Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Açık Bononun Geçmiş Tarih Atılarak Fahiş Faizle Takibe Konulması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-09-2008, 13:21   #1
Mustafa Ayhan ATALAY

 
Varsayılan Açık Bononun Geçmiş Tarih Atılarak Fahiş Faizle Takibe Konulması

Merhaba, Müvekkilimin aldığı 8.000,00 ytl lik mazota karşılık benzinlik sahibi 23.000,00 ytl den senedi 2005 senesi itibari ile icraya koymuş bu senede 18/03/2007 tarihine kadar 12.760,00ytl faiz tahakkuk ettirilmiş ondan sonrada 13.000,00ytl daha faiz tahakkuk etmiştir. Müvekkilimin benzinlikten aldığı mazot fişlerinde imzası bulunmamaktadır. Ne yapmamız gerekiyor???
Old 11-09-2008, 14:04   #2
ISTANAZ

 
Varsayılan

Menfi tespit davası açmanız gerektiğini düşünüyorum.
Old 11-09-2008, 17:09   #3
ttufek

 
Varsayılan menfi tespit

bence de menfi tespit davası açmalısınız.Ancak, verilen bono neden 8.000,00 YTL lik değil onu anlayamadım.Biraz daha ayrıntılı anlatırsanız daha iyi anlayabiliriz.
Old 16-09-2008, 10:37   #4
Mustafa Ayhan ATALAY

 
Varsayılan

bir hasat dönemi içinde muhtelif tarihlerde mazot almıştır.mazotun miktarı hasat sonunda belli olmaktadır. ayrıca bu şahıs tefecilik yaptığından dolayı müvekkilim bunun hakkında savcılıkta aleyhine ifade vermiştir bu nedenle boş bonoyu doldurarak icra takibine başlamıştır.Yani aldığı mazot 8000 ytl olduğu halde 23000ytl olarak doldurulmuştur.
Old 18-09-2008, 10:27   #5
altınhukuk06

 
Varsayılan

Tek çıkar yol menfi tespit davası açmanızdır.
Old 18-09-2008, 10:35   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ISTANAZ
Menfi tespit davası açmanız gerektiğini düşünüyorum.

Alıntı:
Yazan ttufek
bence de menfi tespit davası açmalısınız.Ancak, verilen bono neden 8.000,00 YTL lik değil onu anlayamadım.Biraz daha ayrıntılı anlatırsanız daha iyi anlayabiliriz.

Alıntı:
Yazan altınhukluk
Tek çıkar yol menfi tespit davası açmanızdır.

Bonoya karşı bu menfi tespit davasının nasıl kazanılabileceğini düşünüyorsunuz da, soru sahibi meslektaşımızı bu şekilde yönlendiriyorsunuz?
Old 18-09-2008, 12:50   #7
v. Aynur

 
Varsayılan

Sayın Mustafa müvekkilinizin mazot aldığına dair belgelerde imzası olmasa bile anladığım kadarıyla mazot karşılığında bir senet vermiş. Senet borcun sebebinden bağımsız olduğu için müvekkiliniz bu senedin karşılığını ödemek zorunda kalacaktır. Senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasında iseniz bu iddianızı yazılı bir belge ile ispat etmelisiniz. Anladığım kadarıyla böyle bir belge de mevcut değil. Bence bu durumda müvekkiliniz bu senedin karşılığını ödemek zorunda kalacak. Ancak faiz oranlarına bir bakın. Belki de fahiş bir oran istemiştir.Bu durumda belki faize itiraz edebilirsiniz. İyi çalışmalar.
Old 18-09-2008, 14:35   #8
altınhukuk06

 
Varsayılan

Sayın Cengiz Aladağ, verdiğim cevabı dikkatlice okumanızı tavsiye ediyorum. Ben, davanın kazanılıp kazanılamayacağı hakkında bir yorum yapmadım. Dava açıp açmamak kendi iradesinde olan bir husus. Sadece dava açma yoluna giderse, açacağın davanın menfi tespit davası olabileceğini yazdım. Saygılar,

Old 18-09-2008, 21:45   #9
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan altınhukluk
Sayın Cengiz Aladağ, verdiğim cevabı dikkatlice okumanızı tavsiye ediyorum. Ben, davanın kazanılıp kazanılamayacağı hakkında bir yorum yapmadım. Dava açıp açmamak kendi iradesinde olan bir husus. Sadece dava açma yoluna giderse, açacağın davanın menfi tespit davası olabileceğini yazdım. Saygılar,


Yinelemek gerekirse şöyle diyorsunuz ikinci mesajda: "Sadece dava açma yoluna giderse, açacağın davanın menfi tespit davası olabileceğini yazdım."

Oysa ilk mesajınız böyle değil. Yanıtınız zaten bir tek tümceydi. İnsan bu tek bir tümceyi en dikkatsiz haliyle okusa bile, menfi tespit davası açmayı önerdiğinizi anlayabilir.

Alıntı:
Yazan altınhukluk
Tek çıkar yol menfi tespit davası açmanızdır.

"Tek çıkar yol" dediğinize göre, bir kere bu yolun "çıkar yol" olması gerekir, "çıkmaz yol" değil. Ben de bunu anlamaya çalışıyorum: Bonoya karşı bu meslektaşımız menfi tespit davası açtığında yol nereye çıkacak ya da çıkmayacak? İşte bunu hukuksal dayanaklarıyla açıklar mısınız lütfen?
Old 19-09-2008, 10:22   #10
altınhukuk06

 
Varsayılan

1- Alacaklı hakkında tefecilikle ilgili soruşturma dosyası mevcut.
2- Benzinlik sahibiyle aralarında mazot alımı konusunda bir hukuksal ilişkinin olduğu mevcut. Her ne kadar mazot alım fişlerinde imzası bulunmasa dahi, ortada bir belge (fiş ) mevcut.
3- Mazotun belirli periyotlarla alındığı belli. ( Hasat dönemi)
4- Kullanım miktarı ve buna göre ödenecek meblağ da, hesap edilebilir nitelikte. Bir hasat döneminde kulllanılabilecek mazot bedeli hesaplanabilir mahiyette, önceki dönemlerle kıyas yapılarak. (Aynı evlerde kullanılan su veya elektrik tüketimi gibi)
5- Belirtilen vade tarihine göre talep edilen faiz miktarı çok fahiş.
6- Senedin keşide tarihiyle vade tarihi arasındaki zaman dilimi gözetildiğinde de, )soru sahibi sanırım çiftçi ve traktöründe kullanıyor) bu kadar mazot kullanması hayatın olağan akışına ters
7- Tanık da dinlenebilir vs
Sayın Meslektaşım Cengiz bey, neticede soru sahibi, ya bu kadar borçlu olmadığı bir miktarı haksız yere ödeyecek yada menfi tespit davası açarak hakkını arayacak. Kazanabilir veya kazanamaz. Neticede biz karar mercii değiliz, o konuda kesin bir şey söyleyemeyiz, kararı verecek yargılama makamı. Dava açmaya karar verecek olan da soru sahibi. Soru sahibi kişi de "bu konuda bilgisi olmayan sıradan bir vatandaş" değil, bir meslektaşımız. Kimsenin yönlendirmesiyle karar verecek bir şahıs değil. Ben kendi görüşümü ilettim, bu kadar borçlu olmadığım halde haksız yere ödeme yapmaktansa, dava yoluyla hakkımı aramayı tercih ederim.
Umarım tatmin edici olmuştur. Görüşüme saygı gösterip kendi görüşlerinizi sunarak soru sahibi meslektaşıma yardımcı olmak yerine niye böyle davrandığızı da anlamış değilim. Saygılar.
Old 19-09-2008, 14:16   #11
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan altınhukluk
1- Alacaklı hakkında tefecilikle ilgili soruşturma dosyası mevcut.
2- Benzinlik sahibiyle aralarında mazot alımı konusunda bir hukuksal ilişkinin olduğu mevcut. Her ne kadar mazot alım fişlerinde imzası bulunmasa dahi, ortada bir belge (fiş ) mevcut.
3- Mazotun belirli periyotlarla alındığı belli. ( Hasat dönemi)
4- Kullanım miktarı ve buna göre ödenecek meblağ da, hesap edilebilir nitelikte. Bir hasat döneminde kulllanılabilecek mazot bedeli hesaplanabilir mahiyette, önceki dönemlerle kıyas yapılarak. (Aynı evlerde kullanılan su veya elektrik tüketimi gibi)
5- Belirtilen vade tarihine göre talep edilen faiz miktarı çok fahiş.
6- Senedin keşide tarihiyle vade tarihi arasındaki zaman dilimi gözetildiğinde de, )soru sahibi sanırım çiftçi ve traktöründe kullanıyor) bu kadar mazot kullanması hayatın olağan akışına ters
7- Tanık da dinlenebilir vs
Sayın Meslektaşım Cengiz bey, neticede soru sahibi, ya bu kadar borçlu olmadığı bir miktarı haksız yere ödeyecek yada menfi tespit davası açarak hakkını arayacak. Kazanabilir veya kazanamaz. Neticede biz karar mercii değiliz, o konuda kesin bir şey söyleyemeyiz, kararı verecek yargılama makamı. Dava açmaya karar verecek olan da soru sahibi. Soru sahibi kişi de "bu konuda bilgisi olmayan sıradan bir vatandaş" değil, bir meslektaşımız. Kimsenin yönlendirmesiyle karar verecek bir şahıs değil. Ben kendi görüşümü ilettim, bu kadar borçlu olmadığım halde haksız yere ödeme yapmaktansa, dava yoluyla hakkımı aramayı tercih ederim.
Umarım tatmin edici olmuştur. Görüşüme saygı gösterip kendi görüşlerinizi sunarak soru sahibi meslektaşıma yardımcı olmak yerine niye böyle davrandığızı da anlamış değilim. Saygılar.

1: Alacaklı hakkında tefecilikle ilgili soruşturma olması, bonoya karşı açılan menfi tespit davasında ne işe yarar? Davacı, bonoyu borç aldığı para için verdiğini iddia etmiyor ki?
2, 3 ve 4: Alacaklı ile borçlu arasında mazot alım-satımı ilişkisi olması, borcun nedeninden soyut borç ikrarını içeren bono karşısında nasıl işe yarayacak? Bonoda "malen" kaydı olup olmadığı soruda belirtilmemiş. Yine bononun "teminat senedi" olduğuna ilişkin de soruda bilgi yok. (Olsaydı, soru sahibi meslektaşımız belirtirdi sanırım) Bono karşısında yazılı delil olmadan, "bononun bu alışverişin teminatı olarak düzenlendiği" ya da " bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu" gibi iddialar nasıl kanıtlanacak?
5: Faizle ilgili de soruda bir oran yok. 2005 yılında ticari temerrüt faizi oranları ilk altı ayda %42, sonrasında %30 idi. Soruda "23.000,00 ytl den senedi 2005 senesi itibari ile icraya koymuş bu senede 18/03/2007 tarihine kadar 12.760,00ytl faiz tahakkuk ettirilmiş ondan sonrada 13.000,00ytl daha faiz tahakkuk etmiştir." deniyor. 23.000-YTL.nin bir yıllık faizi %30'dan bile hesaplansa 6.900-YTL eder. Sorudaki gibi 2005'den 2007'ye 12.760-YTL faiz işlemiş olabilir.
6: Bonoya karşı "hayatın olağan akışı" kavramını nasıl kulanacaksınız? Bırakınız kambiyo senedini, adi yazılı bir belgeye karşı ileri sürülen iddialar yine yazılı delille kanıtlanmalıdır.
7. Yine bonoya karşı tanığı nasıl dinleteceksiniz?
Tüm maddeler için ek: Karşı tarafın ikrarı, tanık dinletmeye onay vermesi ya da yemin teklif edilip bundan kaçınması vb. halleri dışında, bonoya karşı menfi tespit davasının kazanılamayacağı kanısındayım.
Diğer yazdıklarınıza gelirsek:
Öncelikle, ilk mesajımı yalnızca size değil, kısaca ve sadece "menfi tespit davası açılması gerektiğini" belirten üç mesaja karşılık yazmıştım. Hukuksal dayanaktan yoksun bu yanıtlar elbette tatmin edici değildir ve eleştirilebilir. İlk mesajınız "Tek çıkar yol menfi tespit davası açmanızdır." tümcesinden ibaretti. Oysa bakınız, eleştirim üzerine konuyla ilgili uzun uzun yazmışsınız.
"Görüşüme saygı gösterip kendi görüşlerinizi sunarak soru sahibi meslektaşıma yardımcı olmak yerine niye böyle davrandığızı da anlamış değilim." diyorsunuz. Niye böyle yapıyorum? Belki de, bilgimi kendime saklıyor, meslektaşlarımdan esirgiyorumdur. Ne dersiniz?
Saygılarımla.
Old 19-09-2008, 23:32   #12
Av_okan

 
Varsayılan

sayın aladağ
bono konusunda tatminkar tecrübeniz olduğu aşikar benim bu soruya eklemk istediğim bir husus var yardımcı olursanız çok memnun olurum
bir bono sadece imzalanarak lehtara veriliyor(tabi lehtar kısmı boş sonradan dolduruluyor yine bononun şekil şartlarından olan keşide yeri,tanzim tarihi miktari ,yetkili mahkeme,vade) sonradan lehtar tarafından doldurulup takibe konuyor
takibe karşı mercide nasıl bir yol izleyip takibi iptal ettirebilirz
-bononun iptalini sağlayabilirmiyiz yazı ve kalem farklılığı adli tıp kurumunca tespit edilirse bu kalem ve yazı farklılığı senedin iptali sonucunu doğururu mu
-yada başkaca bir önlem alabilirmiyiz

saygılarımla
Old 20-09-2008, 06:10   #13
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av_okan
sayın aladağ
bono konusunda tatminkar tecrübeniz olduğu aşikar benim bu soruya eklemk istediğim bir husus var yardımcı olursanız çok memnun olurum
bir bono sadece imzalanarak lehtara veriliyor(tabi lehtar kısmı boş sonradan dolduruluyor yine bononun şekil şartlarından olan keşide yeri,tanzim tarihi miktari ,yetkili mahkeme,vade) sonradan lehtar tarafından doldurulup takibe konuyor
takibe karşı mercide nasıl bir yol izleyip takibi iptal ettirebilirz
-bononun iptalini sağlayabilirmiyiz yazı ve kalem farklılığı adli tıp kurumunca tespit edilirse bu kalem ve yazı farklılığı senedin iptali sonucunu doğururu mu
-yada başkaca bir önlem alabilirmiyiz

saygılarımla

Sayın Av_okan, bazı durumlarda karşınızda akıllı biri varsa, hiç bir şansınız yoktur. Ben her zaman karşı taraftakinin en az benim kadar akıllı olduğunu varsayarım. Bu varsayım bana hep yararlı olmuştur.
Sorunuza bir yanıt verebilmek için bononun nasıl doldurulduğunu bilmek gerek. Örneğin; bonoda "malen" kaydı var mı, takip alacaklısı kim, alacaklı ile borçlu arasında nasıl bir ilişki var, bu ilişkiye dair başka yazılı belgeler var mı? vb.
Esasen sizin ve sayın Atalay'ın soruları ile ilgili THS'de bir çok tartışma yapıldı. "Kavram arama" aracını kullanarak bu forumlara ulaşabilirsiniz. Saygılarımla.
Old 20-09-2008, 08:33   #14
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mustafa Ayhan ATALAY
Merhaba, Müvekkilimin aldığı 8.000,00 ytl lik mazota karşılık benzinlik sahibi 23.000,00 ytl den senedi 2005 senesi itibari ile icraya koymuş bu senede 18/03/2007 tarihine kadar 12.760,00ytl faiz tahakkuk ettirilmiş ondan sonrada 13.000,00ytl daha faiz tahakkuk etmiştir. Müvekkilimin benzinlikten aldığı mazot fişlerinde imzası bulunmamaktadır. Ne yapmamız gerekiyor???

Sayın Atalay,

Mazot fişleri, "Satıcının basılı fişlerinden" oluşuyorsa imza olmasa bile HUK.292. madde dairesinde "Yazılı delil başlangıcı" olarak kabul edilebilir ve bu "yazılı delil başlangıcını" güçlendirerek mal alımını tanıkla (HUK.274) ispatlamanız mümkün olabilir.

Böyle bir durumda Senedin lehdarı önem kazanır. Senet lehdarı mazot firması ve yine icra takibinin alacaklısı (meşru hamil) aynı firma ise, yani ciro yoksa; "mazot alımı temel ilişkisini satıcı firmanın ticari defterleri (TTK.66-76, 82,83,84 vd. ) , mazot fişleri ve tanık ifadeleriyle ortaya koyup, senedin mazot alımı nedeniyle "ifa uğruna edim" amacıyla verildiğini ve senetteki vade ve tutarın anlaşmaya aykırı biçimde yazıldığını, mazot tutarının ve işlemiş faizinin senet borcundan mahsubunun gerektiğini, fazla kısım için senedin iptalini..." İİK.72. madde ve devamı hükümleri dairesinde talep edebilirsiniz kanaatindeyim.

Meşru hamil lehdar değilse TTK.599. maddenin son fıkrası kapsamında hamilin "kötüniyetli" olduğunu ispatlamanız gerekecektir ki böyle bir ihtimalde işiniz çok zor olur.

Son olarak Vade tarihi ile takip tarihi arasındaki süreye de bakmanızda yarar var. Genellikle bu tür kişi veya firmalar faizi fazla alabilmek için zamanaşımı süresini de son haddine kadar zorlarlar. Yani 3 yılı geçmeyecek şekilde yazmaya çabalarlar. Bu arada bazen şaşırıp senetlerini (Bonolarını) zamanaşımına da uğratabilirler.

Kolay gelsin başarılar dilerim.
Old 20-09-2008, 13:44   #15
altınhukuk06

 
Varsayılan

Saim arkadaşım, benim yukarıda 7 bent halinde belirtmiş olduğum hususlara açıklık getirmiş kendisine teşekkür ediyorum. Satıcı firma sahibi hakkında tefecilikle ilgili soruşturma dosyası bulunması da, senetteki vade ve tutarın, talep edilen meblağın ne kadar gerçeği yansıttığını ortaya koyacaktır. Bononun, bir alım-satım ilişkisi neticesinde boş olarak verildiğini,satıcı tarafından sonradan gerçeğe aykırı doldurulduğunu ispat için, yalnızca senette teminat senedi veya malen kaydının bulunması mı gerekir!? Tanık beyanları, mazot fişleri ve satıcı hakkında açılan tefecilik dosyası somut olayda delil olarak kullanılabilir. Hayatın olağan akışını, alıcının dönemsel mazot tüketimi için kullandım. (mazot fişleri dayanak yapılarak) Bonoya karşı tanık dinletilemez mi!? BU ENGİN TECRÜBENİZ KARŞISINDA "BONOYA KARŞI NASIL TANIK DİNLETECEkSİNİZ" ŞEKLİNDEKİ BEYANINIZA şaşırdığımı belirtmek isterim. Senede karşı senetle ispat zorunlulugunun istisnalarını gözden geçirmenizi tavsiye ederim. (Karşı tarafın tefecilikle uğraştığını dikkate aldığımızda, senedin zor ve tehditle alınmış olduğu iddiasında da bulunabilir ve bu konuda tanık dinletebiliriz. Saygılar, keyifli günler.
Old 20-09-2008, 15:34   #16
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın altınhukluk, olay sorudaki gibi ise, ben hala tanık dinlenemeyeceği kanısındayım. Elbette karşı tarafın açık onayı varsa dinlenebilir. Ama ben buna güvenerek dava açmazdım.

Madem "senede karşı senetle ispat zorunluluğunun" istisnalarını gözden geçirmemi "tavsiye ettiniz", öyle yapayım o zaman. Umarım birşeyler öğrenebilirim.

HUMK 287 ve devamı maddelerini "tavsiyeniz üzerine" gözden geçirdiğimde, bu kuralın istisnaları olarak şunların belirtildiğini gördüm:
1- Karşı tarafın açık onayı. Bu biraz zor bir olasılık gibi görünüyor. Dediğim gibi, ben buna güvenerek dava açmazdım.
2- Miktar sınırı. Sorudaki tutar bunun üzerinde.
3- Yazılı delil başlangıcı bulunması. Olayda "mazot fişleri"nden söz ediliyor. Bunların ayrıntısı belirtilmemiş. Yazılı delil başlangıcı olabilmeleri için HUMK 292 bunların "aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaik" olması gerektiğini belirtiyor. Çeşitli içtihatlarda yazılı delil başlangıcı konusunda şöyle deniyor: "... yazılı delil başlangıcı kabul edilecek belgenin HUMK.nun 292. maddesinde görüldüğü gibi, akte taraf olanların imzasını taşıması ya da onların eli ürünü olması zorunludur." (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2004/13766 E., 2005/986 K., 08.02.2005). Olayda sözedilen "mazot fişleri"nin niteliği belirtilmemiş. Bu fişlerin karşı taraftan kaynaklandığının kabul edilip edilmeyeceği belli değil. Karşı tarafın yazısı, imzası, parafı vb. unsurları taşımayan bir belgenin yazılı delil başlangıcı sayılması biraz zor. Çeşitli Yargıtay kararlarında, karşı tarafın imza, paraf ya da yazısını içermeyen bilet, sevk irsaliyesi gibi belgelerin yazılı delil başlangıcı olmadığını belirtilmiştir. Bu açıdan sayın Saim'in "Mazot fişleri, "Satıcının basılı fişlerinden" oluşuyorsa imza olmasa bile HUK.292. madde dairesinde "Yazılı delil başlangıcı" olarak kabul edilebilir ve bu "yazılı delil başlangıcını" güçlendirerek mal alımını tanıkla (HUK.274) ispatlamanız mümkün olabilir." şeklindeki yanıtına da katılmıyorum.
4- HUMK 293'deki haller.
a) Soruda usul, füru, eş, damat vb. gibi 293/1'de sayılan akrabalardan sözedilmediğine göre bu fıkrayı geçiyorum. Kaldı ki, akrabalar arasındaki işlemlerde senet düzenlenmişse, yine "senede karşı senetle ispat" kuralının uygulanacağını biliyoruz.
b) "Cürümden mütevellit olsun olmasın tazminatı müstelzim fiiller" diyor HUMK 293/2. Soru sahibinin yazdığına göre olayda böyle bir şey de yok.
c) Olayda yangın, deniz kazası vb. gibi haller de yok. Kaldı ki, bu fıkra "senet alınması mümkün olmayan haller" için konulmuş.
d) 293/4 de benzer şekilde "halin icabına ve iki tarafın vaziyetlerine nazaran senede raptı müteamil olmıyan muameleler"den sözediyor; geçiyorum.
e) 293/5 hata, hile, gabin, cebir ve ikrah hallerini düzenlemiş. Önceki yanıtlarınızda yoktu ama son mesajınızda "Karşı tarafın tefecilikle uğraştığını dikkate aldığımızda, senedin zor ve tehditle alınmış olduğu iddiasında da bulunabilir ve bu konuda tanık dinletebiliriz" diyorsunuz. Hayır, çünkü soruda böyle bir iddia yok. Karşı tarafın tefecilikle uğraşması, hatta bu nedenle mahkum olsa bile, sorudaki bononun tefecilik faaliyeti ile elde edildiği, hile ile ele geçirildiği vb. iddialar olmadığından yine tanık dinletilemez.
5- HUMK 294'deki istisnayı da olayımızla ilgisi olmadığından geçiyorum.

Bunlar dışında "malen" ya da "nakden" kaydının önemi konusunda, özellikle "ispat yükünün yer değiştirmesi" konusunda yazacaklarım var ama kızım rahat bırakmadığından şimdilik yazamıyorum. Saygılarımla.

Not: Yanıtımı hazırlamış ama evdeki küçük canavar nedeniyle siteye aktaramamıştım. Bu arada sayın meslektaşımız kullanıcı adını "altınhukuk06" olarak değiştirmiş. Sanırım önceki bir klavye hatasının ürünüydü. Hayırlı olsun diyorum.
Old 20-09-2008, 16:22   #18
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
3- Yazılı delil başlangıcı bulunması. Olayda "mazot fişleri"nden söz ediliyor. Bunların ayrıntısı belirtilmemiş. Yazılı delil başlangıcı olabilmeleri için HUMK 292 bunların "aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaik" olması gerektiğini belirtiyor. Çeşitli içtihatlarda yazılı delil başlangıcı konusunda şöyle deniyor: "... yazılı delil başlangıcı kabul edilecek belgenin HUMK.nun 292. maddesinde görüldüğü gibi, akte taraf olanların imzasını taşıması ya da onların eli ürünü olması zorunludur." (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2004/13766 E., 2005/986 K., 08.02.2005). Olayda sözedilen "mazot fişleri"nin niteliği belirtilmemiş. Bu fişlerin karşı taraftan kaynaklandığının kabul edilip edilmeyeceği belli değil. Karşı tarafın yazısı, imzası, parafı vb. unsurları taşımayan bir belgenin yazılı delil başlangıcı sayılması biraz zor. Çeşitli Yargıtay kararlarında, karşı tarafın imza, paraf ya da yazısını içermeyen bilet, sevk irsaliyesi gibi belgelerin yazılı delil başlangıcı olmadığını belirtilmiştir. Bu açıdan sayın Saim'in "Mazot fişleri, "Satıcının basılı fişlerinden" oluşuyorsa imza olmasa bile HUK.292. madde dairesinde "Yazılı delil başlangıcı" olarak kabul edilebilir ve bu "yazılı delil başlangıcını" güçlendirerek mal alımını tanıkla (HUK.274) ispatlamanız mümkün olabilir." şeklindeki yanıtına da katılmıyorum.

Tartışmada arada kalıp, kafamın kırılmasına-gözümün morarmasına üzülürüm ama... Yine de yazmak zorunda hissediyorum:

Basılı mazot fişi, muhakkak bir yazı içerecektir. Yoksa boş mazot fişini kastetmiyoruz Sayın Aladağ!

Ayrıca, benzin istasyonu sahibinin yazısı da şart değildir. Çalışanın yazısı bile kafidir. Yeterki bu fişlerde en azından alınan mazot litresi ve tarih yazılı olsun. Tutar belirlenebilir niteliktedir.

Mazot fişi doldurulmuş olmak kaydıyla imza olmasa bile bu fişin Yazılı delil başlangıcı olabileceği kanaatimi tekrar ediyorum.
Old 21-09-2008, 08:03   #19
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Tartışmada arada kalıp, kafamın kırılmasına-gözümün morarmasına üzülürüm ama... Yine de yazmak zorunda hissediyorum:

Basılı mazot fişi, muhakkak bir yazı içerecektir. Yoksa boş mazot fişini kastetmiyoruz Sayın Aladağ!

Ayrıca, benzin istasyonu sahibinin yazısı da şart değildir. Çalışanın yazısı bile kafidir. Yeterki bu fişlerde en azından alınan mazot litresi ve tarih yazılı olsun. Tutar belirlenebilir niteliktedir.

Mazot fişi doldurulmuş olmak kaydıyla imza olmasa bile bu fişin Yazılı delil başlangıcı olabileceği kanaatimi tekrar ediyorum.

Sayın Saim, olaydaki borçlunun elinde "mazot fişi" olduğundan emin misiniz? Bakınız soruda şöyle deniyor:

Alıntı:
Yazan Mustafa Ayhan ATALAY
Müvekkilimin benzinlikten aldığı mazot fişlerinde imzası bulunmamaktadır.

Bu, "müvekkilimin elindeki mazot fişlerinde alacaklının imzası bulunmamaktadır" anlamında mı, yoksa "müvekkilimin aldığı mazota karşılık verdiği fişlerde kendi imzası bulunmamaktadır" anlamında mı? Düşününüz, böyle bir ilişkide mazot fişi, mazotu alana mı verilir? Ama belki de iki surettir bu fişler. Yine de soruda açıklık yok.

Bence en iyi yanıtı Av.Aynur (v.Aynur) vermiş. Sorudaki "bilinenler" ile verilmesi gereken bir yanıt. Bu arada onun da kullanıcı adı klavyenin azizliğine uğramış.

Alıntı:
Yazan Saim
Tartışmada arada kalıp, kafamın kırılmasına-gözümün morarmasına üzülürüm ama...

Teessüf ederim; ne zaman kafanızı kırdık, gözünüzü morarttık? Belki istemeden kalbinizi kırmışımdır, bilemiyorum.
Old 21-09-2008, 08:34   #20
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Sayın Saim, olaydaki borçlunun elinde "mazot fişi" olduğundan emin misiniz? Bakınız soruda şöyle deniyor:



Bu, "müvekkilimin elindeki mazot fişlerinde alacaklının imzası bulunmamaktadır" anlamında mı, yoksa "müvekkilimin aldığı mazota karşılık verdiği fişlerde kendi imzası bulunmamaktadır" anlamında mı? Düşününüz, böyle bir ilişkide mazot fişi, mazotu alana mı verilir? Ama belki de iki surettir bu fişler. Yine de soruda açıklık yok.

Bence en iyi yanıtı Av.Aynur (v.Aynur) vermiş. Sorudaki "bilinenler" ile verilmesi gereken bir yanıt. Bu arada onun da kullanıcı adı klavyenin azizliğine uğramış.



Teessüf ederim; ne zaman kafanızı kırdık, gözünüzü morarttık? Belki istemeden kalbinizi kırmışımdır, bilemiyorum.

Sayın Aladağ,

Benim açıklamalarım genel içeriklidir ve bence çok açıktır. Ben, mazot fişi satıcının basılı fişi ise ve bu fiş satıcı veya çalışanının yazısını içeriyorsa yazılı delil başlangıcı sayılabilir diyorum. Bütün yazımda olabilirlik ifade eden "olabilir", "yapılabilir", "kabul edilebilir" gibi ifadeler yer almakta.

Her olayı mahkeme kendi koşulları içinde değerlendirecektir. O firmanın ve benzer firmaların, iş ve işlemlerinde herkese karşı uygulanan "Ticari örf ve adet" de önemlidir. Bunları da mahkeme değerlendirecektir. Elbette ki soru sahibinin sorusunu netleştirmesi sağlıklı sonuç için gereklidir.

Ben sadece soru soran meslektaşımızın sorusu ile sınırlı cevap veriyorum. Yoksa elbette ki makbuzda kimin yazısı var bilemem, kaldı ki böyle bir ifadem de yok. Soruya bağlı kalarak olabilirlik üzerine "Genel hukuk kuralları" dairesinde cevap yazdım hep.

Kafamı gözümü morartma olayına gelince, o bir mecazi ifade idi.

Yine bu arada beni hiç kırmadınız. Rahat olun.
Old 21-09-2008, 15:54   #21
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Hukuk ihtilafı hakkında bir yandan düşünürken, bir yandan da savcılığa açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan şikayette bulunmakta yarar vardır. Şahsın evvelce tefecilik suçlaması nedeniyle yargılanırken, borçlunun aleyhine tanıklık yapmış olması önemli bir ayrıntıdır. Bu durum, hakkında yürütülecek soruşturmanın ciddiye alınması için önemli bir etken olacaktır. (Çoğu sıkışmış borçlunun alacaklıları şikayet etme yolunu kullanmasına atfen) Her ne kadar Ceza Mahkemesinin vereceği karar hukuk hakimini bağlamasa da bu soruşturma esnasında verilecek ifadeler lehinize önemli kanıtlar sağlayabilir.
Alıntı:
Açığa imzanın kötüye kullanılması

MADDE 209 - (1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (SULH CEZA MAHK.)

(2) İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır.
Old 21-09-2008, 17:08   #22
korayoz

 
Varsayılan

burada savcılığa başvurulması ve açığa imzanın kötüye kullanıldığının belirtilmesinden başka bir çare yok gibi gözüküyor. hukuk davalarında artık imzalı senete karşı ispat araçları kesin delillerle sınırlandırılmış durumda. kişi artık attığı imzanın sonuçlarına katlanmalıdır şeklinde yargıtay ın birçok içtihatı var. ayrıca ceza davasından da bir sonuç alınamayabilir çünkü 3 senelik bir olay ve ancak harekete geçiliyor.
Old 21-09-2008, 20:46   #23
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan korayoz
burada savcılığa başvurulması ve açığa imzanın kötüye kullanıldığının belirtilmesinden başka bir çare yok gibi gözüküyor. hukuk davalarında artık imzalı senete karşı ispat araçları kesin delillerle sınırlandırılmış durumda. kişi artık attığı imzanın sonuçlarına katlanmalıdır şeklinde yargıtay ın birçok içtihatı var. ayrıca ceza davasından da bir sonuç alınamayabilir çünkü 3 senelik bir olay ve ancak harekete geçiliyor.

Ticaret şirketlerini ayrık tutmanızda fayda var.
Old 22-09-2008, 11:37   #24
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan

Ceza soruşturması ve kovuşturmasında BONO üzerine atılan imzanın kötüye kullanıldığını tanıkla ispatlayamıyoruz diye biliyorum. Yargıtay'ın (çok eleştirilen) yaklaşımı bu hususun da yazılı belge ile ispatlanması gerektiği yönünde yanlış hatırlamıyorsam.

Bu olayda senet üzerinde malen, nakden, teminat gibi bir kayıt var ise yahut davalı senedin veriliş nedeni ile ilgili olarak dava sırasında bir beyanda bulunmuş ise belki ispat yükünün yer değiştirmesi olanağından yararlanılabilir
Bu yol dışında kazanılmış bir menfi tespit avasına rastlamış da değilim.
Old 26-09-2008, 14:24   #25
Mustafa Ayhan ATALAY

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım, gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim.bu bilgiler ışığında menfi tespit davası açılabilir ise de ispatlaması mümkün olmadığından ayrıca %40 icra inkar tazminatı da göz önüne alınarak davanın açılmaması gerekir.tekrardan teşekkürler...
Old 03-10-2008, 20:39   #26
avukat1980

 
Varsayılan

senet sebepten mücerrettir..alacaklı benim kaşım adamın hoşuna gitti yazdı senedi verdi demesi bile menfi tespit davasını kaybetmeniz için yeterli bir gerekçe..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Nafaka kararının takibe konulması-sıra cetveli Burak Demirci Meslektaşların Soruları 12 13-06-2011 10:04
Bononun Kaybolması Nedeniyle İptal Davası ve Açık Bonunun Durumu Av.Ufuk Meslektaşların Soruları 5 01-08-2010 14:26
İki bononun ödenmemesi halinde geriye kalan vadesi gelmemi senetler takibe konulur mu dadaş Meslektaşların Soruları 10 30-06-2009 10:58
İki davalı lehine birlikte hükmedilen vekalet ücretinin ayrı ayrı takibe konulması Selahattin Meslektaşların Soruları 5 11-04-2007 12:06
Vergi İadesi İçin Maaşın Hakedildiği Tarih Mi,yoksa Alındığı Tarih Mi Esastır nalan Hukuk Soruları Arşivi 3 04-03-2002 21:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09388804 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.