bu tedavi sürecinde Doğum doktorunun hiç bir katkısı olmadı. Hatta bizi sevk ettikleri araştırma hastanesinde yukarıda saydığım anomalilerden elleri ve makatındaki anomalilerden başka bir rahatsızlık tespit edemediler. Diğer anomaliler ve tedavilerin hepsini kendi imkanlarımızla özel hastanede ve üniversite hastanesinde yaptırdık. Özetlersem çocuğum yaklaşık 300 gün hastanede yatarak tedavi oldu ve aralıklı olarak 13 tane ameliyat yapıldı. kendim ve eşim özel bir firmada çalışıyoruz Güvencemiz SSK. Eşim oğlumun sakat doğması sebebitle 2 yıl ücretsiz izin kullandı. kendim ise 1 yıl boyunca haftada en az 2 yada 3 gün izin kullanmak zorunda kaldım. Bir yaşına kadar bakımı çok ağırdı.Oğlum hala büyük abdestini kontrollü olarak yapamamaktadır. sol elini kullanamıyor bütün ihtiyaçlarını tek eliyle yapmak zorunda. ayrıca omurgasındaki eğiklik ve anomalilerden dolayı her an kambur olma riski var. Eşim ve ben bu mücadeleyi verirken bir çok doktora oğlumuzun bu sakatlıklarının doğum öncesi tespit edilip edilemeyeceğini sorduk, bazılarıda kendileri bize sordu kadın doğum uzmanınız doktor bunları niye görmedi diye. Danıştığımız bazı kadın doğum uzmanı doktorlar ultrasonla muayene yapıyorsa bu sakatlıklardan en az birini görmesi lazım dedi. Oğlumun 1 yaşında kolostomi kapatma ameliyatından sonra çok ızdırabı vardı daha doğrusu hastanede hayatta kalma mücadelesi veriyordu ve bizde bu doktora dava açmaya karar verdik. Hep sineye çekiyorduk art niyeti olmadığı için doktorun hatası olmadığını düşünüyordum ama aslında burda bi ihmal vardı. Bu sebeple doktor ve çalıştığı devlet hastanesine 260milyar maddi 30 milyar manevi tazminat davası açtık. Açtığımız dava kabul edildi. Dava dilekçemizin özeti doktorun ihmali ve özen eksikliği nedeniyle anomalili bir çocuğun dünyaya gelmesi ve aileyi bilgilendirmemesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebidir. Hakim gittiğimiz hastanenelerdeki ve doktordaki belgeleri topladıktan sonra dosyayı adli tıp kurumu başkanlığına göndererek çocuğun sakatlık derecesinin kaç olduğu, doktorun bu anomalileri doğum öncesi tespit etmesinin mümkün olup olmadığı, doktorun varsa hatasının oranının kaç olduğu nu istedi. Dosya ile birlikte bizde gittik oğlumu kabaca muayene ettiler 5 dk kadar. Aradan 1 yıl geçti elinin röntgeni ve doktorun usg çıktılarını istediler. Eksiklikleri giderdikten 1 yıl sonra rapor çıktı. Raporda ‘’konuyla ilgili bir kadın doğum uzmanının üniversiteden ihtisas kuruluna davet edildiği kendisine danışılarak karar verildiği dosyada belirtilen sakatlıkların tespit edilmesi halinde bile yaşamla bağdaşmayan anomaliler olmadığı için gebeliği tahliye endikasyonuna gerek olmadığı, kolundaki olmayan kemiğin görülmemesinin doktor için bir eksiklik olduğu'' şeklindeydi. Rapor çıktıktan sonra davamıza bakan mahkemenin hakimi yargıtaya atandı yerine gelen hakime adli tıp kurumunu raporuna itiraz ettiğimizi bildirdik. Hakim taraflara da cevap vermeleri için süre vererek dava yı ileri bir tarihe erteledi. Biz itiraz dilekçemizi yazdık ‘’Adli tıp kurumunun verdiği raporunun davamızın konusunu saptırdığını ve oğlumdaki rahatsızlıkların tespit edilebileceğini buna dair delillerimizle birlikte bir dilekçe verdik. Fakat duruşmalarımız boş geçmeye başladı hakim yoktu. Yaklaşık bir sene sonra yeni hakim atandı ve daha ilk duruşmasında adli tıp raporuna dayanarak doktorun hatası olmadığına karar verdi ve vekalet ücretinide bize yükledi. Artık tek çare yargıtaya gitmek kaldı. Biraz uzun bir hikaye oldu, içinde bulunduğum çaresizliği anlatmak istedim. Sizce gebelik takibi için doktora niye gidilir. Yukarıda anlattığım oğluma ait sakatlıkları doğum öncesi öğrenme hakkım yokmudur. Ben ve avukatım çok kararsız kaldık. acaba biz yanıldık ve doğum doktoru adli tıp raporundaki gibi masummu? Değerli yorumlarınızı bekliyorum .Vakit ayırdığınız için şimdiden teşekkür ederim Saygılarımla |
14-01-2011, 17:00 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Sn.Katılımcı 1-Gebelik takibini yapan hekim özen borcuna uygun olarak tıbbı durumu doğru tspit etmek ve bu konuda hasta/danışanına doğru bilgi vermekle yükümlüdür.Gebelik sırasında fetusta tespit edilecek anomali konusunda taraflar anlayabilecek biçimde aydınlatılmalı ve hastanın özerkliğine saygı ileksi gereği verilecek karara katılımları sağlanmalıdır. Belirtilmelidir ki,hekimle hasta arasındaki ilişki vekalet akti niteliğindedir.Vekil, vekalet görevini yerine getirirken, yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değilse de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabadaki özen eksikliğinden dolayı sorumluluk altındadır. Eğer, bu özen eksikliği nedeniyle müvekkil bir zarara uğramış ise, vekilin tazminat sorumluluğu gündeme gelecektir. 2-Anlatımlarınızdan Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporun olayın oluşuna uygun olmadığı görüşündediniz. Gerçekten de Adli Tıp Kurumu Kanununun gereği olarak kurulan ihtisas dairelerinin oluşumu dahi bana göre adil yargılanma hakkına aykırıdır. İhtisas dairelerinde olan uzmanlar rapora imza atmakta fakat incelenen alan dışında olan uzmanların ihtisasları bulunmamaktadır. Örneğin sizin raporda imzası bulunan Kadın Doğum Uzmanından başka incelenen konu ile ilgisiz olan uzman da raporu imzalamaktadır. Uzman olmadığı bir alanda muayene yapması yasak olan hekim yasa sebebi ile bilime aykırı biçimde görüş bildirmektedir.Örneğin raporunuzda Kulak Burun Boğaz Uzmanının imzası dahi olabilir. Bilirkişinin bilen kişi olması gerekir.ATK bilirkişi statüsü ile rapor düzenlemektedir fakat kurulun oluşumu yasa gereği bilim ilkelerine aykırıdır. 3-Dosyada karar verildiği için konu ile ilgili görüşlerinizi ancak temyiz yolu ile Yargıtay'da açıklama olanağına sahipsiniz.İtirazınıza rağmen konunun Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilmemesi ve diğer sebepler umarım bozma sebebi yapılır. Kişisel görüşüm sonucun bu haliyle onanmasının adalet duygularını inciteceği yönündedir. |
14-01-2011, 20:24 | #3 |
|
Sayın Habibe YILMAZ,
İlginiz ve cevabınız için çok teşekkür ederim. Davamızı çok iyi anlamış ve çok güzel yorumlamışsınız. Dediğiniz gibi adli tıp kurumunun yapısında ciddi yanlışlıklar var. Bizim davamıza bakan ihtisas kurulunun raporunda 6 uzmanın imzası var ama haliyle sadece kadın doğum uzmanı nın görüşü esas alınıyor. Diğer 5 uzman ise sadece imza atmış , olumlu veya olumsuz hiçbir görüşleri bulunmuyor. Bu kurulda birden fazla kadın doğum uzmanı olmalı ve çocuğumda bulunan sakatlıkların ilgi alanına girdiği tıp doktorlarının olması gerekirdi diye düşünüyorum. Mesela bir çocuk cerrahisi uzmanı, el cerrahisi uzmanı, beyin cerrahı, omurga cerrahı , ve Nefroloji uzmanı gibi. Görevinizde başarılarınızın devamını diler tekrar teşekkür ederim Saygılarımla |
02-02-2011, 01:35 | #4 |
|
Sayın Konuk, ne yazık ki benim de çevremde tanık olduğum benzer olaylardan dolayı size ümit veremeyeceğim. Sizin de yazdığınız üzere bebeğinizdeki bu rahatsızlıklardan dolayı gebeliğin sonlandırılabilmesi için bebeğin yaşamla bağdaşmaması gerekir..
Umarım ki dosyanız en azından bilgilendirilmediğiniz için bozulur ve kusur oranı tesbit edilir. Geçmiş olsun dileklerimle, saygılarımla. |
04-02-2011, 01:08 | #5 |
|
Farklı Bir Bakış Açısı
Anladığım kadarı ile can alıcı nokta çocuğunuzda ki hastalığın ölümcül olmaması. Takip eden ve bunu fark edemeyen kadın doğum uzmanı bundan dolayı kusurlu sayılsa bile kusur derecesi çok fazla olmayacaktır. İstenen tazminat talebini karşılamayacaktır.Hukukçu olmasam da yukarıda yazan avukat arkadaşların yorumlarından bunu anlıyorum.
Asıl soru şu? Farz edelim kadın doğum uzmanı bu rahatsızlığı doğumdan önce fark etti ve aileye söyledi.Ailede doğumdan önce buna kendini hazırladı, ve doğum gerçekleşti, sonrasında değişen ne olacaktı???? Burda aile şunu öyleyebilirdi "biz bunu önceden bilseydik böyle bir çocuk istemezdik kürtaj yaptırırdık". Böyle bir rahatsızlığın doğumdan önce tespit edilme zamanı kanuni kürtaj yaptırma süresinden sonra olacaktı, yani kürtaj yaptırma hakkı olmayacaktı veya yasal olmayan yolla olacaktı. Bu durumda yasal olmayan bir seçeneği tespit edemeyen doktoru suçlamak biraz zor olacaktır. Başka bir bakış açısı ise anomalisi olan ve yaşama ihtimali olmayan hamilelik her zaman kürtaj ile sonlandırılabilir. Çocuk yaşadığı için problem yok. Hukukçuların affına sığınarak yorumlarsak dava sonucu "doktorun hatası doğumdan önce hastalığın farkına varamayıp bunu aileye bildirememesi ve hamilelik boyunca aileye mutluluk yaşatmasıdır" bu adil bir karar mıdır???? Şahsen ben böyle bir çocuğum olacağını doğumdan önce bilseydim yasaların müsaade etmediği kürtaj işlemini yaptırırdım. Cezası? Hangisi daha büyük ceza? Aile "hakları olmayan bu haklarının ellerinden alınması" konusunda hukuken ne yapabilir ki!!! Hangi mahkeme bunu göz önüne alarak karar verme cesaretine sahip ki!!! Bu seni öldüreceğinden emin olduğun birini öldürmek; öldürme suçunun suç olmadığı; durum gibi değil midir? Soruyu soran sayın konuk bunun kararını ancak kendisi verebilir. Hukuki bir yorum olmasada(çünkü hukuk bu hakkı elimizden almış)gelecekte insanlar bu hakka sahip olacaklar ve hukuk buna müsaade edecektir. Genetik bilimi geliştikçe sakat çocuk dünyaya getirme hakkımız da elimizden alınacak. İsteyenler mavi gözlü çocuk dünyaya getirecek, istemeyene kahverengi. İlerde bu hakkımız olacakken şimdi niye sakat çocuk için karar verme hakkımız olmuyor? Ne alakası var diye düşünenlere bu olay bundan 30 yıl önce olsaydı kadın doğum uzmanı bunu fark edemedi diye bir tartışma içinde bile olmayacaktık, kaderimize razı olacaktık. Doktoru yargılamak aklımızdan bile geçmeyecekti. Değişen ne???? Hukuk aynı hukuk, bildiğim kadarıyla kanunlar değişmedi!!!!!!!!. Teknoloji ilerliyor, hukuk yerinde sayıyor.Ultrason icat olduysa doktorların suçu ne????? |
06-02-2011, 22:38 | #6 |
|
Hastalar, hastalıkları ile ilgili olarak bilgilendirme hakkına sahiptirler.
Sayın hukuksever_dr'un yazdığı gibi sonucu değiştirilemeyecek tüm hastalıklar o zaman hastalara söylenmesin ve açıklama yapılmasın. Bunun kabulü mümkün değildir. |
08-02-2011, 04:19 | #7 |
|
merhaba,
Yorumlarınız ve görüşleriniz için tekrar teşekkür ederim. Sayın hukuksever-dr un cevabında bahsettiği durum davamız süresince bizimde aklımızı kurcalamaktadır. Can alıcı nokta budur. Allah kimseyide böyle zor kararlar vermek durumunda bırakmasın. Sayın Nur Deniz'in yorumu ise aşağıda anlattıklarımın tek cümleyle özetidir. Sizlere eksik bilgi vermemek adına durumumuzu biraz daha anlatmak açıklamak istiyorum. Her insan gibi bizde sakat bir çocuk sahibi olmak istemiyorduk. Eşimle aramızda kan uyuşmazlığı vardı ve hamileliğin 1.ayında düşük tehlikesi ve kanaması nedeniyle tedavi oldu. Aslında bu rahatsızlık aksi giden birşeyler olduğunun habercisiydi. Hormon ilaçları ile çocuğun düşmesi engellendi. hamileliğin 1. ayında muayene olduğumuz dr gebelik kesesinin bozulduğunu ve hamileliğin sonunun kötü olabileceğini hatta çocuk düşmese bile kürtajla almak istediğini söyledi. Tedavi sonrası başka bir doktordan daha görüş almak istedik. Şu anda davacı olduğumuz doktora gittik. Bize herşeyin mükemmel olduğunu gebeliğin 7 hftalık olduğunu endişe etmemizi gerektirecek bir durum olmadığını söyledi ve kendisinin takibinde rutin muayenelere gittik. Eşimin gebelik süreci çok sıkıntılı geçiyordu sürekli tansiyonu düşüyordu ve bayılıyordu. beslenmesine dikkat etmesine rağmen. Yere yığılıp kalıyordu sanki açlıktan şekeri düşmüş bir havadaydı. Doktora anlatmamıza rağmen hiç bir tedavi yapamadı doğuma kadar bu şekilde düşe kalka gittik. Her muayenede herşeyin gayet iyi olduğunu aslan bir erkek çocuğumuz olacağını söylüyordu. Eşimin babası halaları amcası hepsinde şeker ve kalp hastalığı var. Davacı olduğumuz kadın doğum uzmanı gebelik boyunca 9 defa özel muayenesinde ultrason muayenesi yaptı. 4 defa da hastanede büyük ultrason dedikleri makinayla muayene ettiler. Toplam 13 ultrason muayenesi. Ayrıca doktorumuz bize göre etik olmayan bir şekilde doğum tarihini belirlemek üzere beni hastaneye çağırdı Cuma günüydü, pazartesi akşam (3gün sonra) sezaryenle bebeğin doğurtulacağını fakat yarın yani Cumartesi günü sonkez ultrasonda bakıyım aksi bi durum varmı eli ayağı düzgünmü bi bakıyım dedi ve muayenehanesine davet etti. Gerçekten iyi muayene etti 2 gün sonra çocuğun sol eli ve kolu salyangoz şeklinde doğdu. Eli 4 parmaktı ve 180 derece ters duruyordu ve koltuğunun altındaydı. Baktığınız zaman elini ve dirseğini göremezsiniz kıvrılmış şekildeydi. Çocuğumu devlet hastanesinden 2 defa ölümden kurtardık. Detaylarına girmiyorum. Üniversite hastanesinde 10 tane ilave anomali bulundu. yanlış yapılan ameliyatları düzeltildi ,Böbrekleri 3.derece VUR ve üre nedeniyle diyalize girecek sınırda hasar almıştı 1,5 yılda tedavi edildi.Devlet hastanesinde 1 Üniversite ve özel hastanelerde toplam 12 ameliyat yapıldı ve şu anda durumu gayet iyi. Büyük abdest ve idrar kontrolü belli değil ve sol elini kullanamıyor. Bütün bu hastane serüveni sırasında bir çok konusunda uzman Profesörlere bu konuyu danıştık. Hatta Ankarada Köklü bir ünivresitenin Kadın hast ve doğum A.B.D Başkanına sorduk. Cevabı eklemeden söylüyorum. ''Bu doktor eğer muayenesine ultrason koyuyorsa ve kullanıyorsa bu anomalilerden en az birini görmesi gerekir. ulrason koyuyorsan muayenehaneye göreceksin. Bende özel muayene yapıyorum ama ulrasonda bakmıyorum bu farkında olmadıkları büyük bir sorumluluk. Gönderiyorum ulrasoncuya radyoloğa bakıyor. Vicdanen ben böyle bir sorumluluk alamam'' diyor. Yine Konusunda uzman Bir Onkolog '' En büyük hata ultrasonda bakmak. Ben muayenede istersem bakabilirim birazda fazla para alırım ama olmaz. Bu işin uzmanı sonograflar var'' diyor. Yine başka bir Prof Beyin cerrahı '' Bu çocuğun yaşaması mucize. bu kadar anomaliden birtanesinin bile görülmemesi çok kötü. Allah yardımcınız olsun'' Adli tıp kurumuda doğum öncesi Koldaki Radius kemiğinin yokluğunun tespit edilememesinin davalı doktor için bir eksiklik olduğunu belirtiyor. İnsaf edip bunu inkar etmemişler. Muallakta bir ifade Çünkü bu radius kemiğinin (Dirsek ile el arasındaki kalın ve büyük kemik) eksikliği Trisomi 21, Tar, Trombositopeni gibi yaşamla bağdaşmayan anomalilerin en önemli belirteci. Bu eksikliği bulup ondan sonra ağır anomalileri tespit ediyorlar. Çocuğumuzun Omurgasında eksik kemikler var, Boynundan kuyruk sokumuna kadar omurgasında eğrilikler, yapışık omurlar, ve şekil bozuklukları var. Bunlarda yaşamla bağdaşmayan anomalilerin bulgusu. Beyninde de birkaç yapısal anomali eksiklik var. 2 sene beyin ve zeka fonksiyonlarını takip ettik bekledik. Çünkü %80 zeka özürlü olabilir demişlerdi. Çok şükür zekasında bir problem çıkmadı. Bu doktor bunları görememiş. Birde doğum sonrası rapor vermekten başka hiçbir destekde bulunmamış. maddi değil manevi destek bekliyorduk en azından. çocuğu bir kez dahi görmedi insan bir merak eder bu çocuk ne şekilde diye. Çocuğumun 1 yaşında yapılan çok ağı aeliyatı ve çektiği ızdırap karşısında vicdanım rahatsız oldu çocuğuma karşı. Bende doğal olarak doktora Hukuk kuralları çerçevesinde neden doğum öncesi tespit edemediğini ve bizi neden bilgilendirmediğini sorgulamak istedim. Bir nevi vicdanımı rahatlatmam çocuğum hastanede kıvranırken ben evde rahat uyuyamıyordum. peki ya doktorun vicdanı sızlıyormuydu. Hiç sesi çıkmıyordu... Tespit etseydi ne olacaktı ?? İleri tetkik isteyecektim başka bir şeyi varmı diye. Tavsiyede bulunacaktı bu çocuk doğmalı bunlar yaşamla bağdaşmayan anomaliler değil diyecekti. Doğum sonrası yapılacak tedavilerini ve ameliyatlarını araştıracaktım ki konusunda en iyi hekimlere yaptırmak isterim. Bu tedavi sürecinde zaten sakat doğan çocuğum ekstra bir acı ile karşılaşmasını istemem. !!! Ya eşime bir şey olsaydı ya da çocuğumda yaşamla bağdaşmayan anomali olsaydı ne olacaktı; Ozaman doktor suçlu diyecektik !!! Sakat doğan çocuğum şu an 6 yaşında 1 sene önce bir kızım oldu. eşimin 2. gebeliğiydi ve üniversitede bir doktora gittik. İlk muayenede eşimin ellerine baktı ve damar yapın çok ince sana bir kromozom testi yapalım dedi. Yapılan test pozitif çıktı eşimin damar yapısı dar olduğu için kan dolaşımının yavaş olduğunu ve bebeğin beslenmesinin eksik ve yetersiz olmasına sebep olduğunu tespit etti. Hatta ömür boyu beyin ve kalp rahatsızlığı riskinin olduğunu söyledi. Bu sebeple her gün kan sulandırıcı iğne + coraspin + c vitamini kullandı. Coraspin ve C vitamini ömür boyu devam edecek. Gebelik süresince 3 defa ultrason muayenesi ve bir anomali taraması yapıldı. Uzuvlarının ve organlarının durumunu tek tek tespit ettiler. Bu ultrason muayenesinin 2 sini Kadın dğm uzmanı 2 sinide nükleer tıp uzmanı sonograf yaptı.Doktor ufak tefek anomaliler olabilir ama önceki çocumuz ağır sakatlıklar olmadığını belirtti. Sonuçta gayet sağlıklı bir çocuğum oldu. Dini inancı kendine göre tam bir insanım. Günah işlemekten korkarım. Çocuğumun sakat doğmasına kesinlikle isyan etmedim. Hatta üzülmedim bile hemen adapte oldum mücadele ettim. Her zaman şükrettim. daha kötüsüde olabilirdi diye. Hukuk sistemine gelince 4sene süren dava yeni gelen hakimin 10cm kalınlığındaki dava dosyasını incelemeden ve mağdur tarafın itirazlarına dikkat etmeden davamızı doktorun lehine karara bağladı.Dosyayı bilen hakim olsaydı bu kararı kesinlikle vermezdi. dava dilekçemizin hiçbir yerinde ''Doktor bu skatlıkları tespit etseydi gebeliği sonlandırırdık. Bu yüzden davacıyız'' diye bir cümlemiz yok. adli tıp kurumunun dosyayı gönderen hakimin sorularına cevap vermeyip davanın konusunu saptırır bir karar vermesi daha vahim bir durum. Dotorun zararla (Çocuktaki sakatlıklarla) illiyet bağı varmıdır yokmudur bunun üzerinden karar veriyorlar. Davamızın konusu ''KaDın doğum Uzmanı hekimlerin gebelik takiplerinde teşhis koyma yükümlülüğü ve hastanın bilgilendirilme hakkı üzerinedir.'' Benim çocuğum bir doktorun çocuğu olsaydı nasıl düşünürdü acaba. Meslektaşına demezmiydi ''ya dostum sen nasıl doktorsun ben sana güvendim geldim sonuç bu hiçmi ilgi alaka göstermedin bu sakatlıkları niye önceden haber vermedin'' diye sormazmıydı. Her hastanın doktorundan en üst seviyede tedavi alma hakkı, mevcut teknolojilerin sunduğu imkanlardan da en üst seviyede faydalanma hakkı vardır. Davamız teknik bir dava olduğu için. mahkemeler doğal olarak bilirkişi heyetlerinden rapor istiyor. Fakat bizim davamızda bilirkişi doktorlardan oluşuyor. Heyetteki doktorlarda doğal olarak doktor gibi düşünüyorlar ama birazda empati yaparak hasta tarafından bakamıyorlar. Genel olarak böyle bir hava var. Bir vatandaş olarak Mağduriyet olmaması için hasta haklarını iyi bilen uzmanların (Bu konuda yetişmiş Avukat,Adli Tıp Uzmanı) bilirkişi heyetlerinde olması gerekir diye düşünüyorum. Değerli zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ederim. Saygılar |
28-02-2011, 00:12 | #8 |
|
Öncelikle geçmiş olsun, ben burada ilgili doktorun, vekalet görevinin sınırlarını aşarak, hastaya sonuç tahattüt ettiğini ve hastada gereksiz bir güven oluşturduğunu, özen yükümlülğüne aykırı davrandığını, yaptırması gereken ileri tetkikleri yaptırmadığını (amniosentez,fetüsten kan alımı,ileri düzeyde ultrason taraması vs.) düşünüyorum. Bu rahatsızlıklar zamanında tespit edilseydi de bir şey değişmezdi yolundaki düşünceye katılmıyorum.Rahim Tahliye Tüzüğü açık olup bu durumun sonraki nesillerin sağlığını olumsuz etkileyeceği açıktır ve burada süre sınırlaması da yoktur. Kaldı ki, SAKAT DOĞACAĞI VE YAŞAMASININ IZDIRAP OLACAĞI KESİN OLAN BİRİNİN DOĞMAMA HAKKINA İLİŞKİN ÖZELLİKLE AMERİKAN HUKUKUNDAKİ YENİ YAKLAŞIMLARI DA göz önünde tutmak gerekir. Adli Tıp Kurumunun oluşumu konusundaki eleştirlere katılıyorum.saygılar
|
10-04-2011, 23:13 | #9 |
|
Merhaba,
Yaptığınız yorumlar için tekrar teşekkür ederim. Yukarıdaki davayı temyiz için dilekçemizi verdik. Değerli yorumlarınızın bize çok faydası oldu. Sizlerden birkaç konu hakkında daha yardımlarınızı rica ediyorum. Dava Asliye hukuk mahkemesinde red edildi gerekçeli karar da tebliğ edildi. yaklaşık 20.100,00TL ödememiz gereken nisbi vekalet ücreti. --Davalı tarafta hem doktorun avukatı var hemde devletin (Hazine) avukatı var. Bu ücret aralarında paylaştırılacak mıdır. --Bu vekalet ücretinden indirim yapılamazmı --Vekalet ücretini ödememe gibi bir hakkımız varmıdır. --Dava temyizde lehimize karar verirse bu ücreti geri alacakmıyız. Şu anda oğlum 15. ameliyatını olacak yaz aylarında 2 tane daha operasyon yapılacak. bu kadar maddi ve manevi eziyetin üzerine birde bu borç eklendi... Teşekkürler İyi Forumlar |
18-04-2011, 17:57 | #10 |
|
EMSAL KARARLAR;
11.12.2002 tarihli (2002/13-1011 E., 2002/1047 K.) Hukuk Genel Kurulu Kararı'na konu teşkil eden olayda davacı, hamileliği esnasında tıbbi yardım almak üzere özel bir hastaneye başvurmuş ve gebelik takibi bu hastaneye bağlı olarak çalışan davalı hekimler tarafından yürütülmüştür. Gebelik takibi süresince yürütülen kontrol ve tetkiklerde davacılara hekimler tarafından herşeyin yolunda gittiği, sağlıklı bir çocuğun dünyaya geleceği yolunda açıklamalarda bulunulmuş, davacı anne davalı hastanede doğum yapmış ve ağır konjenital anomalili bir bebek dünyaya getirmiştir. Doğumundan sonra anomalili bebek sakatlıklarının giderilmesi için bir başka hastaneye sevkedilmiş ve bu hastanede yıllarca süren, çok sayıda cerrahi müdahaleye tabi tutulmuştur. Bu arada eşler, gebelik takibini yürütmüş olan hekimlere ve hastaneye karşı, “çocuğun sakat doğduğunu ve ömür boyu maluliyetinin söz konusu olacağını, hekimlerin gerekli hassasiyeti göstmediklerini, sakat çocuğun doğumuna hekimlerin gebelik takibinde gerekli dikkat ve özeni göstermedikleri için koydukları yanlış tanının sebep olduğunu” ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak kendileri ve çocukları adına manevi tazminat ve manevi tazminat davası açmışlardır. Dava esnasında alınan Bilirkişi Raporu'na göre; davalılar kusurlu bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesi “gebe kadın ile hekimler arasındaki ilişkinin vekalet ilişkisi olduğu, vekilin özen görevinin bulunduğu ve hekimlerin hafif kusurundan dolayı dahi sorumlu oldukları, dava konusu olayda hekimlerin kusuru ve zararın Bilirkişi Raporu çerçevesinde ispatlandığı” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi'nce onanan karar hakkında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da; “davacılar ile gebe kadın arasında gebelik takibini içeren bir vekalet sözleşmesi bulunduğundan hareketle, dava konusu olayda hekimlerin özen ve sadakat borcuna aykırılıktan kaynaklanan bir zarar söz konusu olduğunu” vurgulamıştır. 20.10.2004 tarihli (2005/13-97 E., 2005/150 K.) Hukuk Genel Kurulu Kararı'na konu teşkil eden olayda ise; davacının gebelik takibi özel bir Hastane hekimi tarafından yürütülmüş, doğacak çocuğun sağlıklı olacağı bildirilmesine rağmen, davacı ellleri ve ayakları anomalili bir çocuk dünyaya getirmiştir. Bunun sonucu eşler kendileri ve doğan çocukları adına manevi tazminat, çocuğun geçireceği ameliyatlar, tedavi masraflar ve ömür boyu uğrayacağı iş gücü kaybı nedeniyle kendileri ve çocukları adına tazminat taleplerinde bulunmuşlardır. İlk Derece Mahkemesi ve Yargıtay tarafından davacıların maddi ve manevi tazminat talepleri kabul edilmiştir. Her 2 Karar'da da istenmeden dünyaya gelen bir çocuk söz konusu olup, Eşler, Hekimler tarafından gebelik takibi esnasında yapılan tetkik ve muayeneler sonucu doğacak çocuğun sağlıklı olduğu yönünde yanlış bilgilendirilmişlerdir. (Her iki dava konusu olayda da, çocuktaki anomalilere hekim kusurunun sebep olup olmadığı tartışılmamıştır.) Hekimin yükümlülük ihlali, gebelik takibi esnasında özensiz davranıp, doğacak çocuktaki anomalilerin tespit edilememesi ve bu nedenle gebe kadın ve eşinin doğacak çocuğun sağlıklı olduğu yönünde yanlış bilgi verilmesi şeklinde ortaya çıkmıştır. Söz konusu Kararlar'dan anlaşılacağı üzere; İlk Derece Mahkemeleri ve Yargıtay tazminat taleplerini “sözleşmenin ihlaline ve hekimlerin gebelik takibindeki kusuruna” dayandırmıştır. OKUMA ÖNERİLERİM; Meryem Türkan Işık; “Gebelik Sürecinde Tıbbi Aydınlatma”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, (Tez Danışmanı: Prof. Dr. İlhan Tuncer), Çukurova Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı, Adana, 2010. Doç. Dr. Zarife Şenocak; “İstenmeden Dünyaya Gelen Özürlü Çocuk ve Tazminat”, Turhan Kitabevi, Ankara, 2009. Yrd. Doç. Dr. Yusuf Büyükay; “İstenmeden Dünyaya Gelen Çocukların Bakım Eğitim ve Tedavi Giderlerinin Tazmin Edilmesi Sorunu”, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2006. Tülay Aydın; “Kişilik Haklarının Doğum Öncesinde Korunması”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, (Tez Danışmanı: Prof. Dr. Rona Serozan), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, İstanbul, 2006. |
19-04-2011, 14:17 | #11 |
|
Anomalili doğan bebek için tazminat
Merhaba, öncelikle çok geçmiş olsun. Yaşadıklarınızı okurken çok etkilendim. Aynı durum bizim de başımıza geldi. Kısaca özetlemek istiyorum. 2010 şubat ayında hamile olduğumu öğrendim. doktor arayışı içerisindeydim. Bir yakınımızın tavsiyesiyle özel bir hastanede kadın doğum bölümü başkanı bir doktora gitmeye karar verdik. Hem hastaneye hem doktorun muayenehanesinde gebelik takiplerimiz yapıldı. Hastanede doktorun muayenehanesindeki cihazlarda son teknoloji cihazlar olduğu söyleniyordu. Herşey normal seyrinde gidiyordu ikili üçlü tarama testleri renkli ultrason ve doppler çocuğumuz çok sağlıklıydı ve günümüzün gelmesini bekliyorduk. 2010 ekim ayında sezeryanla bir kız çocuğu dünyaya getirdim. Eşim ameliyathanenin kapısında beni ve kızımı beklerken doktor çıkıyor eşimi görüyor ve bebekteki anomaliyi pat diye söylüyor. Bebeğimizin sağ ön kol fokomeli yani yok. Kısa geçiyorum doktora bunu sorduğumuzda herşey normaldi niçin böyle oldu dediğimizde bize atladığını söyledi bakmamışız dedi. Bunu itiraf etti. Fakat sonrasında kulağımıza gelen haberlerde çocuğun dopplerde kolunun olduğunu sonrasında amniyotik band sendromu yani sinirlerin çocuğun kolunu sıkarak koparttığı ve anne karnındaki sıvının kolu erittiği gibi komik bir cevap veriyormuş. Bizde mahkemeye verdik. Bizimkisi henüz çok yeni fakat bizim gibi olupta mahkemeye vermiş oldukça ilerlemiş yol katetmiş ailelerle görüşüyorum.Böylelikle hem biz hem o ailelerle irtibat halinde olup mahkeme süreci hakkında bilgi alabiliriz gerçekten çok işinize yarayacak. Gerçekten zor bir süreç herşey çocuklarımızın bundan sonra gelecekte rahat edebilmesi için.
|
12-05-2011, 16:49 | #12 |
|
ümit bey bu kararları yüklemeniz mümkün mü ? bendeki dosyada tüp bebek yöntemiyle dünyaya getirilen ikiz bebekten erkek olanı '' down sendromlu '' dur. hastane sitesinde genetik testlerle sağlıklı çocukların dünyaya getirildiği belirtiliyor, bu testlerle özellikle down sendromunun engellenmesine vurgu yapılıyor..
|
02-11-2011, 14:10 | #13 |
|
geç mi oldu, çözüldü mü sorununuz bilmiyorum ama, davanın tümü ile reddedilmesi durumunda ödenecek vekalet ücreti MANEVİ TAZMİNAT İÇİN maktudur yani 1.100tl dir. Açtığınız davanın kısmen kabulü halinde ise karşı vekalet ücreti sizin avukatınıza hükmedilen vekalet ücretini geçemez, bu sebeple; 20.000TL gibi bir vekalet ücretine -manevi tazminat bakımından-karar veirlmesi mümkün değildir. Avukatlık Kanunu m.10da yazılıdır bu durum. Bu sebeple; temyiz itirazlarınızda bu udurmu belirmediyseniz bile karar düzeltmeyle bu durumu bildirin. Maddi tazminat talep edilmemiş ise Mahkeme 20.000TL gibi bir vekalet ücretine karar veremez.
|
14-11-2011, 15:58 | #14 |
|
Doktorun Sorumluluğu Ne Kadar?
Daha önce bu konu ile ilgili yazmış olduğum yazıya ek olarak belki de özet olarak;
Bu tür anomalili doğumların hamilelik sırasında doktor tarafında fark edilememesi sonucunda doktorun tek sorumluluğu bunu önceden aileye bildirememesinden ibarettir. Yaşam ile bağdaşan anomalinin doğumdan önce tesbit edilmesi sonucunda doktor zadece bunu bildirmekle yükümlüdür. Bunun haricinde halileliği sonlandırmak zaten kanuni değildir. Bu tür davalarda ömür boyu sürecek olan maddi ve manevi zararların tazmini konusunda dokrora dava açılması hukuki olarak anlamlı değil. Böyle bir dava açıldığında endirekt yoldan doktora "bebeği öldürmedin cezasını ver" demek yerine "aile doğan özürlü çocukları yüzünden sonsuz elem ve keder içindedir" gibi cümleler kullanılıyor. HASDEM olarak anomali saptandığında doktor kanunen gebeliği sonlandırma (ailenin izniyle) yetkisine sahip olmalıyı tartışmalıyız. |
21-01-2012, 23:08 | #15 |
|
multi anomalili doğan çocuğum
öncelikle ailelere geçmiş olsun diyorum.Ve acılarını içten paylaşıyorum.Çünkü aynı durumu aile olarak derinden yaşıyoruz. 2008 yılında G.de özel bir hastanede eşim kontrollerini yaptırdı.ilk çocuğumuzu 4,5 aylık iken anne karnında kaybettik. gelen patolaji raporunda anomali olduğu yazıyordu. ikinci çocuğumuz için aynı hastaneye gittik ve doktorumuzun söylediği her türlü tetkiki özenle yaptırdık. doğumu özel hastanenin hijenik olmadığı dedikodularından dolayı devlet hastanesinde yaptırdık. Normal bir çocuk beklerken aşağıda ki anomalileri olan çocuğumuz oldu
1.gözleri çocuğumun yok oluşmamış 2.ileri derecede damak dudak yarığı 3.beynin bir kısmı burun boşluğuna gelmiş 4.kulakları aynı hizada değil 5.yüzü simetrik değil 6.beyin sapcığında beyinciğe baskı var bütün bunların gözükmemesi imkansız.il sağlık müdürlüğü inceleme için bilir kişi görevlendirdi. raporda özel hastane ve hekimlerin hatalı olduğu vurgulandı. savcılık bunun üzerinde soruşturma açtı. adli tıpa bir kaç kez git gel yaptık. ve adli tıp raporunda alakasız uzmanların imzaları var ve savcının sorularını hiç birini muhatap almadan yuvarlak ifadelerle cevap vermiş. Bunun üzerinde savcılık ta kovuşturmaya gerek olmadığına dair yazı yazdı. şahsımda ağır cezaya itiraz ettim ki insan haklarına kadar gitmeye kararlıyım. daha tazminat davası açmadım ama beş yıllık süremde azaldı açmam da gerekir bu konuda yardımlarınızı bekliyorum. avukatım yok ne yapmam gerekir. Not: Ağır cezayı gerekçeli kararımla ilgili dilekçe ve bir dosya gönderdim. bugün itibarı ile daha ellerine ulaşmamıştı. bu konuda yardımlarınızı bekliyorum. |
29-04-2017, 12:52 | #16 |
|
Merhabalar
Öncelikle merhabalar Allah herkesin yardımcısı olsun..benim 12 aylık kızım var ve yumuşak damak yarığı var yani genzi açık bir vaziyetde yaşıyor çocuğum ilk doğduğunda 10 gün aç kaldı kilo kaybı yaşadı sürekli..dokdurlar hatayı bende buldular doyuramıyosun dediler sonra aşıya götürdüğümde hemşireler durumu fark etdiler ve ben zaman Kaybet meden hastaneye gitdim ve durumu anlatdım bana dedilerki dokdurlarımız görmedi bunu kusura bakmayın dediler ve beni başka hastaneye sevk etdiler orası ameliyat yapacak dediler ve halen 12 aydır gidip geliyorum 3 tane çocuğum var benim çok mağdurum ben çocuğuma derman ararken diğer iki çocuğumu arkada bırakıyorum ve yol parası falan yetiştiremiyorum 1 artı 1 de oturuyorum 3 tane çocuğumla gerçekden maddi durumum sıkıntılı ve hastane hastane koşturuyorum artı her hafta mama alıyorum buna bi çare anne olarak sesimi duyun size bir anne yalvarıyor çocuğum için uğraşıyorum Allah razı olsun şimdiden
|
29-08-2017, 14:07 | #17 |
|
Sayın KONUK,
Bebeğinizin tedavisi için TC.Sağlık Bakanlığı'nın Alo 184 SABİM hattını arayarak durumunuzu iletebilirsiniz. Ayrıca aşağıdaki adreslerden birini kullanarak dilekce ile durumunuzu kısaca anlatıp yardım talebinizi iletebilirsiniz. Acil şifalar dileklerimle. SABİM ADRESİ: MUHSİN YAZICIOĞLU CAD. NO:39 ÇUKURAMBAR / BALGAT - ANKARA FAKS NUMARASI:**0312 585 29 28 Eposta:* sabim@saglik.gov.tr Alo 184 hattı. |
14-08-2018, 12:29 | #18 |
|
Merhaba, Özel hastane başka bir özel hastane hekiminin yolunda gitmeyen bazı şeyler var dikkat edin uyarısıyla gelen aileye hayır çocuğunuzda korkulacak bir şey yok sağlıklı bir bebek dünyaya getireceksiniz telkininde bulunmuş ve rutin kontroller ve doğum bu hekim ve özel hastanede gerçekleştirilmiştir. Şimdi bebeğin kendisi için, anne ve babası için de ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat davası açmak istiyoruz. Ancak ailenin bir de 12 yaşında küçük bir çocukları daha var, büyük çocuk da anomalili dünyaya gelen bebek sebebiyle acı çekiyor aile en azından artık birlikte yemek yiyemiyor, mutlaka aile üyelerinden bir tanesi anomalili yeni aile üyesi ile meşgul olmak zorunda vs dolayısı ile 12 yaşındaki müşterek çocuk için de ayrı bir maddi ve manevi tazminat talep etmek istiyoruz. Davamız vekalet sözleşmesi temelinde, dava dilekçesi ile hekimin anomalili dünyaya gelen çocuğun anomali olmasında herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığının tartışılmasını, hekimce bilgilendirme yükümlülüğünün ihlal edilip edilmediğinin tartışılmasını istiyoruz. Sizce bu davada davacılar anne, baba, anomali bebek adına yine anne ve baba ve büyük çocuk adına da yine anne ve baba olmalı mıdır? Teşekkürler.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
haksız fiilden doğan tazminat hakkındadır. | Av.SUDENAZ | Meslektaşların Soruları | 8 | 23-12-2009 19:03 |
iddet süresinde doğan bebek | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 6 | 20-06-2009 11:49 |
trafik kazalarından doğan tazminat davaları | -betül- | Meslektaşların Soruları | 5 | 22-03-2009 11:08 |
bankanın sorumluluğundan doğan tazminat davası | av_sibelll | Meslektaşların Soruları | 8 | 23-10-2008 15:49 |
sakat doğan bebek | fthcetin | Meslektaşların Soruları | 0 | 06-12-2007 00:15 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |