|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
01-12-2008, 11:21 | #1 |
|
İş Sözleşmesinin aynı gün feshi
Sayın meslektaşlarım ilk defa başıma gelen olayla ilgili paylaşımlarınızı bekliyorum, cevap vereceklere teşekkürler.
İşçi 2 gün üst üste işe gelmiyor. Firma vekili olarak tarafımızca iş akdi haklı nedenle ikinci günün sonunda 18.11.2008 tarihinde çekilen ihtarla fesih ediliyor.(İşe gelmediğine ilişkin tutanaklar mevcut) Bir kaç gün sonra firmaya bir ihtarname geliyor ki işçi de iş sözleşmesini maaşının ve fazla çalışmalarının ödenmediği gerekçesiyle (maaşının geciktiği doğru) fesih etmiş. İhtar tarihleri aynı, hatta noterlerde aynı bizim yevmiye numaramız 711 işçininki 712. İşçinin 2.5 yıılık çalışması var. Maaş alacaklarını biz zaten kabul ediyoruz. Bu durumda işçi tazminatlara hak kazanabilir mi, İş sözleşmesini haklı nedenle önce kim fesih etmiştir? |
01-12-2008, 11:48 | #2 |
|
İşçinin ücretinin ve fazla mesailerinin zamanında ödenmemesi işçi açısından haklı fesih oluşturur. zaten bu ihtilaf dışı.
fakat bu durumda işçinin feshi geçerlidir. ihbar tazminatı hariç diğer işçilik alacaklarını alır. |
01-12-2008, 15:22 | #3 |
|
Teşekkürler Orhan Bey, ancak iki gün üst üste haber vermeksizin işe gelmemesi de işveren açısından haklı nedenle fesih şartı oluşturuyor. Biz de buna göre sözleşmeyi fesih etmişiz. Cevabınızı dayandırdığınız temeli biraz daha açabilir misiniz?
|
01-12-2008, 15:48 | #4 |
|
İkinci günün ertesi değil sonunda yazdığınıza ve noterin mesai saati bitmediğine göre muhtemelen müvekkiliniz işverenin de mesai saati sona ermemiştir.
Kanaatimce işçi devamsızlık süresini doldurmadan iş akdini haklı sebeple feshetmiştir. Ancak Yargıtay'ın görüşüne ihtiyacınız var bana göre. |
01-12-2008, 15:52 | #5 |
|
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ E. 2007/16637 K. 2008/10755 T. 29.4.2008 • İKİ GÜN ÜST ÜSTE İŞE GELMEME ( İşçinin Haklı Bir Sebebe Dayanmaksızın Ardı Ardına İki İşgünü veya Bir Ay İçinde İki Defa Herhangi Bir Tatil Gününden Sonraki İş Günü Yahut Bir Ayda Üç İşgünü İşine Devam Etmemesi Haklı Fesih Nedeni Olduğu ) • İŞVERENİN HAKLI FESİH NEDENİ ( İşçinin Haklı Bir Sebebe Dayanmaksızın Ardı Ardına İki İşgünü veya Bir Ay İçinde İki Defa Herhangi Bir Tatil Gününden Sonraki İş Günü Yahut Bir Ayda Üç İşgünü İşine Devam Etmemesi Haklı Fesih Nedeni Olduğu ) • KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI ( İş Akdinin Devamsızlık Nedeniyle Haklı Olarak Feshedildiği - Taleplerinin Kabul Edilmesi Hatalı Olup Bozmayı Gerektirdiği ) • İŞE DEVAMSIZLIK ( Nedeniyle İş Akdinin Haklı Olarak Feshedildiği - İhbar ve Kıdem Tazminatı Taleplerinin Kabul Edilmesi Hatalı Olup Bozmayı Gerektirdiği ) 4857/m.25 1475/m.14 ÖZET : "İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi" haklı fesih imkanı verir. Davacı devamsızlığı iddia olunan döneme ilişkin iki gün sözlü olarak izin verildiğini ileri sürmekte ise de, izinli olduğunu kanıtlayamamıştır. Bu nedenle iş akdinin devamsızlığı nedeniyle haklı olarak feshedildiğinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, milli bayram çalışma ücretinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi G.Demirtaş Tuna tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- İş sözleşmesinin, işçinin işyerine devamsızlıkta bulunması nedeniyle işverence haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25 II- ( g )bendinde, "işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi" halinde işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır. İşverenin ücretli ya da ücretsiz olarak izin verdiği bir işçinin izin süresince işyerine gitmesi beklenemeyeceğinden, bu durumda bir devamsızlıktan söz edilemez. Ancak yıllık izin zamanını belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamında olduğundan, işçinin kendiliğinden ayrılması söz konusu olmaz, işçinin yıllık iznini kullandığını belirterek işyerine gelmemesi, işverence izinli sayılmadığı sürece devamsızlık halini oluşturur. İşçinin işe devamsızlığı her durumda işverene haklı fesih imkanı vermemektedir. Devamsızlığın haklı bir nedene dayanması halinde işverenin derhal ve haklı nedenle fesih imkanı bulunmamaktadır, işçinin hastalığı, aile fertlerinden birinin ya da yakınlarının ölümü veya hastalığı, işçinin tanıklık ve bilirkişilik yapması gibi haller, işe devamsızlığı haklı kılan nedenlerdir. Somut olayda davacı iş akdinin işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı ile diğer işçilik alacakları isteğinde bulunmuştur. Davalı işveren,4,5,6 temmuz 2005 tarihlerindeki devamsızlığı nedeniyle 7.7.2005 tarihinde fesih bildiriminin tebliğ edilmek istendiği,ancak davacının tebliğden kaçındığını,bu nedenle 8.7.2005 tarihli fesih bildiriminin noter aracılığı ile gönderildiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının raporlu iken iş akdinin feshedildiği gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatı istekleri kabul edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre,taraflar 7.7.2005 tarihinde is akdinin feshedildiğini kabul etmektedir.4.5,6 temmuz 2005 tarihli devamsızlık tutanakları da tanıklarca doğrulanmıştır. 8.7.2005-10.7.2005 tarihleri arasında istirahatli olduğuna ilişkin iş göremezlik belgesi bulunmaktadır. Davacı devamsızlığı iddia olunan döneme ilişkin iki gün sözlü olarak izin verildiğini ileri sürmekte ise de,izinli olduğunu kanıtlayamamıştır. Bu nedenle iş akdinin devamsızlığı nedeniyle haklı olarak feshedildiğinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
01-12-2008, 17:41 | #6 |
|
Sayın Meslektaşım;
Burada tartışılması gereken husus işçinin haklı olması halinde dahi iş yerini hiç bir bildirimde bulunmadan terk edip edemeyeceğine ilişkindir. Yine olayda işçinin iş akdini fesih ettiğine ilişkin iradesi sonradan da olsa çektiği ihtardan bellidir. Öyleyse işçinin iş akdini fesih etmesi belli bir şarta bağlımıdır değilmidir. Bunuda tartışmak gerekir. esasında iş kanunumuz sadece iş veren açısından iş akdinin feshinde belli usuller öngörmüştür. işçi için aynı usuller söz konusu değildir. işçi iş veren gibi iş akdini yazılı fesih etmek zorunda değildir. bu itibarle işçi işten ayrıldığı andan itibaren iş akdini fesih etmiş kabul edilmelidir. Bundan sonra bu fesihin haklı olup olmadığı tartışılacaktır. Yargıtay uygulamalarına göre fesihten sonra tutulan tutanakların , bildirimlerin bir değeri bulunmamaktadır. bu nedenle sizin elinizdeki tutanakların ve fesih bildirmlerinin de bu aşamada sonuca bir etkisi olmayacaktır. Yine işçi iş akdini fesih etmede haklı olduğundan ihbar tazminatı hariç tüm yasal haklarını alacaktır. zira bu hakların varlığı sizinde kabulünüzde zaten ispatıda size ait. Saygılarımla |
01-12-2008, 20:53 | #7 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bence işçinin yaptığı fesih geçerlidir. İşçinin ücret ödemesi 20 günden fazla geciktiyse eğer, işçinin devamsızlığı haklı bir sebebe dayanmış olacaktır. Kaldı ki, işçinin feshinin değil işverenin feshinin öncelikle değerlendirilmesinde ısrarcı olursanız, iş gücencesi hükümleriyle karşılaşabilirsiniz ki, risk kıdem tazminatından daha fazla olabilir. |
01-12-2008, 21:15 | #8 |
|
İşçi iş sözleşmesini, işveren iş sözleşmesini feshettikten sonra, fesih ediyor.
Bu aşamada noter yolu ile gelen bildirimler önemlidir. İşçi hangi tarihten itibaren fesih beyanını sunuyor? İşveren vekili meslektaşım sözleşmeyi feshettiğini beyan etmemiş olup ilgili tutanakları tanzim etmemiş olsaydı, belkide işçi sözleşmesini fesih etmeyecekti. Halin icabına göre mesele ispat olunabilinirse, işverenin haklı fesih beyanın kabul edileceği açıktır. İlgili tutanaklar önemlidir... Kolay Gelsin... |
01-12-2008, 22:11 | #9 |
|
Sayın Arkadaşlar,
İkinci günün sonunda denilmekle henüz işçinin mazeret bildirimi süresini veya mazeret bildirmesinin istenip istenmedği de önemlidir. İşverenliğin fesihte aceleciliğinin de değerlendirileceğini düşünüyorum. İşçi fesihte bulunmasa bile duruşmada ücretinin yasanın öngördüğü sürede ödenmediği,öngörülen sürenin geçmiş olması durumunda işçinin haklı sebeple fesihinin kabul edilebileceği, ihbar tazimanıtı dışında, kıdem tazminatı ve diğer alacaklarına karar verilebileceğini düşünüyorum. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İş sözleşmesinin feshi | hukukcu1985 | Meslektaşların Soruları | 3 | 15-11-2008 18:46 |
Kira Sözleşmesinin Feshi | Av.Murat Bölükbaş | Meslektaşların Soruları | 1 | 19-03-2008 10:12 |
optik sözleşmesinin feshi | timo | Meslektaşların Soruları | 1 | 30-11-2007 17:16 |
İş Sözleşmesinin Feshi | umutlaw | Meslektaşların Soruları | 15 | 29-12-2006 00:00 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |