Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ceza Mahkemesİnde İkrar

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 3,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-05-2012, 13:18   #1
AV.ERKUT

 
Karar Ceza Mahkemesİnde İkrar

Sayın Meslektaşlarım,
Olayımızda, müvekkilin eşi "beni makasla yaraladı" diyerek müvekkil hakkında savcılığa başvurmuş ve müvekkil hakkında ceza davası açılmıştır.Yargılamada, müvekkili eşi şikayetinden vazgeçerek ve tutanağa geçen ifadelerle BEN MAKASI KARNIMA SOKMAYA ÇALIŞIRKEN EŞİM ELİMDEN ALMAYA ÇALIŞTI, BEN VERMEK İSTEMEDİM, O SIRADA BOĞUŞMA YAŞADIK VE KENDİMİ YARALADIM, ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM" demiş, ancak müvekkil hakkında ceza verilerek "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararı verilmiştir. Olayın bu şekilde olduğu, müşterek ve yetişkin çocuklar tarafından da ifade edilmiştir. Ancak, bir süre sonra müvekkil ve eşi boşanmıştır. Daha sonra,ceza kararından 2 yıl sonra, müvekkilin eski eşi,aralarındaki husumet nedeniyle, yukarıda bahsettiğim olay nedeniyle, manevi tazminat talebiyle dava açmıştır. Buradaki sorum şu olacaktır. Eski eş, CEZA MAHKEMESİ ÖNÜNDE VERİLEN "BEN YAPTIM, O MAKASI ELİMDEN ALMAYA ÇALIŞTI" ikrarından sonra, HUKUK MAHKEMESİNDE TAZMİNAT İSTEYEBİLİR Mİ?Ceza Mahkemesinde verilen beyan, hukuk mahkemesinde ne kadar bağlayıcı olur?Görüşlerinizi bekliyorum. Saygılarımla.
Old 24-05-2012, 13:34   #2
özfn_34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.ERKUT
Sayın Meslektaşlarım,
Olayımızda, müvekkilin eşi "beni makasla yaraladı" diyerek müvekkil hakkında savcılığa başvurmuş ve müvekkil hakkında ceza davası açılmıştır.Yargılamada, müvekkili eşi şikayetinden vazgeçerek ve tutanağa geçen ifadelerle BEN MAKASI KARNIMA SOKMAYA ÇALIŞIRKEN EŞİM ELİMDEN ALMAYA ÇALIŞTI, BEN VERMEK İSTEMEDİM, O SIRADA BOĞUŞMA YAŞADIK VE KENDİMİ YARALADIM, ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM" demiş, ancak müvekkil hakkında ceza verilerek "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararı verilmiştir. Olayın bu şekilde olduğu, müşterek ve yetişkin çocuklar tarafından da ifade edilmiştir. Ancak, bir süre sonra müvekkil ve eşi boşanmıştır. Daha sonra,ceza kararından 2 yıl sonra, müvekkilin eski eşi,aralarındaki husumet nedeniyle, yukarıda bahsettiğim olay nedeniyle, manevi tazminat talebiyle dava açmıştır. Buradaki sorum şu olacaktır. Eski eş, CEZA MAHKEMESİ ÖNÜNDE VERİLEN "BEN YAPTIM, O MAKASI ELİMDEN ALMAYA ÇALIŞTI" ikrarından sonra, HUKUK MAHKEMESİNDE TAZMİNAT İSTEYEBİLİR Mİ?Ceza Mahkemesinde verilen beyan, hukuk mahkemesinde ne kadar bağlayıcı olur?Görüşlerinizi bekliyorum. Saygılarımla.

Kişinin makası karnına sokmak istediğine ilişkin beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu düşünüyorum, diyelim ki bu beyanda bulunan kişi kendini öldürmek amacıyla böyle davranıyor, intihar etmek isteyen kaç kişi makas kullanarak bunu yapmak ister ki? Bana, müştekinin bu olayda ifadesini bu şekilde değiştirmek istemesinin nedeni eşinin o sırada evliliğin devam etmesi nedeniyle ceza almasını istememesinden kaynaklanıyor gibi geldi.

Zira beyanını bu hale getirmemiş ve sadece şikayetini geri almış olsaydı, suç niteliği itibariyle soruşturulması/kovuşturulması şikayete tabi bir suç olmadığından, şikayetini geri almasının bir önemi olmayacak ve yargılamaya devam edilecekti.

Burada sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olması da sanırım beni söylediklerimde haklı çıkarıyor, demek ki Mahkeme sanığın bu suçu işlediğine kanaat getirmiş. Tabi yine de gerekçeye bakmakta fayda var.

Sorunuzun cevabı da tam bu noktada çözülüyor bence, yani Ceza Mahkemesi kararında ne demiş, neden sanığı suçlu bulmuş. Zira hükmün açıklanmasının geri bırakılması, bir taraftan bu kararın sanık hakkında hüküm ve sonuç doğurmasını engellemekteyken diğer taraftan "suçun varlığını" ortaya koymaktadır.
Old 24-05-2012, 13:53   #3
AV.ERKUT

 
Varsayılan

Sayın özfn-34, bence burada müvekkilin suçlu olup olmadığı değil de mahkeme önündeki ikrar konusu önemli.Müvekkilin eski eşi, sadece şikayetçi değilim diyebilirdi.Ama, beyanını genişleterek ben yaptım demiş. Kızları da tanık olarak dinlenmiş. Tamam, müvekkil yapmış olsa bile, ki ceza almıştır, burada tartışılması gereken bence eski eşin ikrarının hukuk mahkemesinde bağlayıcılığıdır. Bir ön bilgi olarak, müvekkil eski eşinin onu aldattığını, otel kayıtlarında sevgilisi ile aynı odada kalmasına ilişkin somut kanıtlarla ispatlayarak boşanmıştır.Ki müvekkil, buna rağmen eski eşini bu olay nedeniyle affetmiştir. Eski eş, 6 ay dava açmamıştır, sadece affa girsin diye. Sonra eski eş, kendisi boşanma davası açmıştır, ki sevgilisi ile evlenebilmek için. Şimdi soruyorum size, aldatılmasına rağmen, eski eşini affederek bunu kaldırabilen erkek müvekkilim, eski eşini neden yaralasın, ki olay kızlarının gözü önünde gerçekleşmiş. Üstelik, eski eşin beyanı ve raporundan başka kanıt yok. Buna rağmen, müvekkil ceza almıştır. Bu ön bilgiden sonra, sorumu yineliyorum. Ceza mahkemesi önündeki ikrar, hukuk mahkemesinde ne ölçüde bağlayıcı olur? (Müvekkilin sulu olup olmadığı tartışılmaksızın)
Old 24-05-2012, 14:30   #4
özfn_34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.ERKUT
Sayın özfn-34, bence burada müvekkilin suçlu olup olmadığı değil de mahkeme önündeki ikrar konusu önemli.Müvekkilin eski eşi, sadece şikayetçi değilim diyebilirdi.Ama, beyanını genişleterek ben yaptım demiş. Kızları da tanık olarak dinlenmiş. Tamam, müvekkil yapmış olsa bile, ki ceza almıştır, burada tartışılması gereken bence eski eşin ikrarının hukuk mahkemesinde bağlayıcılığıdır. Bir ön bilgi olarak, müvekkil eski eşinin onu aldattığını, otel kayıtlarında sevgilisi ile aynı odada kalmasına ilişkin somut kanıtlarla ispatlayarak boşanmıştır.Ki müvekkil, buna rağmen eski eşini bu olay nedeniyle affetmiştir. Eski eş, 6 ay dava açmamıştır, sadece affa girsin diye. Sonra eski eş, kendisi boşanma davası açmıştır, ki sevgilisi ile evlenebilmek için. Şimdi soruyorum size, aldatılmasına rağmen, eski eşini affederek bunu kaldırabilen erkek müvekkilim, eski eşini neden yaralasın, ki olay kızlarının gözü önünde gerçekleşmiş. Üstelik, eski eşin beyanı ve raporundan başka kanıt yok. Buna rağmen, müvekkil ceza almıştır. Bu ön bilgiden sonra, sorumu yineliyorum. Ceza mahkemesi önündeki ikrar, hukuk mahkemesinde ne ölçüde bağlayıcı olur? (Müvekkilin sulu olup olmadığı tartışılmaksızın)

Siz her ne kadar müvekkilinizin suçlu olup olmadığını tartışmadan eski eşin ikrarının bağlayıcı olup olmadığını sormuş olsanız da bence bu ikisi birbiriyle çok ilişkili. Davacı eski eşin, boğuşma sırasında yaralanmanın meydana geldiğini söylemiş olmasının "ikrar" olarak değerlendirilmemesi gerekir diye düşünüyorum.
Bu beyan bence samimi değildir ve ikrar niteliğinde de değildir. Açıkçası Hukuk Mahkemesi'nde bu beyana dayanılarak davanın reddine karar verileceğini düşünmüyorum. Yalnız zamanaşımından reddolunabilir.
Önce;
Alıntı:
Bir ön bilgi olarak, müvekkil eski eşinin onu aldattığını, otel kayıtlarında sevgilisi ile aynı odada kalmasına ilişkin somut kanıtlarla ispatlayarak boşanmıştır.


Sonra;
Alıntı:
eski eş, kendisi boşanma davası açmıştır
demişsiniz.
Yani boşanma davasını açan eski eş değil mi?
Old 24-05-2012, 14:45   #5
Av.Suleyman.Karadag

 
Varsayılan

Ceza yargılamasında hakim ikrarla dahi bağlı değildir ki zaten somut olayda da cezaya hükmedilmiş.

Eşler arasındaki oalylarda barışma sonrası bu tür çelişkili ifadeler çok fazla görülüyor. Şikayetçi olan eş barıştıktan sonra pişman oluyor ve davanın seyrini değiştirmek için hayatın olağan akışına aykırı beyanlarda bulunabiliyor. Yerel mahkeme de sanırım olayı böyle nitelendirmiş ve ceza vermiş.

Bence tazminat davasında "ikrar" değil "mahkumiyet" kararı daha etkili olacaktır.
Old 24-05-2012, 15:08   #6
AV.ERKUT

 
Varsayılan

Sayın özfn-34,erkek olan müvekkil eski eşinin kendisini aldatmasına rağmen, boşanmak davasını açmamıştır.Aksine, duruşmada bile "ben eşimi seviyorum" diyerek boşanmak istememiştir.Boşanma davasını, eski eş, boşanmalardaki 6 aylık af süresi geçtikten sonra açmıştır.Yani, eşini aldatmasına ilişkin kanıtların boşanma davasında ileri sürülmesini engellemek için aldatma fiilinden 6 ay sonra boşanma davasını açmıştır. Bu arada, ilginize de çok teşekkür ederim.
Old 24-05-2012, 15:14   #7
AV.ERKUT

 
Varsayılan

Bu arada Sayın katılımcı Meslektaşlarıma şunu da sormak isterim.Bulduğum bir Yargıtay kararına göre (11 HD. 05.05.2003 tarih ve 2003/4156 E.-2003/4477 K.), zarar gören, ceza davasında kişisel hak isteminde bulunmaz ve şikayetçi olmadığını beyan ederse, tazminat isteminde, uzamış zamanaşımı değil, BK. 60 uygulanır demektedir. Bu hüküm ile birlikte sorumu değerlendirirsek ve ayrıca sadece zamanaşımı yönünden değerlendirmelerinizi bekliyorum.
Old 25-05-2012, 09:27   #8
eser_29

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan özfn_34
Kişinin makası karnına sokmak istediğine ilişkin beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu düşünüyorum, diyelim ki bu beyanda bulunan kişi kendini öldürmek amacıyla böyle davranıyor, intihar etmek isteyen kaç kişi makas kullanarak bunu yapmak ister ki?

Sizin mantığınızla; kaç kişi eşini yaralamak kastı ile makas kullanır ? Tartışma esnasında o an eline ne geçti ise şahsın kalkıp makas kullanması her iki durum içinde (eşini yaralamak isteyen/kendini yaralamak isteyen) hayatın olağan akışına uygun olabilir. Zira cinnet halinde kişilerin neler neler yaptığını gazetelerde bolca okuyup haberlerde takip ediyoruz.
Old 25-05-2012, 09:32   #9
özfn_34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan eser_29
Sizin mantığınızla; kaç kişi eşini yaralamak kastı ile makas kullanır ? Tartışma esnasında o an eline ne geçti ise şahsın kalkıp makas kullanması her iki durum içinde (eşini yaralamak isteyen/kendini yaralamak isteyen) hayatın olağan akışına uygun olabilir. Zira cinnet halinde kişilerin neler neler yaptığını gazetelerde bolca okuyup haberlerde takip ediyoruz.

Alıntı:
AV.ERKUT
Alıntı:
BEN MAKASI KARNIMA SOKMAYA ÇALIŞIRKEN

Sizce de sırıtmıyor mu bu ifade? Bu ifadenin cinnet halinde olan kişinin beyanı olduğunu somut olayı görmeden bilemeyiz.
Old 25-05-2012, 10:28   #10
AV.ERKUT

 
Varsayılan

İlgi göstererek fikrini paylaşan meslektaşlarıma teşekkür ediyorum.Bugün dosya incelemesi yaptım ve farklı bir ayrıntı öğrendim.Ceza davasında müvekkile yapılan suçlama, makasla yaralama değil, darp.Eski eş şunu demektedir."Ben makası kendime batırmak isterken eşim makası elimden almaya çalıştı. Bu sırada ben makası bırakmak istemediğim için boğuşma yaşadık, eşim makası almak için beni hırpaladı, şikayetçi değilim" Bu durumda, ben hala, manevi tazminat davasında ceza zamanaşımı uygulanabileceğini, ancak, eski eşin ceza davasındaki bu beyanı nedeniyle, artık manevi tazminat isteyememesi gerektiğini düşünmekteyim.Dikkat edilirse, sadece şikayetçi değilim ya da beni dövdü ama şikayetçi değilim dememiş.Aksi düşünülürse, ceza ve hukuk davalarındaki farklı ifadeler, hakkın kötüye kullanımı olmaz mı?
Old 25-05-2012, 10:41   #11
yılmazkan

 
Varsayılan

Karşı tarafın yani tazminat isteyen eşin, ceza mahkemesindeki bahsettiğiniz ifadelerinden sonra tazminata hak kazanması mümkün olmamalıdır. İfadeleri kendisini bağlayacağı gibi sonradan ifadeleri ile çelişir şekilde tazminat talep etmesi bence hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. TMK 2 göz önüne alındığında tazminat talebi reddedilmelidir.
Old 25-05-2012, 11:02   #12
AV.ERKUT

 
Varsayılan

Sayın Yılmazkan, çok teşekkür ederim. Ancak bir sorun var gibi. Çünkü, bildiğiniz üzere, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararları hukuk hakimini bağlıyor.Bunu da düşündüğümüzde, hakim "bak ceza almış, demek ki dövmüş, dövdüğüne göre tazminat ödemeli.Davacı, seni kurtarmak için böyle demiş"demez mi sizce. Bence dememeli.Eski eş olan tazminat davası davacısı, bu ifadesiyle müvekkili ceza almaktan kurtarmaya çalışmış ve evlilik birliğini sağlamaya çalışmış olsa bile,bu beyanı ile, şahsi hakkından zımnen vazgeçmiş olmaz mı? Saygılarımla.
Old 25-05-2012, 12:02   #13
egemen48

 
Varsayılan

bk madde 53.anlattıklarınıza göre tazminat isteminin reddi gerekmekte
Old 25-05-2012, 12:02   #14
Av. Güneş

 
Varsayılan

Öncelikle, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı vermediğine meslektaşlarımın dikkatini çekmek isterim. Mahkeme mahkumiyet değil, HAGB kararı vermiştir.
Mahkeme mahkumiyet kararı vermiş olsaydı, ceza mahkemesinin yaralamaya ilişkin tespiti hukuk hakimini bağlayacağı için ikrarı tartışmaya gerek olmaksızın tazminatın söz konusu olabileceğini söyleyebilirdik.
Oysa HAGB kararı için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Zira HAGB kararı, kanun gereği hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Bu durumda da ceza mahkemesindeki ikrar önem kazanmaktadır. Doktrin ve Yargıtay uygulamalarına göre ceza mahkemesindeki ikrar hukuk mahkemesinde de geçerlidir.
Nitekim BAKİ KURU’NUN Hukuk Muhakemeleri Usulü isimli kitabında da ceza mahkemesinde yapılan ikrarın, hukuk mahkemesinde de geçerli ve bağlayıcı olduğu belirtilmiştir.(KURU,Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü , 2011, 6. Baskı, Beta Basım A.Ş., Cilt 2, shf. 2047)
Yargıtay 13. H.D. 02.03.2005K.T. 2004/15887E. 2005/3111K. Sayılı hükmünde de;
“Olayımızdaki davalıların ceza mahkemesinde hakim huzurunda, anılan oturumdaki ikrarları kendilerini bağlar.”
Denilmek suretiyle bu durum tespit edilmiştir.
Bu nedenle; davacının ceza mahkemesindeki ikrarının önem arz ettiğini düşünüyorum.
Zamanaşımı konusunda da,bu olayda uzamış zamanaşımının söz konusu olduğunu düşünmekteyim.
Biraz uzun oldu ama…
Saygılarımla…
Old 25-05-2012, 12:11   #15
Av. Güneş

 
Varsayılan

Şahsi haktan zımnen vazgeçme diye bir durumun söz konusu olmayacağını düşünmekteyim. Zira, şikayetten vazgeçme durumunda dahi, kişi tazminat hakkından açıkça vazgeçmediyse, tazminat davası açma hakkına sahiptir.
Old 25-05-2012, 14:51   #16
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.ERKUT
Sayın Meslektaşlarım,
Olayımızda, müvekkilin eşi "beni makasla yaraladı" diyerek müvekkil hakkında savcılığa başvurmuş ve müvekkil hakkında ceza davası açılmıştır.Yargılamada, müvekkili eşi şikayetinden vazgeçerek ve tutanağa geçen ifadelerle BEN MAKASI KARNIMA SOKMAYA ÇALIŞIRKEN EŞİM ELİMDEN ALMAYA ÇALIŞTI, BEN VERMEK İSTEMEDİM, O SIRADA BOĞUŞMA YAŞADIK VE KENDİMİ YARALADIM, ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM" demiş, ancak müvekkil hakkında ceza verilerek "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararı verilmiştir. Olayın bu şekilde olduğu, müşterek ve yetişkin çocuklar tarafından da ifade edilmiştir. Ancak, bir süre sonra müvekkil ve eşi boşanmıştır. Daha sonra,ceza kararından 2 yıl sonra, müvekkilin eski eşi,aralarındaki husumet nedeniyle, yukarıda bahsettiğim olay nedeniyle, manevi tazminat talebiyle dava açmıştır. Buradaki sorum şu olacaktır. Eski eş, CEZA MAHKEMESİ ÖNÜNDE VERİLEN "BEN YAPTIM, O MAKASI ELİMDEN ALMAYA ÇALIŞTI" ikrarından sonra, HUKUK MAHKEMESİNDE TAZMİNAT İSTEYEBİLİR Mİ?Ceza Mahkemesinde verilen beyan, hukuk mahkemesinde ne kadar bağlayıcı olur?Görüşlerinizi bekliyorum. Saygılarımla.

Alıntı:
Yazan AV.ERKUT
Sayın özfn-34, bence burada müvekkilin suçlu olup olmadığı değil de mahkeme önündeki ikrar konusu önemli.Müvekkilin eski eşi, sadece şikayetçi değilim diyebilirdi.Ama, beyanını genişleterek ben yaptım demiş. Kızları da tanık olarak dinlenmiş. Tamam, müvekkil yapmış olsa bile, ki ceza almıştır, burada tartışılması gereken bence eski eşin ikrarının hukuk mahkemesinde bağlayıcılığıdır. Bir ön bilgi olarak, müvekkil eski eşinin onu aldattığını, otel kayıtlarında sevgilisi ile aynı odada kalmasına ilişkin somut kanıtlarla ispatlayarak boşanmıştır.Ki müvekkil, buna rağmen eski eşini bu olay nedeniyle affetmiştir. Eski eş, 6 ay dava açmamıştır, sadece affa girsin diye. Sonra eski eş, kendisi boşanma davası açmıştır, ki sevgilisi ile evlenebilmek için. Şimdi soruyorum size, aldatılmasına rağmen, eski eşini affederek bunu kaldırabilen erkek müvekkilim, eski eşini neden yaralasın, ki olay kızlarının gözü önünde gerçekleşmiş. Üstelik, eski eşin beyanı ve raporundan başka kanıt yok. Buna rağmen, müvekkil ceza almıştır. Bu ön bilgiden sonra, sorumu yineliyorum. Ceza mahkemesi önündeki ikrar, hukuk mahkemesinde ne ölçüde bağlayıcı olur? (Müvekkilin sulu olup olmadığı tartışılmaksızın)

Alıntı:
Yazan AV.ERKUT
Bu arada Sayın katılımcı Meslektaşlarıma şunu da sormak isterim.Bulduğum bir Yargıtay kararına göre (11 HD. 05.05.2003 tarih ve 2003/4156 E.-2003/4477 K.), zarar gören, ceza davasında kişisel hak isteminde bulunmaz ve şikayetçi olmadığını beyan ederse, tazminat isteminde, uzamış zamanaşımı değil, BK. 60 uygulanır demektedir. Bu hüküm ile birlikte sorumu değerlendirirsek ve ayrıca sadece zamanaşımı yönünden değerlendirmelerinizi bekliyorum.

Alıntı:
Yazan AV.ERKUT
İlgi göstererek fikrini paylaşan meslektaşlarıma teşekkür ediyorum.Bugün dosya incelemesi yaptım ve farklı bir ayrıntı öğrendim.Ceza davasında müvekkile yapılan suçlama, makasla yaralama değil, darp.Eski eş şunu demektedir."Ben makası kendime batırmak isterken eşim makası elimden almaya çalıştı. Bu sırada ben makası bırakmak istemediğim için boğuşma yaşadık, eşim makası almak için beni hırpaladı, şikayetçi değilim" Bu durumda, ben hala, manevi tazminat davasında ceza zamanaşımı uygulanabileceğini, ancak, eski eşin ceza davasındaki bu beyanı nedeniyle, artık manevi tazminat isteyememesi gerektiğini düşünmekteyim.Dikkat edilirse, sadece şikayetçi değilim ya da beni dövdü ama şikayetçi değilim dememiş.Aksi düşünülürse, ceza ve hukuk davalarındaki farklı ifadeler, hakkın kötüye kullanımı olmaz mı?

Alıntı:
Yazan AV.ERKUT
Sayın Yılmazkan, çok teşekkür ederim. Ancak bir sorun var gibi. Çünkü, bildiğiniz üzere, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararları hukuk hakimini bağlıyor.Bunu da düşündüğümüzde, hakim "bak ceza almış, demek ki dövmüş, dövdüğüne göre tazminat ödemeli.Davacı, seni kurtarmak için böyle demiş"demez mi sizce. Bence dememeli.Eski eş olan tazminat davası davacısı, bu ifadesiyle müvekkili ceza almaktan kurtarmaya çalışmış ve evlilik birliğini sağlamaya çalışmış olsa bile,bu beyanı ile, şahsi hakkından zımnen vazgeçmiş olmaz mı? Saygılarımla.

Sayın meslektaşım,
Durumu şöyle özetleyebiliriz:
Tazminat davasının davacısı, davalının yargılandığı ceza davasında yaralama fiilini sanığın (davalının) işlemediğini, kendisinin yaptığını içerir ifade vermiş, sonuç olarak ceza mahkemesi sanığın suçunu sabit görmüş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir.
Özetle sorularınız:
1- Ceza davasındaki beyanı, tazminat davasının davacısını bağlar mı?
2- Davacı, ceza davasında şikayetçi olmadığını beyan ederse sonradan kişisel hak talep edebilir mi? Edebilirse ceza zamanaşımı uygulanır mı?

İlk sorudan başlayalım:
Bu hususta yanıt yazan Sayın yılmazkan'a katılıyorum. Ceza davasında mağdurun beyanı, hukuk davasında da kendisini bağlayacaktır. Aksi düşünce MK 2'ye aykırı olur. Yalnız şuna dikkat etmek gerekir ki; tazminat davasında, tazminat isteğinin dayandırıldığı haksız fiil ile ceza davasında mağdurun "sanığın değil, kendisinin yaptığını" söylediği eylemler aynı olmalıdır. Eğer ceza davası darp nedeni ile açılmış ve mağdurun beyanında sadece "makasla yaralamanın" sanık değil, kendisi tarafından yapıldığı beyan edilmiş ise ve başkaca deliller ile sanığın mağduru darp ettiği sonucuna varılmış ise; ceza mahkemesince belirlenmiş maddi olaylar hukuk hakimini de bağlayacaktır.
Dolayısı ile öncelikle ceza davasında sabit görülen fiil(ler) ile tazminat davasında tazminat istemine dayanak yapılan haksız fiil(ler) aynı mı diye bakmak gerekir. Olaya göre şöyle örneklenebilir: Ceza davasında "makasla yaralama" değil de, darp nedeni ile suç sabit görüldüğüne göre; tazminat davasında da sadece darp nedenine dayanılmış ise, mağdurun ceza davasındaki makasla yaralama hususundaki beyanı işinize yaramayacaktır.

İkinci sorunuza gelince:
TCK 73/7'ye göre, şikayete bağlı suçlarda bile mağdurun şikayetten vazgeçmesi üzerine ceza davası düşse dahi, mağdur bu sırada kişisel hak talebinden vazgeçtiğini ayrıca açıklamadıkça bu haklarına halel gelmez.
Dava konusu olayda ise şikayete bağlı bir suç bulunmamaktadır; bu nedenle salt şikayetten vazgeçme, sonradan kişisel hak talebinde bulunmayı engellemez ve bunlarla ilgili hukuk davalarında ceza zamanaşımı uygulanır.

Ayrıca aşağıda bağlantılarını verdiğim ve konu ile ilgili THS'de yer alan mesajları okumanızı öneririm:

http://www.turkhukuksitesi.com/showp...5&postcount=10

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=51509

http://www.turkhukuksitesi.com/showp...21&postcount=3

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=73066
Old 25-05-2012, 16:05   #17
AV.ERKUT

 
Varsayılan

Sayın Aladağ,nezaket göstererek olayı zaman harcayarak tam anlamıyla incelediğiniz ortada. Değerlendirmenize çok teşekkür ederim.
Old 16-12-2016, 14:41   #18
yasemin2332

 
Varsayılan caza davasında ikrar hakimi bağlar mı

sevgili meslektaşlarım ;
müvekkilim çocuk henüz 17 yaşında ve kız arkadaşına kızdığı için tartıştıkları ve kavgaya dönüşen olay kolluğa taşınmıştır ve bu yüzden kızan müvekkil birlikte olduklarını söylemiş cinsel birlikteliğimiz oldu demiştir anca ortada böyle bir durum bulunmamakta ve gelen raporda da birşey çıkmamıştır.
çocukta şuan tutukludur.
sizlere sormak istediğim ortada herhangi bir delil yok iken çocuğun beyanı ile bu suçu işlemiş gibi muamele görebilir mi ?
ikrar hakimi bağlar mı
bu durumda ne yapılmalıdır ?
şimdiden teşekkür ederim iyi çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tevİl Yollu İkrar, furugferruhzad Meslektaşların Soruları 5 14-03-2015 20:16
Ceza Mahkemesİnde Temyİze Cevap avrecepefe Meslektaşların Soruları 1 19-01-2012 13:33
Mahkeme Dışı İkrar mevzu hukuk Meslektaşların Soruları 1 16-06-2010 14:09
Adana AĞir Ceza Mahkemesİnde DuruŞmaya Gİrebİlecek MeslektaŞ v.o. Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 3 23-12-2006 23:30
İkrar Ve Temİnat Senedİ KADİR ALİ OSMAN TÜRE Meslektaşların Soruları 2 04-12-2006 23:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08100510 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.