|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
12-02-2009, 11:33 | #1 |
|
Yargıtay Kararı arıyorum
Merhabalar,
19. HD. 30.4.2004 T. 8276/4933; 25.12.2003 T. 735/13321 sayılı yargıtay kararını arıyorum. Konu ise icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, ihtiyati tedbir kararı alınmamış ise, davası red olan borçlu aleyhine %40 icra inkar tazminatına mahkum edilemeyeceği. Benzer kararlar da olabilir. şimdiden yardımlarınız için teşekkür ederim. İyi çalışmalar |
12-02-2009, 12:47 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Çok üzgünüm kazancıyı tardım ama bulamadım |
12-02-2009, 13:20 | #3 |
|
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi Esas: 2003/8276 Karar: 2004/4933 Karar Tarihi: 30.04.2004 ÖZET: Dosyaya ibraz edilen faturalarda ticari ilişkinin davacının müdürü bulunduğu şirket ile davalı şirket arasında olduğu ve davalıdan alınan mallar karşılığı davalıya sıralı senetler verildiği ve ödenen sıralı senetlerde davacının kefil olarak isminin bulunmadığı, bir başka deyişle kefil olmadığı, davaya ve takibe konu senetlerde ise davacının kefil olarak adının yazıldığını, hem ödenen senetlerde hem de dava konusu bonolarda açıkta ve pul üzerinde olmak üzere iki imza bulunduğu gözetilmeden, davacının kefil olarak adının sonradan yazıldığı ve bonolarla şahsi sorumluluğu bulunmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. (2004 S. K. m. 72) Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belirli günde davacı vek. Av. Feyza Akman gelmiş sair taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Karar: Dava, davalı tarafından takibe konu edilen bonolarla borçlu olunmadığına ait menfi tesbit davasıdır. Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Etik İnşaat ve Etüd Eğitim Danışmanlık Makine Tic .Ltd. Şti'nin müdürü olduğunu, müdürü olduğu şirketle davalı arasındaki mal alış verişi sebebiyle şirket adına davalıya sıralı bonolar verildiğini, borçlu kısmında yalnızca şirket adı yazılı olmasına rağmen davalının sonradan bir kısım senetlere müvekkilinin adını kefil olarak yazıp icra takibine geçtiğini, senetlerde biri pul üstünde diğeri açıkta olmak üzere iki imza olduğunu şahsi borcu ve kefilliğini doğuran imzası olmadığını belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ticari ilişkinin gerçek muhatabının davacı Uğur Güneri olduğunu faturalar şirket adına düzenlendiği için senetlerde de borçlu kısmına usulen Etik İnşaat Ltd. Şti'nin adının yazıldığını belirterek davanın reddini ve %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece davacının hem müdürü olduğu şirket adına hem de kendi şahsi adına bonoları imzaladığı gerekçesiyle davanın reddine %40 icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyaya ibraz edilen faturalarda ticari ilişkinin davacının müdürü bulunduğu şirket ile davalı şirket arasında olduğu ve davalıdan alınan mallar karşılığı davalıya sıralı senetler verildiği ve ödenen sıralı senetlerde davacının kefil olarak isminin bulunmadığı, bir başka deyişle kefil olmadığı, davaya ve takibe konu senetlerde ise davacının kefil olarak adının yazıldığını, hem ödenen senetlerde hem de dava konusu bonolarda açıkta ve pul üzerinde olmak üzere iki imza bulunduğu gözetilmeden, davacının kefil olarak adının sonradan yazıldığı ve bonolarla şahsi sorumluluğu bulunmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Öte yandan İİK. nun 72/4. maddesi uyarınca alacaklı lehine tazminata hükmedilebilmesi için ihtiyati tedbir dolayısıyla alacaklının alacağını geç almış olması gerekir. Davada tedbir kararı verilmediğinden davalının tazminat isteminin reddi gerekirken davalı lehine %40 tazminata hükmedilmesi de kabul şekli itibari ile doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 375.000.000.TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine, peşin harcın istem halinde iadesine, 30.04.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yargıtay Kararı arıyorum ........ | radikal | Meslektaşların Soruları | 0 | 24-06-2008 09:47 |
Yargıtay Kararı arıyorum! | hidayet | Meslektaşların Soruları | 2 | 28-11-2007 16:47 |
Yargıtay Kararı arıyorum | Kavaz | Meslektaşların Soruları | 2 | 23-10-2007 08:09 |
Yargıtay Kararı arıyorum; | hakanalb | Meslektaşların Soruları | 2 | 27-06-2007 10:32 |
yargıtay kararı arıyorum | gencerx07 | Meslektaşların Soruları | 4 | 23-06-2007 14:29 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |