Hile ve tehdit ile bankadan para çektirme

İyi günler sayın meslektaşlarım,
Bugün zorunlu mağdur müdafii olarak gittiğim bir olayla ilgili ancak işin ceza boyutundan bağımsız bir durumla ilgili görüşlerinize ihtiyacım var.
Müvekkilim 12 yaşında kız çocuğu, annesi cahil menenjit geçirmiş 50 yaşında ve ayırtım gücüne sahip değil kanısındayım. Baba 10 yıl önce vefat etmiş. Babalarından kalan ve kendilerinin biriktirdiği 60bin TL civarında bankada paraları varmış. Kızın dayısı bu paraya göz koyuyor, kızı ve annesini dövüyor tehdit ediyor. Kız, annesiyle ahırdan bozma bir yerde yaşıyor ve sahip çıkan kimsesi yok. Dayı en sonunda size ev alacağım diye anneyi kandırıyor ve bir kağıda imzasını alıp bankadan parayı çekiyor( veya bir şekilde kadına çektiriyor, bu kısım net değil çünkü kadın kendini net olarak ifade edemeyecek bir akli durumda) Kadının eşinden kalan maaşı da aynı yöntemle çekiyor. Bu durumda ne gibi bir yol izlemeliyim. Hile ve ikrah ile alınan bu paraları sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasıyla mı, haksız fiile dayalı bir davayla mı yoksa istihkak davası ile mi istemeliyim? Meslektaşlarım değerli görüşlerini paylaşırlarsa sevinirim. Saygılarımla

Sayın meslektaşım;

BK 30.madde ikrahı düzenlemektedir.Yasanın 30/2 ye göre bir hakkın yda kanuni bir yetkinin kullanılmasından söz etmektedir.Bu hak yada yetki kullanılırken hak yada yetkinin kullanımı tehdit yada korkutmadan meydana gelmesi şarttır.Somut olayda ikrah yoluyla kağıt imzalatılarak bankadan para çekilmesi vardır ve ayırtetme gücünden yoksun olan kişi ile yapılan sözleşme irade olmadığından dolayı zaten meydana gelmemiştir ancak bir an bile ayırtetme gücünün var olduğunu düşündüğümüzde ikrah ile taraflar arasında bir hukuki ilişkinin gerçekleşmesi durumu mevcuttur.Dolayısıyla olayın öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde ve davanın ikraha dayalı olarak açılacak bir alacak davası olması gerektiğini düşünüyorum.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
2 - İKRAHIN ŞARTLARI
Madde 30 - İkrah olunan taraf, hal ve mevkiine nazaran kendisinin yahut yakın akrabasından birinin hayat veya şahıs veya namus yahut malları ağır ve derhal vukubulacak bir tehlikeye maruz olduğuna kanaat getirdiği takdirde ikrah, muteber addolunur.
Bir hakkın veya kanuni salahiyetin isteneceği ve kullanılacağı tehdidi ile müzayakaya düçar olan kimsenin yaptığı akit, tehdit eden için fahiş menfaatler temin etmiyorsa; bu tehdit, ikrahı muteber addolunmaz.

Parayı çeken kişi büyük ihtimalle mağdurun kendisidir diye düşünüyorum. Çünkü başkasının para çekebilmesi için öncelikle noterden özel vekaletname alınmalı. Mağdur Notere gidildiğini hatırlayabilirdi.
Bu düşünceden hareketle yapılan tamamen haksız fiil.
Eğer ortada bir vekaletname var ve buna dayanılarak para alınmışsa, vekalet aktinin kötüye kullanılması veya hile/ikrah/hataya dayanabilirsiniz. Ama bunlardan hangisini seçerek dava açtığınızın bir önemi yoktur. Hakim belirttiğiniz hukuki sebeple bağlı değildir. Vekalet ile para çekilmiş ve hile/ikrah/hatayı kanıtlayamayacak iseniz de vekalet akti nedeni ile çekilen paranın mağdura teslim edildiği kanıtlanamamış ise vekalet aktinin kötüye kullanılması nedeni ile dayıya dava açabilirsiniz.Davayı terditli açıp önce hile/ikrah/hataya dayanıp olmadığı takdirde vekalet aktinin kötüye kullanılması diyebilirsiniz.

Sayın meslektaşım bende aynı düşünücelere katılıyorum ancak meslektaşın aktarmış olduğu olay kurgusunda bir kağıda imza attırarak çekiyr yada mağdurun kendisine çektirtiyor.OLayın bu boyutu net değil ve bu sebeple ben olaydan anladığım kadarıyla ikraha dayandım.Haksız fiil olarak aılmasında da sizi anlatmış olduğunuz ihtimalde pekala mümkün olabileceğini düşünüyorum.SAYGILARIMLA.